02 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

IMF BAŞKANINA AYAKKABI FIRLATILDI

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Bilgi Üniversitesinde konferans verdiği salonda dinleyiciler arasındaki bir kişi tarafından ayakkabı fırlatılarak, protesto edildi. Başkan Dominique Strauss-Kahn, konferans sırasında konuşmasının ardından soruları cevaplarken, Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü öğrencisi ve Birgün gazetesi çalışanı Selçuk Özbek ayağa kalkarak ayakkabısını Kahn’ın bulunduğu sahneye fırlattı.

IMF Başkanına da ayakkabı

UluslararasI Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Bilgi Üniversitesinde konferans verdiği salonda dinleyiciler arasındaki bir kişi tarafından ayakkabı fırlatılarak, protesto edildi. Başkan Dominique Strauss-Kahn, konferans sırasında konuşmasının ardından soruları cevaplarken, Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü öğrencisi ve Birgün gazetesi çalışanı Selçuk Özbek ayağa kalkarak ayakkabısını Kahn’ın bulunduğu sahneye fırlattı. Ayakakkabı Kahn’a isabet etmezken, soru sormaya hazırlanan bir öğrencinin başına çarptı. Başkan Dominique Strauss-Kahn’ı, konferans sırasında konuşmasının ardından soruları cevaplarken, ayakkabı fırlatan Özbek salondan çıkarılması sırasında da yanında bulunan Zeynep Çatalkaya adlı öğrenci pankart açmak istedi. Güvenlik görevlileri Çatalkay’nın pankart açmasını engelleyerek, salondan çıkardı. Ayakkabı fırlatma protestosundan sonra konferans salonundaki bazı öğrenciler de alkışlarla Kahn’ı protesto etti. Bu sırada Kahn, son soruyu da cevapladı ve konferansı bitirdi.

Kahn’ın konferans salonundan dışarıya çıktığı sırada da, bazı öğrenciler ayağa kalkarak IMF ve AKP aleyhinde slogan atarak Kahn’ı protesto etti.

Protestonun ardından, konferansın bitmesiyle salon boşaltılarak basın mensupları üniversiteden çıkarıldı. Bu arada, ayakkabı fırlatan Özbek yanında pankart açmaya çalışan Çatalkaya polis tarafından göz alatına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğüne götürüldü. Öte yandan Strauss-Kahn’ın konuşması sırasında Bilgi Üniversitesi’nin Dolapdere’deki yerleşkesinin girişinde protesto eylemi yapan 15 kişi emniyet güçlerince gözaltına alındı.

STRAUSS-KAHN: TÜRK ÖĞRENCİLERİ KİBAR

Kahn, kendisine yönelik protestoyla ilgili olarak, Türk öğrencilerinin kibar olduğunu, şikayetlerini dile getirmek için toplantının sonuna kadar beklediklerini ifade etti. Kahn, IMF olarak açık tartışmalara önem verdiklerini, öğrencilerle bir araya gelerek onların görüşlerini almaktan memnun olduklarını belirtti. Kahn, herkes görüş birliği içinde olmasa bile IMF olarak yapılması gerekeni yapmak durumunda olduklarını kaydetti.

ATALAY: SINIRI AŞAN BİR ŞEY

İçİşlerİ Bakanı Beşir Atalay, IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn’a yapılan ayakkabılı protestoyla ilgili olarak, “Sınırı aşan bir şey. Doğrusu IMF Başkanı ve heyet de çok fazla önemsemediler konuyu ama bizim için üzücü. Türkiye böylesine büyük bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. Bizim bunu iyi karşılamamız, toplantıların iyi geçmesi lâzım” dedi.

TOPLANTI DA PROTESTO EDİLDİ

Bu arada, IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarını protesto eden biri kadın 3 kişi, AKP Şişli İlçe Merkezi’nin bulunduğu binaya ‘’IMF Defol’’ yazılı pankart astı. Protestocular daha sonra gözaltına alındı.

02.10.2009


 

FAKİRLİĞİN SEBEBİ SÖMÜRÜ DÜZENİ

Türk-İş tarafından hazırlanan ‘’IMF-Dünya Bankası Kavşağında Türkiye-Sendikal Yaklaşım’’ isimli raporda, Türkiye’de ve dünyada başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere ‘’uluslararası sermaye örgütlerine’’ yönelik tepkilerin temelinde, bu kurumların ülkelere önerdiği politikaların ulusal çıkarlara aykırı olması ve başta çalışanlar olmak üzere, dar ve sabit gelirli kesimlerin yaşama ve çalışma şartlarını kötüleştirmesi bulunduğu savunuldu.

ÖDEDİKÇE BORCUMUZ ARTIYOR

Raporda, ‘’IMF’den Türkiye’ye dost olmayacağı, önerilerinden reçete çıkmayacağı’’ ifade edilerek, ‘’IMF-Dünya Bankası patentli politikaların terk edilmesi çağrımızı yineliyor ve siyasî tercihin bu yönde oluşmasını talep ediyoruz’’ denildi. Raporda, yıllık dış gelirin sürekli ve önemli ölçüde giderlerin altında kaldığı belirtilerek, ‘’Bu süre içinde dış borcumuz da yükselmiştir. İlginç olan nokta ise bu borçların ödendikçe azalmayıp artmasıdır’’ denildi.

02.10.2009


 

Tuzla’da 128. ölüm

Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde çalıştığı tersanede gemiden düşerek yaralanan bir işçi, kaldırıldığı hastanede öldü.

DİSK’e bağlı Liman, Tersane, Gemi Yapım ve Onarım İşçileri Sendikası’ndan (Limter-İş) alınan bilgiye göre, Desan Tersanesi’nde çalıştığı gemide, 22 Eylül günü yüksekten ambara düşen Halil Daş (26), kaldırıldığı hastanede vefat etti. Raf ve boya işleri yaptığı bildirilen evli 2 çocuk babası Daş’ın cenazesi, Adlî Tıp Kurumunda yapılan otopsinin ardından yakınları tarafından alınarak toprağa verilmek üzere memleketi Şanlıurfa’ya götürüldü. Limter-İş, Daş’ın ölümüyle Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde iş kazası sonucu ölen işçi sayısının 128’e yükseldiğini bildirdi.

02.10.2009


 

C. G’nin kemik yaşı tesbit edildi

Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı C. G’nin, kemik yaşı tesbiti yapıldı.

C. G, tutuklu bulunduğu Maltepe Ceza İnfaz Kurumları’ndan, geniş güvenlik tedbirleri altında dün sabah saatlerinde Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirildi. Hastanenin radyoloji bölümünde C. G’nin röntgeninin çekildiği ve bazı kontrollerden geçtiği öğrenildi. C. G’nin, kemik yaşının tesbiti için sağlık kurulu heyetine girdiği bildirildi.

02.10.2009


 

Sağlıkta katılım payı, yargıda

Memur-Sen, kamu görevlilerinin muayenelerde katılım payı ödemesini düzenleyen tebliğin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştaya başvurdu.

Konfederasyon, 18 Eylül 2009 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Tedavi Katılım Payının Uygulanması Hakkında Tebliğ’in yürütmesinin durdurulması ve iptali ile tebliğin dayanağını oluşturan 178 sayılı kanun hükmünde kararnamenin geçici 8. ve 9. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesinden iptal talebinde bulunulması talebiyle Danıştayda dâvâ açtı. Dâvâ dilekçesinde, sağlık hizmetlerinin neredeyse bütününden katılım payı alınmasını öngören düzenlemeyle, kamu görevlilerinin sağlıklarını korumak ile ücret ödememek arasında tercih yapmak zorunda bırakıldığı savunuldu.

02.10.2009


 

El bagajındaki sıvılara sınırlama

Sabİha Gökçen Havalimanı hariç, dış hat uçuşlarına açık bütün havalimanlarından yapılacak yurt dışı uçuşlarda, dündan itibaren yolcuların el ve kabin içi çantalarında taşıyabilecekleri sıvılara sınırlama getiren uygulamaya geçildi.

Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali girişinde ve arındırılmış salon girişlerinde uygulamayla ilgili bilgilendirici panolar yer aldı. Uygulama kapsamında yolcular, uçak içerisine alacakları 100 mililitreyi geçmeyen sıvı, jel ve spreyleri 20X20 santimetre boyutlarında ağzı kilitli şeffaf plastik poşet içerisine koydular. Uçak altı bagajlarda ise herhangi bir sıvı kısıtlaması uygulanmayacak.

02.10.2009


 

ZEYDİ DE, BUSH’A FIRLATMIŞTI

IMF Başkanı Kahn’a yapılan ayakkabılı protestonun bir benzeri geçtiğimiz yıl ABD eski Başkanı George W. Bush’a yapılmıştı.

O dönem ABD Başkanı olan Bush, Irak’a gerçekleştirdiği son gezide yaptığı basın toplantısında Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi iki ayakkabısını da çıkarıp Bush’a fırlatmıştı. Gözaltına alınıp tutuklanan El Zeydi Irak’ta kahraman ilân edilmiş, bir yıl tutuklu kaldıktan sonra geçtiğimiz günlerde serbest bırakılmıştı.

02.10.2009


 

TÜSİAD: İcraat listesinde AB yok

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, dış politik icraat listesinde henüz AB’yi görünmediğini belirterek, “AB, Türkiye’yi kaybetmek üzeredir ve bundan ciddî zarar görecektir.

Böyle bir gelişmeden ülke olarak bizim de zarar göreceğimiz aşikârdır” dedi.

TÜSİAD YİK toplantısında konuşan Koç, küresel krizle ilgili olarak herkesin iyimser olmaya daha yatkın olduğunu ancak, bugün için ne yazık ki ‘’çok şükür geçti’’ diyemediklerini söyledi.

Mustafa Koç, TÜSİAD olarak yıllarca Türkiye’nin bütün komşularıyla sorunlu olmasını zaman zaman eleştirdiklerini, on yıllar sonra ilk defa kronik dış politika sorunlarında bazı adımlar atılıyor olmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, ‘’Orta Doğu’da anlaşmazlıkların çözümüne katkıda bulunmak; Suriye ve Irak ile olumlu ilişkiler geliştirmek, İran ile diyalog kapısını açık tutma konusunda katkı sunan ülke olmak, Rusya ile stratejik işbirliğine girmek ve nihayet Ermenistan ile tüm dünyanın dikkatle izlediği bir açılımın ilk adımlarını atmak, hükümetin çok önemli başarıları olarak tarihe geçecektir’’ dedi.

Dileklerinin, aynı başarının hükümetin kararlılıkla çaba sarfettiği Kıbrıs meselesinde de gösterilmesi olduğunu söyleyen Mustafa Koç, şunları kaydetti: ‘’Ne yazık ki, bu başarılı dış politik icraat listesinde henüz AB’yi göremiyoruz. AB, Türkiye’yi kaybetmek üzeredir ve bundan ciddî zarar görecektir. Böyle bir gelişmeden ülke olarak bizim de zarar göreceğimiz aşikârdır. Türkiye’de geçmiş tüm hükümetler, ellerini çabuk tutma konusunda son derece isteksiz davrandıkları için, bugün AB içindeki bazı ülkelerin, kendi iç siyasal sorunları nedeniyle bizi oyunun dışına sürüklemek istemesine maalesef seyirci kalıyoruz.’’

Hükümetin, bu tıkanmayı açmanın yolunu bölgede Türkiye’nin gücünü pekiştirmekte bulmuş olabileceğini ifade eden Koç, bölgesinde güçlü bir Türkiye’nin AB ile pazarlık masasına eli daha kuvvetli oturacağının da bir gerçek olduğunu söyledi.

O pazarlık masasında bir başka önemli gerçeğin de arkada güçlü bir kamuoyu desteği olduğuna işaret eden Koç, ‘’Eğer 2014’te AB’ye tam üyelik hedefimizi hala muhafaza ediyorsak, bunun ancak topyekûn bir destek ve seferberlikle gerçekleşebileceğini aklımızdan çıkarmamamız gerekir’’ dedi.

Mustafa Koç, demokratik açılımla ilgili olarak, ‘’Bir açılım söz konusu olacaksa önce barajı indirmenin ve parlamentoda temsilin yolunu genişletmek düşünülmeli ve neredeyse hiçbir ülke parlamentosunda örneği bulunmayan mevcut uygulama düzeltilmelidir’’ dedi.

AB İLE İLİŞKİLER BİR SÜREDİR SAĞLIKSIZ

YİK Toplantısının açılışındaki yaptığı konuşmada, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin bir süreden beri sağlıksız şekilde sürdüğünü ifade ederek, ‘’Teknik olarak müzakerelerin devam ediyor olması, Türkiye’de yapısal reform iştahının azaldığı, AB üyelerinden bazılarının ise Türkiye’ye karşı kabul edilemez ölçüde hasmane bir tutum içinde oldukları gerçeğini gizleyemiyor’’ dedi.

02.10.2009


 

‘Halk’ Partisi halkın seçmesine karşı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin alt yapısının bulunmadığını iddia ederek, TBMM’de bir uzlaşma sağlanırsa Cumhurbaşkanının Parlamento tarafından seçilmesine yönelik sisteme yeniden dönülmesine yönelik düzenlemeye destek vereceklerini söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi, halktan korkuyor

CHP, TBMM’de bir uzlaşma sağlanırsa Cumhurbaşkanının Parlamento tarafından seçilmesi sistemine yeniden dönülmesine yönelik düzenlemeye destek verecek. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Deniz Baykal başkanlığında toplandı. Alınan bilgiye göre, gündemdeki konuların değerlendirildiği toplantıda DTP’li milletvekillerinin mahkemeye zorla getirilmeleri kararı da ele alındı. Baykal, buna ilişkin olarak, ‘’Yasal çözüm bulunmalı. Biz her zaman dokunulmazlıkların daraltılmasından yana olduk’’ dedi. Konunun yasal çözümüne yönelik teklifler de getiren Baykal, ‘’Ya dokunulmazlar kaldırılır ya da bütün dokunulmazlık dosyaları TBMM Genel Kurul’unda görüşülür, dokunulmazlıklar kaldırılır ve herkes gider hesabını yargıda verir’’ diye konuştu. MYK toplantısında Hükümet’in TBMM’ye sevk etme kararı aldığı Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin uyum yasası da ele alındı. Baykal, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin alt yapısının bulunmadığını savunarak, TBMM’de bir uzlaşma sağlanırsa Cumhurbaşkanının Parlamento tarafından seçilmesine yönelik sisteme yeniden dönülmesine yönelik düzenlemeye destek vereceklerini söyledi.

02.10.2009


 

Ergenekon’da 112. duruşma yapıldı

Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dâvâ ile birleştirilen birinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsının 112. duruşması yapıldı. Duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanık geldi.

Ergenekon dâvâsında 112. duruşma yapıldı

DANIŞTAY ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci ‘’Ergenekon’’ davasının 112. duruşmasına dün devam edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda görülen duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanık geldi. Tutuklu sanıklar Ergün Poyraz, Ümit Sayın, Sevgi Erenerol ve Oktay Yıldırım ise duruşmaya katılmadı. Duruşmada tutuksuz sanıklar Güler Kömürcü Öztürk ve İbrahim Benli de hazır bulundu. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, 111. duruşmada alınan ara kararlar gereği gönderilen cevap yazılarını okudu. Şengün, Amerikan Hastanesi’nden gönderilen yazıyla da İlhan Selçuk’un bu hastanede tedavisinin devam ettiği, yürüyemeyecek durumda olup, sol kolunu kullanamadığı, günlük aktivitelerini de hemşire desteğiyle gerçekleştirdiğinin bildirildiğini kaydetti. Şengün, Alparslan Aslan için İstanbul Barosundan avukat Oğuz Kayıran’ın atandığını, Osman Yıldırım için de avukat Ramazan Zeybek’in görevlendirildiğini ifade etti.

02.10.2009


 

Atalay: Bursa’daki tahrik araştırılıyor

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, Bursaspor ile Diyarbakırspor arasında oynan futbol maçında yaşanan olaylarla ilgili, “Oraya bazı pankartlarla hazırlıklı gelinmiş.

Yani bu provokatif hazırlığı kimlerin yaptığı, yaptırdığı, tahrik ettiği konusunda valilik şu anda bir çalışma yaptırıyor. Gerekirse biz de buradan takviye edeceğiz” dedi.

AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısına gelişinde gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Atalay, bazı DTP milletvekillerinin polis zoruyla mahkemeye götürülmesi kararına ilişkin ‘’Götürülmeyecekler mi? Böyle görüntüleri tekrar yaşamayacaklar mı?’’ sorusuna, ‘’Arkadaşlar söylemiştim, dileğimiz o’’ diye karşılık verdi.

Beşir Atalay, demokratik açılımla ilgili TBMM Genel Kurulu’nda yapılacak açık oturumun tarihinin belirlenip belirlenmediğinin sorulması üzerine şunları söyledi: ‘’O henüz netleşmedi ama size iki konuda bu vesileyle bilgi vereyim. Onun netleşmesi, partilerin, Meclisin programına bağlı, bizim dışımızda bir şey. Bursa’da bir maç olayı oldu. Onun üzerinde yoğun çalışıyoruz. Oraya bazı pankartlarla hazırlıklı gelinmiş. Yani bu provokatif hazırlığı kimlerin yaptığı, yaptırdığı, tahrik ettiği konusunda valilik şu anda bir çalışma yaptırıyor. Gerekirse biz de buradan takviye edeceğiz. Bursa Valisi de dün bazı açıklamalar yaptı. Önemli görüyoruz bunu. Provoke amacı taşıyan hareketlerdir bunlar. Onun üzerinde çok yoğun, derinlemesine çalışma yaptırıyoruz. Bundan sonra böyle bir şey olmayacak. Bunu Bursa’ya mal etmek de anlamsız. Bu, küçük bir grubun yaptığı provokasyondur.

Diğer önemli bir konu da Kayseri’deki çocukların kaybolmasıdır. Onun üzerinde hem Valilik hem bütün güvenlik birimleri çok yoğun bir çalışma yapıyor. Sadece Kayseri’de değil, ülke genelinde çalışmalar sürüyor. Kayseri çevresinde hem emniyet hem jandarma çalışmalarını sürdürüyor. Biz ayrıca, olaydan sonra buradan iki ayrı uzman ekip gönderdik.”

02.10.2009


 

Avusturya’da başörtü yakan öğrenciler okuldan atıldı

AVUSTURYA'NIN Graz Eyaleti’nde bir Müslüman kız öğrencinin başörtüsünü başındayken yakan sınıf arkadaşı iki kız, okuldan atıldı.

Avusturyalı kızlar Heike K. ve Sabrina E., 15 yaşındaki Müslüman sınıf arkadaşları Diana B.’yi önce sıkıştırmış ve daha sonra da başörtüsünü yakmışlardı. Yapılan müdahale ile başörtüsü fazla yanmadan söndürülmüştü. Olay, Graz Eyaleti’nde Katolik Yardımlaşma ve Dayanışma Örgütü Caritas’a ait olan bir ekonomi meslek lisesinin düzenlediği bir gezi esnasında yaşanmıştı. Diana B. arkadaşlarından korktuğu için olayı ancak bir gün sonra annesine söyleyebildi. Durumu okula bildiren mağdurun annesi Sieglinde B. okulun olayı geçiştirmek istemesi üzerine polise giderek şikâyette bulundu. Konuyla ilgili basına açıklama yapan Sieglinde B. “Okul önce olayın üstünü kapatmaya çalıştı. Sadece çocuklara yazılı ihtarname gönderildi. Bu ceza beni tatmin etmedi. Kızımın başında zor yanan kumaştan bir başörtüsü vardı. Ya olmasaydı, (tamamen) tutuşsaydı.” diyerek tepkilerini dile getirdi. Avusturya medyasının haberine göre, okul yönetimi olaya karışan iki kızdan bugün sınıfın önünde arkadaşlarından özür dilemelerini istedi. Ancak kızlar bu talebi kabul etmemekle birlikte Okul Müdürü Evelyn Awad’a saygısızlık içeren hareketlerde bulundu. Bunun üzerine, okul idaresi, Heike K. ve Sabrina E.’ye disiplin cezası vererek, iki öğrenciyi de okuldan attı.

02.10.2009


 

Yeni yasama yılı başladı

TBMM'NİN, 23. Dönem 4. Yasama Yılı dün başladı. Meclis bahçesinde düzenlenen törende TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Atatürk Anıtı’na kırmızı ve beyaz karanfillerden oluşan, üzerinde ‘’Meclis Başkanı’’ yazan bir çelenk koydu.

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Törene, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Meclis Başkanlık Divanı üyeleri, grup başkanvekilleri, milletvekilleri, TBMM Genel Sekreteri Ali Osman Koca ve Meclis personeli katıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Meclis’e gelerek yeni yasama yılının açış konuşmasını yaptı. Bu arada yeni yasama yılının ilk Danışma Kurulu toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını cevaplayan TBMM Başkanı Şahin, bazı DTP’li milletvekillerinin polis zoruyla mahkemeye götürülmesi kararına ilişkin, ‘’TBMM, kendi hukukunu korur. Hiç bir endişeye mahal olmadığını düşünüyorum. Geçmişte korumuştur, bundan sonra da koruyacaktır. Hiç bir endişeye mahal olmadığını düşünüyorum’’ dedi. Şahin, TSK’ya sınır ötesi operasyon yetkisini veren Başbakanlık Tezkeresinin de 6 Ekim Salı günü Genel Kurulda görüşüleceğini ifade etti.

02.10.2009


 

JİTEM, Genelkurmay’a sorulacak

DİYARBAKIR, Mardin, Batman ve Şırnak’ta çeşitli tarihlerde birden fazla adam öldürme, kundaklama ve bombalama eylemi gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılanan, aralarında terör örgütü PKK itirafçılarının da bulunduğu 11 sanıklı “JİTEM” davasına devam edildi.

Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan 11 sanık katılmazken, bazı sanık avukatları ile müdahil avukat Tahir Elçi hazır bulundu. Mahkeme heyeti, Elçi’nin talebi üzerine Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazılarak “JİTEM adlı bir birimin olup olmadığının, var ise hangi tarihte kurulduğunun, faaliyetine devam edip etmediğinin, iddianamede belirtilen kişilerin kuruluşa üye olup olmadıklarının” sorulmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca bazı basın organlarında yer alan itirafçı Abdulkadir Aygan’ın JİTEM isimli kuruluşta çalıştığı yönünde hakkında maaş bordrosu düzenlediği yönündeki haberler üzerine Maliye Bakanlığına konunun sorulmasını da kararlaştırdı. Maliye Bakanlığından ayrıca iddianamedeki diğer sanıklarla ilgili “çalıştıkları birim JİTEM” şeklinde belirtilen bir bordronun olup olmadığının da sorulmasını isteyen mahkeme, aynı hususların Diyarbakır Defterdarlığından da sorulmasına karar verdi.

02.10.2009


 

Mahkemeler, elimizi kolumuzu bağlıyor

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, Türkiye’de mahkemelerin zaman zaman hükümetlerin elini kolunu bağlayacak uygulamalar yaptıklarını belirterek, ‘’Yargının, seçilmiş hükümetlerin davranışlarını ve uygulamalarını yerindelik değerlendirmesi yapması demokrasi adına büyük bir talihsizliktir’’ dedi.

Türk Demokrasi Vakfı’nın Sheraton Maslak Otel’de düzenlediği ‘’Toplum, Sağıklı Birey ve Demokrasi’’ konulu toplantıda konuşan Recep Akdağ, ömrü boyunca 34 kez darbe veya darbe girişimleriyle milleten iradesinin hiçe sayıldığı müdahalelerle karşılaştığını ifade ederek, ‘’Artık böyle bir Türkiye yok. Demokrasinin ne olduğunu halkımız anlamış durumda’’ diye konuştu. Yargı konusuna da işaret eden Akdağ, ‘’Türkiye’nin geleceği açısından yargı reformunun yapılandırılması lâzım. Türkiye’de mahkemeler zaman zaman hükümetlerin elini kolunu bağlayacak kararlara imza atıyor. Yargının, seçilmiş hükümetlerin davranışlarını ve uygulamalarını yerindelik değerlendirmesi yapması demokrasi adına büyük bir talihsizliktir. Yargı, kanunlar ve hukuk çerçevesinde yürütmenin işlemlerini ‘bunlara uygun mudur?’ diye denetlemelidir. Yorum yapmaya, yerindelik kararı vermeye başladığı zaman halkın iradesi yok olur’’ diye konuştu.

02.10.2009


 

Alzheimer Çağrı Merkezi, Türkiye geneline yayıldı

TÜRKİYE'DE 350 bin, dünyada 25 milyondan fazla insanı etkileyen Alzheimer hastalığı yaşlılık döneminin en sık görülen sağlık sorunu olarak kabul ediliyor.

15 Haziran 2009’da pilot proje olarak hayata geçirilen Alzheimer Çağrı Merkezi, 30 Eylül’den itibaren Türkiye geneline yayıldı. Çağrı Merkezi’nin Türkiye geneline yayıldığı Swiss Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Bilim İlâç Genel Müdürü Dr. Erhan Baş, çağrı merkezlerini arayan hasta yakınlarının büyük çoğunluğunun hastanın eşi, kızı ve oğlu olduğunu söyledi. 15 Haziran 2009’da pilot proje olarak hayata geçirilen Alzheimer Çağrı Merkezi, İzmir, İstanbul ve Ankara’da 30 uzman doktorun hasta yakınları hedef alınan ve pilot çalışma beklenenden daha fazla ilgi gördüğü bu sebeple Türkiye geneline yayılmasına karar verildiği bildirildi. Nüfusu yaşlanan Türkiye’de alzheimer hastalığının giderek artmakta olduğunu vurgulandı. Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Emre, hastalık hakkında şunları söyledi: “Alzheimer; kesin tedavi olanakları olmayan, toplumun yaşlı kesimini etkileyen, hastayla birlikte tüm bir ailenin de yaşamını değiştiren ve uzun yıllar süren kronik bir hastalık. Çağrı merkezlerinin amacını ise hasta yakınlarının hayat kalitesini yükseltmek ve doğru yönlendirilmelerini sağlayarak Alzheimer hastalığı hakkında bilgi ve psikolojik destek vermektir.”

Dr. Şenay Karadayı, alzheimer teşhisi konan hastaları nöroloji uzmanları olarak çağrı merkezlerine yönlendirdiklerini belirterek, “artık sinir olmuş, hastasına kızan, ona bakmak istemeyen, kurtulmak ve evini terk etmek isteyen hasta yakınlarının durdurulması sağlandı” dedi. Dr. Karadayı, halkın bu hastalık konusunda bilgilendirilerek bilinçlendirilmesinin çok önemli olduğunu kaydetti.

GÜLSEVİL KAHRİMAN

02.10.2009


 

Konyalılardan Moğolistan’a cami

Dostelİ Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Yıldırım, yaptığı açıklamada, Moğolistan’ın, Moğol ve Kazak halklarından oluşan bir ülke olduğunu, toplam nüfusunun iki buçuk milyonu bulduğunu söyledi.

Ülkenin ağırlıklı nüfusunun Moğollardan meydana geldiğini ifade eden Yıldırım, ‘’Moğolların hemen hemen tamamı Budisttir. Kazaklar ise Müslüman. Yani ülkenin yüzde 93’ü Budist, yüzde 7’si Müslüman. Buradaki Müslümanlara yardım amacıyla 2007 yılında Ulanbatur’a gittiğimizde, Müslümanların dinleri hakkında çok fazla bilgisi olmadığını gördük. Daha önce Rusya ve Çin hakimiyetinde kaldığı için Müslümanların dini konularda bilgi eksiklikleri olduğunu tesbit ettik’’ dedi.

Dini bilen ve yaşayan insanların da baskıcı yönetimler tarafından sindirildiğini ifade eden Yıldırım, ‘’Bunun sonucunda da korkunun hakim olduğu bu ortamda Müslüman halk kendisini sadece ‘Müslümanım’ diyerek Moğollardan ayrı görmüş. İslâm dini hakkında sahip oldukları bilgiler ise oldukça sınırlı’’ diye konuştu.

Ulanbatur’da Müslümanların, ‘’Çocuklarımızın Budist gibi olmasını istemiyoruz’’ diye kendilerinden yardım istediklerini anlatan Yıldırım, bu sebeple kendilerinin de Dost Eli Derneği olarak Moğolistan’da çalışmalara başladıklarını bildirdi. Yıldırım, bu çerçevede Ulanbatur’a bir cami yaptırmaya karar verdiklerini belirterek, şöyle devam etti: ‘’Bu proje, cami, eğitim birimi, lojman, salon ve bir de kütüphaneden oluşuyor. Şu anda son aşamaya geldik. Caminin kubbesi kaldı. Kubbe de yapıldıktan sonra projemiz tamamlanmış olacak. Arsamızı Konya’dan bir hayırsever satın aldı. Geri kalan kısmını da diğer hayırsever insanlarımızın katkıları ile tamamlıyoruz. Caminin alt kısmında 60 metre karelik bir alanda yaptığımız eğitim biriminde halk için bilgisayar kursları, kadınlar için el işi, yemek yapma gibi kurslar düzenlemeyi düşünüyoruz. Yani bu cami çok amaçlı bir kültür merkezi gibi olacak.’’

İki katlı caminin 200 bin dolara mal olacağını ve bütün yapım masraflarının hayırseverler tarafından karşılandığını anlatan Yıldırım, bölge halkının yapılan çalışmalardan büyük memnuniyet duyduğunu, bu yardımlarından dolayı Türk halkına çok teşekkür ettiklerini bildirdi.

02.10.2009


 

Depremlerde kelebek etkisi

AmerİkalI jeologların araştırmasına göre bir yer sarsıntısı, dünyanın bir başka köşesinde bulunan bölgelerin faylarını değiştirebilir ve buralarda deprem riskini arttırabilir.

Tektonik plâkaların fayların üzerinde biriktirdiği baskıyı ölçmek için Amerikalı jeologların geliştirdikleri ve Nature dergisinde yayınladıkları yönteme göre, dünyanın bir ucunda meydana gelen büyük depremlerin, bir başka ucunda deprem riskini artırma ihtimali bulunuyor.

02.10.2009


 

Çikolata ile suç arasında bağlantı

Brİtanya’da yapılan bir araştırma, çocuk yaşta her gün şeker veya çikolata tüketenlerin büyük bölümünün ileri yaşlarda en az bir kere tutuklandığını ortaya çıkardı.

Britanyalı uzmanların, 1970 yılında doğan 17 bin çocuk üzerinde yaptığı araştırmaya göre her gün şeker veya çikolata tüketen çocukların yüzde 69’u, 34 yaşına gelene kadar şiddet muhtevalı suçlar sebebiyle tutuklandı. British Journal of Psychiatry dergisinde yayımlanan ve Britanya’nın Ekonomik ve Sosyol Araştırma Konseyi tarafından finanse edilen araştırmaya imza atan uzmanlar, şeker ve çikolata tüketimiyle şiddet eğilimi arasında bağlantının doğrulanması için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini söylediler. Cardiff Üniversitesinden Simon Moore, araştırmanın, şekerli gıdaların zararları üzerine yapılmadığını belirtti ve ebeveynlerin ödüllendirmek için çocuklarına şeker vermelerini örnek göstererek, bu yaklaşımın, çocukların karar mekanizmalarına kötü etki yapma ihtimali üzerinde durdu. Moore, araştırma sonuçlarının, ebeveynlere, çocuklarına şeker ve çikolata vermemelerini tavsiye etmek için yeterli olmadığını da kaydetti.

02.10.2009


 

İnternette, ABD’nin egemenliği bitiyor

İnternetİn yönetimi ve alan adlarının tahsisinde tek söz sahibi ABD’nin Icann (Internet corporation for assigned names and numbers) kuruluşu, başka ülkelerin de faaliyetlerine katılması için bir anlaşma yaptı.

Kurulduğu 1998’den beri ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Telekomünikasyon ve Bilişim İdaresi’nin gözetiminde faaliyet gösteren ve kâr amacı gütmeyen Icann, dün ABD hükümetiyle vardığı anlaşmayla, başka ülkelerin hükümetlerinin temsilcilerinin de yer alacağı bir uluslar arası denetim kurulu oluşturulmasını kabul etti. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun da memnuniyetle karşıladığını açıkladığı bu yeni anlaşma, Icann’in ABD güdümünden kurtularak, bir özerkliğe doğru ilk adımı olarak görülüyor. Icann’in, internette bütün dünyayı kapsayan ve ülkelere kararlarını uygulatma yetkisi bulunuyor.

02.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.