05 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

KONUŞMADAKİ EN ÇOK DİKKAT ÇEKEN CÜMLE

Başbakan Erdoğan'ın AKP kongresindeki konuşmasında en çok dikkat çeken bölüm, “Said Nursî'siz, Türkiye'nin maneviyatı noksan kalır” cümlesi oldu. TV'lerin haber bültenlerinde, gazete manşetlerinde ve köşe yazarlarının yorumlarında, Başbakanın Said Nursî'ye atıf yapması öne çıkarılırken, bu mesajla, “daha geniş katılım sağlayarak açılım zeminini yeniden düzenleme amacı”nın gözetildiği belirtildi.

“AÇILIMDA NİYE BEDİÜZZAMAN YOK?” DEMİŞTİK

Yeni Asya, 30 Temmuz'daki “Said Nursî'yi de okuyun,” 11 Ağustos'taki “Bitlis'e üniversite Bediüzzaman'ın projesiydi” ve 13 Ağustos tarihli “Açılımda Bediüzzaman niye yok?” manşetleri ve çok sayıdaki köşe yazısında, Türkiye'nin kronik sorunlarını çözme iddiasıyla başlatılan açılım projesinin başarılı olabilmesi için Bediüzzaman'ın görüşlerinden mutlaka istifade edilmesi gerektiğine dikkat çekmişti.

Baykal: Bıktık bu açılımdan

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘’açılım’’ söylemlerinin bıkkınlık verdiğini belirterek, “‘Nedir bu açılım? Bıktık artık bunlardan. Biz huzur içinde yaşamak istiyoruz” dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘’açılım’’ söylemlerinin artık bıkkınlık verdiğini belirterek, ‘’Nereden yola çıkarsa çıksınlar, hangi yetkiye sahip olurlarsa olsunlar; kimsenin birliği, beraberliği, kardeşliği bozmalarına izin vermeyeceğiz’’ dedi. Deniz Baykal, Antalya’nın merkez Döşemealtı ilçesinde düzenlenen Çığlık 6. Geleneksel Nar Festivali’nde yaptığı konuşmada, ‘’Bu memleket nereye gidiyor? Nedir bu açılım? İnsanlarım birbirine mi düşürülmek isteniyor?’ diye sordu. ‘’Açılım’’ sözüyle, etnik kimliklerin öne çıkarılarak, insanların birbirlerine düşürülmek istendiğini savunan Baykal, vatandaşın da artık açılım söyleminden bıktığını kaydetti. Baykal, şöyle konuştu: ‘’Nedir bir açılım? Bıktık artık bunlardan. Biz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kimsenin ülkemizi parçalamasını, bölmesini istemiyoruz. Hiç merak etmeyin bu kaygılara yer yoktur. Hepimiz gidişatı görüyor, değerlendiriyoruz. Kimsenin ülkemizi bölmesine izin vermeyeceğiz. Türkiye, birdir bütündür. Nereden yola çıkrasa çıksınlar, hangi yetkiye sahip olurlarsa olsunlar; kimsenin birliği, beraberliği, kardeşliği bozmasına izin vermeyeceğiz. Merak etmeyin. Türkiye’ye kurulan tuzakların farkındayız. Sizden aldığımız güçle bunları aşacağız. Bu güven içinde olmalısınız. Üzerinizde oynanan oyunların, kurulan tuzakların farkındayız. Bunların hiç birine geçit vermeyeceğiz.’’ Ankara / aa

05.10.2009


 

“Komutan beni kafaya takmış”

Şırnak’ta kazayla öldüğü açıklanan ve ölümü şüpheli bulunan uzman çavuş Ahmet Solgun’un nişanlısı Serap Aşar “Ölümünden bir gün önce (22 Eylül) bana ‘Komutanla tartıştım’ mesajı çekti. Görüşmelerimizde, ‘Komutan beni kafaya takmış. Birşey olacak’ diyordu” dedi. Solgun'un annesi de “Oğlumu iki ayda yediniz” diyerek, cenazeye gelen askerî yetkililere tepki göstermişti.

Cİzre’de kaza kurşunuyla vefat ettiği iddia edilen Uzman Çavuş Ahmet Solgun’un ölümüyle ilgili kuşkular artıyor. Zaman’ın haberine göre Anne Fatma Solgun, oğlunun öldürülüp kaza süsü verildiğini ileri sürerken, nişanlısı Serap Aşar da çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Ölümünden bir gün önce (22 Eylül) bana ‘Komutanla tartıştım.’ mesajını çekti. Görüşmelerimizde, ‘Komutan beni kafaya takmış. Bir şey olacak.’ diyordu.”

Telefon kayıtlarına dikkat çeken Aşar, olay günü saat 19.20’den sonra nişanlısıyla görüşemediğini belirtiyor. Solgun’un o gün tek başına nöbete gönderildiğini savunan Aşar, şöyle devam ediyor: “Olayın olduğu akşam, telefonla arıyorum, (alo alo) diyorum, ama cevap yok. Ayak sesi, rüzgâr sesi var, ama ses yoktu. Biz eş durumundan tayini, nikâhı erkene almayı konuşuyorduk. Kesinlikle intihar olamaz. Arkadaşlarına da söylemiş. Bu adam (komutan) benimle çok uğraşıyor, demiş.”

Evinde taziyeleri kabul eden baba İdris Solgun da oğlunun kesin ölüm sebebine ilişkin otopsi raporunu beklediğini ifade ediyor. Bayramda oğlunu ziyaret ettiğini belirten İdris Solgun, komutanın bundan memnun kalmadığını vurguluyor: “Bayramda oğlumun nişan bohçasını hazırladım. Evini kuracaktık. Mardin’de altın ve diğer eşyalarını aldık. Sonra kendisi ile görev yaptığı karakola gittik. Karakolda bizi normal şekilde karşıladılar. Yemek yedik, kahvaltı yaptık. Ama oraya gitmem komutanı huylandırmış. Ben onlara evlâdımı verdim. Onlar bana bir gün misafirliği çok gördüler. Oğluma ‘Beni bu komutanla bir görüştür’ dedim. Ama o ‘Gerek yok’ dedi.”

ACILI ANNE: OLAYI AÇIĞA ÇIKARSINLAR

ACILI anne Fatma Solgun da benzer şeyler söylüyor. “Başbakan’a ve Genelkurmay’a yalvarıyorum. Bu olayı açığa çıkarsınlar.” çağrısında bulunan anne Solgun da o komutana dikkat çekiyor: “Ramazan Bayramı’nda görev yerini görmesi için eşim Cizre’ye gitti. Oradaki bir komutanı oğluma, ‘Sen niye babanı buraya getirdin?’ diye, sıkıştırmış, kızışmış. Ben oğlumu onlara teslim ettim. Bir gün onun babasını misafir edemezler miydi? Bu olaydan sonra oğluma cefa olmuş. Ondan sonra arkadaşlarını arayıp, ‘Beni buradan kurtarın, yerimi değiştirin, bu komutan beni kafaya taktı’ demiş. Ne yaptıysa o komutan yapmıştır. Devlet bunu araştırsın. Hayalleri olan, çiçeği burnunda olan bir delikanlı neden silâhı başına dayasın? Beylik tabancasını çıkarıp, askere ‘Al sen bunu tut, ver senin silâhını doldur boşalt yapayım’ der mi?. Akıl mantık bunu alır mı?”

05.10.2009


 

Yine havan topu vak’ası

Diyarbakır-Lice'de 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un ölümüne sebep olduğu öne sürülen havan mermisi önceki gün de Tunceli’nin gündemindeydi. Hayvanları otlatan çobanın 10 metre uzağına havan topu düştü. 9 büyükbaş hayvan telef oldu. Hayvanların yakınında bulunan çoban ise yara almadan kurtuldu.

MUŞ’TA 12 yaşındaki çoban Ceylan Önkol’un ölümüne sebep olduğu iddia edilen havan mermisi bu kez Tunceli’nin gündemindeydi. Tunceli’de hayvan otlatılan bölgeye havan mermisi düşmesi sonucu 9 büyük baş hayvan telef oldu. Hayvanların yanında bulunan çoban ise şans eseri yara almadan kurtuldu. İddiaya göre, Tunceli’nin Mazgirt ilçesine bağlı Ataçınar köyü, Ali Dost mezrasına, Ataçınar Jandarma Karakolu’ndan havan mermisi atıldı. Hayvanların otladığı alana düşen havan mermisinin patlaması sonucu büyük ve küçükbaş olmak üzere 9 hayvan telef oldu. Havan mermisinin düştüğü sırada hayvanlardan 10 metre uzaklıkta bulunan çoban Niyazi Şahin ise yara almadan kurtuldu. Patlama sonrası korkan 10 küçükbaş hayvan ise kayboldu. Hayvanlarını sulamak üzere saat 10.00’da araziye götürdüğünü ve bir süre otlattığını belirten Niyazi Şahin, hayvanların bulunduğu alanının karakol mesafesinden görüldüğünü söyledi. Havan mermisinin öğlen saatlerinde atıldığını kaydeden Şahin, “Hayvanları toplamak üzereyken saat iki sıralarında bomba atıldı. Ben, dut ağacının yanındaydım. Hayvanlar yere düştü, bağırdı. 10 keçi kayıp. 8 hayvanım ise telef oldu.” şeklinde konuştu. Patlamanın meydana geldiği alanda incelemelerde bulunan Mazgirt Jandarma Komutanlığı ekipleri, hayvanları telef olan Niyazi Şahin’in zararının karşılanacağını bildirdi. Tunceli / cihan

05.10.2009


 

Osmanlıcada geç kalındı

Uşak Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Pala, Sosyal Bilimler Liselerinde Osmanlı Türkçesi dersinin konulmasıyla ilgili olarak, bu konuda Türkiye’nin geciktiğini söyledi. Pala ‘’Lise son sınıflara Osmanlı Türkçesi dersinin konulması çok olumlu bir karardır. Hatta geç kalınmış bir karardır. Önümüzdeki yıllarda bunun yararı görülecektir’’ dedi.

Uşak Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Pala, Sosyal Bilimler liselerinde Osmanlı Türkçesi dersinin verilmesiyle ilgili olarak, bu konuda Türkiye’nin biraz geciktiğini söyledi.

Pala, yaptığı açıklamada, bu ülkenin evlatlarının orta öğretimini bitirirken kendi edebiyat birikimleriyle aşina olabilecekleri bir dili bilmelerinde yarar olduğunu söyledi. Pala, bunun bir ülke katmanı olduğunu, herhangi bir şekilde, ‘’Bu benim ne işime yarar’’ şeklinde bakılamayacağını ifade etti. ‘’Lise son sınıflara Osmanlı Türkçesi dersinin konulması çok olumlu bir karardır. Hatta geç kalınmış bir karardır. Önümüzdeki yıllarda bunun yararı görülecektir’’ diyen Pala, uzun yıllar Osmanlı Türkçesinden uzak kalınmasının kayıp oluşturduğu noktasında kendisinin bir endişesinin olmadığını, aradaki mesafenin kapatılabileceğini kaydetti.

“AVRUPALILAR İÇİN LATİNCE, BİZİM İÇİN DE OSMANLICA ÖNEMLİ’’

İSTANBUL Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan ise Osmanlı Türkçesi’nin Avrupalıların Latincesi gibi olduğunu ve Latince’nin Avrupalı aydınların kültür dili olarak bilindiğinin altını çizerek, Latince’yi bilmeyen bir Avrupalıya entelektüel gözüyle bakılmadığını öne sürdü. Prof. Dr. Doğan, ‘’Bizim entelektüel dilimiz de medeniyet kaynaklarımız da Osmanlı Türkçesidir. Geçmişi tanımadan ne tarih olur, ne edebiyat olur, ne şiir olur, ne de sosyolojik gerçekler olur. Bunu ideolojik şeylerle, irtica ile irtibatlandırmak mümkün değildir’’ şeklinde konuştu.

“NASIL Kİ YUNANLILAR LATİNCEYE ÖNEM VERİYORSA...’’

EdebİyatçI-yazar Mehmet Nuri Yardım da Osmanlı Türkçesi’nin millî bir dil olduğunu, bu Türkçe’nin bilinmesinin yeni nesillerin de mutlaka hakkı olduğunu kaydetti. Yardım, ‘’Osmanlı Türkçesi öğretiminde aslında geç kalınmıştır. Nasıl ki Yunanlılar Latinceye önem veriyorsa bizim de Osmanlı Türkçesine değer vermemiz gerekiyor. Bugünkü kuşaklar atalarının dillerini çok iyi bilmek zorundalar. Osmanlı Türkçesine zaten büyük bir talep var. Çok sayıda yerde kurslar var. Toplumun büyük bir talebi var. Millî Eğitim Bakanlığı’nın da böyle bir yönde karar vermesi bana son derece makul geliyor’’ diye konuştu. İstanbul / aa

05.10.2009


 

DÜNYAYI BEKLEYEN KURAKLIK TEHLİKESİ

YERYÜZÜ topraklarının yüzde 70 kadarının, gerekli tedbirler alınmazsa 2025’te kuraklığın pençesine düşebileceği uyarısında bulunuldu.

BM Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi Sekreteri Luc Gnacadja, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te düzenlenen konferanstan sonraki açıklamasında, ‘’Bu toprak konusuna çözüm bulamazsak yeryüzünün yüzde 70 kadarı 2025’te çölleşmiş olacak’’ dedi. ‘’Kurak bölgelerde gıda güvenliği olmadan dünya güvenliği sağlanamaz’’ diyen BM yetkilisi, zengin memleketlerin bu bölgelerde çalışmayı taahhüt etmesi için ‘’yeşil anlaşma’’ gerektiğini bildirdi. BM’ye göre, yeryüzünün yüzde 41’i bugün kuraklığın pençesinde. Bu oran, 1990’da ise yüzde 15-25 daha azdı. Buenos Aires / aa

05.10.2009


 

Yasama akademisi kuruluyor

Meclis, yasama çalışmalarının kalitesinin arttırılması gayesiyle ‘’Yasama Akademisi’’ kurulmasına yönelik çalışma başlattı. TBMM, Hollanda’da faaliyet gösteren Yasama Akademisi yöneticileriyle işbirliğine giderek, Türkiye’de de benzeri bir akademinin açılması için çalışma başlatılmasını kararlaştırdı.

MECLİS, yasama çalışmalarının niteliğinin artırılması amacıyla ‘’Yasama Akademisi’’ kurulmasına yönelik çalışma başlattı. Alınan bilgiye göre, TBMM, Hollanda’da faaliyet gösteren Yasama Akademisi (Academy for Legislation) yöneticileriyle işbirliğine giderek, Türkiye’de de benzeri bir akademinin açılması için çalışma başlatılmasını kararlaştırdı. TBMM öncülüğünde başlatılacak çalışmalar çerçevesinde ilk olarak gelecek ay Hollanda’da akademi çalışanları ve akademide ders veren öğretim üyelerinin katılımıyla bir seminer düzenlenecek. Ardından Meclis, bakanlıklar ve öğretim üyelerinden oluşacak küçük bir çalışma grubu, Hollanda’da Yasama Akademisinde incelemelerde bulunacak. Ekibin Hollanda’daki çalışmasını tamamlamasından sonra, Mecliste, konunun uzmanlarının katılımıyla daha geniş kapsamlı bir çalışma grubu oluşturulacak. Çalışma grubu, Yasama Akademisinin kurulmasına ilişkin yasa taslağı hazırlayarak, Meclis Başkanlığına sunacak. Akademi, Türkiye’de yasama faaliyetlerinin, bürokrasinden başlayarak, daha nitelikli yapılmasını, oluşacak hataların en aza indirilmesini ve Mecliste yasama faaliyetlerindeki zaman kaybını önlemeyi amaçlıyor. Akademiye, kamu kuruluşlarında çalışan yüksek lisans diploması sahibi olanlar başvurabilecek. Bu kişiler, akademideki eğitimin ardından yeni bir yüksek lisans diploması alarak, ‘’yasama uzmanı’’ olacak. Ayrıca akademide, Mecliste ve diğer kamu kurumlarında çalışan personele yönelik kurs ve seminerler de verilecek. Hollanda’da Adalet Bakanlığının finanse ettiği akademinin, Türkiye’de herhangi bir kuruma bağlı olmadan faaliyet göstermesi amaçlanıyor. Ankara / aa

05.10.2009


 

Mecliste ilk gündem tezkere

TBMM, 23. Dönem 4. Yasama Yılı çalışmalarına, TSK’nın isteğiyle, Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla hükümete verilen sürenin, 17 Ekim 2009'dan itibaren bir yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresini görüşerek başlayacak.

TBMM, 23. Dönem 4. Yasama Yılı çalışmalarına, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin (TSK) Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla Hükümete verilen sürenin, 17 Ekim 2009 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresini görüşerek başlayacak.

1 Ekim Perşembe günü yeni yasama yılına başlayan TBMM’nin, bu haftaki en önemli gündem maddesini, Başbakanlık Tezkeresi oluşturacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla geçen hafta Meclis Başkanlığına sunulan tezkere, yarın TBMM Genel Kurulunda görüşülecek. Tezkere üzerinde, gruplar, Hükümet ve şahısları adına iki milletvekili söz alacak. Konuşmaların ardından oylama yapılacak. Başbakanlık Tezkeresinde, Irak’ın kuzey bölgesinde yuvalanmış bulunan PKK terör unsurlarından kaynaklanan ve Türk halkının huzur ve güvenliğiyle ülkesinin millî birliğine, güvenliğine ve toprak bütünlüğüne yöneltilmiş terörist saldırılar ve açık tehdidin devam ettiği bildirildi. Tezkerede, şöyle denildi:

‘’Dost ve kardeş Irak’ın toprak bütünlüğünün, millî birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfeden Türkiye, PKK teröristlerinin Irak’ın kuzeyindeki mevcudiyetine ve terörist saldırılarına son verilmesini sağlamak amacıyla askerî faaliyetlerini başarıyla yürütmekte, siyasî ve diplomatik girişimlerini ve uyarılarını sürdürmektedir. Türkiye’ye yönelik olarak devam eden terörist saldırılara ve tehdide karşı, terörizmle mücadelenin bir parçası olarak uluslar arası hukuk çerçevesinde gerekli tedbirleri almak üzere, hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükümetçe belirlenecek şekilde, Türk Silâhlı Kuvvetleri unsurlarının, Irak’ın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve saldırıların bertaraf edilmesi amacıyla, sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere, Irak’ın PKK teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesi ve görevlendirilmesi için, Genel Kurulun 17 Ekim 2007 tarihli ve 903 sayılı Kararıyla Hükümete verilen ve 8 Ekim 2008 tarihli ve 929 sayılı Kararı ile bir yıl uzatılan izin süresinin, 17 Ekim 2009 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasını Anayasanın 92. maddesi uyarınca arz ederim.’’

GRUP BAŞKANVEKİLLİĞİ SEÇİMİ

Yarın; AKP, CHP, MHP ve DTP gruplarının yeni yasama yılının ilk grup toplantısını yapmaları bekleniyor. CHP ve MHP, grup toplantılarında grup başkanvekilliği için seçim yapacak. CHP’de, halen Hakkı Suha Okay, Kemal Anadol ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüttüğü 3 grup başkanvekilliği; MHP’de de Oktay Vural ve Mehmet Şandır’ın yürüttüğü 2 grup başkanvekilliği için seçim yapılacak. TBMM Genel Kurulunda yarın ayrıca, sözlü sorular da ele alınacak. Ankara / aa

05.10.2009


 

Militarist eğitimden kurtulmalıyız

Emekli Askerî Hakim Ümit Kardaş, siyaset yapan Genelkurmay Başkanlarından kurtulmak için militarist eğitimin son bulması gerektiğini söyledi.

Kardaş, “Askere sürekli çağrı yapıp kışkırtan akademisyenlerin, yazarların, gazetecilerin, hukukçuların, medya mensuplarının, işadamlarının nasıl bir eğitimden geçtikleri de önemli. İdeolojik militarist eğitim genel bir handikap oluşturuyor” dedi.

H. Hüseyin Kemal’in röportajını okumak için tıklayın.

05.10.2009


 

Seferihisar, ilk ‘yavaş şehir’ olacak

İtalya’dan doğan ve teknolojiden yararlanarak toplulukların yerel kültürlerini ve özelliklerini koruyarak, birlikte çalışmak ve yaşanabilir bir gelecek planlamak amaçlarına yönelik ağa sahip ‘’Cittaslow (Yavaş Şehir)’’ için Türkiye’nin ilk adayı olan İzmir’in Seferihisar ilçesinde, birliğe kabul edilme çalışmaları sürdürülüyor.

Cittaslow üyeliği kapsamında mahalleleri ziyaret ederek, vatandaşlara bilgi veren Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, gazetecilere yaptığı açıklamada, 2010 yılında birliğin ‘’Salyangoz’’ logosunu almayı beklediklerini belirtti. Soyer, üyelik için gerekli olan 60 kriteri yerine getirebilmek amacıyla yoğun şekilde çalıştıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

‘’Kasım ayı içerisinde İtalya’daki Cittaslow kentleri toplantısına dâvet edildik. Toplantıda 60 kriter için yaptığımız çalışmaları dosya halinde sunacağız. Sunumumuzun ardından yaklaşık 2 ay sonra İtalya’dan Seferihisar’a heyet gelecek ve dosyada belirttiğimiz çalışmaları denetleyecek. 2010’da Salyangoz logosunu alıp, dünyanın ilk Müslüman Cittaslow kenti olacağımızdan eminim.’’

Seferihisar’ın tabiatıyla, tarihiyle, tabiî kaynaklarıyla istenilen kriterlerin bir çoğuna sahip olduğunu dile getiren Soyer, kalan kriterler için yoğun tempoda çalıştıklarını söyledi.

Soyer, ‘’Bu bir hayal değil, Seferihisar çok kısa süre sonra tüm dünyanın tanıdığı bir yer olacak. Amacımız tüm dünyadaki sakin kentler içinde en çok aranan, en çok tercih edilen yer olmak’’ dedi. Yavaş şehirler yasasına göre, bir ülkeden ilk üyelik alan merkezin, o ülkenin başşehri olduğunu ifade eden Soyer, ‘’Bundan böyle ülkemizde yavaş şehir olmak isteyen yerler, Seferihisar’ın referansıyla birliğe başvurabilecekler. Bu bizim için büyük prestij. Ben önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin bir yavaş şehirler ülkesi olabileceğine inanıyorum’’ diye konuştu. İzmir / aa CİTTASLOW NEDİR? İtalyanca citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinden oluşan Cittaslow, ‘’yavaş şehir’’ anlamına geliyor. Alınan bilgiye göre, 1986 yılında Amerikan tarzı hızlı yiyecek (fast food) zincirine karşı çıkılarak, İtalya’nın Barolo şehrinde ‘’Yavaş Yiyecek Birliği’’ oluşturuldu. 1989’da Paris’te uluslar arası boyut alan birliğin, bugün 100’den fazla ülke temsilcisinden oluşan 80 bin üyesi bulunuyor. Yavaş Yiyecek kavramından yola çıkan ‘’Yavaş Şehir Hareketi’’nin temeli ise 1999 yılında İtalya’nın Chianti bölgesindeki Greve şehrinde, 30 kadar Yavaş Yiyecek şehrinin katılımı ile atıldı. İlk bildirgede, küreselleşmenin insanlar arasındaki iletişimi, kaynaşmayı ve değişimi kolaylaştırmasına karşılık farklılıkların törpülenerek, tek bir model insan oluşturmaya doğru gittiği ve sonunda sıradanlığın hakim olacağı bir düzenin oluşturulacağı konusunda endişeler bulunduğu dile getirildi. Bu muhtemel sonuçların engellenmesi, yerel değerlere sahip çıkılması, bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi amacıyla Yavaş Şehirler kavramı çerçevesinde bir ağ oluşturuldu. Yavaş Şehir olabilmek için çevre politikaları, alt yapı, şehrin dokusunun kalitesi, yerel üretim ve ürünlerin desteklenmesi, konukseverlik gibi kriterler gerekiyor. Bu şehirlerin logosu olan salyangozu kullanabilmeye hak kazanan merkezler, düzenli olarak denetimden geçiriliyor. ‘’Yavaş Şehir Hareketi’’nin oluşturduğu ağda, 17 ülkeden 114 şehrin bulunduğu bildirildi.

05.10.2009


 

Deniz Feneri’nden Endonezya’ya yardım

DENİZ FENERİ Derneği, 30 Eylül’de 7.6 ve 1 Ekim’de 6.8 şiddetlerinde üst üste iki depremle sarsılan ve uluslar arası yardım çağrısında bulunan Endonezya’ya yardım elini uzattı. Ölü sayısının bin 100, yaralı sayısının ise 2 bin 400 olarak açıklandığı Endonezya’da, ölü ve yaralı sayısı her dakika artıyor. Dünya’nın en aktif fay hatlarından birinin üzerinde bulunan, depremin merkez üssü Padang’ta yıkılan yüzlerce bina, köprü ve hastane enkazı altında kurtarılmayı bekleyen 3 bin insanın olduğu tahmin ediliyor. 2005 yılındaki tsunami felaketinde de bölgeye ilk koşan yardım kuruluşlarından olan Deniz Feneri, yine acil insani yardım yapmak üzere bölgeye ulaştı. Deniz Feneri ekibi, bölgeye ilk olarak 100 bin dolar götürdü. 100 bin dolarlık nakdi yardım; ilaç, tıbbi malzeme, yiyecek ve giysi gibi acil insani yardım malzemeleri için kullanılacak. İstanbul / YENİ ASYA

05.10.2009


 

Dâvâ açılana kadar eyleme devam

İSTANBUL Davutpaşa’da meydana gelen, 20 kişi ölümüne ve 117 kişinin yaralanması sebep olan patlamada vefat eden ve yaralananların yakınları tarafından gerçekleştirilen eylemler devam ediyor. Taksim Tramvay durağında 15’cisi gerçekleştirilen eylemde patlamanın ardından 22 ay geçmesine rağmen hâlâ ceza dâvâsının açılmaması protesto edildi. Okunan basın açıklamasında, sorumluların bir an önce cezalandırılması gerektiği belirtilerek, “Dâvâ açılana kadar eylemlerimize devam edeceğiz. Bizler bir daha Davutpaşalılar olmasın derken, Sakarya’daki maytap imalathanesinde, tuzladaki iş cinayetlerinde, kapalı kasa minibüslere bindirilerek vefat eden işçi kardeşlerimize de ölmesin diyoruz” denildi.

Her hafta eyleme katılan ve vefat eden Ömer Vural’ın üç çocuğundan biri olan 10 yaşındaki oğlu Koray Vural ise, “Babamın emekli maaşıyla geçiniyoruz. Suçluların biran önce cezalandırılmasını istiyorum” dedi.

Eşini kaybeden Gülsüm Vural da “15 haftadır geliyoruz. Dâvâ açılana kadar da gelmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

GÜLSEVİL KAHRİMAN / İSTANBUL

05.10.2009


 

Ergenekon dâvâsı, hukuk devletine götürüyor

GALATASARAY Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet İnsel, Ergenekon davasının Türkiye’yi ulusal güvenlik devletinden, hukuk devletine doğru götürdüğünü söyledi. Türk aydınlar Türkiye’deki demokratik açılımları Fransa’da tartıştı. Türk İşçiler Dayanışma Derneği’nin (ASTTU) Strasbourg’da düzenlediği konferansa Türkiye’den Ahmet İnsel, Hakan Yılmaz, Eser Karakaş katıldı. Toplantıda, Türkiye’nin son dönemde içinde bulunduğu durum değerlendirildi. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet İnsel konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ulusal güvenlik devleti anlayışından, hukuk devleti anlayışına dönüşmesi gerektiğini dile getirdi. İnsel, “Bu bağlamda içindeki hesaplaşmalara, hukuki hatalara rağmen Ergenekon dâvâsı hukuk devletine doğru ilerlememizi sağlıyor. Bu da muhafazakâr bir hükümet döneminde yapılıyor” diye konuştu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Yılmaz ise Türkiye’de her daim bir belirsizliğin hakim olduğunu ve bunun demokrasiyi sekteye uğrattığını belirtti. Yılmaz, “Sorun demokrasinin var olup olmaması değil. Asıl sorun ne zaman ve nerede var olduğu hakkındaki belirsizlik. Demokrasi bazen var, bazen yok. ” dedi. Strasbourg / cihan

05.10.2009


 

Erzurum Valisi merkeze alındı

ERZURUM Valisi Sami Bulut Merkez Valiliği’ne atanırken, yerine Niğde Valisi Sebahattin Öztürk getirildi. Bazı valilerin atanmasına ilişkin kararname, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, Erzurum Valisi Sami Bulut Merkez Valiliği’ne, Niğde Valisi Sebahattin Öztürk Erzurum Valiliği’ne, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Alim Barut da Niğde Valiliği’ne atandı. Ankara / aa

05.10.2009


 

Gül, Fransa'ya gidecek

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, 7 Ekim Çarşamba günü ‘’Türkiye Mevsimi’’ faaliyetlerine katılmak üzere Fransa’ya gidecek. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, bugün İstanbul’da Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Dolmabahçe Sarayı’ndaki Guvernörler Yemeği’ne katılacak. Gül, yarın Finlandiya Başbakanı Vanhanen’i Tarabya Köşkü’nde kabul edecek, 7 Ekim Çarşamba günü de CeBİT Bilişim Fuarı’nın açılışını yapacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, aynı gün öğle saatlerinde ‘’Türkiye Mevsimi’’ faaliyetlerine katılmak üzere Fransa’nın başşehri Paris’e hareket edecek. İstanbul / Yeni Asya

05.10.2009


 

Üniversite için ek şans başladı

ÜNİVERSİTELERDEKİ boş kontenjanlara yapılacak ek yerleştirme için başvurular bugün başlayacak. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), ÖSS merkezi yerleştirme ve kayıtlar sonucunda boş kalan kontenjanlar ile üniversitelere yeni tahsis edilen kontenjanlara ek yerleştirme yapacak. Adaylar, ek yerleştirme için hazırlanan kılavuza, ÖSYM’nin ‘’www.osym.gov.tr’’ internet adresinden ulaşabilecek. Kılavuz ayrıca bugünden itibaren sınav merkezlerinden de alınabilecek. Başvurular 9 Ekimde sona erecek. Ek yerleştirmeye başvurabilmek için 2009 ÖSS’ye başvurmuş olmak gerekiyor. Ankara / aa

05.10.2009


 

Askerî araç devrildi: 9 yaralı

ÇANAKKALE'DE askerî minibüsün devrilmesi sonucu 9 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Ayvacık’tan Çanakkale yönüne giden ve uzman çavuş Gürkan Tuncay’ın kullandığı askerî minibüs, Ezine ilçesi yakınlarında devrildi. Kazada sürücü ve oğlu Çetin Buğra Tuncay ile Cebrail Dişi, Mahmut Koca, Hayati Acar, Samet Çatal, Mustafa Demir, Samet Koçtaş ve Ali İhsan Coşkun adlı askerler yaralandı. Yaralılar, Ezine Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Askerî aracın, Ayvacık 6. Nike Filo Komutanlığı’na ait olduğu öğrenildi. Çanakkale / aa

05.10.2009


 

"Devrimci Karargâh" operasyonunda 8 tutuklama

İSTANBUL ve 4 ayrı ilde “Devrimci Karargâh” örgütüne yönelik operasyonlarda yakalanarak adliyeye sevkedilen 17 kişiden 8’i tutuklandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne çıkarılan 17 kişi, savcı tarafından sorgulandı. Bu kişilerden 10’u, tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevkedilirlerken, 7’si ise savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Nöbetçi mahkemede yargıç karşısına çıkan 10 kişiden 8’i tutuklandı, 2’si ise serbest kaldı. İstanbul / aa

05.10.2009


 

Edirne sağnak yağışa teslim

Edİrne’dekİ sağanak yağmur hayatı olumsuz etkiledi. Şehirdeki birçok ev ve işyerini su basarken, kimi yollar su birikmesi sebebiyle trafiğe kapandı.

Gece saatlerinde başlayan yağış sebebiyle Zübeyde Hanım, İbrahim Ay ve İlhami Ertem Caddeleri ile Atatürk Bulvarı’nda yaklaşık 50 ev ve işyerinin bodrum katlarını su bastı. Bu bölgelerdeki yolların bir kısmı su birikintisi sebebiyle araç trafiğine kapatıldı. Polis ekipleri, suyun yoğun olduğu cadde ve sokaklardaki vatandaşları, yaptığı anonslarla uyararak, otomobillerini kaldırmalarını istedi. İlhami Ertem Caddesi’nden geçen bir otomobil, su birikintisi sebebiyle mahsur kaldı. İçinde 4 kişilik bir ailenin bulunduğu otomobil, çekici yardımıyla kurtarıldı.

Zübeyde Hanım ve İlhami Ertem Caddesi’nde bulunan binaların bodrum katlarındaki ev ve işyeri sahipleri, dolan suyu kendi olanaklarıyla temizleyeme çalıştılar.

Tıkanan rögarların kapaklarını küreklerle açmaya çalışan vatandaşlar, belediyenin altyapıya önem vermediğini öne sürerek, şehrin merkezindeki mahallelerde su baskını yaşanmasının 21. yüzyıla yakışmayan görüntüler olduğunu söylediler.

Edirne’de çok sayıda ev ve işyerini aynı anda su basması nedeniyle Edirne Belediyesi ekipleri de yetersiz kaldı. Vatandaşlar bir yandan ev ve işyerlerine dolan suları boşaltmaya çalışırlarken, diğer yandan da 155 Polis İmdat hattını arayarak yardım istediler. Şükrüpaşa mahallesindeki trafo binasında meydana gelen elektrik arızası sebebiyle de mahalle ve çevresine de elektrik verilemedi. Edirne / aa

05.10.2009


 

Japon uzmandan deprem dersleri

Tohoku Üniversitesi Afet Araştırma Kontrol Merkezi Müdürü Prof. Dr. Masato Motosaka, Türkiye’deki depremlerin binalara zarar vermesinin temel sebebinin, binaların yapım aşamasındaki detayların eksikliğinden kaynaklandığını söyledi. Kocaeli’nde düzenlenen Uluslararası Sakarya Deprem Sempozyumu’na katılmak üzere Türkiye’ye gelen Masato Motosaka, sempozyumun ardından Sakarya’nın Adapazarı ilçesindeki binalarda inceleme yaptı.

Masato Motosaka, yaptığı açıklamada, Türkiye’ye 1999 yılındaki Marmara ve Düzce depremleri sonrasında da geldiğini ve çeşitli incelemeler yaptığını belirtti.

Türkiye’deki binaların inşaatlarında bazı eksikler gözlemlediğine dikkati çeken Masato Motosaka, kolonların gerektiği gibi inşa edilmediğini belirterek, ‘’Depremin ardından Sakarya’ya geldim. O dönemde kuvvetli yer hareketinin İzmit ve Sakarya caddelerindeki minarelerin ve binaların incelenmesi çalışmalarında bulundum. İzmit Caddesi’ndeki 5 katlı binaların çoğu yıkıldı. Bunun temel nedeni cadde boyundaki binaların kolonlarının ve temellerinin zayıf olması. Özellikle birinci katlarda yerden kazanmak için kolon sayısı azaltılmış’’ diye konuştu.

Türkiye’deki depremlerin yıkıcı olmasının nedenini binaların kaliteli inşa edilmemesiyle ilişkilendiren Masato Motosaka, bina inşaatında yönetmeliklere uygun hareket edilmesi gerektiğini belirtti. Adapazarı’nın 10 yıl önceki ve sonraki halini gördüğünde şok yaşadığını ifade eden Masato Motosaka, ‘’5 katlı binalar tamamen yok olmuş. Bunun yerine iki veya üç katlı binalar yapılmış. Bu durum mühendislik açısından anlamsız. Ne için 5 katlı binalar yapılmasın? Yeter ki binalar güzel bir şekilde dizayn edilsin. Gökyüzündeki alanları ne için heba ediyoruz? Gökyüzü insanların kullanımına açık. Mühendislik 5 katlı binaların yapımına olanak tanıyor’’ dedi.

“KOLONLARIN KARE ŞEKİLDE

İNŞA EDİLMESİ GEREKİYOR”

İnşaat ve mühendislik hatalarına da değinen Masato Motosaka, özellikle kolonların yanlış yapıldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

‘’Türkiye’deki binaların kolonları dikdörtgen şekilde yapılıyor. Binaların yatay yöndeki hareketlerinin eşit kuvvette olması lâzım. Çoğu zaman Türkiye’deki dükkân açılımından dolayı kolonların yataydaki bir yönü zayıf bırakılıyor. İki yöndeki kuvvetlerin eşit şekilde olması lazım. Kolonların kare şekilde inşa edilmesi gerekiyor. Ayrıca, binaların bitişik nizam olması nedeniyle yıkım artıyor. Binaların deprem anında öz karakterlerini göstermemeleri ve iki binanın birbiriyle çarpışması (çekiç etkisi) nedeniyle yıkımlar artıyor. Binalar arasında kesinlikle belirli bir mesafe bırakılması gerekiyor. Bir örnek vereyim. 10 metrelik bina için yatay yönde 10 santim arayla bina olmaması gerekiyor. Komşu iki binanın yüksekliği 10 metreyse, aralarında 20 santimetre mesafe olması gerekiyor. Böylelikle deprem anında binalar salınım yaparken birbirlerine çarpmasın. Binaların yüksekliğiyle doğru orantılı olarak mesafenin açık bırakılması gerekiyor.’’

Japonya’da binaların yönetmeliklere ve kurallara uygun olarak hazırlandığını ifade eden Masato Motosaka, bu sebeple büyük depremlerde can kaybının asgarî düzeyde kaldığına dikkati çekti. Sakarya / aa

05.10.2009


 

İnşaat işçilerine inşaatta eğitim

BURSA'DA bir inşaat firması, işçilerini çalıştıkları inşaatlarda ayda 1 gün düzenlediği seminerlerle ‘’iş güvenliği’’, ‘’iş kazası’’, ‘’ekonomik ve sosyal haklar’’ ile ‘’iş sağlığı’’ konularında bilgilendiriyor. Bursa’da faaliyet gösteren Sama Bursa İnşaat Ticaret Yönetim Kurumu Başkanı Mahmut Sabuncuoğlu, yaptığı açıklamada, firma olarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Bünyelerinde çalışan 60 inşaat işçisine ayda bir gün en az 4 saat olmak üzere konusunda uzman kişilerce seminerler verdiklerini belirten Sabuncuoğlu, böylelikle işçilerin kendilerini ilgilendiren önemli konular hakkında bilgilendirildiklerini kaydetti. Sabuncuoğlu, seminerleri işçilerin çalıştıkları inşaatlarda oluşturdukları dersliklerde düzenlediklerini ifade ederek, ‘’Burada bilgisayar destekli sinevizyon gösterileriyle işçilerimize iş güvenliği uzmanı tarafından ‘iş güvenliği’, iş kazası’, ‘ekonomik ve sosyal haklar’ ile ‘iş sağlığı’ konuları anlatılıyor’’ dedi. Bursa / aa

05.10.2009


 

Okullarda internet, artık daha güvenli

YAZILIM firması Akınsoft, eğitime katkıda bulunmak adına, kafe denetim programını Türkiye genelindeki tüm okullarda ücretsiz kullanıma sunuyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Akın, sektöründe 14 yıllık deneyimiyle, dünyada 11 ülkede, Türkiye’de 81 ilde 2 bini aşkın çözüm ortağına sahip olduklarını söyledi. Bilgisayarların okullarda da hızla yaygınlaştığını, neredeyse bilgisayarı olmayan okul kalmadığını, pek çok okulda da bilgisayar laboratuvarları oluşturulduğunu anlatan Akın, doğru kullanılan bilgisayarın çocuğun gelişimine katkı sağladığının bilindiğini ifade etti. Akın, ‘’AKINSOFT olarak sosyal sorumluluk anlayışımız gereği, internet kafe kontrol programını ücretsiz kullanıma sunmaya başladık. İlköğretim okulları, liseler ve dengi okullar, halk eğitim merkezleri ve üniversitelerdeki bilgisayar laboratuvarlarında, en büyük sorunlardan biri öğrencilerin zararlı sitelerden yeterince korunamaması. Bu program, bir bilgisayardan, laboratuvardaki tüm bilgisayarları denetleyebiliyor. Bu yazılımla okullarımızda çocuklarımız ve gençlerimiz, güvenli bir şekilde internetten yararlanabilecek.’’ Konya / aa

05.10.2009


 

112’ye gelen 15 bin çağrının 450'si gerçek çıkıyor

Adana’da 112 Acil Servise günde ortalama 15 bin ihbar geldiği, bunların ancak yüzde 3’ünün gerçek olduğu bildirildi.

Adana 112 Acil Servis Başhekimi Mehmet Gül, yaptığı açıklamada, dönüşümlü olarak görev yapan 14 personelin 24 saat boyunca şehir genelinden gelen çağrılara cevap verdiğini söyledi. İl genelinde günde ortalama 15 bin çağrı geldiğini belirten Gül, şöyle devam etti: ‘’Adana’nın neresinde olursanız olun 112’yi aradığınızda tek merkez çıkıyor. Çağrı yoğunluğu çok olmasına karşın, arayanların birçoğu merkezden ses gelince kapatıyor. Bunların genelini telefonlarını kontrol etmek isteyenler oluşturuyor. Telefon sapıkları da ayrı bir yoğunluğa neden oluyor. Arayıp sohbet etmek isteyenler de var, küfür edip kapatanlar da. İl genelinden bir günde gelen

15 bine yakın çağrının sadece yüzde 3’ünde gerçek vakayla karşılaşıyoruz.’’

112 Acil Servis’in olası afet anında koordinasyon merkezi olarak da görev yaptığını ifade eden Gül, ‘’Ambulans bir gün herkese lâzım olabilir, bunu unutmayalım’’ dedi. TRAJİKOMİK ÇAĞRILAR ADANA 112 Acil Servis Başhekim Yardımcısı Ali Ufacık ise çağrı merkezinde görevli personelin birbirinden garip telefonlar aldığını, bir defasında bir ihbar üzerine çağrıyı yapan kişinin bulunduğu yere gittiklerini belirten Ufacık, ‘’Olay ye- rine vardığımızda, acil bir durum olmadığını gördük. Neden çağrı yaptıklarını sorduğumuzda iki kişinin ambulansın geliş süresi üzerine iddiaya girdiğini öğrendik’’ diye konuştu. Başka bir çağrı üzerine gittikleri evden ise bir erkek hastayı ambulansa aldıklarını ifade eden Ufacık, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Hastayı ambulansa aldık ve hastaneye naklini yapıyorduk. Aracın durduğu bir an hasta, ambulansın kapısını açarak kaçtı. Bunu üzerine biz de olayın peşini bırakmadık ve inceleme başlattık. Araştırma sonunda şahsın sevgilisiyle buluşmak için evden çıkmak zorunda olduğunu, ancak ailesinden izin alamadığını belirledik.’’ Adana / aa

05.10.2009


 

DTP, 3. Olağanüstü Büyük Kongresini yaptı

DEMOKRATİK Toplum Partisi’nin (DTP) 3. Olağanüstü Büyük Kongresi, dün yapıldı. Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu’ndaki kongrede, Divan Başkanlığına DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik seçildi. İstiklâl Marşı’nın okunmadığı kongrede, saygı duruşunda bulunuldu. ‘’Eşitlik ve Özgürlük için Demokratik Çözüm’’ sloganıyla yapılan kongrenin gerçekleştirildiği salonda kürsünün arkasına, parti flaması ve Türk bayrağı asıldı. Salonda, ‘’Demokratik Türkiye için Demokratik Özerklik’’, ‘’Yol Haritası İstiyoruz’’, ‘’İçi Boş Açılımlara Son’’, ‘’Çözüm Operasyonlarda Değil, Diyalog ve Barışta’’ yazılı pankartlar dikkati çekti. Kürtçe türkülerin çalındığı salonda bulunanlar, sık sık Türkçe ve Kürtçe sloganlar attı. Bu arada, yüzleri kapalı bazı kişiler, delegelerin bulunduğu bölümde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan posterleri ve terör örgütünün renklerinin bulunduğu bez parçaları açtı. Salondakiler bu sırada terör örgütü elebaşı lehine Kürtçe slogan attı. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, yaptığı konuşmada, ‘’Kürtler, Cumhuriyet’in eşit özgür yurttaşları olarak kardeşçe bir arada yaşama arzusu, inancı ve kararlılığı içerisindedir. Bunun iyi görülmesi gerekir’’ dedi. Ankara / aa

05.10.2009


 

Yeşilırmak’ta ürküten kirlilik

Amasya Çevre ve Orman Müdürü Yaşar Kayataş, Yeşilırmak’ın yüzeyinde görülen yağ tabakasının petrol ürünü olduğunu tesbit ettiklerini söyledi. Şehrin içinden geçen Yeşilırmak’ın yüzeyinde sabah uyandıklarında yağ tabakasıyla karşılaşan Amasyalılar, tedirginlik yaşadı. Kayataş, yaptığı açıklamada, Yeşilırmak’ın Tokat sınırı içinde Kuruçay mevkiinden itibaren ırmak üzerinde yoğun bir yağ tabakasının geldiği haberini aldıktan sonra ekiplerin söz konusu mevkide inceleme yaptıklarını belirtti. Amasya / aa

05.10.2009


 

Elma var, müşteri yok

Karaman’da elma toplama sezonu başlamasına rağmen, üretici elmalara müşteri bulamamaktan yakınıyor. Karaman Elma Üreticileri Birliği Başkanı Ali Aysan, yaptığı açıklamada, Ekim ayıyla birlikte elmaların toplanmaya başladığını belirtti. Bu yıl bir çok elma üretim merkezinde kaliteli elma olmadığını ifade eden Aysan, Karaman olarak ülkenin ihtiyacını karşılayabilecek kadar elmanın Karaman’da var olduğunu dile getirdi. Fakat bahçelerin toplanmaya başlanmasına rağmen, elma tüccarlarının henüz şehre gelmediğini belirten Aysan, ‘’Yerli tüccar da bahçelerdeki elmanın kilosuna 20 kuruş ile 50 kuruş arasında fiyat veriyor. Yani piyasaya dışardan tüccar gelmeyince piyasayı yerli tüccar belirliyor. Bu rakamlar çok düşük, maliyetlerin çok altında’’ dedi. Bu yıl Karaman’da 400 bin ton üzerinde elma rekoltesi beklediklerini ifade eden Aysan, ‘’Elmalarımız çok kaliteli. Tüccar buradan aldığı elmayı gönül rahatlığıyla her yerde satabilir, ihracat yapabilir. Karamanlı üreticiler olarak elma ticareti yapan tüccarları Karaman’a bekliyoruz’’ diye konuştu. Karaman / aa

05.10.2009


 

1 kilogram baklavayı, 2 dakika 8 saniyede bitirdi

“4. UluslararasI Antep Fıstığı Kültür ve Sanat Festivali’’ kapsamında düzenlenen ‘’Baklava Yeme Yarışması’’nda, yarışmacılar, yaklaşık 25 dilimden oluşan 1 kilogramlık baklavaları yemek için yarıştı. Renkli görüntülerin yaşandığı yarışmada, festival için İsveç, Hollanda ve Fransa’dan gelen katılımcılar da yarıştılar. Yarışma sonunda 1 kilogram baklavayı, 2 dakika 8 saniyede bitiren Abdullah Bilecan birinci, 2 dakika 27 saniyede bitiren Mehmet Özdemir ikinci ve 2 dakika 47 saniyede bitiren Ercan Dumludal ise üçüncü oldu. Gaziantep / aa

05.10.2009


 

Amasra’ya turist denizden gelecek

HAZIRLANAN RIHTIM PROJESİNİN HAYATA GEÇİRİLEREK, ÖZELLİKLE FRANSA VE ABD'DEN BÜYÜK YOLCU GEMİLERİYLE BARTIN'IN AMASRA İLÇESİNE TURİST GETİRİLMESİ HEDEFLENİYOR.

Demİryollar, Limanlar ve Havameydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü’nce (DLH) hazırlanan rıhtım projesinin hayata geçirilerek, özellikle Fransa ve ABD’den büyük yolcu gemileriyle Bartın’ın Amasra ilçesine turist getirilmesi hedefleniyor.

Koyları, tertemiz kumu, az dalgalı suları ve tabiatla bütünleşen güzellikleriyle Amasra’ya inşa edilecek ‘’Amasra Limanı Yolcu İskelesi ve Küçük Tekne Yanaşma Yeri’’ projesinin ihalesinin bu yıl sonuna kadar yapılması planlanıyor.

Güneş, kum ve deniz üçlüsüne kültürü de ekleyen Karadeniz’in önemli turistik alanları arasındaki Amasra’da turizm çeşitliliğinin sağlanması amacıyla belediye başkanlığının müracaatı doğrultusunda DLH’nın projelendirdiği yolcu rıhtımının hayata geçirilmesine yönelik çalışmalar sürdürülüyor.

Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu süreciyle ilgili olumsuzluk yaşanmadığı bildirilen projenin, tabiî güzelliklerin yanı sıra 4 bin yıllık tarihî mirası yansıtan eserlerin yer aldığı Amasra’ya gelen turist sayını da arttırması bekleniyor.

TURİST, DENİZDEN DE GELECEK

Amasra Belediye Başkanı Emin Timur, yaptığı açıklamada, DLH Genel Müdürlüğü’nün 2009 yılı yatırım programında yer alan proje için 9 milyon 500 bin lira ödenek aktardığını söyledi.

İlçenin turizm potansiyelinin her geçen gün arttığını anlatan Timur, şöyle konuştu:

‘’1984’te Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından Amasra Belediyesi’ne geçici devredilen mendirek bölgesinin kesin devri için başvurularımızı yaptık. Süreç devam ediyor. İlgili bakanlığın olumlu bakacağını umuyoruz. Mendireğin kesin devrinin yapılması bizim orada daha kısa zamanda bu çalışmalarımızı sonuçlandırmamızı sağlayacak. Projenin inşaatı için bu yıl sonuna kadar ihaleye çıkılacak. İnşaat iki yıl sürecek ve 2011 yılında tamamlanacak. Rıhtım sayesinde acenteler Fransa ve ABD gibi ülkelerden yılda en az 20 civarında gemiyi ilçeye getirecektir. Rıhtımda yer alacak Küçük Tekne Yanaşma Yeri ile de yat sahipleri denizimize akın edeceklerdir.’’ Amasra / aa YAT YANAŞMA YERİ Tİmur, projeyle yolcu rıhtımının yanı sıra küçük tekne yanaşma yeri de oluşturmayı hedeflediklerine işarete ederek, şunları kaydetti: ‘’Yat turizmine çok önem veriyoruz. Ankara’nın denizi olmayı amaçlıyoruz. Çünkü, yat sahipleri genellikle İstanbul’daki rıhtımları kullanıyorlar. Ankara’ya 3 saat uzaklıktaki Amasra’ya yatlar çok rahat bırakılabilecek. Proje için mevcut liman içinde yer alan rıhtımın ve ünitelerinin bölgemizde son yıllarda artış gösteren turizm faaliyetlerini karşılamaya yetmemesi nedeniyle Amasra seçilmiştir. Ayrıca, proje alanı olarak mevcut liman içinin seçilmesi sosyal tesis ve altyapı ihtiyaçlarının bölgeden karşılanabilmesi, ilâve alt yapı ve sosyal tesis yapılmasına gerek olmamasıdır. Proje, tamamlanmasının hemen ardından Amasra Belediyesi’ne devredilecektir.’’ Yapılması planlanan yolcu iskelesi 240 metre uzunluğunda, 30 metre genişliğinde ve 9 metre derinliğinde toplam 7 bin 260 metrekare alanı kapladığına dikkati çeken Timur, ‘’Yolcu gemisi yanaşma iskelesine yaz aylarında 10 günde bir yolcu gemisinin yanaşmasını bekliyoruz. Küçük tekne yanaşma iskelesi de aynı anda 100 adet teknenin yanaşabileceği şekilde olacaktır’’ dedi.

05.10.2009


 

Yeni Asya, ‘Bilgi Çadırı’nda

Erdemlİ İlçe Müftülüğü’nce Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle ‘bilgi çadırı’ kuruldu. Bilgi çadırı bir hafta süre ile Erdemli halkına hizmet vermesi planlıyor. Bilgi çadırı açılışına Erdemli Belediye Başkanı Mükerrem Tollu ve Erdemli Müftüsü Mustafa Topal katıldı. Bilgi çadırı kapsamında kitap sergisi de açıldı. Erdemli Yeni Asya da sergide yer aldı ve yayınlarımızı tanıtmak için bir stant açtı. Erdemli / Yeni Asya

05.10.2009


 

Kavgayı ayırmak isteyen polis yaralandı

BakIrköy’de kavga eden şahısları ayırmak için müdahale eden polis memuru bıçaklanarak yaralandı. Alınan bilgiye göre, Küçükçekmece Koruma Büro Amirliği’nde görev yapan polis memuru H. A. (26), mesai bitiminde evine giderken Yeşilköy Tren İstasyonu’nda yol kenarında kavga eden birkaç kişiyi görünce müdahale etmek istedi. Bu sırada, kavga edenlerden madde bağımlısı olduğu bildirilen bir kişi tarafından bıçaklanan Aslan, üzerindeki tabancasıyla havaya ateş açtı. Aslan’ı yaralayan kişi, çevredeki vatandaşların da yardımıyla etkisiz hale getirildi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan polis memurunun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. İstanbul / aa

05.10.2009


 

Pistten çıkan uçak çamura saplandı

JAT Air’e ait Belgrad- İstanbul seferini yapan yolcu uçağı Atatürk Havalimanı’nda pistten çıkarak çaumura saplandı. Edinilen bilgiye göre, JAT Havayolları’na ait Belgrad-İstanbul seferini yapan Boing 737-300 tipi yolcu uçağı dün saat 12.44’de Atatürk Havalimanı’na iniş yaptı. Daha önce de çok sayıda pistten çıkma vakasının yaşandığı ve “sabıkalı” olarak bilinen 06-24 nolu piste iniş yapan uçak, yağış sebebiyle de kayganlaşan pistte duramayarak toprak zemine çıktı. Çamur zemine saplanan uçak güçlükle durabildi. 125 yolcusu ve 6 mürettebatı bulunan uçakta ölen yada yaralanan olmadı. Pistten çıkan uçağın tekerlerinin aşırı derecede yıpranmış olması dikkat çekti. Bu arada kazanın yaşandığı 06-24 numaralı pist de geçici olarak uçuşlara kapatıldı. İstanbul / cihan

05.10.2009


 

Kanalizasyon’da altın bulundu

Mardİn’İn Kızıltepe ilçesi Sürekli Köyünde yürütülen kanalizasyon çalışmalarında altın bulundu. Edinilen bilgiye göre, Kızıltepe ilçesine 25 kilometre uzaklıktaki 120 haneli Sürekli Köyünde gerçekleştirilen kanalizasyon çalışmasında altına rastlandı. Mardin Valisi Hasan Duruer, yaptığı açıklamada, kanalizasyon çalışması yürütülürken 5 parça altın bulunduğunu ifade ederek, bunun üzerine kanalizasyon çalışmasının durdurulduğunu söyledi. Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanlığı’nca kanalizasyon çalışması yürütülen alanda güvenlik tedbiri alındığını belirten Duruer, ‘’Kanalizasyon çalışması sırasında 5 parça altın bulundu. Bunun üzerine Mardin Müzesi’nde görevli uzmanlardan oluşan bir ekibi Sürekli Köyüne gönderdik. Ekip incelemelerini sürdürüyor’’ dedi. Kızıltepe / aa

05.10.2009


 

On günlük bebeği terk ettiler

Bursa’nIn merkez Osmangazi ilçesinde otobüs durağına terk edilmiş 10 günlük erkek bebek bulundu. Alınan bilgiye göre, Hürriyet Mahallesi Okul Caddesi’ndeki otobüs durağında kundağa sarılı şekilde bebek bulan bir vatandaş, bebeği Hürriyet Polis Merkezine götürdü. Güvenlik güçlerince ‘’Arda’’ adı verilen bebek, Çekirge Çocuk Hastanesi’ne götürüldü. Yapılan incelemede 10 günlük olduğu öğrenilen erkek bebeğin, sağlık durumunun iyi olduğu belirlendi. Bebek, muayenesinin ardından Yıldırım Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim edildi. Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü, bebeğin ailesinin tesbitine çalışıldığı kaydedildi. Bursa / aa

05.10.2009


 

Yanlışlıkla 2 yaşındaki kızını vurdu

Bursa’nIn İnegöl ilçesinde, karısının ailesiyle tartışan kişi, tüfekle kayınvalidesini yaraladı, yanlışlıkla 2 yaşındaki kızını öldürdü.

İddiaya göre Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yaşayan F. P. ile eşi G. P. ve oğlu F. P, damatları V. T. (32) tarafından kendileriyle görüşmesine izin verilmediği gerekçesiyle kızları A. T’yi (29) alarak Bozüyük’e götürmek için dün akşam çiftin Orhaniye Mahallesindeki evine geldi.

Çıkan tartışma sonrasında 2 yaşındaki torunları S. T. ile kızları A. T’yi alarak Bozüyük’e dönmek isteyen eşinin ailesine kızan V. T, tüfekle ateş etti. Tabancayla karşılık veren F. P. ile ailesi, otomobile binerek uzaklaşmaya çalışırken, V. T. de onları takip etti.

İhbar üzerine harekete geçen ilçe emniyet müdürlüğü ve jandarma ekipleri, Bozüyük istikametine gitmekte olan araçları Bilecik il sınırı yakınında durdurdu. Yapılan incelemede, G. P’nin karnından, kucağındaki torunu S. T’nin ise boynundan yaralandığı belirlendi.

Ağır yaralanan ve ambulansla Bozüyük Devlet Hastanesine kaldırılan S. T. kurtarılamadı.

G. P. ise aynı hastanede tedaviye alındı. Olayla ilgili bir tabanca ve bir tüfek ele geçirildiği, 8 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. İnegöl / aa

05.10.2009


 

Pazar’da yüksek okul heyecanı

5 Ekİm 2009 Pazartesi günü yapılacak olan Rize Üniversitesi 2009–2010 Akademik Yılı Açılış Töreni’nin ardından bir gün sonra da Pazar Meslek Yüksekokulu için tören düzenlenecek.

Pazar Üniversite Destekleme Derneği Başkanı Abdullah Uzun, Pazar Meslek Yüksekokulu’nun birtakım eksiklikleri olmasına rağmen, şu an eğitim için acil gerekli olan bölümlerinin birçok kısmını dernek çalışmaları ve yardımsever vatandaşların katkılarıyla tamamladıklarını söyleyerek, “Yine de eksikliklerimiz bitmemiştir. Yardım yapan hayırseverlere açılış gününde plâket verilecektir. Yüksekokulumuzun bölgeye kazandıracağı ekonomik ve sosyal kazançların sürekli olması için okul müdürümüz Turan Yüksek ve ekibi fedakârlıkla çalışmalarını yapıyor. Pazar’ımıza hayırlı olsun” diye konuştu. Açılış programıyla ilgili bilgi veren Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Turan Yüksek de bu yıl ilk kez eğitime başlayacak yüksekokulun 3 bölümüne toplam 80 öğrencinin kayıt yaptırdığını belirterek, “Arıcılık, Peyzaj ve Süs Bitkileri ile Tıbbî ve Aromatik Bitkiler olarak 3 bölümümüze ek kontenjanlarla birlikte 80 öğrenci kayıt yaptırdı. Salı günü ilk resmî açılışımızı yapacağız” dedi. Rize-Pazar / Yeni Asya

05.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.