14 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

PKK DİLDE DE KEMALİSTLERİ TAKLİT ETTİ

“Medreselerde Kürtçe hâlâ Arap-İslâm alfabesi ile okutuluyor. 1966’da eski Kulp Müftüsü Mehmet Emin Bozarslan Kürtçede ilk Latin karakterli alfabe kitabını çıkardı. Daha sonra PKK ve onlara yakın olan laikçi Kürtler buna dayanarak Kemalistler gibi dil devrimi yaptılar. Arapça ve dinî kelimeleri, terimleri sürekli ayıklamaya çalıştılar, çalışıyorlar. Dilde de Müslümanlığı tasfiye etmeye çalışıyorlar. Burada ciddî bir Kemalist taklit var.”

AÇIĞI ‘İLLEGAL’ MEDRESELER KAPATTI

“Cumhuriyet rejimi asırlardır bu topraklarda hayatiyetini sürdüren medrese geleneğini birden bire ortadan kaldırmak istedi. Herşeyde olduğu gibi bunda da jakoben, tepeden inmeci davrandı. Kasaba ve il merkezleri dışında köylerde 1970’lere, hatta 80’lere kadar okul yoktu. Cumhuriyetin bu eğitim açığını, devletin illegal ilân ettiği medreseler kapattı. O dönemlerde, tek parti döneminde bölgede jandarma terörü vardı.”

KUR'ÂN VE DİNî KİTAPLAR YAKILIYORDU

“Medreselere jandarma baskını yapıldığında insanlar kitapları saklıyor ve orayı köy odası havasına çeviriyorlardı. Bazı jandarma çavuşları bunu yutmuyor, saklı kitapların yerini işkencelerle öğreniyorlardı. Kur’ân-ı Kerim başta olmak üzere bu kitaplar, dinî eserler önce ayaklar altına alınıyor, daha sonra benzin dökülerek yakılıyordu.”

H. Hüseyin Kemal’in röportajının devamını okumak için tıklayınız.

14.12.2009


 

28 Şubat gençleri mahvetti

Dünya Gençlik Derneği Genel Başkanı Kadir Kahan, 28 Şubat kararlarıyla gençlerin mesleksizliğe ve sanatta estetiksizliğe terk edildiğini söyledi. Yüksek Öğretim Kurulunun ÖSS ile ilgili katsayı adaletsizliğini kaldırmasının ardından Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı almasını kınayan Kahan, 1997 yılından bu yana meslek liseli gençlerin, eğitimsizlik ve işsizliğin kucağına itildiğini vurguladı. Bu karara imza atanların, Türkiye gençliğinin vicdanında ve tarih önünde yargılanacağını belirten Kahan, tarihe de kara bir leke olarak geçeceklerini söyledi.

Dünya Gençlik Derneği Genel Başkanı Kadir Kahan, 28 Şubat kararlarıyla gençlerin mesleksizliğe ve sanatta estetiksizliğe terk edildiğini söyledi. Yüksek Öğretim Kurulunun (YÖK), ÖSS ile ilgili katsayı adaletsizliğini kaldırmasının ardından Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı almasını kınayan Kahan, 1997 yılından bu yana meslek liseli gençlerin, eğitimsizlik ve işsizliğin kucağına itildiğini vurguladı. Türkiye nüfusunun yüzde 40’nı gençlerin oluşturduğunu ve 15 milyon öğrenci bulunduğunu ifade eden Kahan, 1,5 milyon öğrencinin ÖSS’ye girdiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu hiç de azımsanacak bir rakam değildir. Pekiyi, bunca imkanları olan ülkemiz, elinde bulundurduğu gençliğin değerini biliyor mu? Maalesef hayır. Sebep, malûm çevrelerin oyunuyla 1997 yılının 28 Şubat kararlarıyla 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilerek ülke gençliğimiz mesleksizliğe, san'at ve estetiksizliğe terk edilip eğitimsizliğin ve işsizliğin kucağına itilmiştir. Yüzde 8 oranındaki imam hatip lisesi öğrencilerinin önünü kesmek için çıkarılan yasa neticesinde yüzde 92’lik meslek öğrencileri mağdur edilmekte ve vasıflı eleman yetersizliğinden dolayı ülke sanayimiz baltalanmaktadır.” Bu karara imza atanların, Türkiye gençliğinin vicdanında ve tarih önünde yargılanacağını belirten Dünya Gençlik Derneği Genel Başkanı Kahan, tarihe de kara bir leke olarak geçeceklerini söyledi: “Ne için çıkarıldığı, kime hizmet ettiği belli olmayan bu uygulamadan ivedilikle vazgeçilmesi gerekirken Danıştay’ın katsayı adaletsizliği ile ilgili gerekçeli kararı durdurması, milletimize ve devletimize yapılan en büyük haksızlıktır. Danıştay’ın bu son kararının tamamen ideolojik olduğu ve kararı veren hakimlerin, ülkemiz gerçeklerinden acı verici derece uzak oldukları ayan beyan ortadadır.” Danıştay’ın, yürütmeyi durdurma kararını hangi gelişmiş ülkeyle kıyaslayarak aldığını merak ettiklerini vurgulayan Kadir Kahan şunları söyledi: “Danıştay üyelerine, bu kararı dünyada hangi emsali göstererek verdiklerini soruyor ve tekrar düşünmelerini tavsiye ediyorum. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne imza atan Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kurumlarından olan Danıştay, son kararıyla itibarını kaybetmiştir. Biz Dünya gençlik Derneği yönetimi ve üyeleri olarak Danıştay’ın bu kararını esefler kınıyor, bu hatadan ivedilikle vazgeçilmesini temenni ediyoruz.” İzmir / cihan

14.12.2009


 

DTP: Sine-i millette kararlıyız

Kapatılan DTP’den yapılan açıklamada, ‘’Gruplarının fiilen Meclisten çekildiği ve Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk başta olmak üzere tüm milletvekillerinin Diyarbakır’a giderek alınan sine-i millet kararını fiilî olarak yerine getirecekleri’’ bildirildi. Açıklamada ayrıca, “Mecliste grup kuracağımıza dair spekülatif haberler yapılmaktadır. Bu ve benzeri tartışmalar partimizin gündeminde değildir, tamamen dışımızda gerçekleşmektedir.” ifadeleri kullanıldı.

KapatIlan DTP’den yapılan açıklamada, ‘’Gruplarının fiilen Meclis’ten çekildiği ve Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk başta olmak üzere yarın tüm milletvekillerinin Diyarbakır’a giderek alınan sineyimillet kararını fiili olarak yerine getirecekleri’’ bildirildi. Açıklamada, 7 Aralıkta partinin kapatılma davasının esastan görüşüleceği açıklandıktan sonra Meclis grubunun bir araya geldiği ve MYK üyelerinin de toplantı yaptığı hatırlatıldı.

Bu toplantılar sonucunda ‘’eşbaşkan Ahmet Türk’ün partilerinin kapatılması ve tek bir arkadaşlarının bile vekilliğinin düşürülmesi durumunda Meclis grubunun tümünün istifa edeceğini ve sineyimillete dönüleceğini kamuoyuna açıkladığı’’ belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ’’Aynı toplantıda milletvekillerimiz istifa dilekçelerini eşbaşkanlarımıza sunarak sine-i millet kararlılığını göstermişlerdir. Alınan bu kararla ilgili herhangi bir değişiklik ve yeni değerlendirme de söz konusu değildir. Kimi dostlarımızın dayanışma örneği göstererek yaptıkları öneri ve değerlendirmeler sonrasında mecliste grup kuracağımıza dair spekülatif haberler yapılmaktadır. Bu ve benzeri tartışmalar partimizin gündeminde değildir, tamamen dışımızda gerçekleşmektedir. Grubumuz fiilen Meclisten çekilmiştir ve pazartesi günü (yarın) Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk başta olmak üzere tüm milletvekillerimiz Diyarbakır’a giderek alınan sineyimillet kararını fiili olarak yerine getireceklerdir. Aynı gün partimizin karar merci olan Parti Meclisi, Demokratik Toplum Kongresi Danışma Kurulu Meclisi ve milletvekillerimizin de katılımıyla yapılacak toplantıda Meclis grubumuzun aldığı istifa kararının nasıl ve ne zaman uygulanacağına dair bir sonuca ulaşılacaktır. Süreç, eşbaşkanımız Sayın Ahmet Türk’ün 12 Aralık’taki açıklamasında belirttiği gibi, fiili olarak başlamıştır ve kararlılıkla sürdürülecektir.’’ Ankara / aa

DTP, AİHM’e gidiyor

Kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracak. DTP Genel Merkezi’nde gazetecilerin sorularını cevaplandıran Batman Milletvekili Bengi Yıldız, partilerinin kapatılması ile ilgili olarak AİHM’e başvuracaklarını söyledi. Kapatılan DTP’nin Eş Başkanı Emine Ayna, parti genel merkezinden ayrılırken yaptığı açıklamada, “Siyasetten hiçbir bir şekilde çekilmeyeceğiz. Sadece siyaset yapmamızın bir kanalı engellenmiştir” dedi. Ayna, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilmesi konusunda da Hasip Kaplan ve Bengi Yıldız’ın içinde bulunduğu bir hukuk komisyonunun çalışma yaptığını kaydetti. Ankara / iha

14.12.2009


 

Kış kapıya dayandı

Türkiye soğuk havanın etkisinde. Kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanıyor. Marmara’da Bandırma-Yenikapı vapur seferleri iptal edilirken, Edirne’de yollar buz tuttu, Şanlıurfa’da sis sebebiyle uçak seferleri iptal. Trakya Bölgesinde etkili olan kar yağışının ardından bazı yollarda buzlanma oluştu. Yollardaki buzlanma sebebiyle yurt dışına çıkış için Kapıkule ve Hamzabeyli sınır kapılarına gitmekte zorlanan tırlar uzun kuyruklar oluşturdu.

Türkiye soğuk havanın etkisinde. Kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanıyor. Marmara’da Bandırma- Yenikapı vapur seferleri iptal edilirken, Edirne’de yollar buz tuttu, Şanlıurfa’da sis sebebiyle uçak seferleri iptal. Trakya Bölgesi’nde etkili olan kar yağışının ardından bazı yollarda buzlanma oluştu. Yollarda oluşan buzlanma nedeniyle yurt dışına çıkış için Kapıkule ve Hamzabeyli sınır kapılarına gitmekte zorlanan tırlar uzun kuyruklar oluşturdu. Kırklareli’ne bağlı Bulgaristan sınırındaki Demirköy ilçesi ile Dereköy’de kar yağışı sona ererken, soğuk hava hayatı olumsuz etkiliyor. İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş’den yapılan açıklamaya göre, hava muhalefeti dolayısıyla, bazı dış hat seferleri iptal edildi. İstanbul’da etkili olan sağanak yağmur nedeniyle Kağıthane Cendere Yolu su altında kaldı. İstanbul / cihan-aa

14.12.2009


 

İstanbul’da yağmurdan bina çöktü

ALINAN bilgiye göre; olay, saat dün sabah 06.30 sularında Beykoz Akbaba Köyü, Şehit Murat Sokak’ta meydana geldi. Uzun bir süre aralıksız devam eden sağanak yağış sebebiyle su miktarı artan dere, toprak kaymasına sebep oldu.

Haberin devamını SentezHaber de okumak için tıklayın

14.12.2009


 

Ette kırmızı alarm

Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Doğan, canlı hayvan ithalâtı önünde engellerin kaldırılmaması halinde kırmızı etin kilosunun 2010 yılında 50 TL’ye ulaşacağını söyledi.

Akdenİz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Doğan, canlı hayvan ithalatı önünde engellerin kaldırılmaması halinde kırmızı etin kilosunun 2010 yılında 50 TL’ye ulaşacağını söyledi. Bugün gelinen noktada dünyanın en pahalı etini Türkiye’nin tükettiğini belirten Hadi Doğan, kırmızı et fiyatlarındaki yükselişin ana sebebinin ise hayvan varlığındaki hızlı düşüş olduğuna dikkat çekti. Doğan, 1996 yılından bu yana uygulanan ithalat yasağının yanında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşanan terör olaylarının hayvancılığı bitme noktasına getirdiğini ifade etti. Türkiye nüfusunun yazın gelen 20 milyon turistle birlikte 90 milyona ulaştığına işaret eden Doğan, buna bağlı olarak et tüketiminin de arttığını, ancak mevcut kaynakların söz konusu ihtiyacı karşılayamadığını, besicilerin de artan talebe bağlı olarak fiyatları sürekli yükselttiğini anlattı. Uygulanan yanlış politikalar sebebiyle hayvancılığın ve canlı hayvan ihracatının ihmal edildiğini söyleyen Doğan, ortaya konulan çözüm önerilerininse dikkate alınmadığını kaydetti. Türkiye’nin bir yandan sanayi ürünleri ihracatı gerçekleştirirken diğer yandan hayvancılığının gelişim gösterebileceğini belirten Doğan, ama buna rağmen sektörün ihmal edildiğini ifade etti. Şu anda 1 kilogram etin fiyatının 24 TL civarında olduğu bilgisini veren Doğan, ithalat kapısının açılması halinde fiyatların sabit kalacağı, aksi durumdaysa 2010 yılında etin kilogramının 50 TL’ye ulaşabileceği uyarısında bulundu. İthalatın önündeki engellerin kaldırılmasının bir zorunluluk olduğunu dile getiren Doğan, bu kapsamda da ihracatçılar olarak 2010 yılını önemli bir fırsat olarak gördüklerini belirtti. Mersin / iha

14.12.2009


 

İLGİSİZ ÇOCUK SANAL ÂLEME SIĞINIYOR

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, internet bağımlılığında ailenin çocukla ilişkisinin önemli olduğunu söyledi.

Çocuğun, anne-baba ve okuldan, “İlgilenme, önem verilme, kabul etme, sorumluluk yükleme” gibi davranışları beklediğini hatırlatan Yeşilyaprak, çevrede bu beklentileri karşılanmayan çocuğun internet üzerindeki sanal dünyada arayışlara girdiğini kaydetti. Ailede ve okulda çocuklara ‘önem verilmesi’ ve bir takım sosyal aktivitelerle ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğine işaret eden Yeşilyaprak, aksi takdirde daha heyecanlı olan interaktif ortamda küçüklerin ‘kendini kanıtlama, var olma’ gibi sağlıksız yöntemlere sığınabileceklerini ifade etti. Gerçek dünyada ‘sevgi ve ilgi’ gibi en temel ihtiyaçları karşılanmayan çocuğun kurduğu ‘sanal dünyada’ bir takım sapmalara yönelebileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, bilinçli internet kullanımında anne-babalara büyük görevler düştüğünü anlattı. İnternet kullanımının yasaklanması yerine belli kurallara bağlanmasını öneren Yeşilyaprak, bilgisayarın çocuğun odasına değil, evdeki ortak kullanım alanına konulmasını önerdi. Ankara / cihan

14.12.2009


 

GRİBE KARŞI BOL BOL NAR YİYİN

ÖZEL Konya Farabi Hastanesi Diyet ve Beslenme Uzmanı Hilal Acar, kış aylarının vazgeçilmez meyvelerinden olan narın, grip başta olmak üzere kolestrol, tansiyon, ishal gibi birçok hastalığa yakalanma riskini en aza indirdiğini bildirdi.

Acar, yorgunluğu gideren narın kansere sebep olan serbest radikallerle savaşan koruyucu bir etki gösterdiğini söyledi. Narın eski dönemlerden beri pek çok hastalıkta bitkisel tedavi yöntemi olarak kullanıldığını belirten Farabi Hastanesi Diyet ve Beslenme Uzmanı Hilal Acar, “Nar, C, B1 ve B2 vitaminleri ve potasyum bakımından çok zengindir. Ayrıca bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek antosiyanlar ve flavonoitler içerir. 100 gram narın içerisinde, 259 miligram potasyum, 63 kalori, 8 miligram C, binde 3 de B2 vitamini bulunuyor. 1 su bardağı nar suyu günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 25’ini karşılar. Gün içinde tüketilen bu meyve, yorgunluğumuzun giderilmesinde de büyük rol oynar.” ifadesini kullandı.

GRİBE BİRE BİR

“GRİBAL enfeksiyonlar virüslerin neden olduğu hastalıklardır” diyen Acar, “Nar, içerdiği antioksidanlar sayesinde gribe neden olan virüsleri zararsız hale getirmeye yardımcı olmaktadır. Bakteri kaynaklı enfeksiyonlara karşıda koruyucu etkisi kanıtlanmıştır. Antioksidan etkisi yeşil çay, portakal gibi besinlerden üç kat daha fazladır. Gripten korunmak için tablet şeklinde vitamin almak yerine nar yiyerek daha fazla antioksidan madde ve C vitamini sağlamış oluruz. Bu şekilde kansere neden serbest radikallere karşı bizi koruyacak bir silâh görevini de üstlenmektedir” şeklinde konuştu. Konya / cihan

14.12.2009


 

Göz alerjisini hafife almayın

UZMANLAR mevsime bağlı olarak gözde sıkça rastlanan rahatsızlıkların başında gelen göz alerjilerinin hafife alınmaması konusunda uyarıda bulunuyor. Siirt Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ayşe Sönmez, göz alerjisinin göz sağlığı ile ilgili çok önemli bir sorun olduğunu belirterek, “Mevsimsel göz alerjisine neden olan etkenler genellikle polenler, mevsimsel olmayan alerjiye neden olan etkenler ise yıl boyu karşılaştığımız ev tozu ve hayvan atıklarıdır” dedi. Op. Dr. Ayşe Sönmez, yaptığı açıklamada, alerjik göz hastalıklarının toplumda sıkça görüldüğünü ve insanların yaklaşık yüzde 15’inde alerjinin bir veya birkaç çeşidi bulunduğunu söyledi. Çevreyle direkt teması sebebiyle gözün alerjik hastalıklara daha yatkın olduğunu vurgulayan Dr. Sönmez, göz alerjileri konusunda şu bilgileri verdi: “Göz alerjilerinde gözde yanma, batma, kaşıntı, çapaklanma, kızarıklık, sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve görme bozukluğu görülebilir. Bu şikâyetlere genellikle burundaki alerji de eklenir. Göz kapaklarında şişlik, gözün beyaz tabakasında kabarıklıklar ve kızarıklık görülür. Mevsimsel göz alerjisine neden olan etkenler genellikle polenler, mevsimsel olmayan alerjiye neden olan etkenler ise yıl boyu karşılaştığımız ev tozu ve hayvan atıklarıdır.” Gözdeki bazı rahatsızlıkların alerji zannedilebileceğini ifade eden Dr. Sönmez, şöyle devam etti: “Yapılan muayene sırasında göz kapakları, kirpikler ve kornea dikkatle incelenir. Bazen göz kapakları ters çevrilerek arka yüzeylerinin incelenmesi gerekebilir. Bazı mikrobik hastalıklar, sebebi bilinmeyen iltihabi durumlar, göz kapağı iltihapları, bazı cilt hastalıklarının göz bulguları, kuru göz hastalığı, gözün bağ ve damar tabakasının iltihabi hastalıkları, böcek ısırıkları, kirpik diplerine yerleşen parazitler göz alerjisini taklit eden bir tablo meydana getirebilir. Tanısal test olarak alerjen maddenin bulunması, gözyaşında ve kanda bazı maddelere bakılması yardımcı olsa da en fazla bilgi muayeneden elde edilir.” Göz alerjilerine bazı ilâçların içindeki koruyucu maddelerin veya makyaj malzemelerinin de sebep olabileceğini belirten Dr Sönmez, göz alerjisine yakalananların en kısa sürede doktora başvurmasının gerektiğinin altını çizdi. Siirt / iha

14.12.2009


 

50 yaş üstünde 'zona' riski

DOMUZ gribinden ölümlerin çoğunlukla 50 yaş altında olması, 50-60 yaş üstü kişilerin bu hastalıktan çok ‘’su çiçeği geçiren herkeste görülen ve bağışıklık sistemindeki zayıflamayla ortaya çıkan ‘’zona’’ (Herpes Zoster) hastalığının riski altında olduklarını bildirdi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Memişoğlu, ‘’zona’’ hastalığının her yaşta ve her mevsimde görüldüğünü ancak, bağışıklık sisteminin zayıfladığı ileri yaşlarda, sonbahar ve kış aylarında daha sık rastlandığını belirtti. Su çiçeği geçiren herkeste zona hastalığının görüldüğünü, alınacak tek tedbirin ise bağışıklık sistemini güçlü tutmak olduğunu belirten Memişoğlu, ‘’Domuz gribi vak'alarında ölümler daha çok 50 yaş ve altında görülüyor. Bu nedenle, 50-60 yaş üstü kişiler, bu hastalıktan çok bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla ortaya çıkan zona hastalığının riski altında’’ dedi.

Memişoğlu, ‘’su çiçeği hastalığı geçirmiş olan kişilerde, su çiçeği virüsünün sinir köklerinde uyur durumda kalması ve yıllar sonra bile olsa tekrar aktive olmasıyla ortaya çıkan bir hastalık’’ olan zona hastalığının uyuşukluk, vücutta kaşıntı ve ağrıyı takiben ciltte ortaya çıkan döküntü benzeri deri lezyonları ile kendini gösterdiğini belirtti. Hastalığın saçlı deriden ayak ucuna kadar her yerde görülebileceğini ancak, daha çok göğüs, kalça ve yüzde görüldüğünü anlatan Memişoğlu, deride oluşan kabarcıkların iki ya da üç hafta içinde iyileşebileceğini ancak, ağrının geçmesinin daha uzun zaman aldığını kaydetti. Adana / aa

14.12.2009


 

Şişmanlık ciddî bir rahatsızlık

SÜLEYMAN Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celal Çerçi, aşırı şişmanlığın birçok hastalığa dâvetiye çıkardığını belirterek, kilo kontrolü için kelepçe yöntemini önerdi.

Doç. Dr. Çerçi, insanların sağlıklı yaşayabilmesi için kilolarını kontrollü şekilde takip etmeleri gerektiğini söyledi. Kalp rahatsızlığı, şeker gibi hastalıklar başta olmak üzere birçok hastalığın temelinde şişmanlığın yattığına dikkati çeken Doç. Dr. Çerçi, ‘’Şişmanlık basite alınıyor ama aslında ciddî bir sorun. Şişmanlığı bir hastalık olarak görüyorlar. Oysaki şişmanlık ciddî bir rahatsızlık. Bu rahatsızlık onlarda herhangi bir engel oluşturmuyor ve kilo almaya devam ediyorlar’’ dedi. Şişmanlığın tedavi edilebildiğini belirten Doç. Dr. Çerçi, ‘’Çareyi yanlış adreslerde arıyorlar. Oysaki tıpta bu hastalığın tedavisi mümkün. Uyguladığımız yöntemle şişmanların sağlıklı bir şekilde zayıflamasını sağlıyoruz’’ diye konuştu. Şişmanlığı tedavi etmek amacıyla öncelikle iştahı kesmek için halk arasında bilinen kelepçe yöntemini uyguladıklarını bildiren Doç. Dr. Çerçi, bu yöntemi ameliyatsız da gerçekleştirebildiklerini ve olumlu sonuçlar aldıklarını kaydetti. Doç. Dr. Çerçi, şöyle devam etti: ‘’Halk arasında kelepçe olarak bilinen bir yöntem var. Midenin çevresinde serbestleşmiş yemek borusu ile midenin birleştiği yakın bir bölgeye silikon bir bant takılıyor. Genişliği de cilt altına konulan bir rezerv ile ayarlama yapılabiliyor. O bandı koyduktan sonra mide hacmi daralıyor ve mide küçüldüğü için hasta tokluk hissediyor. Bu yöntem ile hasta daha sağlıklı zayıflamış oluyor. Etkisini de zaten kısa süre içinde görüyor. Bu yöntem bazı yerlerde ameliyatla uygulanıyor ancak SDÜ’de kapalı yapıyoruz. Yani ameliyatsız gerçekleştiriyoruz. Bıçak izi yok, sadece iğne tekniği ile bunu gerçekleştiriyoruz. Bu yöntem Türkiye genelinde sayılı merkezlerde uygulanıyor. Bu nedenle şişmanlık sıkıntısı çeken hastalarımızın bize başvurmasını istiyoruz.’’

Kapalı sistemle gerçekleştirilen operasyonda hastanın uygulamadan bir gün sonra taburcu olabildiğini bildiren Doç. Dr. Çerçi, operasyonun riskinin daha az olduğunu söyledi. Söz konusu operasyon için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilâçları veya tedaviyi ödemeye ilişkin bir çalışması olduğunu belirten Doç. Dr. Çerçi, şu bilgileri verdi: ‘’Şişmanlık pahalı bir hastalık olarak görülüyor. Çünkü şişmanlıktan doğan hastalıkların tedavisi daha güç ve daha pahalı. Ancak şişmanlığın önüne geçildiği takdirde ileride doğabilecek hastalıkların da önüne geçilmiş oluyor. Devlet bu olaya bu şekilde bakıyor. Sağlık Bakanlığının da şişmanlığın tedavisinin karşılanması konusunda ciddî bir çalışması var. Hatta bazı tedavilerde karşılama yapılıyor.’’ Isparta / aa

14.12.2009


 

Meclis yoğun bir haftaya giriyor

Meclİs, ‘’bütçe maratonu’’ nedeniyle yoğun bir haftaya giriyor. 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun ardından bu kez Genel Kurulda görüşülmeye başlayacak. Genel Kurulda, 2010 yılı bütçesinin tümü üzerindeki görüşmeler yarın saat 13.00’de başlayacak. Bütçenin tümü üzerindeki sunuşu, Hükümet adına Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yapacak. Daha sonra, sırasıyla AKP, CHP ve MHP grup temsilcileri konuşacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bugün Hükümet adına bütçe üzerindeki eleştirileri cevaplaması bekleniyor. Bütçe görüşmeleri, hafta sonu da dahil olmak üzere 13 gün sürecek ve 26 Aralık Cumartesi günü yapılacak son konuşmalarla tamamlanacak. Hafta sonları da dahil her gün saat 11.00’de toplanacak olan Genel Kurul, o günkü programın bitimine kadar çalışacak. 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı’nın tümü üzerinde, gruplar ve Hükümet adına yapılacak konuşmaların süresi birer saat, kişisel konuşmalar ise 10’ar dakikayla sınırlandırılacak. Görüşmeler, 13 turda gerçekleştirilecek. Her tur görüşmede, gruplar ve Hükümet adına yapılacak konuşmalar 40’ar dakika, kişisel görüşmeler ise 5’er dakika olacak. Bütçe görüşmelerinin sonunda gruplar ve Hükümete birer saat, kişisel olarak söz alan milletvekillerine ise 10’ar dakika süre verilecek. Bütçe görüşmeleri nedeniyle hafta boyunca grup toplantıları yapılmayacak, komisyonlar toplanmayacak, Meclise ziyaretçi alınmayacak. Ankara / aa

14.12.2009


 

Özgürlük herkes için olunca anlamlıdır

Van Memur-Sen İl Temsilciliği; herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da benzeri başka bir statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bütün hak ve özgürlüklerden eşit bir şekilde istifade etmeleri gerektiğini dile getirdi. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla sendikadan yapılan yazılı açıklamada, dünyanın her tarafında kan ve gözyaşının ön planda olduğu belirtilerek, “İnsan onuru ve özgürlüğü dünyanın farklı bölgelerinde ayaklar altındadır. Bu nedenle 1948’den bu yana insan hakları alanında çok da yol kat edildiği söylenemez. Özgürlüğü ve demokrasiyi sadece kendileri söz konusu olduğunda hatırlayanlar, kişisel ikbal ve çıkarı için hiç bir ilke ve değer tanımadan insanın en temel hakkı olan yaşama hakkını ihlâl edenler, insanın onuruna ve özgürlüğüne inanmayanlardır. Oysa özgürlük herkes için olunca anlamlıdır, değerlidir. Bilinmelidir ki, şiddetin olduğu bir ortamda hiç kimsenin özgürlüğünden söz edilemez. Bu nedenle şiddet de bir insan hakkı ihlâlidir” denildi. Van / iha

14.12.2009


 

Ekim ayı yağışları ziraatçiyi sevindirdi

Türkİye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ekim ayı itibariyle başlayan 2009 - 2010 tarımsal üretim ve pazarlama yılına gerçekleşen yağışlarla iyi bir başlangıç yapıldığını belirterek, ‘’tarım yılının çiftçilerimizin bol kazanç sağladığı, kaliteli ve yüksek rekolteli ürünlerin yetiştirildiği bir yıl olarak tamamlanmasını bekliyoruz’’ dedi. Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada, normalin ve geçen yılın üzerinde gerçekleşen yağışları değerlendirdi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de 2009 Ekim ve Kasım ayları arasındaki kümülatif yağışların, genel olarak normalden ve geçen yıla kıyasla fazla olduğunu bildiren Bayraktar, söz konusu dönemde bütün bölgelerdeki yağışların normalin ve geçen yıl yağışlarının üzerinde gerçekleştiğini kaydetti. Bayraktar, yağmur alan bölgeler arasında en fazla artışın son iki yıldır kuraklığın devam ettiği Güneydoğu Anadolu Bölgesinde gerçekleştiğini de bildirdi. Ankara / aa

14.12.2009


 

İhlâl edilen hakkın iadesi için tekzib yeterli değil

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve medyada yer alan bazı haberlerin ‘’masuniyet karinesini ihlâl ettiği’’ iddiaları konusunda kurulan alt komisyonun başkanı Gökhan Sarıçam, sadece tekzibin, ihlal edilen bir hakkın iadesinde yeterli olmadığını belirterek, “Tekzibin yanında değişik yaptırımların, basın yayın kuruluşları açısından yapılması şart’’ dedi. AKP Kırklareli Milletvekili Sarıçam, alt komisyonun çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. Sarıçam, medya üzerinden masuniyet karinesinin ihlâliyle bir çok insan hakkı ihlalinin oluştuğuna işaret etti. Sarıçam, alt komisyonunun kurulma amacını, ‘’mevzuatı, mağduriyetleri ve diğer ülkelerdeki uygulamaları tesbit etmek, sorunlara çözüm üretmek’’ olarak açıkladı. Çizdikleri yol haritası çerçevesinde, akademisyenler ve medya temsilcileriyle görüştüklerini anlatan Sarıçam, bu görüşmelerle yayın kanununa yönelik taslak çalışmalarına katkı sağlamak istediklerini vurguladı. Sarıçam, birine göre hak veya yayın ilkelerinin ihlâline sebep olan bir haberin, görüntünün, başka birisi için ihlâl anlamına gelmeyebileceğini vurgulayarak, orta çizgiyi bulmanın önemine dikkati çekti. Ankara / aa

14.12.2009


 

Mahkûmlar için bilgisayar sınıfı

BalIkesİr’İn Ayvalık ilçesindeki, K-2 tipi kapalı cezaevinde Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) desteğiyle mahkûmlar için düzenlenen bilgisayar sınıfı törenle hizmete girdi. Törende Ayvalık Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü öncülüğünde bilgisayar kursu gören mahkûmlara sertifikaları da dağıtıldı. Törende konuşan Ayvalık Cumhuriyet Başsavcısı Uğur Kamber, “Cezaevini infaz kurumu olmaktan çıkarıp, adeta bir okul haline çevirmeyi istedik. Bu amaçla Balıkesir İşkur Müdürlüğü ile birlikte daha önce kütüphane olarak kullandığımız salonu, 14 bin 535 TL’lik bir maliyetle çok amaçlı eğitim ve öğretim bölümü haline getirdik. Amacımız, mahkûmlarımızın, dışarı çıktıklarında, onlara ikinci bir hayatları için verilen eğitimlerle sağlam bir zemin hazırlamaktır. Çünkü bizler ceza infaz kurumlarını suç işleyenlerin kapatıldıkları dört duvar olarak görmüyoruz” diye konuştu. Balıkesir / iha

14.12.2009


 

İlk demokrasi anıtı 101 yıldır ayakta

Edİrne’nİn Uzunköprü ilçesi Belediye Başkanı Enis İşbilen, Uzunköprü’den ilçe girişine 1908 yılında yapılan ‘’ülkemizin ilk demokrasi anıtının’’ 101 yıldır ayakta olmasından büyük mutluluk duyduklarını söyledi. İşbilen, yaptığı açıklamada, 11 Aralık 1908 yılında Uzunköprü halkının büyük coşkusuyla ve katılımıyla açılışı yapılan anıtın, ilçenin en büyük kültür miraslarından olduğunu ifade etti. Demokrasi Anıtı’nın dört bir yanındaki mermer üzerine yazılmış hürriyet, adalet, eşitlik ve kardeşlik yazılarının, Uzunköprü’nün demokrasi yönünde göstermiş olduğu çabaların bu yıla kadar getirilmiş olmasından memnuniyet duyduğunu anlatan İşbilen, ‘’Bu anıtı, özelliğini ve kuruluşunu önümüzdeki yıllarda çeşitli etkinliklerle kutlayarak tüm dünyaya göstermek istiyoruz’’ dedi. Uzunköprü Demokrasi Anıtı Meşrutiyet Anayasası’nın 1908’de yürürlüğe girmesi nedeniyle yapılmıştı. Anıtın yapılmasında dönemin Kaymakamı Mazhar Müfit (Kansu) ve Belediye Başkanı Hafız İsmail’in (Yayalar) büyük payı olmuş. Zaman içerisinde anıt deforme edilmiş tarihçi Latif Bağmen ve dönemin Belediye Başkanı İbrahim Üzrek tarafından anıt tekrar eski haline bürünmüştü. Edirne / aa

14.12.2009


 

Katsayı adaletsizliğine tepki sanal âlemde

DANIŞTAY’IN katsayı konusunda yürütmeyi durdurma kararına tepkiler, sanal âlemde de katlanarak büyüyor. Meslek lisesi öğrencileri, mezunları ve haksızlığa uğrayanlara destek verenler, paylaşım sitesi Facebook’ta onlarca grup kurdu. Birkaç kişiyle başlayarak binlere ulaşan gruplarda, Danıştay kararına tepkiler dile getiriliyor. “Katsayı eşitsizliğine hayır”, “Katsayı mağdurları”, “Katsayıya karşıyız, eşitlik istiyoruz”, “Danıştay’ın katsayı adaletsizliği hakkındaki adaletsiz kararını kınayanlar” ve “Danıştay’ın katsayı yürütmesini durdurmasına karşı çıkanlar” gibi isimlerle kurulan grupların üyeleri, birbirlerine içini döküyor, haksızlığa karşı sesini duyurmaya çalışıyor. Üye sayısı en çok olan “Katsayı eşitsizliğine hayır” grubuna yorum yapan Ömer Kaya isimli meslek lisesi öğrencisi şunları kaydediyor: “Katsayı mağduru olmak istemiyorum. Bölümümü okumayacağım, çünkü yüksekokullardan mezun olunca hiçbir iş imkânımız olmuyor. Danıştay, katsayı getirildiğinde YÖK’ün kararı olduğunu söyleyip karışmıyorsa şimdi de karışmasın. Kendi çocukları, her şekilde her yere girebiliyor ya, onlar için önemli olan o.” İzmir /cihan

14.12.2009


 

Osmanlı geleneği yeniden canlanıyor

OSMANLI dönemi Hac geleneklerinden biri yeniden canlanıyor. İstanbul üzerinden kutsal topraklara giden Türkistan coğrafyasından hacılar yeniden İstanbul güzergâhını kullanmaya başladı. Kazakistan’dan hacca giden 120 kişilik bir grup hac ibadetini tamamlayarak İstanbul üzerinden ülkelerine döndü. Hac ibadetini tamamlayan hacıları İstanbul Atatürk Hava Limanı’nda Bağcılar Belediyesi ekipleri karşıladı. Hacı adayları ilk defa geldikleri İstanbul’da Sultanahmet Camii, Ayasofya, Fatih ve Eyüp Sultan Camilerini büyük bir hayranlık içerisinde gezdi. Sultan Ahmet’teki Buhara Restoran’ta yemek yiyerek, sütlü çay içen hacılar, Bağcılar Belediyesi’ne ve Türkiye’ye Kazakistan’a göstermiş olduğu ilgiden dolayı teşekkür etti. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, yemekte yaptığı konuşmada, Kazakistan’la Türkiye’nin iki ayrı ülke, tek millet olduğu vurgusunda bulundu. Bağcılar Belediyesi’nin 4 yıldır Kazakistan’da iftar programları düzenlediği hatırlatan Başkan Çağırıcı, “Her ne kadar uzun yıllardır aynı dili konuşamıyor olsak da aynı duyguları hissediyoruz” dedi.

14.12.2009


 

Osmanlı geleneği yeniden canlanıyor

OSMANLI dönemi Hac geleneklerinden biri yeniden canlanıyor. İstanbul üzerinden kutsal topraklara giden Türkistan coğrafyasından hacılar yeniden İstanbul güzergâhını kullanmaya başladı. Kazakistan’dan hacca giden 120 kişilik bir grup hac ibadetini tamamlayarak İstanbul üzerinden ülkelerine döndü. Hac ibadetini tamamlayan hacıları İstanbul Atatürk Hava Limanı’nda Bağcılar Belediyesi ekipleri karşıladı. Hacı adayları ilk defa geldikleri İstanbul’da Sultanahmet Camii, Ayasofya, Fatih ve Eyüp Sultan Camilerini büyük bir hayranlık içerisinde gezdi. Sultan Ahmet’teki Buhara Restoran’ta yemek yiyerek, sütlü çay içen hacılar, Bağcılar Belediyesi’ne ve Türkiye’ye Kazakistan’a göstermiş olduğu ilgiden dolayı teşekkür etti. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, yemekte yaptığı konuşmada, Kazakistan’la Türkiye’nin iki ayrı ülke, tek millet olduğu vurgusunda bulundu. Bağcılar Belediyesi’nin 4 yıldır Kazakistan’da iftar programları düzenlediği hatırlatan Başkan Çağırıcı, “Her ne kadar uzun yıllardır aynı dili konuşamıyor olsak da aynı duyguları hissediyoruz” dedi.

UZUN YILLAR DEVAM EDEN BİR GELENEK

Osmanlı döneminde özellikle Türkistan ve Rusya’dan hacı adayları İstanbul üzerinden Hac yolculuğuna başlarken yine hac dönüşünü İstanbul üzerinden gerçekleştiriyorlardı. İstanbul’da toplanan hacı adayları düzenlenen görkemli sürre alayları ile kutsal topraklara uğurlanıyordu.

14.12.2009


 

Metro geçiş boruları Haliç’e ulaştı

İstanbul’da Maslak ve Yenikapı’yı birbirine bağlayacak metro hattının en önemli ayağı olan Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nde önemli bir aşamaya gelindi. Küçükpazar ve Azapkapı arasında yer alacak olan Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nün dev boruları Haliç’e ulaştı. Boruları taşıyan, Normed Denizcilik firmasına ait 129,5 metre uzunluğundaki Normed Antwerpen gemisi, Haliç’e uzun yıllardır giren en büyük gemi oldu. Geminin Haliç’e girişi sırasında İstanbul Liman Başkanlığı tarafından geniş güvenlik tedbirleri alındı. Genel kargo ve dev proje yükleri konusunda faaliyet gösteren taşımacılık firması Normed Denizcilik’e ait 8407 grostonluk Antwerpen gemisi tarafından Portekiz’den yola çıkan 1.8 ve 2.5 metre çapındaki dev borular bir haftalık bir yolculuğun ardından İstanbul’a ulaştı. Ayrıca geminin ambarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait 8 adet hafif tramvay vagonu da İstanbul’a geldi. Astaldi-Gulermak ortak girişimi tarafından yürütülen projenin yapımına 6 ay önce başlanmıştı. 16 ay içinde tamamlanması planlanan proje, 146 milyon Euro’ya mal olacak. Said Temur / İstanbul Yeni Asya

14.12.2009


 

Bahçelievler’de Piri Reis Parkı açıldı

Bahçelievler Belediyesi, Çobançeşme Mahallesinde Piri Reis sokakta, Piri Reis Parkını törenle hizmete açtı. Kaymakam Şevket Cinbir’in de katıldığı Piri Reis parkı açılış töreninde konuşan Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu “Bahçelievler’de nerede boş alan buluyorsak, onu halkımızın yararına değerlendirip, hizmete sunuyoruz. Piri Reis Parkı, halkımıza hayırlı olsun” dedi. Öte yandan Osmanlı tarihinin en önemli Donanma Komutanlarından ve Dünya Denizcilik tarihinde izler bırakmış bir kaptan olan Piri Reis’in adını alan park 750 m2‘si yeşil alan olmak üzere toplam 1000 m2 alana sahip. İçerisinde, parkın konseptine uygun olarak tasarlanmış çocuk oyun alanını ve ünlü denizcinin heykeli, döneminin en ileri teknikle yapıldığı kabul edilen haritasının rölyef çalışması bulunuyor. Yeni Asya/İstanbul

14.12.2009


 

Danıştay’a STK tepkisi

BüTÜN meslek liseliler, imam-hatip liseliler, okul aile birlikleri ve 400 STK’dan oluşan Katsayı Takip Platformu bir basın toplantısı düzenleyerek Danıştay’a tepkilerini gösterdiler. Eminönü Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda katsayı sorununun asıl muhatabı ve sahiplerinin açıklamalarına yer verildi.

“Şimdi Biz Konuşuyoruz” sloganıyla organize edilen toplantıda meslek liseli öğrenciler sık sık “Danıştay’a danışmak istemiyoruz! , Meslek Lisesi Memleket Meselesi” şeklinde sloganlar atarak Danıştay ve İstanbul Barosu’na tepkilerini dile getirdiler. Toplantı başında katsayı sorunu ile ilgili süreçte meslek liseliler dışında herkesin konuştuğuna dikkat çeken bir sinevizyon gösterisi sunuldu.

Katsayı Takip Platformu adına konuşan ÖNDER (İmam-Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği) Başkanı Hüseyin Korkut, bu süreçte sadece İmam Hatipliler değil; Teknik Liseler, Endüstri Meslek Liseleri, Ticaret Liseleri, mezun olup üniversite hayali kuran evlâtlarımız ve aileleri de mağdur edildiğini kaydetti. Korkut, düz liseler, Anadolu Liseleri ve Fen Liselerinde okuyan, farklı alanlara yönelmek isteyen gençlerin de bu uygulamanın mağduru olduğunu ifade etti.

Korkut sözlerine şöyle devam etti: “12 yıldır bireysel ya da lokal faaliyetlerle yürüttüğümüz mücadelenin geldiği bu son aşamada artık güçlerimizi ve enerjilerimizi birleştirdik. Sesimizin daha gür çıkacağına inandığımız için artık ‘Şimdi Biz Konuşuyoruz’ diyoruz. Ortaöğretimde din eğitiminin nitelikli hale getirilmesi bir ihtiyaçtır. Bunu öteden beri yüksek sesle dillendirmekteyiz. Ancak meselenin A ve B formülüne indirgenmesi imam-hatip liselerinin lüzumsuz hale getirilmesinin zemin arayışları şeklinde sunulması bu okullarda yetişmiş ve yetişmekte olan her yaştan mezun ve mensubumuzu incitici olur, sonuçları açısından tatmin edici kaliteden uzak kalır. 8 yıllık kesintisiz eğitim için de benzer kalite kaygılarını dillendiregeldik ve maalesef zaman kaygılarımızı haklı çıkarmıştır” diye konuştu. İstanbul / Yeni Asya

14.12.2009


 

Bizi anlayın artık!

Şefkat-Der Kocaeli gönüllü temsilcisi Reyhan Balcı, "İmam hatipli ve ailesi başörtülü başbakanımız, meslek liseli bakanlarımız, millet vekillerimiz bizi sizden daha çok kim anlayabilir?” dedi. Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 243. hafta basın açıklamasını izmit Sabri Yalım İnsan Hakları Parkında Reyhan Balcı yaptı. Balcı, başörtü yasağı ve Danıştay’ın katsayı kararını eleştirdi. İlk başörtü yasağının 1967’de başladığını belirterek, “Yıl 2009 yasak hâlâ devam ediyor” dedi. Açıklama şöyle devam etti: “İmam hatipli ve ailesi başörtülü başbakanımız, meslek liseli bakanlarımız, millet vekillerimiz bizi sizden daha çok kim anlayabilir? Anlaşılacağımıza olan inancımızı muhafaza etmeye ne kadar devam edeceğiz. Hak ve özgürlük yolundaki sıkıntıları, yaşadıklarını sadece söylenmeyle dile getirenler önceliklerinizi tekrar belirleyip mücadelemizin önüne geçiniz!” Kocaeli / Yeni Asya

14.12.2009


 

Özgür bir dünya kuralım

MAZLUMDER Kütahya Şubesi Kütahya Küçük Hamam Parkı önünde toplanarak Danıştay’ın hukuksuz kararıyla ilgili kitlesel basın açıklaması yaptı. Açıklamayı gurup adına Hakan Özkul okudu. Hakan Özkul şunları söyledi: "Buradan gönüllerinde Hakkı ve Adaleti yaşatan tüm erdemli insanlara sesleniyoruz. En azından kendi ülkemizde insan onurunu yeniden diriltmek için tüm vicdan sahibi herkesi sağduyuya davet ediyoruz. İnsan hakları kavramının sözde kaldığı bu zamanda, Özgün, adil, erdemli, insan fıtratına aykırı düşmeyen, bütün tarafların katıldığı ve hiçbir gücün etkisi altında olmayan yeni bir toplumsal sözleşme oluşturmanın vakti gelmiştir. Ve diyoruz ki; ‘Gelin, herkes için özgür ve adil bir dünyayı hep beraber kuralım.’ Yaşanan tüm bu ayrımcılık, şiddet, barış karşıtı olayları hep birlikte karşı duralım…” Kütahya / Yeni Asya

14.12.2009


 

BİR ÜLKENİN KENDİ EVLÂTLARI ARASINDA AYRIM YAPMASI TRAJİK

İstanbul Okul Aile Birlikleri adına konuşan Eşref Ergün İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 61. yıldönümü haftasında, bu beyannamenin altında imzası olan bir ülkenin kendi evlâtları arasında ayrım yapması çok trajik olduğunu söyleyerek, “bugün ülkemizde on yılı aşkın süredir uygulanan üniversite giriş sınavındaki katsayı engeli milyonlarca evlâdımızı mağdur etmiştir. Biz velilerin yetkili ve etkili makamlardan beklediğimiz, gençlerin önüne okumaları için engel koymak değil, önlerine çıkan tüm engelleri ortadan kaldırmak olmalıydı. Ama bunu yapmadılar, çocuklarımızın haklarını gasp ettiler” dedi. Meslek Liseliler Birliği adına söz alan Halil Yıldız,“12 yıldır süren katsayı uygulaması Meslek Liselerindeki kaliteyi önemli ölçüde düşürdü. Yüksek puanlarla bu okullara gelen öğrenci profili yerini ilköğretimi zorlamayla bitiren öğrencilerin ve sadece çocuğunun elinde diploması olsun isteyen velilerin uğrak yeri oldu. Katsayı engeliyle beraber öğrencilerin Meslek Liselerine adapte olması zorlaştı, birçoğu isteksiz, bezgin ve umutsuz şekilde okula gelir gider oldu. Bu olumsuz ruh hali öğrencilerin bazılarında saldırganlığa dönüştü. Okul eşyalarına, arkadaşlarına ve öğretmenlerine zarar vermeye başladılar” diye konuştu. Platform adına yapılan basın bildirisi öğrencilerin ve velilerin sahneye çıkması ile bir öğrenci velisi tarafından okundu ve açıklamanın ardından üzerinde “Baro” ve “Danıştay” yazılı balonlar katılımcılar tarafından patlatıldı.

14.12.2009


 

YÖK’e sahip çıkılmalı

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 222. basın açıklamasını Adapazarı şehir merkezinde Ribat Eğitim Vakfı Adına Sahir Akça okudu. Sahir Akça, “Danıştay, katsayı uygulamasını kaldıran kararın yürürlülüğünü durdurarak adaletten değil haksızlıktan yana tavır aldı” dedi.

Danıştay’ın kararına YÖK’ün iraz ettiğini hatırlatan Akça, şöyle devam etti: “Bu kez de YÖK’ün itirazını kabul etmeyerek, adâleti resmî ideolojinin kafesinde tutmakta kararlı ve ısrarcı davranacağını göstermiş oldu. Bu karar hukukî değil alenen siyasî, hatta tam da ideolojik bir karardır. Bu durumda ne YÖK ne hükümet geri adım atabilir. YÖK en azından katsayı konusunda çözümün takipçisi olduğunu söyleyip, B planını devreye sokacağının sinyallerini verdi. Ama Danıştay’ın yeni plânı da devre dışı bırakma ihtimali gözden kaçırılmasın. Katsayı için başlayan protestolar, kurulan birliktelikler kalıcı bir dayanışmanın zemini haline getirilmeli. YÖK’ün bu tavrına sahip çıkılmalı ve desteklenmelidir.” Sakarya / Yeni Asya

14.12.2009


 

Türkiye’de terörden beslenen unsurlar var

Devlet Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’de terörden beslenen unsurlar olduğunu belirterek, hukuk devleti sınırları içerisinde herkesin sorumluluklarını bilerek hareketlerini değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (BESOB) tarafından meslekte 40. yılını dolduran esnafa plaketleri düzenlenen törenle verildi. Bakan Çelik, plaket töreni öncesi yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin konulara değindi. Çelik, “Öyle çabuk gündem değişiyor ki ülkemizde takip etmekte zorlanıyoruz. Türkiye’nin acilen çözülmesi gereken sorunları var. Rahata, huzura kavuşmak için de ilk olarak terörün çözüme kavuşması gerekir. Birileri çıkmış Habur’da gösteri yaptı. Ya sen kimse ölmesin diyorsan niye gösteri yapıyorsun. Kalkmış İzmir’de konvoy yapıyorsun. Terör bitsin diyorsan çatışmacı anlayışı niye gündeme getiriyorsun otur oturduğun yerde. Terörden beslenen unsurlar var Türkiye’de. Terör varsa hayat var onlar için. ” dedi. Bursa / iha

14.12.2009


 

Madımak'ın tabelâsı değişti

Sİvas’ta 2 Temmuz 1993’te yakılan ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan Madımak Oteli’nin tabelâsı değiştirildi. Madımak Oteli’nin dış cephesinde yıllardır dik bir şekilde asılı duran eski tabelâ kaldırılarak yerine yatay şekilde yeni tabela konuldu. Eski Belediye Sokak’ta faaliyet gösteren 5 katlı, 44 odalı, 80 yataklı, 2 yıldızlı otelin yatay şekilde monte edilen yeni tabelâsı, sokaktan geçenlerin dikkatini çekti. Sivas / aa

14.12.2009


 

Sivil anayasa kaçınılmaz

Eğİtİm-Bİr-Sen Bafra İlçe Başkanı Hasan Tanrısever, sivil anayasanın olmazsa olmaz şartlarından biri olduğunu söyledi. Basit muhalefet oyunlarından, kuru gürültüden ve kişisel hırsın ötesinde kamu ve özelde çalışanların onurlu bir hayat sürmelerini hedeflediklerini belirten Tanrısever, mevcut anayasa ile hiçbir problemin çözülemediğine dikkat çekti. Demokratikleşmenin önünde ciddi engellerin ve sıkıntıların olduğunu dile getiren Tanrısever, özgürlükler önündeki engellerin kaldırılmasının ise en büyük engelinin mevcut anayasanın kendisi olduğunu savundu. Eğitim-Bir-Sen olarak farklı olduklarını kaydeden Tanrısever, davranışları ve sendikal anlayışları ile yapıcı olmaya çalıştıklarını, çözüm odaklı çabaların hep yanında olduklarını vurguladı. Samsun / aa

14.12.2009


 

Parti kapatma çözüm değil

Türkİye Genç İşadamları Konfederasyonu Başkanı Hazim Sesli, genç iş adamları olarak partilerin değil, kişilerin sorumlu tutulduğu ve cezalandırıldığı bir sistemin çözüme daha sağlıklı katkı sağlayacağı görüşünde olduklarını bildirdi.

Sesli, yaptığı yazılı açıklamada, parti kapatmanın çözüm değil, çözümsüzlükleri doğuracağını kaydetti. Partilerin değil, kişilerin sorumlu tutulduğu ve cezalandırıldığı bir sistemin çözüme daha sağlıklı katkı sağlayacağını ifade eden Sesli, hükümetin başlattığı demokratik açılım sürecine destek verdiklerini kaydetti.

Sesli, ‘’TÜGİK olarak, sorunun çözümünde üniter devlet yapısı, toprak bütünlüğü, kurum ve kuralları ile işleyen bir demokrasinin tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızın ortak paydası haline getirilmesinin, temel çözüm yolu olduğu değerlendirilmektedir’’ ifadelerini kullandı.

Çözüm için siyasi kararlılık ve toplumsal mutabakatın şart olduğuna işaret eden Sesli, şöyle devam etti: ’’Öncelikle, binlerce insanımızın şehit olmasına, milyarlarca dolar millî servetimizin harcanmasına, binlerce ocağın sönmesine, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun geri kalmasına neden olan, devleti ve milleti son yüz yıldır uğraştıran bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda; partilerin kapatılması, ancak o partiye oy verenlerin cezalandırılması anlamına gelmektedir. Ancak asıl sorumlular, partiler değil, partileri yönetenlerdir. Bu nedenle, partilerin kapatılmadığı, sadece kişilerin cezalandırıldığı bir Türkiye istemekteyiz.’’ İstanbul / aa

14.12.2009


 

Türkiye’de, ADSL'de yetersiz rekabet var

Avrupa’dakİ sabit ücret dahil en ucuz DSL tarifelerine bakıldığında, İspanya aylık 40 avro ile Avrupa’nın en pahalı internetini kullandırıyor. Türkiye'de ise bu piyasada yetersiz rekabet var ve alternatif ADSL piyasası emekleme aşamasında. Analysys Mason araştırma şirketinin, 25 Avrupa ülkesindeki 2800 DSL tarifesiyle ilgili yaptığı araştırma raporundan derlenen bilgilere göre, bu yıl Türkiye’de özel iletişim vergisinin düşürülmesiyle geniş bant internet erişimi fiyatlarında önemli bir düşüş sağlandı. Rapora göre, Avrupa pazarında kablo tv hizmetinin yanı sıra kendi altyapısını kullanarak geniş bant internet erişimi hizmeti sunan şirketler arasında büyük bir rekabet görülürken, bu rekabetin Türkiye’de ‘’henüz görülmediği’’ ifade edildi. Türkiye’de alternatif sabit genişbant altyapısında bazı firmalar tarafından çalışmalar yapılsa da bu çalışmaların henüz ‘’emekleme’’ aşamasında olduğuna işaret edildi. Araştırmaya göre, Romanya’da aylık DSL ücreti 6, Fransa’da ise 9 avro civarında. Rapora göre, saniyede indirilen megabit ücretleri ele alındığında, Estonya 40 avro ile en pahalı Avrupa ülkesi. Türkiye ise 24 Avrupa ülkesi arasında 9 avro ile en pahalı 8. ülke durumunda. İstanbul / aa

14.12.2009


 

Dikkat beynimiz yıkanıyor!

Bugüne kadar pazarlama materyallerinin ve yöntemlerinin tüketici üzerindeki etkisini çeşitli deneyler ile ölçen reklâm verenler ‘’bilimsel’’ bir yöntem olan Nöro-Pazarlama ile tanıştı.

Klâsik pazarlama yöntemlerini ve vazgeçilmez anketleri geride bırakan bu araştırma yöntemi artık Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI) tekniği ile tüketicinin beynine girip hangi reklâm öğesine hangi tepkiyi verdiğini ayrıntısıyla raporluyor. Reklâm verenler artık Nöro-pazarlama yöntemiyle (Pazarlamada Fonksiyonel Manyetik Rezonanz Görüntüleme (fMRI) tekniğinin kullanılması) reklâmı izleyiş sırasında tüketicinin beyninde, beyin hücreleri, beyin lopçukları, kan hızı gibi tepkilerini izleyebiliyor. Böylelikle pazarlamada kullanılan araçların renginden, yazı biçimine, sesinden kullanılan görsele kadar, tüketicinin hangi reklâm ögesine hangi tepkiyi verdiği anlaşılabiliyor. Millward Brown İngiltere’de İngiliz Royal Mail şirketi için tüketicinin hangi reklâm materyallerine nasıl tepki verdiğini anlamak amacıyla fMRI araştırması gerçekleştirdi. Bangor Üniversitesi’ndeki Deneysel Tüketici Psikolojisi Merkezi ile ortaklaşa yürütülen çalışmalarda beynin fiziksel ve sanal uyarıcılara nasıl tepki verdiğini anlamak için kullanılan fMRI tekniği hakkında açıklamada bulunan Millward Brown Türkiye Genel Müdürü Betül Khan ‘’fMRI ile beynin farklı medya kanallarına verdiği tepkileri inceleme’’nin pazar araştırmasında daha önce görülmemiş bir düzeye geldiğini belirtti. Khan, yapılan araştırmada ise ana bulgu olarak elle tutulur materyallerin beyinde daha derin bir iz bırakır sonucu çıkartıldığını dile getirerek, araştırmadan sağlanan gerçek deneyimin ise fiziksel medyanın hafızaya daha iyi entegre olması olduğunu kaydetti. İstanbul / aa

“TÜRKİYE’DE UYGULANMASI ZAMAN ALACAK”

Betül Khan, araştırma yöntemlerinden belki de en kesini ve en doğrusu olan fMRI yönteminin dünyada kullanımının oldukça düşük olduğunu ifade ederek, oldukça pahalı olan bu yöntemin Türkiye’de şu an rağbet görmediğini belirtti. İsteyen Türk şirketlerine bu hizmeti verebildiklerini söyleyen Khan, şunları söyledi: ‘’Türkiye’de araştırma sektörü 200 milyon lira civarında. Nöroloji biliminin pazarlama için kullanımı şimdilik çok pahalı olduğundan yöntemin Türkiye’de yaygınlaşması zaman alacak gibi görünüyor. Ancak tabiî teknolojinin gelişmesi, ucuzlaması ve Türk şirketlerinin araştırmaya daha fazla bütçe ayırmasıyla birlikte önümüzdeki yıllarda Türkiye’de nöro pazarlamadan onay alarak yayına giren ilânları görebileceğiz.”

14.12.2009


 

İsviçreliler minare yasağını protesto etti

İsvİçre’dekİ Müslümanlar, yapılan referandumda minare yapımının yasaklanması protesto ettiler. Başşehir Bern’de yapılan ve polise göre 700 kadar kişinin katıldığı olaysız gösteride konuşmacılar, ‘’Müslümanlar’a karşı nefret kampanyasını’’ kınadılar. İsviçre’deki ana Müslüman örgütünün, protesto gösterisini desteklemediği de bildirildi. Gösterinin asıl misafir konuşmacısı olan, sonradan Müslüman olmuş eski Alman boksör Pierre Vogel, ‘’kamu güvenliğine karşı tehdit oluşturduğu’’ gerekçesiyle polis tarafından İsviçre’ye sokulmadı. Bern / aa

14.12.2009


 

Türkiye ve İsrail CERN’e üye olmak istiyor

İngİlİz Times gazetesi, Türkiye ile İsrail’in Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi (CERN) üyesi olmaya çalıştığını yazdı. Gazete, İsviçre’de bulunan ve dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma laboratuvarı olan CERN’e Türkiye ve İsrail’in katılımlarının gelecek hafta yapılacak oylamayla belli olacağını bildirdi. Haberde, yetkililerin CERN’in 20 üyesinin, Türkiye ve İsrail’in üyeliğine karşı çıkmadığını, ancak İsrail’in, “İsviçre’nin bazı çekincelerini dile getirdiği ve Yunanistan’ın Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili olası itirazının kendi durumunu tehlikeye sokabileceğini belirttiği” kaydedildi. Bir İsrail hükümet yetkilisinin görüşlerine yer veren gazete, bu yetkilinin “Yunanistan, İsrail’in üyeliğine karşı çıkacak son ülke. Ancak Yunanistan bu paket anlaşmasına karşı. Türkiye’yi CERN’de görmek istemiyor” dediğini yazdı. Ancak gazete, “Yunanistan’ın kriterleri karşıladığı takdirde hiçbir adaya karşı çıkmayacağını belirttiğini”de bildirdi. Haberde, gelecek hafta Türkiye ile İsrail’in aynı grupta yer alarak üyeliğinin oylanacağını, ayrıca bir başka grup olarak da Sırbistan, Slovenya ve Kıbrıs Rum kesiminin üyeliği için oylama yapılacağı belirtildi. Londra / aa

14.12.2009


 

Kayak yapmak en pahalı spor

Profesyonel bir futbolcu çıktığı bir futbol maçında 800 liralık malzeme kullanırken, bir Kayakçı’nın kullandığı malzemelerin değeri 4 bin lirayı buluyor. Spor Malzemeleri Online Satış Mağazası www.spormarketim.com’un Genel Müdürü Kemal Mertli, kış sporlarını yapmanın diğer spor dallarına göre daha maliyetli olduğunu bildirdi. Head, Umbro, Arena, Jack Wolfskin markalarının Türkiye distribütörü olduklarını ve kendilerine ait yedi perakende spor mağazası ile Türkiye genelinde 400’e yakın bayilerinin olduğunu dile getiren Mertli, kayak yapmak için kullanılacak aksesuarların fiyatlarının, diğer bütün spor dallarında kullanılacak aksesuarların fiyatlarından yüksek olduğunu belirterek, bu sporu yapmak için bir Kayak Merkezi’ne de bütçe ayırmak gerektiğini ve bütün bu maliyetler düşünüldüğünde en pahalı spor dalının kayak olduğunu söyledi. Kayak yapmak için en azından Bağlama, Baton, Kayak Botu ve Kayak Takımı’ndan oluşan standart bir malzeme paketine ihtiyacın olduğunu dile getiren Mertli, bu malzemelerin toplam değerinin ortalama 800 lira olduğunu, ancak standart bir paketle bu sporun yapılmasının zor olacağını belirterek, ‘’Bunlara ek olarak bazı malzemelere daha ihtiyacınız var. Bunların da değeri 400 lira civarında. Zor şartlarda yapılan bir spor olduğu için korunaklı bir kıyafete de ihtiyacınız var. Bunun değeri ise 800 lira civarında. Ayrıca, kayak yapmak için gideceğiniz Kayak Merkezi için ulaşım, konaklama gibi masrafları da düşündüğümüzde bu sporu yapmanın maliyeti 4 bin lirayı buluyor’’ diye konuştu. Kemal Mertli, Kayak’tan sonra malzemeleri en pahalı olan spor dallarının outdoor sporları ve tenis olduğunu belirterek, outdoor sporlarının son yıllarda çok yaygınlaşmaya başladığını söyledi. İstanbul / aa

14.12.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl