Dünya

Afganistan’da çocuk katliamı

Afganistan’ın doğusundaki bir köye hafta sonunda yabancı güçlerin düzenlediği saldırıda 10 kişinin ölümüyle ilgili araştırma yapan cumhurbaşkanlığı heyeti, saldırıda hayatını kaybedenlerin sivil olduğu sonucuna vardı. Heyet başkanı Asadullah Vefa, Kunar vilâyetinin Narang bölgesindeki bir köy evinde bulunan cesetlerden 8’inin, 12 ilâ 14 yaşlarındaki öğrencilere ait olduğunun tesbit edildiğini söyledi.

AFGANİSTAN'IN doğusundaki bir köye hafta sonunda yabancı güçlerin düzenlediği saldırıda 10 kişinin ölümüyle ilgili araştırma yapan cumhurbaşkanlığı heyeti, saldırıda vefat edenlerin sivil olduğu sonucuna vardı. Cumhurbaşkanlığı heyetinin başkanı Asadullah Vefa, Kunar vilayetinin Narang bölgesindeki bir köy evinde bulunan cesetlerden 8’inin, 12 ila 14 yaşlarındaki öğrencilere ait olduğunun tesbit edildiğini söyledi. Afganistan’daki Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü’nün komutasını yürüten NATO’nun bir yetkilisi, Pazar günkü çatışmalara katılan askerlerden alınan ilk bilgilere göre ölenlerin hepsinin isyancı olduğunu ifade etmişti. Kabil / aa

31.12.2009

İsrail ile bir anlaşma daha

Türkiye ile İsrail, iki ülke arasında birden fazla havayolu işletmesinin uçuş yapabilmesi konusunda anlaşma imzaladı. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, her iki ülke arasında birden fazla havayolu işletmesinin uçması konusunda anlaşma sağlandı.

TÜRKİYE ile İsrail, iki ülke arasında birden fazla havayolu işletmesinin uçuş yapabilmesi konusunda anlaşma imzaladı. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye ve İsrail sivil havacılık yetkililerinin 28 Aralık 2009’da Ankara’da yaptığı müzakerelerde, her iki ülke arasında birden fazla havayolu işletmesinin uçması konusunda anlaşma sağlandı. İki ülke arasında 1951 yılında imzalanan anlaşmanın günün şartlarına cevap vermemesi sebebiyle bir araya gelen heyetler, yeni uçuş noktalarını içeren, frekans kısıtlamalarının kaldırıldığı ve çoklu tayin içeren bir anlaşmaya imza attı. Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru başkanlığında İsrail sivil havacılık yetkilileri ile yapılan müzakereler sonunda imzalanan anlaşmaya göre, her iki ülkede belirlenen noktalara uçuş gerçekleştirmek için Türkiye ve İsrail birden fazla havayolu şirketini tayin edilebilecek.

Anlaşma çerçevesinde, Türk havayolu işletmeleri İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Dalaman’dan İsrail’deki Tel Aviv, Haifa ve Ovda/Eilat noktalarına uçuş gerçekleştirebilecek. İsrailli havayolu işletmeleri de İsrail’deki bu üç şehirden İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Dalaman’a tarifeli sefer düzenleyebilecek. Tarifeli sefer noktaları arasında frekans ve kapasite kısıtlaması olmaksızın yolcu ve kargo seferleri yapmaları konusunda mutabık kalan taraflar ayrıca, havayolu şirketlerinin herhangi bir hava aracı tipine yönelik sınırlamaların da kaldırılmasına karar verdi. Anlaşma ile Türk ve İsrailli taşıyıcıların birbirleri ile ve üçüncü ülke havayolu şirketleri ile kod paylaşım anlaşmaları yapabilmelerinin hukuki zemini de hazırlanmış oldu. Ankara / aa

31.12.2009

Filistin, ortak SORUNUMUZ

SALAH, Ankara’da bulunan İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfında yaptığı konuşmada, İsrail’in bütün batılı devletlerin desteğini almasına rağmen Filistin halkının bütün gücüyle kendi mücadelesine devam ettiğini söyledi. Theodor Herzl’in, Filistin topraklarını tarihte ilk olarak 2. Abdülhamit’ten İstanbul’da istediğini hatırlatan Salah, “bu değerli mücadelenin” ilk kez Türkiye’de başladığına vurgu yaptı.

Salah, dünyadaki bütün Müslümanların, Kudüs ve Mescid-i Aksa için birleşmeleri gerektiğini vurguladı ve bu bölgenin Müslümanlar için, Mekke ve Medine kadar kutsal olduğunu dile getirdi. “Siyonistler on yıllarca bu toprakları zihinlerinde tuttu ve zayıflığımızdan faydalanarak bu kutsal toprakları işgal etti” diyen Salah, şöyle devam etti: “Biz, İsrail’in çocuklarına öğrettiği gibi, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın önemini herkese anlatmalıyız. İsrail, bugün Filistin meselesini, Filistin-Arap meselesi yapmak istiyor. Hayır. Filistin bir Arap meselesi değildir. Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa bütün Müslümanların ortak sorunudur. Biz Müslümanlar olarak İsrail’in bu oyununa gelmemeliyiz.”

Konuşmasının sonunda bölgeye tüm Müslümanların sahip çıkması gerektiğini söyleyen Salah, “Size bir örnek vereyim; eğer birisi Suudi Arabistan’ı işgal ederse biz Müslümanlar, Mekke ve Medine işgal edilmemiştir diyebilir miyiz? Hayır. Bilâkis, bu durum, buralarda (Filistin) işgal edilmiştir demektir. Bir Müslüman olarak nasıl Mekke ve Medine’ye sahip çıkıyorsak Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya da aynı şekilde sahip çıkmalıyız” dedi. Ankara / aa

31.12.2009

Gazze’nin hayat damarları kesiliyor

3 YILDIR İsrail’in sıkı ablukası altındaki, yaklaşık 1,5 milyon Filistinli’nin yaşadığı Gazze Şeridi’ne nefes aldıran Refah sınırındaki tünellerin sonu geliyor. Refah’ın Mısır tarafında başlatılan, çelikten duvar örmeyi kapsadığı belirtilen projenin ayrıntıları ortaya çıkıyor. Proje kapsamında çelik duvarın yanı sıra yer altına döşenen delikli borularla tünellerin tamamen imha edilmesi hedefleniyor. Borulara su verildiğinde, toprağın geçirgen olduğu sınır bölgesinde tüneller tamamen suyla dolacak, varsa içindekiler büyük ihtimalle ölecek ve tüneller çökecek.

Hamas kaynaklarının ve Refah’ta tünel işiyle uğraşanların verdiği bilgiye göre, sınırda inşaat çalışmaları devam eden projede, Gazze ile Mısır arasında uzanan 10 kilometre dolayındaki sınır bölgesi zemini delinerek, her 30-40 metrede bir, uzunluğu 35 metreyi bulan delikli borular yerleştiriliyor. Sınırdaki inşaat çalışmalarını Refah’ın Gazze tarafından da izlemek mümkün. Ağır iş makineleri, kepçeler, büyük vinçler ve buldozerler sürekli çalışıyor ve kumlu zemine boru döşemeyi sürdürüyor. Projeyi Arap müteahhitlerinin üstlendiği, ancak inşaat çalışmalarına bazı “yabancı” mühendislerin de eşlik ettiği, inşaatta ise Mısırlı işçilerin çalıştığı belirtiliyor. Delikli boruların arasına normal boruların da yerleştirileceği kaydedilirken, 6 ila 18 ay arasında tamamlanması beklenen proje ile sayısı 1000’in üzerindeki irili ufaklı tüneller yok edilecek. Böylece, İsrail’in uzun zamandır, silah kaçakçılığında kullanıldığı gerekçesiyle önlenmesini istediği tünellerin de sonu gelmiş olacak. İsrail, ABD ve Mısır arasında tünellerden kaçakçılığa son vermek amacıyla defalarca toplantı yapılmıştı. Tünel sahipleri, tünellerde çalışanlar ve bölgeye gelen diğer Gazzeliler, sınırın hemen öte yanındaki çalışmaları endişeyle izlerken, bu projenin Gazze’yi artık tamamen yaşanır olmaktan çıkaracağında hemfikirler. Refah / aa

31.12.2009

Suriye ile ilişkilerde sınırlar kalkıyor

Türkıye-Surıye bölgesel işbirliği, dış politika ve ekonomiyle sınırlı olmaktan çıkıyor. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Daire Başkanı Muhammed Adak, “Arap ülkelerine yönelik, komşu ülkeler turnuvası düzenlenmesi” konusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi. Suriye ile ilk anlaşmanın, geçen haftaki Türkiye-Suriye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YSDK) toplantısında imzalandığını belirten Adak, gençlik ve spordan sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın komşu ülkeler arası turnuva fikrinin en kısa sürede hayata geçirilmesini istediğini kaydetti. Suriye’nin, önemli Türk futbol takımlarından birine tesis ve spor okulu kurulmak üzere arazi verilmesine ilişkin çalışma yürüttüğünü kaydeden Adak, Suriye Başbakanı Naci Itri’nin konuyla ilgili detaylı bir çalışma yapılması için talimat verdiğini söyledi. Öte yandan çeşitli kurumlardan derlenen bilgilere göre, iki ülke sağlık bakanlıkları arasında önceki yıllarda imzalanan işbirliği anlaşmaları, yakın gelecekte somut meyvelerini vermeye başlayacak. Bu arada Medya konusunda yürütülen işbirliğinin, Anadolu Ajansı ve Suriye resmi haber ajansı SANA arasında daha önce imzalanan işbirliği anlaşmasının ardından, TRT ile Suriye devlet televizyonu arasında da sağlanması planlanıyor. Türkiye ile Suriye arasındaki önemli konular arasında bulunan üniversite diplomalarının denkliğinin sağlanmasına ilişkin süreç de hızlandı. YSDK toplantısında imzalanan protokolün ardından Türkiye’den 12 üniversitenin rektörlerinin gelecek ay Suriye’ye gelmesi bekleniyor. Ankara / aa

31.12.2009

Danimarkalılar da minareye karşı

İSVİÇRE'DE halk oylamasıyla minarelere yasak getirilmesinin ardından, Danimarka’da da her 3 kişiden 2’sinin camilerde minareye karşı olduğu bildirildi. Danimarka radyosu DR tarafından araştırma şirketi Capacent’e yaptırılan kamuoyu yoklamasında, halka, İsviçre’de minare yasağının halk oylamasına sunulmasıyla ilgili düşünceleri ve minare konusuna yaklaşımları soruldu. Katılımcıların 3’te 2’si, minare inşa edilmesine karşı olduğunu belirtirken, yüzde 29, ülkede yeni camilerin yapılmasını da istemediğini kaydetti. Danimarka’da ikisi kubbeli ve minareli olmak üzere çoğu mescit şeklinde 130 cami olduğu belirtildi. Stockholm / aa

31.12.2009

Nijerya kana bulandı

NJERYA'NIN kuzeyindeki Bauchi şehrinde pazartesi günü çıkan çatışmada 70 kişinin öldüğü bildirildi. Şehir hastanesinin morgunda çalışan bir kişi, morgda 70 cesedin bulunduğunu belirtirken, hastaneye giden AFP muhabiri de morgun koridorunda yerlere serili 42 ceset gördüğünü aktardı. Bütün cesetlerde kurşun ya da pala izleri görüldüğü de belirtildi. Kato Kalo kabilesi üyelerinin “birbirlerini liderlerini hasta etmekle suçlamasıyla” çıkan çatışma, kabile üyelerinin bir askeri birliğe saldırmasıyla büyümüş, olaylar güvenlik güçlerinin müdahalesiyle sona erdirilmişti. Bauchi’de geçen Temmuzda başka bir kabilenin dahil olduğu çatışmalarda 700’den fazla kişi ölmüştü. Bauchi / aa

31.12.2009

Irak’ta, çifte intihar saldırısı

IRAK'IN batısındaki Ramadi şehrinde düzenlenen çifte intihar saldırısında en az 20 kişinin öldüğü bildirildi. Polis yetkilileri, saldırılarda yaralananların sayısının da 100’den fazla olduğunu belirtti. Yetkililer, yaptıkları ilk açıklamada, Ramadi’nin merkezinde düzenlenen çifte intihar saldırısında en az 10 kişinin öldüğünü, 40 kişinin yaralandığını bildirmişti. Ramadi / aa

31.12.2009

Amerika, İran’a yaptırımları arttırabilir

ABD’NİN İran’a yönelik yaptırımları ağırlaştırmaya hazırlandığı bildirildi. Washington Post gazetesinin, adlarının gizli tutulmasını isteyen yetkililere dayanarak verdiği haberde, “ABD Başkanı Barack Obama’nın İran’a nükleer programıyla ilgili bir yıllık süre vermesinden 10 ay sonra, Washington zor bir tercihle karşı karşıya” ifadesi kullanıldı. Haberde, “Amerikan yönetimi, İran kamuoyunu kendi aleyhine çevirmekten kaçınmak için yaptırımları çok titizce hedeflemek, ama bir yandan da nükleer sorunla ilgili bir karara kapıyı açık bırakmak istiyor” denildi. Muhtemel hedefler arasında, İran rejiminin ideolojik ordusu Devrim Muhafızlarının bulunduğu belirtilen haberde, “Her türlü yaptırımın amacı, Tahran hükümetini atom bombası geliştirdiği ya da halkına yaptığı muamele için cezalandırmaktan ziyade, müzakere masasına geri dönmeye mecbur bırakmak” ifadesine yer verildi. Washington / aa

31.12.2009