25 Ocak 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

Uygun eşi bulmak halis niyetle olur

GAZETEMİZ yazarlarından Ali Ferşadoğlu, Yeni Asya Vakfı konferans salonunda ‘Mutlu Evlilik, Mutlu Aile’ adlı bir seminer verdi.

Yeni Eğitimciler Derneği’nin organize ettiği konferansta Ferşadoğlu, katılımcılara mutlu bir evlilik yapmanın ve ailede mutlu olmanın yollarını anlattı. Herkesin huzurlu bir aile hayatı sürmeyi hayal ettiğini belirten Ferşadoğlu, “Mutluluk, Kur’ân ve sünnet ışığında evlilik yapmaktır. İnsan, bir nevi cennet hayatı olan aileden başka bir yerde gerçek anlamda mutlu olamaz. Bediüzzaman eserlerinde temsilât-ı Kur’âniye sırrıyla bir çok sosyal problemin yanında ailede mutlu olmanın anahtarını da göstermiştir. Sorunları teşhis etmekle kalmamış, tedâvi edip nasıl yaşamamız gerektiğini öğretmiştir” diye konuştu.

Ailenin en eski ve mukaddes müessese olduğunun altını çizen Ferşadoğlu, bireyler için de daha sağlam bir sığınak yerinin olmadığını kaydetti. Ferşadoğlu, yuva kurma ile ilgili çok sayıda âyet ve hadis olduğunu hatırlatarak, “Allah için sevmek, evlenmek nasıl olur? O’nun emirlerine uyup, nehyettiklerinden sakınmalıyız. Meşrû olmayan bir hayatın ise temeli sağlam olmaz, toplumu çökertir. Serbest hayat toplumu tarumar eder, hasta eder. Avrupadaki ailelerin dağılması ve yaşanan toplumsal çöküntü bunun göstergesidir” dedi.

Çocukların da ailenin bir parçası olarak günümüzün ahlâksızlık ateşinden korunması gerektiğini belirten yazar, güzel bir isim verme, İslâm ahlâkı ile terbiye etme, meslek sahibi olmasını sağlama ve evlendirmenin çocuğun ebeveyni üzerindeki hakları olduğunu hatırlattı.

Ferşadoğlu, evlilik çağındaki gençlerin öncelikle ‘Evlilik nedir?’ sorusunun akılcı cevabını bulmaları gerektiğini ve Allah’ın bu konuda nasıl bir yol izlenmesine izin verdiğini bilmesi gerektiğini anlattı. Adayın evleneceği kişiyi güzelliği, zenginliği, soyu ve dindarlığı için seçme durumunun olduğunu belirten yazar, bahsedilen dindarlığın kılık-kıyafetle değil, iman esaslarını özümseyip, ibadet ve İslâm ahlâkıyla yaşamayla olması gerektiğini vurguladı.

HANGİ ÖZELLİKLER ARANMALI?

Ferşadoğlu, “Cahil, yalancı, ahmak, karamsar ve ümitsiz kişilerle evlenmeyin. Çünkü ümitsiz insanlar hayatta başarılı olamazlar. Ümidini kaybeden herşeyini kaybetmiştir” dedi.

Yazar, korkak, fasık, günahkâr, bencil ve egoist kişilerle evlenilmemesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Kindar değil dindar kişilerle evlenin. Riyakâr, merak duygusunu yanlış yerlerde kullanan, cimri, kibirli, malı mülküyle övünen, inatçı, müsrif, sihir ve büyüye inanan, müfteri, hilebaz ve kumarbaz insanlarla da evlenilmemeli.” Dindar, vicdanlı, mütefekkir, maharetli, yenilenmeyi bilen kişilerle evlenmenin doğru olacağını belirten Ferşadoğlu, “Ayakkabımızı, evimizdeki koltukları zamanla yenileriz, insan da duygularını, imanını, ruhunu yenilemeli” diye konuştu. Ferşadoğlu, evlenebilecek kişinin özelliklerini sayarken, “faziletli, fedakâr, hayalı, iffetli, hoşgörülü, sabırlı, hak ve sorumluluklarını bilen, mütevazi, iyiliksever, cömert, inançlı ve imanlı birini seçin” ifadelerini kullandı. Herkeste olumsuz duygular olabileceğinin altını çizen Ferşadoğlu, bunları karakter, huy ve hayat felsefesi haline getirmeyen kişilerle evlenilmesi gerektiğini kaydetti. “Saydıklarım gibi yüzde 100 olumlu duyguları olan birini bulmak mümkün değil. Bu oran yüzde 60-70 olabilir. Yüzde 51 iyi huylara sahip kişiyle de evlenilebilir” dedi.

Ferşadoğlu, şunları söyledi: “Evlilik için en uygun kişi halis bir niyetle bulunur. İhlâs ve samimiyetle arayan kişiye Allah yardım eder ve en uygun eşi nasip eder. Ebeveyn gence herhangi bir konuda dayatma yapmamalı, ancak başıboş da bırakmayıp tecrübelerini aktarmalı. Evlilikte hür irade şarttır, son kararı yine gençler verir. Nişanlılık dönemi ise, adayların birbirini tanımalarına fırsat veren bir süreçtir. Bunun için çok kısa olmamalıdır. Ayrıca nişanlılık döneminde dini nikâhtan kaçınılması daha uygundur. Çünkü istenilmeyen bir durumda geri dönüşü biraz zor olur.”

RİSÂLE-İ NUR’UN AİLEDE ETKİSİ

Yazar, günümüzde ailede mutlu bir hayatın yaşanabilmesi için neler yapılması gerektiğini şöyle özetledi: “Duygularımızı terbiye etmeliyiz. Sevgi ve şefkat gibi duygularımızı doğru yönde doğru oranda yönlendirmeliyiz. Eşlerin birbirine tatlı dilli olması gerekir. Erkek de kadın da birbirini hayat arkadaşı ve sonsuz eşi olarak görmeli. Zamanı iyi kullanmalı, ailede okumaya da vakit ayırmalıyız. Bir de ‘eşitlik’ deniyor. Lezzet, huzur ve güzellik farklılıktadır. Eşitlikte değil. Anne, baba ve çocuk ne biyolojik olarak ne de üstlendikleri rol açısından eşit olamaz. Bu yüzden medyada sık sık gündeme getirilen eşitlik konusuna fazla kulak asmayalım” dedi.

Ferşadoğlu, sohbet havasında geçen ve kısa fıkra ve nüktelerle süslediği konuşmasının ardından, soruları cevapladı. Yazar, Risâle-i Nur’un insanı Kur’ân’la başbaşa bıraktığını, hayatın ve yaratılışın gayesini öğrettiğini belirterek, “Onun için Risâle-i Nur okunan bir aile ortamı ile hiç Risâlelerin girmediği bir ailedeki ortam arasında kıyaslanamayacak kadar fark vardır” diyerek sözlerini noktaladı. Yazar, konferansın ardından katılımcılar için kitaplarını imzaladı.

CÜNEYT ÜSTÜN

25.01.2010


 

Sıtkı Usta’dan çinili “İstanbul’un fethi”

UNESCO’nun ‘’Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’’ kapsamında, 2008 yılı için ‘’Yaşayan İnsan Hazinesi’’ ödülüne lâyık gördüğü Kütahyalı çini ustası Sıtkı Olçar’ın, ‘’İstanbul’un Fethi’’ni konu alan figürleri işlediği çinileri ilgi görüyor.

San'at çevrelerinde ‘’Sıtkı Usta’’ olarak tanınan Olçar’ın, İstanbul’un fethi ve daha sonra Osmanlı Donanması’nda kullanılan gemileri model alıp oluşturduğu çini tabak ve panolar, 29 Nisan-17 Haziran 2008 tarihlerinde İstanbul Çırağan Palace Kempinski Sanat Galerisi’ndeki ‘’Sırlı Gemiler’’ faaliyetinde sergilenmişti. Bu eserlerden bir bölümünü Kütahya’daki iş yerinde muhafaza eden Sıtkı Olçar’ın figürleri, dükkânını ziyaret eden kişilerden büyük beğeni kazanıyor. Özgün formlarıyla Türk çini san'atında önemli yeri bulunan Olçar’ın söz konusu eserlerinde, 14-17’nci yüzyıllar arasında Osmanlı Donanması’nda kullanılan Baştarda, Karamürsel, Pergandi, Futsa, Göke, Kadırga, Firkate ve Kalyata modeli gemilerin figürleri yer alıyor.

25.01.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl