11 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

‘Taş atan çocuklar’ tekrar Meclise geliyor

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kamuoyunda ‘’taş atan çocuklar düzenlemesi’’ olarak bilinen Terörle Mücadele Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısıyla ilgili bilgi vermek üzere, CHP ve BDP Gruplarını ziyaret ederek bilgi verdi. Her iki partinin tasarı üzerindeki “eleştiri ve tereddütlerini not ettiklerini” ifade eden Ergin, bir alt komisyon kurularak tasarının orada olgunlaştırılması ve Meclise getirilmesi noktasında olumlu bir hava oluştuğunu söyledi.

‘Taş atan çocuklar’ Meclis’e geliyor

ADALET Bakanı Sadullah Ergin, kamuoyunda ‘’taş atan çocuklar düzenlemesi’’ olarak bilinen Terörle Mücadele Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı’yla ilgili bilgi vermek üzere, sırasıyla CHP, BDP ve MHP Gruplarını ziyaret ederek bilgi verdi. Partilerin tasarı üzerindeki “eleştirileri ve tereddütlerini not ettiklerini” ifaden Adalet Bakanı Sadullah Ergin Kanun Tasarısı’yla ilgili bilgi vermek üzere, ilk olarak CHP Grubunu ziyaret etti.

Parti ziyaretlerinde Ergin’e AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ eşlik etti. Engin'in CHP Grup Başkanvekilleri Hakkı Suha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyareti yarım saat sürdü. Ziyaretin ardından açıklama yapan Ergin, TBMM Adalet Komisyonu gündeminde bulunan kamuoyunda da suça itilen çocuklarla ilgili tasarı olarak bilinen düzenlemeyi CHP Grup Başkanvekilleri yle değerlendirdiklerini bildirdi.

Bakan Ergin, şunları kaydetti:’’Bu değerlendirme doğrultusunda, CHP grubumuz yeniden yargılamaya ilişkin maddeyi düzenleyen 311/2’ye ilişkin çekincelerini ilettiler. Buna ilişkin tereddütleri olduğunu ifade ettiler. Biz CHP’nin bu tereddütlerini not ettik. Kendi değerlendirmemizi de ayrıca yapacağız. Diğer gruplarla değerlendirmeden sonra bütün bunları, diğer grupların varsa talep ve itirazlarını, onları da değerlendirerek bu tasarının komisyonda görüşülmesi, belki bir alt komisyon kurularak orada olgunlaştırılması ve Meclis Genel Kuruluna getirilmesi noktasında olumlu bir hava oluştu. İhtizari kayıtla bu hava oluştu. CHP’nin bu maddeye itirazı var. Bunları değerlendireceğiz ama kamuoyundaki beklentiyi de karşılamak üzere bu çalışmaları yapmayı düşünüyoruz. Bu tasarı içerisinde düzenlenecek çocuk adalet sistemine ilişkin düzenlemeler çok önemli. Bu çocuklar bu ülkenin çocukları. Bunlar bizim çocuklarımız. Bu çocukların geleceğini, ülkeye yararlı hale getirecek ve onların geleceğini inşa edecek çalışmalar yapabilirsek, aynı zamanda ülkemizin de geleceğini inşa etmiş olacağımıza inanıyoruz. Bu duygularla biz bu çalışmayı devam ettireceğiz.’’

‘’DİĞER MADDELERİ BLOKE ETMEMELİ’’

ERGİN, tasarının TBMM Adalet Komisyonunun gündeminde olduğunu hatırlatarak, görüşmelerin ardından bir gündem maddesi haline getirilip, görüşülme ihtimalinin ortaya çıktığını belirtti. Ergin, gruplarla çalışmaların ardından Adalet Komisyonu Başkanı’nı da ziyaret edeceğini ifade etti. CHP’nin tereddütlerine ilişkin soruyu cevaplarken, Ergin, tereddütle ilgili olarak hukuki önlemlerin olduğunu düşündüklerini belirtti. Ergin, ‘’Şayet, diğer grupların da bu maddede ortak endişesi varsa, bunu belki ayrı bir teknik çalışmaya tabi tutabiliriz ama bu madde tasarının diğer maddelerini bloke etmemeli. 311/2 maddesiyle ilgili değerlendirmeyi, tereddütler doğrultusunda yeniden görüşüp, bu noktada tereddüt kalmayıncaya kadar bir çalışma da yapılabilir’’ diye konuştu.

ENDİŞELER GİDERİLİR

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a af getirilebileceğine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, Adalet Bakanı Ergin, ‘’Bizim öyle bir öngörümüz yok. Öyle bir öngörümüz olsa zaten paketin içine koyup getirmezdik. Parlamentoda diğer gruplarımızın böyle bir endişesi varsa, bu endişeleri de dikkate alıp, bir değerlendirme yapılabilir diye düşünüyoruz’’ şeklinde konuştu. Ergin, çocuk ıslah evlerine yönelik yeni bir çalışma yaptıklarını, 1-2 hafta içerisinde iddialı projeyi ortaya koyacaklarını bildirdi. Ergin, çocuk ıslah evlerini son derece örnek bir noktaya getirecek, çocukları topluma kazandıracak altyapı kuracak önemli bir çalışma hazırladıklarını ve en kısa sürede kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, BDP Grubunu da ziyaret etti. Bazı BDP’li milletvekillerinin de katıldığı, yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından açıklama yapan Sadullah Ergin, TBMM Adalet Komisyonunda bekleyen tasarı hakkında, BDP Grubunun eleştirilerini ve önerilerini aldıklarını söyledi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, daha sonra MHP Grubunu da ziyaret etti. Ergin, beraberindeki AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ile MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ı makamında ziyaret etti. Basına kapalı görüşmenin ardından gazetecilere açıklama yapan Ergin, tasarıyla ilgili talep ve beklentileri konuştuklarını, getirdikleri bilgi notunu ilettiklerini söyledi. MHP Grup Başkanvekili Şandır ise kendilerine iletilen dosya üzerinde çalışma yapacaklarını belirtti. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, MHP Grubunu ziyaretnin ardından Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ile bir araya geldi.

11.03.2010


 

CHP, tereddütlerinin giderilmesini istiyor

CUMHURİYET Halk Partisi(CHP) Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, kamuoyunda ‘Taş Atan Çocuklar’ tasarısı olarak bilinen yasa tasarısıyla ilgili Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e bazı çekincelerini aktardıklarını söyledi.

TBMM’de gerçekleşen görüşmenin ardından açıklama yapan Okay, “Daha önce, başka bir tasarıyla ilgili terörist başı Abdullah Öcalan’a yeniden yargılama yolunu açabilecek düzenleme konusunda itirazımız oldu, yasa geri çekilmişti. Şimdi de Abdullah Öcalan’a bir af anlamına gelecek bazı tereddütlerimiz var. Parlamento’da Öcalan’a af getirebilecek bir tasarının altına imza atmayız. Sayın Adalet Bakanı’na bu konudaki tereddütlerimizi ilettik” dedi.

11.03.2010


 

AKP’li başkan tedavi gördüğü hastanede öldü

EVİNİN önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralanan Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Esençay beldesinin AKP’li Belediye Başkanı İlhan Arduç (49) tedavi gördüğü hastanede öldü.

Esençay Belediye Başkanı İlhan Arduç (49), evine giderken kimlikleri henüz belirlenemeyen kişi veya kişilerin silahlı saldırısına uğramıştı. Vücuduna 3 mermi isabet ettiği belirtilen evli ve 2 çocuk babası Arduç, ağır yaralı olarak Amasya Sabuncuoğlu Şerefeddin Devlet Hastanesine sevk edilmişti. Arduç’a saldırıyla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.

11.03.2010


 

Basın kartları komisyonu toplanıyor

BAŞBAKANLIK Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), Basın Kartları Komisyonu 24-25 Mart 2010 tarihlerinde Ankara`da Genel Müdürlük binasında toplanıyor.

2010 yılının ilk basın kartı komisyonu toplantısı Mart ayında yapılacak. Komisyon toplantısında ilk defa basın kartı alacaklar ile adlarına sürekli nitelikte basın kartı düzenlenmesi önerilen gazetecilerin durumları incelenecek. İki gün sürecek toplantıda ilk kez basın kartı alcak 250 dosya, sürekli basın kartı ile ilgili 100 dosya görüşülerek karara bağlanacak.

11.03.2010


 

Depremzedelere soba ve tüp

Elazığ’ın Karakoçan ilçesi Başyurt Beldesinde meydana gelen depremde hasar gören köylerde yaralar sarılmaya devam ediyor.

Deprem dolayısıyla da evsiz kalanlar için Kızılay tarafından çadırlar kuruluyor. Bölgede evsiz kalanları çadırlara yerleştiren Kızılay, sıcak yemek ve kuru gıda dağıtımı da yapıyor. Kızılay, ayrıca ısınmak için elektrikli soba da dağıttı. Bu arada köy ve mezralardaki enkaz kaldırma çalışmalarının yanı sıra Elazığ Valiliğince görevlendirilen ekiplerce hasar tesbit çalışmaları da sürdürülüyor. Öte yandan sivil yardım kuruluşlarından Kimse Yokmu Derneği de deprem bölgesinde bin kişilik kumanya, Yardımeli Derneği üyeleri de gıda maddesi dağıttı. Enkaz kaldırma çalışmalarını sürdüren ekipler, telef olan hayvan leşlerini de toplamaya başladı.

11.03.2010


 

Evler faydan uzaklaşacak

ELAZIĞ’DAKİ 6,0 büyüklüğündeki depremle ilgili bir gazeteye konuşan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Afet ve Acil Yardım Koordinasyon Kurulu, Bayındırlık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TOKİ’nin katkılarıyla bir eylem planı hazırlayacaklarını söyledi.

Çiçek, şöyle konuştu: “İlgili bakanlıklar, hasar ve fay hattının durumuyla ilgili çalışmalar yapacaklar. Bu tesbitlerin ardından oradaki yerleşim yerlerinin başka yerlere kaydırılması, fay hattından uzaklaştırılması sözkonusu olabilir. TOKİ konutları yeniden yapacak, ama aynı yerlerine mi, başka yere mi buna karar verilecek. Bakıyorsunuz, bir yerde 80 ev, diğer yerde 10 ev var. Bunların toplulaştırılması sözkonusu olabilir. Evlerin kerpiç olması asıl büyük sorun. Bundan sonra yapılmasına engel olursunuz. Ama varolanları ne yapacaksınız? Ayrıca sadece o bölgede değil, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun büyük bölümünde evler kerpiçten. Bundan sonra yapılmaması konusunda uygulamalara gidilebilir. Bayındırlık Bakanlığı yapı denetimi çerçevesinde bu konuda çalışma yapacak.”

11.03.2010


 

Meclis Deprem Araştırma Komisyonu toplandı

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar, belediye sınırları içerisindeki evlerin zorunlu deprem sigortası kapsamına girdiğini, köydeki evlerin bunun dışında kaldığını söyledi.

TBMM Deprem Riskinin Araştırılarak Deprem Yönetiminde Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AKP İstanbul Milletvekili İdris Güllüce başkanlığında toplandı. Güllüce, Elazığ’da meydana gelen depremde vefat edenlere Allah’tan rahmet, yararlananlara acil şifalar diledi. Bu depremin Türkiye’nin başına gelen son afet olmasını dileyen Güllüce, ‘’Ancak doğanın gerçekleri de ortada’’ dedi. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar, Elazığ’da meydana gelen depremden sonra basında ‘’Neden kerpiç evlerin sigortalanmadığına’’ ilişkin yanlış bilgilerin yer aldığını ifade etti. Serdar, Zorunlu Deprem Sigortası görev tanımına göre, belediye sınırları içerisindeki evlerin zorunlu deprem sigortası kapsamına girdiğini, köydeki evlerin bunun dışında kaldığını söyledi. Belediye sınırları içerisindeki binaların hangi malzemeden yapıldığına bakılmadan tümünün sigortalanabildiğini anlatan Serdar, köy yerlerindeki evlerin de sigortalanmasının ise isteği bağlı olduğunu anlattı.

11.03.2010


 

Gaziliğini AİHM’de arıyor

Bİlecİk’İn Bozüyük ilçesinde, 1989 yılında Hakkari’de teröristlerle girilen çatışmada vücuduna isabet eden 19 şarapnel parçasıyla yaşam mücadelesi veren kişi, gazi olduğunu ispatlamaya çalışıyor.

Bozüyük Belediyesine ait sosyal konutlarda yaşayan Önder Oğuz (42), 1989 yılında Hakkari’nin Çukurca ilçesinde vatani görevini yaparken teröristlerin saldırısına uğradıklarını, çatışmada ağır yaralandığını söyledi. Söz konusu çatışmada, vücuduna, çıkarılması mümkün olmayan 19 şarapnel parçası isabet ettiğini ifade eden Oğuz, ‘’Vücudumda, 16’sı göğüs ve akciğer çevresinde, 3’ü elimde olmak üzere toplam 19 şarapnel parçası bulunuyor. Şarapnel parçaları hayati tehlike riski taşıdığı için çıkarılmadı’’ dedi.

Önder Oğuz,şöyle konuştu: ‘’İmkansızlıklar yüzünden oğlumu 12 yıldır göremiyorum. Geçen 21 yıl içinde çalmadığım kapı kalmadı. Emekli Sandığı, aldığım raporları (Organ kaybın yok, sen gazi değilsin) diyerek kabul etmedi. Bazen (Keşke çatışmada kolum bacağım kopsaydı) diyorum. Ne sağlık karnesi, ne gazi kartı ne de sosyal hak verildi. Bugüne kadar kimse beni ciddiye almadı.’’

‘DİLENCİ GİBİ YAŞAMAKTAN BIKTIM’

Ekonomİk kriz dolayısıyla çalıştığı taşeron firmadan çıkartıldığını anlatan Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Şimdi bir ekmeğe muhtaç kaldım. Evimde odun, kömür yok. Faturayı ödeyemediğim için sular kesildi. Aç bir halde yaşama mahkûm edilmiş gibiyim. Ne yapacağımı şaşırdım. Vatanı sevmenin, ülkeye hizmet etmenin, gerekirse canını bile vermek suç mu? 21 yıldır gazi olduğumu ispat etmeye çalışıyorum. Dilenci gibi yaşamaktan bıktım.’’ Ekonomik sebeplerle eşinin çocuğunu da alarak kendisini terk ettiğini ifade eden Oğuz, gazi olduğunu kabul ettirebilmek için Askerî Mahkeme’ye dâvâ açtığını ancak bu dâvâyı kaybettiğini belirtti. Oğuz, iç hukuktaki mücadelesinden sonuç alamadığı için iki yıl önce, ‘’gaziliğinin kabul edilmesi ve bundan doğan sosyal haklarının verilmesi’’ talebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşıdığını söyledi. Kaybettiği dâvâ dolayısıyla yaklaşık 1500 lira borçlandığını ifade eden Oğuz, şöyle devam etti: ’’Kan dökerek savunduğum ülkemi AİHM’e şikâyet etmek zorunda kalmaktan üzülüyorum. Şehit miyim, gazi miyim? Devlet bana ne olduğumu söylesin. Sadaka istemiyorum. İş verilse AİHM’e gitmeyecektim. Bu ülke için, bayrak için kanımı döktüm. Ben vatana hizmet ettim, şimdi bana onurum verilsin. Gazi değilsem bile terör mağduruyum. Yaşama ümidimi tamamen kaybettim. Başvurduğum bütün kapılar tek tek suratıma kapandı. Babamın tarlasını beklerken vurulmadım. Yarayı aldığım gün gazi olmayı hak ettim. Türkiye İş Kurumuna 5 yıl önce müracaat ettim, ama sonuç alamadım.’’

11.03.2010


 

Policy, Davutoğlu’nu Kissinger’e benzetti

Washington Post-Newsweek grubunun dış politika, diplomasi ve strateji dergisi Foreign Policy, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu, “Dünyanın Kissinger’ları” olarak nitelediği 4 devlet adamından oluşan listeye dahil etti.

Dergi, Davutoğlu'nu 50 yıldan uzun süre ABD’nin dış politikasının en etkin isimlerinden biri ve birçok önemli uluslar arası girişimin mimarı olan, Nobel Barış Ödüllü eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'e benzetti. Dergide, Davutoğlu için,”Davutoğlu, Türkiye’nin Osmanlı görkemini yeniden tesis etmeye ve bu sayede Türkiye’nin bir kez daha Orta Doğu’da ağırlık sahibi olacağına inanıyor” Davutoğlu’nun Türkiye'nin AB’ye nihaî üyeliğini desteklediğine dikkat çekildi.

11.03.2010


 

Türkiye, Afganistan işgal gücünden derhal çekilsin

AralarInda Akabe Kültür ve Eğitim Vakfı, Aksa Vakfı, Araştırma Kültür Vakfı, Hikmet Vakfı, İHH, İnsan ve Medeniyet Hareketi, MAZLUMDER, Medeniyet Derneği, Özgür-Der ve Tüketici Hakları Merkezi gibi bir dizi kuruluş MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nde bir araya gelerek NATO’nun Afganistan işgaline son vermesini ve Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin Afganistan’dan çekilmesini talep etti.

Sivil toplum kuruluşu yönetici ve temsilcileri, Afganistan’da son birkaç haftadır artan ABD öncülüğündeki NATO kuvvetleri tarafından sürdürülen saldırılarla ilgili kaygılarını dile getirdi. Türkiye’nin NATO içindeki konumunu yeniden değerlendirip işgal gücünden derhal çekilme çağrısında bulundular.

11.03.2010


 

Elazığ'daki depremde ölü sayısı 51'den 41'e düştü

Elazığ Kovancılar Kaymakamlığı, depremde hayatını kaybedenler için daha önce 51 olarak açıklanan sayıyı 41 olarak düzeltti. Bu arada, depremin vurduğu köylerde yaraları sarma çalışmaları devam ediyor.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Afet ve Acil Yardım Koordinasyon Kurulu,

Bayındırlık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TOKİ’nin katkılarıyla bir eylem planı hazırlayacaklarını

söyledi. Çiçek, “ Oradaki yerleşim yerlerinin başka yerlere kaydırılması, fay hattından uzaklaştırılması söz konusu olabilir” dedi.

11.03.2010


 

Kerpiç evler Anadolu gerçeği

İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ali Çınar, ‘’Kerpiç ev, Anadolu’nun bir gerçeğidir. Kırsal kesimde bugün halen yoğun şekilde kerpiç ya da kerpiç, taş ve ahşabın birlikte kullanıldığı yığma kâgir evler vardır. Kırsaldaki bu kerpiç evler usta marifetiyle yapılıyor. Yoksa kerpiç değil, kerpicin uygun şekilde kullanılmaması tehlikeli” dedi.

Kerpiç evler 9 bin yıldır var

ELAZIĞ’DA yaşanan depremle yeniden gündeme gelen kerpiç evler, 9 bin yıl önce Anadolu insanının yerleşik hayata geçtiği dönem yaptığı kerpiç evlerle hemen hemen aynı özellikleri taşıyor. Çatalhöyük’te devam eden kazı çalışmalarında, birbirine bitişik ve kapıları çatısında bulunan 9 bin yıl önceki evlerin, günümüzde Anadolu’nun kırsalında halen kullanılan kerpiç evlerle karşılaştırıldığında dikkat çekici benzerlikler göze çarpıyor. Çatalhöyük’te kazı ve araştırma çalışmalarını sürdüren Stanford Üniversitesi öğretim üyesi, Çatalhöyük Kazı Başkanı Prof. Dr. Ian Hodder, Anadolu’da, bu höyüğün yakınlarındaki köylerde insanların halen, 9 bin yıl önce yapılan kerpiç evlerin benzerlerinde yaşadıklarını söyledi. Çumra ilçesine bağlı Küçükköy’deki bugünkü tek ya da 2 katlı kerpiç evlerle Çatalhöyük’te tesbit ettikleri evler arasında neredeyse tek farkın, ‘’Çatalhöyük’teki evlere, o dönemde yırtıcı hayvanlara karşı çatıdaki kapılardan girilmesi’’ olduğunu anlatan Hodder, ‘’Günümüzden 9 bin yıl önce burada yaklaşık 8 bin kişi yaşıyordu. Buraya yerleşen insanlar, birbirine bitişik, günümüzde olduğu gibi kalıplarla çıkartılan çamur ve ot karışımından kerpiçlerle yapılan evlerde oturuyorlardı. Çatalhöyük’te içinde ahşap sundurmalar ve direkler kullanılan 2 katlı kerpiç evler de tesbit ettik’’ dedi. Hodder, sağlam yapılan kerpiç evlerin aslında son derece güvenli ve sağlıklı olduğunu, İngiltere’de Batıda, sağlığını ön planda tutan kişilerin kerpiç ve ahşap unsurlar kullanılan evleri tercih etmeye başladığını söyledi.

İYİ KULLANILMALI

İNŞAAT Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ali Çınar, kerpicin, ucuz olması ve kolayca inşa edilebilmesi dolayısıyla özellikle kırsal kesimde tercih edildiğini söyledi. Konya şehir merkezinde, tarihî özelliği de olan son derece sağlam kerpiç evler bulunduğunu ifade eden Çınar, ‘’Kerpiç ev, Anadolu’nun bir gerçeğidir. Kırsal kesimde bugün halen yoğun şekilde kerpiç ya da kerpiç, taş ve ahşabın birlikte kullanıldığı yığma kargir evler vardır. Kırsaldaki bu kerpiç evler usta marifetiyle yapılıyor. Yoksa kerpiç değil, kerpicin uygun şekilde kullanılmaması tehlikeli. Son depremde yıkılan evler gibi Anadolu’nun kırsalındaki kerpiç evler, tabi ki depreme karşı çok dirençli değildir. Bu evlerde taşıyıcılar sadece duvardır. Yerel yönetimler, uzmanlarla irtibata geçip, özellikle deprem bölgelerinde riskli yapıları tesbit edip önlem almalıdır" ifadelerini kullandı.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

11.03.2010


 

Rus şair: Hz. Muhammed âlemlere nur saçıyor

Rusya Müftüler Konseyinin bu yıl dördüncüsünü düzenlediği “Alemlere Rahmet-Peygamber Hz. Muhammed” adlı şiir yarışmasını kazanan Hıristiyan Rus şair Nikolay Pereyaslov “Muhammed âlemlere nur saçan bir peygamberdir” dedi.

Peygamberimiz (asm) için en güzel şiiri Rus şair yazdı

Rusya Müftüler Konseyinin bu yıl dördüncüsünü düzenlediği “Âlemlere Rahmet - Peygamber Hz. Muhammed (asm)” adlı şiir yarışmasını Rus şair Nikolay Pereyaslov kazandı.

Müftüler Konseyi tarafından düzenlenen yarışmaya ülke genelinde 112 şair katılırken, en iyi 3 şiirin sahibi olan şairlere ödülleri, düzenlenen törenle verildi.

Juri, birinciliğe layık şiir olmadığı kanaatine varırken, en iyi ikinci şiir ödülü Müslüman olmayan Pereyaslov’un “Muhammed Peygamber’in Veda Hutbesi” adlı şiirine verildi. Yarışmada 3’üncülüğü “Örtü” şiiriyle Marat Safiulin ve “Mekke Yağmuru” şiiriyle Galina Emıkova paylaştı.

Ödül töreninde konuşan Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin, gelecek yıl yarışmanın 5’incisini düzenledikten sonra 5 yıl içinde yarışmaya katılan şiirlerden oluşan bir kitap yayımlamayı planladıklarını bildirdi.

Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü Profesörü ve juri başkanı Eduard Balaşov da konuşmasında, yarışmanın başından beri juride görev yaptığını, her geçen yıl yarışmaya katılan şiirlerin kalitesinin arttığını belirterek, “Aslında bu tür yarışmaları diğer din mensuplarının da gerçekleştirmesi gerekiyor. Ve ben bunu diğer dinî temsilcilere teklif edeceğim. Çünkü bu tür yarışmalar şahsın manevi olarak gelişmesine yol açıyor” dedi.

VEDA HUTBESİ ÇOK ETKİLEDİ

Pereyaslov, Hz. Muhammed (asm) ile ilgili yazdığı şiirin macerasının Antalya’daki tatilleri sırasında başladığını belirterek, “Eşimle birlikte Türkiye’ye tatile gitmiştik. Bir tur sayesinde Rusya’da çok sevilen ve sayılan Aziz Nikolay’ın kabrini ziyaret etmiştik. Ve orada Türkiye’nin Müslüman bir ülke olmasına rağmen Nikolay’a duyduğu büyük saygıyı gözlemledik ve çok şaşırdık. Oradaki temizlik, kiliselerin durumu hayranlık vericiydi” diye konuştu. Ülkesine döndüğünde İslâm’a ilgi duymaya başladığını, Hz. Muhammed’in (asm) hayatını okuduğunu ve özellikle “Veda Hutbesi”nden çok etkilendiğini kaydeden Pereyaslov, “En çok Veda Hutbesinden etkilendim. Konuşmada bizim dine aykırı bir şey bulmadım. Onu okurken ilham geldi ve ben de duygularımı kâğıda döküverdim. Muhammed âlemlere nur saçan peygamberdir” dedi.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

11.03.2010


 

AB, ‘ayran’ımıza dokunmayacak

AB uyum sürecinde en çok tartışılan konulardan birisi olan “Gıda Güvenliği ve Geleneksel Gıda Ürünlerinin akıbetinin ne olacağı?” konusu Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği’nin (SETBİR), 4 yıldır 10 AB üye ülkesi Gıda Federasyonları ile birlikte yürüttüğü TRUEFOOD projesinin İstanbul’da gerçekleştirilen son toplantısında açıklandı.

Kokoreç, ayran, salça, boza, şalgam gibi geleneksel gıda ürünlerinin tatlarını ve özelliklerini kaybetmeden AB standartlarında üretilmesinin mümkün olduğunu söyleyen SETBİR Genel Sekreteri Melek Us, “Kokoreç dahil pek çok geleneksel ürünümüz, sağlıklı ve uygun koşullarda üretildiği sürece bizim olmaya devam edecek” dedi. Us, “Ayran gibi geleneksel ürünlerde bölgesel standart geliştirilme kararı alındı. Ayran ve yoğurda ilişkin bölgesel standart geliştireceğiz ve bu tüm dünyada tanınacak” dedi.

11.03.2010


 

Dikkat sarhoş çıkabilir!

Romanya’da sürücüleri sarhoş yayalara karşı uyarmak için yollara işaret levhaları konuldu. İngiliz Times ve Daily Telegraph gazetelerinin haberlerine göre, ülkenin Macaristan sınırındaki Pecica kasabasında yetkililer, kazaların artması üzerine, sürücülerin yollarda yatan sarhoşlar konusunda dikkatli olmaları için yol kenarlarına “Dikkat - Sarhoş” ibaresi bulunan işaret levhaları konulması emrini verdi.

Kasabanın en gözde semtlerine, söz konusu ibarenin yer aldığı, diz çökmüş, elinde şişe tutan bir kişinin çizildiği 10 işaret levhasının koyulduğu belirtildi.

11.03.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl