06 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Uzun süre televizyon seyreden çocuklar otistik gibi oluyor

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaramış, 2 yaşın altında uzun süre televizyon izleyen çocuklarda otistik benzeri belirtiler görülebildiğini bildirdi.

Yaramış, günümüz şartlarında çocukların büyük çoğunluğunun uyanık olduğu dönemlerinin önemli kısmını televizyon karşısında geçirdiğini ve bu durumun onların ruhsal ve zihinsel gelişimlerinde bozukluklara neden olduğunu belirtti.

Küçük çocukların uzun süre televizyon karşısında kalmalarının özellikle de reklam ve müzik kliplerini sürekli izlemelerinin, çocuklarda otizm benzeri ağır gelişimsel geriliğe neden olabildiğini ifade eden Yaramış, uzun süre televizyon izleyen 2 yaşın altındaki çocukların dil gelişimi, sesli ve sessiz iletişimi, gülümseme gibi sosyal iletişimleri ile göz teması ve öğrenme kapasitelerinin yaşıtlarına göre daha geri olduğunu kaydetti.

Yaramış, otizmin, 2-3 yaşından önce belirti vermeye başlayan ve beyindeki kimyasal dengenin bozulmasına bağlı olduğu düşünülen yaygın gelişimsel bir bozukluk olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:

‘’Televizyon izlemeyle otizm arasında sebep olan bir ilişki bilimsel olarak henüz kanıtlanmamış olsa da 3 yaş altında olan ve uzun süre televizyon izlettirilen çocuklarda otizm benzeri belirtiler görülmektedir. Bunlar genelde daha az göz teması kurar ve kucaklanmayı sevmezler. Dil gelişimi açısından kelime hazineleri zayıf ve konuşulanları anlamakta güçlük çekerler. Sosyal iletişimleri ve sosyal becerileri zayıftır. İnsanlara karşı ilgisiz ve kalabalık ortamlarda hoşlanmazlar. Yaşıtlarının oynadığı oyuncaklara karşı ilgi duymaz, el çırpma, sallanma, kuş gibi kanat çarpma, zıplama ve benzeri yinelenen anormal davranışlar gösterirler.’’

SOSYAL VE BEDENİ

GELİŞİMİ ETKİLİYOR

Yaramış, bu nedenle ailelerin 2 yaşından önce çocuklarına kesinlikle televizyon izlettirmemeleri gerektiğini belirterek, ‘’televizyonun bu yaştaki çocukların ruhsal ve bedensel gelişimlerini olumsuz etkilediği, dil gelişimlerini geciktirdiği, sosyal iletişim ve becerilerini bozduğu ile ilgili bir çok bilimsel çalışma ve gözleme dayalı deneyimler var. Bundan dolayıdır ki Amerikan Pediatri Akademisi önlem olarak 0-2 yaş çocuklarının televizyon ekranlarından uzak durmaları gerektiğini önemle vurguluyor. Kliniğimizde her ay bir iki çocukta bu rahatsızlığın olduğunu tespit ediyoruz’’ dedi.

Bu tür çocukların aileleri tarafından mutlaka erken dönemde fark edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yaramış, bu durumdaki çocukların erken dönemde fark edilmemesi ve gerekli önlemin alınmamasının telafisi güç sorunlara sebep olabileceğini söyledi. Otizm belirtileri gösteren çocukların özellikle 3 yaşından önce teşhis edilmesinin tedavi şanslarını artırdığını, daha geç yaşta tanınan çocuklarda tedaviye direncin fazla olduğunu dile getiren Yaramış, erken tanı, düzenli takip ve davranış tedavileriyle bu tür çocukların zamanında normal okula başlayabileceğini belirtti.

EN DEĞERLİ AN KAYBOLUYOR

Yaramış, özellikle klip ve reklamların küçük çocukların daha çok ilgisini çektiğini, ancak normal çocukların televizyona gösterdiği bu ilgiyi başka şeylere de gösterdiğini bildirerek, şöyle dedi:

‘’Ancak otizm belirtileri gösteren veya buna yatkın olan çocuklar, televizyona gösterdikleri ilgiyi çevreye ve insanlara gösteremezler. Pek çok anne baba bebeklerini oyalamak hatta eğitmek için televizyon karşısına oturturlar. Anneler çocuklarının daha fazla yemek yemesi için müzik klipleri ve reklamları izletiyor. Bu yolla duygusal, dil ve sosyal gelişimi için annesi ile yakalamış olduğu en değerli anı kaybederler. Aileler çocukların konuşmayı otomatik olarak öğrendiklerini zannediyorlar. Oysa normal bir çocuk insanların dudak şekli ve sesi arasında bağlantı kurarak dilini geliştirir. Uzun süre televizyon karşısında kalan çocuklarda dil gelişimi geri kalabileceği gibi içine kapanma ve yaşamdan kopma meydana gelebilmektedir. Anne ve bakıcılar ev işi yaparken çocuklara televizyon ilettirmesin, bunun yerine resimli kitap okuma, konuşma, resim yapma, arkadaşlarıyla veya oyuncaklarıyla oynama gibi başka şeyle ilgilenmesi için ortam sağlasın.’’

06.07.2010


Evlilikler azaldı, boşanmalar arttı

Türkİye İstatistik Kurumu’nun geçen yılki evlenme ve boşanma verilerinin ardından bu yılın ilk üç ayındaki rakamlar evlilik sayısının azaldığını, boşanmaların arttığını gösteriyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun geçen yılki evlenme ve boşanma verilerinin ardından bu yılın ilk üç ayındaki rakamlar evlilik sayısının azaldığını, boşanmaların arttığını gösteriyor. 2010 yılının 1. döneminde 96 bin 841 çift evlenirken, 30 bin 773 çift boşandı. Yuva kuranların sayısı geçen yıla göre yüzde 9,9 azaldı. Boşananlar ise yüzde 4,8 arttı. TÜİK 2010 yılı 1. dönemine ilişkin verilerini açıkladı. 2009 yılının Ocak-Şubat-Mart döneminde 107 bin 524 çift evlenirken, 2010 yılının aynı döneminde 96 bin 841 çift evlendi. Geçen yılın aynı dönemine göre evlenme sayısı yüzde 9,9 azaldı. Yuva kurma sayısındaki en büyük düşüş yüzde 22,5 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşandı. Bunu yüzde 21,2 ile Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi izledi. Aynı dönemde evlenme sayısında sadece Batı Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 1,5’lik bir artış görüldü.

30 BİN 773 ÇİFT BOŞANDI

Boşanmalardaki artış ise toplumda aile yapısının zayıfladığının göstergesi olarak yorumlanıyor. Geçen yılın Ocak-Şubat-Mart aylarında 29 bin 372 çift boşanırken, 2010 yılının aynı döneminde 30 bin 773 çift boşandı. Geçen yılın aynı dönemine göre boşanma sayısında yüzde 4,8’lik bir artış görüldü. Boşanma sayısında en fazla artış yüzde 13,2 ile Doğu Marmara Bölgesi’nde oldu. Bu dönemde boşanma sayısında en büyük düşüş yüzde 5,6 ile Batı Karadeniz Bölgesi’nde gerçekleşti. 2010 yılı ilk üç ayında verilerine göre ortalama ilk evlenme yaşı erkekler için 26,1, kadınlar için 22,7’dir. Erkek ile kadın arasındaki ortama ilk evlenme yaşı farkı 3,4’tür. İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması, I. Düzey’e göre en yüksek ortalama ilk evlenme yaşı, erkeklerde 26,8, kadınlarda 23,6 ile İstanbul’da. En düşük ortalama ilk evlenme yaşı erkeklerde 25, kadınlarda ise 21,5 ile Orta Anadolu Bölgesi’nde görülüyor.

06.07.2010


ŞİFALI BİTKİLER

Dereotu: Bitkinin kullanılan kısmı meyveleridir. Meyveler eylül sonunda toplanır ve gölgede kurutulur. Meyvelerinde sâbit ve uçucu yağ, pektin ve azotlu bileşikler vardır. Meyveler yatıştırıcı, mide ve bağırsak gazlarını önleyici olarak kullanılır. Hazımsızlık ve hıçkırığa tesiri iyidir. Yaprakları da yemek ve salatalarda kullanılır.

06.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.