13 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Kur’ân kursları eğitim için fırsat

Müftü İmamoğlu, ilçe merkezinde on beş camide, ilköğretimi bitiren yaklaşık 450 öğrencinin yaz Kur’ân kurslarına devam ettiğini belirterek, “Bunun yanı sıra mevcut dört Kur’ân kursunda da yaklaşık 200’e yakın öğrenci kurslara devam ediyor.

Ayrıca, 50’ye yakın köyümüzde de ilköğretim beşinci sınıfı bitiren yaklaşık 700 öğrenci yaz Kur’ân kursuna devam etmektedir. Zaman zaman merkez ve köy camileri gezilerek, hem denetim ve inceleme yapılmakta hem de kursa devam eden öğrencilere teşvik amacıyla kitap ve hediyeler verilmektedir.” dedi.

Anne ve babalara da seslenen Müftü İmamoğlu, çocukların boş vakit geçirmesini önleyen ve kötü alışkanlıklardan kurtaran bu kurslarda, Kur’ân-ı Kerim okumayla birlikte dinî bilgilerin de öğretildiğini ifade etti. Müftü İmamoğlu, şöyle dedi:

“Bu çok önemlidir. Yavrularımız bir ömür boyu lâzım olan namazlarını, dinî bilgilerini, Kur’ân-ı Kerim’i işte bu devirde öğrenir. Dünyada da ahirette de mutluluk verecek inançlarını bu sırada kazanırlar. O yüzden hiçbir anne ve babanın çocuklarını bu dinî inançlarımızdan mahrum etmemesi gerekir.”

13.07.2010


Boşanmaların en önemli sebebi ekonomi ve kültür erozyonu

Eşlerın boşanmalarının en önemli ana sebebinin ekonomik sebep ve kültür erozyonu olduğu bildirdi.

Avukat İlhan Çınar, Afyonkarahisar’da son dönemlerde boşanma dâvâlarının yüzde 40 arttığını söyledi. Ekonomik sebeplerin insan hayatında birçok konuda en etkili faktör olduğunu belirten Çınar, “Zira bir ailenin ekonomik sıkıntı içerisinde olması düzenli bir kahvaltıdan yine düzenli ve huzurlu akşam yemeğine kadar, en yakın akrabalar ve komşularıyla ilişkilerinden, en uzak insan ilişkilerine kadar, ilişkileri doğrudan etkiler.” dedi.

Ekonomik sıkıntıların insan doğasında bir takım gerginliklere bunalımlara ve strese yol açtığını aktaran Çınar, dolayısıyla karşılıklı sevgi, saygı, nezaket, hoşgörü temelinde en kutsal birliktelik olan aile kurumundaki ilişkileri de doğrudan etkilediğini kaydetti. Avukat Çınar, “Gerçi sorumluluk dayanıklı kişilerde sadece ekonomik sebeplerin evlilik birliğini temelinden sarsmadığı, bu yapıdaki kişilerin sıkıntı ve gerginlikleri de eşleri ile paylaştıkça göğüsledikleri bir gerçektir. Ama bu istisnalar dışında genelde ekonomik sebeplerin yani işsizliğin, hiç ya da yeterli para kazanmamanın, kişi ticaret ile uğraşıyorsa ve işi bozulduysa veya işini kaybettiyse evlilik birliğini temelinden etkilediği hayatın acı gerçeğidir. Evdekilerin günlük ihtiyacı olan gıda maddelerinden, elektronik aletlere, su, telefon, giyim ve kuşamdan, evin ihtiyacına kadar, yeterli paranın kazanılmıyor olması tabii olarak, bir takım huzursuzluğa, gerginliğe ve tartışmaya yol açmaktadır.” diye konuştu.

Ekonomik sebepler ile başlayan gerginlikler ve tartışmaların sevgi saygı temelinden uzaklaşarak üzücü olayların yaşanmasına sebep olduğunu belirten Çınar, eşlerin karşılıklı olarak bir birlerini hırpalamaları, azarlamaları küçük düşürücü söz sarf etmeleri sonucu evlilikleri olumsuz etkileyen faktörler arasında sıraladı.

13.07.2010


Böbrek naklinde büyük başarı

JFK Hastanesi'nden Doç. Dr. Barış Akın, böbrek naklindeki başarı oranının yüzde 95-98 seviyesine ulaştığını söyledi.

Akın, Adapazarı'nda düzenlenen ‘Böbrek Naklinde Güncel Gelişmeler’ konulu konferansta, böbrek nakli yapılan hastaların hayat süresinin 10 kat uzadığını belirtti.

13.07.2010


Önemsenmeyen mevsimsel alerji astıma yol açabilir

Atatürk Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Altaş, önemsenmeyen mevsimsel alerjik hastalıkların akciğeri etkileyerek astıma yol açabileceği uyarısında bulundu.

Atatürk Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Kliniği’ne son haftalarda alerjiye bağlı şikâyetlerden gelen hasta sayısında artış yaşanıyor. Prof. Dr. Enver Altaş, mevsimsel alerjik hastalıklara karşı vatandaşların dikkatli olmasını istedi. Alerjik hastalıkların özellikle yaz, sonbahar ve ilkbahar aylarında ortaya çıktığına dikkat çeken Altaş, bunun da genelde ağaç, çiçek ve çayırlardaki polenlerden kaynaklandığını söyledi. Alerjik hastalıklara yakalananlarda burun tıkanıklığı, hapşırma, gözlerde yanma ve kaşıntı şikâyetleri oluştuğunu ifade eden Altaş, bu hastalıkların sinüslerin burun içerisinde açılan ağızları kapattığı için sinüzite ve orta kulakta sıvı birikmesine bağlı olarak da kulak fonksiyonların bozulmasına yol açabildiğini vurguladı. Bu durumda olanların alerji testi yaptırarak neye alerjisi olduğunu tespit ettirmesini öneren Altaş, önemsenmeyen alerjik hastalıkların astıma sebep olabileceği uyarısında bulundu. Altaş, “Yaz, sonbahar ve ilkbaharda burun tıkanıklığı olanlar mutlaka doktora başvurmalıdır. Alerjik rinit sadece burun ve gözleri değil akciğerleri de etkileyebilir ve astıma yol açabilir. Zaten astımın yüzde 30 oranında sebebi burun alerjisidir. Bu yönüyle de önemli. Bu durumdaki hastaların astım olabileceği ihtimali de göz önüne alınmalıdır. Çünkü astım da solunum sıkıntısına yol açabilir. Benzer şikâyeti olanların alerji testi yaptırıp, neye alerjisi olduğunu tespit etmek gerekir. Buna göre de doktorların uyarıları dikkate alınmalıdır.” dedi.

13.07.2010


Depresyon, bunama riskini iki kat arttırıyor

Depresyonun bunama riskini iki kat artırabileceği bildirildi. American Journal of Neurology dergisinde yayınlanan iki araştırmada, bir kişinin depresyon geçirmesinin, o kişinin demansa yakalanma (bunama) ihtimalinin daha fazla olduğu anlamına geldiği belirtildi.

Ancak bilimadamları, bu iki hastalık arasında bağlantı olsa da doğrudan bir ilişkiden sözedilemeyeceğini vurguladılar. Massachusetts Üniversitesi’nden Dr. Jane Saczynski tarafından yapılan ilk araştırmada, 949 yaşlı 17 yıl boyunca takip edildi ve bu zaman zarfında bu kişilerden 164’ü bunamaya yakalandı. Depresyon geçirenlerin yüzde 22’sinde bunama da görüldüğü, bunayanların yüzde 17’sinin ise daha önce depresyon geçirmediği belirlendi.ABD’de 1239 kişi arasında yapılan diğer araştırmada ise, araştırmaya katılanların geçirdikleri depresyon sayısıyla bunama arasındaki ilişkiye bakıldı. Bunun sonucunda, bir kişi ne kadar çok depresyon geçirirse bunama riskinin o kadar fazla olduğu belirlendi. Araştırma sonucunda, iki veya daha fazla depresyon geçirenlerde bunama riskinin neredeyse iki kat arttığı belirlendi. İlk araştırmayı yapan Saczynski, “Depresyonunun doğrudan bunamaya yol açıp açmadığını kesin olarak bilinmese de, depresyonun bunama riskini artırabildiği bazı durumlar var” dedi. Saczynski, bir kişi depresyona girdiğinde beyin dokusunda oluşan yangının bunamaya yol açabildiğini, beyinde depresyonla birlikte artan bazı proteinlerin de bunama riskini artırabildiğini kaydetti. Bilimadamları, iki hastalık arasındaki kesin bir bağlantı kurmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu da vurguladılar.

13.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.