08 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Basından Seçmeler

Meclisin kalbindeki askerî vesayet

Türkİye Büyük Millet Meclisi, en sivil alan, halkın iradesinin nefes alıp verdiği yer. Meclis’in Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister’ın 1938’de tasarladığı o yüksek tavanlı koridorlarında, odalarında dolaşırken, çok tanıdık bir rüzgâr eser geçer. Orta Avrupa’da geçen yıllardan sonra binaların, mekânların benzerliği beni, bir an aşinalıklarıyla, eski bir tanıdığı görmüşçesine limon kolonyasıvari ferahlatıverir.

Ne var ki, Macaristan’da, Budapeşte’de mesela, parlamento binası, sembolik olarak diğer tüm çevre binalara nazire yapmak için, o mahallenin en görkemli ve en yüksek, gotik kuleleriyle göğe uzanan binasıdır. Washington DC’de de, ABD devletinin kalbinin attığı Capitol Hill’de, ABD Kongresi binasından yüksek bina olmaması için 1899 ve 1910’da iki kanunu onaylamıştır. Macaristan’da amaç, halkın iradesinden yüksek bir şey olmadığını, ABD’de de ise demokrasinin gölgelemeyeceğini ortaya koymaktır.

Ankara’da da devlet binalarının dış cepheleri bile, Türkiye’nin siyasi kültürün aynaları. Genelkurmay, Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, dalga dalga azamet ve kudret yayan devasa mekânlara meskûn. Başbakanlık adeta, Milli Savunma Bakanlığı’nın tepeden baktığı bir müştemilat.

TBMM’de de, “Türkiye’yi”, Türkiye’nin “gerçeklerini” yansıtan ilginç bir sürü detay var.

Meclis’e her gün ortalama 4-5 bin “sıradan vatandaş”, milletvekillerini ziyarete geliyor. Bazı günler bu sayı, 15 bine kadar çıkabiliyor. Aralarında, ölüm döşeğindekilerin bile olduğu bir akın akın derdine derman arayan insan nehri bu...

Meclis’in en “renkli” yanlarından biriyse, hemen milletvekillerinin o daracık odalarının olduğu binanın önündeyken, “Yaylalar” türküsünü daha bir hevesle söyleyen, “koruma görevli” tabur. Yaklaşık bin kişilik, Genelkurmay’a bağlı bu tabur, elbette meclisi ve vekilleri korumakla da görevli; ama öte yandan, sabah akşam yaptıkları yüksek perde talimlerin, Türkiye tarihine de bakıp şöyle bir düşününce, kuşkusuz, ayrı bir anlamı var.

Genelkurmay’ın TBMM’deki varlığı, koruyucu kanatlarını geren taburla da sınırlı değil.

Mecliste uçan sineği bile gözetleyen birkaç çift Genelkurmay gözü var. Fiili bir “lobi bürosu” olarak nitelenebilecek, gayriresmî bir Genelkurmay denetleme ve müdahale birimi yani.

TBMM’de, Genelkurmay tarafından görevlendirilen bir binbaşı bir de sivil memur her daim hazır bulunuyor. “Sözde”, Meclis’te resmi görevleri bulunmuyor.

Bunun anlamı şu; TBMM ile bu Genelkurmay elemanlarının Meclis’te görevlendirildiğine dair yapılan bir yazışma yok. TBMM İçtüzüğü gereği, bir komisyonda da görevli değiller.

Elbette, bazı resmi kurumların, mesela Maliye’nin de, ilgili komisyonların toplantılarına katılan temsilcileri de var. Ama şöyle “ufak” bir ayrım var diğer resmi temsilcilerle, Genelkurmay’ın Meclis’teki gözleri ve kulakları arasında; askeri kanattan olanlar, diledikleri her komisyonun toplantısında hazır bulunuyorlar.

Milli Savunma ve İçişleri Komisyonları gibi ilgili komisyonlar dışında, Anayasa Komisyonu’ndan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na her “kritik” alandaki milletvekili çalışmalarında, bu “gölge lobi” takipte.

Süreci bizzat “yaşayanların” aktardığına göre, TBMM’deki her kanun tasarısı, yasama sürecine ilişkin hemen her önemli belge, bu fiili birimin vasıtasıyla, Genelkurmay’a iletiliyor. Belgeler, bilgiler, gözlemler, Meclis’ten Genelkurmay’a uzanan, İçişleri ve Savunma Bakanlıklarında bir çay molası durakları olan hattan geçip gidiyor.

Elde edilen tüm veriler, Genelkurmay tarafından gözden geçiriliyor. Mesela, belgelerin kurumsal bakımdan Genelkurmay’ı nasıl etkilediği inceleniyor. Sonra da, Genelkurmay’ın nasıl bir tavır alması gerektiği “merkezden” belirlenince, ona göre hareket planı oluşturuluyor.

Milletvekillerinden, “kapsama alanındakiler”, etki altına alınabileceklerle irtibata geçiliyor ve oylama sürecinde kararlarını “gözden geçirmeleri” sağlanıyor.

Hâlâ Yüksek Askerî Şura kararlarına kilitlenen bir ülkede olmak zaten sadece kendi başına bir şeylerin yanlışlığına işaret ediyor. O kadar ki, YAŞ kararlarının alındığını, rutin takip çerçevesinde, savunma muhabirlerinin pul kadar haberler olarak yaptığı güne kadar Türkiye, ciddi bir demokrasi olamayacak.

Askeri vesayet de, 1960’tan beri öyle ilmek ilmek işlenmiş ki, devlet kurumlarına, siyasi kültüre, çözmesi çok dirayet, çok emek, çelik gibi de sarsılmaz kararlılık istiyor.

Sezin Öney, Taraf, 07/08/2010

08.08.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.