12 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dünya

İşgalin diğer adı, Yahudi yerleşimleri

USAK Orta Doğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden araştırmacı Dinçer, “İşgalin Bir Diğer Adı, Yahudi Yerleşimleri” adlı araştırmasında Batı Şeria’nın yüzde 42’sinin Yahudi yerleşimcilerin işgali altında olduğunu belirterek, böyle bir sorun varken barış görüşmelerinin gerçekçi olmadığını söyledi.

BÖLÜNMÜŞ FİLİSTİN, BARIŞA BÜYÜK ENGEL ULUSLARARASI Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Orta Doğu ve Afrika Araştırmaları Merkezinden araştırmacı Osman Bahadır Dinçer, Batı Şeria’nın yüzde 42’sinin Yahudi yerleşimcilerin işgali altında olduğunu belirterek, böyle bir sorun varken barış görüşmelerinin gerçekçi olmadığını söyledi. “İşgalin Bir Diğer Adı: Yahudi Yerleşimleri” adlı araştırmasında verdiği bilgileri anlatan Dinçer, Filistin İsrail barış görüşmelerine de değindi. Filistin-İsrail doğrudan görüşmelerinin ilk olmadığını, son da olmayacağını ifade eden Dinçer, barışın önünde çok ciddî engeller varken, görüşmelerin şu an sıkıntılı günler geçiren ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin kendini kurtarması için yapıldığını söyledi.

Dinçer, Obama’nın Ortadoğu politikalarından dolayı popüleritesinin ciddî oranda düştüğünü, Ortadoğu ülkelerinden ona olumlu yaklaşım yüzde 52’yken bu yıl bu oranın yüzde 16’ya gerilediğini, bunun en büyük sebebinin ise Nobel ödülünü alan Obama’nın İsrail-Filistin konusunda adım atmaması olduğunu kaydetti.

Filistin lideri Mahmud Abbas’ın meşruiyetinin kalmadığını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ise beş partiden oluşan koalisyon hükümetindeki durumunun sıkıntıda olduğunu ifade eden Dinçer, barış görüşmelerini yapan her iki tarafında elinin güçlü olmadığına dikkati çekti.

Filistin’de Hamas gibi bir gerçekliğin söz konusu olduğunu söyleyen Dinçer, sadece Mahmud Abbas muhatap alındığında bir şey elde edilse bile bunun karşı tarafta karşılık bulamayacağını ifade etti. Dinçer, barış görüşmeleri başlar başlamaz saldırıların artmasını, Hamas’ın barışı engellemekten ziyade “Ben de buradayım” mesajı vermesi olarak değerlendirdi.

Filistinlilerin bir arada olamamasının barış görüşmelerinin önündeki en önemli engel olduğuna dikkati çeken Osman Bahadır Dinçer şunları söyledi: "Mahmud Abbas biraz Hamas’a yaklaşsa, ben şundan çok eminim ki Hamas çok daha fazla gelecek. Çünkü şu anda Hamas’ın karşı çıktığı şey barış değil. Evet, kuruluş bildirisiyle İsrail’e karşı çıkıyor, ama gelinen noktada, reel politiğe baktığınızda İsrail’in varlığına karşı değil. Karşı olduğu şey kendisinin bu denkleme alınmaması. Bu anlamda Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) şemsiyesi altına girmeyi de kabul ediyor, ama bir şartla: Bunun yıllardır yolsuzluk ve adam kayırmayla adı anılır hale gelmiş FKÖ’nün kendini reformdan geçirmesiyle mümkün olabileceğine inanıyor.”

İsrail dahil, Ortadoğu geneline bakıldığında lider eksikliği görüldüğünü belirten Dinçer, “Toplumu lâyıkıyla temsil edebilecek liderlerden yoksun bir Ortadoğu ve Filistin’den bahsediyoruz ki, bu da barışın yakın dönemde hiçbir şekilde olamayacağını gösteriyor” dedi.

“FİLİSTİN'DE İŞGALİN DİĞER

ADI YAHUDİ YERLEŞİMLERİ”

BARIŞIN mümkün olabilmesi için somut olarak Yahudi yerleşimleri, Kudüs’ün statüsü, mülteciler ve 1967 öncesi sınırlarına geri dönme gibi meselelerin çözüme kavuşturulması gerektiğine işaret eden Dinçer, “Barış için en acil ve en fazla problem olabileceğini düşündüğüm şey Yahudi yerleşimleri” dedi ve şunları kaydetti: “Bugün 300 bin Yahudi Batı Şeria’da, 200 bin Doğu Kudüs’te, yani normalde Filistinlilerin hakim olması gereken topraklarda yaşıyor. Batı Şeria’nın yüzde 42’si şu anda fiilî olarak Yahudilerin kontrolü altında. Buna İsrail’in istediği zaman güvenlik çemberine aldığı yerleri dahil etmiyoruz. Fiilî yerleşimlerinden dolayı oturdukları alanlar, etrafındaki güvenlik alanları, belediye mücavir alanlarıyla birlikte yüzde 42’si. Siz barış imzaladınız diyelim. Bir Filistin devleti kurulacak nerede kurulacak peki? Yüzde 42’sini işgal ettiğiniz bir yerde nasıl böyle bir devlet kurabilirsiniz? 500 bin kişiyi bir anda çekmek mümkün değil, uzun vadede de mümkün değil. Tabanda böyle bir şey varken barış görüşmeleri umutları arttırabilir, ama gerçekçi olmak gerekirse bunun bir yere varabileceğini söylemek mümkün değil.”

Kudüs meselesi ve mültecilerin geri dönmesi meselesinin de Yahudi yerleşimlerinin çözümüne bağlı sorunlar olduğunu kaydeden Dinçer, Yahudi yerleşim yerlerinin aslında mülteci konumuna düşmüş Filistinlilerin yerleri olduğunu söyledi. Dinçer, Yeşil hat içinde, Batı Şeria’da şu anda Yahudi yerleşimleri bulunduğunu ve bu yerleşimleri de içine alacak şekilde bir duvar inşasının söz konusu olduğunu belirtti.

Barış görüşmelerinin ABD’nin yanı sıra İsrail’in de kendini kurtarma operasyonu olduğunu ifade eden Dinçer, İsrail-Filistin görüşmelerinde barış konusunda istekliliğini göstermeye çalışan İsrail’in de Mavi Marmara saldırısından sonra uluslar arası kamuoyunun baskısı altına girdiğini, BM’nin soruşturma komisyonuna da bu baskıyı biraz olsun azaltabilmek için katıldığını söyledi.

İSRAİL, 1967

SINIRLARINA

ÇEKİLMELİ

İSRAİL'İN Gazze’den çekilirken Yahudi yerleşimlerini de çektiğini söyleyen Dinçer, çözüm olacaksa bunun yine çekilmeyle mümkün olacağını ifade etti. 100’ün üzerinde Yahudi yerleşiminde yaşayan yerleşimcilerin 1967 sınırları öncesine çekilmesiyle hakkaniyetli bir çözümün mümkün olabileceğini belirten Dinçer, “Gelinen noktada bu olabilir mi? Çok zor... Ama bu işin tek çözümü, buradaki Yahudi yerleşimlerinin kaldırılmasıdır” dedi.

Uluslar arası toplumda son dönemde Gazze üzerinden Filistin meselesine bakıldığını, Gazze’nin Hamas’la, Hamas’ın da terörle bir tutulduğunu belirten Dinçer şöyle konuştu: ”Uluslar arası kamuoyunun da üzerinde hemfikir olacağı, uluslar arası insan hakları ihlâllerinin daha fazla seslendirilmesi gerekiyor. Yahudi yerleşiminin illegal olduğunu bütün uluslar arası örgütler kabul ediyor. Siz eğer Yahudi yerleşimleri üzerine daha fazla yazıp çizerseniz, İsrail üzerinde uluslar arası baskının artması sebep olursunuz. Daha da yalnızlaşan İsrail’in daha radikal adımlar atması mümkün hale gelebilir. Bu sorunun çözülmesi için uluslar arası kamuoyunun İsrail’in yaptığı yasadışı faaliyetleri çok daha net duyurması gerekiyor”

Kudüs’te Selahaddin Eyyübi’den bu yana dinî şahsiyetlerin bulunduğu Mamilla adlı Müslüman mezarlığının üzerine İsrail tarafından Tolerans müzesi kurulması çalışmaları yapıldığını kaydeden Dinçer, uluslar arası kamuoyunun da bu tarihî mirası korumak için müdahalede bulunması gerektiğini belirterek, medyada da bu müdahalenin yeterince yer almadığını söyledi.

12.09.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Başlıklar

  İşgalin diğer adı, Yahudi yerleşimleri

  Obama: Düşmanımız İslâm değil, aşırı gruplar

  AGİT MİNSK Grubu’ndan Yukarı Karabağ bildirisi

  “Black Sea Hawk” tatbikatı sona erdi

  BAE’den Filistin’e 42 milyon dolar yardım

  Kissenger: Afganistan’da çözüme İran da dahi edilsin

  Fransa’da, emeklilik yaşı 62’ye yükseliyor

  Kosova, BM karar tasarısından memnun

  Ukranya’da muhalefet meclisi çalıştırmadı

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.