22 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Enstitü

Mardin Şehidiye Medresesi ve Camii

BEDİÜZZAMAN Said Nursî’nin Mardin hayatında önemli bir yere sahip olan Şehidiye Medresesi ve Camii, onun Mardin âlimlerine karşı rüştünü ispat ettiği mekânlardan biridir.

Burada şiddetli fikir tartışmalarının yaşandığı ifade edilmektedir. Bu tartışmalardan biri de, Mardin’de yaşamış bulunan Şeyh Yusuf Efendi (1873-1956) ile Bediüzzaman arasında geçmiştir. Bu tartışma neticesinde Şeyh Yusuf’un girişimiyle, Said Nursî’’nin Mardin’den sürüldüğü bazı hatıralarda iddia edilmektedir. Ancak bu iddianın ne derece doğru olduğunu bilemeyiz. Bilinen bir şey varsa, o da Molla Said’in bu mekânda Mardin âlimlerine üstadlığını kabul ettirmiş olmasıdır.

Ana caddenin güneyinde PTT’nin karşısında, cami ile birlikte bir kompleks oluşturan yapı “Şehidiye”, “Nasıriye” ve seksen hücreli olmasına izafeten “Semanin” adlarıyla da anılmaktadır. Nasıreddin Artuk Arslan tarafından yaptırılmıştır. Abdulgani Efendi’nin aktardığına göre, caminin bilinmeyen bir tarihte yıkılmış olan doğu tarafı, aslına uygun olmayan bir biçimde yapılmıştır. Büyük mihrabın 1920’lerdeki görüntüsü ve o tarihte mevcut mezarlık, burasının bir dönem kabristan olarak kullanıldığına işaret etmektedir.

Aynı yıllarda, medresenin batı tarafı da harabe görünümündedir. Yapının bu kısmında ayakta kalan iki büyük oda okul olarak kullanılmış, arsa haline gelmiş bölüm üzerinde kahvehane ve dükkânlar yapılmıştır. 1920’lerde, doğu tarafında yer alan altlı ve üstlü sekiz oda ayaktadır ve içinde yoksullar barınmaktadır. Medrese revaklı avlulu ve ayvanlı medrese şemasına uygundur.

Kompleksin güneyinde bulunan ve bugün müftülük merkezi olarak da hizmet veren, iki nefli Şehidiye Camii’nin minberi cevizden yapılmış ve üzerindeki bezeme yer yer kırılmış ya da çürümüştür. Minberin Arapça yazıtında ustasının Ali bin Sencer olduğu ve nakışlarını Kirmanlı Tacüddin’in şakirdi Muhammed’in yaptığı yazılıdır. Minareli olarak yapıldığı halde minaresi yıkılmış ve 1914’te Belediye Başkanı Gönüllüzade Hıdır Çelebi ile vakıflar memuru ve askerî amirlerin girişimiyle, minare Ermeni mimar Lole Giso’ya yeniden yaptırılmıştır. İki şerefeli olan minare, iskelesiz olarak inşa edilmiştir.

Camiye “Şehidiye” adının verilmesi, Abdülgani Efendi tarafından, caminin temeli atıldığında ortaya çıkan birkaç şehid mezarına ve Vezir Nazameddin Bakış’ın savaşta şehit düşen kölesi Lulu’nun cami yapılmadan önce buraya gömülmesine bağlanmaktadır.

Çok sayıda onarım geçirmiş olan yapının ilk onarımı, 1787 tarihini veren yazıtın ilk onarıma işaret ettiği düşünülürse, bu tarih olmalıdır. 1975’te cami, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır. Cami minaresi ile 1515-16 tarihinde yapıldığı

bilinen türbenin sandukaları 1925 yılında Vali Tevfik Hadi Baysal döneminde yıkılmıştır.1

Dipnot:

1- Suavi Aydın, Süha Ünsal, Kudret Emiroğlu, Oktay Özen, Mardin Aşiret-Cemaat-Devlet, Tarih Vakfı Yayınları, İst. 2001, s. 438, 439.

22.10.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Başlıklar

  Şeyh Yusuf Efendi (1873-1956)

  soru - cevap

  Sosyal iletişim aracı olarak meşveret ve siyasete bir yolculuk

  Mardin Şehidiye Medresesi ve Camii

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.