22 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Röportaj

Tarım sözleşmeli üretimle kurtulur

Meslekî eğitimini zooteknik üzerine yapan Ziraat Mühendisi Şerafettin Erbayram ile Türkiye’deki tarımın sorunları ve hindi üretimini konuştuk.

Erbayram ile geçtimiz haftalarda gerçekleştirilen Bolu Beyaz Et Festivali için gittiğimiz Bolu’da görüştük. Erbayram, 1980 yılında kurdukları Bolu Kalite Yem Sanayi A.Ş, ile başladıkları yatırımlarına bugün “Bolca Hindi”, “Bolana”, “Bolcana” ve “Naturol” gibi yeni yatırımları da ekleyerek yola devam ettiklerini anlattı. Bugün Bolca Hindi ile kanatlı hayvan üretiminin yanı sıra Saanen keçisi üretimi, süt ve et ürünlerinin üretimi ve satışı ile Türkiye için çok yeni bir ürün olan kabuksuz kabak çekirdeği üretip sattıklarını ifade den Erbayram, bütün faaliyet sahalarında çiftçilerle sözleşmeli şekilde çalıştıklarını belirterek “Türk tarımının sözleşmeli modelle kurtulacağını” söyledi. Sözü daha fazla uzatmadan Bolca Hindi Genel Koordinatörü M. Şerafettin Erbayram’a bırakalım.

İsteyene Abone usûlüyle keçİ sütü

Bildiğimiz kadarıyla hindinin dışında faaliyet alanlarınızdan birisi de keçi üretimi. Bu proje nasıl ortaya çıktı?

Bolu’da arazinin yüzde 51’nin devletin ve orman olduğunu belirterek, “Kalan topraklar çiftçinin karnını doyurmaya yetmiyor. Bunun için Bolu’ya özel üretim modelleri geliştirmek istedik. Arazilerimiz küçük olduğu için büyükbaş hayvancılık yapmamız zor. Bu sebeple İsviçre’den Saanen keçisi getirdik.

Orman düşmanı diye keçi istismar konusu yapıldı. Saanen ırkı keçilerin ormana bir zararı yok. Bu proje ile keçiyi orman düşmanı olmaktan kurtardık. Bu proje “keçiyi ovaya indirme projesi”. Bolu’yu Türkiye’nin damızlık bölgesi yapmak istiyoruz. Sözleşmeli üretim modeliyle çiftçinin 12 ay kazanmasını amaçladık. İlk pastörize keçi sütünü “Bolana” markasıyla tüketicilere sunduk. Organik keçi sütünden dondurma üretilmesi için çalışmalarımız var. Yakında bu projeyi gerçekleştirmeye hedefliyoruz.

Saanen keçisi İsviçre’de elde edilmiş ve dünya’da birçok ülkede, yerli kaçileri süt verimi ve döl verimi bakımından geliştirmek amacıyla hızla yayılmış değerli bir ırktır. Bu ırkta süt verimi en başta gelen özelliktir. İyi bakım–besleme şartlarında ve küçük sürülerde ortalama laktasyon verimi 800 – 900 kg hatta 1 tona kadar çıkabiliyor.

8 keçi ile başladığımız üretimde bu gün 3 bin keçiye çıktık. Keçileri sözleşmeli çiftçilere 24’erli gruplar halinde dağıtıyoruz. Makina ile sağmaları şartıyla sütlerini topluyoruz. Kendi mandıramızda 4 çeşit keçi peyniri üretip “Bol ana” markasıyla satıyoruz. Topladığımız sütün bir kısmını abone usûlüyle Ankara ve İstanbul’daki müşterilerimize satıyoruz. Bunları yaparken kâr amacı gütmüyoruz. Bir sosyal sorumluluk projesi olarak yapıyoruz. Bir keçiden yılda bir tona kadar süt elde edilebiliyor. En verimli olduğu zamanlarda keçi başına 4,5 litre süt elde edilebiliyor. Bu yerli keçilere göre oldukça yüksek bir miktar. Bu zamana kadar Türkiye olarak keçilerin sadece etiyle ilgilenmişiz. Aslında keçi sütünün anne sütüne en yakın süt olduğunu bilseydik böyle yapmazdık her halde. Bu keçilerin dişilerini damızlık olarak yetiştirirken erkeklerini ise kurban ettikten sonra oğlak sucuğu yaparak “Bolcana oğlak sucukları” markasıyla satıyoruz. Bir de damızlık teke yetiştiriyoruz. Bir teke aldığınız vakit, annesinin ne kadar süt verdiğini, kızkardeşinin ne kadar süt verdiğini söyleyebiliyoruz. Bir teke ile sürüyü ıslâh etmek mümkün.

Türkiye’de dünden bu güne hindi üretiminin

geldiği nokta nedir?

Ülkemizde 1995 yılına kadar Amerikan siyah (Bronz) ırkından mera hindiciliği yapılıyordu. Hindiciliği geliştirmesi için Kocaeli-Kandıra, Balıkesir-Bigadiç ve Kırıkkale -Keskin’de Devlet Üretme İstasyonları faaliyetteydi. Üretim yalnız yılbaşına odaklı olup yılın her ayında marketlerde hindi eti bulmak mümkün değildi. Parçalama söz konusu olmadığı için aileler bütün hindi satın almak zorunda kalıyordu. Bütün hindiyi ise her aile alamıyordu. Modern hindi kesimhaneleri de yoktu. Bu istasyonlarda yılda ortalama 800 bin civciv üretimi yapılmakta ve zayiatlardan sonra ortalama 550.000- 600.000 adet kesilebilmekteydi. Canlı ağırlıklar da düşüktü. 1995 yılında Bolu’da Bolca Hindi, ilk kez performansı yüksek, beyaz tüylü Kaliforniya cinsi hindinin sözleşmeli çiftçi modeliyle yetiştirmesini yapıp modern üretim hatlarında hijyenik et üretimini gerçekleştirip, tabaklı ürünler halinde

tüketime sunmaya başladı. Bolca Hindi ile başlayan beyaz hindi üretimi tüm yurda yayıldı ve 13’ü aşkın firma hindi üretmeye başladı.

Kuş gribi ve kene, üretimi etkiledi mi?

2005 yılı sonunda meydana gelen kuş gribi vak'asının ardından sektörde genel bir kötü gidişat başladı. 2007 yılında bir düzelme oluyor gibi görünse de başta kene vak'aları ve girdi maliyetlerinin artışı nedeniyle sektörün kendini toparlayamadığı ortada. 2005 yılında ülkemizde yaşanan kuş gribi vak'asından sonra bu işletmelerin sayısı 6’ya kadar düştü. Bugün ise 4 firma mevcudiyetini devam ettirmekte. Bunlar Bolca Hindi, Pınar, Banvit ve Alp Hindidir. Kişi başına 100 gram olan hindi eti tüketimi diğer özel firmaların üretime katılmasıyla günümüzde 500 grama kadar yükselmiştir. Önümüzdeki yıllarda tüketimin daha da artması beklenmektedir.

Türkiye’de hindi eti üretiminde bu günkü durum nasıl?

2004 yılında devlete ait üretim istasyonları kapatıldı. Artan teknolojiyle beraber geriye doğru izlenebilirlik mümkün kılındı. Marketten satın almış olduğunuz bir üründen damızlık sürülere kadar geriye izleme mümkündür. Türkiye’de 2010 yılında toplam kanatlı eti üretiminin 1 milyon 350 bin ton olacağı tahmin edilmektedir. Bu miktarın yaklaşık 45 bin tonu hindi etidir. Toplam kanatlı eti üretimi içerisinde % 3,5’lik bir kısmı hindi eti oluşturmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde ise bu oran % 15 civarındadır. Bolca Hindi 2010 yılında 38 bin ton olarak tahmin ettiğimiz Türkiye üretiminin % 30’una tekabül eden 9 bin tonluk üretimi tek başına gerçekleştiriyoruz.

Tavukçuluk varken neden hindi üretimine

yöneldiniz?

Yapılan araştırmalar neticesinde hindi etinin nicelik ve nitelik bakımından diğer etlere nazaran bir takım avantajları olduğu görüldü. Dünyada birçok ülkede hindi eti üretim ve tüketim miktarları diğer kanatlı eti miktarlarına göre daha hızlı artış göstermekte. Hindi eti diğer etlere nazaran daha üstün besi değerlerine sahip daha sağlıklı bir et. Hindi etinin Türk mutfak kültürüne uygun bir yapısı var. Çok yönlü kullanıma elverişli bir et. Hindi etinin göğüs ve but kısmındaki lop et oranı yüksek. Ülkemizdeki kırmızı et açığının kapatılmasında alternatif ürün durumundadır. Ülkemizde kümes sıkıntısı olmadığından başlangıçta fazla yatırım maliyeti gerektirmiyor. Bizim neden bu sektörü tercih ettiğimize gelince zaten piyasada 120 tane tavuk üreten firma var ben 121'inci firma olmak yerine farklı bir üretim yaparak 1 numara olmayı hedefledim. Bunu başardığımı da düşünüyorum. Şunu da ilâve etmek istiyorum. Biz bütün üretimlerimizi sözleşmeli olarak yapıyoruz. Türkiye’de tarımda yaşanan sorunlar sözleşmeli üretim modeliyle aşılacaktır. Türk tarımını sözleşmeli üretim kurtaracak.

Sizce ülkemizde hindi eti üretimi ve tüketimini

arttırabilmek için neler yapılmalı?

Hindi üretimi kırmızı et açığını kapatmak için alternatif bir üretim koludur. Sözleşmeli üretim teşvik edilmelidir. Civciv, yem ve ilâç girdileri entegre üzerinde olduğu için, entegrelere malî kolaylıklar verilmeli. İhracata destek olunmalı. Devlet tarafından özel önem taşıyan sektör olarak tanımlanmalı; yöre farkı gözetmeksizin teşvik puanlar yüksek tutulmalıdır. Yem maliyetleri aşağıya çekilerek üretim maliyetleri azaltılmalı. Yem sektörü yem hammaddesi üretimi teşvik edilmelidir. Tüketici hakları gibi üretici hakları da bir kavram olarak ele alınmalı, et satışlarında marketlerin geç ödeme alışkanlıkları bertaraf edilmelidir. Sektör kanatlı adı altında toplanmalı (Tavuk, hindi, kaz, ördek vb,) ve bu sektörde yapılacak Ar-Ge çalışmaları teşvik edilmeli. Tüketimin arttırılması için hindi eti tanıtım çalışmalarına hız verilmeli.

Hindi eti tüketimi hangi düzeyde?

Kişi başına hindi eti tüketim oranlarımız diğer ülkeler ile kıyasladığımızda maalesef ülkemizin çok geride kaldığını görmekteyiz. Kişi başına tüketimler kilogram olarak dünya ülkelerine göre şöyle dağılıyor. İsrail 15 kg, Amerika 8,1 kg, Fransa 7,0 kg, İrlanda 5,8 kg, Almanya 5,5 Kg, İtalya 5,3 kg, İngiltere 4,5 kg Türkiye’de ise 0,5 kg. Türkiye’deki protein açığının kapatılmasında yüksek proteinli hindi etinin yerini bir gün alacağına inanıyoruz. Bizim hedefimiz de yukarıda saydığımız ülkelerin tüketimi kadar hindi eti tüketilebilmesini sağlamaktır.

Sizce Türkiye'deki tüketicilerin beklentileri

karşılanabiliyor mu?

Özel sektörle beraber hindi etinin market raflarında çok çeşitli ürünler olarak yer almasıyla beraber tüketicilerin beklentileri aslında karşılanmıştır. Ancak buna rağmen ülkemizde kişi başı tüketim çok düşüktür. Bunun sebeplerini şöyle sıralamak mümkün: ”Halkımızın, eskiden gelen bir tüketim alışkanlığının olmaması. Hindinin sadece yılbaşında yenen bir yiyecek olarak algılanması. Hindi etinin sağlıklı ve ekonomik oluşunun halka yeterince anlatılamaması. Tanıtım ve reklâm çalışmalarının yeterince yapılamaması. Günümüzde insan sağlığının ön planda olduğu beslenme yöntemleri öncelik kazanmış durumdadır. Hindi eti de düşük kolesterol ve bol protein ve az yağlı oluşu nedeniyle bu sağlıklı beslenme eğilimi içerisinde fazlasıyla yer alacaktır diye düşünüyoruz. Hindi eti sağlıklı, ekonomik ve çok yönlü kullanım özelliği ile dünyada olduğu gibi ülkemizde de gereken değere ulaşacaktır.

Hindi üreticisi firmalar olarak aranızda işbirliği

yapıyor musunuz?

2007 yılı başlarında o günlerde mevcut olan beş firma Hindi Üreticileri Platformunu kurduk. Platform çalışmalarına kalan 4 firma ile devam etmektedir. Platformun, “365 gün hindi” sloganı hindinin her gün ve her öğün yenebileceğini vurgulamak için kullanılmış güzel bir slogandır. 15 sene önce sadece yılbaşında tüketilen hindi eti bu gün yılın 12 ayında marketlerde bulunur hale gelmiştir. Hem de sadece karkas şeklinde değil, parça, füme, salam, sosis gibi şarküteri ürünleri, döner ve külbastı gibi hızlı pişirilen yemekler ve gulâş ve kavurma gibi hazır yemekler olarak çok çeşitli şekilde marketlerde yer alabilmektedir. Hindi eti 21. yüzyılın sağlıklı protein kaynağına mükemmel bir örnektir. Tüm dünyada üretim ve tüketimi artış kaydetmiştir. Bizim beklentimiz Türkiye’de de aynı artışın gerçekleşmesidir. Hem halkımızın daha sağlıklı beslenmesine hem de ülke ekonomisine katkıda bulunmuş olmak tüm sektörü mutlu edecektir.

Hindi üretimi kapasitenizi kullanabiliyor

musunuz?

Hindi eti üreten işletmelerin kurulu kapasiteleri halen gerçekleştirmekte oldukları üretimin üzerinde olduğundan yeni yatırımlar söz konusu değil. Ancak dünyadaki teknolojik gelişmeler takip edilip mevcut sisteme daha verimli ve daha hijyenik ortamlarda üretim yapabilmek için bir takım ilâveler gerçekleşmektedir. Bolca Hindi 2006 yılında yeni inşa etmiş olduğu kesimhane ve et işleme üniteleri AB normlarına göre tamamen yeni bir proje olarak gerçekleştiği için bu tip ilâve yatırımlara ihtiyacı yoktur. Tesis saatte 1.200 adet kesim kapasitesi ile 30 bin tona kadar üretime cevap verecek düzeydedir. Ancak ileri işlenmiş ürünlerin imalatı ile ilgili bir yatırım kısa vadede düşünülmektedir.

Sektörün beklentileri ve hedefleri neler?

İhracatta yaşanan teşvik sorunları, bürokratik engellerin aşılamaması, sürekli artan üretim maliyetleri ve gereğinden fazla arz nedeniyle kısa vadede çok hızlı bir düzelme beklenmemekte. Beklentimiz gereken tedbirlerin de bir an evvel alınmasıdır. Kısa vadeli hedeflerimiz, hindi etinin beslenmedeki önemini vurgulayarak tüketiciyi bilinçlendirmek ve bu sayede hindi eti tüketimini arttırmaktır. Uzun vadeli hedeflerimiz ise, hindi eti kullanım alanlarının genişletilmesi için tüketiciye dönük programlar yapmak, hindi eti üretimi ve tüketimi ile ilgili dış ülkelerdeki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip ederek platform üyeleri arasında tartışmak ve uygun olanları güncel üretimlerimizde uygulamaya almaktır. Hindi eti ihracat şansı çok yüksek bir üründür. Özellikle göğüs eti yurt dışında AB ülkelerinde Türkiye'deki fiyatların en az üç katı olarak seyretmektedir. Hindinin karkas üretimi parçalandığında 2/3 oranında da göğüs eti olduğu görülecektir. Bunun için bütün kanatlı sektörü olduğu gibi biz hindi üreticileri de ümidimiz ihracatta. Ancak AB henüz daha Türkiye ürünlerini birçok incelemeler yapmış olmasına rağmen ithal belgesi vermeyi geciktirmektedir. Bu belgenin kısa zamanda alınabilmesi hepimizin sevinç kaynağı olacaktır.

Kabuksuz kabak çekirdeği Türkiye’de

Bir de firmanızın Türkiye’ye getirdiği kabuksuz kabak çekirdeği var. Bu ürünün özelliği nedir?

Türkiye için yeni bir ürün olan kabuksuz kabak çekirdeğini, Avusturya’dan ithalatını gerçekleştirdik. En büyük özelliklerinin genleri ile oynanmamış bir tür olması ve çekirdeklerinin kabuksuz olmasıdır. Tabiî mutasyon sonucu çekirdeğinde kabuk bulunmayan bir kabak türü. Firmamız Bolu Kalite Yem Sanayi AŞ. bu ürünün Türkiye’ye standart tohum kaydını yaptırdı. Yasal işlemlerin tamamlandığımız kabuksuz kabak çekirdeğini “Naturol” markası altında üretime bu yıl başlandı. 4 yıldan beri sürdürdüğümüz yasallaştırma işlemlerinin sona ermesiyle bu yıl gerçek anlamda üretime başladık.

Kabuksuz kabak çekirdeği, yağlık bir çeşittir. % 44-45 yağ, % 32-33 protein ihtiva eder. Yağ soğuk servis, salata üstü kullanımı yanında, masaj yağı ve kozmetik alanlarında kullanılmaktadır. Çekirdekler ise çerez olarak ve fırın sanayiinde kullanılmaktadır. Kısaca bahsetmek gerekirse; Kabak çekirdeği erkeklerde idrar zorluğu ve prostat büyümesinin giderilmesine de yardımcı oluyor. Özellikle bu çeşit, bütün Avrupa’da prostat büyümesine etkisi kanıtlanmış bir çeşittir. E vitamini, selenyum ve çinko bakımından zengin olan kabak çekirdeği bağışıklık sisteminin güçlenmesi için iyi bir kaynaktır. Ayrıca kabak çekirdeğinden tenya ve kurt düşürücü olarak da faydalanılabilir. Kabak bitkisi, yurdumuzun serin bölgelerinde kolay yetişir ve toprağa gölge yapan bir bitki olduğu için iyi bir münavebe bitkisidir. Kendinden sonra gelen ürüne verim artışı sağlar. Organik tarıma kolay adapte olan bir bitki çeşididir. Yeterli üretim gerçekleştirildiğinde ihraç şansı, özellikle organik çekirdeğin ihraç şansı çok yüksek olduğundan, yurdumuzun birçok yöresinde sözleşmeli olarak üretimi gerçekleştirmek istiyoruz. Amacımız Bolu çiftçisine alternatif ürün kazandırmak....

22.10.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Röportaj

  (11.10.2010) - Yeni anayasa için temsilde adalet şart

  (04.10.2010) - 28 Şubat’ın ekonomimize yüklediği faturayı hâlâ ödemeye devam ediyoruz

  (27.09.2010) - Demokrasi dindarların katkısıyla gelişir

  (20.09.2010) - KEMALİSTLER SUÇLULARINI ADALETE TESLİM ETSİNLER

  (19.09.2010) - RİSALE-İ NUR’U ÖMER HALICI İLE TANIDIM

  (13.09.2010) - SAİD NURSî DE ÇAĞININ İHTİYAÇLARINA HİZMET VERMİŞTİR

  (11.09.2010) - Kur’ân sadece sevap olsun diye okunmaz

  (10.09.2010) - HAYAT KUR’ÂN’LA DEĞER KAZANIYOR

  (06.09.2010) - Öfkesine hakim insanlar Kur’ân’da üstün tutulan kişilerdir

  (04.09.2010) - Bediüzzaman Türkiye yollarında


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.