20 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Basından Seçmeler

Huylu huyundan vazgeçmez!

GK Başkanlığımız ilâmâşallah bir madde bağımlısı gibi!

Bir süreliğine dişini sıkıp çenesini tutabiliyor ama sonunda dayanamayıp yine üzerine vazîfe olmayan işlere burnunu sokmakdan kendini alakoyamıyor. Bu ibtilâ kendi “başkumandanı” olan Cumhurbaşkanı Sayın Gül’e laf yetiştirme hadsizliğinde bile ortaya çıkıyor. Sayın Gül’ün “Türkçe resmî dil olmaya devâm etmek şartıyla” Kürdce ve diğer mahallî dillerin “kültürel mîrâs olarak” korunması ve saygı görmesi yolundaki bir beyânı dahî GK’daki iflâh kabûl etmezleri galeyâna getirmeğe yetiyor ve “Başkumandan”a başkaldırma suçunu işlemelerine yolaçıyor.

“Demokratik” sıfatına lâyık her ülkede bunun karşılığı mes’ullerin derhâl görevlerinden azledilmesidir!

Ama Türkiye’de maalesef bir müeyyidesi yok! Daha doğrusu onu uygulayacak özgüven yok politikacılarda!

Oysa bu irâde mevcûd olsa o kendi dayatdıkları anayasaları bile çiğnemekden çekinmeyenlere sorulması gereken sualler sorulurdu!

Meselâ kendi yurddaşlarının dilini, kimliğini ve varlığını “hesab sorma” konusu yapanlardan; 25 Ekim 1985-19 Hazîran 2010 arası yedikleri tam 33 karakol baskınında verilen toplam 357 şehid Mehmedciğin hesâbı sorulabilirdi!

O Mehmedcikleri göz göre göre ölüme yollayan bâzı generallere hangi gerekçeyle madalya verildiği sorulabilirdi!

Meselâ “Heronlar”ın PKK’ya, yâni “bizimkiler” dedikleri tarafa fazla zâyiât verdirdiği için devreden çıkarılmasını isteyen subayların hesâbı sorulabilirdi!

23 Temmuz 1974’de Kıbrıs Harekâtı sürerken “Türk Uçakları” tarafından batırılan “Türk fırkateyni”nin hesâbı ve üstelik hayatda kalabilen altısı subay 42 bahriyelinin niçin bizzat bizim donanmamız tarafından değil de “Mevoot Yam” adlı bir İsrâil korveti tarafından kurtarıldığı sorulabilirdi!

“O mesele 36 yıl evveldi. Şimdi aklımızı başımıza topladık. Donanmayı düzeltdik.” diyenlere ise 13 Ekim 2010 günü Aden Körfezi’nde deniz haydutlarına karşı mücâdele eden filonun sancak gemisi olarak yola çıkan “Gökçeada” Fırkateyninin “bir sandala taarruz ederken” neden karaya oturduğu sorulabilirdi! Yâhut aynı donanmada nasıl olup da teğmenlerin amirallerini öldürme planları yapabildikleri sorulabilirdi!

Yâhut TSK’da “uşak ve hizmetçi” olarak kullanılan 231.000 Mehmedciğin ve bunlardan Silivri’de sanık paşaların papuçlarını temizlemek zorunda bırakılanların hesâbı da sorulabilirdi!

Velhâsıl görülüyor ki TSK dışarıdan müdâhale olmaksızın bizzat kendini ıslâh etme yeteneğine sâhib değildir! Zâten hiçbir müessese değildir! Hele o büyüklükdekiler hiç değildir!

Onun için de daha bir süre dişini sıkma sırası hâlâ “Millet”dedir!

Çünki onların kendilerine biçdiği “taraf” olma pozisyonu su götürür ama Millet’in “taraf” olma pozisyonu aslâ götürmez!

Yağmur Atsız, Star, 19 Aralık 2010

20.12.2010


CHP Kurultayı bana ‘moren’leri hatırlattı

(...) KEMAL Kılıçdaroğlu’nu dinlerken şunu düşündüm:

Kemal Bey bu daha önce binlerce kez tekrarlanmış laflarla ancak ‘kendisi kadar’ yenileyecektir CHP’yi.

CHP değişime aç gözüküyor ama bu değişim Türkiye’yi değiştirmeye pek yeteceğe benzemiyor doğrusu.

Geçenlerde iklimlerin değişimleriyle ilgili bir programda, büyük buzul kütlelerinin ortasına dev kayaların sıkıştığını, bunların buzullarla sürüklendiğini, sonra buzulların eriğini, su olduğunu ve o kayaların taş yığını olarak kaldığı anlatılıyordu.

O iri taş parçalarına moren deniyormuş.

Buzullarla sürüklenip sonra bir yerde takılıp kalan morenler, yüzyıllar içinde rüzgarın ve sıcaklığın etkisiyle parçalanıp toz haline gelip yok oluyormuş.

Dünya politikasına da, Türkiye’nin politikasına da bakınca da, son zamanlarda buzulların sür'atle eridiğini fark ediyoruz.

Her şey çok hızlı değişip eski anlamlarını yitirerek yeni anlamlar kazanıyor.

Ama Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını dinledikçe, “Buzullar eriyor, ama morenler moren olarak kalıyor” diye düşündüm.

Bu eski inanç, “Biz çok iyiyiz, biz çok iyi bir toplumuz, biz mükemmeliz ama bizi yönetenler her şeyi kötü yapıyor” söylemi, CHP’nin Genel Başkanı’nın kurultayda yaptığı konuşmanın ana fikri olursa, ben değişim için CHP’yi değil, zamanla rüzgârla güneşin morenleri toz etmesini beklemeyi tercih ederim.

Hem daha önce görmediğimiz bir şeyi görürüz..

Hem de bu, CHP’nin değişiminden daha çabuk gerçekleşir.

Sanem Altan, Vatan, 19 Aralık 2010

20.12.2010


Mevlânâ’yı anmak mı, anlamak mı?

ŞEB-İ Arus törenleri, Mevlana düşüncesinin tartışıldığı TV programları, internetteki sosyal paylaşım sitelerinde onun eserlerinden alıntılanan özlü sözler, hatta o sık tekrarlanan “ah, ne güzel söylemiş pir!” içlenmeleri... Hepsi bir uzaklığın ifadesi! Farkındasınız, değil mi? Onu andıkça bizden daha da uzaklaşıyor Mevlana!

***

Öyledir ! Bir inanç, düşünce ve eylem adamını anlamaya güç yetiremediğimizde ya da bu işimize gelmediğinde... Onu tartışmayız bile! Bu çok yorucu gelir. Sadece onu anarız! Övgüyle ve sık sık!

***

Mevlana bir “aşık”, şair ve mutasavvıf! Neredeyse her beyitinde, her satırında, her sözünde Kuran ayetlerine veya bir peygamber sözüne gönderme var. Tam da bu yüzden seküler Türk aydını ve Doğu’da “çıkış” arayan mistik Batılının yaptığı gibi Mevlana’dan modern bir filozof çıkarmak, hele onu bir “kişisel gelişim guru”su gibi kullanmak çok acıklı ve umarsız bir çaba!

***

Mevlana hâlâ yol gösteriyor! Doğru! Fakat törenlerle veya aforizmalarla ananlara değil, anlayanlara!

***

TV’de Şeb-i Arus üzerine bir sohbet programında sunucuyu Mevlevi konuşmacı şöyle uyarıyor: “Efendim, Konya’daki törenlere gösteri demeyelim, gösteri değil onlar, tören, daha doğrusu ayin” diyor. İlk bakışta, çok haklı bir itiraz! Fakat biraz daha düşününce... Yahu öyle ayin mi, olurmuş? Uslu, uslu... Seyircili... Devlet onaylı ve katılımlı... Yapmayın. Günahtır!

***

Hikmet kayıpsa eğer... Onu Twitter veya Facebok haberleşmelerimize boca ettiğimiz “özlü sözler”de bulamayız. Durun biraz!

(...)

Haşmet Babaoğlu, Sabah, 19 Aralık 2010

20.12.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.