11 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dizi Yazı

Yıkılan camiler yeniden yapılıyor

RECEP Bey, Agusta şehrinde daha önce cami olan ama Rus döneminde yıkılan bir caminin arsasını bize gösteriyor ve hamiyetli Müslümanlardan buraya cami yapmasını talep ettiklerini ifade ediyor. İHH mensubuVeysel Başar bey de konu ile ilgili belgeri alıp, bu talebi ilgililere ulaştıracağı sözünü veriyor.

HERKES BİR ‘TUĞLA/TAŞ’ GETİRSİN!

Akmescıd’de (Simferopol) küçük camiler var ve bunlar bilhassa Cuma ve bayram namazlarında ihtiyacı karşılamıyor. Kırımlı Müslümanlar buna çare olması için bir araziyi alıp cami yapmak istemişler. Bu talep devlet tarafından engellenmek istenmiş. Bunun üzerine bütün Müslüman Tatarlar bir araya gelip yürüyüş yapmışlar ve cami yapmak için kampanya başlatmışlar. Kampanyada “Her Müslüman bu arsaya bir taş/tuğla getirsin” diye çağrı yapılmış ve neticede binlerce ‘taş/tuğla’ toplanmış. Şu anda duvar gibi yığılan bu taş/tuğlalar yakın zamanda yapılması planlanan caminin inşaatında kullanılacak. Kırım Tatarlarının bu cesareti ve kararlılığı Ukrayna ve Rusya’ya her konuda geri adım attıracak seviyede.

BİR SÜTLAÇ, BİR BAKLAVA BİR DE OKLAVA!

Kiev’den İstanbul’a dönüş yolunda havalimanı yolu üzerinde (Harkovski yolu), sahibinin Adanalı olduğunu öğrendiğimiz “Bosfor Cafe”de öğle yemeği yedik. Ellerine sağlık, Türkiye’deki kaliteli lokantalardan ileride, geri değil. Müşterilerin çoğunluğunu Türkiye’den gidenlerin oluşturduğu bu lokantada çalışan Ukraynalılar da Türkçe biliyor. Yemek sonrası “Tatlı olarak ne istersiniz?” diye sorulunca, “Bir baklava, iki sütlaç ve bir de oklava” dedik. Türkçe bilen Ukraynalı garson, “Oklava nedir, bizde böyle bir tatlı yok” dedi. Biz de ‘oklava’nın ne olduğunu anlattık ve lâtife yaptığımızı söyledik...

YATAKLI TRENLE 13 SAAT

Simferopol’dekİ işlerimiz sona erince Başşehir Kiev’e geçmek istiyoruz. 900 km’lik yol için treni tercih etmenin en iyisi olduğu söylüyorlar, fakat bilet bulmakta zorlanıyoruz. Sağ olsunlar mihmandarlarımız bu konuda mahir. Trende görevli olanların dinlenmek için kullandıkları yerlerini satın alıyor ve 13 saat süren bir gece yolculuğu ile Simferopol’den Kiev’e hareket ediyoruz. Kiev’de bizi karşılayan arkadaşlarla kısa bir şehir turu yapıyoruz ve bir iki müzeyi geziyoruz.

YENİ HAVALİMANINI TÜRK FİRMALARI YAPIYOR

Kiev’e yapılan yeni havalimanını Türk firmaları yapıyor. Mevcut havalimanı çok küçük ve yetersiz. Yoğunluk da gözlenmiyor. Ama buna rağmen çok büyük bir yeni havalimanı yapılıyor. Her halde önümüzdeki yıllarda hem turizm hem de ticaret açısından büyük hamle yapmaya hazırlanıyorlar. Yoksa bu ölçüde büyük bir havalimanı niçin yapılsın?

VOLKAN GİBİ ŞAİR

Simferopol’e yakın bir köyde yaşayan (Mermer Köyü) şair Abdulcabbar Kandemir’i de bir vesile ile ziyaret ettik. Abdulcabbar Kandemir aynı zamanda kuvvetli bir şair. Hatta “Volkan” adlı bir de şiir kitabı basılmış. Ancak bu kitap Kril alfabesi ile yazıldığı için okuma imkânımız olmadı. “Şiir kitabınızın adı niçin Volkan?” diye sorduk. “Rus zülmüne karşı volkan gibi parlamaya hazırım” diye cevaplandırdı. Abdulcabbar Kandemir, Kırım Tatar Türklerinin sürgününü anlatan 300 dizelik bir ayrı bir şiir daha yazmış ve bunun sürgünde yaşanan bütün zulümleri göz önüne serdiğini söylüyor. Kendisi yaşamamış, ama sürgünü yaşayan büyüklerinden dinleyerek bütün yaşananları bu şiirle anlatmış...

TÜRKLER YAPAR, RUSLAR KAZANIR

FIKRA niyetiyle anlatılan bir hadise de şöyle: Ukrayna yöneticileri bir inşaat yaptırmak istediklerinde önce Türkleri çağırıp sorarmış: Kaç milyon dolara yaparsın? “Bir milyor dolar” cevabını alırlarmış. Sonra Japonları çağırıp aynı soruyu sorarlar ve “İki milyon dolar” cevabını alırlarmış. Ukraynalılar “Niçin fiyat yüksek?” diye sorarlarmış. Japonlar da, cevaben; “Bir milyon doları kendimize alır, bir milyon dolarla da bu inşaatı Türklere yaptırırız” derlermiş. Sıra Ruslara gelince Ruslar “Üç milyon dolara yaparız” der şöyle izah ederlermiş: “Bir milyonları size, bir milyon doları bize, bir milyon doları da Türklere verir ve inşaatı yaptırırız!” Hakikat payı var mı? bilmiyoruz, ama bunlar konuşulup anlatılıyor...

İHH’NIN KÜLTÜR MERKEZİ

İHH, Simferopol’de (Teselli Mahallesi) bir kültür merkezi yapmayı planlıyor. Bunun için inşaata da başlanmış. Ancak her yerde olduğu gibi Kırım’da da yaşanan kriz bu çalışmayı biraz geciktirmiş. Yapılan inceleme ve çalışmalardan sonra bu merkezin tamamlanması ve hizmete açılmasına hız verileceği de ifade edildi. Merkez tamamlandığında başta öğrenciler olmak üzere herkese hizmet vermeyi amaçlıyor.

KİEV DAHA AVRUPAî

Kiev, Ukrayna'nın diğer bölgelerine göre daha gelişmiş bir şehir. Etraf da temiz görünüyor. Başkanlık sarayının kapısına kadar gidebiliyoruz. Kievlilerin kendi inançlarına sahip çıktığı kanaati hasıl oluyor. Şehirde çok sayıda kilise var. Hatta, şehir parkındaki bir ‘heykel’in, kilise kulesinden daha yüksek olması tartışmaya sebep olmuş ve heykelin elindeki kılıç kesilmiş. Kilise kulesinden daha yüksek hiçbir şey istenmiyor Kiev’de...

ALİM İLE HASEN

KIRIM'DA bizi karşılayan mihmandarlarımızdan birinin adı Alim, diğerinin ise Hasen’di. Alim ve Hasen daha önce Türkiye’de bulunmuşlar. Biri öğrenci olarak biri de işçi olarak çalışmış. Dolayısı ile Türkiye’deki şartları da biliyorlar.

Beraber olduğumuz sürede bir lâtife olarak Alim’e; “Alimi mürşid koyun olmalı, kuş olmamalı. Koyun yavrusuna süt, kuş ise yavrusuna ‘kay’ verir” diye hitap ettik. Hasen’e de “Bazen olur hasen, ahsenden ahsen” dedik. İkisi de “Bunlar çok güzel sözler. Kim söylemiş?” diye merak ettiler. Bu vecizeler vesilesi ile Üstad Bediüzzaman’dan ve Risalei Nurlardan bahsetme imkânı da bulmuş olduk.

Rahmetle hatırladığımız bir Kırımlı: Yunus Kandim

YUNUS Kandim(ov) ile 1992’de tanışmıştık. Türkiye Yazarlar Birliği o yıl Bursa’da “Türçenin Uluslar Arası Şiir Şöleni” düzenlemişti ve Yunus Kandim de, Kırım’ı temsilen şiir şölenine katılan şairler arasındaydı. Şiir şöleni boyunca Yunus Kandim ile sohbetlerimiz oldu. Şiir şöleni sonrasında İstanbul’a dönünce kendisiyle özel röportaj yapma imkânı da bulmuştuk. Şiir şöleni notları Atilla Yargıcı imzasıyla Yeni Asya’da (8-11Haziran 1992) yayınlandı.

Bizim yaptığımız röportaj da Köprü dergisinin Temmuz-Ağustos 1992 tarihli (sayı 31-21) sayısında yayınlandı. O tarihten sonra Kırımlı kimi görsem Yunus Kandim’i soruyorduk. Geçen yıllarda elime geçen bir dergide Yunus Kandim’in vefat ettiğini öğrenmiş olduk. Kırım’a gidince de yine onu sordum. Görüştüğümüz hemen herkes onu tanıyor ve hayırla yad ediyorlar. Şair Abdulcabbar Kandemir de Yunus’u yakından tanıyan bir isim.

Bu vesile ile Yunus Kandim’in bir defa daha Rahmetle hatırlarken, 9 Haziran 1992 tarihli Yeni Asya’da yayınlanan “Ah Kırımım!” başlıklı şiirini aktarmak istiyorum:

Ah Kırım’ım!

Ah, Kırımım, ah, Kırımım,

Ah Kırımım, her mevsimin,

Öyle de bir güzeldir.

Her çiçeğin, her nefesin.

Kalbime bir cennettir.

Birbirini kovar gibi.

Koşuşurlar ırmaklar.

Duâ-elham okur gibi,

Çınlaşalar zambaklar.

Nelevşeler telmir, telmir.

Kulak asar sözlerime.

Yağmurların entir-tentir

(yalpa yalpa)

Basar menim izlerime.

Kalbim gibi sıcak yazın.

Yol kapatır kara kışın.

Altın cubbe giyer güzün.

Kervan gibi geçer, Canım.

Ah Kırımım, ah, Kırımım!

Benim doğmaz çal Kırımım!

Allah şaat, sana bakıp,

Toyalmayım, ah, Kırımım!

Toyalmayım, toyalmayım

Toyalmayım tanlarına,

(tanyerine)

Çöllerine, dağlarına.

Ah, Kırımım toyalmayım.

Kıpçağına, Oguzına,

Tatarına toyalmayım.

Toyalmayıp ketecegim.

Toyalmayıp Kırımım

(merhum) Yunus Kandimov

(Yeni Asya, 9 Haziran 1992)

SON

11.12.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Dizi Yazı

  (10.12.2010) - Risâle-i Nur’la süslenen vaaz

  (09.12.2010) - ŞEFİKA NİNE’NİN ANLATTIKLARI

  (18.09.2010) - ‘ADNAN MENDERES DİN KAHRAMANIDIR’

  (17.09.2010) - Zulmen idam edildi, rahmetle hatırlanıyor

  (15.08.2010) - Zor şartlarda da açıkça fikirlerimizi söyledik

  (14.08.2010) - 365 günlük kapama dönemi başlıyordu

  (13.08.2010) - Bugünkü anayasayı daha o günlerde tenkit ettik

  (12.08.2010) - Başörtüyü savunduk, kapatıldık

  (11.08.2010) - Evren’in sözüne tepki gösterdik

  (10.08.2010) - ‘Bu gücü nereden alıyorsunuz?’


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.