Mektubat - page 552

İkinci Mesele
eski hocanın sual ettiği üç meselenin izahatı risale-i
nur’un eczalarında vardır. Şimdilik icmalî bir işaret ede-
ceğiz.
Birinci suali:
Muhyiddin-i Arabî, Fahreddin-i râzî’ye
mektubunda demiş: “Allah’ı bilmek, varlığını bilmenin
gayrıdır.” Bu ne demektir? Maksat nedir de soruyor?
Ev ve l â
: ona okuduğun Yirmi İkinci sözün Mukadde-
mesinde tevhid-i hakikî ile tevhid-i zahirînin farkındaki
misal ve temsil, maksada işaret eder. otuz İkinci sözün
İkinci ve üçüncü Mevkıfları ve Makasıdları, o maksadı
izah eder.
Vesa n i yen
: Usulüddin imamları ve ulema-i ilm-i ke-
lâmın akaide dair ve vücud-i Vacibü’l-Vücud ve tevhid-i
İlâhîye dair beyanatları, Muhyiddin-i Arabî’nin nazarında
kâfi gelmediği için, ilm-i kelâmın imamlarından Fahred-
din-i râzî’ye öyle demiş.
evet, ilm-i kelâm vasıtasıyla kazanılan marifet-i İlâhi-
ye, marifet-i kâmile ve huzur-i tam vermiyor. kur’ân-ı
Mu’cizülbeyan’ın tarzında olduğu vakit, hem marifet-i
tammeyi verir, hem huzur-i etemmi kazandırır ki, inşaal-
lah, risale-i nur’un bütün eczaları, o kur’ân-ı Mu’cizül-
beyan’ın cadde-i nuranîsinde birer elektrik lâmbası hiz-
metini görüyorlar.
Hem, Muhyiddin-i Arabî’nin nazarına Fahreddin-i ra-
zî’nin ilm-i kelâm vasıtasıyla aldığı marifetullah ne kadar
akait:
akideler, inançlar.
beyanat:
açıklamalar, izahlar.
cadde-i nuranî:
nurlu, aydınlık
yol.
dair:
ait, ilgili.
ecza:
cüzler, parçalar, kısımlar.
evvelâ:
birinci olarak.
gayr:
ayrı, başka.
huzur-i etem:
kulun kendini her
yönüyle Allah’ın huzurunda bil-
mesi.
huzur-i tam:
kulun kendisini tam
olarak Allah’ın huzurunda hisset-
mesi.
icmalî:
kısaca, topluca, özet ola-
rak.
ilm-i kelâm:
Cenab-ı Hakkın zat
ve sıfatlarından, nübüvvet, haşir,
kader gibi imana ait meseleler-
den İslâmî esaslar dairesinde de-
lil ve bürhana dayalı olarak bah-
seden kelâm ilmi; usulüddin.
imam:
bir ilimde sözü delil kabul
edilebilecek derecede derin ve
geniş bilgi sahibi olan âlim.
inşaallah:
Allah’ın izniyle.
izah etmek:
açıklamak, açıkça
ortaya koymak.
izahat:
izahlar, açıklamalar.
kâfi:
yeterli.
kur’ân-ı Mu’cizülbeyan:
açıkla-
malarıyla akılları benzerini yap-
maktan âciz bırakan Kur’ân-ı Ke-
rîm.
makasıd:
maksatlar, gayeler.
maksat:
kastedilen, anlatılmak
istenilen şey, gaye.
marifet-i İlâhiye:
Allah’ı bilme ve
tanıma.
marifet-i kâmile:
noksansız, ek-
siksiz bilgi, ilim; Allah’ı tam
olarak tanıma ve bilme.
marifet-i tamme:
yeterli ve
mükemmel bilgi, ilim; Allah’ı
tam olarak tanıma ve bilme.
marifetullah:
Allah’ı tanıma,
anlama, bilme.
mesele:
cevabı istenen soru;
sorun, problem.
mevkıf:
bölüm, kısım.
misal:
örnek, numune.
mukaddeme:
ön söz, başlan-
gıç, giriş.
nazar:
bakış, görüş; fikir, dü-
şünce.
saniyen:
ikinci derecede.
sual:
soru.
temsil:
örnek, benzetme.
tevhid-i hakikî:
araştırarak,
delilleriyle Allah’ın varlığını
birliğini kabul etme.
tevhid-i İlâhiye:
Allah’ın birli-
ği.
tevhid-i zahirî:
araştırmadan,
delillerini bulmadan, yüzeysel
olarak “Allah’ın ortağı yok ve
bu kâinat Onun mülküdür”
şeklindeki imanî tasdik.
ulema-i ilm-i kelâm:
inanca
ait meselelerden İslâmî esas-
lar ve prensipler çerçevesinde
bahseden kelâm ilmi âlimleri.
usulüddin:
inanca ait mese-
lelerden İslâmî esaslar ve
prensipler çerçevesinde bah-
seden kelâm ilmi.
vasıta:
aracılık.
vücud-i Vacibü’l-Vücud:
var-
lığı zorunlu ve şart olan yok-
luğu düşünülemeyen, varlığı
zatî, ezelî, ebedî olup, varlığı
vücut tabakalarının en sağla-
mı, en kuvvetlisi, en esaslısı,
en mükemmeli olan Allah’ın
varlığı.
Y
irmi
a
lTıncı
m
ekTup
| 552 | Mektubat
1...,542,543,544,545,546,547,548,549,550,551 553,554,555,556,557,558,559,560,561,562,...1086
Powered by FlippingBook