Mektubat - page 768

Birkısmı
, sabıkan geçtiği gibi, ya hale, istiğraka, cez-
beye ve sekre mağlûp olup veya teklifi dinlemeyen veya
ihtiyarı işitmeyen lâtifelerin mahkûmu olup, daire-i şeri-
atın haricine çıkıyor. Fakat o çıkmak, ahkâm-ı şeriatı be-
ğenmemekten veya istememekten değil, belki mecburi-
yetle, ihtiyarsız terk ediyor.
Bu kısım ehl-i velâyet var. Hem mühim velîler bunla-
rın içinde muvakkaten bulunmuş. Hatta, bu neviden, de-
ğil yalnız daire-i şeriattan, belki daire-i İslâmiyet haricin-
de bulunduğunu bazı muhakkikîn-i evliya hükmetmişler.
Fakat bir şart ile: Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın
getirdiği ahkâmın hiçbirini tekzip etmemektir. Belki ya
düşünmüyor veya müteveccih olamıyor veyahut bilemi-
yor ve bilmiyor. Bilse, kabul etmese, olmaz.
İkincikısım
ise, tarikat ve hakikatin parlak ezvaklarına
kapılıp, mezakından çok yüksek olan hakaik-ı şeriatın
derece-i zevkine yetişemediği için, zevksiz, resmî bir şey
telâkki edip, ona karşı lâkayt kalır. git gide, şeriatı zahi-
rî bir kışır zanneder; bulduğu hakikati esas ve maksut te-
lâkki eder. “Ben onu buldum; o bana yeter” der, ah-
kâm-ı şeriata muhalif hareket eder. Bu kısımdan aklı ba-
şında olanlar mes’uldürler, sukut ediyorlar, belki kısmen
şeytana maskara oluyorlar.
Dördüncü Nükte:
ehl-i dalâlet ve bid’at fırkaların-
dan bir kısım zatlar, ümmet nazarında makbul oluyorlar.
Aynen onlar gibi zatlar var; zahirî hiçbir fark yokken üm-
met reddediyor. Bunda hayret ediyordum. Meselâ, Mu-
tezile mezhebinde zemahşerî gibi, İtizalde en mutaassıp
ahkâm:
emirler, hükümler.
ahkâm-ı şeriat:
dinin hükümleri,
esasları.
aleyhissalâtü vesselâm:
Allah’ın
salât ve selâmı onun üzerine ol-
sun.
aynen:
tıpkı tıpkısına.
cezbe:
ruhî heyecan, coşkunluk;
coşkunluktan kendinden geçme
hâli.
daire-i İslâmiyet:
İslâmiyet da-
iresi.
daire-i şeriat:
şeriat dairesi, Al-
lah’ın emir ve yasakları dairesi.
derece-i zevk:
zevk derecesi,
mertebesi.
ehl-i dalâlet ve bid’at:
dinin as-
lından olmadığı hâlde, sonradan
çıkan zararlı âdet ve uygulamala-
rı dine mal etmeye çalışan, doğru
ve hak yoldan sapmış olanlar.
ehl-i velâyet:
velî olanlar, Allah’ın
dostluğunu kazananlar.
ezvak:
zevkler, hazlar.
fırka:
grup.
hakaik-ı şeriat:
şeriata ait olan
gerçekler.
hakikat:
gerçek, doğru.
hâl:
durum, davranış, cezbe.
hariç:
dışında.
hükmetme:
karar verme.
ihtiyar:
seçme, irade, tercih.
istiğrak:
Allah aşkıyla dünyayı
unutup kendinden geçme.
İtizal:
bir din veya mezhepten
ayrılma.
kısmen:
bazı yönden.
kışır:
kabuk.
lâkayt kalmak:
kayıtsız, ilgisiz
kalmak.
mağlûp olma:
yenilen kimse.
mahkûm olmak:
hüküm giymek,
kötü bir duruma düşmeye mec-
bur olmak.
makbul:
geçerli, kabul gören.
maksut:
istenilen, hedeflenen
şey.
maskara:
gülünç.
mecburiyet:
zorunluluk.
meselâ:
örneğin.
mes’ul:
sorumlu, yükümlü.
mezak:
zevk alma, tat alma, da-
mak.
muhakkikîn-i evliya:
Allah’ın velî
kullarından gerçekleri araştıran
ve delilleriyle bilen âlimler.
muhalif:
karşıt, aykırı.
mutaassıp:
kendi tarafını aşırılık-
la tutan.
Mutezile:
Emevîler devrinde or-
taya çıkan, meseleleri sırf akılla
çözmeye çalışan, aklî esaslara
dayanarak kul fiilinin yaratıcı-
sıdır demekle kederi inkâr
yoluna giden bir düşünce,
inanç ekolü.
muvakkaten:
geçici olarak.
mühim:
önemli.
müteveccih:
yönelen, yönel-
me.
nazar:
bakış, görüş.
nevi:
çeşit, tür.
nükte:
ince manalı söz.
red:
reddetme.
resmî:
görev icabı; içten, sa-
mimî olmayan.
sabıkan:
az önce geçtiği gibi.
sekir:
kendinden geçiş, ma-
nevî sarhoşluk.
sukut etme:
düşme, alçalma.
şeriat:
Allah tarafından pey-
gamber vasıtasıyla bildirilen,
İlâhî emir ve yasaklara daya-
nan hükümlerin hepsi.
şeytan:
iblis.
tarikat:
tasavvuf adıyla Al-
lah’ı tanımaya ve iman esas-
larını inkişaf ettirerek insanı
manevî olgunluğa götüren
yol.
teklif:
Allah’ın, insanları emir
ve yasaklarına uygun hareket
etmekle sorumlu tutması.
tekzip etme:
yalanlama.
telâkki etme:
anlama, kabul
etme.
terk etme:
bırakma.
ümmet:
bütün Müslümanlar.
velî:
Allah’ın sevgisine, hima-
yesine kavuşmuş, ermiş kim-
seler.
zahiri:
görünürde, görünen,
dış.
zannetme:
sanma.
zat:
kişi, şahıs.
zevk:
manevî haz, his, duygu.
Y
irmi
d
okuzuncu
m
ekTup
| 768 | Mektubat
1...,758,759,760,761,762,763,764,765,766,767 769,770,771,772,773,774,775,776,777,778,...1086
Powered by FlippingBook