Sözler - page 124

o
ôr
în
an
h p
ø r
«n
f r
ƒn
µ r
dG o
óu
«° n
S n
ƒo
g …
p
ò s
dG p
Ö«
p
Ñn
?r
G n
?p
d
n
P n
?p
dƒ o
°Sn
Qn
h n
?p
ó r
Ñ n
Y
n
¤n
Y
p
ø r
«n
MÉn
æn
ér
dGho
Pn
h p
ør
«n
Jn
OÉn
© s
°ùdG o
án
?«°
p
Sn
hn
h p
ø r
jn
QGs
ódG o
IÉn
«n
Mn
h p
Ún
`
n
ŸÉ n
©r
dG
n
=
¤ n
Yn
h n
Ú
p
©n
ªr
Ln
G =
p
¬p
Ñr
ën
°Un
h
p
¬p
d
n
G
n
=
¤ n
Yn
h p
ø r
«n
?n
?s
ãdG o
?ƒo
°Sn
Qn
h
1
r
Ú
p
e
n
G n
Ú
p
?n
°Sr
ôo
ª r
dGn
h n
Ú
u
«p
Ñs
ædG n
øp
e
p
¬p
fGn
ƒr
Np
G
Alt›nc› Hakikat
Bab-› haflmet ve sermediyet olup, ism-i
Celîl
ve
Bâkî
cilvesidir.
Hiç mümkün müdür ki, bütün mevcudat› günefllerden,
a¤açlardan zerrelere kadar emirber nefer hükmünde
teshir ve idare eden bir haflmet-i rububiyet, flu misafirha-
ne-i dünyada muvakkat bir hayat geçiren periflan fânîler
üstünde dursun, sermedî, bâkî bir daire-i haflmet ve ebe-
dî, âlî bir medar-› rububiyeti icat etmesin?
Evet, flu kâinatta görünen mevsimlerin de¤iflmesi gibi
haflmetli icraat; ve seyyarat›n tayyaremisal hareketleri gi-
bi azametli harekât; ve arz› insana beflik, günefli halka
lâmba yapmak gibi dehfletli teshirat; ve ölmüfl, kurumufl
küre-i arz› diriltmek, süslendirmek gibi genifl tahvilât gös-
teriyor ki, perde arkas›nda böyle muazzam bir rububiyet
var, muhteflem bir saltanatla hükmediyor. Böyle bir sal-
tanat-› rububiyet, kendine lây›k bir raiyet ister ve flayes-
te bir mazhar ister.
ahiret:
öbür dünya.
Âl:
Peygamberimizin aile fertleri.
âlî:
yüce, yüksek, yüce.
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun, ka-
bul eyle!
arz:
yer, dünya.
Ashap:
Sahabeler.
azamet:
büyüklük, yücelik.
bab-› haflmet ve sermediyet:
Cenab-› Hakk›n ihtiflaml›l›¤› ve
sonsuz oluflu ile ilgili bölüm.
bâkî:
sürekli ve kal›c› olan.
cilve:
yans›ma.
cin:
lâtif cisimlerden ibaret bir ya-
rat›k.
daire-i haflmet:
gösterifllilik da-
iresi.
dehflet:
korkma, ürkme.
ebedî:
sonu olmayan, sürekli.
emirber:
er; emir eri.
fânî:
ölümlü.
habip:
sevgili.
hakikat:
gerçek.
harekât:
hareketler.
haflmet-i rububiyet:
Allah’›n bü-
tün varl›klar› terbiye ve idare edi-
cili¤inin büyüklü¤ü.
icat:
var etme, yaratma.
icraat:
ifller, uygulanan fleyler.
ins:
insan.
ism-i Celîl ve Bâkî:
Cenab-› Hak-
k›n Celîl ve Bâkî ismi.
küre-i arz:
dünya, yer küre.
lây›k:
yak›flan.
manevî:
manaya ait.
mazhar:
yans›ma ve görünme
yeri.
medar-› iftihar:
övünme sebebi.
medar-› rububiyet:
‹lâhî rububi-
yetin cereyan etti¤i yer.
mevcudat:
varl›klar.
misafirhane-i dünya:
dünya mi-
safirhanesi.
muazzam:
çok büyük.
muhteflem:
ihtiflaml›, görkemli.
muvakkat:
geçici.
nefer:
rütbesiz asker.
raiyet:
halk.
resul:
elçi, peygamber.
rububiyet:
rabl›k, ilâhl›k.
saadet:
mutluluk.
salât:
dua.
saltanat:
hükümdarl›k.
saltanat-› rububiyet:
kâinat› ter-
biye ve idare edici olan Allah’›n
saltanat›.
selâm:
bar›fl, esenlik, rahatl›k.
sermedî:
devaml›, sürekli.
sermediyet:
süreklilik.
seyyarat:
gezegenler.
flayeste:
lây›k.
tahvilât:
de¤iflmeler.
tayyare:
uçak.
teshir:
emri alt›na alma.
teshirat:
itaat ettirmeler.
vesile:
vas›ta.
zerre:
çok küçük parça.
1.
Rahman’›n dünya ve Cennetler dolusu salât ve selâm› onun üzerine olsun. Allah’›m! Kulun
ve resulün olan, iki cihan›n efendisi, iki âlemin medar-› iftihar›, iki dünyan›n hayat vesilesi,
dünya ve ahiret saadetinin sebebi, peygamberlik ve kulluk olmak üzere iki manevî kanad›n
sahibi, ins ve cinnin peygamberi olan Habibine, onun bütün âl ve ashab›na, kardeflleri olan
di¤er peygamber ve resullere salât ve selâm eyle. Âmin.
124 | SÖZLER
O
NUNCU
S
ÖZ
1...,114,115,116,117,118,119,120,121,122,123 125,126,127,128,129,130,131,132,133,134,...1482
Powered by FlippingBook