Sözler - page 127

•
Ü
ÇÜNCÜ
E
SAS
:
Hem, anlars›n ki, flu dünyadaki tezyi-
nat, yaln›z telezzüz veya tenezzüh için de¤il. Çünkü, bir
zaman lezzet verse, firak›yla birçok zaman elem verir.
Sana tatt›r›r, ifltihan› açar, fakat doyurmaz. Çünkü, ya
onun ömrü k›sa, ya senin ömrün k›sad›r; doymaya kâfi
de¤il. Demek, k›ymeti yüksek, müddeti k›sa olan flu tez-
yinat ibret içindir,
(HAfi‹YE 1)
flükür içindir, usul-ü daimîsine
teflvik içindir, baflka gayet ulvî gayeler içindir.
•
D
ÖRDÜNCÜ
E
SAS
:
Hem anlars›n ki, flu dünyadaki mü-
zeyyenat ise,
(HAfi‹YE 2)
Cennette ehl-i iman için rahmet-i
Rahman’la iddihar olunan nimetlerin numuneleri, suret-
leri hükmündedir.
SÖZLER | 127
O
NUNCU
S
ÖZ
harika-i sanat:
sanat harikas›.
hafliye:
dipnot, ek.
hikmet:
maksat, amaç.
hükmünde olma:
yerinde olma;
fleklinde, tarz›nda olma.
ibad:
kullar, ibadet edenler.
ibret:
ders alma, ders ç›karma.
iddihar:
biriktirme, depolama.
istidat:
kabiliyeti.
ifltiha:
istek, fazla istek, arzu.
kâfi:
yeter, yeterli.
lâtif:
yumuflak, hofl, güzel.
masnuat:
sanatla yap›lm›fl fleyler.
mu’cizat-› kudret:
kudret mu’ci-
zeleri.
murassaat:
de¤erli bir flekilde ya-
p›lm›fl varl›klar.
müddet:
zaman, süre.
münhas›r:
özel, s›n›rl›.
müteaddit:
birçok, türlü, çeflitli.
müzeyyenat:
süslenmifl fleyler,
süslü fleyler.
nazar:
bakma, bak›fl, göz atma.
netaic-i hayat:
hayat›n sonuçlar›,
neticeleri.
niam-› Cennet:
Cennet nimetleri.
nimet:
iyilik, ihsan, ba¤›fl.
numune:
örnek, misal.
Rahman-› Rahîm:
dünya ve ahi-
rette yaratt›klar›na sonsuz rah-
met, flefkat ve merhametiyle
muamele eden Allah.
rahmet:
ac›ma, merhamet etme.
rahmet-i Rahman:
Sonsuz mer-
hamet ve flefkat sahibi olan Al-
lah’›n rahmeti.
resmigeçit:
geçit töreni.
Sâni:
yapan, iflleyen, yaratan.
seriüzzeval:
h›zla göçüp giden,
çabuk yok olan.
Sultan-› Zülcelâl:
sonsuz, haflmet
ve büyüklük sahibi sultan olan
Allah.
suret:
görüntü, resim.
fiahid-i Ezelî:
ezelden ebede her
fleyi gören ve her fleye flahit olan
Cenab-› Hak.
flükür:
görülen bir iyili¤e karfl›l›k
hoflnutluk, memnunluk ve min-
nettarl›k ifade etme, teflekkür.
telezzüz:
lezzet, tad alma.
tenezzüh:
gezme, e¤lenme.
teflhir:
gösterme, sergileme.
teflvik:
yöneltmek.
tevehhüm etme:
kafada kurma,
kuruntuya kap›lma.
tezyinat:
süsler, süslemeler.
ulvî:
yüksek, yüce.
usul-ü daimî:
sürekli olan as›llar.
vücut:
varl›k, var olmak.
abesiyet:
faydas›z ve bofl ol-
ma.
an-› seyyale:
su gibi ak›p ge-
çen an.
arz etmek:
sunmak, takdim
etmek.
âsâr-› sanat:
sanat eserleri
as›l:
esas.
bilkuvve:
henüz ortaya ç›k-
madan önce potansiyel ola-
rak var olma, düflünce hâlin-
de.
bitamamiha:
tamamen.
dekaik-› sanat:
sanat›n ince-
likleri.
ehl-i dalâlet:
dinsiz, azg›n ve
sapk›n kimseler.
ehl-i iman:
Müslümanlar.
elem:
dert, üzüntü.
firak:
ayr›l›k, ayr›lma.
gayat-› vücut:
varl›k sebeple-
ri.
gaye:
maksat, hedef.
hâl:
durum.
HAfi‹YE 1:
Evet, madem her fleyin k›ymeti ve dekaik-› sanat› gayet yük-
sek ve güzel oldu¤u hâlde, müddeti k›sa, ömrü azd›r. Demek, o fleyler nu-
munelerdir, baflka fleylerin suretleri hükmündedirler. Ve madem müflteri-
lerin nazarlar›n› as›llar›na çeviriyorlar gibi bir vaziyet vard›r; öyle ise, el-
bette “fiu dünyadaki o çeflit tezyinat, bir Rahman-› Rahîm’in, rahmetiyle,
sevdi¤i ibad›na haz›rlad›¤› niam-› Cennetin numuneleridir” denilebilir ve
denilir ve öyledir.
HAfi‹YE 2:
Evet, her fleyin vücudunun müteaddit gayeleri ve hayat›n›n
müteaddit neticeleri vard›r. Ehl-i dalâletin tevehhüm ettikleri gibi, dünya-
ya, nefislerine bakan gayelere münhas›r de¤ildir; tâ, abesiyet ve hikmet-
sizlik içine girebilsin. Belki her fleyin gayat-› vücudu ve netaic-i hayat› üç
k›s›md›r:
Birincisi
ve en ulvîsi Sâniine bakar ki; o fleye takt›¤› harika-i sanat mu-
rassaat›n› fiahid-i Ezelî’nin nazar›na resmigeçit tarz›nda arz etmektir ki, o
nazara bir an-› seyyale yaflamak kâfi gelir. Belki, vücuda gelmeden, bil-
kuvve niyet hükmünde olan istidad› yine kâfidir. ‹flte, seriüzzeval lâtif mas-
nuat ve vücuda gelmeyen, yani sümbül vermeyen birer harika-i sanat
olan çekirdekler, tohumlar flu gayeyi bitamamiha verir. Faydas›zl›k ve
abesiyet onlara gelmez. Demek her fley, hayat›yla, vücuduyla Sâniinin
mu’cizat-› kudretini ve âsâr-› sanat›n› teflhir edip, Sultan-› Zülcelâl’in na-
zar›na arz etmek birinci gayesidir.
ċ
1...,117,118,119,120,121,122,123,124,125,126 128,129,130,131,132,133,134,135,136,137,...1482
Powered by FlippingBook