Sözler - page 162

hayat-› içtimaiyenin hüsnücereyan›n› temin eden, yaln›z
Cehennem fikridir. Yoksa, Cehennem endiflesi olmazsa,
1
p
Öp
dÉn
¨r
?p
d o
şr
µo
?r
n
G
kaidesiyle o sarhofl delikanl›lar, hevesatlar›
peflinde bîçare zay›flara, âcizlere dünyay› Cehenneme
çevireceklerdi. Ve yüksek insaniyeti, gayet süflî bir hay-
vaniyete döndüreceklerdi.
•
Dördüncü delil:
Nev-i beflerin hayat-› dünyeviye-
sinde en cemiyetli merkez ve en esasl› zemberek ve dün-
yevî saadet için bir Cennet, bir melce, bir tahassungâh
ise, aile hayat›d›r. Ve herkesin hanesi, küçük bir dünya-
s›d›r. Ve o hane ve aile hayat›n›n hayat› ve saadeti ise,
samimî ve ciddî ve vefadarâne hürmet ve hakikî ve flef-
katli ve fedakârâne merhamet ile olabilir. Ve bu hakikî
hürmet ve samimî merhamet ise, ebedî bir arkadafll›k ve
daimî bir refakat ve sermedî bir beraberlik ve hadsiz bir
zamanda ve hudutsuz bir hayatta birbiriyle pederâne,
ferzendâne, kardeflâne, arkadaflâne münasebetlerin bu-
lunmak fikriyle, akidesiyle olabilir.
Meselâ, der: “Bu haremim, ebedî bir âlemde, ebedî
bir hayatta daimî bir refika-i hayat›md›r. fiimdilik ihtiyar
ve çirkin olmufl ise de, zarar› yok. Çünkü, ebedî bir gü-
zelli¤i var; gelecek. Ve böyle daimî arkadafll›¤›n hat›r›
için, her bir fedakârl›¤› ve merhameti yapar›m” diyerek,
o ihtiyare kar›s›na, güzel bir huri gibi muhabbetle, flefkat-
le, merhametle mukabele edebilir. Yoksa k›sac›k, bir iki
saat sûrî bir refakatten sonra ebedî bir firak ve müfara-
kata u¤rayan arkadafll›k, elbette gayet sûrî ve muvakkat
ve esass›z, hayvan gibi bir rikkat-i cinsiye manas›nda ve
âciz:
güçsüz.
akide:
inanç.
âlem:
dünya.
arkadaflâne:
arkadaflças›na.
bîçare:
çaresiz, zavall›.
ciddî:
gerçek.
daimî:
devaml›.
dünyevî saadet:
dünya mutlulu-
¤u.
ebedî:
sonsuz, sonsuza dek.
fedakâr:
feda eden.
fedakârâne:
fedakârca.
ferzendâne:
o¤ula yak›flacak su-
rette.
firak:
ayr›l›k.
hadsiz:
s›n›rs›z.
hakikî:
gerçek.
hane:
ev.
harem:
kad›n efl.
hat›r:
sayg›.
hayat:
ömür, yaflay›fl.
hayat-› dünyeviye:
dünya haya-
t›.
hayvaniyet:
hayvanl›k.
hevesat:
hevesler, nefsin istek ve
arzular›.
hudutsuz:
s›n›rs›z.
huri:
Cennet güzeli.
hürmet:
sayg›.
hüsnücereyan:
güzel hareket.
ihtiyar:
yafll›.
ihtiyare:
yafll›, ihtiyar kad›n.
insaniyet:
insanl›k.
kaide:
prensip, kural.
kardeflâne:
kardeflçe.
melce:
s›¤›nak.
merhamet:
ac›mak, karfl›l›ks›z
flefkat, karfl›l›ks›z sevgi.
müfarakat:
ayr›l›k.
muhabbet:
sevgi.
mukabele:
karfl›l›k verme.
münasebet:
iliflki.
muvakkat:
geçici.
nev-i befler:
insano¤lu.
pederâne:
babaca.
refakat:
arkadafll›k.
refika-i hayat:
hayat arkadafl›.
rikkat-i cinsiye:
insan›n ken-
di cinsinden olana ac›mas›.
saadet:
mutluluk.
samimî:
içten, candan.
flefkat:
ac›yarak ve karfl›l›ks›z
merhamet muhabbet besle-
me.
sermedî:
devaml›, sürekli.
süflî:
afla¤›l›k.
sûrî:
gösteriflte, fleklî.
tahassungâh:
s›¤›nma yeri.
temin:
elde etme.
vefadarâne:
vefal› olarak.
zemberek:
hareketi sa¤layan
güç kayna¤›.
1. Galip olan hükmeder.
162 | SÖZLER
O
NUNCU
S
ÖZ
1...,152,153,154,155,156,157,158,159,160,161 163,164,165,166,167,168,169,170,171,172,...1482
Powered by FlippingBook