Sözler - page 512

tahripten ve nefse itimattan vazgeçse, isti¤far ederek
tam abd olsa, o vakit
1
m
äÉn
æ°n
ùn
M r
ºp
¡p
JÉn
Äu
«°n
S *G o
?u
ón
Ño
j
s›rr›na
mazhar olur. Ondaki nihayetsiz kabiliyet-i fler, nihayetsiz
kabiliyet-i hayra ink›lâp eder; ahsen-i takvim k›ymetini
al›r, âlây›illiyyine ç›kar.
‹flte, ey gafil insan! Bak, Cenab-› Hakk›n fazl›na ve ke-
remine! Seyyieyi bir iken bin yazmak, haseneyi bir yaz-
mak veya hiç yazmamak adalet oldu¤u hâlde; bir seyyi-
eyi bir yazar, bir haseneyi on, bazen yetmifl, bazen yedi
yüz, bazen yedi bin yazar. Hem, flu Nükteden anla ki, o
müthifl Cehenneme girmek ceza-i ameldir, ayn-› adldir;
fakat Cennete girmek, mahz-› fazld›r.
‹K‹NC‹ NÜKTE
‹nsanda iki vecih var: Birisi, enaniyet cihetinde flu ha-
yat-› dünyeviyeye naz›rd›r. Di¤eri, ubudiyet cihetinde ha-
yat-› ebediyeye bakar.
Evvelki vecih itibar›yla öyle bir bîçare mahlûktur ki,
sermayesi, yaln›z ihtiyardan bir fla’re (saç) gibi cüz’î bir
cüz-i ihtiyarî ve iktidardan zay›f bir kesb ve hayattan ça-
buk söner bir flule ve ömürden çabuk geçer bir müddet-
çik ve mevcudiyetten çabuk çürür küçük bir cisimdir. O
hâliyle beraber, kâinat›n tabakat›nda serilmifl hadsiz en-
va›n hesaps›z efrad›ndan nazik, zay›f bir fert olarak bulu-
nuyor.
‹kinci vecih itibar›yla ve bilhassa ubudiyete müteveccih
acz ve fakr cihetinde, pek büyük bir vüs’ati var, pek
abd:
kul.
acz:
zay›fl›k, güçsüzlük.
ahsen-i takvim:
insan›n en güzel
biçimde yarat›lmas›.
âlây›illiyyin:
en yüksek, en yüce
mertebe.
ayn-› adl:
adaletin tâ kendisi.
bîçare:
çaresiz.
bilhassa:
özellikle.
ceza-i amel:
yap›lan iflin cezas›.
cihet:
yön, özellik.
cisim:
madde, nesne.
cüz-i ihtiyarî:
insana verilen seç-
me hürriyeti.
cüz’î:
az.
efrat:
fertler.
enaniyet:
benlik, kendini be¤en-
me.
enva:
çeflitler, türler.
evvel:
önce.
fakr:
fakirlik.
fazl:
cömertlik ve ihsan.
fert:
birey, kifli.
gafil:
duyars›z, sorumsuz, gerçek-
lerden habersiz davranan kimse.
had:
s›n›r.
hâl:
durum.
hasene:
iyilik, sevap.
hayat-› dünyeviye:
dünya haya-
t›.
hayat-› ebediye:
ahiret hayat›.
iktidar:
bir fleyi. yapma güç ve
kuvvetine sahip olma.
ink›lâp:
de¤iflim, dönüflüm.
isti¤far:
af dileme, tevbe etme.
itibar:
de¤er.
itimat:
güvenme, dayanma.
kabiliyet-i hay›r:
hay›r iflleme
kabiliyeti.
kabiliyet-i fler:
kötülük iflleme
kabiliyeti.
kâinat:
âlem.
kerem:
ikram, ihsan.
kesb:
kazanç.
k›ymet:
de¤er.
mahlûk:
yarat›k.
mahz-› fazl:
iyilik ve ba¤›fl›n tâ
kendisi.
mazhar:
nail olma.
mevcudiyet:
varl›k.
müddet:
süre.
müteveccih:
yönelik.
müthifl:
korkunç.
naz›r:
bakan, yönelik.
nefis:
kendi, flah›s.
nihayetsiz:
sonsuz.
nükte:
ince ve derin mana.
ömür:
hayat süresi.
sermaye:
ana para.
seyyie:
kötülük, günah.
s›r:
hakikat.
fla’re:
saç.
flule:
alev.
tabakat:
tabakalar.
tahrip:
y›kma, bozma.
ubudiyet:
kulluk.
vakit:
zaman.
vecih:
yön; özellik.
vüs’at:
genifllik.
1.
Allah onlar›n kötülüklerini iyiliklere çevirir. (Furkan Suresi: 70.)
512 | SÖZLER
Y
‹RM‹
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
1...,502,503,504,505,506,507,508,509,510,511 513,514,515,516,517,518,519,520,521,522,...1482
Powered by FlippingBook