Tarihçe-i Hayat - page 347

‹htiyar Risalesinin
On Birinci Ricas›nda binler imanî ve
tevhidî bürhanlardan bir tek bürhan var. Numune için
ona bak›n›z, dikkat ediniz; davam do¤ru mudur, yanl›fl
m›d›r, anlars›n›z.
Hem, bu vatana ve bu millete ne kadar menfaatli ol-
du¤unu, numune için Risale-i Nur’un eczalar›ndan olan
‹ktisat Risalesi ve hastalara imandan gelen yirmi befl de-
val› Risale ve ihtiyarlara imandan gelen on üç rica ve te-
selli risaleleri bu mübarek milletin yar›s›ndan ziyade bir
yekûn teflkil eden fakirler, hastalar, ihtiyarlar taifelerine
gayet k›ymettar bir hazine-i servet ve tiryak ve ziyâ oldu-
¤unu insaf ile bakan herkes kabul eder kanaatindeyim.
Hem, vazife-i tahkikat›n›za yard›m için derim: Fihriste
Risalesi yirmi senelik risalelerimin bir k›sm›n›n fihristesi-
dir. ‹çindeki risalelerin bir k›sm›n›n as›llar› Dârülhikmet-
ten bafllar. Fihriste’deki numaralar, telif tertibiyle de¤il-
dirler. Meselâ, Yirmi ‹kinci Söz, Birinci Sözden daha ev-
vel telif edilmifl ve Yirmi ‹kinci Mektup, Birinci Mektup-
tan daha evvel yaz›lm›fl. Bunlar gibi çok var...
Salisen:
‹man ilminden ibaret olan Risale-i Nur ecza-
lar›, emniyet ve asayifli temin ve tesis ederler. Evet, gü-
zel seciyelerin ve iyi hasletlerin menfle ve menba› olan
iman, elbette emniyeti bozmaz, temin eder. ‹mans›zl›kt›r
ki, seciyesizli¤i ile emniyeti ihlâl eder.
Hem, bunu biliniz ki, yirmi-otuz sene evvel bir gazete
gördüm ki, ‹ngilizlerin bir müstemlekât naz›r› demifl:
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 347
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
tiyaç karfl›l›¤› olan fley.
menfle:
esas, kök, bir fleyin ç›kt›-
¤›, neflet etti¤i yer, beslenip yeti-
flilen yer.
meselâ:
misal olarak, flunun gibi,
söz gelifli, faraza.
mübarek:
hay›rl›, mutlu, kutlu,
u¤urlu.
müstemlekât naz›r›:
sömürge
bakan›, sömürgelerden sorumlu
bakan.
nümune:
örnek, misal, örnek ola-
rak gösterilen.
salisen:
üçüncü olarak.
seciye:
yarat›l›fl, huy, tabiat, ka-
rakter, cibilliyet.
taife:
bölük, tak›m, güruh, f›rka.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
temîn:
sa¤lama.
tertip:
s›ra, dize, düzen.
teselli:
avutma, ac›s›n› dindirme,
güzel sözler söyleyerek rahatlat-
ma.
tesis:
kurma, meydana getirme.
teflkil:
vücut verme, meydana
getirme, yapma.
tevhidî:
tevhide dair, tevhitle ilgi-
li.
tiryak:
en iyi çare, bafl ilâç.
vatan:
bir kimsenin do¤up büyü-
dü¤ü yer, üzerinde yaflan›lan ül-
ke, yurt.
vazife-i tahkikat:
gerçe¤i araflt›r-
ma vazifesi, inceleme vazifesi.
yekûn:
toplam, tutar.
ziya:
›fl›k, ayd›nl›k, nur, parlakl›k.
ziyade:
çok, fazla, art›k.
asayifl:
rahat, huzur.
bürhan:
delil, ispat, tan›k,
hüccet.
dava:
takip edilen fikir, iddia,
ülkü.
deva:
ilâç, çare, tedbir.
ecza:
cüz’ler, parçalar, k›s›m-
lar.
elbette:
kesinlikle, mutlaka,
flüphesiz.
emniyet:
eminlik, güvenlik,
korkusuzluk.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangݍ.
fakir:
muhtaç, düflkün, yok-
sul.
fihriste:
bir kitapta veya bir
dükkânda bulunan fleyleri s›-
rayla gösteren liste.
gayet:
çok, fazla, son derece.
haslet:
güzel huy, iyi özellik.
hazine-i servet:
zenginlik ha-
zinesi.
ibaret:
meydana gelen, olu-
flan, müteflekkil.
ihlâl:
bozma, sakatlama, sa¤-
laml›¤›na zarar verme.
ihtiyar:
yafllanm›fl kimse,
yafll›.
ilim:
bilme, bilifl, bilgi.
iman:
inanma, inanç, itikat,
tasdik.
imanî:
imana ait olan, imana
dair olan, imanla ilgili.
insaf:
adaleti ve hakk› düflü-
nerek davranma.
kanaat:
görüfl, fikir.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli,
pahal›.
menba:
kaynak, her hangi bir
fleyin ç›kt›¤› yer.
menfaat:
fayda, kâr, gelir, ih-
1...,337,338,339,340,341,342,343,344,345,346 348,349,350,351,352,353,354,355,356,357,...1390
Powered by FlippingBook