Tarihçe-i Hayat - page 384

bir suç teflkil etse de, yaln›z beni mes’ul eden bir madde
yüzünden, yirmi kadar masum ve bîgünah kimseleri ço-
luk çocu¤undan, iflinden al›koyup hapiste periflan et-
mek, elbette adliyenin nazar-› adaletine uygun gelmez.
Benimle edna bir temas› bulunan çok bîçare masum-
lar, tevkif ile mühim zararlara duçar oldular.
fiark hâdisesi münasebetiyle nefyedilmem, iddiana-
mede ifltiraki ihsas etti¤i cihetle cevap veriyorum ki: Hü-
kûmetin dosyalar›nda, benim künyem alt›nda hiçbir mefl-
ruhat yoktur. S›rf ihtiyat yüzünden nefyedildi¤im, hükû-
metçe sabit olmufltur. Ben, o zaman da, flimdiki gibi
münzevi yafl›yordum. Bir da¤›n ma¤aras›nda, bir hizmet-
çiyle yaln›z otururken, beni tutup, on sene bilâsebep,
müracaat etmedi¤im için, dokuz sene bir köyde, bir se-
ne de Isparta’da ikamete mahkûm edip, âhirinde bu mu-
sibete giriftar ettiler.
@
adliye:
mahkeme, yarg›lama iflle-
riyle u¤raflan daire.
ahir:
son, sonraki, en sonra.
bîçare:
çaresiz, zavall›, flaflk›n.
bîgünah:
günahs›z.
bilâsebep:
sebepsiz.
cihet:
sebep, vesile, mucip, baha-
ne.
duçar:
tutulmufl, u¤ram›fl, yaka-
lanm›fl.
edna:
az, pek az.
elbette:
kesinlikle, mutlaka, flüp-
hesiz.
giriftar:
tutulmufl, yakalanm›fl.
hâdise:
vak›a, olay, ilk defa olan,
meydana ç›kan hâl.
hükümet:
devlet.
iddianame:
iddia yaz›s›, savc›n›n
bir dava konusundaki iddialar›n›
toplam›fl oldu¤u, isnat etti¤i suç
ve delilleri de içine alan yaz›s›.
ihsas:
hissettirme, sezdirme, üstü
kapal› olarak dile getirme, aç›k-
tan söylememe, duyurulma.
ihtiyat:
ileriyi düflünme, ilerisini
düflünerek davranma, gelece¤i
düflünerek tedbirli hareket etme.
ikamet:
oturma, bir yerde kalma.
künye:
bir kimsenin ad›, soyad›,
384 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
do¤umu, ülkesi, mesle¤i gibi
özelliklerini gösteren kay›t.
mahkûm:
mecbur.
masum:
suçsuz, kabahatsiz,
günahs›z.
mes’ul:
yapt›¤› ifllerden he-
sap vermeye mecbur olan,
sorumlu.
meflruhat:
aç›klamalar, izah-
lar, flerhler.
musibet:
felâket, belâ, ans›-
z›n gelen belâ, dert, s›k›nt›.
mühim:
önemli, ehemmiyet-
li.
münasebet:
vesile, rab›ta,
ba¤.
münzevi:
köflesine çekilip
kimseyle görüflmeyen, her-
kesten uzaklafl›p yaln›z yafla-
yan.
müracaat:
baflvurma, dan›fl-
ma.
nazar-› adalet:
adalet terazi-
si, kefesi.
nefy:
sürme, sürgün etme,
cezaland›rarak baflka bir yer-
de ikamet etmeye mecbur
etme.
periflan:
ac›nacak hâlde bulu-
nan, derbeder.
sabit:
ispat edilmifl, ispatlan-
m›fl.
s›rf:
yaln›z, sadece, tamamen.
flark:
do¤u.
temas:
irtibat, görüflme.
teflkil:
vücut verme, meyda-
na getirme, yapma.
tevkif:
cezaî tahkikat s›ras›n-
da, zanl›n›n mahkeme karar›-
na kadar geçici olarak hapse-
dilmesi.
1...,374,375,376,377,378,379,380,381,382,383 385,386,387,388,389,390,391,392,393,394,...1390
Powered by FlippingBook