Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Siyasetten korkmak

DYP lideri Mehmet Ağar’ın PKK’lılara yönelik “dağda silah tutmak yerine ovada siyaset yapmak” önerisi tek başına Kürt sorununa yeni bir soluk getirdi. Bu soluk, bir nebze de olsa niyetlerini farklı kelimelerin örtüsü altına gizlemeye çalışanları deşifre etti.

Bu örtü siyasete karşı duyulan korkuyu da gizliyor. Sorunların her zaman bir de “siyasî çözüm”ü vardır ve bu çözüm hiçbir zaman tek değildir. Siyasî çözümlerin peşinen sahip olduğu avantaj, halkı çözüme dahil etmesidir. Gücünü ve yetkisini doğrudan halktan alan siyasetçi halkı çözümün içine taşıyarak sağlıklı ve kalıcı çözümlere imza atar. Siyasî çözümü bir kategori olarak reddetmek, bir korku halidir. En büyük korku, Latin Amerika ülkelerinde görüldüğü üzere ayrıcalıklarla ve silahlarla donatılmış kurumların güç ve itibar kaybına uğrama korkusudur.

Asker, siyasetten başka hiçbir şeyden korkmaz. Kesin kuralların ve keskin bir hiyerarşinin bulunduğu yerde, zengin alternatiflerin dünyasına girmek, kuralı ve sınırları olmayan bir işle uğraşmak demektir. Askerlere siyaset yasağı, demokratik bir prensip olmanın ötesinde, askerleri beceriksiz ve başarısız duruma düşecekleri bir işle meşgul etmemek içindir.

(...)

Etkisiz kılmayı, yok etmeyi hedef alan askerî çözüm, siyasetin tükendiği yerde devreye girer. Siyasî çözümü peşinen reddetmek silahı tek çözüm olarak sunmak demektir. Siz siyaseti reddederek silahı tek çözüm olarak kabul ediyorsanız o zaman karşı tarafın terörünü de meşrulaştırmış olursunuz. “Bize başka çare bırakmadılar!” diyecektir silahı eline alan. Şiddete dayalı çözümleri tek çözüm olarak kabul eden devlet, kendi vatandaşları nezdinde meşruiyetini kaybeder. Baykal’ın yaptığı gibi “dağda terörü yapanla ovada siyaseti yapanı” aynı kefeye koyan siyasetçi de teröre meşrû bir gerekçe sunmuş olur.

Kürt Sorunu yeni bir evreye girdi. Bu evre “şiddetin mantığını ve gerekçelerini” tüketmesi anlamına geliyor. Bu sadece PKK terörünün değil, devlet katındaki “askerî çözüm”ün de tükenmesi demek. Türkiye’de “çözüm”ü devlete havale ederek “askerî çözüm”e teslim olarak “düşünmeme lüksü”nü yaşayanların da yeniden düşünmeye başlamaları gerekiyor.

Zaman, 19.10.2006

Mümtaz’er TÜRKÖNE

20.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Mehmet Ağar!

  ‘Dar alanda’ siyaset yapmak!

  Hiç aklıma gelmezdi!

  Önce haberi çıktı, sonra heykel kırıldı

  Siyasetten korkmak

  Anayasa ve toplumun özgürleşmesi


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004