Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Tataristan’ın özerkliğine sınırlama

Rus parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi’nin, Tataristan’ın özerklik haklarına sınırlama getirme yönünde karar alması, ülkede yeni tartışmalara yol açtı. Rusya’nın saygın ekonomi gazetelerinden Kommersant, birinci sayfadan verdiği haberde, Federasyon Konseyi’nin yaptığı oturumda Tataristan’ın özerkliğiyle ilgili Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından sunulan tasarıyı kabul etmeyerek, bir ilke imza attığını duyurdu.

Haberde, Putin tarafından 2 yıl önce sunulan ve Tataristan’a geniş özerklik kazandıracak tasarının reddedilmesinin, Çeçenistan dahil, Rusya’nın diğer bölgelerinin de özel statü alamayacağı anlamına geldiği ifade edildi. Rusya Devlet Başkanlığı Baş Hukuk Yönetimi, Dışişleri Bakanlığı, Federal Güvenlik Konseyi, Federal Koruma Servisi ve Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’nın kabul ettiği, Putin’in de onayladığı ve Federasyon Konseyi’ne sunduğu tasarının oylanması öncesinde konseyin 4 değişik komitesi aleyhte görüş bildirdi.

Kommersant, tasarının geri çevrilmesinin nedenleri olarak, şunları sıraladı:

“Uluslararası ve dış ekonomik ilişkiler kurulması serbestliği, Tataristan’ın kendisini demokratik hukuk devleti ilan etmesi, milli pasaport verilmesi, Tataristan Devlet Başkanının çok iyi Tatarca konuşması şartı getirilmesi gibi talepler Rus senatörlerin hoşuna gitmedi.” Gazete, Federasyon Konseyi Başkanı Sergey Mironov’un konuyla ilgili yaptığı açıklamada, anlaşmayı onaylayan Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’nın milletvekillerini ve Tataristan yönetimini bölücülükle suçladığını kaydetti. Haberde, “Federasyon Konseyi senatörleri bu anlaşmanın Rusya’nın toprak bütünlüğünü ve ülkenin yönetim sistemini bozduğunu belirttiler. Tatar senatörlerin tüm ikna çabalarına rağmen, 121 senatörden sadece 13’ü bu anlaşmanın kabul edilmesi lehinde oy kullandı” denildi. Tataristan’a geniş özerklik tanıyan tasarı, Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’ya geri gönderilecek ve burada yeniden oylamaya sunulacak. Duma’daki milletvekillerinin üçte ikisinin tasarı lehinde oy kullanması halinde Federasyon

Konseyi kararı veto edilerek, yasanın kabul edilmesi sağlanacak. Kommersant, Duma’daki milletvekillerinin Federasyon Konseyi kararını devre dışı bırakacak bir karar almayacağını belirterek, “En iyimser ihtimalle Tataristan ile tamamen yeni bir anlaşma imzalanacak” görüşüne yer verdi. Tataristan, 1993 yılında Moskova ile anlaşma imzalayarak, Rusya’nın diğer bölgelerine kıyasla daha imtiyazlı haklara sahip oldu.

Bu anlaşmaya göre, Tataristan’ın bütçe için vergi ödememe hakkı bulunuyordu. Ancak Putin’in iktidara gelmesinden sonra Tataristan’ın özel statüsü de değişti. Rusya Başsavcılığının baskısıyla önce Tataristan Anayasası değişti, ardından Moskova ile 1993 yılında imzalanan anlaşmada değişikliklikler yapıldı.

/ MOSKOVA

23.02.2007


 

Cheney’e Demokrat öfke büyüyor

ABD’de Beyaz Saray ile Temsilciler Meclisi arasındaki ilişkiler, Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin açıklamasıyla iyice gerildi.

Demokratların çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi’nin Başkanı Nancy Pelosi, Cheney’nin, “Irak’taki asker sayısının artırılmasını engellemeye yönelik çabaların, El Kaide’ye güç kattığını” ileri sürmesinin ardından sert açıklamalarda bulundu. Pelosi, Cheney’nin açıklamalarından duyduğu rahatsızlığı iletmek üzere Başkan George Bush ile konuşmak istediğini ancak kendisine ulaşamadığını belirterek, “Umarım Başkan, yardımcısının açıklamalarını onaylamaz ve bu açıklamalardan uzak durur’” dedi.

Pelosi, “ABD başkanı olarak savaş zamanında, fikir farklılıklarından memnuniyet duyduğunuzu söyleyemez ve başkan yardımcısı olarak da ülke dışına çıkıp Temsilciler Meclisi’nin başkanını, ülkemizin güveliğinine karşı bir tutum sergilemekle suçlayamazsınız” diye konuştu.

Cheney, Tokyo’da verdiği bir demeçte, Pelosi’yi, Bush’un Irak savaşı için talep ettiği 93 milyar dolarlık ek bütçeye kısıtlama getirme ve böylece Irak’a ek kuvvet gönderme ihtimalini sıfıra indirme planları nedeniyle eleştirmişti. Başkan Yardımcısı Cheney, “Pelosi ve Kongre üyesi Murtha’nın isteklerini yerine getirmekle El Kaide’nin stratejisini onaylamış oluruz. El Kaide stratejisi, Amerikan halkının iradesini kırmak, bizi eve geri göndererek, pes ettiğimiz için savaşı kazanmaktır” demişti.

/ WASHINGTON

23.02.2007


 

Blair: İran’a saldırı yok

İngiltere Başbakanı Tony Blair, İran’a saldırı planı bulunmadığını söyledi. Blair, BBC radyosuna verdiği demeçte, Tahran’ın nükleer programıyla ilgili olarak Batı ile arasındaki soruna diplomatik yollardan çözüm bulmanın “en uygun ve akıllıca” yol olacağını belirtti.

Tony Blair, “İran, Irak değil. Bildiğim kadarıyla şu ana kadar İran’a saldırmak için bir plan bulunmuyor. Soruna diplomatik ve siyasî çözüm bulmak için çalışılıyor, çünkü bu en uygun ve akıllıca yol” dedi.

Öte yandan Blair, Irak’taki askerlerinden 1600’ünü çekeceklerini açıklamasından bir gün sonra ise “gerekirse tekrar asker yollayabileceklerini” söyledi. Blair, “Herhangi bir şartta geri dönmemiz gerekirse bunu yaparız” dedi.Tony Blair, Irak’taki “korkunç” güvenlik şartları konusunda hiçbir sorumluluk taşımadığını ve bunun için özür dilemeyeceğini de ifade etti.

/ LONDRA

23.02.2007


 

Ortadoğu Dörtlüsünde Filistin’e yumuşama

Filistin’de kurulacak birlik hükümeti öncesinde istifa eden hükümetin sözcüsü Gazi Hamad, Orta Doğu Dörtlüsü’nün tavrında “olumlu değişiklik” gördüklerini açıkladı.

Hamad, yaptığı yazılı açıklamada, dün Berlin’deki toplantıda, yaptırımlar uygulamadan önce birlik hükümetinin kurulmasını beklemeye karar veren Orta Doğu Dörtlüsü’nün açıklamasını olumlu değerlendirdiklerini belirterek, “Tavırlarında, işbirliği için perspektiflere imkan tanıyacak bir değişim olduğunu düşünüyoruz” ifadesine yer verdi. Orta Doğu Dörtlüsü’nün Filistin’de bir birlik hükümetinin kurulmasına desteğinin, boykot ve ambargo sözlerine başvurulmamasının tavır değişikliği oluşturduğunu ifade eden Hamad, “Bunun tam bir işbirliğiyle sonuçlanmasını umuyoruz” açıklamasında bulundu. AB, ABD, Rusya ve BM’den oluşan Orta Doğu Dörtlüsü, Berlin’deki toplantıda mevcut hükümete uygulanan yaptırımların kaldırılması ya da devamı için karar vermeden önce birlik hükümetinin kurulmasını bekleyeceğini açıklamıştı. Orta Doğu Dörtlüsü, Hamas’ın hükümeti kurmasından bu yana Filistin hükümetine diplomatik boykot uyguluyor.

/ GAZZE

23.02.2007


 

“Suriye birlikleri İsrail sınırında’

Haaretz gazetesi, İran’ın yardımıyla bir silahlanma yarışına girdiğini iddia ettiği Suriye’nin ordusunun İsrail sınırına doğru bir hareketlilik içinde olduğunu yazdı.

Gazetede manşetten verilen ve savunma muhabiri Zeev Schiff imzalı haberde, “Suriye ordusu, son zamanlarda İran’ın da mali yardımıyla eşi benzeri görülmedik biçimde güçlendi. Bu silahlanma yarışında, uzun menzilli roketler ve füzeler ön planda” iddiasına yer verildi. Savunma muhabiri, Suriye birliklerinin Golan sınırı yakınlarına konuşlanmak amacıyla hareketlilik içinde olduğunu ileri sürerken hareketliliği, Ekim 1973’teki İsrail-Arap Savaşı sırasında bu cephedeki hareketliliğe benzetti. İsrail ordusunun Suriye’den ilhak edilen Golan Tepeleri’nde son 5 yılın en büyük askeri tatbikatını yaptığı bildirilmiş, İsrail Savunma Bakanı Amir Peretz ise tatbikatın, Suriye ile olası bir çatışmayla alakasının olmadığını söylemişti. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın müzakere teklifini reddeden İsrail ile Suriye arasında 2000 yılından bu yana görüşme yapılmıyor. Şam, 1967’de İsrail tarafından ele geçirilip 1981’de de ilhak edilen Golan Tepeleri’ni istiyor. Bölgede 15 binden fazla İsrailli yaşıyor.

/ KUDÜS

23.02.2007


 

‘İran diplomatik kıskaçta’

ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Nicholas Burns, uranyum zenginleştirme çalışmalarını durdurmayan İran’ın “diplomatik kıskaçta” olduğunu söyledi.

Burns Washington’da yaptığı açıklamada, ‘’yalnızca bir avuç ülkenin’’ İran’ı, BM Güvenlik Konseyinin uranyum zenginleştirme çalışmalarını durdurması isteğine muhalefeti için desteklediğini savundu. Dışişleri Bakanı Yardımcısı, İran’ın “diplomatik kıskaçta” olduğunu belirterek bunun İran’ı tartışmalı nükleer programı üzerinde görüşmelere yeniden başlamaya zorlayabileceğini ifade etti.

İran’ın ekonomik baskıyı da hissetmeye başladığını belirten Burns, Avrupa’dan İran’a gelen ihracat kredilerinde büyük düşüş olduğunu kaydetti.

/ VİYANA

23.02.2007


 

Hindistan da Mescid-i Aksa için endişeli

Hindistan Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Kudüs’te Mescid-i Aksa etrafında yaptığı kazı çalışmalarından endişeli olduklarını açıklandı.

Dışişleri Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Hindistan’ın tarihi şehir Kudüs’te kazının yapıldığı yerler dahil birçok bölgelerin tek tanrılı din mensuplarında kutsallığa sahip yerler olduğu dile getirilerek barış, huzur ve kutsal değerlerin korunması gerektiği dile getirildi. Bakanlıktan yapılan bir diğer açıklamada da, Hindistan’ın her zaman tam bağımsız, kesin sınırlarla oluşmuş bir Filistin devletinin kurulmasını desteklediğine vurgu yapıldı.

/ YENİ DELHİ

23.02.2007


 

Hindistan’dan İran’a nükleer yasak

Hindistan’ın, İran’a, nükleer programında kullanabileceği malların ihracatını yasakladığı bildirildi. BBC’nin haberine göre, Hintli ticaret yetkilileri, bu yasağın, uranyum zenginleştirilmesinde kullanılabilecek herhangi bir şeyin İran’a doğrudan ya da dolaylı ihraç edilmesini önleyeceğini kaydetti.

Bu yasağın, BM Güvenlik Konseyi’nde geçen yıl alınan karara uygun olduğu belirtildi. Bu açıklamanın, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) Tahran’la ilgili raporunu açıklamasından saatler önce yapılmasına da dikkat çekildi. İran, Pakistan ve Hindistan, geçen ay, İran gazının 7 milyar dolarlık boru hattıyla taşınması için bir fiyat formülü üzerinde anlaşmıştı. 2,600 kilometre uzunluğundaki boru hattıyla ilgili 1994’te başlanan görüşmeler, anlaşmazlıklar yüzünden tamamlanamamıştı.

/ ANKARA

23.02.2007


 

Apple ile Cisco, iPhone’da uzlaştı

Dünyanın önde gelen bilgisayar şirketi Apple ile network ve iletişim sistemleri üzerinde çalışan Cisco, “iPhone” ismi üzerinde uzlaştı.

İki şirket de iPhone ismini ürünleri için kullanabilecek. Apple, iPhone isimli cep telefonunu çıkarmasının ardından Cisco ile ürün ismi sebebiyle mahkemelik olmuştu. Cisco, iPhone isminin kendisine ait olduğunu belirterek Apple’i mahkemeye vermişti. Daha sonra iki şirket, karşılıklı anlaşma sağlamak için görüşmeleri uzatma kararı vermişti. Bu görüşmelerin sonunda Apple ile Cisco anlaşmaya vardı. İki şirket yaptığı ortak açıklamada, iPhone ismini ürünleri için kullanmaya karar verdiklerini belirtti.

/ NEWYORK

23.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004