Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Bu faizlerle mortgage zor

İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, kamuoyunda Mortgage (Tutsat) olarak bilinen ve yasalaşan konut finansman sisteminin, ‘’bu reel faiz oranlarıyla’’ başarılı olamayacağını savundu. Demirtaş, ‘’Mortgage kredilerinde faizleri yüzde 10’un altına düşmezse, bu imkândan sadece üst gelir grupları yararlanabilecek gibi görülüyor’’ dedi.

Bunun için yüzde 4 olarak belirlenen enflasyon hedefinin, gerçekleşeceğinden piyasaların emin olması gerektiğine işaret den Demirtaş, ‘’Aksi takdirde Merkez Bankası tarafından faizlerin indirilmeyeceği ve herkesin yararlanamayacağı anlaşılıyor.

/ İZMİR

23.02.2007


 

Mortgage zengine yarayacak

Konut sektörüyle ilgili yetkilileri, mortgage (tutsat) olarak bilinen konut finansman sisteminin bu reel faizle başarılı olamayacağını belirterek, tek maaşlı memur ve işçilerin ev alamayacağı sistemden yüksek gelirlilerin yararlanacağını söylediler.

Yetkililer, sistemin uygulanmaya başlamasıyla konut fiyatlarında ve kira bedellerinde yaşanacak artış ve taksitlerin ödenememesinin sosyal sıkıntılara yol açabileceği uyarısında bulundular.

Ege Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan sistemin iki yıldır konuşulduğunu ve 2008 yılında yürürlüğe gireceği halde şimdiden yasalaşmasını seçim yatırımı olarak gördüğünü ifade etti. Sistemin konuşulmaya başlanmasıyla konut fiyatlarında ve kira bedellerinde artışlar yaşandığını öne süren Aslan, ‘’Taksitleri arka arkaya 2 ay ödeyemeyenin evi elinden alınacak. Bu sosyal sıkıntılara yok açacaktır’’ diye konuştu. Aslan, şunları söyledi: ‘’Yeni konutlar yapılmadan bu sistem, mevcut konut ve kira fiyatlarını yükseltir. Hükümetin, önce devam eden inşaatlara yatırım yapması gerekir. Ayrıca Borçlar Kanununun da değişmesi gerekir. Kredi faiz oranları düşse bile konut fiyatları artacağından, sistemle tek maaşlı öğretmenin, polisin, memurun ev sahibi olması zor. Sistem, zaten varlıklı olan kişilere yarayacak. Evi olan başka bir ev daha alacak.’’

Türkiye’de iş güvencesinin olmadığını işaret eden Aslan, ‘’İş güvencesinin olmadığı bir ülkede uzun vadeli borç ödeme planı nasıl uygulanabilir’’ sorusunu yöneltti. Aslan, dar gelirlilerin konut sahibi olmasının, Hazine arsalarına maliyetinin bir kısmının devlet tarafından karşılanan konutların yapılmasıyla mümkün olacağını belirtti.

“Dargelirliler bu sistemden yararlanamayacak

İzmir Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Yılmaz Özcan da sistemin krediye dayalı bir usul olduğunu belirterek, dar gelirlilerin bu sistemle ev sahibi

olabileceğine inanmadığını kaydetti. Aylık geliri 500-700 YTL olan bir ailenin aylık ödeyebileceği kredi miktarının en fazla 200-300 YTL olabileceğini ifade eden Özcan, ‘’Geliri en az bin 500 YTL olanlar için faydalı bir sistem. Dar gelirli vatandaş bu sistemden yararlanamayacak, parası olanlar da yakınları üzerine alacağı evlerle birden fazla ev sahibi olabilecek’’ dedi.

/ İZMİR

23.02.2007


 

7 milyon konut ihtiyacı

Mevduat, yatırım ve katılım bankalarının (Özel Finans Kurumları) yanı sıra, artık tüketici finansman şirketleri de konut kredisi verebilecek.

Bu arada, önümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye’de yaklaşık 7 milyon konuta ihtiyaç olacağı belirtiliyor. Bunun yaklaşık yarısının hanehalkı artışı kaynaklı, 1 milyon civarındaki bölümünün göç, 800 bininin ise yenileme kaynaklı olacağı tahmin ediliyor. Kentsel dönüşüm nedeniyle de 1,5 milyon civarında bir konut ihtiyacı olacağı düşünülüyor.

KONUTLARIN YÜZDE 55’İ RUHSATSIZ

Türkiye’de toplam konutların yüzde 55’i ya ruhsatsız ya da izinsiz durumda bulunuyor. Uygunsuz yapılaşma dahil ev sahiplerinin oranı ise yüzde 70’leri aşıyor. Mevcut konutların yüzde 60’ı 20 yaş üzeri evlerden oluşurken, konutların yüzde 40’ının tadilata ihtiyacı bulunuyor. Bu çerçevede başta kayıtdışılığın engellenmesi olmak üzere depreme dayanıklı, altyapısı güçlü konutların üretilmesi önem taşıyor. YASA NE GETİRİYOR? Mortgage yasasıyla, uzun vadeli taksitlerle ev sahibi olma şartlarını düzenleniyor. Yasaya göre tüketici kredi kullanırken, sabit veya değişken faizi tercih edebilecek, borcunu erken kapatmak isteyene ana para üzerinden yüzde 2 oranında erken kapatma cezası uygulanacak. Banka, 2 ay kredi taksitini ödeyemeyenin evini satma hakkına sahip olacak. Kendi arsasına konut yapacak olanlar da sistemden yararlanabilecek. Mevcut konut kredilerinden yararlananlar, yasa çıktıktan sonra 3 ay içinde itiraz etmezlerse mortgage sistemine dahil edilecekler. Konut kredisi alan kişilerin hayat sigortası yaptırması zorunlu tutulacak. Kredi alan kişilerin vefat etmesi durumunda vefat edenin yakınları sisteme devam etmek zorunda olmayacaklar.

23.02.2007


 

TEB: Mortgage faizleri düşürmez

Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Varol Civil, konut finansmanı sistemiyle ilgili yasanın çıkmasıyla faizlerin düşmesini beklemenin doğru olmadığını söyledi.

“Başarıya Giden Yolda Fırsatlar Ülkesi Türkiye” konulu konferansta gazetecilerin sorularını cevaplayan

TEB Genel Müdürü Civil, “Yasanın çıkmasıyla faizlerin düşmesini beklemek doğru değil. Çünkü faizlerin düşmesinin yasa ile birebir bir ilişkisi yok. Bir takım pazarlama ve reklâm amaçlı faizlerde belki böyle bir şey olabilir, ama ciddi bir faiz düşüşü beklemek şu an için bence çok gerçekçi bir bekleyiş olmaz. Faizlerin düşmesinin esas temel nedenleri, Merkez Bankası’nın politikalarıyla ilgili. Merkez Bankası, kendi enflasyon hedeflemesi açısından uygun gördüğü anda faizleri düşürdüğünde ancak bu kredilerinin faizlerinde düşüş görebiliriz” diye konuştu.

/ İSTANBUL

23.02.2007


 

Kalkınma Ajanslarına Danıştay freni

Danıştay 10. Dairesi, Kalkınma Ajanslarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği’nin yürütmesini 5 ay süreyle durdurdu. Yüksek Mahkeme, yönetmeliğin dayanağı olan 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu ile ilgili kanun’un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle de Anayasa Mahkemesine başvurdu.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), 25 Temmuz 2006 tarihli yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştayda dâvâ açtı. TMMOB ayrıca, Yönetmeliğin dayanağı olan 5449 sayılı Kanun’un bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasını istedi.

Danıştay 10. Dairesi, yönetmeliğin yürütmesini durdurarak, yönetmeliğin dayanağı olan 5449 sayılı kanunun bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesine başvurdu. Daire, söz konusu yönetmeliğin, Anayasa Mahkemesince karar verilinceye kadar veya Anayasa Mahkemesi’nce 5 ay içinde karar verilmemesi halinde bu süre sonunda yeniden bir karar verilmek üzere yürütmesini durdurdu.

Dairenin kararında, Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun’un, 2, 7, 11, 15 ve 16. maddeleri ile daha önce iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulan hükümlerinin Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varıldığına işaret edildi. Kararda, bu nedenle Anayasa’ya aykırı olduğu sonucuna varılan yasa hükmüne dayanılarak düzenleme yapan yönetmeliğin de hukuka aykırı olacağı konusunda kuşku bulunmadığı vurgulandı.

/ ANKARA

23.02.2007


 

Sanayiciye elektrik katkısı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, yaklaşık 5 yıldır elektriğe zam yapmayarak sanayiye 7 milyar dolar civarında, konut ve ticaret sektörüne de 3,5 milyar dolar katkı sağlandığını bildirdi.

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından, düzenlenen ‘’Türkiye’nin Enerji Politikaları’’ konferansında konuşan Güler, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını cevapladı.

Bakan Güler, yaklaşık 5 yıldır elektriğe zam yapmamalarının sebebini ‘’enerjide yerli kaynak kullanımı oranının arttırılması, doğal gaz alım anlaşmalarının Türkiye’nin lehine olacak şekilde revize edilmesi’’ olarak açıkladı. Elektriğe zam yapmayarak sanayiye yaklaşık 7 milyar dolar, konut ve ticaret sektörüne de yaklaşık 3,5 milyar dolar katkı sağladıklarını kaydeden Güler, zam yapılmadığı gibi enflasyonla kıyaslandığı zaman elektrik fiyatlarının yaklaşık 5 yıl içerisinde sanayide yüzde 6,5, konutta ise yüzde 1,5 oranında indiğini bildirdi.

İranlı yetkililerle iki gün önce çok önemli bir görüşme yaptıklarını belirten Güler, ‘’İran bizim üzerimizden Avrupa’ya gitmek istiyor. Bu konuda belli bir noktaya ulaştık’’ diye konuştu. Nükleer enerji çalışmalarını kararlılıkla yürüttüklerini de kaydeden Güler, Çanakkale’de uranyum ve toryumla ilgili yenir bir rezerv bulunduğunu bildirdi.

/ ANKARA

23.02.2007


 

Türkiye, AB’nin 7’inci ekonomisi olacak

Türkiye son yıllarda ekonomisinde yakaladığı büyüme trendi ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle karşılaştırıldığında yukarıya doğru tırmanıyor. Nitekim, Türkiye, 2003 yılında Polonya’yı, 2004’te Avusturya’yı, 2005’te de İsveç’i geride bırakırken, bu yıl da Belçika’yı sollayacak.

Devlet Planlama Teşkilâtı (DPT) verilerini baz alarak yapılan hesaplamaya göre, Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) bu yıl 433,2 milyar dolara (329,8 milyar avro) ulaşacak. Bu rakam ile Türkiye önünde bulunan ve 326,6 milyar avro civarında bir GSYH’ya ulaşması beklenen Belçika’yı geçecek. Böylece, aday ülke Türkiye, AB üyesi Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Hollanda’nın ardından 7. büyük ekonomi olacak.

Bu arada, Türkiye’nin GSYH’sı 10 AB üyesi ülkeye bedel durumda bulunuyor.

/ ANKARA

23.02.2007


 

DSİ, projelerini özele açıyor

Kaynak yetersizliği sebebiyle sulama projelerini hızla tamamlamayı hedefleyen Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, ilk etapta 4 sulama projesini Yap-İşlet-Devret (YİD) yöntemiyle özel sektöre yaptıracak.

DPT’den onay alındıktan sonra Yüksek Planlama Kurulu’na sunulacak 4 projeler; Balıkkesir, Manyas Ovası 2. Merhale Projesi, Kahramanmaraş, Adatepe Sulama Projesi, Nusaybin Çağ sulama projesi ve İzmir Beydağı Ödemiş sulama projesi.

/ ANKARA

23.02.2007


 

Tüketici güveni azaldı

Tüketici güven endeksi, bu yılın Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 0,26 oranında azalarak 91,80’e geriledi. Endeks, geçen yılın Aralık ayında 92,04 düzeyindeydi.

TÜİK ile Merkez Bankası tarafından her ay ortaklaşa düzenlenen güven endeksindeki azalma, ‘’tüketicilerin gelecek dönem ekonomik duruma ve iş bulma imkânlarına dair değerlendirmelerinin kötüleşmesinden’’ kaynaklandı.

/ ANKARA

23.02.2007


 

Erken mesai küresel ısınmayı önlemez

Memur konfederasyonları, memurların mesai saatlerinin öne çekilmesine yönelik önerinin, küresel ısınma ve beraberinde getirdiği sorunların çözümüne olumlu bir katkısı olmayacağı yönünde görüş bildirdi.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, böyle bir önerinin hangi veriye dayandığı, neden bu yola başvurulduğu konusunda haklı bir gerekçe göremediklerini söyledi. Akyıldız, “Bu tür konuları siyasî tartışmalara malzeme yapmamak gerekiyor. Bu öneriyle suni gündem yaratılmak istendiği endişesi duyuyoruz’’ dedi.

KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul da, “Mesai saatlerinin öne çekilmesinden ne umuluyor bilemiyorum. Bu önerinin küresel ısınmanın önlenmesine bir katkısı olabileceğini düşünmüyorum” diye konuştu.

Küresel ısınma ile memurların çalışma saatleri arasında bir ilgi kurmanın mümkün olmadığını ifade eden Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu da, Bu öneri olsa olsa elektrik tasarrufu sağlar. Ama bunun küresel ısınmayla ilgili sorunları çözeceğine inanmıyorum’’ dedi.

/ ANKARA

23.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004