Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Silâh taciri ‘Vatansever’ler serbest

‘’Girdap Operasyonu’’ kapsamında, haklarında dava açılan ve yargılanan sanıklardan, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) Hareketi Derneği Genel Başkanı Taner Ünal’ın da aralarında bulunduğu 9 kişinin tahliyelerine karar verildi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın duruşmasına, tutuklu sanıklar Taner Ünal, Vehbi Şanlı, Yasin Alparslan, Savaş Karabali, Hüseyin Ten, Fatih Koçak, Veli Baz, Mesut Sezer, Mehmet Doğan, İlhami Demirtaş, Ahmet Cinali, Salih Zeki Balaban, Levent Bakıray, Halit Bozdağ Güngör, Ferhat Şahin ile tutuksuz yargılanan sanıklar Recep Köse, Ahmet Yüksel ve Osman Aydoğmuş ile avukatları ve müşteki avukatları katıldı. Sanık Halit Bozdağ Güngör, sanıklardan sadece Salih Zeki Balaban ile İlhami Demirtaş’ı tanıdığını belirterek, 25 yıldır yurt dışında yaşadığını ve yasal olarak uluslararası silâh ticareti yaptığını söyledi. Bazı ülkelerin de devlet temsilciliğini yaptığını kaydeden Güngör, VKGB Derneği üyesi olmadığını, derneğin varlığını dâvâ sürecinde öğrendiğini kaydetti. İsviçre’de bir şirketi bulunduğunu ve bu şirketin ortakları arasında Belçika ve Alman istihbarat başkanlarının da bulunduğunu ileri süren Güngör, sanık Balaban ile telefon görüşmesi yaptığını ancak bu görüşmede konuşulanları devletin güvenliği açısından söyleyemeyeceğini belirtti. ‘’Türkiye’nin alamadığı her türlü gizli silahı getirtebildiğini ve aldığını’’ savunan Güngör, ‘’Şu anda da Kuzey Irak ile ilgili 3 büyük alım yapıyorum’’ diye konuştu.

‘’İşi kapsamında, C-4 ve A-4 patlayıcıların tamamen yasal yollardan Türkiye’ye sokulduğunu’’ ifade eden Güngör, ‘’yaptığı iş nedeniyle Genelkurmay Başkanlığınca kendisine verilen özel telefonlar kullandığını ve asker korumalar tarafından korunduğunu’’ ileri sürdü. Diğer sanıklar,üzerlerine atılı suçları kabul etmedi. Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, tutuklu sanıklardan Taner Ünal, Yasin Alparslan, Veli Baz, Mesut Sezer, Mehmet Doğan, İlhami Demirtaş, Salih Zeki Balaban, Levent Bakıray ve Halit Bozdağ Güngör’ün tahliyelerine, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildiğini açıkladı.

/ ANKARA

11.11.2007


 

Dosya ortada kaldı

9 Kasım 2005’te Umut Kitabevinin bombalanmasıyla ilgili dâvâ, şu an hâlâ Yargıtay’da. Yargıtay 9. Dairesi sanık astsubaylara Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği 39 küsur yıllık cezaları bozmuş, dâvâya askerî mahkemenin bakması gerektiğini bildirmişti. HSYK’nın Van’daki eski mahkeme heyetini tayinlerle dağıtmasının ardından kurulan yeni heyet, bu karara uyup dosyayı Van askerî mahkemesine yollamıştı. Müdahil avukatların temyize başvurması üzerine, dosya tekrar Yargıtay’da.

Emekli generallerin itirafları sürerken, Şemdinli olayında aradan iki yıl geçmesine rağmen hâlâ bir neticeye varılamadı.

9 Kasım 2005’te Umut Kitabevi’nin bombalanmasıyla ilgili dâvâ, hâlâ Yargıtay’da. Yargıtay 9. Dairesi sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve üçüncü sanık Veysel Ateş’e Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği 39 küsur yıllık cezaları bozmuş, dâvâya askeri mahkemenin bakması gerektiğini söylemişti.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Van’daki eski mahkeme heyetini tayinlerle dağıtmasının ardından kurulan yeni heyet, bu karara uyup dosyayı Van’daki Askerî Mahkeme’ye yollamıştı. Müdahil avukatların temyize başvurması üzerine, dosya yeniden Yargıtay’da.

KARDAŞ: YÜZLEŞME YOLUNU

AÇMA İRADESİ YOK

Eski askeri hakim Ümit Kardaş, bu sürecin, askerî ve sivil yargı diye bölünmüş yargının çift başlı olma sorununun ne kadar büyük olduğunu gösterdiğini belirterek, “Geçmişle siyaseten yüzleşmenin yolunu açmak gibi bir iradenin olmadığını da gösterdi. Güç odakları arasında, varolan durumun devam etmesiyle ilgili bir mutabakatın varolduğu ortaya çıktı” yorumunu yaptı.

Kardaş, bunun en temel göstergesinin, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı, bugünün Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı da içeren iddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya’nın bugün avukatlık da yapamayacak şekilde HSYK tarafından meslekten ihraç edilmiş olması olduğunu söyledi. Kardaş, Şemdinli olayının üzerinden geçen iki yılın, Türkiye’de dokunulmaz olanları gösterdiğini söyledi.

Sanık Kaya için “Tanırım, iyi çocuktur” diyen Büyükanıt, 12 Nisan’daki basın toplantısında, Şemdinli dâvâsı için “hukuk cinayeti” diye konuşmuştu.

Kardaş, bu süreçte “Bugün fütursuzca savaş çığırtkanlığı yapıyor” dediği medyanın da “katkısı” olduğunu ifade etti. Toplumun bu yüzleşmeyi talep etmediğini anlatan Kardaş, “Toplumda böyle bir destek olsaydı, zaten Şemdinli dâvâsında aşama kaydedilirdi” diye konuştu.

Eski askeri hakim Kardaş, hükümetin, emniyetin ve askerin “hassasiyetlerine teslim olduğunu” ifade ederek, buna örnek olarak, Polis Vazife ve Salahiyet Yasası (PVSK) değişikliğini ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesiyle ilgili tutumunu gösterdi.

TANRIKULU: ŞEMDİNLİ DAHA FAZLA

DAYANIŞMA GEREKTİĞİNİ GÖSTERİYOR

Dâvânın müdahil avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu’nun ise Şemdinli süreciyle ilgili görüşleri şöyle:

“Türkiye’de çetelerle, hukuk dışı örgütlenmelerle mücadelenin zorluğunu, Türkiye’nin kendi geçmişiyle yüzleşmeye hazır olmadığını bir kez daha gösterdi. Yargıç ve savcı bağımsızlığına müdahalenin yargının kendi kurumlarından da geldiğini ortaya koydu.”

Hakim ve savcılara bomba attırdığını, Şemdinli’ye roket attırdığını söyleyen eski askerlerin ifşaatlarınınsa, “Türkiye’de Kürt sorunun çözümünün nasıl engellendiğini, şiddetin tırmandırıldığını ortaya koyduğunu” düşünen Tanrıkulu, “Bu da çözüm için daha fazla dayanışma, bir arada mücadele gerektiğini gösteriyor” dedi.

fazla dayanışma gerektiğini gösteriyor

/ İSTANBUL/DİYARBAKIR

11.11.2007


 

Erdoğan: Kazanımlardan geri adım olmaz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin kazanımlarından geri adım atma gibi bir anlayışı asla gündemine almaz, alamaz ve bugüne kadar bu olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır” dedi.

Başbakan Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nda “Okunuşunun 80. Yılında Büyük Nutuk’un Değeri” konulu oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye, bütün dünyada tırmanan şiddet ve çatışma kültürüne karşı, dünyanın her bölgesindeki barış arayışlarının en aktif sözcüsü olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Türkiye, özellikle son yıllarda gerçekleştirdiğimiz reformlarla dünyanın en büyük 17. ekonomisi, Avrupa’nın en büyük 6. ekonomisi haline gelmiştir. Türkiye’nin ekonomik gelişmesiyle demokratik gelişmesinin paralel yürümesi, çok ama çok önemlidir. Zira demokratik istikrar ile ekonomik istikrar birbirini tamamlayan iki temel sütundur. Ülkemiz, bu iki temel sütun üzerinde yükselmektedir. ‘Sessiz devrim’ olarak adlandırılan önemli dönüşümlere imza atan Türkiye, ekonomik kalkınma ile demokratik reformları eş zamanlı zamanlı olarak gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla, Türkiye, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin kazanımlarından geri adım atma gibi bir anlayışı asla gündemine almaz, alamaz ve bugüne kadar bu olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır.’’

Başbakan Erdoğan, demokrasi, özgürlükler ve insan hakları gibi siyasal ve hukuki alanlardaki çağdaş adımların Türkiye’nin yıllarca atıl bırakılan kapasitesini harekete geçirdiğini belirterek, vatandaşla devlet arasındaki ilişkilerin güven zeminine oturtulduğunu söyledi.

/ ANKARA

11.11.2007


 

Halk anayasa için duyarlı

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, birinci sınıf demokrasi hedefini gerçekleştirmeye çalıştıklarını belirterek, yeni anayasa çalışmaları konusunda vatandaşların oldukça duyarlı olduğu söyledi.

Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tülin Bumin, yeni anayasa konusunda heyecan verici bir toplumsal ilginin söz konusu olduğunu anlattı.

AKP Kadın Kolları Genel Merkezi tarafından parti genel merkezinde düzenlenen ‘’Tam Demokrasi İçin El Ele - Sivil Anayasa Sempozyumu’’nun açılış konuşmalarının ardından, Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel’in yönettiği ‘’Nasıl Bir Demokrasi’’ başlıklı oturuma geçildi. Göksel, yaptığı kısa değerlendirmede, Anayasanın ‘’toplum sözleşmesi’’ olduğunu ve herkesi ilgilendirdiğini belirtti. Göksel, bu kadar önemli bir toplumsal sözleşmenin sivil bir anayasa olarak, tartışma ve uzlaşma yoluyla hazırlanmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.

YENİ ANAYASA KAÇINILMAZ

Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tülin Bumin, yeni anayasa konusunda heyecan verici bir toplumsal ilginin söz konusu olduğunu anlattı.

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Naci Bostancı da 12 Eylül’ün ardından yapılan anayasa değişikliğine dikkat çekerek, bugün meşru süreçlerden geçerek yönetme hakkını alan bir iktidarın anayasa değişikliği girişiminde bulunmasının önem taşıdığını dile getirdi. Bostancı, toplumun dinamikleri değiştikçe anayasalarda da değişikliğin kaçınılmaz hale geldiğini söyledi.

Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fuat Keyman da Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacı bulunduğuna işaret ederek, yeni anayasanın uzlaşmayla yapılmasının önemini anlattı. Ortaya çıkan taslak metnin 1982 anayasasından daha iyi bir metin olduğunu kaydeden Keyman, ancak Türkiye’nin ihtiyacını tam olarak karşılayabilmesi için bu metin üzerinde çalışma yapmak gerektiğini belirtti.

“ANAYASAYI TELÂŞSIZ

ORTAMLARDA YAPMAK GEREKİR”

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu ise anayasa konusunun Tanzimat’tan bu yana hep konuşulan, tartışılan bir konu olduğuna dikkati çekti. Kuzu, 1961 ve 1982 anayasaları ile ilgili eleştirilerin hatırlatarak, ‘’1961 Anayasası için ‘lüks anayasa, elbise bol geldi’ denildi hep. 1982 Anayasası için de elbisenin dar olduğu ve kıpırdayamaz hale geldiğimiz söylendi. Demek ki toplumun boyunu, posunu, enini bilen bir terziye ihtiyaç var’’ diye konuştu.

Bir anayasanın hazırlanması aşamasında sosyolojik boyutun gözardı edilemeyeceğini kaydeden Kuzu, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Anayasaları telâşsız bir ortamda yapmak gerekiyor ama Türk siyasî tarihinde maalesef telaşsız bir ortam bulmak zor. Hazırlanan anayasa taslağında ayrıntıya girilmeden bir metin oluşturulmaya çalışılmış. Bütün mesele iyiniyetle yaklaşma meselesi. Siz, ‘istismar edilir’ endişesini duyuyorsanız ve maalesef uygulamada da böyleyse, o zaman anayasayı ‘ancak’larla doldurursunuz, kördüğüm haline gelir. Ülkenin bölünmez bütünlüğü gibi konular Avrupa’da da var. Getirilen taslakta zaten Avrupa İnsan Hakları Sözlemesi’nin kapsamı esas alınmış. Devletle fert beraber yaşamak zorunda. Devletin motorunu kaynattığınız zaman anarşik bir ortam çıkıyor. O bakımdan hürriyetler bakımından kriterler belirlemek zorundasınız.’’

“BİRİNCİ SINIF DEMOKRASİ HEDEFİ”

‘’Birinci sınıf demokrasi hedefini’’ vurgulayarak, bunu gerçekleştirmeye çalıştıklarını anlatan Kuzu, yeni anayasa taslağı üzerinde geniş bir tartışma ortamı oluşturmak istediklerini söyledi. Vatandaşların bu konuda oldukça duyarlı olduklarını kaydeden Kuzu, ‘’Önümüzde yüzlerce metin oldu. Beni ziyarete gelinler hediye getirir gibi kendi anayasa metinlerini de beraber getiriyor. Önüme metni koyuyor, ‘bunu çıkarın gerisine karışmayın’ diyor’’ diye konuştu.

/ ANKARA

11.11.2007


 

Başörtülü master

Erzincan İmam Hatip Lisesi mezunu, Esra Ayçiçek (Sağlam) Viyana Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini master derecesi ile bitirdi ve törenle diplomasını aldı.

İmam Hatip Liseleri Mezunları Mensupları Derneği (ÖNDER) bursuyla Beykent Üniversitesi’ne kaydı yapılan Esra, başörtüsü yasağı sebebiyle Türkiye’de okuyamadığı için Viyana Üniversitesi’ne gitti. Lisans ve yüksek lisans eğitimin Viyana’da alan Esra, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni master derecesi ile bitirerek, törenle diplomasını aldı. Master tezi konusu, “Bosna Savaşı örneğinde, Avrupa Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası /1992-1995” olan Esra, Avrupanın bu ortak politikayı Bosna savaşında ne kadar etkili bir şekilde kullanıp kullanamadığını arastırdı. Bu örnekten yola çıkarak teoriler ışığında bu poltikanın karakteristiği ve gelecek vadedip vadetmediği sorularına cevap aradı.

/ İSTANBUL

11.11.2007


 

Bu yasak bitmeli

AKP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül, “Üniversite öğrencileri ile ilgili çok fazla sorun var. Türbanlı öğrencilerin öğrenim hakkı şu anda üniversitelerimiz tarafından engelleniyor. Ama burada bir insan hakkı ihlâli olduğu ortada. Bunun da çözüme kavuşturulması gerekir’’ dedi.

Üskül, bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Mersin’de, parti teşkilatını ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını cevapladı. TBMM’deki insan hakları çalışmalarına değinen Üskül, bazı kız öğrencilerin öğrenim hakkını kullanamamasının söz konusu olduğunu söyledi.

Öğrenim hakkı ve ihlâllerin sadece türbandan ibaret olmadığına işaret eden Üskül ‘’Üniversite öğrencileri ile ilgili çok fazla sorun var. Bunların tamamı dün yapılan toplantıda dile getirildi. Bunların bir tanesi de türban. Türbanlı öğrencilerin öğrenim hakkı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM’in verdiği kararlar çerçevesinde şu anda üniversitelerimiz tarafından engelleniyor. Ama burada bir insan hakkı ihlâli olduğu ortada. Bunun da çözüme kavuşturulması gerekir’’ dedi.

YENİ ANAYASA, İNSAN HAKLARINI

GÜVENCE ALTINA ALACAK

Yaptıkları anayasa çalışmalarının sadece türban sorununu çözmeye yönelik olmadığını ifade eden Üskül, şöyle devam etti: “Anayasa çalışmalarımız, Türkiye’de Avrupa standartlarında insan haklarının güvence altına alındığı ve parlamenter sistemin aksamadan işleyebileceği bir sistemi getirmeyi amaçlıyor. Bu Anayasayı yürürlüğe koyabildiğimiz zaman sorunların büyük ölçüde çözülebileceğini göreceğiz.

/ MERSİN

11.11.2007


 

Kabakcı: Kızımın hür olarak okuyacağı günleri bekleyeceğim

AKP Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı, kızının başörtüsü nedeniyle üniversiteden atıldığını ifade ederek, ‘’O kızımın hür olarak okuyacağı günleri bekleyeceğim. Bir gün birbirimize inanacağımız, şüphe etmeyeceğiz günleri hasretle bekliyorum’’ dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Millî Eğitim Bakanlığı, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURT-KUR) Genel Müdürlüğü ile YÖK ile 85 üniversitenin bütçesi üzerinde konuşan AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı, kızının başörtüsü sebebiyle üniversiteden atıldığını söyledi. Kabakcı, şunları kaydetti: ‘’Üniversiteden birlikte eve arabayla dönerken, yolda birbirimizin yüzüne bile bakmadık ve ağladık. Ama biz o gün kimseyi tenkit etmedik, eleştirmedik. O kızım okumadı. Şu anda onun da bir kızı var. Onun kızının hür olarak okuyacağı günleri bekleyeceğim. Hiç bir kişiye kalben kırgın değilim. Biz bu ülkenin insanlarıyız ve bu ülkeden hiç bir yere gitmeyeceğiz. Bir gün birbirimize inanacağımız, şüphe etmeyeceğiz günleri hasretle bekliyorum. ‘Sen demek istedin ki...’ denilmeyen bir ülkeyi samimî olarak bekliyorum.’’

/ ANKARA

11.11.2007


 

Peres ve Abbas Mecliste konuşacak

Resmî bir ziyaret için Türkiye’ye gelecek olan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, 13 Kasım Salı günü TBMM Genel Kurulunda milletvekillerine hitap edecek.

ABD’nin Annapolis şehrinde Ortadoğu barış sürecinin tartışılacağı kritik zirve öncesinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlisi olarak Türkiye’ye resmî ziyarette bulunacak olan Peres ve Abbas, Salı günü Mecliste de temaslarda bulunacak. Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte TBMM Başkanı Köksal Toptan’ı makamında ziyaret edecek olan Peres ve Abbas, daha sonra Genel Kurula geçecek. Liderler, sırayla Genel Kurulda milletvekillerine hitap edecek. Cumhurbaşkanı Gül de Genel Kurulda komisyon sırasına oturarak liderlerin konuşmasını dinleyecek.

TBMM Genel Kurulunda bugüne kadar 25 ülkenin devlet ve hükümet başkanları ya da parlamento başkanları konuştu. Mecliste en fazla konuşan lider, KKTC’nin eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş oldu. Denktaş 7 kez, ölen Azerbaycan’ın eski devlet başkanı Haydar Aliyev ise 3 kez milletvekillerine hitap etti.

/ ANKARA

11.11.2007


 

Kral Abdullah: İlişkilerimiz güçlenecek

Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz El-Suud, geleceğin Türkiye ile Arabistan’a tüm siyasi, ekonomik, kültürel ve güvenlik alanlarda daha güçlü ilişkiler getireceğini söyledi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ankara’yı ziyaret eden Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz El-Suud onuruna Çankaya Köşkünde akşam yemeği verdi. Yemekte konuşan Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Türkiye ile Suudi

Arabistan’ın, birçok bölgesel ve uluslararası meseleye yönelik olarak ortak tutum içinde olmalarından övgüyle bahsetti. Kral Abdullah, Ankara’ya düzenlediği bu ziyaretinin, iki “kardeş” ülke arasında işbirliği sürecine katkıda bulunmasını dilediğini ifade etti. “Kardeş Türk halkının güvenine mazhar olduğunuzdan dolayı sizleri tebrik ederken, Zatı Alinizin Cumhurbaşkanlığı döneminizin kardeş Türk halkına güven, refah ve kalkınma getirmesini dilerim” diyen Kral Abdullah, iki ülke arasında giderek artan karşılıklı yatırımları ve ticaret hacmini büyük bir memnuniyetle izlediğini belirtti.

Kral Abdullah, “Şüphesiz ki, (Allah’ın izniyle) gelecek bize tüm siyasi, ekonomik, kültürel ve güvenlik alanlarda daha güçlü ilişkiler getirecektir” diye konuştu.

/ ANKARA

11.11.2007


 

Gül: İsrail’in izahatı bizi memnun etti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, savaş uçaklarının Suriye operasyonu konusunda İsrail’in verdiği izahatın Türkiye’yi memnun ettiğini söyledi.

İsrail’in Kanal 2 Televizyonu’nun sorularını cevaplandıran Gül, Suriye’deki operasyon sonrası İsrail hükümetinin özür dilemesiyle ilgili bir soruya karşılık, “Geç de olsa İsrail’in konu hakkındaki kapsamlı izahatı bizi memnun etti. İsrail bu açıklamaları yapmamış olsaydı, bu Türkiye’yi çok rahatsız ederdi” dedi.

Gül, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın, daha önce yaptığı bir açıklamada, İsrail’e bir aracı vasıtasıyla barış mesajı gönderdiğinin hatırlatılarak, “Bu aracının siz olduğunu teyit edebilir misiniz” sorusuna ise şöyle karşılık verdi:

“Biz daima barışa katkıda bulunmaya uğraşıyoruz. Birçok fırsat çıktığında çabalarımız olmuştur. Bu çabalarımızın büyük bir kısmı kabul görmüş, bazıları ise görmemiştir. Türkiye barış uğruna çaba sarf etmeye devam edecektir ve barışı sağlamaya bakacaktır.”

Gül, bu ayın sonlarına doğru Orta Doğu barışına yönelik olarak Annapolis’te yapılacak barış konferansına davet edilmeyi bekleyip beklemediklerinin sorulması üzerine de “Barışa katkımız olacağı beklentisi varsa orada olmamız beklenir” dedi.

/ KUDÜS

11.11.2007


 

Çelik: Yanlışımız varsa yargıdan döner

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘’Türkiye bir hukuk devletidir. Eğer bir yanlışımız varsa bu yargıdan döner’’ dedi.

Bakan Çelik, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Millî Eğitim Bakanlığı, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURT-KUR) Genel Müdürlüğü ile YÖK ile 85 üniversitenin bütçesinin görüşmeleri sırasında Sözleşmeli (4B) kapsamında öğretmen çalıştırmanın Anayasaya aykırı olduğuna ilişkin iddialara cevap verdi. ‘Türkiye bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Çelik, “Eğer bir yanlışımız varsa bu yargıdan döner. 57. Dönemde Milli Eğitim Bakanı DSP’liydi; öğretmenleri 4C ile çalıştırıyordu. Yani 10 ay çalıştırılıp 2 ay işsiz bırakılıyorlardı. Bugün 4B ile çalışmamış olmasalardı boş olacaklardı’’ dedi.

/ ANKARA

11.11.2007


 

134’üncü başörtüsü eylemi yapıldı

Sakarya Başörtüsü Platformu 113’üncü, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Kocaeli Şubesi de 134’üncü Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi.

Her hafta Cumartesi günü eylem yapan MAZLUMDER Kocaeli Şubesi üyeleri İzmit Özgürlük Parkı’nda yine bir araya geldi. ‘Başörtüsüne Özgürlük’ pankartının açıldığı eyleme 50 civarında erkek ve kadın katıldı. Sakarya Başörtüsü Platformu da, kuruluşunun 26. yılında YÖK’ü protesto etti.

/ SAKARYA/KOCAELİ

11.11.2007


 

Beklenen kanun Meclise geliyor

Ev sahibi ve kiracılar tarafından uzun süredir beklenen Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı, 13 Kasım Salı günü TBMM Genel Kurulunda görüşülecek.

‘’Toplu yapı’’ uygulamasının ortaya çıkardığı çok yönlü sorunların çözümlenmesi, yeni yapıların çağın gereklerine uygun ve depreme karşı güçlendirilmiş şekilde inşa edilmesini öngören tasarıya göre, muhtemel afetler ve özellikle depreme karşı yapının güçlendirilmesi için yapılacak harcamalar, ana gayrimenkulün genel giderlerine ilave edilebilecek. Bu gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki, ödemede geciktiği günler için aylık yüzde 5 gecikme tazminatı ödeyecek. Kat malikleri, yapı güvenliğiyle ilgili teknik inceleme ve çalışmalar sırasında, kendilerine ait bölümlere girilmesine izin verecek. Binalardaki, kiriş, kolon ve perde duvarlar gibi taşıyıcı sistemin parçaları, ana gayrimenkulün ortak yerleri sayılacak. Ana yapının tamamını etkileyen sonuçlar doğurabilecek yerlerde, kat malikleri bağımsız hareket edemeyecek.

/ ANKARA

11.11.2007


 

AB desteğinde aslan payı Türkiye’nin

AB Komisyonu, 2009-2011 dönemi için üyelik öncesi finansal destek çerçevesini kararlaştırdı. Buna göre en büyük pay Türkiye’nin.

6 Kasım’da kararlaştırılan finansal yardım çerçevesinde Türkiye, Hırvatistan, Makedonya gibi üye adaylarının yanı sıra İstikrar ve İşbirliği sürecine dâhil olan Sırbistan, Kosova, Bosna-Hersek, Karadağ ve Arnavutluk da yer alıyor. Kısa, orta ve uzun vadedeki öncelikleri belirleyen üyelik öncesi finansal yardımda ülkelerin ekonomik hacimleri de göz önüne alınıyor.

Buna göre Türkiye, 2009’da 566.4 milyon avro 2010’da 653.7 milyon avro 2011’de ise 781.9 milyon avro destek alacak.

2009’da bu ülkelere verilecek miktar 1.26 milyar, 2010’da 1.39 milyar ve 2011’de 1.54 milyar avro tutuyor. 2008’de bu sayı 1.24 milyarken, 2007’de 1.1 milyardı.

/ BRÜKSEL

11.11.2007


 

TRT Genel Müdürlüğünün talibi çok

TRT Genel Müdürlüğü için Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) 58 kişi başvurdu.

Başvuranların arasında daha önce atanmasına ilişkin iki ayrı kararname 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından iade edilen Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şahin de bulunuyor. RTÜK’ün internet sitesinde yer alan açıklamada, TRT Genel Müdürlüğü için 26 Ekim 2007 günü başlatılan adaylık başvurularının önceki gün saat 18.00’de sona erdiği hatırlatılarak, TRT Genel Müdürlüğü adaylığı için başvuruda bulunanların isimleri yayımlandı.

/ ANKARA

11.11.2007


 

Edirne yağmura teslim oldu

Bütün yurdu etkisi altına alan soğuk ve yağışlı hava dalgası Trakya’da yağmur ve fırtınaya dönüştü.

Türkiye’nin doğu illerinde son günlerde etkili olan kar yağışı Edirne ve civarında şiddetli yağmur olarak etkisini hissettiriyor. Dün sabah saatlerindeyağmurun başlaması şehir merkezinde bulunan insanları hazırlıksız yakaladı. Şehrin kuzey kesiminden şehir merkezine doğru inen Kıyık Caddesi’nde gelen Selimiye Camiisi’nden aşağı doğru inerek Talak Paşa Caddesi’ndeki sularla birleşti. Burada birleşen suların sele dönüşmesi sonucu evlerinden dışarı çıkan vatandaşları zor durumda bıraktı.

/ EDİRNE

11.11.2007


 

Çevrede 2008 hedefleri

Hükümetin 2008 Yılı Programı’nda, çevre alanında gelecek yıl gerçekleştirilmesi planlanan hedeflere yer verildi. Programa göre, çevre mevzuatının AB çevre müktesebatı ile uyumlaştırılması ve etkin olarak uygulanabilmesi amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığının idarî ve denetim kapasitesi artırılacak.

Bu kapsamda, ‘’Gürültü Yönetimi Alanında Çevre ve Orman Bakanlığının Kapasitesinin Güçlendirilmesi’’, ‘’Çevre Referans Laboratuvarının Akreditasyonu’’ ve ‘’İş Süreçleri Entegrasyonu’’ projeleri yürütülecek.

Biyoteknolojik çalışmaların, tabiatı ve insan hayatını etkilememesi için yasal denetimin sağlanması, genetiği değiştirilmiş tohum ve ürünlerinin üretimi, kullanımı, ticareti ve benzeri tüm faaliyetlerin düzenlenmesi amacıyla hazırlanan, ‘’biyogüvenlik’’ konusundaki yasa çalışması ilgili bütün kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınmasının ardından TBMM’ye sevk edilecek.

Bakanlık ile ilgili kurumlarda teknik ve donanım alt yapısının kurulması yanında çevresel bilginin elde edilmesine yönelik olarak, ‘’Endüstriyel Tesis Emisyonlarını Bilgisayar Destekli Raporlama ve Değerlendirme Otomasyonu Projesi’’ tamamlanacak. Bu çerçevede, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünce çeşitli yerlerde otomatik meteoroloji istasyonları kurulacak.

Temiz üretim konusunda geliştirilecek bir proje kapsamında, Türkiye’de temiz üretimin yaygınlaştırılabilmesi için temiz üretim merkezi kurulabilmesini sağlamak adına gerekli yasal/kurumsal çerçeve belirlenecek. Konuyla ilgili olarak seçilecek sektörlerde pilot uygulamalar yapılacak, kurumsal kapasite geliştirilecek.

HAVA KALİTESİ VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

Programda, hava kalitesi ve iklim değişikliğiyle ilgili yapılacak çalışmalara da yer verildi. Buna göre, ‘’Marmara bölgesinde Hava Kalitesi Alanında Kurumsal Yapılanma Projesi’’ çerçevesinde, bölgesel temiz hava merkezi, hava kalitesi ölçüm ve izleme istasyonları kurulacak ve laboratuvar altyapısı oluşturulacak.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, ‘’Türkiye’ye Sınırlar Ötesi Atmosferik Taşınım ile Ulaşan Kirleticilerin İzlenmesi ve Değişik Bölgelerde Beklenen Hava Kalitesinin Modelleme Yoluyla Tahmini’’ adlı projeyi yürütecek.

Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadelede, ülkenin özel durumunun belirlenmesi ve bu kapsamda tedbirlerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılacak. ‘’Ulusal Emisyon Tavanları Direktifi’’ni uyumlaştırmaya yönelik proje hazırlanacak, ‘’Ulusal İklim Değişikliği Çalışmalarının Güçlendirilmesi Projesi’’ yürütülecek.

“Türkiye İçin İklim Değişikliği Senaryoları’’ tamamlanacak ve ‘’İklim Değişiklikleri İle İlişkili Olan Enfeksiyon Hastalıklarının Coğrafi Bilgi Sistemi Yardımıyla Risk Haritalarının Oluşturulması’’ pilot çalışması yürütülecek.

İmarla ilgili bütün yasalar bir arada değerlendirilerek, fizikî planlama konusundaki süreç, yetki ve sorumluluklar, kentsel çevre kalitesi, güvenli hayat alanlarının oluşturulması gözetilerek belirlenecek.

Sulak alanlarda, hazırlanacak yönetim planlarına göre, gerekli rehabilitasyon ve izleme çalışmalarına devam edilecek.

Hukukî ve kurumsal olarak bütüncül su kaynakları yönetiminin, yer üstü ve yer altı su kaynaklarını kapsayacak ve tek bir kurum çatısı altında toplayacak şekilde kurulmasına yönelik strateji belgesi oluşturulacak.

/ ANKARA

11.11.2007


 

Marmara Denizi’nde tsunamiye hazır olalım

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Altay, “Marmara Denizi’nde tsunami oluşturacak aktivite önemli ölçüde var. Ancak, boyutları, 3-5 metre civarında olabilecek dalgalar ve heyelanlar olarak belirtiliyor” dedi.

Marmara Denizi’nin tabanında meydana gelen hareketliliğe ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Altay, Türkiye’nin en tehlikeli fay hattının Kuzey Anadolu Fay Hattı olduğunu hatırlatarak, ‘’Bu fay hattı, muntazam ve yıkıcı bir şekilde deprem üreten bir hat oldu. Dolayısıyla, Kuzey Anadolu Fay Hattı, tehlikeli olması halini devam ettiriyor’’ diye konuştu.

Altay, ‘’İstanbul’u da büyük oranda etkileyecek 7,5 şiddetindeki bir depremin yüzde 60 ihtimalle 30-35 yıl içinde olmasının beklendiğine’’ işaret ederek, enstitü olarak karada kurulu bulunan 45 adet istasyon aracılığı ile deprem riski olan bölgelerin çok yakından izlendiğini bildirdi.

Bazı çalışmalar sırasında geçmişte Marmara Denizi’nde tsunami olduğunu gösterir bulguların belirlendiğine değinen Gülay Altay, ‘’Evet, Marmara Denizi’nde tsunami yaratacak aktivite önemli ölçüde var. Bunu bilim adamları da ifade ediyor. Ancak, boyutları, 3-5 metre civarında olabilecek dalgalar ve heyelanlar olarak belirtiliyor’’ şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

11.11.2007


 

STK’lar müzakere sürecine dahil edilmeli

Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yapılan, Avrupa Birliği (AB), Türkiye Karma İstişare Komitesi 23. Toplantısı sona erdi. Toplantıda, Türkiye’deki, sivil toplum kuruluşlarının müzakere sürecine dahil edilmesi gerektiği belirtildi.

Sapanca ilçesinde bir otelde yapılan, AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi 23. Toplantısında alınan tavsiye kararları yayınladı. Karma İstişare Komitesi (KİK) üyelerinin yaptığı yazılı açıklamada, Almanya Dönem Başkanlığı’nda ‘’İşletme ve Sanayi Politikası’’, ‘’İstatistik’’ ve ‘’Mali Kontrol’’ konularında 3 faslın daha açılmasını memnuniyetle karşılanacağı belirterek, Portekiz Dönem Başkanlığı’nı da aynı yolu izlemeye ve sivil toplum açısından özel öneme sahip başka fasıllarda da müzakereleri açmaya dâvet edildiği kaydedildi.

Açıklamada, Avrupa Komisyonu ile Türk Hükümetinin ‘’açılacak tüm müzakere fasıllarının sosyal yönlerini dikkate almaları ve Türkiye’deki, sivil toplum kuruluşlarının müzakere sürecine dahil edilmesi gerektiği’’ belirtildi.

/ SAKARYA

11.11.2007


 

İnternete sıkı takip

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Yönetim Kurulu üyesi avukat Mehmet Ali Köksal, internet ile ilgili yasal düzenleme ile devletin, internette kimin nereye gittiğini tek tek görebileceğini belirterek, “İnternet servis sağlayıcılara birer port açarak oradan internet trafiğini izleme gibi bir girişim, tam anlamıyla polis devleti olmaktır” dedi.

Köksal, 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” ile geçtiğimiz hafta Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmeliği” değerlendirdi. Yönetmeliğin “hatalı hazırlanan yasayı daha endişe edilir hale getirdiğini” öne süren Köksal, yönetmeliğin iptali için Danıştay’da dava açmayı değerlendirdiklerini bildirdi.

Yasa ve ilgili yönetmeliğin Türkiye’yi “polis devletine doğru götürdüğünü” iddia eden Köksal, şunları söyledi:

“Bu yönetmelikler endişelerimizi artırıyor. Yasanın çıkartılması aşamasında da belirttiğimiz gibi yasada başta çocuk pornografisi olmak üzere bazı suçlar için getirilmiş bir önlem yok. Çocuk pornografisi konusundaki mevzuattaki eksiklik giderilmiş değil. Suçların delillendirilmesi konusunda CMK’nın ilgili maddesinin uygulama güçlüğü kaldırılmış değil. Bunların hepsini alan Adalet Bakanlığının tasarı içinde sorunu çözmesi gerekirdi. Çıkan yasada sorunlar var. Yönetmelikler daha da vahim hale getirdi. STK’lar olarak önümüzdeki hafta toplanıp ne yapacağımıza karar vereceğiz. Bu bir polis devleti mantığıyla yürüyen bir iş, yani götürdüğü nokta o. Bunun tartışılacak bir tarafı yok. Bugün internet sağlayıcılarına port veriliyor, gerçek zamanlı izlemeye imkân tanınıyor. Yakında internet sayfası açılınca ‘TC Kimlik Numaranızı Giriniz’ diye bir uyarı ile de karşılaşabiliriz. Çünkü gittiği nokta o.”

Temel olarak internet üzerinden yapılan hakaretleri engellemek için çıkarılan yasa ve yönetmeliğin, çocuk pornosu ile mücadeleyi de içerdiğini anlatan Köksal, “Ancak bu yapılırken kaş yaparken göz çıkarılıyor” diye konuştu.

/ ANKARA

11.11.2007


 

İlkel teleferiklere denetim geliyor

Rize Valiliği, engebeli arazi yapısı sebebiyle yük taşımak için kullanılan, zaman zaman da insan taşınan ilkel teleferikleri denetim altına alacak.

Rize genelinde tesbit edilen 9 bin 900 adet teleferik, makine mühendisleri tarafından kontrol edilip, güvenli olmayanlar mühürlenerek devre dışı bırakılacak.

Vali Kasım Esen, Doğu Karadeniz yöresinin dağınık bir yerleşim yapısına sahip olduğunu, bu nedenle evler arasında uzun mesafe bulunduğunu belirterek, ‘’Evlere her zaman yol ile ulaşmak mümkün olmuyor, bazen de mevcut yol dar olunca araç kullanılamıyor. Bu da insanlarımızın evlerine ulaşmak için ilkel teleferik sistemini kullanmasına neden oluyor’’ dedi.

/ RİZE

11.11.2007


 

İslâm Konseyi Başkanı Beri: İngiliz hükümeti, Müslümanları incitmesin

İngiliz hükümetinin terörle mücadele konusundaki yaklaşım ve yöntemlerinin toplumda “kuşku ve tedirginlik meydana getirdiği” uyarısı yapıldı. İngiltere İslâm Konseyi Başkanı Muhammed Abdül Beri, The Daily Telegraph gazetesine yaptığı açıklamada, “Müslümanlar çevresinde olan tartışmaların uygun olmadığını” belirtti.

Nazi Almanyası örneğini vererek, “halkın zihninin koca bir topluma karşı nasıl zehirlenebildiğini” hatırlatan Beri, hükümetten, aksine İslâm kültürünün pozitif taraflarının vurgulanmasını istedi.

“Müslüman toplumuna karşı negatif algılama söz konusuysa ve yapılan her araştırma ve anket Müslümanların izole edildiğine işaret ediyorsa o zaman Müslümanların kendilerini savunmasız hissetmeleri kaçınılmaz olacaktır” diyen Abdül Beri, iç istihbarat servisi MI5 Başkanı Jonathan Evans’in İngiltere’de 2000 terörist bulunduğu, 15 yaşındaki gençlerin bile intihar bombacısı olarak eğitildiği gibi haber ve açıklamaların toplumda Müslümanlara karşı korku meydana getirdiğini ifade etti.

Bu sürecin Müslüman gençleri terörist olarak eğitmek üzere kandırmak isteyen aşırı uçlara yardımcı olduğu uyarısında da bulunan Beri, “Aslında Müslüman gençler de bu korku ortamının kurbanı oluyor” dedi.

Beri, “İngiltere’de yaşayan Müslümanların İngiliz kültürüne entegrasyonunun önem taşıdığını, ancak İngiliz toplumunun da İslâm kültürünün aile, evlilik, bazı kısıtlamalarla çocuk yetiştirme, fakirlere yardım, aç gözlü olmamak gibi kurallarından örnek alması gerektiğini” belirtti.

/ LONDRA

11.11.2007


 

Ekmek zammına dâvâ

Ankara Valiliği, ekmeğe yapılan yüzde 20 oranındaki zammın indirilmesi için, Ticaret Mahkemesine dâvâ açılacağını bildirdi.

Ankara Valisi Kemal Önal, ekmek fiyatının vatandaşı ve esnafı dengeleyen bir rakamla satışa sunulmasını istedikleri için, yasal yetkilerini kullandıklarına söyledi. 1 Kasım 2007 tarihinden itibaren Ankara Fırıncılar Odasının aldığı kararla ekmeğin satış fiyatına yüzde 20 oranında yapılan zammın ‘’yüksek’’ olduğunu belirten Önal, bu çerçevede Ankara Valiliği olarak duruma el koyduklarını ifade etti.

Konuya ilişkin vali yardımcısı başkanlığında Ankara Valiliği’nde toplantı düzenlendiğini anlatan Önal, şunları kaydetti: ‘’Ticaret ve Sanayi Odası ile Ankara Esnaf Odası temsilcilerinin arasında yer aldığı bir uzlaşma komisyonu oluşturduk. Komisyon yapılan ekmek zammını değerlendirdi. Toplantıda zammın ‘haklı’ görülmesi üzerine, biz de valilik olarak yasal yetkimizi kullanarak, ekmeğe yapılan yüzde 20 oranındaki zammın indirilmesi için Ticaret Mahkemesine dava açılmasına karar verdik.’’

Önal, beklentilerinin ‘’ekmek fiyatlarına uygulanan zam oranını aşağı çekilerek, makul bir hale getirilmesi’’ olduğunu da dile getirdi.

Halk ekmeğe talep arttı

Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürü Ali İlkbahar da, ekmeğe yapılan yüzde 20 oranındaki zammın fabrikalarında üretilen ekmeğe olan talebi artırdığını bildirdi. İlkbahar, kapasitelerini artırarak, günde bir buçuk milyonun üzerinde ekmek üretimine başladıklarını ifade ederek, Ankaralılarının ekmek taleplerine karşılamaya çalıştıklarını söyledi. Zam yapmayı düşünmediklerini anlatan İlkbahar, 200 gram ekmeğin 20 YKr’dan satılmaya devam edileceğini belirtti.

/ ANKARA

11.11.2007


 

Yeşil kartlı ekmeği ucuza alacak

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Ankaralı fırıncıların aldıkları ortak kararla, yeşil kart sahiplerine fırınlardan ekmeğin ucuza satılacağını söyledi.

Aygün, yeşil kartlıların kartlarını göstererek 150 gram ekmeği 25 YKr, 300 gram ekmeği 50 YKr’tan alabileceklerini bildirdi.Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, halkın temel gıdası olan ekmek üzerinden spekülasyonlar yapıldığını belirterek, kuraklığın etkisi ve maliyet artışlarının, ekmek fiyatlarını tehdit ettiğini, 24 aydır yapılmayan ekmek zammını da mecbur ettiğini söyledi. Aygün, 9 Kasım 2007 tarihinde Ankara Valiliği’nde yapılan toplantı sonrasında 150 gram ekmeğin 30 YKR, 300 gram ekmeğin 60 YKr, 400 gram ekmeğin 80 YKr’tan satılmasının onaylandığını ve yürürlüğe girdiğini bildirdi.

/ ANKARA

11.11.2007


 

Erzurum’da kutup soğukları

Doğu Anadolu Bölgesi’nde mevsimin en soğuk gecesi sıfırın altında 16 dereceyle Erzurum’da yaşandı.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, gece ölçülen en düşük hava sıcakları sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 16, Ardahan’da 8, Kars’ta 6, Ağrı’da 4, Erzincan’da da 2 derece oldu. Önceki gün yoğun kar yağışının yaşandığı Erzurum’da kar kalınlığının ise 9 santimetreye ulaştığı bildirildi.

/ ERZURUM

11.11.2007


 

Konyalılar, suyu tasarruflu kullanıyor

Konya Çevre Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği (KONÇED) tarafından hazırlanan ve AB tarafından desteklenen 63 bin avro bütçeli ‘’Konya Halkının Su Tasarrufu Konusunda Bilinçlendirilmesi’’ projesi kapsamında verilen eğitimin meyveleri alındı.

KONÇED Başkanı Hülya Şevik, sloganını ‘Bir Damla da Sen Kurtar’ olarak belirledikleri proje ile yaptıkları çalışmalarla Konya halkını su tasarrufu konusunda bilgilendirdiklerini söyledi. Sadece İstanbul’dan bulabildikleri musluk başları sayesinde çeşmelerden akan suda yüzde 40 oranında tasarruf sağlandığını ifade eden Şevik, yaptıkları çalışmaların meyvelerini de aldıklarını bildirerek, ‘’KOSKİ’ye bağlı abone sayısı son 1 yılda yüzde 20 artmasına karşın, tasarruf konusundaki çalışmalarla toplam tüketimde yüzde 10 azalma oldu. Projemiz beklenen başarıya ulaştı. Konyalı, suyunu geleceğini göz önünde bulundurarak daha dikkatli ve tasarruflu kullanıyor’’ diye konuştu.

/ KONYA

11.11.2007


 

Kayseri de ‘akbil’lenecek

Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan raylı sistemin tamamlanmasıyla Kayseri de akıllı biletle yani akbille tanışacak.

Büyükşehir Belediyesi Makine İkmal Daire Başkanlığı, Raylı Sistemle birlikte Kayseri’ye yeni bir sistemi devreye sokmak için çalışmalar yapıyor.

Daire Başkanı Hayri Naziksoy, akıllı biletlerin Raylı Sistemle birlikte devreye gireceğini kaydetti. Naziksoy, “Raylı sistemin bitmesiyle Kayseri’deki biletlerde değişime uğrayacak. Üretilecek zaman ayarlı biletler sayesinde vatandaşlar, bir saat içerisinde başka bir yerden diğer bir yere gitmek istediğinde biletleri işleme girmeyecek ve tek biletle istediği yere gidecek. Vatandaşlarda ekonomik bir rahatlama yaşayacak. Bir biletle 60 dakika boyunca Kayseri’nin istediği yerine Büyükşehir Belediyesi’ne ait toplu taşıma araçlarıyla gidilebilecek” şeklinde konuştu.

/ KAYSERİ

11.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri