04 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Bitlis ve Sivas’taki 2 kazada 7 kişi öldü, 51 kişi yaralandı

Bitlıs ve Sivas’ta meydana gelen 2 ayrı trafik kazasında 7 kişi vefat ederken, 51 kişi de yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Tatvan-Ahlat Karayolu’nun 23. kilometresinde İran plakalı yolcu otobüsü ile karşı yönden gelen Mücahit Baran yönetimindeki 13 AZ 427 plakalı kamyonet çarpıştı. Kaza’da 4 kişi öldü, 46 kişi yaralandı. Kaza’da Kamyonet sürücüsü Mücahit Baran ve oğlu Mesut Baran ile iki İran uyruklu kişi olay yerinde öldü. Bu arada, kazayı haber alan Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, Tatvan Devlet Hastanesi’ne gelerek yaralıları ziyaret etti. Vali Yılmaz, burada yaptığı açıklamada, Sarıkum köyü mevkiinde meydana gelen kazada, 2 Türk ve 2 İran vatandaşının vefat ettiğini söyledi. Vali Yılmaz, yaralılardan 14’ünün Bitlis Devlet Hastanesi’nde, diğerlerinin ise Tatvan Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındığını belirterek, ‘’Tedavisi süren İran vatandaşlarının tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız’’ dedi.

SİVAS’TA FECİ KAZA: 3 ÖLÜ, 5 YARALI

Sivas-Malatya kara yolunun Tahtalı mevkisinde ise Yusuf Polat (55) yönetimindeki 58 VC 219 plakalı otomobil ile Selahattin Yılmaz (54) yönetimindeki 58 EY 341 plakalı panelvan tipi araç çarpıştı. Kazada otomobil sürücüsü Yusuf Polat ile otomobilde bulunan Müzeyyen Polat olay yerinde, 4 yaşındaki Mustafa Polat kaldırıldığı Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde vefat etti. Kazada ağır yaralanan Burak Aydın, Ahmet Nuri Polat, Zehra Yılmaz (56) ve Selahattin Yılmaz, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde, Ömer Yılmaz ise Sivas Numune Hastanesinde tedavi altına alındı.

04.07.2010


 

KUVVETLER ARASINDA EGEMENLİK MÜCADELESİ

Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiş olsa da bunlar arasında az ya da çok egemenlik mücadelesinin sürdüğünü ifade eden Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, "Bugün bütün çağdaş demokratik sisteme kavuşmuş, özgürlükçü, anayasal demokrasiyi benimsemiş ülkelerde yargının en üstün güç olduğu kabul edilmiştir" dedi, ancak söz konusu ülkelerdeki yargının ideolojiden uzak ve objektif bir anlayışla çalıştığından bahsetmedi.

O İLKELERLE ADALET VE DEMOKRASİ OLUR MU?

Bu anlayışı, "Adalet devletin temelidir" ifadesinin en iyi şekilde ifade ettiğini, kendilerinin de Türk yargıçları olarak bunu devam ettirdiklerini savunan Gerçeker, bu yolu Atatürk ilkelerinin açtığını iddia etti ve “Varlığımızı borçlu olduğumuz temel ilkeleri koruyup kollamak en büyük görevimizdir” diyerek, Türk yargısının “ilkeler eksenli ideolojik yaklaşım”ını bir kez daha açığa vurdu. Gerçeker, demokrasinin de bu ilkeleri koruyup kollamakla güçlendirilebileceğini öne sürdü.

Bu anlayışla adalet olur mu?

Yargitay Başkanı Hasan Gerçeker, “Varlığımızı borçlu olduğumuz temel ilkeleri koruyup kollamak en büyük görevimizdir” diyerek, Türk yargısının ilkeler eksenli ideolojik yaklaşımını bir kez daha açığa vurdu.

Gerçeker, Türkiye Barolar Birliği’nde düzenlenen, Özgürlük ve Demokrasi İçin Avrupalı Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin (MEDEL) Yönetim Kurulu toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, yargıçlar olarak yargı bağımsızlığını her zaman koruyup kollama görevleri bulunduğunu söyledi. Çağdaş, anayasal ve özgürlükçü demokrasinin en baş şartının, yargı bağımsızlığı olduğuna işaret eden Gerçeker, bunun için artık uluslararası alanda da büyük çaba göstermek gerektiğini belirtti. Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiş olsa da bunlar arasında az ya da çok egemenlik mücadelesinin sürdüğünü ifade eden Gerçeker, “Bugün bütün çağdaş demokratik sisteme kavuşmuş, özgürlükçü, anayasal demokrasiyi benimsemiş ülkelerde yargının en üstün güç olduğu kabul edilmiştir” diye konuştu.

Bu anlayışı, “Adalet devletin temelidir” ifadesinin en iyi şekilde ifade ettiğini, kendilerinin de Türk yargıçları ve hukukçuları olarak bunu devam ettirdiklerini kaydeden Gerçeker, bu yolu açan Atatürk ilkeleri ile O’nun gösterdiği doğrultuda kurulan Cumhuriyet’in temel ilkelerinin demokrasi ile özdeşleşmiş durumda olduğunu savundu.

Demokrasinin, ülkeye Cumhuriyet ile geldiğini ve güçlendiğini, bu sebeple ikisinin ayrılmasına imkân bulunmadığını belirten Gerçeker, “Varlığımızı borçlu olduğumuz temel ilkeleri koruyup kollamak en büyük görevimizdir. Böylece demokrasiyi güçlendirip geliştirebiliriz” iddiasında bulundu.

YARGI REFORMUNA ELEŞTİRİ

Konuşmasında, yargı reformuna yönelik çalışmalara da değinen Gerçeker, şunları söyledi: “Türkiye bugün bir yargı reformu sürecinden geçmektedir, ancak reform bilindiği gibi ‘iyileştirme’ anlamında kullanılmaktadır. Ama MEDEL Başkanı Sayın Monetti’nin görüşmemizde de söylediği gibi, bizim düşüncemize göre bir reform değil, antireform söz konusudur. Bu maalesef dünya ve Avrupa kamuoyuna farklı şekilde yansıtılmaktadır. Biz Türk yargıçları, hukukçuları, hakim, savcı ve avukatları olarak, yasama ve yürütmenin etkisinden tamamen arınmış, çağdaş demokratik ülkelerde olduğu gibi tam bağımsız bir yargı sistemi oluşturulmasını istiyoruz. Ama yapılmak istenen değişiklikler ne yazık ki yargıyı tamamen yürütmenin etkisine sokacak nitelikte değişikliklerdir. Bu konuda da değerli konuklarımızın gerek Avrupa, gerekse dünya kamuoyunu doğru bilgilendirme konusunda yardımcı olacaklarına gönülden inanıyoruz.”

04.07.2010


 

Ayrılık ateşi hepimizi yakar

Dİyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Türkler ve Kürtler arasında nifak tohumları saçılmak istendiğini ancak bu fitne ateşinin tutmayacağını söyledi.

Manisa Spil Dağı’nda düzenlenen Şehzadeler Şehri Manisa 18. Geleneksel Hafızlar, Mevlidhanlar Kültür ve Sanat Şöleni’ne katılan Bardakoğlu, Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün, son günlerde hızla artan ayrımcılık konusunda manevi birliği koruma tavsiyesine dikkat çekerek, “Bu temenniye katılıyorum. Allah, bizi hep birlik beraberlik içinde tutsun. Bugüne kadar böyle geldik. Doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle birbirimizi kardeş bildik, saydık ve sevdik. Aramıza ayrılık gayrılık tohumu ekmek isteyenler, bunu asla başaramayacaktır” dedi. Allah’ın birliği tavsiye ettiğini, buna uymayanların hüsran içinde olacağını aktaran Bardakoğlu, “Okuduğumuz Kur’ân, bizi birliğe çağırıyor. Demek ki ayrılık gayrılık bir ateş çukurudur, hepimizi yakar” diye konuştu.

04.07.2010


 

Terör sorunu feraset ve kararlılıkla çözülür

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kazım Arslan, “Terör sorununun çözümü, ucuz, seviyesiz polemiklerde değil, akıl, feraset ve kararlılık ihtiva eden bir siyasette aranmalıdır” dedi.

Arslan, partisinin Malatya İl Başkanlığı Aylık Divan Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, terör sorunu üzerinden sürdürülen siyasi tartışmanın kimseye çıkar sağlamayacağını söyledi. Arslan, “Son günlerde başlatılan, Kılıçdaroğlu ve Başbakan arasında yaşanan, cephe fotoğrafı etrafındaki polemikler ve devamında yaşanan tartışmaları da, son derece seviyesiz bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu seviyesiz tartışmanın, ülkeye kazandıracağı bir şey de yoktur” dedi. Türkiye’nin kanayan ve yüreklerimizi dağlayan meselenin çözümünün, bu tür ucuz, seviyesiz polemiklerde değil, akıl, feraset ve kararlılık ihtiva eden bir siyasette aranması gerektiğini vurgulayan Arslan, “Milletin iktidar ve muhalefetiyle mecliste temsil edilen siyasi partilerden ve sorumluluk makamında bulunan herkesten beklediği budur” diye konuştu.

04.07.2010


 

Hukuksuz toplumda huzurlu yaşanmaz

Kamu Hukukçuları Derneği Genel Başkanı Hacı Mehmet Gani, ‘’Hukuksuz bir toplumda kimsenin huzur içerisinde yaşayabilmesi mümkün değildir’’ dedi.

Kamu Hukukçuları Derneği Sivas Temsilciliğinin açılışına katılan Gani, derneklerinin tanıtımının yapıldığı toplantıda yaptığı konuşmada hukukun herkese lâzım olan, son derece vazgeçilmez hakları garanti altına alan normlar bütünü olduğunu söyledi.‘’Hukuksuz bir toplumda kimsenin huzur içerisinde yaşayabilmesinin mümkün değildir’’ diyen Gani, kamu kurum ve kuruluşlarının her türlü hukuki işlerine yön veren ve ortaya çıkan uyuşmazlıklarda onları temsil eden meslek mensupları olduğunu söyledi.Belediye Başkanı Doğan Ürgüp ise hukukun herkese lazım olduğunu, hukukun kişi, devlet ve kurumlar açısından çok büyük önem arz ettiğini söyledi.

04.07.2010


 

İktidarda 28 Şubatçılar mı var?

Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu bir basın açıklaması yaparak Kur’ân öğrenmede yaş sınırının kalkmasını talep etti. Açıklamayı yapan Sinan Çamurcu, “Aileler küçük çocuklarını Kur’ân kursuna kayıt yaptırmaya kalktığında, “‘Yaşı tutmadığı için kursa alamayız’ cevabıyla karşılaşıyor. Anlaşılan 28 Şubatçılar iktidar ve hâlâ yasak devam ediyor“ dedi ve iktidara “Madem onların yasaklarını sürdüreceksiniz, gidin, oyu da onlardan alın” diyeceklerini duyurdu.

28 Şubatçılar mı iktidar?

KOCAELİ Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu bir basın açıklaması yaparak Kur’ân öğrenmede yaş sınırının kalkmasını talep etti. Açıklamayı yapan Sinan Çamurcu, velilerin yine yaşı küçük çocukları Kur’an kursuna kayıt yaptırmaya kalktığında, “yaşı tutmadığı için kursa alamayız” cevabıyla karşılaştığını belirterek şunları söyledi: “Bakan Faruk Çelik’in söz vermesi üzerine imza kampanyasını durdurmuştuk. Fakat bakan verdiği sözde durmadı, anlaşılan kendileri değil 28 Şubatçılar iktidar ve hala yasak devam ediyor. Seçim zamanı geldiğinde, dolaşmaya çıktılar mı, bu konuda muzdarip olan seçmenlerin, kendilerinden oy istendiğinde, 28 Şubatçıları göstermesini tavsiye ediyoruz. Madem onların yasaklarını sürdürecekseniz, gidin oyu da onlardan alın. Vekil olarak tayin ettiğimiz insanlara oyu biz verip iktidar yapıyoruz, iktidarın nimetlerinden yaralanıyorlar fakat hala 28 Şubatçıların yasakları devam ediyor ve halk çocuklarına Kur’an eğitimi alamıyor. En tabi hakkımız olan çocuklarımıza inancımızı ve kutsal kitabımızı özgürce öğrenebilmelerinin yolunu açacak yasa değişikliğinin yapılabilmesi için imza kampanyasını yeniden başlatıyoruz.”

04.07.2010


 

Bürokrasi, istihdam projelerini olumsuz etkiliyor

Gİresun Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, kalifiye eleman yetiştirmek için hazırladıkları projeleri hayata geçirmede yerel bürokrasiyi aşamadıklarını söyledi.

Konuyla ilgili açıklama yapan GTSO Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, iş dünyasındaki kalifiye eleman sıkıntısına çözüm bulabilmek için proje hazırladıklarını ancak yerel bürokrasi kademesindeki sorunlar sebebiyle bunu hayata geçiremediklerini kaydetti. İş dünyasında yüksek bilgi ve beceri düzeyine sahip kalifiye iş gücüne olan talebin her geçen gün arttığına dikkat çeken Çakırmelik, “Her hamleyi devletten beklemek doğru değildir. Sivil toplum örgütlerinin de istihdam ve nitelikli işgücü konusunda kendi projelerini geliştirmeleri gerekmektedir. Bu bilinçle oda olarak kalifiye eleman sıkıntısına çözüm üretmek hedefiyle bazı projeleri hayata geçirme teşebbüsümüze rağmen, yerel bürokrasi kademesinde aşılamayan sorunlardan dolayı istediğimiz adımları atamadığımızı özellikle vurgulamak isterim” dedi.

04.07.2010


 

Özelleştirme geliri nereye kullanıldı?

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ramis Muslu, özelleştirmelerden 35-40 milyar dolarlık gelir elde edildiğini söyleyerek, ‘’Bunun nereye kullanıldığı ise belli değil’’ dedi.

Muslu, Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) Zonguldak Şubesi’nin Emirgan Oteldeki olağan genel kurulunda yaptığı konuşmada, 2009-2010 yıllarında hidroelektrik santrallerin tamamının satıldığını, termik santrallerin de gruplar halinde satışa çıkarıldığını vurguladı. Bu satışların ardından önümüzdeki yıllarda ise ‘nelerin satılacağını’ merak ettiklerini belirten Muslu, şöyle konuştu: ‘’Sata sata bu ülkenin mallarını bitiremedik. Özelleştirmeden dolayı 35-40 milyar dolarlık gelir elde edildi, bunun nereye kullanıldığı ise belli değil. Bir fabrikada açılmadı, bölgemiz ve ülkemizde işsizlik sayısı arttı. Geçmişte de iktidarlar özelleştirmeden gelir elde edemedi. Ne doğu, ne batı ne de güneyde bir sanayi fabrikası kurup istihdam azaltılmadı. Aksine satışlar sürdü, işsizlik arttı.’

04.07.2010


 

Reşadiye’de 7 zanlı tutuksuz yargılanacak

Tokat’In Reşadiye ilçesindeki terörist saldırıya ilişkin, Ankara’daki özel yetkili savcının talimatıyla Reşadiye’de 7 kişi gözaltına alındı.

Zanlılar ifadelerinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Reşadiye’ye bağlı Sazak köyü yakınlarında 7 Aralık 2009’da 1’i uzman çavuş 7 askerin şehit olduğu, 1’i uzman çavuş 3 askerin de yaralandığı terörist saldırının ardından yürütülen soruşturma devam ediyor. Soruşturma kapsamında Ankara’daki özel yetkili savcının talimatıyla ilçeye bağlı Gökköy’den K.İ. ve A.S, Beşdere köyünden Ş.E, Karşıkent köyünden A.Ö. ile Sazak köyünden S.K, A.K. ve Ç.K. İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince önceki gün gözaltına alındı. Jandarmada sorgulanan zanlıların ayrıntılı ifadeleri özel yetkili savcıya iletildi. Zanlılar daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Saldırıya ilişkin daha önce gözaltına alınan Reşadiye ilçesi Gökköy Muhtarı Hidayet İlk, ‘Devletin birliği ve bütünlüğüne saldırı, yardım ve yataklık’ suçlarından tutuklanmıştı.

04.07.2010


 

Eylem hazırlığında ele geçirildiler

ŞIrnak’In Cizre ilçesinde polis aracına eylem hazırlığında olan 2 teröristten biri ölü, diğeri silahıyla birlikte sağ ele geçirildi.

Edinilen bilgiye göre, Cizre’nin Konak mahallesinde polis aracına silahlı saldırı hazırlığında olan iki terörist ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Çatışmada, 1 terörist ölü, diğeri silahıyla birlikte sağ yakalandı. Ölü ele geçirilen teröristin Abdullah Hezer olduğu bildirildi. Teröristlerin üzerinde uzun namlulu silah ile çok sayıda el bombası ele geçirildi. Gözaltına alınan diğer örgüt üyesinin sorgusu sürüyor. Bu arada, Şırnak’ın Silopi ilçesinde ise bir teröristin teslim olduğu bildirildi.

04.07.2010


 

Yatırımları terör engelliyor

Ömer Cihad Vardan, terör sorunun temel dinamiklerinden birinin ekonomi olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade ederek, “Bölgenin kalkınması için bölgeye gelecek yatırımların önündeki en büyük engel terördür. Bu gerçeğin halka iyice anlatılması gerekmektedir’’ dedi.

Yatırımları terör engelliyor

MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, terör olaylarıyle meydana getirilmek istenen istikrarsızlık ortamının, yurt içinden veya dışından tüm yatırımları olumsuz etkilediğini söyledi. Vardan, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bugünlerde pek de rahat olmayan bir süreçten geçtiğini ifade ederek, yaşananları doğru şekilde değerlendirerek hareket edilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin, bir yandan dünyanın başına musallat olan ekonomik krizle, bir yandan da başta terör olmak üzere, iç meselelerle uğraşmak zorunda olduğuna işaret eden Vardan, ‘’Ülke olarak belki de sımsıkı, birlik olmamız gereken en önemli günleri yaşıyoruz’’ dedi. Avrupa Birliği, demokratikleşme, hak ve özgürlüklerin temin ve tesisinin bu ülke için ne kadar önemli ve öncelikli meseleler olduğunu belirten Vardan, demokratik açılım süreciyle terör olaylarını ayrıştırılması, ‘’Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi’’ne ödün verilmeden devam edilmesini gerektiğini söyledi. Vardan, bununla birlikte sorunun temel dinamiklerinden birinin de ekonomi olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Gerçekten de bölgenin istikrara kavuşması yönünde ekonomik açıdan imkânların arttırılması, terörün panzehiridir. Ama bu gerçeklere rağmen, meydana getirilmek istenen istikrarsızlık ortamının, yurt içinden veya dışından tüm yatırımları olumsuz etkilediğini görüyoruz. Bu sebeple, bölgenin kalkınması için bölgeye gelecek yatırımların önündeki en büyük engelin bizatihi terör olduğu gerçeğinin halka iyice anlatılması ve halkımızın da bu gerçeği net bir şekilde görmesi gerekmektedir.’’

04.07.2010


 

Başbağlar’a da müze kurulacak

Bakan Binali Yıldırım, Madımak Otelinin müzeye çevrilmesinin ardından ‘’Başbağlar olayının yaşandığı yerde de benzer bir düzenleme yapılmasını öngörüyoruz’’ dedi.

Başbağlar’a da müze kurulacak

ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, Madımak Oteli’nin bir düzenlemeye tabi tutulması, müzeye çevrilmesi ve olayın hatırası olarak muhafaza edilmesiyle ilgili karar alındığını belirterek, ‘’Başbağlar olayının yaşandığı yerde de benzer bir düzenleme yapılmasını öngörüyoruz’’ dedi.

Bakan Yıldırım, Erzincan Belediyesi tarafından, Barış Manço Parkı içerisinde yaptırılan belediye sosyal tesislerinin açılışını yaptı. Açılışın ardından sosyal tesislerde gazetecilerle bir araya gelen Yıldırım, 2-5 Temmuz 1993 tarihlerinde Sivas’ta ve Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde yaşanan olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu. ‘’17 yıl önce Sivas’ta meydana gelen olaylarda vatandaşlarımız hayatlarını kaybetti. 3 gün sonra da Başbağlar köyünde terör saldırısıyla vatandaşlarımız hayatını kaybetti’’ diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’O dönemlerde bu iki olayın birbirine misilleme olduğunu söyleyenler oldu. Bu senaryo ile halkımızı birbirine hasmetme gayretleri yaşandı. Ancak ne Başbağlar, ne de Madımak otelinde yaşananlar, milletimizce onaylanan olaylar değildir. Hükümet olarak 17 yıl aradan sonra yaşanan olayların izlerini ortadan kaldırmak için bazı kararlar aldık. Madımak otelinin bir düzenlemeye tabi tutulması, bir müzeye çevrilmesi, bu olayın hatırası olarak muhafaza edilmesiyle ilgili karar alındı. Başbağlar olayının yaşandığı yerde de benzer bir düzenleme yapılmasını öngörüyoruz. Devlet Bakanımız Faruk Çelik, Madımak Oteli’nde düzenlenen anma törenine katıldı. Pazartesi günü de Başbağlar’daki törene katılacak. Bu olayların ülkemizde bir daha yaşanmaması, istismarının yapılmaması için gereken her türlü önlemi de alıyoruz.’’

04.07.2010


 

Avrupa uçakları Ercan’a inerse limanları açarız

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ‘’Eğer doğrudan ticaret olursa Kuzey Kıbrıs ile AB ülkeleri arasında, Ercan Havaalanına Avrupa havayolu şirketleri inmeye başlarsa, o zaman Türkiye de Kıbrıs Rum Kesimi’nin gemilerine limanlarını açabilir’’ dedi.

Bağış, Türk-İtalyan Dostluk Derneğince Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen ‘’Medya ve Ekonomi Forumu’’nda yaptığı konuşmada, ‘’Türkiye’nin AB üyeliğindeki en büyük engel ne, diye düşündüğünde cevabının önyargı olduğunu’’ söyledi.

İnsanların birbirleri hakkında yeterince bilgiye sahip olmadığı zaman şüphelendiğini, kuşkuya düştüğünü, hatta korktuklarını ifade eden Bağış, Türkiye’nin AB ilişkilerinde de bunun söz konusu olduğunu kaydetti. Bağış, birleşmenin her iki taraf için de faydalı olacağını söyledi.

Devlet Bakanı Bağış, Kıbrıs sorununa da değindiği konuşmasında, Türkiye’nin AB’ye üyeliği için Kıbrıs sorununun ön şart olarak gösterildiğini belirterek, ‘’Peki Kıbrıs’ın üyeliği için bu ön koşul olarak gösterilmedi, neden şimdi benim üyeliğim için ön koşul olarak gösteriliyor? Bu bir çifte standart, ama biz sabırlıyız’’ dedi.

Egemen Bağış, ‘’Eğer doğrudan ticaret olursa Kuzey Kıbrıs ile AB ülkeleri arasında, Ercan Havaalanına Avrupa havayolu şirketleri inmeye başlarsa, o zaman Türkiye de Kıbrıs Rum Kesimi’nin gemilerine limanlarını açabilir’’ diye konuştu.

04.07.2010


 

Boğaz'da gürültü denetimi yapıldı

İSTANBUL Çevre ve Orman Müdürlüğü ekipleri, İstanbul Boğazı’ndaki eğlence mekanlarına yönelik gürültü denetimi yaptı.

İl Çevre ve Orman Müdürü Mehmet Emin Birpınar başkanlığındaki ekipler, Çengelköy İskelesi’nden özel bir tekneyle denize açılarak, Boğaz kıyısında yer alan ve yüksek sesli müzik yayını yaptıkları yönünde şikâyetler bulunan eğlence mekânlarına ilişkin ses ölçümü yaptı. Birpınar, ‘’Avrupa yakasından gelen gürültü, hem yakında bulunanları hem de Anadolu yakasında oturanları rahatsız ediyor. Bu sebeple çok ciddî şikâyetler alıyoruz. Elimizde 100’ün üzerinde dilekçe var. Sivil toplum örgütlerinin de bize bu yönde müracaatları var. Bu şikayet trafiğini ciddiye almaya başladık’’ diye konuştu. Birpınar, eğlenceye karşı olmadıklarını ancak işletmelerin insanları rahatsız etmeden hizmet vermesi gerektiğini vurguladı. Birpınar, bazı eğlence mekânlarına ilişkin ölçümleri bizzat yaptı. Denetimlerde, eğlence mekânlarındaki ses seviyelerinin genellikle normal değerlerde olduğu ortaya çıktı.

04.07.2010


 

Davutoğlu: ABD ile perspektifimiz ortak

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türk-Amerikan ilişkilerinin tam anlamıyla ortak bir perspektife sahip olunduğunu söyledi.

Bakan Davutoğlu, ABD’nin kuruluş yıldönümü vesilesiyle ABD Büyükelçilik Rezidansında verilen resepsiyona katılarak, burada bir konuşma yaptı. Konuşmasında Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin boyutuna ve tarihselliğine değinen Davutoğlu, Irak’tan Afganistan’a, Ortadoğu barışından NATO’ya kadar ortak bir gündemle çalışma yürüttüklerini dile getirerek, bu sebeple Türk-Amerikan ilişkilerinin sadece ikili ilişki olma niteliğinden çıktığını, çok boyutlu bir perspektife oturduğunu söyledi. Davutoğlu, şöyle konuştu: ‘’Hem dayandığımız değerler zemininde hem dış politika yapımında hem de dış politikadaki ortak hedefleri hayata geçirirken uyguladığımız yöntemlerde tam anlamıyla ortak bir perspektife sahibiz. Aramızda bazen ortaya çıkabilecek görüş ayrılıklarını ortak hedefler doğrultusunda bir imkan olarak değerlendirme sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Görüş ayrılıklarımız tabiki olabilir, onları iki müttefik ülke olarak en açık ve samimî bir şekilde ele alabilecek imkânlara sahibiz ve bu farklılıklardan dahi sinerjiyi doğurabilecek bir köklü ilişkiler ağına sahibiz. Bu bakımdan, (önümüzdeki günlerde küresel ve bölgesel barışa en fazla katkı sağlayabilecek ilişki Türk-Amerikan ilişkileridir) dersek abartmış olmayız.’’

04.07.2010


 

Baykal’dan partililere: Dostlarınızı satmayın

ESKİ CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, partililere, ‘’Dostlarınızı satmayın elbette...

Sizi bugünlere getirenleri sakın ha satmayın. Onları yok saymayın‘’ diye seslendi. Partisinin Korkuteli İlçe Başkanlığınca Yazır Köyünde düzenlenen dayanışma yemeğine katılan Baykal, burada yaptığı konuşmada belli makam olsun ya da olmasın Türkiye’nin aydınlık geleceği için siyaset yapmaya devam edeceklerini söyledi. Siyaset yaparken sabırlı, anlayışlı olunması tavsiyesinde de bulunan Baykal, partililere, şöyle seslendi: ‘’Dostlarınızı satmayın elbette... Sizi bugünlere getirenleri sakın ha satmayın. Onları yok saymayın. Siyaset güven, vefa işidir. Siyaset dostluk, arkadaşlık sevgi işidir. Sevgiyi, dostluğu ihmal etmeyeceksiniz. Birbirinize çelme atmayacaksınız. Siyasette ihanet olur, ama ölçüsünde tutulmasını sağlayacaksınız. Eğer artma ve aşma tehlikesi ortaya çıkarsa hemen konuya el koyacaksınız. Makul düzeylerde bu işin kalmasını güvence altına alacaksınız. Esas olan ihanet değil, sevgi, dostluk, vefa, kardeşliktir.” Partililer tarafından, ‘’inadına sol, inadına Baykal’’ sloganları atılırken, Baykal, genel seçimler için kendisinin de seçim bölgesi olan Antalya’da partililerle birlikte çalışacağını duyurdu.

04.07.2010


 

Geziye AKP’den “Don Kişot”lu değerlendirme

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sınır bölgesine ziyaretini değerlendirdi.

AKP Hendek İlçe Başkanlığı danışma toplantısına katılan Çelik, burada kardeşlik mesajı içeren pankartla karşılandı. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Çelik, ‘’CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sınır karakollarını ziyaretinde çömelmediği’’ yönündeki haberlere ilişkin soru üzerine, bu yöndeki tartışmaların talihsizlik olduğunu söyledi. Çelik, söz konusu durumun işin uzmanı askerlerce belirlendiğini ifade ederek, ‘’Kum torbalarını başınızın hizasına kadar koyarsanız, çömelmeye gerek yoktur. Onu dizayn edenler de işin uzmanı askerlerdir. Sayın Başbakan giderken de bunu yaparlar. Cesur olmakla, ahmak olmayı birbirine karıştırmamak gerekir. Cesur olmak; Don Kişot olmak anlamına gelmez’’ dedi. Gayri nizamî bir silâhlı güçle mücadele edildiğini anlatan Çelik, oradaki uzmanların görüşlerine uymak gerektiğine dikkati çekti.

04.07.2010


 

Genişleyen AB küresel rolünü korur

DEVLET Bakanı Ali Babacan, genişlemeye devam etmesi durumunda AB’nin küresel rolünü koruyacağını belirterek, ‘’Türkiye’yi içine alan AB, dünya meselelerine, dış politikaya çok daha dengeli ve meşruiyet zemini çok daha güçlü bakan bir AB olacak’’ dedi.

Babacan, Medya ve Ekonomi Forumu kapsamında düzenlenen ‘’gala gecesi’’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Avrupa’yla ekonomik açıdan farklılığının bundan sonraki dönemde bir argüman olarak karşılarına çıkmayacağı görüşünü dile getirerek, ‘’Karşımıza çıkacak en önemli konulardan bir tanesi şu olacak: Türkiye üye olduğu gün, oy hakkı olarak karar mekanizmalarında en etkin 2-3 ülkeden biri olacak’’ dedi. Ali Babacan, şimdiye kadar AB’nin genişleme sürecinin hep nüfus ve ekonomi olarak daha küçük ülkelerin eklenmesiyle olduğunu, ilk defa, kurucu birkaç ülke büyüklüğünde bir ekonomi ve o büyüklükte bir nüfusun yeni bir üye olarak birliğe dahil olacağını vurgulayarak, bu noktada tereddütleri gidermenin büyük önem taşıdığını, AB’nin ‘’küçük olsun bizim olsun’’ ile daha fazla büyüme arasında seçim yapması gerekeceğini kaydetti. Devlet Bakanı Babacan, şöyle devam etti: ‘’AB eğer genişlemeyi durdurursa, AB’nin toplam ekonomisi, dünya ekonomisi içinde ağırlığı gittikçe azalan bir ekonomi olacak. Asya’nın, Amerika’nın, Güney Amerika’nın, Türkiye’nin büyümesine bakın, bir de AB’nin büyüme beklentilerine bakın. AB durduğu yerde göreceli olarak küçülecek bir birlik olacak. AB’nin siyasi etkinliği, yavaş yavaş azalabilecek. Oysa genişlemeye devam eden bir AB, dünyadaki etkinliğini, küresel rolünü koruyan bir AB olacak. Türkiye’yi içine alan AB, temsil gücü daha yüksek bir AB olacak. Türkiye’yi içine alan AB, dünya meselelerine, dış politikaya çok daha dengeli ve meşruiyet zemini çok daha güçlü bakan bir AB olacak.’’

04.07.2010


 

Okul kütüphaneleri ihmal edildi

TÜRK Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı Ali Fuat Kartal, Özel Bilkent İlköğretim Okulunda düzenlenen ‘’3. Ulusal Okul Kütüphanecileri’’ konferansında, eğitim sisteminin düzeltilmesi isteniyorsa önce okul kütüphanelerinden başlanması gerektiğini söyledi.

Eğitim sisteminin sık sık değiştirildiğini ifade eden Kartal, şöyle konuştu: ‘’Okul kütüphaneleri, eğitim ve öğretimin bölünmez bir unsuru olmasına rağmen bu kadar ihmal ettiğimiz bir kütüphane türü yok. Her yıl değiştirilen eğitim sistemi ile eğitimi ne kadar ciddiyi aldığımızı sanırım okul kütüphanelerinin bugünkü durumu ile izah edebiliriz.’’ Devlet okullarında kütüphanelere gereken önemin verilmesi gerektiğini vurgulayan Kartal, işlevsel bir kütüphane için gerekli bina ve bütçenin tahsis edilmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı devlet okulları ile özel okullarda mesleki eğitim görmüş kütüphanecilerin istihdam edilmesinin önem taşıdığını kaydeden Kartal, özel okullardaki farklı uygulamaların da standart hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. Kütüphanecilerin mesleki ve özlük haklarına ilişkin sorunları anlatan Kartal, kütüphanecilerin özlük haklarının ve statülerinin yeniden belirlenmesini talep etti.

Okul kütüphanelerinde çalışan kütüphanecilerin dört yıllık mesleki eğitim almalarına ve hatta lisans üstü eğitim yapmalarına karşın, uzman olarak atanamadıklarını söyleyen Kartal, eğitim formasyonu almış kütüphanecilerin ‘’öğretmen kütüphaneci’’, formasyonu olmayanların ise ‘’uzman kütüphaneci’’ olarak kadro tanımlarının yapılması gerektiğini kaydetti.

Kartal, ‘’Toplum olarak kütüphanecinin görev ve nitelikleri hakkında sahip olduğumuz kütüphanecinin ‘raftan kitap alıp vermekten başka işi bulunmayan kişi olduğu’ anlayışının en büyük nedeni, meslekten yetişmiş personel sayısının azlığı ve kütüphane kurumunun verdiği hizmet bakımından topluma gerçek yönüyle tanıtılamamasıdır’’ dedi.

04.07.2010


 

Ağaç kabuklarına Osmanlıyı işliyor

KAHRAMANMARAŞLI ağaç oyma ustası Halil Maraşlıoğlu, 30 yıldan bu yana, Osmanlı çizgilerini büyük bir özveriyle işliyor.

Bu güne kadar çeşitli fuarlarda da Kahramanmaraş’ın geleneksel el sanatını tanıtma imkânı bulan Maraşlıoğlu’nun, bir tasarımcı olarak da yaptığı ahşap işlemelerinde, Osmanlı kültürünün yansımalarını bulmak mümkün. Kahramanmaraş’ın geleneksel el sanatlarından ağaç oymacılığına, 15 yaşında başlayan ve 30 yıldır da sürdüren Maraşlıoğlu’nun çalışmaları büyük ilgi görüyor. Sandık, mücevher kutusu, ayna çerçeveleri, Osmanlı armaları ve buna benzer birçok ürünü, büyük bir ustalıkla meydana getiren Maraşlıoğlu, gittiği illerde şehrin tanıtımına yaptığı kadar, Osmanlı’nın sanatsal anlamdaki üstünlüğü de eserleri ile ortaya koyuyor.

04.07.2010


 

Van’da Bediüzzaman Mevlidi heyecanı yaşanacak

VAN’DA bugün öğle namazını müteakiben Bediüzzaman Mevlidi gerçekleştirilecek.

Yukarı Nurşin Camii’nde okunacak mevlid programı için Türkiye’nin farklı bölgelerinden birçok katılımcı şehre geliyor. Mevlid öncesi Van, bilboardlar Bediüzzaman posterleri ile süslenirken, halk otobüsleri, şehiriçi minibüsler ve esnaf dükkânları da afişlerle donatılmıştı. Ayrıca mahallî televizyon ve gazetelerle yapılacak olan mevlidin reklâmı duyuruldu. Bediüzzaman’ın biyografisinin de yer aldığı 5 bin adet el ilânı da Cuma namazından sonra şehrin bütün camilerinde dağıtılmıştı. Mevlidle ilgili bilgiler Van Yeni Asya Temsilciliği’nin 0 (432) 214 67 97 numaralı telefonundan öğrenilebilir.

04.07.2010


 

‘Karekod’da geri adım yok

SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, karekod uygulamasıyla ilgili olarak, ‘’Çok kesin ve kati biçimde 1 Temmuz’dan itibaren bu işin mutlak uygulanacağını ifade ettik ve 1 Temmuz’dan bu yana uygulama devam ediyor.

Şu ana kadar çok önemli, çok ciddi bir aksama olduğuna dair hiçbir haber gelmedi. Sistem, tıkır tıkır işliyor’’ dedi. Karekod uygulamasının geleceğine ilişkin sorular üzerine Zararsız, karekod uygulamasının önceki yıllarda gündeme gelmiş olmasına rağmen ertelemeler sebebiyle konunun bugünlere taşındığını söyledi. İdarenin kararlılığı tam olarak ortaya konulamadığı zaman bu gibi konularda muhatap kitlenin sürekli beklenti içine girdiğini dile getiren Zararsız, bu beklentiler sonucunda ertelemenin kaçınılmaz hale geldiğini belirtti. Karekod sisteminin uygulanmasına dair hiçbir eksiklik bulunmadığı iddiasında bulunduklarını vurgulayan Zararsız, buna rağmen yaşanan aksaklıkları da düzelterek, son olarak 30 Haziran’a kadar sektöre süre verdiklerini hatırlattı.

04.07.2010


 

Doğdukları topraklara davet edildiler

YAKLAŞIK 50 yıl önce Ereğli’den İstanbul’a göç eden Ermeni vatandaşlardan 30 kişilik bir grup, Belediyenin daveti üzerine doğdukları topraklara geldi.

Konya’nın Ereğli ilçesi Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu’nun davetiyle 10. Beyaz Kiraz Şenlikleri kapsamında ilçeye gelen İstanbul’da yaşayan Ermeni Kökenli Ereğlili 30 kişi, Ereğli Tren Garı’nda vatandaşlarca çiçeklerle karşılandı. Karşılamada Ermeni asıllı vatandaşlar, duygusal anlar yaşadı. Burada grup adına konuşan Agop Mıhçı, doğup büyüdükleri topraklara tekrar gelmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Ereğli’yi çok sevdiklerini, ara ara ziyarete geldiklerini ancak ilk kez bu kadar kalabalık bir toplulukla Ereğli’de bulunduklarını anlatan Mıhçı, ‘’Eşim, kız kardeşim, kızım, damadım, torunlarım ve arkadaşlarımla birlikte özlemini içimizde sürekli taşıdığımız Ereğli’ye geldik. Çiçeklerle karşılandık, duygusal anlar yaşıyoruz. İlgi bizleri mutlu etti’’ dedi.

04.07.2010


 

Pitbull’lar toplanıyor

İZMİR İl Çevre ve Orman Müdürü Osman Tatar, İzmir’de 6 Pitbull Terrier ile 1 Dogo Argentino cinsi köpeğe el konulduğunu bildirdi.

Tatar, Çevre ve Orman Bakanlığının Valiliklere gönderdiği yazıda, TBMM Dilekçe Komisyonunun aldığı karar metninde tehlikeli hayvanlara, şikayet üzerine re’sen el konulması, bu el koyma yetkisinin genel kolluk makamları ve Belediye zabıtasını içerecek şekilde genişletilmesi hususunun yer aldığını hatırlattı.

04.07.2010


 

Kayısı bahçesi pikniğe açıldı

BAĞCILAR Belediyesi, kiraz bahçesinin ardından kayısı bahçesini de pikniğe açtı.

Bahçeye gelen çok sayıda vatandaş, piknik yaparken, dalından kayısı yeme imkânı buldu. Programda, Bağcılar Belediye Başkan Vekili Muhterem Şahin, kayısı bahçesi hakkında bilgi vererek, Bağcılar Belediyesi’nin ilçenin ismine uygun olarak meyve bahçeleri oluşturduğunu söyledi. Güneşli Mahallesi’nde oluşturulan kayısı bahçesi, 3 bin 200 metre kare alan üzerine kurulu. Bahçede 78 ağaç bulunuyor. Kayısı ağaçları, İstanbul’un iklim şartlarına uygun olarak Yalova’dan getirildi. Birer ay ara ile oluşan iki cins kayısının olduğu bahçede 500 metrekare alan üzerine inşa edilen bir de Malatya Konağı var. Malatya mimarîsine uygun olarak inşa edilen konakta kültürel faaliyetler gerçekleştirilecek.

04.07.2010


 

Servetini eğitime yatırdı

HAYIRSEVER Abdurrahman Alaettinoğlu, 5 okul yaptırdığı Antalya’nın Alanya ilçesinde bir de fakülte yaptırma sözü verdi.

Alanya’nın tanınmış ailelerinden birine mensup 80 yaşındaki Abdurrahman Alaettinoğlu, doğup yaşadığı ilçesinde 3 ilköğretim okulu, 2 lise yaptırdı. Yaptırdığı 5 okuldan 2’sinin arsasını da veren ve okulların tüm yapım maliyetini tek başına üstlenen Alaettinoğlu’nun eğitime katkısının, 30 milyon lirayı bulduğu bildirildi. Alaettinoğlu, ilçeye bir de fakülte yaptırma sözü verdi. İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Köseoğlu, Abdurrahman Alaettinoğlu’nun, eğitime çok önemli katkılar sağladığını belirterek, bu katkıların devam ettiğini söyledi.

04.07.2010


 

Hava sıcaklıkları normale dönecek

DEVLET Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, ‘’Haziran ayı boyunca ülkemizin büyük bölümünde görülen yağışlar etkisini azaltarak, önümüzdeki hafta boyunca özellikle kuzey bölgelerimizde aralıklarla görülecek’’ dedi.

Hafta ortasından itibaren yağışların Marmara’nın doğusu ve Karadeniz bölgesinde aralıklarla devam edeceğini, güney, iç ve batı kesimlerde havanın parçalı az bulutlu olması beklendiğini bildiren Çağlar, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Haziran ayı boyunca ülkemizin büyük bir bölümünde görülen yağışlar etkisini azaltarak, önümüzdeki hafta boyunca özellikle kuzey bölgelerimizde aralıklarla kısa süreli ve yerel gök gürültülü sağanak yağış geçişleri görülecek. Hava sıcaklığı, hafta boyunca mevsim normalleri civarında seyretmeye devam edecek.’’

04.07.2010


 

Boyalar velilerden, boyama müdürden

ŞANLIURFA’NIN Viranşehir ilçesinde, bir ilköğretim okulunun müdürü ve yardımcıları, velilerin aldığı boya ile okulun dış cephesini ve bazı sınıfları boyuyor.

Göl İlköğretim Okulunun idarecileri, eğitim-öğretim yılının sona ermesinin ardından, fiziki görünümünü düzelterek okulu, yeni eğitim öğretim sezonuna hazırlamaya çalışıyor. Bu çerçevede idareciler, okul aile birliği ve bazı velilerin temin ettiği boya ile 2 binası bulunan okulun dış cephesi ile görünümü bozulan bazı sınıfları boyamayı kararlaştırdı. Kendisi de bu işten anlayan okul müdürü ve yardımcıları, tasarruf çerçevesinde boyama işini de kendileri üstlendi.

04.07.2010


 

Bosna’da “Fetih” şöleni

BOSNA-Hersek Başmüftülüğü, Unsko Sanski Kantonu, Sanski Most Belediyesinin organizasyonu, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığının (TİKA) katkılarıyla düzenlenen faaliyetler kapsamında, Sanski Most şehir merkezinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Mehteran Takımı halka konser verdi.

Konserin ardından, Fatih Sultan Mehmed’in 1463 yılında Bosna’nın fethi sırasında batıda geldiği son nokta olan Sanski Most’a bağlı Kamingrad beldesinde törenler düzenlendi. Fatih’in, Temmuz ayının ilk Cumasını ordusuyla birlikte kıldığı ve “Musalla” adı verilen namazgâhın bulunduğu bölgede, ülke genelinden getirilen ve Osmanlı’yı temsil eden sancakların geçişi yapıldı. Sancakların geçişinin ardından mehter takımı, burada da Türkçe ve Boşnakça sevilen parçalarını törenlere katılan binlerce insan için seslendirdi.

TİKA Koordinatörü Yeşiler, burada yaptığı konuşmada, Fatih Sultan Mehmed’in Bosna’yı fethi sebebiyle her yıl Sanski Most’ta düzenlenen geleneksel “fetih kutlamalarının” çok anlamlı olduğunu vurguladı. Bu toprakların nice krallar, prensler, sultanlar gördüğünü, ancak hiçbirinin Fatih Sultan Mehmed Han kadar Türk ve Boşnak milletinin tarihini derinden etkileyen bir sultan görmediğini ifade eden Yeşiler şöyle konuştu: “İstanbul’un fethi öncesi ‘Onların hayalleri bizim yaptıklarımıza ulaşamaz’ diyen Büyük Sultan, tam 10 yıl sonra Avrupa’nın kalbinde yaşayan sizlerin gönüllerini de fethetmiştir. Onun bu sahraya gelişi, bir geçiş değil, Türk ve Boşnaklar için bir başlangıç olmuştur. O tarihten bu yana bizler etle tırnak gibi birbirinden ayrılmaz millet olduk. İstanbul Saraybosna’yla, Konya Travnik’le, Bursa Mostar’la kardeş oldu. Saraybosna’da, Travnik’te doğanların mezarları İstanbul’dadır. Konya’da, Maraş’ta, Erzurum’da doğanların mezarları da bu sahradadır.”

Bosna-Hersek Başmüftüsü Dr. Mustafa Ceriç’i temsilen konuşan Travnik Müftüsü Nusret Abdibegoviç de Fatih Sultan Mehmed’in alnını secdeye koyduğu musallada, kendisinin namaz kıldıracağı için çok heyecanlı olduğunu belirtti. Boşnakların Fatih Sultan Mehmed sayesinde İslâm’la tanıştıklarını belirten Abdibegoviç şöyle konuştu: “Bu nedenle Fatih Türklerin olduğu kadar bizim de tarihimizdir. Bizim de sultanımızdır. O yüzden her yıl burada fethi kutluyoruz. İstanbul’dan sonra fetih şenliklerinin yapıldığı bir diğer belde belki de bu topraklardır.” Konuşmaların ardından Türkiye’den gelen hafızlar Abdurrahman Bozan ve Osman Soymaz, alanda bulunan binlerce kişiye Kur’ân-ı Kerim okudu.

CEMAATLE NAMAZ

Faaliyetler kapsamında Fatih’in ordusuna 1463 yılının Temmuz ayının ilk Cumasını kıldırdığı tarihi “Musalla”da, Travnik Müftüsü Abdibegoviç tarafından Cuma namazı kıldırıldı. Abdibegoviç, Cuma hutbesinde de Bosna’nın fethi ve fethin önemi konusunu cemaate anlattı. Geleneksel olarak bu bölgede kılınan Cuma namazı kapsamında Sanski Most ve civarındaki tüm camiler Cuma vakti kapatılıyor. Bölgedeki halk, kadın, erkek, çocuk toplu olarak “Musalla” denilen alana geliyor ve burada Cuma namazını toplu şekilde kılıp duâ ediyor. Bu yılki törenler de, Sanski Most’un yanı sıra Saraybosna, Bihaç, Travnik, Mostar, Banja Luka, Bujin gibi önemli şehirlerden gelen binlerce Boşnak’ın katılımıyla yapıldı. Kılınan Cuma namazı ve yapılan duânın ardından törenler sona erdi.

ASKERÎ ATAŞELİK ŞEHİTLİK YAPTIRMIŞTI

Sanski Most’ta yaşayan Kerkük Türkmenlerinden Emir Kasapoğlu’nun, 7 yıl önce bölgede Fatih’in askerlerine ait olduğu bilinen mezarların bulunduğunu Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçiliğine bildirmesi üzerine, Türkiye’nin Saraybosna Askerî Ataşeliğince bu bölgeye bir de şehitlik yaptırıldı. Her yıl düzenlenen faaliyetler kapsamında Musalla’ya gelenler, buradaki Türk Şehitliğini ziyaret ederek, Fatih’in şehit askerleri için duâ ediyor.

04.07.2010


 

Seyyar çevre araçları ilk turlarını tamamladı

ÇEVRE Orman Seyyar Eğitim araçları ‘’daha yaşanabilir bir çevre için’’ bütün Türkiye’yi dolaştı.

Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri, Nisan ayında yola çıkan Çevre Orman Seyyar Eğitim araçlarının 81 ili dolaşarak ilk programını tamamladığını bildirdi. Gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak için, kirlenmelerin ve tabiat tahribatının önlenmesi, yeşil alanların korunması, arttırılması ve kamuoyunun bilinçlendirilmesinin önemine işaret eden yetkililer, tabiî kaynakları ve dünyayı geleceğe taşımak için birlikte çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtti. Yetkililer, ‘’Çevre Orman Seyyar Eğitim Araçları’’ projesinin, konunun öneminin bütün çevrelerce daha iyi anlaşılmasını sağlamak için Bakanlık tarafından ‘’Aynı suyu, aynı toprağı, aynı havayı, aynı dünyayı paylaşıyoruz’’ sloganıyla başlatıldığını hatırlattı. Çevre Orman Seyyar Eğitim Araçları ile ilgili ayrıntılı bilgilere, her ilde gerçekleştirilen faaliyetlere yönelik bilgi ve görüntülere ‘’www.cevreormanegitimi.cob.gov.tr’’ adresinden ulaşılabiliyor.

04.07.2010


 

Otoban gürültüsüne ağaçlı çözüm

AĞAÇLANDIRMA ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü Hanifi Avcı, karayolu ağaçlandırmasıyla, otoban gürültüsünün yüzde 20 ile 80 arasında önlenebildiğini belirtti.

Avcı, ağaçların temiz havaya katkısının yanında, gürültüyü önleyici etkisinin de olduğunu söyledi. Otobanlarda dikilen ağaçların öncelikli amacının egzoz kirliliğini önlemek, görsel açıdan seyahati keyifli hale getirmek olduğunu anlatan Avcı, ağaçların araç gürültüsünün etkisini azaltma amacı taşıdığını da ifade etti. Gürültüyü önlemek için dikilecek ağaçların boylu, yaz-kış yaprak dökmeyen, sık dallı türlerden oluşması gerektiğini vurgulayan Avcı, ağaçların en az üç sıra ve çapraz dikilmesinin gürültünün önlenmesinde etkili olduğunu bildirdi. Avcı, gürültüye karşı yaz-kış yaprak dökmeyen, mavi selvi, kara selvi, ardıç, mazı, leylandi gibi çabuk büyüyen ve ibreli ağaçların tercih edildiğini belirtti.

04.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.