Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellemin arkadaşları olan Sahâbe, İslâmı yaymada ve tebliğ etmede en güzel örnektir. Sahâbe’nin fedakârlığını, şefkatini, merhametini ve ihlasını peygamberimiz övmüştür.
Onların ihlas,sıdk, takvâ, istikâmet, ibâdet ve mütevazı oluşlarını Kurân, Tevrat ve İncil methetmiştir.
“Islâm dinine girme husûsunda öne geçen ilk Muhâcirler ve Ensâr ile onlara güzellikle tabi olanlar var ya, işte Allah onlardan râzı olmuştur, onlar da Allah’tan râzı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, zemîninden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.” (Tevbe, 9/100)
Bu âyette Sahabe ve onların yolunda gidenlerden Allâh’ın razı olduğu, onların da Allah’tan râzı olduğu ve cennete girecekleri müjdelenmiştir.
Cenâb-ı Allah Kurân’da “Ey îman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin. Böyle davranırsanız Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resûlüne itâat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur” buyurmuştur. (Ahzâb, 33/70,71)
İşte Sahâbe sıdkta, doğrulukta, Allah’tan korkmada ve takvada en üst seviyede idiler. Onlar: “Allah’ın rızasını nasıl kazanırız, İslamı nasıl yaşar ve tebliğ ederiz!” diyorlardı. Bütün gayret ve himmetleri Allah ve Resûlüne itâat idi. Dünyevî ve şahsî menfeat peşinde değillerdi.Yalan, hile ve aldatmaktan, yılan ve akrepten kaçar gibi uzaklaşırlardı.
Bu bakımdan peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Yahûdiler 71, Hıristiyanlar 72, ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, bunlardan sadece biri fırkâ-i nâciye (kurtulan fırka) olacaktır buyurmuştur. Fırka-i nâciyenin, yani kurtulan grubun hangisi olduğu sorulunca da, peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Benim ve Ashâbımın yolunda olanlar, kurtulacaktır” buyurmuştur.
Evet imanın temeli; ihlas, sıdk ve doğruluktur. “Müseylime’yi esfel-i sâfilîne düşüren kizb olduğu gibi, Muhammedü’l-Emîn Aleyhissalatü Vesselâmı âlâ-yı illiyyîne (en yüce makâma) çıkaran sıdktır ve doğruluktur... Halbuki şu zamanda, kizb ve sıdkın ortasındaki mesâfe o kadar kısalmış ki, âdetâ omuz omuza vermişler. Sıdktan yalana geçmek pek kolay gidiliyor. Hattâ siyâset propagandası vâsıtasıyla, yalancılık doğruluğa tercih ediliyor. İşte en çirkin şey, en güzel şeylerle beraber bir dükkanda, bir fiatla satılsa, elbette pek âlî olan ve hakîkat cevherine giden sıdk ve hak pırlantası, o dükkâncının mârifetine ve sözüne îtimad edip, körü körüne alınmaz.” (Sözler, 446)
Hülasa; erkekler sıddîk ve kadınlar sıddîka olsa, İslam dünyası ve dünya kurtulur. Âyette de ifade edidiği gibi; en büyük kurtuluş Sahâbe’nin izini ve yolunu takip etmektir. Çünkü Kurân’ı en iyi yaşayan ve sünnete en iyi ittibâ eden Sahâbe olmuştur.