"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tahkîkî iman dürüstlükle kazanılır

İbrahim Günay
18 Mayıs 2023, Perşembe
Mekke müşrikleri Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in peygamber olduğunu kabul etmediler.

Çünkü onlara göre peygamber, zengin ve makam sahibi olmalıydı.İşte bu yüzden: “Allah, Ebû Tâlib’in yetimi Muhammed’den başka kimseyi peygamber bulamamış mı?” dediler.

Bu olay üzerine Yunus sûresi nâzil oldu. Cenâb-ı Allah Yûnus sûresinde şöyle buyurdu: “Elif. Lâm. Râ. İşte bunlar hikmet dolu Kitâb’ın âyetleridir. İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve îman edenlere, Rableri katında onlar için “YÜKSEK BİR DOĞRULUK MAKÂMI” OLDUĞUNU MÜJDELE, diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki, o kafirler: Bu elbette apaçık bir sihirbazdır, dediler.?” (Yûnus, 10/1,2)

Âyette geçen “Kademe sıdk” yani “YÜKSEK DOĞRULUK MAKÂMI” Allah’a îmanla başlar. Kadem; bir yere gelmek, varmak, ulaşmak, bir şeyden önce gelmek, kıdem gibi anlamlara gelir.

SIDK İSE; doğruluk, samîmiyet, içtenlik, hakîkat, gerçek ve gerçeği söylemek gibi mânâlara gelir.

Sıddîk da, çok doğru, çok dürüst kimse demektir Sıdk, büyük bir makamdır. Bu makamın ilk basamağı kelime-i şehâdet getirip müslüman ve mümin olmakla başlar. Sıdk ve sıddîk makâmı önce bizim peygamberimiz Muhammed Sallallâhu aleyhi ve sellemin, sonra da diğer peygamberlerin ve sonra da Hz. Ebû Bekir’indir.

Sonra da derecesine göre  ulemânın ve diğer müslümanlarındır. Sıdk önce tahkîkî  îmanla başlar. Çünkü îmanın temeli sıdktır, doğruluktur ve dürüstlüktür. Küfrün temeli de kizb’tir yalancılıktır. Özde, sözde, kalbde ve kalıpta doğru olmamaktır.

Bu yüzden, “KADEMÜ SIDK” EN BÜYÜK DOĞRULUK MAKÂMI” başta peygamberimizindir. Çünkü o daha peygamber olmadan, “Muammedü’l-Emîn” (=güvenilir, doğru Muhammed) ünvânını almıştı. 

Dostu, düşmanı, inanan ve inanmayan herkes ona güveniyordu.

Hz. Ebû Bekir’e de Mirac olayından sonra peygamberimiz “Sıddîk” lakabını verdi. Sıddîk, çok doğru, çok dürüst anlamına gelir. Çünkü, müşrikler miraç mucizesini inkar ederken Hz. Ebû Bekir kabul etti. Müşrikler Hz. Ebû Bekir’e gelip: “Senin arkadaşın Muhammed, göklere çıktığını, cennet ve cehennemi gördüğünü” söylüyor deyip Hz. Ebû Bekir’i îmanından vaz geçirmeye çalıştılar. Hz. Ebû Bekir de: “Hz. Muhammed söylüyorsa, o anlatıyorsa doğrudur” dedi ve müşrikleri hayal kırıklığına uğrattı.

Bu hâdise peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selleme anlatılınca, peygamberimiz çok memnun oldu ve Hz. Ebû Bekir’e “Sıddîk” lakabını verdi. “Ebû Bekir sıddıktır.” dedi ve onu en büyük makamla müjdeledi.

Evet, demek ki insan; kalbindeki îmanın ve doğruluğunun derecesine göre “SIDK” ve “SIDDÎK” makâmına sahiptir. İşte Hikmet dolu Kurân’ımız, bizi sıdk makamında yükselmeye ve terakkî etmeye dâvet ediyor. Çünkü “KADEMÜ SIDK” (=YÜKSEK DOĞRULUK MAKÂMI) en büyük makamlardandır.

O halde bize ilk önce lazım ve elzem olan şey sıdktır, doğruluktur. Sonra da yalan konuşmamaktır.

“Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Şûra kuvvet bulsun! Bütün levm ve itab ve nefret, hevâ ve hevese tâbi olanlara olsun. Selâm ve selâmet Hüdâ’ya tâbi olanların üstüne olsun. Âmîn.”

Okunma Sayısı: 2095
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı