Mevsimlerden daha kış sonu ama içimde cıvıl cıvıl kuşlar ötüşüyor. Hayatıma ses getirecek, karanlıkta aydınlığa çıkaracak, bana sabrı öğretecek, bağlanmayı, vefayı, sadakati, dik durmayı öğretecek yüreği yiğit bir insanla yani nişanlım ile tanışmamın heyecanı var içimde. Günler günleri kovalıyor ve herşey istenildiği gibidiyor söz nişan.
En önemlisi bizim oralarda çeyiz sandığının evden çıkması adettir. Çıkan sandık yerine ulaşır daha dönmez. Çeyiz çıkar ev eşyaları alınır ev de tamamdır. Geriye düğün telaşı kalır. Gelinlik hazır düğün kartı hazır.
Buraya kadar herşey çok güzel değil mi? Sonra bir gece malumunuz karanlığın çöktüğü o gece hayallerde çöker aslında. İnsanın hayaline ve aklına gelmeyecek şeylerin yaşanacağına gebeymiş aslında. Bir karar ile nişanlım da kayınbabam da açığa alınır. Ben başka yerdeyim nişanlım başka yerde ve bir gün telefonum çalar. Nişanlım ile son konuşmamız olduğunu bilseydim hiç kapatmazdım. ”Alo“ sesi tedirgin. “Efendim canım”. ve beklenen son. “Olsun sakın ama sakın üzülme ben beklerim ömrüm yetene kadar”.
Polisler çoktan gelmişler tabi kurduğumuz, eşyalarını tek tek dizdiğimiz evimize. Onun yanında olamadığıma mı üzülsem yoksa ana evinden binbir zorlukla çıkartılan sandığımın zalimlerin eli ile kurcalanmasına mı bilemedim. Sandığın anahtarını bulamayınca kırmaya daha da komiği açamazlarsa alıp götüreceklermiş. Mazaallah ya içinde tehlikeli bir şey varsa. Tehlikeli tabi annemin yaptığı danteller, nakişlar, onların içinde olmayan saf duygular.
Düğün günü gelir ne damat var ne düğün. Çekilenler burada bitmiyor tabi bi de o açtığımız evi kapatıp esyalarını köye taşımak var. O sandığın gözümün önünde eve dönmesi var. Yıkıldık mı? Hayır. Tekrardan toparlandık Allah’ın izni ile. Sonrası diğer ailelerin başına gelen malum şeyler iş ara bulama. Kayınvalidem ile gittiğimiz bazı kurumların neden gittiğimizi duyunca hemen kapıları pencereleri kapatmaları. Kayınvalidemin bi eşine bir oğluna hapishaneden hapishaneye gitmesi az da değil arada 18 saat var. Dışardaki en yakın ailenin, akrabalarının bile ‘duymadım bilmiyorum görmedim’i taklit etmesi… Bütün bunları atlattık çok şükür. Bana en zor gelen 9. aya girdik ama ben nişanlımı ne görebildim ne de sesini duyabildim. Soyadımın tutmaması ve arkadaşlık görüşünün olmaması. Bütün bunları atlatmak zor olmadı tabi.
Kaybettiğim çok sey oldu. Düğün günümde gelinliğim ile kala kalmam onun yokluğunda yalnız ayakta kalmam, ama inanın kazandıklarım bunların yanında dağ gibi. Mükemmel bir aile mükemmel iki kardeş tabi bir de yiğitlerden bir yiğit ruhumu taçlandırıp bana güzel hisler öğreten, sabır kahramanı bir müstakbel eş. Hayatta elmas ruhlu insanların biryerlerde seni düşünüyor olması senin için geceleri dua ile yalvarması bile yaşadıklarımıza yetiyor. Biliyoruz ve umud ediyoruz ki ilerde o güzel günlerde yine beraber olacağız Allah’ın izni ile…