Geçen günlerde bir fırsat zuhur etti, tefekkür ve okuma yapmak maksadı ile Tekirdağ sosyal tesislerimize yolumuz düştü. Tekirdağ sosyal tesislerine yolu düşen herkesin bu tesisle alâkalı birçok hatırası vardır. Bizim de birçok hatıramız vardı, bu sebepten gidebilecek birçok yer olmasına rağmen tercihimizi Tekirdağ’dan yana kullandık.
İstanbul’a ilk geldiğimiz yıllarda daha sosyal tesisleri görmeden orada okuma programlarına katılmış talebelerden tesis ve programlar hakkında malumat sahibi olmuştuk. O talebe kardeşlerde gerek tesisin imkânları, gerekse okuma programlarının içeriği o kadar tesir bırakmış ki, biz kardeşlerimizle yıl boyu ilgilenirken, onların hep Tekirdağ sosyal tesislerindeki yaz programlarının hayalini kurduklarına şahit olmuştuk.
Artık bizim de hayalimizde yaz programları vardı, acaba nasıl bir yerdi? Acaba nelerle karşılaşacaktık orada? Neler bizi bekliyordu? Nasıl bir program olacaktı? Acaba kimlerle tanışacak, neler yaşayacaktık?
İstanbul’da kaldığımız iki yıl boyunca yazları Tekirdağ sosyal tesislerinde okuma programlarına katılmak nasip olmuştu ve yıl boyunca program hayalî kuran talebe kardeşlerin halini anlamaya sebep oldu ki, bizim de aradan geçen yıllara rağmen hatıralarımız hâlâ taze ve canlı.
Hâkim bir tepede Marmara Denizine nâzır bir alanda kurulu bulunan tesisin, bir yanında renkleri ile bizi cezb eden ayçiçeği tarlaları, bir yanında bağrı yanık Anadolu insanını hatırlatan boynunu bükmüş başakları olan ekin tarlaları, güneşi ve yeşili ile halı sahası ve yüzme havuzu… Ve Risale-i Nur dersleri ile insanı maddî ve manevî anlamda cezbeden cennetten bir köşe…
Sadece bunlar mı? Elbette ki değil, orada yaz tatilini feda edip bugünün gençlerine iman Kur’ân hakikatlerini anlatma, Allah’ı ve Resûlünü sevdirme yolunda sırf Allah rızası için çalışan, gecesini gündüzüne katan görevli ağabeyler… Ve varlıkları ile Tekirdağ sosyal tesislerine neşe katan ve program sonunda her defasında ayrılırken hüzünlendiğimiz, unutamadığımız, unutmayacağımız talebe kardeşlerimiz…
Tekirdağ sosyal tesislerinde kaldığımız sürece o mekândaki her şey ile ünsiyet ettik, her bir şey hatıralarımıza şahitlik etti. Hele o programlarda tanıştığımız kardeşlerle aradan geçen yılların ardından bugün beraber aynı yerde hizmet ediyor olmak ise tarifi imkânsız ayrı bir hal…  
En son beş yıl önce gelmiştik Tekirdağ sosyal tesislerine. Bir programa katılıp dönmüştük ama yine birçok hatıra hafızalarımızda kalmıştı. Beş yıl aradan sonra Tekirdağ sosyal tesislerine vardığımızda prefabrik barakaların yıkıldığını, gölgesinde oturduğumuz ağaçların yer değiştirdiğini gördük. Bir bakıma harabeye dönmüştük ki, o manzara baştaki sözde geçen hali yaşamamıza sebep oldu. Üzerinden zaman geçmiş ve bazı şeyler artık eskisi gibi değildi. Buna üzüldük, ama bu görüntü bize harabeyi hatırlatsa da; bu durum daha iyi bir mekânın yapılması için yer ihzar edilmesinden başka bir şey değildi. Tekirdağ sosyal tesisleri şimdi hizmet alanını daha da genişleterek, üniversite öğrencilerine yurt imkânı, okul öncesi eğitimi, üniversite hazırlık eğitimi, açık lise programı ve her zamanki gibi üç aylık Risale-i Nur okuma programları vb… birçok alanda hizmet vermeye hazırlanmakta. “Marmara Eğitim Kampüsü” olarak isimlendirilen tesis artık sadece yaz aylarında değil, yıl boyunca hem talebelere, hem ailelere hizmet verecek.
“Nev-i insanî bir nefistir; dirilmek üzere ölecek. Ve küre-i arz dahi bir nefistir; bâkî bir sûrete girmek için o da ölecek. Dünya dahi bir nefistir; âhiret suretine girmek için o da ölecek.” Tekirdağ sosyal tesisleri uzun süre vazifesini ifa etti ve Marmara Eğitim Kampüsü olarak tekrar inşaa edilmeye hazırlanıyor. Bugünlerde yeni tesisin temel atma çalışmalarının hazırlıkları yapılıyor. Bir an önce tesisin tamamlanıp ve hizmetlerine devam etmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyoruz… Ve tabii bunun için kavlî ve fiilî duâları da bekliyoruz.