Kin, nefret, yalan, iki yüzlülük gibi kötü hasletleri de, şefkat, merhamet, iyilik, dostluk, sadakat ve istikamet gibi güzel hasletleri de içinde barındıran yaratılışın eşsiz mu’cizesi. Fakat insan güzel hasletleri geliştirdikçe “İnsan’’, güzel hasletlerini ortaya koydukça “Allah’a (cc) kul” ve bu değerleri yaşamakla birlikte yaşanmasına vesile olursa Hazret-i Peygamber’e (asm) “hakikî bir ümmet’’ olabilme şerefine erişiyor. Hayatta herşey zıttıyla biliniyor. Gece olmasa gündüzün, soğuk olmasa sıcağın, hastalık olmasa sağlığın, kötüler olmasa iyilerin değerini anlamak mümkün değil. İnci  denizin dibinde olduğu için, ona ulaşmayı hedef ve gaye edinmeyen insan fani ömrünü hem zayi ediyor, hemde büyük hayal kırıklıkları yaşıyor.

NE CENNET UCUZ, NE DE CEHENNEM LÜZUMSUZ

Dünya’ya gönderiliş amacımız Rabbimize kul olmak iken, kula kulluk eder hale gelmiş ise, sırat-ı müstakim diyerek girdiği yolda yolunu şaşırmışsa, hedefinde temel değerlerine sahip çıkmak varken, değerlerini kaybetmişse, dün yanlış dediklerini doğru telâkki edip yalan bataklığına saplanmışsa, zahire aldanıp yanlışa girmişse, haramı helâl deyip yemeye devam etmişse, günaha kılıf geçirip sevap diyerek kendini kandırmışsa işte o zaman ‘’İnsanlıktan’’ çıkmış demektir.
Asrın Müceddidi Bediüzzaman’ın ‘’Cennet ucuz değil, Cehennem lüzumsuz değil’’ sözü derin mânâlar ifade ediyor. Demek ki, Cennet insanlar içinken, Cehennem, insanlığını kaybedenler için yaratılmış. Cennet Allah Azze ve Celle’ye kul olmaya çalışanlar için yaratılmışken, Cehennem dünyada yaptıklarının yanına kâr kalacağını düşünen gafiller, vicdansızlar, ahiretini üç günlük dünya hayatı için satanlar için bir azap durağı olarak yaratılmıştır. Kısacası mü’minin makamı cennet-ül naim, münkirin makamı cehennem-i daimdir.

HER DAİM DUÂMIZ

Ya Rabbi! Şüphesizki duâları işiten ve duâlara cevap veren Sensin.
Bizleri İnsi ve Cinni bütün şeytanların şerrinden muhafaza eyle. Bizleri gazaba uğrayanların değil, kurtuluşa erenlerin yoluna ilet, bizleri münafıkâne dessasların şerrinden ve münâfık cereyanlara kapılıp savrulanların şerrinden muhafaza eyle. Bizleri hakkı hak bilip hakka tutunan, batılı batıl bilip batıldan sakınanlardan eyle. Bizleri Dünya’ya meyledip ahireti unutanlardan, kin, nefret, gıybet, riya, gurur ve kibrinin esiri olanlardan eyleme. Bizleri iki yüzlülükten, yalandan ve iftiradan muhafaza eyle. Bizlere içinde bulunduğumuz dâvâya sadakatle bağlı kalmayı nasip eyle. Bizleri kalbi başka dili başka olanlardan eyleme. Bizleri en doğru ve en güzel yola eriştir. Bizleri haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlardan, makam ve mevki için dâvâsını satanlardan eyleme. Bizleri neme-lâzımcı olanlardan, vurdumduymaz ve duyarsız olanlardan eyleme. Bizlere kıyamet gününe kadar zalimlerin, şeytanların, münafıkların, deccal ve süfyan komitelerinin karşısında Elif gibi dimdik durabilmeyi, bizleri yaratan Allah’a (cc) karşı vav gibi olabilmeyi nasip et. Duâlarımızı Kâbe-i Muazzama’da, Mekke-i Mükerreme’de ve Medine-i Münevvere’de yapılan duâlar gibi kabul ve makbul eyle.

AMİN.. AMİN.. AMİN..