Yeni Asya ile ne zaman tanıştınız? Neden Yeni Asya?

Yeni Asya ile hem İnternet vasıtası ile hemde bazı dostlarımızın vasıtası ile tanıştım. Dört gazete aboneliğimi Yeni Asya ile tanıştıktan sonra sonlandırdım. Biz inançlı insanlarız. Okuduğumuz gazetelere, izlediğimiz TV kanallarına dikkat etmek zorundayız. Yeni Asya her gün yayınladığı Âyet, Hadis ve Kur’ân Tefsiri ile bütün İslâm Âleminin Sesi. Kim nerede ve nasıl Müslüman olmuş biz Yeni Asya’dan öğreniyoruz. 21. Yüzyılın Ahirzaman Müceddidi Bediüzzaman Hazretlerinin kâinata değişmem dediği talebesi Zübeyir Gündüzalp tarafından 1970 yılında yayın hayatına başlamıştır. 46 yıldır eğilmeyen ve bükülmeyen bir duruş, Hakk’ın hatırını esas tutan bir anlayış, adalet, hürriyet ve demokrasiden ayrılmayan bir bakışa sahiptir. Nur cemaatinin tek gazetesidir.

Derslerde ve özel sohbetlerinizde en çok vurgu yaptığınız  ‘’İttihad-ı İslâm’’ nedir? Neden bu kadar önemli?

İttihad-ı İslâm, Müslümanlar arasında birlik ve dayanışmayı tesis ederek İslâm’ın toplumun iktisadî, siyasî, sosyo-kültürel her alana hâkim olmasını amaçlayan bir fikirdir. Bir şeyi anlatırken önce biz inanmalıyız ki, karşı tarafı da ikna edelim. Birbirleri ile uğraşanlar müsbet hareket edemezler, tenkit hastalığına yakalananlarda ihlâstan bahsedemezler. Üstad; “Cemaatler Maksatta İttifak etmeli’’ diyor. Bunu uygulamak hepimizin vazifesi. Birleşsin demiyor, Maksatta ittifak etsin diyor bunu da başka taraflara çekmemek lâzım. Biz şahısların değil, Meşveret ve Şûrânın sesiyiz! Daha kendi cemaatinin meşveret kararını algılayamayanların dışarıda İslâm Birliği narası atması, aç tavuğun kendini buğday ambarında sanması gibidir. Burada ciddiyet ve samimiyet yoktur.

“Asya’nın Bahtının Miftahı Meşveret ve Şûrâdır” yazan kaç gazete var?

Bununla birlikte kanaat önderleri ve Sivil toplum Kuruluşları bir araya gelerek bazı meseleleri istişare edebilmeli. İstişare Kur’ân’ın emridir. Bu emir yerine hakikî manada getirilmezse ve tepeden inme bir anlayışla yola devam edilirse; ‘’İttihad-ı İslâm’’ hangi bahara olur bilemiyorum.

Yazılarınızda genelde TV ve gazeteleri neden bu kadar çok eleştiriyorsunuz?

Bediüzzaman; “Edipler Edepli olmalı’’ diyor. Fakat ülkemizde son yıllarda hem TV’lerde hemde gazetelerde ahlaksızlık ve maneviyatsızlık aldı başını gitti. Diziler önceden üniversite aşklarını sürekli gündeme getirerek gençlerimizin ahlâkını bozdu, şimdide bu neredeyse ilkokula kadar indi. İçki, kumar ve zina kavramları normalleştirildi. Bu ülkenin inançlı insanları bu gidişe dur demezse kim dur diyecek? Tesettürlü anneden tesettürsüz ve saygısız kızlar, namazlı babalardan namazsız ve edepsiz erkek çocukları meydana gelmeye başladı. Ama ne zaman bu mesele önünü alınmaz bir hale gelir o zaman veryansın edilir! Allah (cc) hepimize akıl, fikir ve basiret versin. (AMİN)

Selâm ve Duâ ile.