Tarihçe-i Hayat - page 344

Ezcümle:
Yedi sene evvel, daha yeni ezan ç›kmadan,
bir k›s›m memurlar sar›¤›ma, hem hususî fiafiîce ibadeti-
me müdahale etmek istemelerine mukabil, bir k›sa Risa-
le yaz›ld›. Bir zaman sonra yeni ezan ç›kt›; ben o risale-
yi mahrem dedim, intiflar›n› men ettim. Hem, ezcümle,
Dârülhikmeti’l-‹slâmiyede bulundu¤um zaman, tesettür
ayeti aleyhinde Avrupa’dan gelen itiraza karfl› bir cevap
yazm›flt›m. Bundan bir sene evvel, eski matbu risalele-
rimden al›nan ve On Yedinci Lem’a nam›ndaki risalenin
bir meselesi olarak kaydedilmifl ve sonra Yirmi Dördün-
cü Lem’a ismini alan k›sac›k
Tesettür Risalesi
, ilerideki
kanunlara temas etmemek için, o Tesettür Risalesini set-
rettim. Her nas›lsa, yanl›fll›kla bir yere gönderilmifl. Hem
o Risale, medeniyetin, Kur’ân’›n ayetine etti¤i itiraza
karfl›, müskit ve ilmî bir cevapt›r. Bu hürriyet-i ilmiye,
Cumhuriyet zaman›nda elbette kay›t alt›na al›namaz.
B
Efi‹NC‹
D
EL‹L
:
Dokuz senedir, bir köyde inzivay› ihtiyar
etti¤im; ve hayat-› içtimaiyeden ve siyasetten s›yr›lmak
istedi¤im; ve bu defa gibi, müteaddit bafl›ma gelen bütün
iflkencelere tahammül edip, dünya siyasetine kar›flma-
mak için bu on senede hiç müracaat etmedi¤imdir. E¤er
müracaat etseydim, Barla yerine ‹stanbul’da oturabilir-
dim. Ve belki, bu defadaki gaddarâne tevkifimin sebebi,
müracaats›zl›ktan küsen ve gururlar›na dokunan Isparta
Valisinin ve hükûmetin baz› memurlar›n›n garazlar›ndan
veya iktidars›zl›klar›ndan habbeyi kubbe yap›p, Dahiliye
Vekâletini evhamland›rmas›d›r.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümlesi,
Kur’ân’›n surelerini oluflturan ‹lâhî
söz.
Barla:
Isparta’n›n bir ilçesi. Bedi-
üzzaman Hazretlerinin sekiz y›l
sürgün olarak kald›¤› ve Risale-i
Nur’lar›n büyük bir k›sm›n› telif
etti¤i yer.
dahiliye vekâleti:
iç iflleri bakan-
l›¤›.
delil:
bir davay›, meseleyi ispata
yarayan fley, bürhan, beyyine.
elbette:
kesinlikle, mutlaka, flüp-
hesiz.
evham:
vehimler, zanlar, kuflku-
lar, esass›z fleyler, kuruntular.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangݍ.
ezan:
Müslümanlar› ibadete ça-
¤›rmak için çok defa minareden,
“tekbir, flahadet” gibi, bilinen be-
lirli kelimeleri söylemek suretiyle
yüksek sesle okunan sözler, iba-
dete ça¤r› amac›yla yüksek sesle
yap›lan davet.
ezcümle:
belli bafll›, bafll›ca, özel-
likle, bu cümleden olarak, bu da,
bu babdan.
gaddarane:
zalimce, gaddarca,
merhametsizce, haincesine.
garaz:
kötü kas›t, düflmanca ni-
yet, kin.
habbe:
yuvarlak ve ufak tane.
hayat-› içtimaiye:
sosyal hayat,
cemiyet hayat›, toplum hayat›.
hususî:
bir fleye, bir kifliye, bir ye-
re has olan, herkese âid olmayan,
özel.
hükümet:
devlet.
ibadet:
Allah’›n emrettiklerini ye-
rine getirme, Allah’a karfl› kulluk
vazifesini yapma.
ihtiyar:
seçme, tercih, irade.
iktidar:
güç yetme, yapabilme,
bir ifli gerçeklefltirmek için gere-
ken kuvvet.
ilmî:
ilim ile ilgili, ilme dair.
intiflar:
yay›lma, da¤›lma, neflro-
lunma.
inziva:
bir köfleye çekilme, tek
bafl›na yaflama, dünya ifllerinden
vaz geçme, dünyadan el-etek
çekme.
iflkence:
eziyet, azap, bir kimse-
ye verilen maddî-manevî s›k›nt›,
zulüm.
itiraz:
bir fikri, hükmü veya duru-
mu kabul etmeyip çürütmeye
kalk›flma, karfl› ç›kma, karfl› dur-
ma.
344 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
kanun:
devletin yasama kuv-
veti taraf›ndan herkesçe
uyulmak üzere konulan her
türlü kaide, yasa.
kayd:
yaz›ya geçirme, deftere
yazma.
mahrem:
herkesçe bilinme-
mesi gereken.
matbu:
tab edilmifl, bas›lm›fl
(dergi, kitap, gazete.
medeniyet:
medenîlik, flehir-
lilik, uygarl›k.
men:
yasak etme, durdurma,
mâni olma, b›rakmama, bir
fleyi diri¤ etme, bir fleyin ya-
p›lmas›n› engelleme, esirge-
me, vermeme, önleme.
mukabil:
bir fleye karfl› yap›-
lan.
müdahale:
kar›flma, el atma,
araya girme, sokulma.
müskit:
susturan, susturucu,
karfl›l›¤a meydan vermeyen,
konuflamayacak hâle getiren.
müteaddit:
ço¤alan, çok, bir-
çok, türlü türlü, çeflitli, birden
fazla.
nam:
ad, isim.
setr:
örtme, kapanma, gizle-
me, setretme.
siyaset:
politika.
fiafiî:
fiafiî mezhebinden olan
kimse.
tahammül:
zora dayanma,
sabretme, sab›r gösterme.
tesettür:
örtünme, kapanma.
tevkif:
cezaî tahkikat s›ras›n-
da, zanl›n›n mahkeme karar›-
na kadar geçici olarak hapse-
dilmesi.
vali:
bir vilâyeti idare eden en
büyük memur.
1...,334,335,336,337,338,339,340,341,342,343 345,346,347,348,349,350,351,352,353,354,...1390
Powered by FlippingBook