Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Erdoğan: Barışı küreselleştirelim

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, barış ve istikrarın küreselleşmesine katkı sağlayacak her imkanın değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, ‘’Eğer barışın küreselleşmesini sağlayamazsak, şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki o noktadan itibaren terör küreselleşmeye başlıyor. Şu an onun bedelini ödüyoruz’’ dedi.

‘’2. Türk-Arap Ekonomi Forumu’’nda konuşan Başbakan Erdoğan, bugün sonucunun nereye varacağını kestirmekte zorlanılan ve dünyayı çepeçevre kuşatan bir küreselleşme dalgasıyla karşı karşıya olunduğunu belirterek, bilgi teknolojisindeki yeniliklerin, mesafeleri ortadan kaldırarak dünyayı küçük bir köye dönüştürdüğünü söyledi.Bugün siyasi ve askeri gücün, ekonomik güçle desteklenmediği ölçüde bir anlam ifade etmediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, bu yeni sürece iyi uyum sağlayan ülkelerin başarılı olup kazançlı çıkacağını kaydetti. Barış ve istikrar olmadan refaha ulaşmanın mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: ‘’O sebeple, refahın, barış ve istikrarın küreselleşmesine katkı sağlayacak her imkanı değerlendirmek durumundayız. Eğer barışın küreselleşmesini sağlayacaksak, şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki o noktadan itibaren terör küreselleşmeye başlıyor. Şu an onun bedelini ödüyoruz. Mal ve hizmet alıp verirken bizleri birbirimize yakınlaştıran ticari ilişkilerin önünü mümkün olduğunca açmalıyız. Küreselleşme çağında, psikolojik bariyerleri yıkmanın en etkili yolu bana göre budur.’’

/ İSTANBUL

09.06.2006


 

Laikliğin tanımında ortak görüş yok

Türkiye’deki görev süresini tamamlayan AB Komisyonu Temscilcisi Hansjörg Kretschmer, son açıklamalarında dikkate değer mesajlar verdi. Kretschmer, Milliyet’in “Avrupa için laik bir Türkiye ne kadar önemli?” sorusunu, “Laikliğin tanımı konusunda bir görüş birliği yok. Bizim için önemli olan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle koruma altına alınan temel insan hak ve özgürlüklerinin güvenceye alınmasıdır. Zaten bu tanım kökten dinciliği dışlar” diye cevapladı.

AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hansjörg Kretschmer, Türkiye’de laikliğin tanımı konusunda bir görüş birliği olmadığını belirterek, “Bizim için önemli olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle koruma altına alınan temel insan hak ve özgürlüklerinin güvenceye alınmasıdır. Bu Türkiye’nin iç meselesidir” dedi.

Milliyet’in sorularını cevaplandıran Kretschmer, “Şemdinli olaylarının takibi konusundaki” bir soruyu cevaplarkenŞemdinli iddianamesinin bir bölümünün askeri yargıya havale edildiğini ve iddianamenin yetersiz bulunduğu için sonuç çıkmadığını, Van Savcısı’nın görevine son verildiğini ifade etti. Hansjörg Kretschmer, şunları söyledi:

“Bu, yargı bağımsızlığı ve sivil-asker ilişkileri alanlarında soru işaretleri yaratıyor. İfade özgürlüğü davalarındaki eleştirilere Türk tarafı hep ‘Yargı bağımsızlığı var, müdahale edemeyiz’ karşılığını verir. Biz de buna hak veririz. Ama yargı bağımsızlığı her koşulda olmalıdır. Bir savcının yazdığı iddianame için neden işinden olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Bir iddianame yetersiz görülüyorsa buna mahkeme karar vermelidir ki, zaten beraatla sonuçlanan birçok iddaname vardır. Bunların hiçbirinde savcılar atılmıyor.”

“ORDU HÂLÂ SİYASETTE ETKİLİ”

AB Komisyonu Temsilcisi, sivil-asker ilişkileri konusunda bugüne kadar çok şey yapıldığını belirterek, hazırlanan son reform paketinde de askeri harcamaların denetlenmesini sağlayacak ve sivillerin askerî mahkemelerde yargılanmasını sona erdirecek adımların konmasından memnun oloduklarını söyledi. Kretschmer, “Ancak genelde ordu hâlâ Türk siyaseti üzerinde çok önemli etkiye sahip. Bu bir ayda, bir yılda düzelecek konu değil. Zamanla AB’deki uygulamalarla paralel hale gelecektir” diye konuştu.

AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Kretschmer, “Avrupa için laik bir Türkiye ne kadar önemli?” şeklindeki soru üzerine “Kökten dinci bir Türkiye’yi tabii ki kimse istemez. Ama laikliğin tanımı konusunda bir görüş birliği yok. Bizim için önemli olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle koruma altına alınan temel insan hak ve özgürlüklerinin güvenceye alınmasıdır. Zaten bu tanım kökten dinciliği dışlar” dedi.

Kretschmer, “Türkiye’nin pozisyon belgesinde “laiklik” ifadesinin sizin için önemi nedir?” şeklindeki soruya ise “Bu Türkiye’nin iç meselesidir” karşılığını verdi.

DANIŞTAY SALDIRISINDA ,AÇIKLAMA

YERİNE ARAŞTIRILSAYDI

Kretschmer, bazı kişelerin Danıştay saldırısının laikliğe ya da türban yasağına karşı yapıldığına inandığını ifade ederek, “Danıştay’ın açıklaması da bu yönde, başka opsiyonlar da olduğu yazılıyor. Yorum yapmak istemem ama bu saldırı konusunda çok fazla şey, çok erken söylendi. Sakince dâvâyı araştırıp sonuçlandırmak daha akıllıca olurdu” şeklinde konuştu.

Kretschmer, saldırının Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecini etkileyemeyeceğini söyledi.

Gündemi meşgul eden çetelerin yargı reformuyla alâkalı olduğunu belirten Hansjörg Kretschmer, “Türkiye ile AB sürecinde götürmeyi amaçladığımız siyasî reform sürecinin ana hedeflerinden biri de bu. Başarabilirsek, ileride çete olayları çok daha ciddi biçimde, spekülasyonlardan uzak ele alınıp çözüme ulaştırılacak” dedi.

Yeni Asya / İSTANBUL

09.06.2006


 

Ağar: İktidar çözüm üretemiyor

Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Mehmet Ağar, Hükümetin, Güneydoğu meselesinden Avrupa Birliği’ne, ekonomiden işsizliğe kadar hiçbir meselede çözüm üretemediğini savundu.

DYP Lideri Mehmet Ağar, partisinin Isparta İl Başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin sorunlar içerisinde olduğunu, kırsal kesimde çiftçilerin, şehirlerde de esnafın, emeklilerin ve gençlerin sıkıntı içerisinde bulunduklarını kaydetti. Ağar, şöyle konuştu: ‘’Bütün bu meseleleri çözemeyen, Güneydoğu’dan Avrupa Birliği’ne, ekonomiden işsizlik sorununa kadar hiçbir meselede çözüm üretemeyen beceriksiz bir iktidar var. Siyaseti kutuplaşmaya ve zıtlaşmaya dayayıp, buradan pay almaya çalışıyorlar. Bu iktidardan kurtulma süreci gelmiştir. Fakir fukaranın, ezilen kesimlerin iktidara taşıdığı AK Parti’nin, iktidarı sürdürme şansı kalmamıştır. Bir yandan her köşeden çıkan yolsuzluk haberleri, belediyesinden devlet yönetimine kadar yolsuzluk haberleri var.’’

Türkiye’nin zorlukları, sıkıntıları aşabilme konusunda gücü ve imkanları bulunduğunu kaydeden Ağar, ‘’Önemli olan bunların en iyi şekilde yönetebileceği bir siyasi iradenin var edilmesidir. Türkiye’nin ihtiyacı olan yegane şey, daha iyi yönetilmektir’’ dedi. Partisinin Türkiye’yi daha güçlü hale getireceğini, daha iyi ve daha başarılı yöneteceğini ifade eden Ağar, bunu yapacak kadro ve projeleri bulunduğunu ifade etti. Ağar, ekonominin sürekli şoklarla sarsıldığını, bu durumdan sadece büyüklerin istifade edeceğini savundu.

/ ISPARTA

09.06.2006


 

Babacan: Süreç başarıyla işliyor

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, modern bir anlayış, esnek ve dinamik bir yapılanmayla Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini son derece başarılı bir şekilde yürüttüklerini söyledi.

Babacan, Hazine Müsteşarlığında düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecine ilişkin son gelişmeler, geleceğe dönük perspektif ve AB ile ilişkilerin genel çerçevesi konusunda bilgi verdi. Sürecin kendileri için Cumhuriyetin bütün ilkelerinin daha ileri noktalara taşınması, Türk halkının daha özgür ve müreffeh bir geleceğe kavuşması anlamını taşıdığını söyleyen Babacan, bu sürecin sonunda Türkiye’nin her konuda yenileceğini kaydetti.

Sürecin ilk aşaması olan tarama çalışmalarının 20 Ekim 2005’te bilim ve araştırma faslının tanıtıcı tarama toplantısıyla fiilen başladığını belirten Babacan, sonuncusu çevre faslında olmak üzere bugüne kadar 18 fasla ilişkin ayrıntılı tarama çalışmalarının tamamlandığını kaydetti. Babacan, ‘’AB müktesebatının sınıflandırıldığı 35 fasla ilişkin tüm tanıtıcı ve ayrıntılı taramalar 13 Ekim 2006’da tamamlanacaktır’’ dedi.

AB HEYECANI DURAKLAMADI

Babacan, katılım sürecinin bir yararının da, Türkiye’nin kendi kaynaklarını daha rasyonel ve verimli kullanması konusunda sağladığı motivasyon olduğunu bildirdi. Tarama sürecinin teknik bir süreç olduğuna işaret eden Babacan, olumlu gelişmelerin kamuoyuna yansımamasından şikayet ederek şunları söyledi:

‘’Süreç içerisinde herhangi bir sansasyonel gelişme olmadığı için, bir şeyler yapılmıyormuş gibi bir izlenimin oluşması son derece yanlıştır. Nitekim süreci yakından izleyen herkes, nasıl yoğun bir emek sarf edildiğini, arkadaşlarımızın nasıl heyecanla çalıştıklarını, her alanda nasıl ilerleme kaydedildiğini net olarak görmektedir.’’

Babacan, AB heyecanının durakladığını iddia etmenin, her şeyden önce harcanan bu yoğun mesaiye, emeğe ve bürokratlara haksızlık olacağını söyledi.

TAKVİM İŞLİYOR

Soruları da cevaplandıran Babacan, bir gazetecinin, “Yıl sonuna kadar üç-dört faslın müzakereye açılacağının söylendiğini, ancak bunun şu ana kadar henüz gerçekleşmemiş olduğunu” belirtmesi üzerine, kendisinin müzakerelerden sorumlu bir kişi olarak, zamanlama ile ilgili bu yönde bir açıklamasının bulunmadığını kaydetti. Taramayla ilgili olarak bir takım teknik süreçlerden geçilmesi gerektiğini vurgulayan Babacan, 3 Ekimde başlayan tarama sürecinin ilk taramasının 20 Ekimde, aynı faslın ayrıntılı taramasının yaklaşık bir ay sonra yapıldığını belirterek, tarama raporu için de komisyonun tüm birimlerinden onay alındığını hatırlattı.

“Takvim, öngördüğümüz şekilde, öngörülerimize uygun şekilde işliyor” diyen Babacan, gelecek hafta bir değil, ikinci faslın da açılmasını arzu ettiklerini, ancak (ikinci fasıl olan) eğitim ve kültür faslıyla ilgili olarak AB’nin ortak pozisyon belgesinin henüz oluşturulamamış olması nedeniyle bunun zor göründüğünü söyledi. Babacan, gelecek hafta birinci fasılla ilgili olumlu gelişmeler olmasını beklediklerini kaydetti. Başmüzakereci Babacan’a “AB müzakere sürecinde, kurumsallaşma konusunda bazı uygulamaların yapılmadığı” konusundaki eleştiriler ve “9. Uyum Paketi ile ilgili yasaların TBMM tatile girmeden yetişmeyeceği” görüşleri de hatırlatıldı. Uyum paketiyle ilgili şu anda TBMM’de çok yoğun bir çaba olduğunu ifade eden Babacan, Meclisin, sıkışık programına rağmen 9. Uyum Paketiyle ilgili yasalara öncelik verdiğini bildirdi. Sürecin gayet iyi işlediğini belirten Babacan, “Siz sonuca bakın. Sonuçta tarama sürecinde en ufak bir aksama yok. Fasılların birer birer açılmasıyla ilgili takvimimiz gayet güzel işliyor” dedi.

/ ANKARA

09.06.2006


 

TMK, tatil öncesi yasalaşacak

Terörle Mücadele Kanun (TMK) Tasarısı, Meclis tatile girmeden önce Genel Kurul’dan geçecek.

AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, etkin pişmanlığı düzenleyen ve Abdullah Öcalan’a af getirdiği iddia edilen maddenin, CHP’nin ve kamuoyunun çekinceleri doğrultusunda değiştirileceğini söyledi. CHP ise, tasarının Genel Kurul’da öncelikli olarak görüşülmesini istiyor.

NTV’nin haberine göre, etkin pişmanlığı düzenleyen ve Abdullah Öcalan’a af getireceği iddia edilen tasarının 6. maddesi ise değiştirilecek. AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin tasarının üzerindeki çalışmalar tamamlandıktan sonra yasalaşacağını söyledi. Edinilen bilgilere göre etkin pişmanlık maddesi metinden çıkartılacak. Etkin pişmanlık TCK’nın 221. maddesinde düzenlenecek. Bu düzenleme halen Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülen uyum yasaları arasında yer alıyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da, Meclis gündeminde diğer düzenlemelerin arasında önceliğin terörle mücadeleye verilmesini istedi.

/ ANKARA

09.06.2006


 

İnsan hakları için dayanışma

İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkan Yardımcısı Avukat Eren Keskin, Türkiye’de ordunun hâlâ tartışılamaz bir tabu olduğunu söyledi.

Almanya’da yaptığı bir konuşmasında “orduya hakaret ettiği” gerekçesiyle 10 ay hapis cezası alan Avukat Eren Keskin’e destek amacıyla düzenlenen “Kadın ve İnsan Hakları için Eren Keskin ile Dayanışma Gecesi” önceki gece Salon La Bella’da gerçekleştirildi. Akın Birdal ‘ın da katıldığı gecede İlkay Akkaya, Rojin, Kardeş Türküler, Koma Asmin, Feminist Kadın Çevresi’nden Müzisyen Kadınlar ve Gürkan Genç sahne aldı. Eren Keskin, Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, ordunun hâlâ tartışılamaz bir tabu olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“Ben Türkiye’de ordunun sivil siyaset üzerinde egemenliği olduğunu düşünüyorum. Bunun değişmesi gerektiğini savunuyorum. Bu nedenle de Almanya’da yaptığım bir konuşma nedeniyle orduya hakaretten hakkımda dâvâ açıldı. 10 ay hapis cezası aldım. Ama ben bu cezayı ödemeyeceğimi ifade ettim ve kadınlar benim için bir kampanya başlattılar. Ordu tartışılmıyor, tartışanlarında başına bunlar geliyor.”

Canan KARAKAŞ / İSTANBUL

09.06.2006


 

AKP, hayal kırıklığına uğrattı

AKP’den ihraç edilen Hatay Milletvekili Fuat Geçen, AKP’nin halka, “Temel değerlerinizle ilgili dik duracağız ve bu değerlerinize saygılı olacağız” sözü vererek kahir ekseriyetle iktidara geldiğini, ancak toplumdan gelen taleplerin gereklerini yerine getirmediğini söyledi. Geçen, AKP’nin başörtüsü meselesini de “çözer gibi” yaptığını kaydederek, “Başörtüsünü çözer gibi yapmak ayrı, çözmek ayrı” şeklinde konuştu.

"Yolsuzluk, Türkiye’de iktidar olan her erkin baş belâsı bir şeydir. Teşkilât mensuplarını eğer iyi izlemezseniz, tüccar zihniyeti ile yaklaşır ve istismar ederler. Türkiye’de yolsuzluğunlokomotifi siyasettir, siyasetçidir. Orayı kesin, öbür taraf kurur."

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

Kemal BENEK / ANKARA

09.06.2006


 

“Dinlere saygı için ortak tavır” çağrısına Polonya’ dan destek geldi

Polonya Meclis Başkanı Marek Jurek, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın insanlığın ortak mirası olan kültür ve dinlere saygı için işbirliği ruhuyla ortak bir tavır alınması çağrısını desteklediğini belirtti.

Meclis, Başkanı Arınç’ın, Hz. Muhammed’in (a.s.m.) karikatürlerinin yayınlanmasıyla başlayan karikatür krizinin ardından, AB ülkeleriyle Yeni Zelanda ve Ürdün’ün Parlamento Başkanları’na gönderdiği mektuba, İsveç, Avusturya ve Macaristan Parlamento Başkanları’ndan sonra Polonya Meclis Başkanı Marek Jurek’ten de cevap geldi. Jurek, mektubunda karikatürlerin din karşıtı bir fobinin ifadesi olduğunu ve İslam ülkeleriyle Batı arasında gereksiz yere gitgide artan bir din karşıtlığı duygusu uyandırıldığına inandığını ifade ederek, “Ülkemde bu yayınların öfke uyandırdığını belirtmek isterim” dedi. Düşüncesizce yapılan bu davranışın Polonya’daki diğer yetkililerce de kınandığını vurgulayan Jurek, Hz. Muhammed’in (a.s.m.) karikatürlerinin yayınlanmasının toplumun büyük çoğunluğu tarafından “ifade özgürlüğünün aşılması” olarak görüldüğünü belirtti. Mektubunda insan haklarına da dikkat çeken Jurek, içinde bulunduğumuz modern dünyada ruhani ve manevi değerlerin korunmasının barış içinde yaşama ve saygı görme hakkı gibi insan haklarından olduğunu belirtti. “Kötü hisleriyle hareket eden ve dini nefret, diğer insanlara karşı güç kullanma amaçlı ve barışı ve huzuru bozmaya çalışanlara karşı ortak tavır almalıyız” diyen Jurek mektubunda şöyle dedi: “Türkiye’nin Medeniyetler İttifakı faaliyetlerine katılımının somut ve verimli bir diyalog fırsatı yaratacağına inanıyoruz. Bundan dolayı insanlığın ortak mirası olan kültür ve dinlere saygı için işbirliği ruhuyla ortak bir tavır alınmasına ilişkin çağrınızı destekliyoruz.”

/ ANKARA

09.06.2006


 

Perinçek ve rektöre suç duyurusu

ODTÜ’lü bir grup öğrenci, geçen haftaki ‘’Kemalist Devrim’in Düşünsel Kaynakları’’ sempozyumu öncesi yaşanan olaylarla ilgili olarak İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve ODTÜ Rektörlüğü hakkında suç duyurusunda bulundu.

Ankara Adliye Sarayı önünde toplanan öğrenciler önce basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasında, sempozyum sırasında öğrencilere, jandarma ve Perinçek’in korumaları tarafından saldırıldığı ve bazı kişilerin yaralandığı savunuldu. Sempozyumun öğrencilere yönelik olmadığı ifade edilen açıklamada, İşçi Partisi’nin şiddeti körüklediği ve ODTÜ Rektörlüğünün de olaylardan sorumlu olduğu iddia edildi. Suç duyurusu dilekçesinde de demokratik haklar ve ifade özgürlüğü çerçevesinde sempozyumu eleştirmek için toplananlara müdahale edildiği anlatıldı. Dilekçede, Perinçek’in olayların azmettiricisi olduğu, Rektörlüğü yetkililerinin de görevlerini kötüye kullandığı ileri sürülerek, sorumlular hakkında yasal işlem yapılması talep edildi.

/ ANKARA

09.06.2006


 

49 dernekten ortak barış bildirisi

Almanya’nın Essen şehrinden 49 ayrı derneğin ortaklaşa hazırladığı ‘’Müslümanların Diyalog, Uyum ve Barış Bildirgesi’’ açıklandı.

Essen Yabancılar Meclisi’nin girişimiyle 11 Eylül saldırılarından sonra Müslümanlar hakkında ortaya çıkan olumsuz imajı gidermek amacıyla hazırlanan bildirgede, şehirdeki tüm sivil toplum kuruluşlarının terörizmi kınadığı belirtilerek, İslam dininin hoşgörülü ve şiddete karşı olduğuna vurgu yapıldı. Yabancılar Meclisi Başkanı Muhammet Balaban, yaptığı açıklamada, Alman toplumuna gerçekleri aktarmak amacıyla yayımlanan bildirgenin Alman siyasi partileri tarafından da desteklendiğini ifade etti. Balaban, ‘’Toplum içinde Müslümanlara olan önyargıların ortadan kaldırılmasından yanayız. Alman toplumu kafasındaki soru işaretlerinden kurtulmalı, okul çağındaki çocuklarımız bundan etkilenmemeli, yeni nesillere zararı dokunmamalı, huzur içinde yaşamalıyız’’ dedi.

/ ESSEN

09.06.2006


 

HAK-PAR’a kapatma talebi

Hak-Par’ın 1. Olağan Kongresi’ndeki Kürtçe konuşmalar ve davetiyeler nedeniyle Genel Başkan Abdülmelik Fırat’ ve 13 yönetici hakkındaki davanın duruşmasında, savcı partinin kapatılmasını istedi.

Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Cumhuriyet Savcısı Çetinbinici, esas hakkında mütalaasını okudu. Çetinbinici, Siyasi Partiler Yasası uyarınca Hak-Par’ın kapatılmasını isteyerek, “Değiştirilmesi istenilen bir yasal normun tartışma platformu asla mahkemeler ve duruşma salonları olmamalıdır” dedi. Duruşma, sanıkların esas hakkındaki savunlarını yapmaları için ertelendi.

/ ANKARA

09.06.2006


 

Savcıdan soruşturma belgelerine kısıtlama talebi

Eryaman’daki bir eve düzenlenen baskınla başlatılan “Atabey Grubu” soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Dilaver Kahveci, soruşturma belgelerinden örnek alınmasının kısıtlanması talebiyle mahkemeye başvurdu.

Kahveci, soruşturmanın gizliliğinin tehlikeye düşeceği gerekçesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 153. maddesini dayanak göstererek, belgelerin incelenmesinin ve örnek alınmasının kısıtlanmasına karar verilmesi amacıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne talepte bulundu. Kahveci’nin talebi, nöbetçi hakim tarafından değerlendirilecek.

/ ANKARA

09.06.2006


 

Çocuklar müstehcenlik ve şiddetten rahatsız

RTÜK’ün 17 ilde, 7-14 yaşlarında bin 719 öğrencinin katılımıyla yaptığı araştırma sonuçlarına göre lköğretim çağındaki öğrencilerin televizyonda izlemekten en rahatsız olduğu görüntüler, yüzde 82.7 oranıyla “açık saçık ve çıplaklık ihtiva eden görüntüler.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından gerçekleştirilen “Televizyon Yayınlarının Çocuklar Üzerindeki Etkileri” adlı araştırmanın sonuçları Ankara’da düzenlenen toplantıda açıklandı.

RTÜK’ün 17 ilde, 7-14 yaşlarında bin 719 öğrencinin katılımıyla yaptığı araştırmaya göre, ilköğretim çağındaki öğrenciler arasında en çok izlenen programlar yüzde 72.1’le çizgi filmler. Bunu, yüzde 70.1’le yerli diziler, yüzde 49.3’le yarışma programları, yüzde 45.8’le filmler ve yüzde 44.6’yla çocuk programları izliyor.

Çocuklar arasında en sevilen TV kahramanı, yüzde 7.5 oranıyla “Örümcek Adam” oldu. Örümcek Adam’ı “Kurtlar Vadisi” dizisinden Polat Alemdar, yüzde 4.2’le takip etti. İlköğretim çağındaki öğrencilerin yüzde 3.8’i büyüdüğünde Sihirli Annem dizisindeki Betüş’e, yüzde 3.4’ü Kurlar Vadisi’ndeki Polat Alemdar’a, yüzde 2.9’u ise Cem Yılmaz’a benzemek istiyor. En sevdikleri dizi Sihirli Annem, çizgi film “Tom ve Jerry”

Araştırma sonuçlarına göre ilköğretim çağındaki öğrencilerin televizyonda izlemekten en rahatsız olduğu görüntüler, yüzde 82.7 oranıyla “açık saçık ve çıplaklık içeren görüntüler.” Çocukların yüzde 71.1’i “kavga ve şiddet görüntülerinden” rahatsız olduğunu belirtirken, yüzde 69.3’ü ise “insanların üzüldüğünü, ağladığını gösteren görüntülerden” rahatsız. RTÜK Başkanı Dr. Zahid Akman, akıllı işaretler sisteminin 23 Nisanda hizmete girmesinin ardından çok olumlu sonuçlar aldıklarını belirtti.

/ ANKARA

09.06.2006


 

Yetimler İstanbul’da buluşuyor

İHH İnsanî Yardım Vakfı, İslam coğrafyasının yetimlerini İstanbul’da buluşturuyor. On beş ülkeden gelecek yetimler, 11 Haziran’da gerçekleşecek 2. Uluslar arası Çocuk Buluşması’nda özel sunumlarda bulunacak.

Savaş, açlık, tabiî afet gibi sebeplerle ailelerini yitirmiş yetimler İHH İnsanî Yardım Vakfı’nın düzenlediği 2. Uluslar arası Çocuk Buluşması’nda bir araya geliyor. İlki geçtiğimiz Kasım ayında gerçekleşen buluşmaya katılacak olan yetimlerin Türkiyeli kardeşlerine kendi ülkelerini temsilen özel gösterileri olacak.

“Dünyanın neresinde olursa olsun,

yetimler bizim çocuklarımız” diyen İHH İnsanî Yardım Vakfı, Afrika, Asya, Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlarda yetimlere yönelik yardım çalışmalarını sürdürürken İstanbul’da gerçekleştireceği 2. Uluslar arası Çocuk Buluşması ile de çocuklara bayram neşesi yaşatmayı amaçlıyor. Ürdün, Filistin, Irak, Etiyopya, Burkina Faso, Sudan, Çeçenistan, Doğu Türkistan, Afganistan, Pakistan, Endonezya, Bosna, Kosova ve Makedonyalı yetimlerin ülkelerine has gösterileriyle, Kıbrıslı çocukların da misafir olarak yer alacağı buluşmaya Türkiye’nin dört bir yanından da katılımın olması bekleniyor.

Bugünden (Cuma) itibaren İstanbul’da olacak yetimler, 11 Haziran 2006 Pazar günü My Showland’de gerçekleşecek 2. Uluslar arası Çocuk Buluşması’nda Türkiyeli kardeşleriyle kaynaşma imkânı bulurken, program sonrasındaki günlerde de İstanbul’u gezecekler.

09.06.2006


 

Dawson: Doğuda STK’lar proje konusunda zayıf

Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Müsteşarı Martin Dawson, ‘’Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki sivil toplum kuruluşları proje konusunda çok zayıf durumdalar’’ dedi.

Fransa Büyükelçiliği Başkatibi Catherine Robinet, Almanya Büyükelçiliği Müsteşarı Helga Barth ve AB Komisyonu Danışmanı Sema Kılıçer ile birlikte Erzurum’da gezi ve incelemelerini sürdüren Dawson, Erzurum Baro Başkanı Sadullah Kara’yı makamında ziyaret etti. Dawson, daha sonra Erzurum Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Zekiye Çomaklı’yı dernek binasında ziyaret ederek, çalışmaları konusunda bilgi aldı. Martin Dowson, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki sivil toplum kuruluşlarının, Avrupa Birliği’nin kaynaklarından yararlanmak için proje sunmadığını söyledi. AB’nin sivil toplum kuruluşlarını desteklediğini ve bu desteği vermeye devam edeceğini kaydeden Dowson, ‘’Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki sivil toplum kuruluşları proje hazırlama konusunda çok zayıf durumdalar. Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nden sunulan proje bu bölgedekinden çok fazla’’ dedi.

/ ERZURUM

09.06.2006


 

Eczacılardan AKP’li Akgül’e tepki

Eczacı olmayan sermaye sahiplerine eczane açabilmeleri ve açtıkları eczanede işçi olarak eczacı çalıştırmaları ile ilgili hazırladığı 6197 sayılı kanun teklifini TBMM’ye sunan AKP Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül, eczacıların büyük tepkisini çekti.

Kanun teklifini protesto eden ve şiddetle karşı çıkan eczacılar, tepkilerini Akgül’e faks, e-mailler çekerek, telefon ederek gösteriyorlar. Akgül’ün teklifine tepki gösteren İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Kaplan, “Bu kanun teklifi, sağlık hizmetini tamamen ticaret haline getirmeyi amaçlamaktadır ve Anayasaya ve yasalarımıza tamamen aykırı bir içeriktedir. Teklif, yıllardır mücadele verilen, türlü yolsuzlukların alıp yürüdüğü ve insan sağlığının hiçe sayıldığı muvazaa eczanelerin hayat bulmasını ve yasal hale gelmesini sağlamak için kaleme alınmıştır” dedi.

AKP’li Akgül’ün TBMM Başkanlığı’na sunduğu, 24 Mayıs 2006 tarih, 6197 sayılı kanun teklifinde, eczacı olmayanların sorumlu eczacı görevlendirmek şartıyla eczane açabilmelerine imkân tanınması talebinin yanısıra, veteriner olmayanların sorumlu veteriner bulundurma şartıyla hayvan muayene merkezleri, diş doktoru olmayanların sorumlu diş doktoru bulundurmak şartıyla diş hastalıkları muayene merkezi açmalarına imkân tanınması talebi de yer alıyor.

Haber Merkezi

09.06.2006


 

‘Okul polisi’ görevde

Okullardaki şiddet olaylarının önlenmesi amacıyla geçtiğimiz yıl Adana Valiliği öncülüğünde Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile başlatılan ‘’Okul Polisliği Projesi’’ çerçevesinde 40 polis memuru üniversitede eğitim alırken, uygulama bu yıl da devam etti.

ÇÜ’de eğitim gören polisler, 30 lisede sabit olarak görev yaparken, bu polisler tarafından bugüne kadar suça karışma riski bulunan 60 öğrenci tesbit edildi. Bu öğrencilere Seyhan Belediyesi ileiş birliği çerçevesinde mesleki eğitim ve ücretsiz dershane imkânı sağladı.

Artan şiddet olayları karşısında emniyet görevlileri, okul önlerinde bulunan kafe ve işletmelere karşı denetimleri sıklaştırdı. Emniyet tarafından olay yoğunluğunun fazla olduğu belirlenen 120 okul önü ve çevresinde sabit personel görevlendirilirken, diğer okullara ise 1-2 dakika içerisinde müdahale edebilecek 100 resmî devriye ekibi hazır bulunduruluyor.

Okullardaki şiddet olaylarının temelinde yanlış arkadaşlıklar, özenti, aile ilgisizliği ve eğitimsizliğin bulunduğu, göçün sebep olduğu kültürel farklılık ve entegrasyon sorununun ise bu olayları körüklediği bildirildi.

ŞİDDETE LİSELİLER DAHA FAZLA KARIŞIYOR

Adana Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi kayıtlarından derlediği bilgilere göre, il merkezinde şiddet olaylarına karışanların yüzde 22’sini ilköğretim, yüzde 50’sini lise öğrencileri, yüzde 21’ini ilköğretim ve liseden terk eden çocuklar, yüzde 7’sini ise ilköğretim okulu ve lise mezunları oluşturuyor. Şiddet olaylarına karışanlardan yüzde 63’ü 15-18 yaş, yüzde 37’si 12-15 yaş arası çocuklardan oluşuyor.

Olaylara karışanların yüzde 23’ünün ise zararlı madde alışkanlığı bulunuyor. Çoğunluğu okul içinde gerçekleşen olayların yüzde 60’a yakınında kesici ve delici alet kullanılıyor. Şiddetin temelinde yanlış arkadaş seçimi, özenti, aile ilgisizliği ve eğitimsizlik bulunuyor. Göçün neden olduğu kültürel farklılık ve entegrasyon ise şiddeti körüklüyor.

TEDBİR ALINDI ŞİDDET AZALDI

Adana’da, 2005 yılı içerisinde kent merkezinde bulunan 69 okulda 115 asayiş olayı gerçekleşirken, bu olaylara 123’ü öğrenci 169 çocuğun karıştığı belirlendi. Başta ‘’Okul polisliği projesi’’ olmak üzere alınan tedbirler sayesinde, bu yılın ilk 4 ayında bu sayı 53’e düştü. Bu olaylara, 66’sı öğrenci olmak üzere 79 çocuk karıştı. Olayların 39’u okul içinde, 14’ü ise okul önünde meydana geldi. Araştırmada, okullardaki bu durumun toplumdaki şiddet olaylarının doğal bir yansıması olduğu tesbit edildi.

/ ADANA

09.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004