Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

İKÖ'den Filistin'e: İç savaş tuzağına düşmeyin

İKÖ Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda diplomatlar, Filistinli grupların bütün tahriklere rağmen iç savaştan kaçınmaları gerektiğinin üzerinde durdu. Toplantının açılışında konuşan Malezya Dışişleri Bakanı Seyid Hamid Albar, “Filistinli kuvvetler bir iç savaşın meydana gelmesine izin vermemeli” dedi.

Azerbaycan’ın başşehri Bakü’de yapılan İslâm Konferansı Örgütü (İKÖ) Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda diplomatlar, Filistinli grupların bütün tahriklere rağmen iç savaştan kaçınmaları gerektiğinin üzerinde durdu.

Toplantının açılışında konuşan Malezya Dışişleri Bakanı Seyid Hamid Albar, “Filistinli kuvvetler bir iç savaşın meydana gelmesine izin vermemeli” dedi. Yemen Dışişleri Bakanı Ebu Bekr El Kurbi ise, Filistinli Hamas grubunun Ocak’ta yapılan Filistin Parlamento seçimlerini kazanmasının İsrail tarafından suistimal edildiğini belirterek, İsrail, ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB), Hamas’ı ‘bir terörist örgüt’ olarak kabul ettiklerine dikkat çekti. El Kurbi, “Hamas’ın seçim zaferiyle birlikte Filistin Hükümeti ile diyalog kurmak istemeyen İsrail’in eline büyük bir fırsat geçti” diyerek, Hamas’ın seçimleri kazanmasının ardından Batı’nın Filistinliler’e transfer etmeyi durdurduğu malî yardımların tekrar başlatılması çağrısında bulundu. Ebu Bekr El Kurbi, “Bugün bu tehditler Filistin halkını zor durumda bırakıyor. Yardımı durduran ülkelere, Filistin’e yardımlarını tekrar başlatmalarını istiyoruz” dedi. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev de, BM Güvenlik Konseyi’nde reformlar yapılması çağrısında bulunarak, “Kararların uygulanması için etkili bir mekanizma yok. Eğer bir karar alınıyorsa, bu mutlaka uygulanmalı. Eğer bir ülke bu kararı uygulamıyorsa, bu ülkeye karşı yaptırımlar uygulanmalı” dedi.

/ BAKÜ

20.06.2006


 

13 milyon mülteci var

20 Haziran, her yıl Dünya Mülteciler Günü olarak kutlanıyor. Dünyada yaklaşık 13 milyon insan, “resmen” mülteci olarak tanınıyor, ancak kesin rakam belli olmamakla birlikte binlerce insan mülteci statüsü kazanabilmek için bekliyor.

Helsinki Yurttaşlar Derneği Mülteciler Komitesi’nin verdiği bilgiye göre, Dünyada yaklaşık 13 milyon insan, resmen mülteci olarak tanınıyor. Türkiye de, eski Yugoslavya, Çeçenistan, Irak, İran, Sudan, Somali, Etiyopya, Eritre ve daha birçok Afrika ve Asya ülkesinden mülteci akınına uğruyor. Türkiye’de büyük çoğunluğu kayıt dışı olduğundan, mültecilere ilişkin kesin ve güvenilir rakamlar yok.

TÜRKİYE, COĞRAFYA ÇEKİNCESİ KOYDU

Türkiye’yi Avrupa’ya geçiş için transit ülke olarak kullanmayı tercih ediyor. Mültecilere ilişkin 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi, “mülteci”yi kısaca şöyle tanımlıyor: Mülteci, ırkı, dini, milliyeti, siyasal düşüncesi veya belirli bir sosyal gruba mensubiyeti nedeniyle haklı bir zulüm korkusu ile ülkesini terk etmek zorunda kalan kişidir. Türkiye, bu sözleşmenin hazırlayıcı ve ilk imzacılarından biri, ancak bu sözleşmeye coğrafya çekincesi koymuş dünyanın çok az sayıdaki ülkesinden biri aynı zamanda... Bu çekinceye göre Türkiye, ancak Avrupa ülkelerinden birinden zulümden kaçan insanları mülteci olarak kabul ediyor. 1994 tarihli yönetmeliğe göre Avrupalı mülteciler, Türkiye Devleti’ne başvurabilirken, Afrikalı ve Asyalı mülteciler Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (BMMYK) başvurmak zorunda bırakılıyor. Buna karşın Türkiye bugüne kadar hiçbir Avrupalı mülteciye 1951 Cenevre Sözleşmesi uyarınca mülteci statüsü tanımış değil.

ZOR ŞARTLARDA HAYATA

TUTUNMAYA ÇALIŞIYORLAR

Mülteciler Türkiye’ye genellikle hiç Türkçe bilmeden, hatta Latin Alfabesi ile tanışmamış olarak geliyor. Uğradıkları insan hakları ihlâlleri sebebiyle ağır psikolojik sorunlarla boğuşuyorlar. Geçmişleri, geldikleri ülkeler gibi çok çeşitli... Bir mülteci, hükümeti eleştirdiği için ülkesini terk etmek zorunda kalan İranlı bir gazeteci de olabilir, Janjaweed milislerinin veya Sudan ordusunun etnik temizlik harekâtından kaçan Darfurlu bir köylü de. Türkiye’ye vardıklarında eğitim ve çalışma hakkından yoksun kalıyorlar. Sağlık hizmeti alma hakları da oldukça sınırlı tanınıyor. Geçmişleri ve birikimleri ne olursa olsun, Türkiye’deki hayatlarına kesif bir yoksulluk damgasını vuruyor. Buna karşın mülteciler güvenilir bir ülkede yeni bir hayat kurma isteği ve cesareti ile dolu.

ÇEÇENLER’E MÜLTECİ STATÜSÜ VERİLMİYOR

Türkiye’de yaşayan 1000’i aşkın Çeçen mülteci var, ancak hiçbirine resmî mülteci statüsü tanınmış değil. Mülteciler, Türkiye’ye Asya ve Afrika’nın farklı ülkelerinden geliyor. Başlıca ülkeler Irak, İran, Somali, Sudan, Etiyopya, ve Eritre. ABD-İngiliz işgalinden önce ve sonra Irak’taki zulümden kaçan binlerce Iraklıya ise mülteci statüsü haklarından yararlanma ve başvurma hakkı henüz tanınmıyor. Türkiye’de maddî destek görmeden, durumlarının ele alınacağı belirsiz bir tarihi bekliyorlar.

Yeni Asya / İSTANBUL

20.06.2006


 

Belçika Danıştayı: Önce inanç hürriyeti

Belçika’da bir yasa tasarısına ilişkin görüşü sorulan Danıştay, din ve inanç özgürlüğünün, hayvanların iyi hayat koşullarına göre öncelikli olduğu görüşünü onayladı.

Hayvanları Koruma Derneği’nin (GAIA) baskılarıyla, Flaman Liberal Parti (VLD) üyesi senatör Jean-Marie Dedecker tarafından sunulan bir yasa tasarısında, ülke mezbahalarında Müslüman ve Yahudilerin dini gereklerine uygun hayvan kesimlerine son verilmesi öngörülüyor. Mevcut yasalar, mezbahalardaki kesimlerin önceden uyuşturma yöntemleriyle yapılmasını öngörüyor, ancak dini gerekler için istisnai hak ve izinler veriyor. Dedecker’in tasarısında, istisnaların kaldırılması ve tüm hayvanların kesilmeden önce uyuşturulması mecburiyeti ön plana çıkarılıyor. Yetkililer, Belçika’da her yıl 200 bine yakın büyük ve küçükbaş hayvan kesildiğini, bunların beşte birinin dini kurallar çerçevesinde uyuşturulmadan, boğazları kesilerek öldürüldüğünü bildiriyor. Uyuşturma yöntemlerinin mecburi olmasını öneren yasa tasarısı hakkında görüş bildiren Danıştay, din ve inanç özgürlüğüne öncelik vererek tasarıyı olumsuz karşıladı.

Gelecek haftalarda parlamentoda oylamaya sunulacak tasarının geri çevrilmesi bekleniyor.

Müslüman ve Yahudi toplulukları temsil eden kurumlar, tasarının geçmesi halinde etleri diğer Avrupa ülkelerinden ithal edeceklerini duyurdular. Bu durumda, Belçika’daki çiftçi ve üreticilerin yıllık kayıplarının 156 milyon avroyu bulacağı belirtildi.

/ BRÜKSEL

20.06.2006


 

Küresel fişleme yeniden AB’nin gündeminde

AB Komisyonu, Avrupa Adalet Divanının geçen ay iptal ettiği, ABD ile uçak yolcu bilgilerinin paylaşımı anlaşmasını yenilemek için üye devletlerden yetki istedi.

AB Komisyonundan yapılan açıklamada, uluslararası hukuka göre herhangi bir tarafın iptal etmesi durumunda 90 gün (1 Ekime kadar) geçerliliğini koruyan anlaşmanın, Avrupa Adalet Divanının kararı da dikkate alınarak Temmuz başında yenilenmesi için AB Konseyine öneri götürüldüğü bildirildi. AB ile ABD arasında 2004 yılında imzalanan anlaşma uyarınca ABD’ye yolcu taşıyan havayolu şirketlerine, uçakların kalkışından itibaren 15 dakika içinde isim, adres, telefon ve ödeme şekli dahil yolcu bilgilerini içeren 34 maddelik bildirimde bulunmaları zorunluluğu getirilmişti.

Lüksemburg’da bulunan AB’nin yüksek mahkemesi Avrupa Adalet Divanı, mahremiyetin ihlali anlamına gelen bu bildirimin yasal temeli bulunmadığına karar vermişti. ABD, 11 Eylül saldırılarının ardından terörizmle mücadele için yolcu kayıtlarına ihtiyaç duyduğunu ileri sürerek, söz konusu anlaşmanın imzalanması için AB üzerinde baskı kurmuş, buna uygun davranmayan havayolu şirketlerine yolcu başına 6 bin dolara kadar ceza yazılacağını ve gerekirse uçuşlarının iptal edileceğini bildirmişti.

AB ile ABD arasındaki yolcu bilgilerinin paylaşımı anlaşmasını yüksek mahkemeye, uluslararası anlaşma olduğu için iptal gücü olmayan Avrupa Parlamentosu götürmüştü. AB ve ABD, uçak yolcu kayıtlarını Mart 2003’ten itibaren gayri resmî olarak paylaşıyordu. İptal edilen Mayıs 2004 tarihli AB Komisyonu ve üye devletlerle ABD arasındaki anlaşma, havayolu şirketlerinin bilgi paylaşımına resmiyet kazandırılması talebi üzerine imzalanmıştı.

/ BRÜKSEL

20.06.2006


 

CIA, Londra’yı uyarmış

ABD Merkezi Haberalma Teşkilâtı’nın (CIA), geçtiğimiz yıl Londra’da 56 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalama eylemlerinden iki yıl önce, 4 intihar eylemcisinden biri hakkında İngiliz hükümetini uyardığı iddia edildi.

ABD’li istihbarat uzmanı Ron Suskind yayınladığı son kitabında CIA’nın, Londra bombacılarının en yaşlısı olan Muhammed Sıddık Han’ın ABD’nin doğu sahillerindeki sinagoglara saldırı planladığı bilgisini detaylı bir şekilde İngiliz hükümetine ilettiğini ileri sürdü. Suskind, Times gazetesinde tefrika halinde yayınlanan kitabında, “2003 Mart ve Nisan aylarında İngiliz istihbaratına, Sıddık Han ile ilgili bilgi verildi” dedi. Suskind, bunun “çok detaylı bir dosya olduğunu” ileri sürdü.

Kitabta, Sıddık Han’ın, 7 Temmuz’daki saldırılardan iki yıl önce ABD’ye uçuşunun yasaklandığı da ileri sürüldü.

/ LONDRA

20.06.2006


 

Avustralya’ya Amerikan üssü

Avustralya Başbakanı John Howard, ülkesinin Amerikan üslerine ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Howard, düzenlediği basın toplantısında, “Amerikan üsleri ya da operasyonel altyapılar fikri tamamen sıcak baktığım bir fikir. Bir süre önce, Avustralya’nın kuzeyinde Amerikalıların operasyonel eğitimi için kapasite artırma çalışmaları başlattık’’ ifadesini kullandı. ABD’nin en sadık müttefiklerinden biri olan Avustralya, Afganistan ve Irak’a birlik göndermişti.

/ SYDNEY

20.06.2006


 

Duvarın güzergâhı değişecek

İsrail Savunma Bakanı Amir Peretz, güvenlik duvarının güzergâhının tekrar gözden geçirilmesini istedi. İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesi, Peretz’in, Filistinlilerin günlük ihtiyaçlarının karşılanabildiğinden emin olabilmek amacıyla bakanlık yetkililerine ilgili talebini ilettiğini yazdı.

Gazete, Peretz’in, Kudüs güzergâhının da duvarın batısında kalan Filistinlilerin sayısının azaltılmasına imkân sağlamak amacıyla tekrar gözden geçirilmesini istediğini belirtti.

/ KUDÜS

20.06.2006


 

İran, nükleer programını sınırlandırıyor

Tahran rejimine yakın iki İranlı yetkilinin, İran’ın nükleer programını sınırlandırmaya hazır olduğunu söylediği bildirildi.

İngiliz Financial Times gazetesine demeç veren İranlı yetkililer, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmeye zorlanmaması halinde, İranlı yetkililerin yüzde 70’inin santrifüjlerin sayısını sınırlandırmaya hazır olduğunu söyledi. Gazetenin sorularını cevaplayan, ancak adlarının açıklanmasını istemeyen yetkililerden biri, anlaşmaya varılması halinde, İran’ın uluslar arası topluma programının barışçı amaçlı olduğuna dair ‘’objektif garantiler’’ vermeye de hazır olduğunu kaydetti.

/ LONDRA

20.06.2006


 

Afganistan’da, Taliban saldırısı: 32 ölü

Taliban militanlarının Afganistan’ın güneyindeki Helmand eyaletinde düzenledikleri saldırıda 32 kişiyi öldürdükleri, 10 kişinin de kayıp olduğu bildirildi.

Milletvekili Dad Muhammed Han yaptığı açıklamada, saldırıda hayatını kaybedenlerin tümünün kendi arkadaşları ve akrabaları olduğunu söyledi.

Han, “Taliban tarafından gerçekleştirilen saldırıda akrabalarım ve arkadaşlarımdan 32’si hayatını kaybetti” dedi.

Han ayrıca, aynı bölgede daha önce düzenlenen bir başka saldırıda öldürülen 5 kişinin cesedine ulaşıldığını belirtti.

/ KANDAHAR

20.06.2006


 

Avustralya’da okullara papaz

Avustralya devlet okullarında, öğrencilere ahlak eğitimi verilmesi amacıyla tam gün papaz görevlendirilmesi planı Federal Hükümet tarafından destek gördü. Başbakan John Howard, planı ciddi olarak değerlendireceğini bildirdi.

Liberal Partili milletvekilleri Greg Hunt, Dr. Andrew Laming, Louise Markus ve David Fawcett tarafından hazırlanan “devlet okullarında papaz görevlendirilmesi planı”, geçtiğimiz hafta Salı günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısına sunuldu. Liberal ve Ulusal partili milletvekillerinin güçlü desteğini alan planda dört milletvekili, Başbakan Howard’dan gönüllü olarak papaz görevlendirmek isteyen okullara maddî destek sağlanmasını istedi.

Dört milletvekilinin, Çarşamba günü Federal Eğitim Bakanı Julie Bishop ile yaptıkları görüşmede ise, ilk ve orta dereceli okulların yönetimi, bulundukları eyalet hükümetlerine ait olduğu için, planın eyalet hükümetleri ile birlikte nasıl yürütüleceği konusunu ele aldı. Bakan Bishop da, planı desteklediğini ve üzerinde duracaklarını açıkladı.

/ SİDNEY

20.06.2006


 

Kuzey Kutbuna Nuh’un Ambarı

Kuzey Kutbuna ‘’Nuh’un Ambarı’’ inşa ediliyor. Ambarda, insanlığı yok olma tehlikesiyle yüz yüze bırakabilecek nükleer ya da tabiî felâket ihtimaline karşı envaî çeşit bitki tohumları saklanacak.

Norveç hükümetiyle Dünya Tarım Fonu yetkililerinin, ‘’Kıyamet Sığınağı’’ olarak nitelendirdiği ambar, Kuzey Kutbunun tam ortasında Norveç’e ait Svalbard takımadasında bir dağın içine inşa ediliyor.

Fon tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, bugün temeli atılacak ‘’Nuh’un Bitki Gemisi’’ olarak adlandırılan ambar, temel gıda maddeleri üretimine imkân veren bitkilerin büyük bir felâket yüzünden yok olmasını önleyecek.

Nükleer savaş, tabiî felâketler veya kazalar yüzünden büyük tahripkâr hadiselerin meydana gelebileceği hatırlatılan açıklamada, Kuzey Kutbuna inşa edilecek ambarın, felâketlerin yok edeceği bitkilerin yeniden yetiştirilmesine imkân sağlayacağı kaydedildi. Ambar, tohumları gerçekten koruyabilmek amacıyla, daima buzla kaplı toprak tabakasının altında, dağın içinde inşa edilecek, zırhlı kapılar ve bir metre kalınlığındaki beton duvarlarla kuşatılacak.

Dondurularak saklanacak tohumlar, bu sayede yüzlerce yıl bozulmadan kalabilecek. Ambar, gelecek yılın Eylül ayında hizmete sokulacak. Ambarda dünyanın dört bir köşesinden toplanan 3 milyon çeşit tohum muhafaza edilecek.

/ OSLO

20.06.2006


 

Çin, 2024’te Ay’a insan gönderecek

Çin’in 2024 yılında Ay’a insan göndereceği bildirildi. Çin’in uzay çalışmalarından sorumlu bir üst düzey yetkilisinin Hong Kong’da yayımlanan Wen Wei Po gazetesinde yer alan demecinde, Çin’in bu amaca yönelik çalışmalarının gelecek yıl başlayacağı kaydedildi.

Çin, gelecek yılın Mart veya Nisan ayında Ay yörüngesine uydu yerleştirerek, Ay’ın yüzeyini incelemeye başlayacak. Yetkili, Çin’in Ay’a insan gönderecek teknoloji, donanım ve ekonomik güce sahip olduğunu ileri sürdü.

Sovyetler Birliği’nin uzaya ilk kez araç yollaması üzerine zamanın lideri Mao Zedung’un uzaya bir patates bile yollayamayacak durumda olmalarından yakındığı 1957 yılından bu yana Çin uzun bir yol kat etti. Çin, 2003 yılında ABD ve Sovyetler Birliği’nden sonra uzaya insan yollayan üçüncü ülke oldu. Geçen Ekim ayında da iki Çinli taykonot uzaya çıktı.

/ PEKİN

20.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004