Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

TMK iade edilsin

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Terörle Mücadele Kanununun (TMK) hukuka ve demokrasiye engel olduğunu hatırlatırken, bu sebeple Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından iade edilmesini istedi. Yeni Asya’nın sorularını cevaplayan Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim Sözcüsü Şanar Yurdatapan da, “Sezer TMK’yı veto etmeli” şeklinde konuştu.

Yeni Asya’nın sorularını cevaplayan Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim Sözcüsü Şanar Yurdatapan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e tüm tepkilere rağmen TBMM’de kabul edilen Terörle Mücadele Kanunu’nu veto etmesi çağrısında bulunarak, “Çünkü bu kanun ile bir çok yanlış uygulama yapılacak. Bir çok insan mağdur olacak. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor” dedi.

HÜKÜMET ELEŞTİRİLERE KULAĞINI TIKADI

dalet Bakanı Cemil Çiçek hem yasayı destekledi hem de uygulamadan endişeli olduğunu söyledi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunu anlamak mümkün değil. Bakanın tavrı ağlayan geline benziyor. Geline, “niye ağlıyorsun” diye sormuşlar “hem ağlarım hem giderim” demiş. Kanunu savunurken yanlış benzetme yaptı. Güvenlik ve özgürlük kavramlarını birbirlerinin alternatifiymiş gibi anlatıyor. Söylediklerinin hiçbir anlamı yok. Maalesef hükümet kendisine tüm çevrelerden, düşüncelerden gelen eleştirilere kulağını tıkadı. Kanunun çıkması gerektiğine kendisini şartlandırdı.

“BİRİLERİ İSTEDİ ÇIKARDILAR”

Bu kanuna gerçekten ihtiyaç var mı?

Kesinlikle yok. Mevcut kanunlar yeterli. Meselâ Danıştay saldırısı ile ilgili soruşturma yapılmıyor mu? Yapılıyor. Bunu engelleyen hiçbir şey yok. Zaten kanunlarda her türlü metinler mevcut. Bunun için TMK’ya ihtiyaç yok. Ancak birileri istedi ve çıkardılar. Bunun başka açıklaması yok.

SEÇMEN OLARAK GÖREVİMİZİ YAPTIK

TMK’nın çıkmaması için milletvekillerinin cep telefonlarına mesaj atma kampanyası başlatmıştınız. Ancak Bakan Çiçek cep telefonlarına mesaj atanlara da çok kızmışa benziyor…

Biz vatandaş olarak ne yapabiliriz ki. Her türlü demokratik haklarımızı kullanarak kanunun çok yanlış olduğunu dile getirmeye, anlatmaya çalıştık. Bunun için cep telefonlarıyla milletvekillerine ulaşmaya çalıştık. Bunda kızılacak bir şey yok. Aynı tavrı her zaman sergileyeceğiz. Zira milletvekilleri milletin temsilcileri olarak neyi desteklediklerini, neyi kabul ettiklerini bilmeleri gerekir. Bizler seçmen olarak seçtiklerimizi uyarmaya çalıştık.

“CAN ÇIKMADIKÇA UMUT KESİLMEZ”

Bundan sonra ne yapacaksınız?

Bundan sonra Cumhurbaşkanına kanunu imzalamaması için çağrıda bulunacağız. Veto etmesini isteyeceğiz. Sivil toplum örgütlerinin bu konuda birlikte hareket etmesi için çalışmalarda bulunacağız. Sayın Cumhurbaşkanının da kanunu geri göndermesini isteyeceğiz. Çünkü bu kanun ile bir çok yanlış uygulama yapılacak. Bir çok insan mağdur olacak. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanının geri göndermesine ihtimal veriyor musunuz?

Can çıkmadıkça umut kesilmez. Biz düşüncelerimizi, tepkimizi ortaya koyacağız. Sivil toplum olmanın gereğini yerine getireceğiz.

İMO: HUKUKA VE DEMOKRASİYE

ENGEL

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) hukuka ve demokrasiye engel olduğunu belirterek, bu sebeple Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından iade edilmesini istedi.

İMO’dan yapılan yazılı açıklamada, ‘’Cumhurbaşkanımız tarihsel bir görevle karşı karşıyadır. Ya hukuk ve demokrasi kazanacak ya da Türkiye çağdışı bir cenderenin içine hapsolacak’’ denildi. TMK’nın Türkiye’yi bulunduğu noktadan geriye götüreceği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

‘’Türkiye özgürlük ve güvenlik ikilemine sokulmaya çalışılmış ve karşımıza TMK gibi baskıcı bir yasa çıkmıştır. Güvenliğin teminatı baskıcı yasalar değil, özgürlük ve demokrasidir. Tarihsel ve toplumsal gerçekliği yok sayarak, yasakçı, yasaklayıcı adımlar atmak, ülkemize ve insanımıza yapılan kötülüktür. Hukuka ve demokrasiye engel TMK, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından iade edilmelidir.’’

Kemal BENEK / ANKARA

04.07.2006


 

Özkök: Terörü tek başımıza yenemeyiz

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, dünyada hiçbir ülkenin, halen karmakarışık hale gelen güvenlik sorunlarına tek başına çözüm bulamayacağını belirtti.

Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığında (EDOK) gerçekleştirilen ‘’İpek Yolu-2006 General/Amiral Semineri’’nin açış konuşmasını yapan Orgeneral Özkök, bu yıl seminerin ana gündeminin, ‘’NATO, BİO, Akdeniz Diyalogu ve İstanbul İşbirliği Girişimi İlişkilerinin Geleceği ve Problem Sahaları’’ olarak belirlendiğini ifade etti. NATO işbirliği çerçevesinde geliştirilen Barış İçin Ortaklık (BİO) Akdeniz Diyalogu ve İstanbul İşbirliği Girişimi programları hakkında bilgi veren Orgeneral Özkök, bu üç girişim dikkate alındığında, ortaklık kavramının özünü “ortak ülkeler arasındaki çatışma ihtimalini azaltma gayretlerini içeren işbirliği”, “sadece askeri yapılanmada değil aynı zamanda politik yapılanmada da yenilikçilik” ve “ortak ülkelerin kendi gereksinimlerini karşılamak üzere eğitim ve öğretim desteği sağlamak” oluşturduğunu ifade etti. Bosna, Kosova ve Afganistan örnekleri’nin NATO’nun Barışı Destekleme Harekatları ve Kriz Yönetimi esnasında ortaklarına bağımlı olduğunu açık şekilde ortaya koyduğunu söyleyen Özkök, gelecekte NATO tarafından yönetilen krizlerle mücadele harekatlarının, Türkiye’nin ortaklarıyla gerçekleştirileceğini söyledi. Türkiye’nin şimdiye kadar bölgesel ve küresel barış için elinden gelen her türlü desteği sağladığını ve sağlayacağını söyleyen Özkök, tehdit algılamasının küreselleştiği günümüzde, herhangi bir bölgede ortaya çıkan bir olayın diğer bölgedeki ülkeleri de etkileyeceğinin altını çizerek, “Dünyada hiçbir ülke halen karmakarışık hale gelen güvenlik sorunlarına tek başına çözüm bulamaz. Böyle bir ortamda uluslararası güvenlik, istikrar ve barışı geliştirmede hiç kimsenin tek başına elde edemeyeceği somut sonuçlar, ancak işbirliği anlayışı içerisinde hareket etmekle mümkündür” dedi.

/ ANKARA

04.07.2006


 

Medyaya güvenen yok

Uluslararası araştırma şirketi Gallup’un anketi, ‘’Türkiye’nin 5 yıl öncesine göre ilerlediğini düşünen Türk halkının, bundan gurur duyduğunu ve geleceğe umutla baktığını’’ ortaya koydu. Anketin, ‘’kurumlara güven’’ konulu bölümünde medya, yüzde 25’lik güven oyuyla son sırada yer alıyor.

The Gallup Organization Europe adlı şirket, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile Türkiye’de anket yaparak ‘’vatandaş memnuniyeti ile kurumlara güveni’’ ölçtü. Anket sonuçlarına göre, ‘’Türk halkı, Türkiye’nin ilerlediğini ve liderlerin iyi çalıştığını’’ düşünüyor. AB vatandaşları ise 5 yıl öncesine oranla ülkelerinin gerilediği düşüncesinde... 1’den 10’a kadar puanlama sistemi üzerinden yapılan ankette, katılımcılara ‘’5 yıl önce, bugün ve 5 yıl sonrası için ülkelerinin ilerlemesine dair memnuniyetleri’’ soruldu. Anket sonucunda AB vatandaşlarının cevaplarının puan ortalaması ‘’5.98, 5.47 ve 5.95’’ olurken, Türkler, ‘’3.66, 4.63 ve 5.73’’ puanlarla geleceğe umutlu baktığını ortaya koydu. Ankete katılanlara kıyasla Türkler, 5 yıl öncesine göre, ülkesinden gurur duyan milletler arasında yüzde 65 oranıyla ilk sırada yer alıyor. Türkleri, yüzde 40’la Yunanlılar, yüzde 39’la İspanyollar, yüzde 30’la Macarlar, yüzde 26 ile İngilizler, yüzde 18’le İtalyanlar, yüzde 14’le Danimarkalılar, Fransızlar ve Almanlar izliyor. Yüzde 13 ile İsveçliler ise son sıra yer alıyor.

Türkiye köprü olacak

Anket sonuçlarını değerlendiren The Gallup Organization Europe Başkanı Warren Wright, Avrupa Birliği ülkelerinde ve Türkiye’de yapılan araştırma sırasında her ülkeden bin kişiyle yüz yüze görüştüklerini belirterek, araştırmaları yapmaktaki amaçlarının ‘’insanların ülkelerindeki mutluluğunu ölçmek ve halkın görüşleri doğrultusunda liderlere öngörü sağlamak’’ olduğunu kaydetti. Wright, araştırma sonuçlarına bakıldığında, Türkiye’nin AB üyesi olabilmesi için önünde büyük zorlukların olduğunun görüldüğünü, bu nedenle reformlara hız verilmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin, AB’de yer alması gerektiğini söyleyen Wright, şöyle devam etti:

“Kişisel olarak Türkiye’nin AB’ye girmesini onaylıyorum. Çünkü AB üyesi ülkelerde 50 milyon, Türkiye’de de 70 milyon Müslüman yaşıyor. Bu nedenle Türkiye, İslâmiyet ile Batı ülkeleri arasında köprü olacak. Araştırma sonuçları değerlendirilerek eksiklikler giderilmeye çalışılmalı ve elde edilen ilerleme sık sık ölçülmeli.’’

AB VATANDAŞLARI VE

TÜRKLER, MEDYAYA GÜVENMİYOR

Araştırmaya göre, Türkler ordudan sonra en fazla hükümete güveniyor. Türkiye’de hükümete güven oranı yüzde 60’la ikinci sırada geliyor. AB ülkelerine bakıldığında güven açısından ulusal hükümetlerin son sıralarda (yüzde 40) yer aldığı görülüyor.

Türkler arasında kurumlara güven sıralamasında yargı ve dini organizasyonlar üçüncü (yüzde 57), sağlık sistemi ve seçimlerin dürüstlüğü dördüncü (yüzde 48), finans sektörü beşinci (yüzde 37), medya ise (yüzde 25) son sırada yer alıyor. AB sıralamasında sağlık sistemi ikinci (yüzde 63), finans sektörü üçüncü (yüzde 59), seçimlerin dürüstlüğü dördüncü (yüzde 48), yargı ve dini organizasyonlar (yüzde 46) beşinci sırada gelirken, medya yüzde 41’lik güven oyuyla sondan bir önceki sırada bulunuyor.

Anket sonuçlarına göre, Türkler ülke yönetiminden memnuniyet duyanlar arasında yüzde 48 oranıyla 4. sırada yer alıyor. Halkın eğitim, sağlık ve altyapı hizmetlerinden duyduğu memnuniyete bakıldığında ise Türkler son sıralarda bulunuyor.

/ ANKARA

04.07.2006


 

Kur’ân’ı ezberlediler, yaşamaya talipler

Sokullu Mehmet Paşa Kur’ân Kursu, önceki gün on iki talebesini mezun etti. İki yıllık bir çalışmadan sonra hafız olan öğrenciler, Kur’ân’ın metnini ezberlemek kadar onun içindekileri yaşamak gerektiğinin bilincindeler ve bunu yapmaya gayretli görünüyorlar.

Eminönü Müftülüğü sınırlarından 1980’den bu yana hizmet veren Sokullu Mehmet Paşa Kur’ân Kursu, önceki gün bir hafızlık merasimi gerçekleştirdi. Eminönü Müftü Vekili Lütfü Öksüz, Gaziosmanpaşa Müftüsü Salih Sağlam, Sultanahmet Camii İmam Hatibi Emrullah Hatiboğlu, İstanbul Sultanahmet Vakfı Başkanı İbrahim Ayçiçek, Ahmet Aslanlar, Abdullah Hatipoğlu, İsmail Tuğman gibi kurra hafızları ve öğrencilerin ailelerinin katıldığı merasimde, 2004 yılında hafızlık çalışmasına başlayan on iki öğrenci mezun oldu. Genç hafızlar, hafızlığın öneminin farkındalar ve Kur’ân’ı yaşamaya istekli olduklarını her hallerinden belli ediyorlar.

ASLOLAN KUR’ÂN AHLÂKIDIR

Yemek ikramı ve açılış konuşmasıyla başlayan merasimde Kurra hafızları ve yeni mezun talebeler Kur’ân tilâvetinde bulundu. Müftülüğün ve ailelerin hediye takdimleriyle devam eden merasimde konuşan Sultanahmet Camii İmam Hatibi Emrullah Hatiboğlu, bütün değerlerin kaynağının Kur’ân olduğunu belirtirken, “Onu hayata kazandırdığımız ölçüde aydınlık hayat olacaktır. İnsanlık buna muhtaç. İşte burada okuyanlar da bunu ne derece alabilirlerse topluma o kadar faydalı olacaklardır” dedi. Hafızlığın öneminin Peygamber Efendimizin hadislerinde çok iyi anlatıldığını ifade eden Hatiboğlu, hafızın anne babasının başlarına taç takılacağı, onların nurunun güneşi gölgede bırakacağı, hafızların yakınlarına şefaatçi olacağına dair hadis rivayetlerini hatırlattı. Hafızların Kur’ân’la bağ kurmuş olduklarını söyleyen Hatiboğlu, “Tabiî aslolan onun ahlâkıdır ki, ‘Size apaçık bir nur indirdik’ âyetinde de anlatılan aydınlık böylece ortaya çıkacaktır” sözleriyle Kur’ân ahlâkının önemini vurguladı. Hatiboğlu ayrıca, Kur’ân eğitiminde ailelerin de bizzat gayret edebileceklerini, her evin bir Kur’ân kursu olabileceğini söyledi.

AKADEMİSYEN HAFIZLARIMIZ VAR

Sokullu Mehmet Paşa Kur’ân Kursu Müdürü Hacı Hüseyin Gencer de 1980 yılında açılan bu kursta 83’ten itibaren görev yaptığını belirterek, günümüze kadar dört yüzden fazla hafız yetiştirdiklerini dile getirdi. “Kursumuzda hafızlık eğitimi alan öğrencilerimiz aynı zamanda dışarıdan liseyi bitirme imkânı buluyorlar. Hafızlığını tamamlayan öğrencilerimiz içinden iki yüze yakını üniversite mezunu oldu” diyerek Kur’ân eğitiminin yanı sıra diğer eğitime de önem verdiklerini vurgulayan Gencer, mezunları arasında tıp, ilâhiyat, siyasal bilgiler gibi farklı alanlarda eğitimlerine devam eden, hatta üniversitelerde akademisyen olan öğrenciler olduğunu belirtti. Gencer, sekiz yıllık zorunlu eğitimin, öğrencilerin küçük yaşta gelmelerini engellediği için kendilerini biraz zorladığını da belirtti.

Gaziosmanpaşa Müftüsü Salih Sağlam da önceki görev yeri olan Eminönü Müftülüğünde iken hafızlık çalışmalarına başlayan gençlerin mezuniyetini görmenin kendisini çok mutlu ettiğini belirtti. “İnşallah bütün yavrularımıza Cenâb-ı Hak bu güzelliği nasib eder” diyen Sağlam, hafız olmanın çok önemli bir özellik ve bir lütuf olduğunu ifade etti.

BAŞTA ZORDUR, SONRASI SU GİBİ AKAR

Allah rızası için hafız olmayı istedim. Hafızlık, Kur’ân’ın metnini ezberlemek ve uygulamaktır. Ben de dinimi daha iyi öğrenip uygulamak için bu yolu tercih ettim. Arkadaşlarımın da ifade ettiği gibi başta zorlanırsınız hafızlık yaparken, ilk yüzde yirmi beşi ezberlemek zor olur ama sonrası çok kolay olur, su gibi akar. Nasıl bittiğinin farkında olmazsınız. Üniversiteyi ben de düşünüyorum. Alanımda kendimi geliştirmek daha mantıklı geldiği için ilâhiyatı tercih edeceğim.

HEDEFİM MÜFTÜ OLMAK

Hafızlık sıcak geldiği için Bingöl’deki ailemin yanından bu kursa geldim ve hafızlık çalışmasına başladım. Aileden ayrılmak ilk aylarda biraz zorladı, ama sonra alıştım. Bambaşka birşey hafız olmak. Hem diğer dünya hem bu dünya için güzel birşey. Hafız olmamı ailem de çok istemişti. Bundan sonraki hedefim müftü olmak. Hafızlık güzel bir duygu. İsteyen herkese tavsiye ederim.

HAFIZLIĞIN ZORLUĞU YOK

Ailem İstanbul’da. Üç yılda hafızlığı bitirdim. Ayrıca dışarıdan liseyi okudum. Bu sene ÖSS’ye de girdim. İnşallah bu yıl kazanırım bir yeri. Eğer olmazsa seneye dershaneye giderek hazırlanmayı düşünüyorum. Üniversitede tarih veya edebiyat okumak istiyorum. Tarihe biraz meraklıyım. İstanbul Üniversitesi’ni kazanmak istiyorum. Ailem dindar bir ailedir. Allah razı olsun anne babamdan. Bizi de böyle yetiştirdiler. Ben de böyle bir yolda gitmek, hafız olmak istedim ve sonuçta olduk. İsteyen herkes hafız olabilir, fazla zorluğu yok. Çalıştıktan sonra hem zevkli hem okudukça daha da kolaylaşıyor.

KONSERVATUARDA OKUMAK İSTİYORUM

Adapazarı’ndan hafız olmak için buraya geldim, başladım ve bitirdim Allah’a şükür. Dışarıdan da imam hatip lisesini okuyorum. Seneye son sınıf olacağım. Katsayı problemi olmasına rağmen imam hatip lisesini tercih ettim, çünkü imam hatipli olmak benim için bir ayrıcalıktır. Hafızlık hem bu dünyada, hem de ahirette bize çok büyük mükâfat olduğu için ben de hafız olmayı tercih ettim. Hafızlık bambaşka birşey. Allah tüm Müslüman çocuklara nasip etsin. Liseyi bitirdikten sonra hem ilahiyat hem de konservatuarda okumak istiyorum. Tasavvuf musikisi alanında ilerlemeyi düşünüyorum.

KUR’ÂN-I EZBERLEMEKLE KALMAMALI

Malatyalı bir ailenin oğlu olan on yedi yaşındaki Muhammed Suvaroğlu da niçin hafız olduğunu ve bundan sonraki hedef-lerini şu sözlerle aktardı: "Hem Allah’ın rızasını kazanmak, hem ailem, hem kendim için hafız olmaya karar verdim. İslâmî bir düşünceye sahip olduğumuz için hafızlık bu yolda doğru bir tercih diye düşündüm. Hafız olunca insan kendini başlı başına bir Kur’ân hissediyor. Bir ortamda insanlar bir âyeti oku dediğinde okuyabilmem bana gurur veriyor. İleride inşallah tefsirini yapabilir hale gelmeyi arzuluyorum. Hafızlıkta sadece Kur’ân’ı ezberlemekle kalmamalı. Onun içindekileri tatbik etmedikçe o ilim sayılmaz. Ezberlemekle birlikte tatbik etmek de önemli. Kursum bitti, bundan sonra liseye devam etmek ve inşallah tıp alanında doktor olmak istiyorum. ”

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

04.07.2006


 

Yanlış yapılaşmanın bedeli ağır

Rize Üniversitesi Rize Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Hızır Önsoy, dere yataklarında yanlış ve plansız yapılaşmalar olduğu sürece Doğu Karadeniz’de meydana gelen sel ve heyelanlarda can kaybı ve maddi hasar olmaya devam edeceğini söyledi.

Doğu Karadeniz’de Mayıs-Haziran ve Ekim-Kasım ayları olmak üzere iki dönemde yağışın fazla olduğunu ve bu dönemlerde sel baskınları görüldüğünü belirten Prof. Dr. Önsoy, “Kış mevsiminde bölgede aşırı yağış oldu, bunun sonucunda da zemin suya tamamen doydu. Toprak, bunun arkasından gelen yağışlarda suyu ememedi ve su hızla akışa geçerek sel oluşmasına neden oldu” dedi.

Dere yataklarındaki plansız yapılaşmanın bir türlü önüne geçilemediğine de dikkati çeken Önsoy, “Dere yataklarında yanlış ve plansız yapılaşmalar olduğu sürece, bölgede meydana gelen sel ve heyelanlarda can kaybı, maddi hasar olmaya devam edecektir. Doğu Karadeniz’de akarsu yataklarına yapılan müdahaleler devam ediyor. İmar izni olmayan bu alanlara binalar yapılıyor. Bölgedeki hiçbir akarsuyun düzenlemesi yapılmamış. Erozyonlarla taşınan kum ve çakıllar dere yataklarında birikiyor. Bu sebeple akarsu yatakları daralıyor. Bu da, su akışının engellenmesine ve taşkınlara neden oluyor. Bu sebeple dere içerisinde biriken kum ve çakıllar bir an önce kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.

/ RİZE

04.07.2006


 

Selde boğulan başkan toprağa verildi

Otomobilinin heyelan nedeniyle dereye yuvarlanması sonucu sulara kapılarak boğulan Samsun’un Terme ilçesinin Kocaman Beldesi Belediye Başkanı Sezai Nevik’in cenazesi, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın da katıldığı törenin ardından toprağa verildi.

Cumartesi gecesi meydana gelen olayda hayatını kaybeden Kocaman Belediye Başkanı Nevik için, Kocaman Merkez Camisi’nde tören düzenlendi. DYP Genel Başkanı Ağar, burada yaptığı konuşmada, iman etmiş kişiler olarak ‘’hayır ve şer’’in Allah’tan geldiğine inandıklarını söyledi. Olaydan büyük üzüntü duyduklarını belirten ve Nevik ile ilgili bir anısını anlatan Ağar, ‘’Bunların hepsi acı birer hatıra olarak karşımızda durmaktadır’’ diye konuştu. Ağar, Nevik’in babası Azmi Nevik ile yakınlarına başsağlığı dileğinde bulundu. Sezai Nevik’in cenazesi, kılınan öğle namazının ardından Kocaman Merkez Mezarlığı’nda defnedildi. Cenazeye, Vali Hasan Basri Güzeloğlu ile Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Gece bir düğünden beldeye dönen Sezai Nevik’in kullandığı otomobil heyelan nedeniyle dereye yuvarlanmış, sulara kapılan Nevik boğulmuştu.

/ SAMSUN

04.07.2006


 

Irak’ta mutabakata destek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile biraraya gelen Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’ye Irak’ta milli mutabakatın önemi vurgulanarak, destek mesajı verildi.

Dışişleri Bakanı Gül, temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gelen Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile görüştü. Zebari, Gül ile görüşmesinin ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Gül, Başbakanlık Merkez Binasındaki konuk bakan ile görüşmesinde, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış, kendisiyle ve komşularıyla barışık bir Irak’ın bölge için ‘’kıymet’’ olduğunu belirterek, ‘’Bunu sağlamak için her türlü yardımı verme imkanına sahibiz’’ diye konuştu.

Başbakan Erdoğan da, Irak’ta milli mutabakatın önemini vurgulayarak, buradaki tüm grupların kendi aralarında dayanışma içinde olmalarının Irak’ın güvenlik ve istikrarı için gerekli olduğunu bildirdi. Bakan Zebari de Irak’ın Türkiye’ye “ihtiyacı olduğunu” ifade etti.

Zebari’ye, Türkiye’nin bugüne kadar Irak’ın yanında olduğunu, bundan sonra da buna devam edeceğini belirten Erdoğan, Irak Başbakanı Nuri El Maliki’yi Türkiye’ye davetini Zebari aracılığı ile yineledi. Zebari’nin, görüşmede, “Güvenlik dahil, tüm konularda Türkiye’ye ihtiyacımız var, bize yardım elinizi lütfen uzatın” ifadesini kullandığı öğrenildi.

/ ANKARA

04.07.2006


 

Gaydalı: Sıkıntı büyümenin halka yansımaması

Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Edip Safter Gaydalı, ‘’Türkiye’deki büyümenin halka yansımamasının sıkıntısı yaşanıyor’’ dedi

Anavatan Partisi Zonguldak İl Başkanı Yüksel Çelik’in oğlu Enis Çelik ile Pelin Can’ın düğün törenine katılan Gaydalı, gazetecilerin soruları üzerine Türkiye’nin 2002’den itibaren toplam yüzde 25 oranında büyümesine karşın esnaf, memur ve emekliye herhangi olumlu etkisinin bulunmadığını savundu. Gaydalı, şöyle konuştu: “Türkiye’de, 2001 krizinden sonra dalgalı kur başladı. Ancak, buna pek riayet edilmeyerek, sürekli müdahaleler de yapılıyor. Bununla da yetinilmedi. Merkez Bankası ihaleye çıkarak para satıyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle müdahaleli ihaleli dalgalı kur yok. Eğer ülkemiz, yabancı sermayeyi yatırım amaçlı çekebilseydi, işsizlik sorunu da çözülebilir ve ihracat artabilirdi. Türkiye’deki büyümenin halka yansımamasının sıkıntısı yaşanıyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının yüzde 67’si yabancıların elindedir. Yaklaşık 60 milyar dolar sıcak para giderse ne olacak? Merkez Bankasının, Cumhuriyet tarihinin en fazla rezerviyle çalışmasının doğruluğu da tartışılmalıdır.’’ Gaydalı, anayasada değişiklik yapılarak Cumhurbaşkanını halkın seçmesini istediklerini kaydetti.

/ ZONGULDAK

04.07.2006


 

Rehn: ‘Ombudsmanlık’ süreci etkilemez

AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Cumhurbaşkanı Sezer’in ‘’Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’’nu, bazı maddelerinin bir kez daha görüşülmesi için TBMM’ye geri göndermesinin süreci etkilemeyeceğini kaydetti.

Rehn, Finlandiya televizyonuna verdiği demeçte, Sezer’in ‘’ombudsmanlık’’ olarak bilinen yasayı iadesinin ‘’hikayenin sonu’’ olmadığını, ‘’göründüğü kadar dramatik olmayabileceğini’’ kaydederek, yasanın meclisten yeniden geçebileceğini belirtti. Olli Rehn, ombudsmanlığın Avrupalı anayasal bir devlet için temel taşlardan biri olduğunu, Türkiye’nin bu kurumu oluşturacağını umduğunu kaydetti. Türkiye’deki reform sürecinin sıkıntıya içine girdiğini de belirten Rehn, önemli olanın reformların sürmesi olduğunu söyledi.

/ HELSİNKİ

04.07.2006


 

Fischer: Karar vermek için vaktimiz çok

Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, ‘’Türkiye’nin AB üyeliği konusunda karar vermek için çok vaktimiz var’’ dedi.

Avusturya devlet televizyonunda (ORF) basın saatinde soruları cevaplayan Fischer, kendisinin de onayladığı gibi ‘’Türkiye ile müzakerelerin başlamış olmasının olumlu bir gelişme olduğunu’’ belirterek, ‘’Türkiye’nin katılımı konusunda AB genelinde yapılacak referandumla halkın karar vermesi gerektiğini’’ söyledi. Fischer, ‘’Böylesine büyük bir genişleme adımını atarken halkın sesini de dinlemek gerektiğini’’ savundu. Ülkesinin AB dönem başkanlığı döneminde sansasyonel sonuçlar elde edilmediğini hatırlatan Fischer, ‘’Dönem başkanlığında birliğin tüm sorunlarının çözümleneceği beklentisinin de zaten yanlış olduğunu’’ söyledi. Birliğin genişleme süreci konusunda ise Fischer, ‘’Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan’ın katılımına ilişkin gelişmelerin olumlu olduğunu’’ ifade ederek, diğer batı Balkan ülkelerinin katılımının ise ‘’güç bir sorun olduğunu’’ söyledi.

/ VİYANA

04.07.2006


 

Rektörler toplanıyor

Rektörler ve Üniversitelerarası Kurul toplantıları bugün yapılacak.

Rektörler Komitesi YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığında YÖK’te toplanacak. Bu toplantının ardından Üniversitelerarası Kurul, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü ve Kurul Başkanı Prof. Dr. Emin Alıcı başkanlığında bir araya gelecek. Toplantılarda, dün Cumhurbaşkanı’na sunulan Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi başlıklı raporunun da ele alınması bekleniyor. Bu arada, Üniversitelerarası Kurul, başkan değiştirmeye hazırlanıyor.

/ ANKARA

04.07.2006


 

Yağışlar ulaşımı aksattı

Doğu Karadeniz’de etkili olan yağışlar nedeniyle Giresun-Trabzon karayolunda ulaşım üç ayrı noktada tek şeritten kontrollü sağlanıyor, enerji nakil hatlarındaki arıza sonucu ise dört ilçeye elektrik verilemiyor.

Sel sularının getirdiği taş ve ağaçlar nedeniyle Giresun-Trabzon karayolunun Keşap ilçesi Karabulduk mevkiinde ulaşım, üç ayrı noktada tek şeritten kontrollü sağlanıyor. Şiddetli yağışlar dolayısıyla enerji nakil hatlarında meydana gelen arızalar nedeniyle de Yağlıdere, Eynesil, Görele ve Çanakçı ilçe merkezleri, bağlı beldeler ve köylere elektrik verilemiyor. Yolların sel sularıyla tahrip olması sonucu Yağlıdere, Espiye ve Keşap ilçelerine bağlı bazı köyler ile ilçe merkezleri arasında da ulaşım sağlanamıyor. Yetkililer, yol açma ve enerji nakil hatlarındaki arızaların giderilmesi amacıyla ekiplerin aralıksız çalıştığını belirtti.

/ GİRESUN

04.07.2006


 

Hastahane tabelasını çaldılar

Muğla Devlet Hastanesine ait tabela çalındı. Edinilen bilgiye göre, iki kişi, Muğla Devlet Hastanesi bahçesinde bulunan yaklaşık iki metre uzunluğundaki ‘’Muğla Menteşe Devlet Hastanesi’’ yazılı tabelayı çaldı.

Hırsızların tabelayı üç tekerlerli el arabasına yükleyerek, götürmeye çalıştığını fark eden hastane personeli ‘’155 Polis İmdat’’ı arayarak yardım istedi. İhbar üzerine tabelayı çalan hırsızları aramaya başlayan Muğla Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, Orhaniye Mahallesi’nde çaldıkları tabelayı el arabasıyla götürmeye çalışan 16 yaşından küçük A.I. ile F.K’yi yakalayarak, gözaltına aldı. Polis, hırsızların çaldığı tabelayı ise hastane personeline teslim etti.

/ MUĞLA

04.07.2006


 

Karlıova’da deprem

Bingöl Karlıova’da 4,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde can ve mal kaybı olmadı.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden alınan bilgiye göre, önceki gün saat 22.39’da, merkez üssü Karlıova olan 4,9 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Depremin Erzurum, Bingöl ve Muş’tan hissedildiği, herhangi bir can kaybı ya da hasarın meydana gelmediği bildirildi.

/ İSTANBUL

04.07.2006


 

Yurt, burs ve kredi başvuruları başladı

Üniversitelerin ara sınıflarında okuyan öğrencilerin yurt, burs ve kredi için başvuru süresi başladı.

Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna (YURTKUR) bağlı yurtlarda barınmak, burs, öğrenim ve katkı kredisinden yararlanmak isteyen öğrenciler için başvuru takvimi, üniversiteye yeni yerleşecekler ve halen bir üniversitede okuyanlara göre farklı işleyecek. Halen bir üniversitenin ara sınıfında okuyan ön lisans, lisans ve yüksek lisans öğrencileri, dünden itibaren 6 Ağustosa kadar YURTKUR’un www.kyk.gov.tr adresli internet sitesinden başvurabilecekler. Yüksek lisans, doktora, ön kayıt ve özel yetenek sınavı ile yükseköğretim programlarına girecek öğrenciler de 25 Eylül-4 Ekim 2006 tarihleri arasında, yine aynı siteden başvuru yapabilecekler.

/ ANKARA

04.07.2006


 

Dış hatlar terminali açıldı

Planlanan tarihten sekiz ay önce tamamlanan Dalaman Havalimanı yeni dış hatlar terminali hizmete girdi. Mevcut terminalin beş katı büyüklükte olduğu bildirilen yeni dış hatlar terminaline ilk inen yolcu bir haftalık tatille ödüllendirildi.

ATM Havaalanı İşletme AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aslan, yeni terminalin Antalya ve İstanbul’daki dış hatlar terminallerinden sonra Türkiye’nin yolcu sayısı bakımından en büyük üçüncü terminali olma özelliğini taşıdığını belirtirken yeni terminalin yılda on milyon yolcuya hizmet verebilecek kapasitede olduğunu söyledi.

/ MUĞLA

04.07.2006


 

Depresyon köylerde de tanınıyor

Ruhsal çökkünlük olarak tanımlanan ve başlı başına bir hastalık olarak görülebildiği gibi farklı nedenlerle ikincil olarak da gelişebileceği kaydedilen depresyonun, kırsal kesimde yaşayan kişilerce de tanındığı belirtildi.

Celal Bayar Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı uzmanları Dr. Oryal Taşkın ile Dr. Firdevs Şen’in Manisa merkeze bağlı adı açıklanmayan bir köyde yaptıkları, “Kırsal Kesimde Depresyonlu Hastalara Yönelik Tutumlar” başlıklı araştırmanın sonuçları Psikiyatri Dergisi’nde yayınlandı. Köydeki 18 ile 80 yaş arasındaki 230 denekle yüz yüze gerçekleştirilen görüşmelerde, depresyona ilişkin 32 soru soruldu.

Bir ilkokul dışında başka bir okulu bulunmayan, geçimin tarıma dayalı olarak sürdürüldüğü köyde, ankete katılanların yüzde 79.8’i, depresyonu bir hastalıktan çok “herkesin zaman zaman içine düşebileceği bir durum” olarak değerlendirdi. Deneklerin yüzde 79.3’ü depresyonu “aşırı üzüntü hali”, yüzde 70.2’si ise “ruhsal bir zayıflık hali” olarak tanımladı. Köylülerin yüzde 75’i, bu belirtileri taşıyan bir kişiyle evliliğe sıcak bakmadığını belirtirken, evli olan deneklerin bekarlara göre daha esnek davrandıkları gözlendi.

/ İZMİR

04.07.2006


 

1500 çocuğa şölenli sünnet

Bahçelievler Belediyesi, Milli Egemenlik Parkı’nda büyük bir sünnet şöleni gerçekleştirdi. Bin beş yüz çocuğun sünnet olduğu şölene binlerce kişi katıldı.

Şölene, Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, Bahçelievler Kaymakamı Turhan Ayvaz, siyasi parti temsilcileri, meclis üyeleri, ilçe protokolünün yanı sıra yaklaşık 30 bin kişi katıldı.

Yeni Asya / İSTANBUL

04.07.2006


 

On dört köy sigarayı bıraktı

Malatya Atmalılar Sosyal Yardımlaşma Derneği üyeleri aldıkları ortak kararla on dört köyün sınırları içinde sigara içme yasağı getirdi. Üç aydır süren uygulamada 8 bin YTL gelir elde edildi

Elde edilen gelir derneğin belirlemiş olduğu 30 öğrencinin bursu ile 300 öğrencinin okul giderlerini karşılamada kullanılacak.

Atmalılar Sosyal Yardımlaşma Dernek Başkanı Mehmet Ali Başıbüyük, dernek olarak gelecek nesillere iyi örnek olmak amacıyla sigara içme yasağı uyguladıklarını söyledi. Uygulamanın Arguvan ilçesinin on dört köyünde hayata geçirildiğini söyleyen Başıbüyük, projeye sigara içen yüz elli üyenin büyük katkı sağladığını ifade etti. “Köylerimizde çok sayıda sigara içen üyemiz vardı. Bizler dernek olarak sigara içen üyelerimize bir teklif götürerek sigarayı bırakmalarını ve sigaraya verilecek parayı köyde yaşayan ve maddi durumu iyi olmayan öğrencilere burs olarak verilmesini önerdik. Sigaraiçen 150 kadar üyemiz sigarayı bırakarak, bize destek verdi” diyen Başıbüyük, kampanyanın başlamasından bu yana çok kısa bir süre geçmesine rağmen, 8 bin YTL gelir elde ettiklerini vurguladı. Kampanyanın ilk uygulandığı Kömürlü köyü sakinleri köy girişine “Bu köyde eğitime destek amaçlı sigara içme yasağı vardır” yazılı tabela astı. Köy Muhtarı Haşim Güler, 43 yaşında olduğunu, bu kampanyayla sigarayı bıraktıktan sonra her gün 5 kilometre koştuğunu söyleyerek, “Sigarayı 15 yaşından itibaren içiyordum. Bırakmayı çok istesem de bir türlü başaramadım. Derneğin aldığı kararla tüm köylü bıraktı ve ben de bir daha içmedim, üç aydır çok rahatım” dedi.

/ MALATYA

04.07.2006


 

Deniz Feneri ihtiyaç sahiplerini giydiriyor

Deniz Feneri Derneği’nin İstanbul’daki 3. Giyim mağazası Devlet Bakanı Nimet Çubukçu tarafından açıldı. Çubukçu, açılıştaki konuşmasında “bu ülkenin bu tür yardım çalışmalarına ihtiyacı var, yapmış olduğu yardımlardan dolayı Deniz Feneri Derneği’ne hepinizin önünde teşekkür ediyorum” dedi.

Deniz Feneri; giyim mağazaları ile, yardıma muhtaç ailelerin gönüllerince kıyafet beğenmeleri, kendilerine yakışanı, üstlerine olanı seçmeleri, ailece “ücretsiz” alış veriş zevkini yaşamalarını amaçlıyor.

Deniz Feneri daha önce de İstanbul’da Üsküdar ve Zeytinburnu’nda olmak üzere iki, Ankara’da ve İzmir’de birer giyim mağazası açmıştı. 2 tane de gezici giyim mağazası bulunan Deniz Feneri Derneği, bu mağazalardan 2006 yılının ilk 6 ayında 4.3 Milyon YTL’lik giyim yardımında bulundu. Deniz Feneri Bağcılar Giyim Mağazası ile İstanbul’daki; İl Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı çocuk yuvalarında ve koruyucu aile yanında kalan çocuklar, huzurevleri, özürlü merkezleri ve kadın sığınma evlerinde bulunan toplam 3000 kişiyi tepeden tırnağa giydirmeyi amaçlıyor. Mağaza’dan Deniz Feneri’ne başvuru yapmış, incelemesi tamamlanarak hakkında giyim yardımı kararı alınmış aileler yararlanabilecek.

04.07.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004