Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Binler “Sevgi Dünyası”nda buluştu

Gazetemiz Gaziantep Temsilciliğinin düzenlemiş olduğu “Bediüzzaman’ın Sevgi Dünyası” konulu program, Gaziantep Kâmil Ocak Kapalı Spor Salonunda kalabalık bir dâvetli grubunun katılımı ile gerçekleşti. Çevre il ve ilçelerden de büyük ilgi gösterilen program, Mehmet Yılmaz Hocaefendi tarafından okunan Kur’ân-ı Kerim tilâveti ile başladı.

Daha sonra söz alan Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, yaptığı açılış konuşmasında, Bediüzzaman’ın hizmet metodunun sevgi, muhabbet ve kardeşlik üzerinde şekillendiğini belirterek, kendisine yapılan bunca zulüm, işkence ve haksızlıklara rağmen müsbet iman hizmeti tarzını asla terk etmediğini ve hayatının sonuna kadar muhabbet ve uhuvvet üzerine kurulu bir hayat sürdürdüğünü ve bu gayretinin neticesi olarak da milyonlarca insanın imanının kurtulmasına vesile olduğunu ifade etti.

Araştırmacı yazar Dr. Hakan Yalman da, “Kâinat Kuşatan Sevgi ve Nur-u Muhammedi (asm)” başlıklı konuşmasında, kâinatın mayasının sevgiyle yoğrulduğunu ve bu sevginin Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) dünyasında kemal noktasına ulaştığını ifade ederek, Risâle-i Nur Külliyatının, bu nurun ve sevginin ahir zamandaki yansımaları olduğunu belirtti..

Daha sonra kürsüye Eğitimci Yazar Vehbi Vakkasoğlu geldi. Vehbi Vakkasoğlu yaptığı konuşmada Bediüzzaman Hazretlerinin hayatından kesitler vererek, Bediüzzaman’ın hayatının bütünüyle sevgi ile dolu olduğunu, bu sevginin yalnız insanlara münhasır kalmayarak, hayvanları ve bitkileri de kuşattığını belirtti. Bediüzzaman’ın kendisine zulüm yapanlara dahi hakkını helâl ettiğini ve masumların hatırı için onlara bedduâ bile etmediğini ve onlar için ıslâh temennisinde bulunduğunu ifade etti.

Son olarak sahneye gelen Tasavvuf Müziği sanatçısı Ali Oktay, ilâhî ve ezgilerden oluşan bir konser verdi. Oktay’ın programı büyük bir takdir ve beğeni ile takip edildi.

Programdan sonra Vehbi Vakkasoğlu kitaplarını, Ali Oktay ise kaset ve CD’lerini imzaladı. İmza programı büyük ilgi ile karşılandı. Çevre ili ve ilçelerden gelen dostların hasret giderdiği ‘’Sevgi Dünyası Programı’’ arkasında yoğun bir sevgi ve muhabbet dalgaları oluşturarak sona erdi. Toplantıya katılanlar, bu tür programların daha sık aralıklarla yapılması temennisinde bulunarak ayrıldılar.

Aynı gün saat 14.00’te Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular Gaziantep Royal Otel Büyük Salon’da bir basın toplantısı düzenledi. ‘’Bediüzzaman’dan Günümüze Mesajlar’’ başlıklı basın toplantısında, Bediüzzaman’ın cumhuriyet, demokrası, insan hakları, demokratikleşme, asker-sivil ilişkileri ve AB konularında kesitler sunan Mehmet Kutlular, daha sonra da basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.

Aşur DİCLELİ / GAZİANTEP

15.11.2006


 

Risâle-i Nur ‘gücü’nü Kur’ân’dan alan bir bürhandır

Risâle-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesi tarafından düzenlenen seminerler serisi devam ediyor. Edebiyatçı yazar Sadık Yalsızuçanlar “Risâle-i Nur’da İrfan” konulu seminer verdi.

Şube seminer salonunda yapılan seminerde İkinci Dünya Savaşının yaşandığı günlerde herkesin radyo başında son gelişmeleri takip etmesine rağmen Bediüzzaman’ın başka bir konuya dikkat çektiğini ifade eden Yalsızuçanlar, “Bediüzzaman bu durumu ‘Kalbimi başka maksatlar doldurmuş. Her insanın başına kâinat kadar büyük bir dâvâ açılmış’ şeklinde ifade etmektedir. Bu ifadede bir sır saklıdır. O da şudur: Kendi çağının manevî çekim merkezi olan ve imamiyet vazifesiyle tavzif edilmiş bulunan kimselerin nazar ve dikkati tümüyle İlâhî Merkez’dedir. Oraya, yani kozmik çarkın merkezine yerleşirler ve görevlerini o konumlanma durumundan hareketle ifa ederler” dedi.

Arif kişinin kozmik çarkın merkezinde olduğunu ve İlâhî Hakikat’le arasında ya çok az perde kaldığını ya da gözlerinden o perdelerin tümüyle giderildiğini vurgulayan Yalsızuçanlar, seminerde şunları söyledi:

“Sahabi, âlim ve ariflerin birçoğu, eserlerinde Risâle-i Nur’u ve Üstad Bediüzzaman’ı müjdelemişlerdir. Sikke-yi Tasdik-i Gaybî’de Üstad Hazretleri, özellikle Hazret-i Ali’nin (r.a.) bu husustaki işaretlerini ayrıntılarıyla ortaya koyar. Burada adı geçen Gavs-ı Âzam'dan (r.a.) da Risâle-i Nur’un birçok yerinde söz eder. Abdülkadir-i Geylânî için, ‘kudsî mürşidim ve üstadım’ der. İbn Arabî Hazretleri, Gavs-ı Âzam’ın halifesinin halifesidir ve onun hırkasını giymiştir. Onun Fütuhu’l-Gayb’ının Yeni Said’e geçiş sürecinde önemli bir tesiri söz konusudur. Bir gün Fütûhu’l-Gayb’ı açar ve kendisine hitap eden bir cümleyi okur. Burada Üstad’ın okuduğu metin, Gavs-ı Âzam’ın (r.a.) Fethü’r-Rabbânî adlı kıymetli eseriyle birlikte neşredilmiş olan Fütûhu’l-Gayb’dır. Kitapta, Üstad’ın sözünü ettiği bahis dışında çok sayıda işaret ve ima vardır.

“Risâle-i Nur’u sadece Hz. Ali ve Gavs-ı Âzam müjdelememektedir. Başta İbn Arabî Hazretleri olmak üzere (Füsus’ta Risâle-i Nur’la ve Üstad’la ilgili çok sayıda ihbar yer alır) İmam-ı Rabbânî, Şâh-ı Nakşibend (r.a.) hazeratı gibi pek çok imamın, ârif ve âlimin eserlerinde bu türden ihbarata rastlamak mümkündür ve bu son derece olağandır.”

“Bediüzzaman Hazretleri kendisinin vazifesinin mütercimlik olduğunu beyan eder eserlerinde. Demek ki, o da velâyet dillerinin tümünü bilmekte ve tercümanlık yapmaktadır.

“Risâle-i Nur bürhandır, ama Kur’ân’dan te’yid edilmiş, ‘gücü’nü Kur’ân’dan alan bir bürhandır, Kur’ân’a güç veren bir bürhan değildir. Şerefi, Kur’ân’dan söz etmesindendir. Kur’ân’a tercümanlığındandır. Bu anlamda bâhir bir bürhandır.

“Risâle-i Nur, bir tefsirdir. Hem bir ilim olarak tefsir ilmine dahil bir tefsirdir; hem de ‘te’vil’ düzeyine ulaşmış, yani zâtiiyyûn olan bir İmam’ın te’vilidir. Kur’ân’ın bilgilerle ve zihnî bir çabayla ‘tefsir’i yapılabilir, aklî veya naklî tefsiri söz konusu olabilir, ama Kur’ân’ın sonsuz olan anlam hazinelerinin en tesirli, en derinlikli ve irşad edici biçimde tefsirinin yapılabilmesi için te’vil düzeyine erişmiş olmak gerekir. Bu, müfessirin manevî mertebe ve makamına göre değişir. Risâle-i Nur, Kur’ân’ın manevî i’cazının parıltısıdır. Allah’ın en-Nur isminin tecelli ve feyzine mazhar bir Kur’ân tefsiridir.”

Yeni Asya / ANKARA

15.11.2006


 

Sivil toplum konuşmaları başlıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sivil toplum düşünce ve pratiğine yönelik düşüncelerin değişik düzeylerde tartışılmasını ve bu vesileyle sivil inisiyatifin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Sivil Toplum Dergisi’nin katkılarıyla her ay “Sivil Toplum Konuşmaları” başlığı altında paneller, seminerler ve konferanslar düzenliyor.

Sivil Toplum Konuşmaları’nın ilk konukları siyaset bilimci ve siyaset bilimi teorisi üzerine yazdığı kitaplarıyla tanınan Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Köker, Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne ve Kültürel Antropolog Dr. Kadir Canatan. Panel bugün Beyoğlu’ndaki Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezinde gerçekleştirilecek.

19. YÜZYILDA MEVLEVÎLİK

Türk Edebiyatı Vakfı’nın bu haftaki “Çarşamba Sohbeti”nde, araştırmacı yazar Dr. Mustafa Koç, “19. Yüzyılda Mevlevîlik” başlığı altında bir konuşma yapacak.

“Aşçı Dede’nin Hatıraları” gibi çok kıymetli bir eseri geniş okuyucu kitlesine yeniden kazandıran Mustafa Koç, tasavvuf konularını çok iyi bilen, bu arada Mevlevîlik alanında derinlikli çalışmaları olan genç bir aydınımızr. Kendisinin Osmanlı Medeniyeti konusundaki araştırmaları da oldukça önemli.

Giriş serbesttir.

Başlama saati: 17.00

Tel. (0212) 526 16 15

15.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004