Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Moskova’da Hz. Muhammed konferansı

Moskova’da ‘Sevgi ve Barış Peygamberi Hz. Muhammed’ konferansı düzenlendi. Rusya Müftülüğü ve Moskova İslâm Üniversitesi’nin işbirliği ile düzenlenen uluslar arası konferansta Hz. Muhammed’in tüm dünya insanlığına getirdiği barış ve huzur mesajları tartışıldı.

Konferansta bir konuşma yapan akademisyen Aleksander Malaşenko, Hz. Muhammed’in ebediliğe bakan, tarihte eşine rastlanamayacak çok büyük bir reform gerçekleştirdiğini söyledi.

Malaşenko tebliğinde ‘Karizmatik, büyük lider’ olarak tanımladığı Peygamber Efendimiz hakkında, “O tevhid anlayışını kurdu. Buna hiçbir Batılı karşı çıkamaz. İçinde bulunduğu toplumun tüm değerlerine karşı çıkarak, tüm zorlukları göğüsleyerek bıçak sırtında yürüdü. Vazifesinin bilincinde olan Hz. Muhammed hep muvaffak oldu.” dedi.

Maleşenko Hz. Muhmmed’in aynı zamanda kendi ayakkabılarını bile kendisi tamir edecek kadar sıradan bir yaşantısı olduğunu hatırlatarak bunun tarihte eşine rastlanmayacak derecede ilginç bir birleşim olduğunu savundu.

Rusya Müftü Yardımcısı Mustafa Kütükçü, “Hz. Muhammed’in çocuk sahibi olması, aile yaşantısının olması, aile geçimi için uğraşması ile sıradan bir insan olduğunu göstermiş ve nasıl yaşanılması gerektiği konusunda da mükemmel bir örnek sunmuştur” dedi. Kütükçü, Hz. Muhammed’in 23 yılda içinde yaşadığı toplumun alkolden, kız çocuklarına öldürmeye kadar yüzlerce kötü alışkanlığını değiştirmeyi başardığını belirterek, “Maalesef günümüzde sivil toplum kuruluşlarının ve doktorların sigaranın zararlarını her fırsatta anlatmalarına rağmen bir küçük kötü alışkanlıktan insanları vazgeçirmekte başarılı olamıyor” dedi. Moskova İslâm Üniversitesi Rektörü Marat Mürtazina Hz. Muhammed’in tüm âlemlere rahmet olarak gönderildiğini ifade ederek; “70 sene ateizmden sonra dinî hayat Rusya’da daha yeni canlanmaya başladı. Rusya Müslümanları namazlarını kılarak, Allah’a duâ ederek ve Efendimiz’i anarak imanlarını kuvvetlendirmeye çalışıyor.” dedi. Bu gibi toplantıların bundan sonra daha sıkı yapılacağını belirten rektör Mürtazina; “Peygamberimizin ahlâkı seniyyeleri burada tüm dinler için örnek teşkil ediyor” dedi.

“PAPA YANLIŞ ANLAŞILMALARI TELÂFİ EDECEK”

Programa katılan Rusya Katolik Kilisesi Metropoliti Tadeus Kondrosevic ise İslâm dinine ve O’nun peygamberine büyük saygı duyduklarını söyledi. Katıldıkları konferanslarda bunu dile getrimekten memnuniyet duyduklarını ifade eden Kondrosevic; “Papa II. Jean Paul da Papa 16. Benedict’te İslâm peygamberine karşı saygılı olmuşlardır. Son dönemde ortaya çıkan yanlış anlamaları Papa’nın Türkiye ziyareti ile telâfi edileceğine inanıyoruz.” dedi.

/ MOSKOVA

25.11.2006


 

Skandal uygulama

Prof. Dr. Atilla Yayla’nın Kemalizme yönelik görüşleri gerekçe gösterilerek hakkında soruşturma başlatan ve fakültedeki görevinden uzaklaştıran Gazi Üniversitesi rektörlüğü yeni bir uygulamaya daha imza attı. Rektörlük, öğretim görevlilerinden Yayla aleyhine zorla imza topluyor. Öğretim üyelerine “Atilla Yayla’nın görüşlerine katılmadıkları ve kınadıkları” şeklindeki bildiriye imza atmaları yönünde baskı uygulayan rektörlük, kabul etmeyenlere de aynı soruşturmaya tabi tutulacakları uyarısında bulunuyor.

Prof. Dr. Atilla Yayla’nın Kemalizme yönelik görüşleri gerekçe gösterilerek hakkında soruşturma başlatan ve ders verme görevinden uzaklaştıran Gazi Üniversitesi Rektörlüğü yeni bir uygulamaya daha imza attı. Rektörlük, öğretim görevlilerinden Yayla aleyhine zorla imza toplamaya başladı.

Öğretim üyelerine “Atilla Yayla’nın görüşlerine katılmadıkları ve kınadıkları” şeklindeki bildiriye imza atmaları yönünde baskı uygulayan rektörlük, kabul etmeyenleri de aynı soruşturmaya tabi tutulacakları şeklinde tehdit etti.

Yapılan değerlendirmede özgür düşüncenin merkezi olan üniversitelerde yapılan bu uygulamanın skandal olduğu ifade edildi.

“HAİN” MANŞETİNİ ATAN GAZETEYE İLÂN

Bu arada Yayla’nın İzmir’de yaptığı konuşmayı “Hain” manşetiyle duyuran ege bölge gazetesi Yeni Asır’a öğretim üyeleri adına ilan veren rektörlük, “dahili ve harici bedbahtlar” ifadesini kullandı.

“Kamuoyuna duyuru” başlığı ve “T.C. Gazi Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Öğretim Üyeleri ve Yardımcıları” imzasıyla verilen ilânda “Adını şerefle taşıdığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve O’nun özenle takip etmeye çalıştığımız düşünce sistemi hakkında talihsiz ve tarafımızca kabul edilemez söylemlerde bulunan TC Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla’nın görüşlerine hiçbir şekilde katılmadığımızı bildirmek istiyoruz” görüşlerine yer verildi.

Fakültedeki öğretim üyeleri, yardımcıları ve idari personelin Atatürk ilke ve devrimlerine kalben bağlı olduğunun belirtildiği ilanda Atilla Yayla’ya yönelik ifadeler şu şekilde yer aldı:

“O’nun öngördüğü gibi dahili ve harici bedbahtların olacağını bilir, Atatürk resimlerini duvarlarımıza asarız. Bunun birisi zorladığı için değil, öyle olmasını yürekten istediğimiz için yaparız. Her gün Anıtkabir’in önünden geçerken O’na duâ ederiz. Bunu birisi zorladığı için değil, O’na müteşekkir olduğumuz için yaparız. Varsın bazıları O’nun resminden hoşlanmasın. Varsın O’nun düşünce sistemini kötülesin.”

İNFİAL NEREDE?

Daha önce de Yayla’nın konuşması basında yer aldıktan sonra Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç açıklama yapmıştı. Bir öğretim üyesinin Atatürk ile ilgili yapmış olduğu konuşmanın üniversitede infiale neden olduğunu ileri süren Kadri Yamaç Yayla’yı görüşlerini ‘terbiye azlığı’ şeklinde suçlamış ve fakültede ders verme görevinden uzaklaştırıldığını söylemişti.

Öğrencileri Yayla’ya sahip çıktı

Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencileri, Prof. Dr. Atilla Yayla’nın düşüncelerinden dolayı üniversiteden uzaklaştırılma kararına tepki göstererek, hocalarının görevine iade edilmesini istedi.

Fakültenin Kamu Yönetimi bölümü son sınıf öğrencisi Fatih Murat Özdemir, derslerine giren Yayla’nın iyi bir profesör olduğunu belirtti. Fikirlerinden dolayı bir profesör hakkında inceleme başlatılmasının doğru olmadığını kaydeden Özdemir, “Hocamızın okuldan uzaklaştırılması çok yanlış bir karar. Kendisi iyi bir profesördür. Bu ceza aslında Atilla Yayla’ya değil biz öğrencilere verilmiş bir cezadır” dedi.

Ömer Yıldız isimli öğrenci ise, ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini ifade ederek, “Atilla hocamızın okuldan uzaklaştırılmasını güzel bulmuyorum. Kendisi en iyi hocalarımızdan biridir. Tekrar aramızda görmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Atatürkçe Düşünce Topluluğu Başkanı Duygu Aslan ise, rektörlüğün verdiği uzaklaştırma kararının yerinde bir karar olduğunu iddia etti.

Kemal BENEK / ANKARA

25.11.2006


 

Emniyet: Tepkiler ölçülü olmalı

Papa 16. Benediktus’un ziyareti sebebiyle bütün dünyanın gözünün Türkiye’nin üzerinde olacağına dikkat çeken Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, “Vatandaşlarımız, her türlü tepkilerini aşırıya kaçmadan, yasal kurallar çerçevesinde ve demokratik bir şekilde yapmalıdırlar. Papa’nın Türkiye’den olumlu izlenimlerle ayrılması ülkemizi her açıdan olumlu etkileyecektir” dedi.

Papa 16. Benediktus’un Türkiye ziyareti sırasında alınacak güvenlik tedbirlerinin en üst düzeyde ve devlet başkanlarına uygulanan şekilde olacağı belirtildi.

Alınan bilgiye göre, 28 Kasım Salı günü Ankara’da olması beklenen Papa’nın gezisi öncesi Dışişleri Bakanlığında bir güvenlik zirvesi gerçekleştirildi. Çarşamba günü yapılan toplantıya Dışişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilâtı’nın üst düzey görevlileri ile ilgili kurumların görevlileri katıldı. Toplantıda, Papa’nın yapacağı gezide alınması gereken önlemler tek tek gözden geçirildi. Papa,Türkiye ziyaretinin ilk ayağı Başşehirde en üst düzeyde güvenlik tedbirleriyle korunacak. Ankara polisi, 11 Eylül saldırıları, Irak işgali ve İstanbul’da meydana gelen patlamalardan sonra Türkiye’ye gelen ABD Başkanı George W. Bush’un, 2004’teki NATO Zirvesi öncesinde yaptığı Türkiye gezisinde alınan tedbirlerin aynısını Papa için de uygulayacak. Papa için yaklaşık 3 bin polis görev yapacak. 3’lü yakın koruma çemberinde temaslarını sürdürecek olan Papa’yı taşıyacak aracı frekans karıştırıcı ve mobil telefonları kapsama alanı dışında bırakacak bir araç da takip edecek. EMNİYET: TEPKİLER ÖLÇÜLÜ OLSUN Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, haftalık basın bilgilendirme toplantısında sorular üzerine, Papa 16. Benediktus’un Türkiye ziyareti sırasında alınacak güvenlik tedbirlerinin en üst düzeyde ve devlet başkanlarına uygulanan şekilde olacağını söyledi. Çalışkan, tepkilerin makul ve yasal çerçevede olması gerektiğini vurgulayarak, “‘Tüm dünyanın gözü Türkiye’nin üzerinde olacaktır’’ dedi.

/ ANKARA

25.11.2006


 

Bardakoğlu: Misafirimize konuksever davranırız

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Papa 16. Benediktus’a Türkiye’nin gereken misafirperverliği göstereceğini belirterek, “Biz medenî bir toplumuz, gelen misafirimize konuksever davranırız” dedi.

Bardakoğlu, gazetecilerin Papa 16. Benediktus’un Türkiye ziyaretiyle ilgili soruları üzerine, her şeyin sükunet içerisinde gelişeceğini ve Türkiye’nin gereken misafirperverliği, konukseverliği göstereceğini kaydetti.

Bardakoğlu, “Biz iki şeyi birbirinden ayırırız. Dinî liderler, din adamları, bilginler, aydınlar, İslâm’la ilgili bizim katılmadığımız bir görüş ifade ederse biz ona karşı tavrımızı, doğru sözümüzü hiç eksik etmeyiz. Ama biz medenî bir toplumuz, gelen misafirimize konuksever davranırız. Medenice oturur, tartışırız” dedi.

/ İSTANBUL

25.11.2006


 

Wilson'dan Ağar'a ziyaret

BD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ı ziyaret etti. Wilson ziyaretinde, “2007 yılında son derece yoğun bir siyasî döneme yaklaştığımız şu sıralarda, tekrar bir araya gelebilmenin iyi olacağını düşündüm” dedi.

Wilson, görüşme sırasında yaptığı konuşmada, Ağar’ı ziyaret etmenin kendisini çok mutlu ettiğini ve şereflendirdiğini söyledi. Ağar ile resmi görüşme yapmalarının üzerinden yaklaşık bir yıl geçtiğini ifade eden Wilson, ‘’2007 yılında son derece yoğun bir siyasi döneme yaklaştığımız şu sıralarda, tekrar bir araya gelebilmenin iyi olacağını düşündüm. Siz de biliyorsunuz bugün tesadüfen iki muhalefet partisiyle yaptığım görüşme, aynı güne denk geldi ama bugün burada bulunmaktan son derece mutlu olduğumu tekrar etmek isterim’’ dedi.

Mehmet Ağar da Wilson’ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. ‘’Kendilerinin de ifade ettiği gibi uzunca bir aradan sonra yeni bir önemli dönemde karşılıklı değerlendirmeleri yapma fırsatını bulabileceğimiz açıktır’’ diye konuşan Ağar, şunları kaydetti: ‘’Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiler hep önemli olmuştur ve bundan sonrada önemli olacaktır. Güçlü, temelleri olan bir ittifak beraberliğinin yansımaları hep olmuştur. Zaman zaman ortaya çıkan sıkıntılar her zaman başka ülkelerle çıkan sıkıntılardan daha az olmuştur ve sağduyu ile her zaman aşılmış. Bugünün dünyasında ve özellikle bizim yakın coğrafyamızdaki ortaya çıkan gelişmeler açısından bu ilişkilerin sağlam temellerle her iki ülkenin çıkarlar doğrultusunda sağlıklı bir şekilde yürütülmesinin önemi her zamankinden daha fazladır. Bu çerçevede biz kendileriyle yararlı bir görüşme yapacağımızı umut ediyoruz. Kendilerini ve çalışma arkadaşlarını partimizde görmenin memnuniyetini tekrar ifade ediyorum. Başarıyla geçen görev yıllarının daha sağlıklı, daha başarılı bir şekilde devamı da bizim en içten temennimizdir. Tekrar bu duygularla hoş geldiniz diyorum.’’

/ ANKARA

25.11.2006


 

301’e makyaj zirve öncesi

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Ankara’nın ekonomik ve siyasî reformlara ilişkin kararlılığını tekrarlayarak, hükümetin, Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi ile ilgili yasal reformu Aralık ortasındaki AB zirvesinden önce parlamentoya sunmayı umduğunu ifade etti.

Türkiye’nin AB ile müzakerelerinin kısmen askıya alınmasının “tehlikeli” olacağını söyledi. Gül, Reuters’a verdiği demeçte, “Bu, herkes için tehlikeli. Şüphesiz ki, böyle bir şey olursa, bizim için dünyanın sonu değil, ancak bu hiçbirimiz için de iyi olmaz” diye konuştu.

Reuters’ın haberine göre, müzakerelerin askıya alınmasının AB’ye, önemli bir stratejik ve ekonomik ortağın kaybına mal olabileceğini kaydeden Gül, AB’nin stratejik perspektifi kaybetmemesi gerektiğini söyledi.

Ankara’nın ekonomik ve siyasi reformlara ilişkin kararlılığını yineleyen Gül, hükümetin, TCK’nın 301. maddesine ilişkin yasal reformu Aralık ortasındaki AB zirvesinden önce parlamentoya sunmayı umduğunu da ifade etti. 301. maddenin yorumlanmasında bazı sorunlarla karşı karşıya olunduğunu ifade eden Gül, bu sebeple, maddenin sivil toplum örgütleri de hesaba katılarak değiştirileceğini söyledi.

Gelecek hafta Kıbrıs konusuna ilişkin Fin önerisini görüşmek üzere AB dönem başkanlığını yürüten Finlandiya’ya gideceğini hatırlatan Gül, limanlar konusundaki darboğazı aşılacağından ümitli olduğunu belirtti.

Kıbrıs EuroMed’in gündeminde

Bu arada, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, 27-28 Kasım tarihlerinde düzenlenecek 8. Avrupa-Akdeniz (EuroMed) dışişleri bakanları konferansına katılmak üzere Finlandiya’ya gideceği belirtildi. Toplantıya Finlandiya’nın Kıbrıs planı ve Gümrük Birliği ek protokolünün damgasını vurması bekleniyor.

Brüksel’deki diplomatik kaynaklar, 27-28 Kasımda Finlandiya’nın Tampere şehrinde düzenlenecek konferansta Gül’ü ağırlayacak olan AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın Dışişleri Bakanı Tuomioja’nın, AB’nin Aralık zirvesine az bir süre kala ülkesinin Kıbrıs planı ve Gümrük Birliği Ek Protokolü konularını gündeme getireceğini belirtiyor. Gül ile görüşmesi öncesinde “elini güçlendirmek için” hafta sonunda Kıbrıs’taki taraflarla temaslarını sürdürecek olan Finlandiya’nın “henüz fazla umutlu olmadığı” dile getiriliyor. Limanların Rum kesimine açılması için tek taraflı bir adım atmayacağını birçok kez dile getirmiş olan Türkiye’nin KKTC üzerindeki ambargoların kalkmasına yönelik politikasından geri adım atması beklenmiyor. Bu sebepler dikkate alınarak Finlandiya’nin çok az şans verilen Kıbrıs girişiminin başarılı olması Rum kesiminin tavrına bağlanıyor. Fakat Rumlar bir açılım düşünüyorlarsa bugünden ortaya çıkmalarına ihtimal verilmiyor. Diplomatik kaynaklar, Birlik üyelerinin AB Komisyonu’nun Türkiye ile ilgili yapacağı önerinin dışişleri bakanlarınca ele alınacağı 11 Aralıka hazırlandığını belirtiyorlar. AB Komisyonu’nun önerisinde hangi fasılların Gümrük Birliği ile ne ölçüde ilgili olduğu konusunda değerlendirme yapacağı fakat bu fasıllar için sayı vermeyerek kararı ve sorumluluğu üye devletlere bırakacağı ifade ediliyor.

Bu arada, Dışişleri Bakanı Gül’ün EuroMed toplantısının yapılacağı Tampere’den önce Helsinki’ye uğrayarak, Tuomioja ile bir araya gelmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Edinilen bilgiye göre, 26 Kasım Pazar gecesini Helsinki’de geçirmesi beklenen Gül’ün Fin planındaki son değişikleri ele alması bekleniyor. Plan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ertuğrul Apakan tarafından bir süredir Helsinki’de müzakere ediliyordu. Planın son hali Dışişleri bürokratları tarafından Apakan ve heyetinin önceki gün akşam Ankara’ya dönmesinin ardından yapılan toplantıda ele alınmıştı.

/ İSTANBUL

25.11.2006


 

Çiçek: 301 konusunda bana metin gelmedi

Bakanlığının 2007 yılı bütçesinin görüşmeleri için TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna gelişinde gazetecilerin sorularını cevaplayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bir gazetecinin, “301. maddeyle ilgili sivil toplum örgütlerinden öneri geldi mi?’’ sorusu üzerine Çiçek, kendilerine daha öneri gelmediğini söyledi.

Çiçek, gazetelerde yer alan haberleri kendisinin de okuduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Ama bize gelmedi. Bize şu ana kadar gelen bir siyasî partinin bir cümlelik teklifi var. Onun dışında değişmesin diyenlerin teklifi var. Bir de Sayın Oktay Ekşi göndermişti, Basın Konseyinin gönderdiği bir teklif var. Onun dışında gelmedi daha. Sizin bahsettiğiniz, Sayın Başbakanın başkanlığında yapılan toplantıyla ilgili şu ana kadar bana ulaşmış bir metin yok. Gelsin, hepsini değerlendirme konusu yaparız.’’

Cemil Çiçek, AB zirvesi öncesi böyle bir konunun TBMM Genel Kurulunda görüşülüp görüşülmeyeceğine ilişkin soru üzerine de “Her türlü yasal düzenlemeyi, AB ile bağlantılı yapmaya çalışırsak, doğru bir iş yapmış olmayız. Bu düzenlemeler yapılacaksa, Türkiye için yapılır’’ dedi.

/ ANKARA

25.11.2006


 

Türkiye’nin AB üyeliği tarihî bir gereklilik

Türkiye’nin Napoli Fahri Konsolosu Luigi Pietro Rocco Di Torrepadula, Türkiye’nin AB’ye er ya da geç üye olacağını ümit ettiğini söyleyerek, “bunun tarihi bir gereklilik olduğunu” belirtti.

Di Torrepadula, İtalya ve Türkiye’nin birer Akdeniz ülkesi olduğuna işaret ederek, “Türkiye’nin AB’ye alınmasıyla Birliğin Akdeniz meselelerine daha çok ilgi göstereceğine inandığını” ifade etti. “Napoli halkının Türkiye’ye ve özellikle Türkiye’nin AB üyeliğine büyük ilgi gösterdiğini” kaydeden Di Torrepadula, AB genelinde Türkiye’ye karşı olan dini ve tarihsel bazı ayrımcılıkların da Napoli’de destek bulmadığını söyledi. “AB’nin Türkiye’yi bünyesine katmasının, AB’yi ekonomik ve siyasi olarak güçlendireceğini” belirten Di Torrepadula, kendisinin bir fahri konsolos olarak değil, bir İtalyan vatandaşı olarak Türkiye’nin üyeliğini ümit ettiğini ve bunun herkesin çıkarına olacağını kaydetti. Di Torrepadula ayrıca, Türkiye’nin AB üyesi olduktan sonra İtalyan iş adamlarının yatırımları ve iki ülke arasındaki ortak yatırımların ivme kazanacağını vurguladı.

Fahri Konsolos Di Torrepadula, Papa’nın Türkiye’ye yapacağı ziyaretin dinler arası ilişkilerin geliştirilmesi açısından çok iyi bir fırsat oluşturacağını da sözlerine ekledi.

/ NAPOLİ

25.11.2006


 

Öğretmenin adı yok

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de öğretmenin adının bile olmadığını söyledi.

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Gününde sendika genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, öğretmenlik mesleğinin itibar kaybettiğini söyledi.

“Her Öğretmenler Gününde olduğu gibi bu 24 Kasım’da da öğretmenlere methiyeler dizilecek” diye söze başlayan Avcı, şunları kaydetti: “Her konuşmalarında eğitim ve öğretmenin önemiyle ilgili hamasi nutuklar atan Sayın Başbakan ve Millî Eğitim Bakanı bizlere ‘pembe tablolar’ çizmeye ve bizi kandırmaya çalışmasın. Öğretmenler Günü, yapılacak şeylerin, vaatlerinin değil, yapılan işlerin gururla anlatıldığı bir gün olmalıdır. Ekonomik, meslekî, özlük ve demokratik sorunlar altında kıvranan öğretmenler arasında; ücretli etüt, kurs yapma ve özel ders verme gibi işler yanında ek olarak ta, taksi şoförlüğü, garsonluk, pazarlamacılık, seyyar satıcılık adeta ‘olağan bir durum’ olarak görülmeye başlanmıştır. Öğretmenin kafası, ayın sonunu nasıl getiririm hesapları ile meşguldür.”

ÖĞRETMEN EKONOMİK SIKINTI İÇİNDE

Öğretmenlerin aile sorumluluklarını bile yerine getirmekte zorlandığına dikkat çeken Avcı, şöyle devam etti: “Adeta vitrinlerin önünden geçmeye utanan, ekonomik sıkıntılar altında inim inim inleyen biz öğretmenlerin 50-60 kişilik sınıflarda nasıl faal olmasını bekleyebilirsiniz. Öğretmenlerin yoksulluk sınırında, hizmetli, memur gibi diğer eğitim çalışanlarının açlık sınırının altında maaş aldıkları bir ülkede, kaliteli bir eğitimden nasıl bahsedebilirsiniz?”

Ahmet TERZİ

25.11.2006


 

TÜSİAD kendi işine baksın

Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) Genel Başkan Yardımcısı ve Belediye ve Mahalli İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN) Genel Başkanı Mürsel Turbay, Millî Eğitim Şurası’nda alınan kararlara ilgili yapılan açıklamalara tepki gösterdi.

Mürsal Turbay, MEMUR-SEN Malatya Şubesi’nde düzenlediği basın toplantısında, şûrâ kararlarıyla ilgili açıklama yapan Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı’ya tepki verdi.

Millî Eğitim Şûrâsı’nda alınan kararları uygulamamakta ısrar eden YÖK ve TÜSİAD Başkanı Sabancı’nın yaptığı ‘’talihsiz açıklamayı’’ kınadığını ifade eden Turbay, ‘’Bu ülkede birçok insan kendi görevini bırakıp başka şeylerle uğraşıyor. Sanayici kendi işiyle uğraşmaz, kalkar imam hatip okuluyla uğraşır’’ dedi.

Sanayicinin, ‘’ülkenin ekonomisine ne kadar yatırım yapabileceğinin hesabını yapması’’ gerektiğini belirten Turbay, ‘’İmam hatip mezunuyum. Sayın Sabancı’dan istirhamım şudur. Hiç olmazsa sayın Sakıp Sabancı’nın yolundan gitsin. Sayın Sakıp Sabancı’nın inançlı insanlara göstermiş olduğu duyarlılığı kendisinden bekliyoruz’’ diye konuştu.

/ MALATYA

25.11.2006


 

Avrupalılar Türkiye’de iş arayacak

İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Nicholas Graham Faraday Baird, Türkiye’nin AB’ye üye olması halinde serbest dolaşım konusunda Avrupa kamuoyunda korku olduğunu ifade ederek, “Ekonomi açısından Türkiye hızlı gelişiyor. Tam tersine Avrupa’da yaşayan insanlar Türkiye’ye gelip, burada iş arayacaklar” dedi.

Baird, Antalya Konsolosu Jane Baz ile birlikte Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Kemal Özgen’i ziyaret etti. Baird burada yaptığı açıklamada, Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmekte olduğunu belirtti. İngiltere’nin Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda destek verdiğini ve bu desteği devam ettireceğini kaydeden Baird, AB’ye üyelik sürecinin zor geçeceğini de ifade etti. Büyükelçi Baird, AB ile müzakere sürecinde Kıbrıs konusundaki sıkıntılara ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu:

“İngiltere olarak Türkiye’nin AB’ye girmesine güçlü destek veriyoruz. Bu tabiî ki birçok sebepten dolayı zor bir süreç ama kısa vadedeki sorunları atlatacağımıza eminim. Dolayısıyla uzun vadede istediğimiz, Türkiye’nin AB’ye üye olmasıdır. Eminim ki başaracağız. Kıbrıs konusunda BM’nin de tekrar gayret etmesi lâzım.”

Türkiye’nin AB’ye üye olması halinde serbest dolaşım konusunda Avrupa kamuoyunda korku olduğunu ifade eden Baird, şunları belirtti:

“Tabiî ki Avrupa kamuoyunda serbest dolaşım konusunda bir korku olduğu gerçeği var. Türkiye büyük bir nüfusa sahip. Bu nüfus Avrupa’da iş arama çabası içinde olacak. Avrupa’da bazı kesimlerin (bizim işimize talip olurlar) korkusu var. Ama ben de diyorum ki, o, bugünkü Türkiye değil. Gelecekteki, 8-10 yıl sonraki Türkiye. O insanlar, o zamanki insanlar olacak. Ekonomi açısından Türkiye hızlı gelişiyor. Tam tersine Avrupa’da yaşayan insanlar Türkiye’ye gelip, burada iş arayacaklar.”

/ ANTALYA

25.11.2006


 

Demokrat gençlerden Yayla’ya destek

Demokrat Gençlik Derneği (DGD) Ankara Şubesi üyeleri, Yönetim Kurulu üyeleri Prof. Dr. Atilla Yayla’ya destek ziyaretinde bulundu.

Ziyaret sırasında düşünce ve ifade hürriyetine yönelik saldırıları kınadıklarını belirten dernek üyeleri, ne kadar aykırı olursa olsun her türlü açıklamanın beyan edilmesinden yana olduklarını ifade ettiler. Gençlerin baskıcı ve uzlaşmaz kişi ve kurumların tavırlarından hoşlanmadığına dikkat çeken üyeler, çağın gerisinde kalmış tutumların kimseye faydasının olmadığını vurguladılar.

Prof. Dr. Atilla Yayla’nın saygın bir bilim adamı olduğunu, gençlerin özgürlükçü, demokrat öğretim üyelerini örnek aldığını vurgulayan üyeler, Yayla’ya destek verdiklerini demokrasi alanındaki her türlü görüş ve düşüncelerinin yanında olduklarını söylediler. Üyeler, Yayla’ya gösterilen hazımsızlığı da kınadıklarını açıkladılar. Gençlerin kendisine destek ziyaretinde bulunmasına memnun olan Prof. Dr. Atilla Yayla da, Türkiye’nin bir çok yerinden her türlü düşünceye sahip insandan destek mesajları aldığını hatırlattı. Demokrasi mücadelesinin tek kişiyle yapılmayacağına dikkat çeken Yayla, ifade ve düşünce hürriyetine inanan herkesin bu mücadelede birbirine destek vermesi gerektiğini söyledi.

İbrahim DOĞRU / ANKARA

25.11.2006


 

Şırnak’ta operasyon: 1 asker şehit

Şırnak’ta güvenlik güçlerinin operasyonu sırasında çıkan çatışmada 1 asker şehit olurken, 1 terörist de ölü ele geçirildi.

Şırnak Valiliğinden yapılan açıklamada, 19 Kasım 2006 tarihinden bu yana Şırnak’ın Küpeli Dağı bölgesinde yürütülen operasyon kapsamında önceki gün bölgede arazi araması yapan güvenlik güçlerine terör örgütü mensuplarınca ateş açıldığı bildirildi.Açıklamada, çıkan çatışmada piyade komando çavuş Zekeriya Kılıç’ın şehit olduğu, aynı çatışmada bir teröristin de ölü olarak silahıyla ele geçirildiği belirtildi. Küpeli Dağı bölgesinde 5 gündür sürdürülen ve halen devam eden operasyonlarda ölü ele geçirilen terörist sayısı böylece 3’e yükselmiş oldu.

/ ŞIRNAK

25.11.2006


 

Hekim sayısı yetersiz

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, mevcut hekim sayısıyla sağlık hizmetinin altından kalkılamayacağını belirterek, tıp fakültelerine daha fazla öğrenci alınması için tüm Cumhuriyet kurumlarının destek vermesini istedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının bütçesi üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini cevaplayan Akdağ, ‘’YÖK’ün hekim yetiştirmesini nasıl sağlayacağı’’ sorusuna karşılık. “Benim böyle bir şansım yok. Açıkça komisyonumuzdan destek istiyorum. Bu desteği bu hususta etkisi olacak, tüm Cumhuriyet kurumlarından da istiyorum’’ dedi. Geçmişte bir hekimin karşısına 70 hasta çıkarken bugün bu sayının 50’lere düştüğünü, ancak 20’lere inmesi gerektiğini kaydeden Akdağ, hala hekim ihtiyacı olana bölgelerin bulunduğuna işaret etti. ‘’Bu hekim sayısıyla bu iş taşınmaz’’ diyen Akdağ, hekim sayısını olabildiğince optimal kullanarak, ek ödemelerle daha fazla çalışmayla çözmeye çalıştıklarını anlattı. Akdağ, Türkiye’nin hekim sayısı açısından Avrupa bölgesinde sonuncu olmasını kimsenin savunamayacağını kaydetti.

/ ANKARA

25.11.2006


 

Bahar havası sürecek

Ilık havanın yurt genelinde hafta sonunda etkisini sürdüreceği bildirildi.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, bugün yurtta yağış beklenmiyor. Güney ve batı kesimler parçalı çok bulutlu, iç ve doğu kesimler az bulutlu olacak. Yurdun iç ve doğu kesimlerinde sabah saatlerinde sis görülecek. Yarın ve Pazartesi günlerinde de yurdun büyük bölümünde yağış beklenmiyor. Kuzey kesimler parçalı bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları hafif yağmurlu olacak. Yurdun iç ve doğu kesimlerinde sis olacağı tahmin ediliyor.

/ ANKARA

25.11.2006


 

Küresele ısınma için araştırma talebi

CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek ve 62 milletvekili, Türkiye’nin küresel ısınma sürecinde nasıl etkilendiğinin belirlenmesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi.

TBMM Başkanlığına sunulan önergede, Türkiye’de son aylarda yaşanan bazı doğal olayların geçmişte görülmedik boyutlara ulaştığına işaret edilerek, yaz aylarında kimi bölgelerdeki aşırı kuraklığın göllerin suyunun çekilmesine ve kurumalara neden olduğu, ayrıca sel felâketleri meydana geldiği kaydedildi. İklim değişikliğini yansıtan doğal olaylara bilimsel yaklaşılamadığı, yetkililerin bile ‘’dere taşar, sel olur, bunu abartmayın’’ dediğine dikkat çekilerek, buna karşılık küresel ısınmanın dünyanın gündeminde olduğu kaydedildi. Türkiye’nin küresel ısınma sürecinde nasıl etkilendiğinin tüm yönleriyle belirlenmesi hangi tedbirlerin alınabileceğinin araştırılması ve bu konuda yapılacak düzenlemelerin altyapısının oluşturulması amacıyla Meclis Araştırması açılması istendi.

/ ANKARA

25.11.2006


 

Valilikten provokasyon uyarısı

Batman Valiliği, sel felâketinin ardından yapılan yardımlarla ilgili vatandaşları asılsız söylentilere itibar etmemeleri ve provokasyonlara meydan vermemeleri istendi.

Batman Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Bayındırlık Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü Kesin Tespit Komisyonu’nun yaptığı hasar tespit raporunun 2 gün önce mahalle muhtarlıklarında askıya çıkarıldığı ve bu rapora 1 aylık itiraz süresinin bulunduğu belirtildi. Yapılan itirazların süresi içerisinde incelemesi yapılarak başvuru sahiplerine bilgi verileceği ifade edilen açıklamada, şöyle denildi:

‘’Vatandaşların hak kaybına uğramamaları için 1 aylık itiraz süresine riayet edilmesi gerekmektedir. Sel felâketi nedeniyle bugüne kadar toplam 252 çadır ve 400 konteyner kurulmuş ve yardım dağıtımı hızla başlamıştır. Gelen yardımların çoğunluğu gıda ve giyim yardımlarıdır. Son günlerde bazı kimselerin abartı rakamları söylenti haline getirdikleri görülmektedir. Valiliğimiz internet sitesinde bütün bilgiler vatandaşlarımızın bilgisine sunulmuş olup, asılsız söylentilere itibar edilmemesine, provokasyonlara meydan verilmeden vatandaşlarımızın mağduriyetlerine sebep olunmamasını istiyoruz.’’

/ BATMAN

25.11.2006


 

Sözleşmeli sağlık personeline iyi haber

Sağlık Bakanlığı’nca, sağlık personeli ihtiyacının karşılanmasına yönelik bazı düzenlemeler yapıldı.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yayınladığı genelgede, sağlık hizmetlerinin önem ve önceliği sebebiyle ihtiyaç duyulan sağlık personelinin yeterli ve dengeli istihdamının zorunlu olduğunu, sağlık hizmetinin etkin ve verimli sunumunun bakanlığının temel görevleri arasında yer aldığını belirtti. Bu anlayıştan hareketle sağlık birimlerinin sağlık personeli ihtiyacının karşılanması için Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinin (B) fıkrasına tabi sözleşmeli personel istihdam edildiğini hatırlatan Akdağ, bu yılın Mart ayı itibariyle 9 bin 228 sözleşmeli yardımcı sağlık personelinin göreve başlatılmasıyla personel yetersizliğinden kaynaklanan aksaklıkların önemli ölçüde giderildiğini ifade etti. Akdağ, daha kaliteli sağlık hizmeti sunumuna yönelik olarak yeni sağlık personeli istihdamına ilişkin çalışmalarının aralıksız devam ettiğini bildirdi. Akdağ, ücretleri döner sermayeden karşılanan ve sözleşme süreleri bu yılın Aralık ayı sonunda sona erecek olan 4/B sözleşmeli personelin hizmet sözleşmelerinin 1 Ocak 2007’de yenileceğini kaydetti.

/ ANKARA

25.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004