Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Bilgi kirliliği devlet sorunu

Hrant Dink cinayeti ile ilgili soruşturma ardından “bilgi kirliliği” sorunu gündeme geldi. Adalet Bakanı’ndan, İçişleri Bakanından başlayarak, Başsavcıya, Jandarma Genel Komutanlığına kadar, oradan medyaya uzanan çerçevede herkes, bilgi kirliliğinin altını çizdi.

Hatta başsavcı, bilgi kirliliğinin yargısız infaza yol açtığını, sonunda yargı kararının, medyada oluşan kanaatlere aykırı olması durumunda güvensizlik ortaya çıktığını belirtti.

Oysa bilgi kirliliği tam da bu çevrim içinde oluşmaktaydı.

Ve sadece bu hadisede değil, bu tarzdaki tüm hadiselerde gündeme gelmekteydi.

Belki bazılarında yargısız infaza maruz kalanlar, etkin bir çevrenin korumasına mazhar olmadıkları için yargısız infaza maruz kalmaları kaçınılmaz oluyordu.

Diyelim Konya’da ve başka şehirlerde yürütülen El Kaide operasyonu... Orada bilgi kirliliği var mı yok mu? Şu ana kadar medyaya yansıyan bilgilere inanmamız gerekiyor mu? Bu bilgiler resmi kaynaklı mı? Soruşturma safhasında bu tür bilgilerin medyaya sızması yasal mı? Yasal değilse medya bu bilgileri nereden alıyor? Nasıl kullanıyor? Bu bilgilerle ortaya bir yargısız infaz çıkıyorsa, mağdurların hakkını kim tazmin edecek?

Geçelim.

Dink cinayetine yeniden gelelim:

-Kurumlar arası kopukluk, suçlamalar.

-İhbarların işleme konulup konulmaması.

-Sanıkların korunmuş olup olmaması.

-Erhan Tuncel’in muhbir olup olmaması ile ilgili iddialar.

-Yasin Hayal’e izafeten yayınlanan çelişik ifadeler.

-Yasin Hayal üzerine yapılan spekülasyonlar.

Bunların kimi yerinde jandarma var, kimi yerinde polis, kimi yerinde savcılık, kimi yerinde medya var...

Kimi yerde iktidar, kimi yerde muhalefet, hatta kimi yerde derin çevreler var.

Bu arada bir de, “Milliyetçiliği ne yapacağız” hesabı var. İdeolojik bir hesaplaşma hesabı...

Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru gidiyoruz.

Ardından genel seçimler.

Bu süreçte birbirini yeme yarışı..

Ve acaba Dink cinayetinden yola çıkılarak kim kime çelme takabilir?

Bilgi kirliliği burada ortaya çıkıyor.

Gerçeğin peşinde olana aşk olsun.

Ama Türkiye bu konuda çok sorunlu.

Bu kadar derin hesaplaşmalar içinde kim, “Gerçek benim aleyhimde de olsa ortaya çıksın” diyecek?

Gerçeklerin üzerinden yürümüş olsaydık, zaten bu gün Türkiye böyle sancılar içinde olmazdı.

Bilgi kirliliği bundan sonra da olacak.

Hatta küresel çapta olacak.

Birileri hep “Cambaza bak” deyip, cebinizdekileri soyup soğana çevirecek.

Irak’a, petrole batan ördekleri kurtarmak için gideceksiniz. Ya da olmayan kitle imha silahlarını ortaya çıkarmak için... sonra siz, yüz binlerin canına kıyılan bir ortam oluşturacaksınız.

Afganistan’a Taliban zulmünü durdurmak için gidip zalimce uygulamalar yapacaksınız.

Bu durumda sahih bilgiye nasıl ulaşılacak?

Aklı selimle...

Sağduyu ile...

Basiretle.

Nüfuzu nazarla...Bakış derinliği ile...

“Aklımı koru Ya Rabbi” diyeceksiniz.

Gözlerinizi dört değil, bin açacaksınız.

Bu dünya bu hale geldi.

Misyonu, gerçekleri bulmak olan medya, ne yazık ki önemli ölçüde yalanları gerçek gibi gösterme görevini yürütüyor.

ahmettasgetiren.com.tr, 8.2.2007

Ahmet TAŞGETİREN

09.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Derin değil, karanlık devlet

  Bilgi kirliliği devlet sorunu

  Milliyetçiliğe niçin şaşırıyoruz ki!

  Abdullah, Alaattin ve eski bir MİT'çi


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004