Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Seçimler gerginliğe yol açmasın

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılacak seçimlere ilgili olarak, ‘’Seçim dönemlerini eğer sakin bir şekilde, herhangi bir sıkıntıya, gerginliğe, kavgaya meydan vermeden geçirirsek, ekonomik anlamda çok fazla sıkıntımız olmaz’’ dedi.

Yalçıntaş, İktisadi Girişim ve İş Ahlâkı Derneğince (İGİAD) düzenlenen ‘’İGİAD 2007 Girişimcilik Ödülü’’ töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin modern ekonomiye geçiş süreçlerini tarihten örnekler vererek anlattı.

Türkiye’nin fakir bir ülke olmadığını, sıkıntıların en önemli sebebinin, gelir paylaşımının adil olmamasından kaynaklandığını ifade eden Yalçıntaş, Türk ekonomisinin yüzde 98’ini oluşturan KOBİ’lerin banka kredilerinden aldığı payın, sadece yüzde 5 olduğunu kaydetti.

Yalçıntaş, bu yıl gerçekleştirilecek seçimler konusunda da şunları söyledi: ‘’Seçim dönemlerini eğer sakin bir şekilde, herhangi bir sıkıntıya, gerginliğe, kavgaya meydan vermeden geçirirsek, ekonomik anlamda bizim çok fazla sıkıntımız olmaz. Eğer 2007 yılında siyasiler ve kamuoyu önderleri, kendi siyasî çıkarları için Türkiye’yi gererlerse, Türkiye’yi kaosa sokarlarsa, bundan en büyük yarayı alacak olan Türkiye ekonomisidir. Dolayısıyla Türk ekonomisi için en büyük fedakârlığı yapan bizler, Türk ekonomisini büyüten bizler, konuşma hakkına sahip olan insanlarız ve bizim her fırsatta şunu söylememiz lâzım; Hiç kimsenin kendi siyasî çıkarları için Türkiye’yi germeye, etrafı bulandırmaya hakkı yoktur. Seçim, seçimdir. İnsanlar seçimlerini yapacaklardır. Ama bunu bunalım haline getirmek Türkiye’ye yapılacak en büyük kötülüktür.’’

/ İSTANBUL

03.03.2007


 

Meclisi darbeciler kapattı

Gazeteci-yazar Mehmet Barlas, “Asıl tehlike demokrasiden uzaklaşmak ve Ortadoğu’nun radikal rejimlerinden birine kaymak. Asıl tehlike darbecilerdir. Türkiye’de anayasayı ve devletin düzenini şeriat ve komünizm tehdit etmedi” dedi. Barlas kimsenin yapmadığı kötülüğü darbecilerin yaptığını belirterek “Darbeciler Meclisi kapattılar. Darbelerle anayasa rafa kalktı. Türkiye için darbeler ve darbeciler daha acil ve somut tehlikedir” diye konuştu.

28 ŞUBAT’TA HUKUK RAFA KALKTI

Barlas şöyle konuştu: “Tek partili dönemde yasaklanan ne varsa, 1950’den sonra katılım içinde oldu ve bunların topluma, demokrasiye, anayasaya uyumlu insanlar olduğu görüldü. İstiklâl Mahkemesinde idamı istenen, sonra yasaklanan generaller Ali Fuat Cebesoy, Kâzım Karabekir bakan oldular, Millet Meclisi Başkanı oldular. 28 Şubat da hukukun rafa kaldırıldığı, hukukun üstünlüğünün değil üstünlerin hukukunun üstün olduğu bir dönemdi.”

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

Hasan Hüseyin KEMAL

03.03.2007


 

İSKİ Müdürü görevden alındı

Bahçelievler’de 5 yaşındaki çocuğun rögar çukuruna düşerek hayatını kaybetmesinin ardından İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur görevden alındı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Bahçelievler’de mukavva ile kapatılan rögar çukuruna düşerek hayatını kaybetmesi üzerine İSK Genel Müdürü Dursun Ali Çodur’un görevden alındığını açıkladı. Haber7.com’da yer alan habere göre Topbaş, üç hafta önce acılı olayın meydana geldiği bölgeden geçerken rögar kapaklarının açık olduğunu gördüğünde Genel Sekreter Yardımcısı Mevlüt Ural’a durumu bilidirdi. Başkan Topbaş, İSKİ’nin bu konuda gerekeni yapmasını söyledi. Mevlüt Ural bölgede inceleme yapıp, eksiklikleri bir raporla Başkan’a sundu. İSKİ yönetimi yapılan uyarıya rağmen gerekeni yapmadı. Aynı bölgede elim olayın yaşanması üzerine Başkan Kadir Topbaş, “Daha önce aynı konuda uyarılmasına rağmen gereken yapılmadı. Hep firmaları cezalandırarak bir yere varılmaz. Sorumluluğu kendi içimizde de aramalıyız” gerekçesiyle Dursun Ali Çodur’u İSKİ’deki görevinden aldı. Topbaş, bölgede dere ıslah çalışması yapan şirketinde iki yıl süreyle belediye ihalelerinden men edildiğini belirtti.

Yeni Asya / İSTANBUL

03.03.2007


 

Babacan: 2014’ü hedefleyelim

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefi olarak, 1 Ocak 2014’ün sivil toplum kuruluşları tarafından dillendirilmesinde fayda gördüklerini söyledi. Babacan, “Bugün için ‘Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri yapalım’ demekten çok uzaktayız. Şu anda süreç ilerliyor. Gerektiği zaman bunu söyleriz” dedi.

Babacan, Brüksel’de Türk basın mensuplarıyla sohbet toplantısı düzenledi. Tarama sürecinin ardından Türkiye’nin AB müktesebatına uyum için neler yapması gerektiğinin bütünüyle farkında olduğunu ve kendi takvimini uyguladığını anlatan Babacan, yine de fasılların resmen açılıp kapanmasını önemsediklerini, tüm ülkelerin onayını gerektiren bu işlemin ‘’sürecin rayında gittiğinin, herkes tarafından teyit edilmesi’’ kapsamında sembolik önem taşıdığını belirtti.

Temaslarında, Almanya’nın dönem başkanlığı süresince, biri Mart sonunda olmak üzere 4 faslın müzakerelere açılacağı izlenimini edindiğini aktaran Babacan, ‘’Aralık ayında 8 faslın askıya alınması kararı, pekçok üye ülkeyi ve AB Komisyonu’nu üzdü. Birebir görüşmelerimizde bundan sonra aksama olmayacağını söylüyorlar. Biz de (görmeden inanmayız) diyoruz’’ şeklinde konuştu.

AB içinde, Türkiye’ye üyelik tarihi verilmemesinin işe yaramamakta olduğu yönünde bazı görüşler bulunduğuna işaret eden Babacan, şunları söyledi: ‘’Üyelik için 2014 tarihini sivil toplum kuruluşlarının dilendirmesinde fayda var. Ama bunu hükümet olarak güçlü bir şekilde seslendirirsek, bazı ülkelerde sıkıntı oluşturabilir. Ters tepebilir. Bazı ülkeler kamuoylarına (Türkiye’nin üyeliği konusunda henüz tarih yok, korkmayın) diyorlar. Biz (hükümet olarak) sadece iz bırakalım, kayıtlara geçirelim diye değindik. Ayrıca 2013 yılına kadar AB müktesebatına uyumda her şeyi bitireceğimizi söyledik. Bu, dolaylı tarih ilanıdır.’’

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Babacan, ‘’Bugün için (Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri yapalım) demekten çok uzaktayız. Şu anda süreç ilerliyor. Gerektiği zaman bunu söyleriz’’ dedi.

/ BRÜKSEL

03.03.2007


 

Kaplan: Avrupa’ya güzel değerlerimizi sunmalıyız

İsveç’ten milletvekili Mehmet Kaplan , “Bence AB ülkelerindeki vekiller olarak bir araya geldiğimizde, kendi güzelliklerimizi Batıya daha iyi anlatabilsek, güzel bir şekilde birbirimizi desteklesek, Türkiye yararına iyi adımlar çıkacaktır” dedi.

24-25 Şubat tarihleri arasında Türk Dışişlerinin dâvetlisi olarak Türkiye’yi ziyaret eden Avrupa Parlamentosu, Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka ulusal ve eyalet parlamentolarını temsil eden 23 parlamenter arasında İsveç’ten milletvekili Mehmet Kaplan da vardı. Kaplan, ziyareti değerlendirdi. İsveç Parlamentosu 1. Dönem Milletvekili ve Adalet Komisyonu üyesi olan ve aynı zamanda AB Komisyonu yedek üyesi olan Çevre Partisi MKYK üyesi Mehmet Kaplan; bu gezinin Türk dışişlerinin AB ülkelerinin Türkiye’nin üyeliğini bakış açısını daha yakından değerlendirmesi açısından önemli olduğunu belirtti. Kaplan, “Bence AB ülkelerindeki vekiller olarak bir araya geldiğimizde, kendi güzelliklerimizi Batıya daha iyi anlatabilsek, güzel bir şekilde birbirimizi desteklesek, Türkiye yararına iyi adımlar çıkacaktır” dedi. (cihan)

/ STOCKHOLM

03.03.2007


 

Evren hakkında inceleme başlatıldı

Eyalet sistemi öneren 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren hakkında cumhuriyet başsavcılığı inceleme başlattı. Muğla Cumhuriyet Başsavcısı, ‘’İlgili birimlere gerekli talimatı verdim” dedi. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, 7’nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in ‘’Türkiye 8 eyalete bölünebilir’’ şeklindeki sözleriyle ilgili inceleme başlattı.

Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Yurtseven, ‘’İlgili birimlere gerekli talimatı verdim, inceleme başlattık” dedi.

Araştırma aşamasında olduklarını söyleyen Yurtseven, “Evren, bu sözleri dedi mi, demedi mi? Kime, ne zaman konuştu, bu konuları inceliyoruz. İncelemenin ardından suç unsuruna rastlanırsa, yetkilerimizi kullanacağız. Konu inceleme aşamasında olduğu için bu konuda konuşmuyoruz. Ancak, açıklamalarda suç unsuru varsa gereği yapılır’’ ifadesini kullandı.

Muğla Baro Başkanı Ayla Kara ise konuyla ilgili, “Ben, bu açıklamalarda suç unsuru görüyorum. 19 Mart’ta yapacağımız toplantıda bu konuyu görüşeceğiz. Toplantıdan çıkan karar doğrultusunda suç duyurusunda bulunabiliriz” dedi.

Evren’in yaptığı açıklamaları talihsiz olarak nitelendiren Kara, “Bu açıklamalar, toplumu ülkeyi bölmek isteyenlerce yanlış yerlere çekilebilir” diye konuştu.

/ MUĞLA

03.03.2007


 

Basına cezaya tepki yağdı

Agos Gazetesi Genel YayınYönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı O.S.’nin resmini yayınlığı gerekçesiyle Bağcılar ve Şişli Cumhuriyet Başsavcılılıkları tarafından, gazetemizin de aralarında bulunduğu bazı gazetelere para cezası ödeme tebligatı gönderdi. Hukukçular ve gazeteci örgütleri ceza ve soruşturma kararına tepki gösterdi.

Fotoğrafları Başbakan dağıttı

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay:

Eğer bir ceza verilecekse, ceza verilen gazetelerin yanında başta Başbakan olmak üzere basından yardım isteyen yetkililer de almalılar. Zaten Başbakan ve diğer yetkililer zanlının fotoğraflarını dağıtarak basından da yardım istemişlerdi. Hem de afişe ederek gövde gösterisi yapar gibi dağıtımını sağlamışlardı. Eğer suç varsa suçun kaynağı ve azmettireni, yardım ve yataklık yapanı belirttiğim kişilerdir. Bu kararın demokrasiye inanan insanların vicdanında olumsuz bir yer bulacağı kuşkusuzdur.

Gazetelere yasak var, televizyonlara yok

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç:

Hrant Dink cinayetinin şüphelisi olduğu söylenen kişinin adı 18 yaşından küçük olduğu bilinmesine karşın, önce televizyon ekranlarında Başbakan tarafından açıklanmış, ardından da olayla ilgisi bulunan illerin valileri ve emniyet müdürleri bunu hem resim hem de isim olarak açıklamışlar ve dağıtmışlardır. O nedenle haber kaynaklarının yaptığı açıklamalar karşısında gazeteler de halkın bilgilenme hakkı kapsamında yayınlamışladır.

Olayın ilgi çekici yanlarından biri de gazete dergi ve ajanslar için böyle bir yasak ve yaptırım olmasına karşın, radyo ve televizyonlar için böylesine bir suç tanımı yoktur. Bu durum gazetecilerin çalıştıkları yayın organına göre ayrıcalıklı bir durumda oluşturmaktadır. Yani radyo ve televizyonların serbestçe yayınladıkları kamera kayıtları suç oluşturmazken gazeteler için yayın başına 10 bin YTL ceza ödenmektedir. Bu durum kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırı düşmektedir ve sanırım ki yayın organlarının bu eşitsizliğe karşı yapacakları başvurular sorunun ciddî bulunarak Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini de sağlayacaktır.

Önce Adalet Bakanlığını

şikâyet etsinler

Doğan Holding’in ceza davalarına bakan avukatı Şehnaz Yüzer, “Katil zanlısını avukatları basından önce Emniyeti ve Adalet Bakanlığı’nı şikâyet etsinler, basına fotoğrafları ve görüntü kayıtlarını emniyet verdi, basın bulmadı ki” dedi. Görüntülerin yayınlanmasında kamu yararı olduğunu savunan Yüzer şöyle devam etti:” Basın olmasaydı bu olay bu kadar açığa çıkmayacaktı. Sanığın da hakları var elbette, ama basına bilgi veriliyor ve yazılması isteniyor. Kamu yararı var; biz bunu savunuyoruz.”

Resmî yetkililer hakkında da

işlem yapılması gerek

İstanbul Barosu avukatlarından Seda Akço, “Hrant Dink cinayetinin katil zanlısının kimliğinin tespitinin yapılarak çocuk olduğunun belirlenmesinin ardından sadece yayın organları değil resmî yetkilerde yaptıkları açıklamalarda zanlının ismini açıkça dile getirdiler” dedi.

Akço, yayın kuruluşları kadar yayın kuruluşlarına bu bilgi ve görüntüleri veren resmi yetkililerin de sorumluluğu olduğunu vurguluyor. Mahkeme kararı olmadan hiç kimsenin suçlu olarak tanıtılamayacağını, bunun Anayasa’da da yer alan en temel insan haklarından masumîyet karinesinin olduğunu belirten Akço, “Bu herkes tarafından ihlal edildi. Bu yönde açıklamalarda bulunan resmi yetkililer hakkında da işlem yapılması gerekli” dedi.

Basın Kanunu 21. madde, “Onsekiz yaşından küçük olan suç faili veya mağdurlarının, kimliklerini açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak şekilde yayın yapanlar bir milyar liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza bölgesel süreli yayınlarda iki milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda on milyar liradan az olamaz” diyor. Bu kapsamda açılan soruşturmalarda yayın organlarına her yayın için öngörülen oranda ön para cezaları kesiliyor ve ödeme için 10 gün süre veriliyor. Para cezasının ödenmemesi durumunda dâvâ açılıyor.

Azmettirenler sorgulansın

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi:

Kanuna göre 18 yaşından küçüklerin isminin yazılması yasak ve bunun belli bir cezası var. Bir de zanlıların henüz mahkeme edilmeden isimlerinin açıklanması da yasak. Ama katilin ismini Başbakan açıkladı. Herkes kanun önünde eşitse kanun herkese eşit şekilde uygulansın. Bölgeden bölgeye, kişiden kişiye uygulanmamalı. Kim olursa olsun, hangi kurum olursa olsun. Net değil. Kişiden kişiye, savcıdan savcıya değişiyor. Bütün bunlar aslında kanun çıkarılırken dikkate alınmalıydı. Kanun koyucunun kendisine getirilen önerileri daha dikkatlice ele alıp çalışması yararlı olurdu. Eğer suç ise, gazetecileri bu suça teşvik ettiren de yürütmenin başıdır. Dolayısıyla azmettirenin de sorgulanması gerekir.

/ İSTANBUL

03.03.2007


 

Vekillere özgürlük çağrısı

İsrail’in hapishanelerde alıkoyduğu Filistinli milletvekilleri için 1 milyon imza hedefiyle bir kampanya başlatıldı.

için 1 milyon imza hedefiyle bir kampanya başlatıldı. Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı, İHH İnsani Yardım Vakfı, MAZLUMDER, İHD gibi sivil toplum kuruluşlarının desteklediği imza kampanyası, İstanbul Feshane Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir basın toplantısıyla başlatıldı. Kampanyayı organize eden sivil toplum kuruluşları adına açıklama yapan TGTV Başkanı Necmi Sadıkoğlu, 2006 yılının Ocak ayındaki seçimlerde Hamas’ın siyasi kolu durumundaki Reform ve Partisi’nin geçerli oyların %50’snden fazlasını alarak hükümeti kurduğunu fakat İsrail’in kapsamlı ambargoyla Filistin halkını cezalandırdığını ifade etti. Sadıkoğlu, güvenlik gerekçesiyle hapsedilen Filistinli seçilmişlerin arasında meclis başkanının 40 milletvekiliri aştığına dikkat çekti. Toplantıya STK temsilcilerinin yanısıra Samsun milletvekilileri Cemal Yılmaz Demir, Zeyt Aslan, Mevlüt Akgün, Polat Türkmen, Ali Yüksel Kavuştu ve Murat Yıldırım da katıldı. Vekiller, İsrail’in bu uygulamasının hukuk dışı ve bir insanlık ayıbı olduğunu dile getirerek bir an önce sona ermesi gerektiğini söyledi.

Toplantıda, İsrail izin vermediği için İstanbul’a gelemeyen Filistinli vekil Samir Selamet’le de telefon bağlantısı kuruldu. Filistinli vekil, Filistin halkının çzgür iradesiyle oy verdiği için cezalandırıldığını ifade etti. Toplantıda ayrıca, imza kampanyasına www.tutsakvekiller.com sitesinden destek verilebileceği de toplantıda aktarıldı.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

03.03.2007


 

İhale sistemi gözden geçirilmeli

Deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, “İhale sistemimizin tekrar gözden geçirilmesinin gerekliliği ortaya çıkıyor. Çünkü en ucuz kim yaparsa ihale ona veriliyor” dedi.

Mersin'de “Deprem Gerçeği” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara,”Hepimiz, Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu kabul etmeliyiz. Bu olguyla yaşamak zorunda olduğumuzu bileceğiz ve bunu başarmayı öğreneceğiz.”diye konuştu.

“İnşaata gitmeden, görmeden imza atan Yapı Denetim şirketleri bulunduğunu” vurgulayan Işıkara, “Çocuklara, her zaman şunu söylüyorum’ geçmişte bizim yaptığımız hataları yapmayın.’ Çocuklarımıza yapı bilincini aşılamamız gerekiyor. Bunu da Millî Eğitim Müdürlüğü, Sivil Savunma Müdürlüğü ve ilgili meslek odalarının ortaklaşa verebilecekleri eğitimle başarabiliriz.” Elazığ’daki son depreme de dikkat çeken Işıkara, ağır hasarlı iki okul ve bir kamu binasının boşaltıldığını hatırlatarak,”İhale sistemimizin tekrar gözden geçirilmesinin gerekliliği ortaya çıkıyor. Çünkü en ucuz kim yaparsa ihale ona veriliyor” şeklinde konuştu.

Hüseyin KÜÇÜKOĞLU / MERSİN

03.03.2007


 

Kalkınmak için tek eksiğimiz, çalışmak

Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Muhittin Şimşek, ”Kalkınmak için her şeyimiz var, hiçbir mazeretimiz yok. Eksik olan tek şey; çalışmak, çok çalışmak” dedi.

Nizip Eğitim Bir-Sen tarafından düzenlenen ve Niziplilerin yoğun ilgi gösterdiği “Niçin geri kaldık ve nasıl kalkınırız?” konulu konferansta konuşan Prof. Muhittin Şimşek, ”Bu kara tablolara bakıp ümitsizliğe kapılmayın. Zira istikbal inkılâbları içinde en gür sada sizin sadanız olacaktır” dedi.

İstiklâl Marşımızın okunması ile başlayan programda açılış konuşmasını Eğitim Bir-Sen Şube Temsilcisi Ahmet Çiçek yaptı. Çiçek’in ardından söz alan Prof. Dr. Şimşek, görsel sunum ile desteklediği konuşmasında, ülkemizin ekonomik ve eğitim panoramasını değerlendirerek, “Türkiye’miz bunca doğal kaynaklara, jeopolitik önemine ve genç insan kaynaklarına rağmen, neden kalkınma verilerinde hep son sıralarda?” diye sordu.

1930’lu yıllardan başlayarak, adım adım ülkemizin sanayi hamleleri hakkında bilgi veren Prof. Şimşek, bu yatırımların nasıl akamete uğratıldığını, Yeşilköy’de 1937’de kurulan teyyare fabrikası olayını, uçuş okulunu, Etimesgut’ta 1947’de kurulan, ama daha sonra—ne yazık ki—pulluk fabrikasına dönüştürülen uçak fabrikasını, 1960’lı yıllarda Eskişehir’de, büyük emek ve fedakârlıkla yapılan “Devrim“ otomobilinin hazin öykülerini anlattı. Kalkınmamız için kıymetli olayların neden sonlandırıldığını da dinleyicilerle paylaşan Şimşek, "Her biri dünyaca önemli bir kalkınma projesi olan bu hamleleri toprağa gömenler, ind-i İlâhide elbette hesap vereceklerdir” dedi.

Konferansın ikinci kısmında, “Nasıl kalkınırız?” sorusuna dinleyicileri de katarak çözüm yolları gösteren Şimşek, ”Kesinlikle ümitsizlik olmamalıdır. Zira; istikbal inkılâbı içerisinde en gür sada sizin sadanız olacaktır.” Ülkemizin nüfusunun yarısının genç olduğunu, hatırlatan Şimşek, “İleri ülkeleri çok kısa bir zamanda yakalamak hayal değil. Japonya, 2. Dünya Savaşının onca tahribatına rağmen 20 yılda ABD’yi sollama başarısı göstermiştir” dedi.

Dinimizde insanın var olan kabiliyetlerini kullanmasının farz olduğunu, tembelliğin, miskinliğin haram olduğunu da hatırlatan Şimşek, son olarak şunu söyledi: “Her şeyimiz var, hiçbir mazeretimiz yok. Eksik olan tek şey; çalışmak, çok çalışmak.” Konferans bitiminde hemşehrileri ile hasret gideren Prof. Şimşek, fırsat bulduğunda tekrar evine (Nizip) gelmekten büyük mutluluk duyacağını ifade etti. Gecenin sonunda Eğitim Bir-Sen Muhittin Hoca’ya bir sürpriz yaparak, babasının elinden bir plaket takdim etti. Baba-oğulun bu anlamlı buluşması dakikalarca alkışlandı.

İ. Halil ŞİMŞEK / NİZİP

03.03.2007


 

Bağcılar’da yolcu otobüsü yandı

Bağcılar’da park halindeki bir yolcu otobüsü bilinmeyen bir sebeple yandı. İtfaiye ekipleri tarafından söndürülen yangında otobüs kullanılamaz hale geldi.

Edinilen bilgiye, saat 01.15 sıralarında İnönü Mahallesi Molla Gürani Parkı’nın bahçesinde park halindeki 58 EN 403 plakalı Huzur Seyahat firmasına ait yolcu otobüsü, bilinmeyen nedenle alev aldı. Otobüsü saran alevleri gören vatandaşlar itfaiyeye haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yaklaşık yarım saat süren çalışma sonunda yangını kontrol altına aldı. Kullanılamaz hale gelen otobüste yapılan incelemede, içerde kimsenin bulunmadığı belirlendi. Soğutma çalışmalarının bitmesinin ardından olay yeri inceleme ekipleri yangının sebebine ilişkin arkaştırma yaptı. Kimsenin nasıl başladığını görmediği yangının kundaklama sonucu meydana geldiği tahmin ediliyor.

/ İSTANBUL

03.03.2007


 

Gezegenimiz için 5 dakika

Küresel ısınmaya karşı tüm dünyada yerel saat farkı gözetilmeden 19.55-20.00 saatleri arasında yapılacağı duyurulan enerji kaynaklarının kesilmesine yönelik eylem Türkiye’de de yankı buldu.

ANTALYA ŞALTER İNDİRDİ

Eylem çerçevesinde Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi’nce düzenlenen faaliyette, toplantının yapıldığı işletmenin elektrikleri beş dakika süreyle kapatıldı. Derneğin Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz ve Akdeniz Üniversitesinden 12 öğrenci, eylem çerçevesinde Yavuz Özcan Parkı’ndaki bir işletmede bir araya geldi. Küresel ısınmaya karşı küresel eylem çerçevesinde saat 19.55-20.00 arası, toplantının yapıldığı işletmenin elektrikleri kapatıldı. Daha sonra açıklama yapan Hediye Gündüz, küresel ısınma sebebiyle oluşan iklim değişiminin besin üretimi, içme suyu kaynakları ve sürdürülebilir kalkınma için tehdit oluşturduğunu belirtti. Küresel ısınma sonucu oluşacak afetler, çölleşme gibi olayların özellikle yoksul ülkelerde yaşayan milyonlarca insan için büyük bir tehlike oluşturacağını ifade eden Gündüz, Akdeniz bölgesinin de tehlikeli iklim değişimine karşı savunmasız durumda olduğunu ileri sürdü. Gündüz, ‘’Bugün ekonomik zorluklar yaşayan Akdeniz ülkeleri, büyük ölçekli, yıkıcı iklim felâketlerinin, yüksek ve önceden kestirilemeyecek maliyetleriyle başa çıkma açısından da en az beceriye sahip ülkelerdir’’ diye konuştu. Hediye Gündüz, daha sonra Cumhuriyet caddesine çıktı ve eyleme destek vermeleri amacıyla trafikte seyreden araçları durdurmak istedi.

Bazı araç sürücüleri araçlarını durdururken, polis ekipleri, Gündüz’ü trafiği tehlikeye düşürdüğü iddiasıyla uyardı.

ANKARA’DA İLGİ YOK

Eyleme Ankara’da katılım olmadığı gözlendi. Bir sivil toplum girişimi olarak dünya çapında düzenlenen eyleme, Ankaralıların ilgi göstermediği görüldü. Elektronik posta yoluyla duyurulan eylem çerçevesinde aynı anda enerji kaynaklarının kesilmesi, evlerde ya da iş yerlerinde şalterlerin indirilmesi ve seyir halinde olan arabaların yol kenarlarına çekilmesi öngörülüyordu.

İŞ KULELERİ DE KATILDI

Küresel ısınmaya dikkati çekmek amacıyla tüm dünyada aynı anda yapılacağı duyurulan şalter indirme eylemine, Levent’teki İş Kuleleri de katıldı. İş Kuleleri, saat 19.55’te, bütün ışıkların kapatılmasıyla karanlığa büründü. Enerji kaynaklarını kapatma eylemi, 5 dakika sürdü.

03.03.2007


 

Çırağan’da Ermenilerle hoşgörü konferansı

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından Ermeni cemaatinin önde gelen isimlerinin katılacağı ilk hoşgörü toplantısı, İstanbul Çırağan Otel’de yapılacak.

Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cengiz Utaş, yaptığı açıklamada, geçen yıl 20-22 Nisan tarihleri arasında Kayseri’de düzenledikleri ‘’Osmanlı Toplumunda Birlikte Yaşama Sanatı: Türk-Ermeni İlişkileri Örneği’’ sempozyumunun başarıyla gerçekleştiğini, sempozyumda sunulan tebliğleri de ‘’Hoşgörü Toplumunda Ermeniler’’ adı altında 4 cilt halinde kitaplaştırdıklarını söyledi.

Utaş, kitapların tanıtımını yapmak ve Ermeni toplumu ile asırlardır süregelen hoşgörü ve diyalog ikliminin devamına katkı sağlamak adına 10 Mart Cumartesi günü İstanbul Çırağan Otel’de toplantı düzenlediklerini belirtti.

Utaş, İstanbul’da yapacakları toplantıya bilim, san'at, basın ve siyaset dünyasından çok sayıda davetlinin katılacağını kaydederek şunları söyledi:

‘’Türkiye Ermenileri Patriği Mesrop II’nin de katılacağı toplantıda, Türkçe ve Ermenice şarkılar seslendirilecek. Geçen yıl Kayseri’de yaptığımız sempozyumda sunulan 120 tebliğin bulunduğu 4 ciltlik kitabımızı tanıtacağız. Prof. Dr. İlber Ortaylı da kitapla ilgili görüşlerini aktaracak. Toplantının iki toplum arasındaki birlik ve beraberliği daha da pekiştireceğini ümit ediyorum.’”

/ KAYSERİ

03.03.2007


 

Gül, Mısır’a gidiyor

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısına katılmak üzere yarın Mısır’a gidecek.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Gül’ün Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa’nın dâveti üzerine, 3-4 mart günlerinde Kahire’de yapılacak Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısına katılacağı ve bu toplantının açılış oturumunda bir konuşma yapmasının.

/ ANKARA

03.03.2007


 

Türkiye, uyuşturucunun ana geçiş yolu

ABD Dışişleri Bakanlığının 2007 yılı Uluslararası Narkotik Kontrol Strateji Raporu’nda Türkiye, “Güneydoğu Asya’dan gelen uyuşturucunun Avrupa’ya taşındığı ana geçiş yolu” olarak tanımlandı. Raporda, “Türk güvenlik güçlerinin Avrupalı ve Amerikalı meslektaşlarıyla iş birliği yaptığı” belirtildi.

ABD Dışişleri Bakanlığının raporunda, “Türkiye üzerinden geçirilen eroinin büyük kısmının Batı Avrupa pazarına sokulduğu, ayrıca eroin ve afyonun çok küçük bir kısmının Türkiye’den ABD’ye ulaştırıldığı” ifade edildi.

Raporda, “Türkiye’nin, uluslar arası uyuşturucu kaçakçıları tarafından afyon, baz morfin, eroin ve diğer uyuşturucuların başka yerlere taşınmasında ana üs olarak kullanıldığı” belirtildi. “Uyuşturucunun büyük kısmının Türkiye’ye, Afganistan ve İran’dan kaçırıldığı, buradan da Batı Avrupa pazarına taşındığı” kaydedildi.

“Türk polisinin, uyuşturucu karşıtı operasyonlarda başarılı olduğu, Jandarma ve gümrük yetkililerinin de önemli rol oynadığı” belirtilen raporda, “Türkiye üzerinden her ay tonlarca eroinin kaçırıldığının tahmin edildiği” ifade edildi.

Raporda, “Kuzey ve Doğu Avrupa’da üretilen sentetik uyuşturucuların bir kısmının Türkiye’ye girdiği ve buradan Orta Doğu ülkelerine geçtiği” de yer aldı. “Türk hükümetinin, uyuşturucu karşıtı faaliyetlere önemli miktarda finansal ve insan kaynakları sevk ettiği” belirtilen raporda, “Afgan eroininin Batı Avrupa’ya taşınmasının engellenmesi amacıyla yürütülen uluslararası programda, Türkiye’nin kilit rol oynamayı sürdürdüğü” bildirildi.

/ WASHINGTON

03.03.2007


 

Irak Konsolosluğundan ziyaret

Irak İstanbul Konsolosluğundan bir heyet gazetemizi ziyaret etti. Ziyarette İstanbul Konsolosu Salah Abdusselam ile Konsolosluk Sekreteri Selda Altıparmak hazır bulundu.

Tanışma ve nezaket ziyaretinde bulunan Irak konsolosu Salah Abdusselam ile Sekreter Selda Altıparmak bir süre gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, Genel Koordinatör Yakup Erdoğan ve yazarımız Mustafa Özcan ile görüşerek hasbihalde bulundu. Kıdemli bir diplomat olduğunu ve bugüne kadar 9 ülkede görev yaptığını diye getiren Konsolos Salah Abdusselam İstanbul’a tayin edilmesinin kendisi için ödül niteliğinde olduğunu ve bu tarihi ve güzel şehirde bulunmaktan çok mutlu olduğunu dile getirdi. Ziyaret sırasında Konsolos Abdusselam Irak’ın genel bir analizini yaptı. Şiddet dalgasından muzdarip olduklarını ve bunun Irak açısından istisnai bir durum olduğunu ve yaşananların mezhep veya dini veya etnik bir çatışma olarak nitelendirilemeyeceğini meselenin özde siyasî olduğunu ve bu bölücü kışkırtmalara veya fitneye yerel düzeyde bölgesel düzeyde veya uluslar arası düzeyde katkılar olduğunu da sözlerine ekledi. Bazı ülkelerin Irak’la alâkalı özel gündemleri oludğunu ve bu ülkelernin zayıf ve parçalanmış bir Irak’tan yana olduklarını ifade etti.

/ İSTANBUL

03.03.2007


 

Sincanlılardan özür dilensin

Saadet Partisi Ankara İl Başkanı Mücahit Yanılmaz, "Sincan demokrasiye bedel ödemiştir. Ancak bugüne kadar demokrasiye bedel ödemenin acısını çeken Sincan, yakın gelecekte, demokrasi, insan hakları şehri olarak anılacaktır” diye konuştu.

Saadet Partisi Ankara İl Başkanı Mücahit Yanılmaz, 28 Şubat sürecinin demokrasiyi ve ekonomiyi olumsuz etkilediğini söyledi. Gazetemizin Ankara Temsilciliğini ziyaret eden Yanılmaz, temsilcimiz Mehmet Kara’yla görüştü. Gazetemizin 38. kuruluş yıldönümünü kutlayan Yanılmaz, Yeni Asya’nın Türkiye’nin demokratik bir ülke olması yolunda verdiği mücadele sırasında büyük bedel ödediklerini ve halende ödemeye devam ettiklerini söyledi. Ziyaretinin 28 Şubat sürecinin yıldönümüne gelmesinin büyük tevafuk olduğunu da söyleyen Yanılmaz, bu süreçte Yeni Asya’nın büyük haksızlıklara maruz bırakıldığını ifade etti.

Ziyaret sırasında, Ankara’nın ilçesi Sincan’a 28 Şubat sürecinde hak etmediği hakaretler yapıldığını söyleyen Yanılmaz, Sincan demokrasiye bedel ödemiştir. Ancak bugüne kadar demokrasiye bedel ödemenin acısını çeken Sincan, yakın gelecekte, demokrasi, insan hakları şehri olarak anılacaktır” diye konuştu.

Yeni Asya / ANKARA

03.03.2007


 

Batman’da 20 bin kanatlı itlâf edildi

Batman Tarım İl Müdürü Erdal Özer, Batman’da 19 bin 800 kanatlı hayvanın itlaf edildiğini söyledi.

Özer, Batman merkez, Beşiri, Gercüş ve Kozluk ilçeleri ile bağlı köy ve mezralarda görülen kuş gribi vakaları ile ilgili itlaf çalışmalarının sürdüğünü belirtti.

Çalışmaları 5 Mart Pazartesi gününe kadar tamamlamayı hedeflediklerini ifade eden Özer, ‘’Batman’da şu ana kadar 19 bin 800 kanatlı hayvan itlâf edildi. 23 bin kanatlı hayvanı itlâf etmeyi hedefliyoruz.’’ dedi.

/ BATMAN

03.03.2007


 

Görme özürlülere özel bilgisayarlaboratuvarı

Beyazay, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Vakfı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi işbirliği ile İstanbul Ticaret Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu’nda kurulan Görme Engelliler Bilgisayar Laboratuvarı açıldı.

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Üsküdar’daki Meslek Yüksek Okulu’nda görme özürlülere yönelik hizmet verecek laboratuvarın açılışı Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ateş Vuran, Beyazay Derneği Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Lokman Ayva tarafından yapıldı. Laboratuarın açılışında konuşan Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, hükümet olarak özürlülere verdikleri önemi anlattı. 2005 yılında Özürlüler Yasası’nı çıkardıklarını hatırlatan Çubukçu, yasanın uygulanmasında sivil toplum ve üniversitelerin işbirliğinin çok önemli olduğunu dile getirdi.

Belediye Başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda engellinin katıldığı açılış programında bir grup özürlü öğrenci, Bakan Çubukçu’ya altın varaklı duvar tabağı hediye etti. Laboratuarın açılmasına katkıda bulunanlara da birer plaket takdim edildi.

Kabartma yazıcı, az görenler için kitap okumayı kolaylaştıran yazı büyütücü ekran (CC TV), internet bağlantısı ve bilgisayarlara yüklenmiş görme engellilerin kullanımını sağlayan programların bulunduğu ileri teknoloji ile donatılmış bilgisayar laboratuarında, görme engelli öğrencilerin, bilgisayar eğitimi ile ilgili bütün ihtiyaçları karşılanacak. Kursların sonunda, kursiyerlere, halk eğitim onaylı sertifika verilecek.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

03.03.2007


 

Yılın ilk ay tutulması

Bu yılın ilk tam ay tutulması bugün bütün Türkiye’den izlenebilecek. Bu yıl iki kez yaşanacak ay tutulmasının ilki havanın açık olması halinde bütün Türkiye’de izlenebilecek.

Gece saatler 23.30’u gösterdiğinde ayın sol tarafı kararmaya başlayacak ve 00.44-01.58 saatleri arasında dünya ile ay birbirine ‘’kavuşacak’’. Tutulmanın izlemeye değer bölümü 1 saat 14 dakika sürecek.

Tam tutulma sırasında atmosferden yansıyan ışık sayesinde ayın rengi koyu kırmızıdan sarıya dönüşecek. Saatler 03.12 olduğunda ise ay, dünya ve güneşin bu nadir birlikteliği noktalanmış olacak. Tutulma Avrupa, Afrika, Ortadoğu ülkeleri ve Asya’nın bir kısmından da görülebilecek. Bir sonraki benzer ay tutulması Türkiye’den ancak Haziran 2011’de gözlenecek.

/ ANKARA

03.03.2007


 

Satürn’den yeni fotoğraflar

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Cassini uzay aracının yeni açılardan çektiği Satürn ve halkalarının fotoğraflarını yayınladı. NASA’nın web sitesinde yayınlanan yeni fotoğraflar, Cassini tarafından Satürn gezegeninin üzerinde ve altındaki açılardan son iki ay içinde çekildi.

ABD’nin Colorado eyaletindeki Boulder’da bulunan Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nden Cassini uzay aracının optik cihazlarından sorumlu bilim kadını Carolyn Porco, “İşte yıllardır beklediğimiz görüntüler” dedi.

Porco, “Satürn’ün çok üzerinde dolaşmak ve dev bir bakır madalyon gibi görünen halkalarını en aşağıdan görmek, tamamen yeni bir dünyayı keşfetmek izlenimi uyandırıyor... Nefes kesici” diye konuştu.

NASA’nın yayınladığı görüntülerde, siyah-beyaz ve renkli fotoğrafların yanı sıra Cassini’nin, gezegenin güneyinden kuzeyine doğru yönelirken halkalarını çektiği görüntüler de bulunuyor.

NASA’nın yeni yayınladığı fotoğraflar, şu web sitelerinden görülebilir: “http://www.nasa.gov/cassini”, “http://saturn.jpl.nasa.gov”, “http://ciclops.org”

/ ANKARA

03.03.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004