Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Senaryo öngörüldüğü gibi mi?

Çok değil...

10 Mayıs’ta yazdığım ‘Şimdi Provokasyon Zamanıdır’ adlı yazıdan tam bir ay önce de...

Yani 10 Nisan’da da ‘Provokasyonun üç sıcak noktası...’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Bir bölümü aynen şöyleydi:

‘Dün Bingöl’ün Yayladere kırsalında...

Bir uzman çavuş daha şehit oluyor...

Üç günde ölen askerlerimizin sayısı ona çıkıyor.

Sanki bir el... Hem içerde...

Hem de dışarıda Kürt meselesini eş zamanlı kaşımakta...

***

Dış politika nedeniyle sinsice gösterilen kırmızı bir kart mı?

Cumhurbaşkanı seçimi arifesinde şahinlerin ‘derin’ dayanışması mı?

İkisi birden mi?

İlkbaharda beklenen...

Kürt sorunundaki muhtemel provokasyonlar da başladı.

Sürpriz maalesef yok.

***

Statükocuların...

Değişime karşı en çok medet umdukları nokta olan...

Kürt meselesi hareketlenmeye başladı.

Türkiye’yi öfke dolu bir ıstıraba doğru sürüklemek amaçlanmakta.’

***

Şimdi sanki öngördüğümüz bu kanlı senaryo adım adım yürümekte...

Önceki gün 1979 doğumlu Güven Akkuş, intihar bombacısı olarak ortaya çıkıyor...

Ankara’da altı kişinin öldüğü, 100’e yakın insanın yaralandığı bombayı patlatıyor.

Hemen ertesinde...

Bakıyoruz...

Şırnak’ta...

Besler Dereler mevkiinde mayın patlaması sonucu altı askerimiz şehit oluyor...

Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, devletin birinci görevi ‘can güvenliğini korumak’ değil midir, diye düşünüyorsunuz.

Ankara’da 24 saatte kimliği teşhis edilen, üstelik de sabıkalı birisi, bir katliamı bu kadar rahatlıkla nasıl gerçekleştirebiliyor?

Şırnak’ta ise...

Bunca gelişmiş teknolojiye rağmen mayınlar askerlerimizi bu kadar rahat nasıl yok edebiliyor?

***

Koruma altındaki sınırlardan...

Silahlar...

Bombalar...

Silahlı unsurlar...

Rahatlıkla geçmekle kalmıyor, elini kolunu sallayarak etrafa mayın da döşeyebiliyorsa...

Bununla da yetinmeyip kentin göbeğinde katliam yapabiliyorsa...

Üstelik Genel Kurmay Başkanı da ‘bunların devam edebileceğini’ vurguluyorsa...

Bir vatandaş, önceliği can güvenliğini korumak olan devleti için ne düşünür?

Askeri... Polisi... Jandarması...

İstihbaratçısı... Bakanı... Başbakanı...

Bunları önlemekle görevli değil mi?

Doğrusu Türkiye’nin genel seçimler öncesinde kanlı bir ortama çekileceğini düşünenler açısından...

Olup bitenler sürpriz değil.

Bunun önlenmemesi...

Hatta artarak sürmesi halinde...

Öngörülen hedefler şu şekilde tahmin edilebilir: Ülkenin askeri bir yönetime doğru kayması... Seçim olanağının kaybolması...

AB sürecinin dinamitlenmesi.

***

Türkiye’yi kanlı bir ortama sürüklemek en çok kimin işine yarar?

Türkiye’nin değişimini, dönüşümünü, yenileşmesini ve demokratikleşmesini isteyenlerin işine tabi ki yaramaz.

Bu kanlı arena görüntüsü, Türkiye’yi eskisi gibi tutmaya, değişimin önünü kesmeye, silahların ve silahlıların öne çıkmasına hizmet edecektir.

***

10 Nisan’da uyarmışız...

10 Mayıs’ta tekrar yazmışız...

Şimdi yeniden söylüyoruz:

Kürt kartını oynayarak Türkiye’yi öfke dolu bir ıstıraba doğru sürüklemek isteyenler bu oyunun senaristi ise...

Türkiye’deki bu kanlı vahşetin büyüyerek ve taşınamaz bir noktaya doğru hızla götürüleceğini de bugünden söylemek mümkün...

Daha önce yanılmadık, ama inşallah bu sefer yanılıyoruzdur. Ama bizim yanılıp yanılmamızdan öte, ülkenin güvenliğinden sorumlu olanların da artık biraz ‘sorumlu’ davranması gerekmiyor mu?

Star, 25 Mayıs 2007

Mehmet ALTAN

26.05.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Kürt kartı

  Yapsa da yaptı, yapmasa da!

  Tuzağın adı bellidir

  Uzlaşma aransaydı

  “İcabında 30 milyonun yarısı asılır, kalanlar Atatürk yolundan gider”

  Senaryo öngörüldüğü gibi mi?


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004