Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Sert üslup seçmeni rahatsız ediyor

Yaklaşan genel seçimler öncesi il il dolaşarak mitingler gerçekleştiren siyasi parti genel başkanlarının birbirlerine yönelik sert üslupları seçmenlerce yadırganıyor. Siyasilerin bu tür davranışlardan kaçınması gerektiğini vurgulayan seçmenler, liderlerin topluma örnek olmaları gerektiğini işaret etti.

Genel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte meydanlar da hareketlendi. Türkiye’yi il il dolaşan siyasi parti liderleri, coşkulu mitinglerle vatandaşlardan oy istiyor. Vatandaşlar da siyasileri dinleyerek oyunun rengini belirlemeye çalışıyor. Siyasetçiler, miting meydanlarında vaatlerini sıralamanın yanı sıra diğer partileri eleştirmeyi de ihmal etmiyor. Halka hitap eden liderler konuşmalarının büyük bölümünde rakiplerinin eksilerini ve yanlışlarını da anlatmaya çalışıyor. Ancak, siyasetçilerin sık sık birbirleri hakkında sert ifadeler kullanmaları ve çeşitli iddialarda bulunmaları dikkat çekiyor. Miting meydanlarında bazı siyasiler diğerlerini yolsuzlukla, haddini aşmakla eleştirdikleri gibi ülkeyi satmakla ve terör örgütüyle bir olmakla da suçlayabiliyor. Son olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk siyasi hayatında görülmeyen bir davranış sergilemişti. Bahçeli’nin seçim meydanında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Terör örgütü PKK’nın elebaşısı Abdullah Öcalan’ı neden asmadın? İp bulamadıysan işte sana ip” diyerek kalabalığın üzerine ip fırlatması tartışma konusu olmuştu.

VATANDAŞ ILIMLI DAVRANIŞ BEKLİYOR

Siyasilerin sertlik yanlısı davranışları vatandaşlar tarafından yadırganıyor. Ülkede kritik sürecin yaşandığı bu günlerde vatandaşlar liderlerin daha ılımlı davranışlar sergilemesini bekliyor. Vatandaşlar, parti liderlerinin konumları gereği örnek davranışlar sergilemeleri gerektiğine dikkat çekiyor.

Son bir aydır siyaseti yakından takip ettiğini ifade eden Aykut Taşçı adlı seçmen, vatandaş olarak liderlerin üsluplarını doğru bulmadığını söyledi. Türkiye’nin zaten uçurumun kenarında olduğunu savunan Taşçı, “Birbirlerine taş atıp duruyorlar. Bu da halkın güvenini azaltıyor” diye konuştu.

Emekli Hasan Aksu ise, 1946 yılından itibaren oy kullandığını belirterek “Vatan için hayırlısı olsun” temennisinde bulundu. Siyasi gelişmeleri televizyondan takip ettiğini kaydeden Aksu, “Neredeyse birbirlerini dövecekler. Bırakın halk seçsin sizi. Şimdi halkımız bilinçlendi. Eskisi gibi değil.” dedi. Dönerci Metin Yılmaz da, siyasilerin üsluplarını beğenmediğini dile getirdi. Yılmaz, “Onlar parti başkanları, yani liderler.

Bizlere örnek olmaları gerekir. Ama iyi örnek olmuyorlar” diya konuştu .

/ İSTANBUL

05.07.2007


 

Mevcut Anayasa 12 Eylül’ü temsil ediyor

İnsan Hakları Derneği , Türkiye İnsan Hakları Vakfı, MAZLUMDER, Helsinki Yurttaşlar Derneği ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi temsilcilerinin yeni parlamentodan ortak talepleri; yeni, sivil, insan haklarına dayanan anayasa. TİHV Başkanı Yavuz Önen Anayasa’nın 12 Eylül rejimini hâlâ temsil ettiğini, sivil bir anayasa gerektiğini ifade etti.

İnsan hakları savunucu örgütler; yeni parlamentodan açık bir toplumsal tartışmayla oluşturulacak, demokratik, sivil ve yeni bir anayasa istyerek, ifade, örgütlenme, din özgürlüğünün önündeki engeller kalkmalı; yaşam hakkının güvenceye alınması gerektiğini belirttiler. İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD) ve Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Türkiye Şubesi temsilcileri yeni parlamentodan yeni, sivil, insan haklarına dayanan anayasa talep etti.

Önen: Yeni Anayasa gerekiyor

TİHV Başkanı Yavuz Önen, Anayasa’nın 12 Eylül rejimini hâlâ temsil ettiğini, yeni bir anayasa gerektiğini söyledi. Temsilde adalet için seçim yasası ve siyasi partiler yasasının değişmesi gerektiğini de ekledi. Önen, diğer taleplerini şöyle sıraladı:

İfade özgürlüğünün önündeki engeller kalkmalı. Sanık haklarını hiçe sayan gözaltı koşulları ortadan kalkmalı. Örgütlenme özgürlüğü, yaşam hakkı güvence altına alınmalı; işkenceyi önleme mekanizmaları hayata geçirilmeli. Polise duraksamadan ateş etme yetkisi veren yasa değişikliği geri alınmalı.” Önen, bunların barış olmadan sağlanamayacağını vurgulayarak, “Barış talebi her zaman gündemin başında” dedi.

Yalçındağ: CEDAW içselleştirilmeli

İHD Başkanı Reyhan Yalçındağ, Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümü için çabalanması, şiddetin sonlanması, Meclisin toplumla birlikte çalışarak “demokratik, anti-militarist, kapsayıcı” bir anayasa oluşturması gerektiğini ifade etti.

Yalçındağ, Birleşmiş Milletler (BM) Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) bütün kurumlarca içselleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılması; ifade özgürlüğü önündeki engellerin, Ceza Yasası’ndaki “utanç verici” maddelerin kaldırılması gerektiğini de ekledi.

Kurma: Dernekler Yasası kalkmalı

HYD’den Emel Kurma ise sivil anayasa için Meclisin açık bir toplumsal tartışmanın önünü açması gerektiğini söyledi.

Sanık haklarının, adil yargılamanın, ifade özgürlüğünün güvenceye alınmasını isteyen Kurma, “Devletin hak savunuculuğuna keyfi olarak müdahale etmesini sağlayan Dernekler Yasası da kalkmalı” dedi.

Kurma, insan haklarının bağlamını anlayan, ekonomik, kültürel, sosyal hakları, çevre haklarını gözeten bir devlet oluşturulması için çabalanması gerektiğini vurguladı.

Çelik: Yaşam hakkı korunmalı

MAZLUMDER Başkanı M. Halit Çelik de Kürt sorununun çözümü için somut irade; din, ifade özgürlüklerine engellerin kaldırılması, açık tartışmayla oluşturulacak, insan haklarına dayalı yeni anayasanı yürürlüğe konması gerektiğini ifade etti. Çelik, yaşama hakkının güvenceye alınması gerektiğini de kaydetti.

Korkut: Uluslararası sözleşmeler

yürürlüğe girmeli

UAÖ Türkiye Başkanı Levent Korkut kamuda sağlıklı bir insan hakları örgütlenmesini sağlayacak anayasanın, insan haklarına dayalı bir dış politikanın, temel hakları zaafa uğratmayacak bir güvenlik sisteminin oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Korkut, Türkiye’nin ayrımcılığı önlemekle ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ek protokolünü, insanlığa karşı suçları yargılamak için Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’nü ve BM İşkenceye Karşı Sözleşme’nin ek protokolünü yürürlüğe koyması gerektiğini vurguladı.

/ İSTANBUL

05.07.2007


 

Anayasa değişiklik paketi, mahkeme gündeminde

Anayasa Mahkemesi, “cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, milletvekili genel seçimlerinin 4 yılda bir yapılması’’ yönündeki Anayasa değişikliği paketinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile CHP’nin açtığı dâvâları bugün görüşecek.

Cumhurbaşkanı Sezer, 5678 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un, öncelikle ‘’yok hükmünde olduğunun’’ belirlenmesi, olmaması durumunda biçimsel yönden iptaline karar verilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesinde dava açmıştı. Konuyla ilgili olarak CHP de, Yüksek Mahkeme’ye iki ayrı başvuruda bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi, Sezer’in başvurusu ile CHP’nin bu iki başvurusunu bugün esastan görüşecek.

/ ANKARA

05.07.2007


 

Yargı ve hukuk sistemi yeniden yapılandırılmalı

Liberal Demokrat Parti (LDP) Genel Başkan Yardımcısı Ziya Kıvanç, ‘’Yargı ve hukuk sisteminin yeniden yapılandırılmasını içeren reformlar bir an önce yapılmalıdır’’ dedi.

Kıvanç, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, LDP’nin yargı reformu ile ilgili parti programı hakkında bilgi verdi. Genel seçimlere az bir süre kala diğer partilerin, ‘’idam ilmiği’’, ‘’cumhurbaşkanı seçtirilmedi’’ ve ‘’ucuz mazot’’ söylemleri ile gündemi doldurmaya çalıştıklarını savunan Kıvanç, Türkiye’nin asıl meselesini, ‘’her şeyiyle dökülen ve çökmüş bulunan 1982 Anayasası ile yeniden yapılandırılması gereken yargı ve hukuk sisteminin’’ oluşturduğunu kaydetti.

Yargı ve hukuk sisteminde bir an önce reform yapılması gerektiğini öne süren Kıvanç, LDP’nin içinde yer alacağı hükümetlerde başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere tüm yargı sisteminde reform yapılacağını söyledi.

Kıvanç, LDP’nin hukuk reformu ile mevcut tüm yasaları da yeniden elden geçireceğini belirterek, ‘’Hukuk sistemimizi özgürlük, eşitlik, sosyal barış ve adalet üzerine kuracağız. Hukukun etkin, süratli, caydırıcı ve tarafsız olmasını sağlayacağız. Hakimler ve savcılar her türlü idari etkiden arındırılacak. Tam bağımsız, özgür ve teminat altında batı standartlarında görev yapacaklar’’ diye konuştu.

/ ANKARA

05.07.2007


 

Fransa, AB yolunu engelleyemez

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’nin uzun vadeli istikrarı için AB sürecinin önemli olduğunun herkes farkında olduğunu belirterek, “Bu süreçte, Fransa, ‘bloke eden ülke olma sıfatını kazanmayı göze alabilir mi’ bilmiyorum” dedi.

Kanal 24’te yayınlanan ‘’Yuvarlak Masa’’ programına katılan Ali Babacan, ‘’Portekiz’in dönem başkanlığında müzakere süreci nasıl ilerleyecek? Bugün dünyada ABD ile kavga edip de kendi yurttaşının refahının artıran ülke yok. Türkiye’nin çıkarları ile küresel bir gücün çıkarlarını nasıl dengeleyebiliriz’’ sorusunu şöyle cevapladı:

‘’Uluslararası ilişkilere farklı perspektiflerde bakmalıyız, bu ilişkilerde duygusallığın yeri yok. Uluslararası ilişkilerdeki akıllı adımlar, Türkiye’nin itibarını, etkinliğini artıyor. Türkiye oyun kurucu bir ülke haline geliyor. Biz içinde bulunduğumuz bölgede bunu yaşadık. ABD’nin Türkiye’nin AB ilişkilerinde hep destekleyici rolü olmuştur. Bunu, ‘kara kaşımız kara gözümüz’ için değil, istikrarlı bir Türkiye bugün için işlerine geldiği için yapıyorlar. Türkiye, bölgenin kilit taşı bir ülke, onun sağlam olması, güvenilir olması herkesin çıkarına. Türkiye’nin uzun vadeli istikrarı için AB sürecinin önemli olduğunu herkes farkında.

Bu süreçte, Fransa, ‘bloke eden ülke olma sıfatını kazanmayı göze alabilir mi’ bilmiyorum. Fransa’nın önemli olarak görüldüğü bir coğrafya burası. Türkiye ile ilgili kendilerine göre en önemli sıkıntı, Almanya’dan sonra AB’nin en kalabalık ülkesi ve Fransa’da işsizlik çok. Bir bakıma kendi iç sıkıntılarının a faturasını genişlemeye kesmeye çalışıyorlar. Fransa için Türkiye konusu bir AB konusu değil, bir iç politika konusu. Portekiz’in dönem başkanlığında kuşkusuz Fransa ile bu işler oturulup, konuşulacaktır.’’

/ ANKARA

05.07.2007


 

Tezkere yetkisi Mecliste

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Kuzey Irak’a yapılması muhtemel sınır ötesi operasyon konusunda kararı Meclis’in vereceğini belirterek, ‘’Sınır ötesi operasyon yapma yetkisi TBMM’nin elindedir’’ dedi.

Başkent Üniversitesi’nde başlayan Türkiye Organ Nakli Derneği’nin 9. Kongresi’ne katılan Demirel, basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Demirel, bir gazetecinin, ‘’Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon düzenlenmesi tartışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz’’ sorusuna, ‘’Fevkalade önemli bir konuda kişisel düşüncemi beyan etmem. Hadisenin içini kimse bilmiyor. Hükümet gelip Meclis’e neyin ne olduğunu anlatacak, onlar da karar verecektir. Türkiye’ye lazım olan karar ne ise Meclis o kararı alacaktır. Sınır ötesi operasyon yapma yetkisi TBMM’nin elindedir’’ karşılığını verdi.

Bir gazetecinin ‘’Meclis’in yeniden toplanması tartışılıyor’’ sözleri üzerine, Demirel, ‘’Olabilir. Gerek varsa gayet tabi. Meclis halen devam ediyor. Meclis seçime gitti ama yenisi gelinceye kadar eski Meclis görev başındadır’’ dedi.

Demirel, ‘’Sizce bir tezkere çıkar mı?’’ sorusunu da ‘’Bilmiyorum’’ diye cevapladı.

/ ANKARA

05.07.2007


 

Erbakan’dan AKP’ye veryansın

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, ‘’AKP’ye oy vermek, siyonizme oy vermek demektir. ‘Köle olmak istiyorum’ demektir’’ dedi.

Necnettin Erbakan, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nce (ESAM) Bilkent Otel’de düzenlenen Türkiye Konferansları toplantısında yaptığı konuşmada, Türk halkının 22 Temmuz’da ‘’var olma-yok olma’’ seçimi yapacağını savundu. Irkçı emperyalist güçlerin Türkiye’yi bölmek için mutlaka AKP’yi işbaşına getirmeye çalıştıklarını ileri süren Erbakan, ‘’Nasıl bu seçimler Çanakkale Savaşı kadar önemliyse, onlar da adeta ‘bu seçimlerde Çanakkale’yi geçeceğiz’ diyorlar’’ diye konuştu.

AKP’nin, görevde bulunduğu 4.5 yıl içinde Türkiye’ye ‘’ekonomik yıkım, manevi tahribat ve dış politika faciası’’ yaşattığını öne süren Erbakan, şunları kaydetti:

‘’Herşeyi yıktınız, mahvettiniz. Hala ne yüzle karşımıza geliyorsunuz? Meydanlarda ne konuşuyorsun. Sen daha dişi çıkmamış çocuk gibisin. AKP’nin 5 yıldır yaptıkları beceriksizlik değil. Zaten kendileri yapmıyor. IMF yapıyor. Bunlar at spikeri olarak konuşuyorlar. Atın üzerinde IMF var. Bir defa ata binmeye çalıştı, onda da attan düştü. AKP işbaşına gelir gelmez ne yaptı? Kendi eliyle ekonomiyi IMF’ye teslim etti. Her sene 200 milyar dolar dışarıya aktarılıyor. Sadece 40 milyar dolar değil ödenen faiz. Bu paralardan ırkçı emperyalizm faydalanıyor. AKP’ye oy vermek, siyonizme oy vermek demektir. ‘Köle olmak istiyorum’ demektir.’’

/ ANKARA

05.07.2007


 

Erdil'in arayanı yok

Tekirdağ’ın Saray ilçesindeki Saray Cezaevi yetkilileri, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil’le görüşmek için şu ana kadar herhangi bir başvuru olmadığını belirttiler.

Cezaevi yetkililerinden alınan bilgiye göre, ‘’haksız mal edindiği’’ iddiasıyla hüküm giyen ve önceki gün saat 17.00’da avukatıyla birlikte Saray Cumhuriyet Savcılığına teslim olan Erdil, buradaki işlemlerin tamamlanmasından sonra cezaevine konuldu.

Erdil’e diğer hükümlülerden farklı bir uygulama yapılmayacağını ifade eden cezaevi yetkilileri, Erdil’le görüşmek için şu ana kadar herhangi bir başvuru olmadığını belirttiler.

Cezaevinde hükümlülerle görüşmenin çarşamba günleri yapıldığını ifade eden yetkililer, çarşamba günü dışında isteyenlerin cumhuriyet savcılığının izniyle hükümlülerle görüşebileceğini kaydettiler.

Genelkurmay Askeri Mahkemesi, Erdil’i ‘’haksız mal edinme’’ suçundan 3 yıl hapse mahkum etmişti. Eski Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 59. maddesine göre Erdil’in cezası, 6’da 1 oranında indirilerek 2 yıl 6 ay olarak belirlenmişti.

Kararın temyiz incelemesini yapan Askeri Yargıtay 1. Dairesi, Erdil’e verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasını onamıştı.

Erdil’in bulunduğu cezaevinde daha önce de eski Petrol-İş Sendikası Başkanı Münir Ceylan, gazeteci Ragıp Duran, Işık Yurtçu, yazar ve şair Yılmaz Odabaşı, futbolcu Tanju Çolak kalmıştı.

/ TEKİRDAĞ

05.07.2007


 

Kimlikte yeni dönem

Vatandaşlara ilişkin kimlik bilgileri tek bir elektronik kartta toplanacak. Halen kullanımda olan nüfus cüzdanının yerini alacak olan vatandaşlık kartı üzerinde sadece statik bilgiler yer alacak, değişken bilgilere yer verilmeyecek.

Vatandaşlık Kartı Projesi ile ilgili Başbakanlık genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından belirlenecek eylem kapsamında, biyometrik unsurlar da içeren elektronik vatandaşlık kartının kimlik doğrulama için kullanımı sağlanacak ve tüm kimlik doğrulama fonksiyonları tek bir elektronik kartta toplanacak.

Vatandaşlık kartının, kamu hizmetlerinin elektronik ortamda güvenli ve güvenilir altyapılar üzerinde vatandaş odaklı ve kaliteli olarak sunulmasını sağlaması ve vatandaşın günlük yaşamdaki iş ve işlemlerini kolaylaştırması ve hızlandırması hedefleniyor. Aynı zamanda, hizmet sunumunda vatandaşların kimliğinin geleneksel yöntemler ile doğru olarak belirlenememesinin getirdiği usulsüzlüklerin de önlenmesi planlanıyor. Halen kullanımda olan nüfus cüzdanının yerini alacak olan vatandaşlık kartı üzerinde sadece statik bilgiler yer alacak, değişken bilgilere yer verilmeyecek.

Vatandaşlık kartının hayata geçirilmesi öncelikle sağlık ve sosyal güvenlik alanında olacak. İkinci aşamada, ilgili tarafların kararıyla belirlenecek bir ilçede 10 bin vatandaşı kapsayan bir pilot uygulama gerçekleştirilecek. Üçüncü aşamada ise uygulama 300 bin vatandaşı kapsayacak şekilde, ikinci aşamanın uygulandığı ilçenin bağlı bulunduğu ilde denenecek.

Vatandaşlık kartının basımı, dağıtımı ve sağlık hizmetlerinde kullanımına yönelik süreçlerin de test edilmesi açısından Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı da pilot uygulamaya katılacak.

/ ANKARA

05.07.2007


 

CHP ve SP seçim irtibat bürolarına saldırı

Kağıthane’de CHP ile Saadet Partisi’nin seçim irtibat bürolarına saldırı düzenlendi.

Edinilen bilgiye göre, Nurtepe Mahallesi Çilekli Caddesi’nde bulunan Saadet Partisi’nin seçim irtibat bürosunda gece saatlerinde bir patlama meydana geldi.

Olay yerine gelen polislerce yapılan incelemede, giriş kapısında maddi hasar oluşan irtibat bürosu önünde patlamış bomba parçaları ile kuru sıkı tabancadan atıldığı anlaşılan 1 adet boş kovan ele geçirildi. İncelemeler sonucu, patlamaya henüz kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce atılan basınç etkili bir ses bombasının yol açtığı belirlendi. Ayrıca, aynı cadde üzerindeki CHP’nin seçim irtibat bürosu da molotofkokteyli atılarak kundaklanmak istendi.

Saldırıda camları kırılan büronun yakınında polislerce yapılan aramada, 4 adet boş kuru sıkı tabanca fişeğine rastlandı.

/ İSTANBUL

05.07.2007


 

Amerika hatasını kabul etti

ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Deborah K. Jones, “Evet hatalarımız oluyor, ancak kendi kendimizi düzeltebilen bir toplum yapımız var. Bunu da bireyleri koruyan kurumlar sayesinde yapıyoruz” dedi.

ABD’nin bağımsızlığının 231. yıl dönümü, Başkonsolos Deborah K. Jones ve eşi Richard Olsan’ın ev sahipliğinde, İstinye’deki ABD Başkonsolosluğunda verilen resepsiyonla kutlandı. Resepsiyonda konuşan Başkonsolos Jones, Türklerin de Amerikalılarla aynı idealler ve değerleri paylaştığını söyledi. Jones, şunları kaydetti:

‘’Ulusumuzun kurucu önderleri bize bu kurumları miras bırakmanın ötesinde, bu kurumların içerisinde hareket ederek kusurlarımızı düzeltme özgürlüğünü de miras bırakmışlardır. Ne kadar radikal ve güzel idealleri varmış. Bireylerin özgürlüğünü hukukun üstünlüğü ilkesine dayalı olarak korumak ve böylece bireylerin de o kurumları koruyup muhafaza etmeleri ve en nihayetinde de ulusumuzu korumaları ve muhafaza etmeleri... Bu, insanın kendisine gösterilmiş olan müthiş bir güvendir. Evet hatalarımız oluyor, ancak kendi kendimizi düzeltebilen bir toplum yapımız var. Bunu da bireyleri koruyan kurumlar sayesinde yapıyoruz.’’

/ İSTANBUL

05.07.2007


 

Anafartalar’da ölü sayısı 9’a çıktı

Anafartalar Çarşısı önündeki patlamada yaralanarak hastanede tedavi altına alınan Hamza Arı hayatını kaybetti.

Ulus’taki Anafartalar Çarşısı’nda Güven Akkuş adlı teröristin 22 Mayıs’ta üzerinde bulunan patlayıcıları patlatması sonucu 6 kişi olay yerinde, 2 kişi ise kaldırıldıkları hastanede tedavi altındayken hayatını kaybetti.

Hamza Arı’nın, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, önceki akşam öldüğü öğrenildi. Arı’nın da ölmesiyle, olayda ölenlerin sayısı 9’a yükseldi.

/ ANKARA

05.07.2007


 

Dicle’de 25 kilo patlayıcı ele geçirildi

Güvenlik güçlerinin, Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde, 25 kilogram patlayıcıyla hazırlanmış el yapımı patlayıcı madde düzeneği ele geçirdiği bildirildi.

Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan, terörle mücadeleye ilişkin duyuruda; Diyarbakır’ın Dicle ilçesi dağlık arazi kesiminde güvenlik güçleri tarafından yapılan arazi arama tarama faaliyeti sırasında, dün terör örgütü mensupları tarafından tuzaklanan ve 25 kilogram patlayıcı ile hazırlanmış el yapımı patlayıcı madde düzeneğinin bulunduğu ve yerinde imha edildiği belirtildi.

/ ANKARA

05.07.2007


 

Ekmekler çöpe gitmesin

Gaziantep İl Tarım Müdürü İbrahim Yılmaz, günde 12 milyon ekmeğin çöpe atıldığını, küresel ısınmadan etkilenen Türkiye’de buğday üretiminin düştüğünü, mutlaka tasarrufa gidilmesi gerektiğini söyledi.

Yılmaz, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin yıllık buğday üretiminin 18-21 milyon ton arasında değiştiğini, küresel ısınmanın getirdiği kuraklık yüzünden bu yılki buğday üretiminde yüzde 10’luk düşüş olduğunu belirtti.

2005’te 2 milyon ton ekmeklik un ihraç eden Türkiye’nin, 2006’daki ihracatının bir milyon 500 bin tona düştüğünü ifade eden Yılmaz, hem dünyada hem de Türkiye’de buğday üretiminde ve buna bağlı olarak buğday stoklarında düşüş yaşandığını hatırlattı.

Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:’’Dünyada yaşanan kuraklığa bağlı buğday üretiminde önemli düşüş var.

Geçen yıl dünyada 624 milyon ton civarında buğday üretimi yapılırken Türkiye’de 18 milyon ton olarak gerçekleşti. Dünya buğday üretimindeki payımız yıllara göre yüzde 3-4’ü geçmiyor. Geçen yıla oranla bu yıl buğday üretimimizde yüzde 10’luk bir düşüş var.

Küresel ısınmadan biz de etkileniyoruz. Bilim adamlarına göre, kuraklık önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Türkiye de bu kuraklığı dikkate alarak, başta buğday üretimi olmak üzere tarım alanında ciddi önlemler almalı.’

Günde 12 milyon ekmek çöpe atılıyor

Türkiye’de günde yaklaşık 120 milyon adet ekmek üretildiğini belirten Yılmaz, günde 12 milyon ekmeğin çöpe atıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: ‘’Türkiye’de günde 12 milyon adet ekmek çöpe gidiyor. Küresel ısınmadan etkilenen ülkemizde buğday üretimi düştü, mutlaka tasarrufa yönelmeliyiz. İsraf edilen 12 milyon ekmekle günde 5 milyon aç insan doyurulabilir.

Dünyada açlıktan etkilenen milyonlarca insan var iken, bu ekmeklerin çöpe atılmasını insanlığa ve doğaya saygısızlık olarak değerlendiriyorum. Bu israfın önlenmesi için okul, otel, pansiyon, lokanta, ve benzeri ekmek tüketimi yapılan yerlerde israfın önlenmesine ilişkin eğitim çalışmaları yapılmalı.’’

/ GAZİANTEP

05.07.2007


 

5 bin Iraklı sınır dışı edildi

Bu yılın altı ayında Irak’tan kaçıp Türkiye’ye yasadışı yollardan giren 5 binin üzerindeki Iraklının Silopi’deki Habur Sınır Kapısı’ndan sınır dışı edildiği belirtildi.

Alınan bilgiye göre, Irak’tan bu yılın Ocak ayından Haziran ayına kadar olan 6 aylık sürede 5 binin üzerinde kişi Türkiye’ye yasadışı yollardan giriş yaptı. Düzenlenen operasyonlarla yakalanan 5 binin üzerindeki kaçağın yapılan işlemlerinden sonra Şırnak’ın Silopi ilçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısı’ndan sınır dışı edildikleri bildirildi.

/ SİLOPİ

05.07.2007


 

Alkollüye ehliyet yok

Alkollü araç kullanmaktan dolayı sürücü belgesine ikinci kez el konulan 84 sürücüye Kocaeli’nde ‘’Sürücü davranışı eğitimi’’ verildi.

Kocaeli İl Sağlık Müdür Yardımcısı Harun Öz, yaptığı açıklamada, 3 yıl önce Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Sürücü Davranışlarını Geliştirme Eğitimi Yönetmeliği kapsamında bugüne kadar 84 sürücüye eğitim verdiklerini belirtti.

En az 4, en fazla 12 kişinin katılımıyla düzenlenen eğitimlerin, uzman psikiyatri, pratisyen hekim, psikolog ve trafik eğitmenlerince verildiğini ifade eden Öz, haftada bir gün en az 6 saat süren ve 5 haftada tamamlanan eğitimlerde, sürücülerin trafik açısından risk oluşturan davranışlarının belirlenerek, bu davranışların değiştirilmesi yoluna gidildiğini vurguladı. Öz, “Sürücülerden eğitime katılmayanlara, aksatanlara ya da değerlendirmede olumsuz yönleri görülenlere ehliyetleri iade edilmiyor. Bugüne kadar eğitime katılan 84 sürücüden 2’sine alkol ve madde bağımlısı olmalarından dolayı sürücü belgeleri verilmedi’’ dedi. Harun Öz, eğitime katılanlara alkollü sürücülerin yaptığı ölümle sonuçlanan kazaları gösterdiklerini, görüntülerden etkilenenlerin bir daha alkol almak istemediklerini söylediklerini kaydetti.

/ KOCAELİ

05.07.2007


 

Sigara, doğacak nesillere de zarar

Türkiye’de tiryakilerin sigara ve diğer tütün mamullerine 2005 yılında 12 milyar YTL harcadığı, bu rakamın 2006’da 14 milyar YTL’ye yükseldiği bildirildi.

Sigarayla Savaşanlar Vakfına kayyum olarak atanan Necmettin Güngör, yaptığı açıklamada, tütün ya da sigara içiminin sağlığa olan zararlarının yanında ekonomiye olan zararlarının da azımsanmayacak boyutta olduğunu söyledi. Sigara kullanımıyla oluşan ekonomik kayıpların doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki grupta toplanabileceğini belirten Güngör, ABD’de yapılan hesaplara göre, sigaranın sebep olduğu doğrudan kayıpların yılda yaklaşık 15 milyar dolar, dolaylı kayıpların ise 35 milyar dolar olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Güngör, Türkiye’de 2005 yılında sigara ve diğer tütün mamullerine 12 milyar YTL harcandığı, bu rakamın 2006’da 14 milyar YTL’ye yükseldiğine dikkati çekerek, ‘’2006 yılında bir kişinin aylık sigara harcaması 90 ile 140 YTL olup, karı koca sigara içiyorsa bunun yıllık maliyeti yaklaşık 3 bin YTL’dir’’ dedi.

Tütün üretimi sırasında zararlı ot ve böcekleri öldürmek amacıyla kullanılan ilaçların, gerek çevreye gerekse çalışan tarım işçilerinin sağlığına ciddi zararlar verdiğinin bilindiğini ifade eden Güngör, bu yolla oluşan dolaylı ekonomik kayıpların tutarının ise hesaplanamadığını söyledi.

AİLE BÜTÇESİNİ DERİNDEN SARSIYOR

Güngör, üretilen her 15 paket sigara için üçüncü dünya ülkelerinde iki ağacın yakılarak yok edildiğini dile getirerek, şunları kaydetti: ‘’Tiryakinin sigaraya ödediği meblağ, aile gelirinin her ay en az yüzde 15’ini götüren fuzuli bir masraf kapısıdır. Bu fuzuli masraf ayrıca başka zararlara sebep olmaktadır. Bu gider, aile üyelerinin eksik beslenmesine sebep olmaktadır. Bu masrafla tiryaki, kendisine, aile fertlerine ve kapalı yerlerde diğer insanlara hastalık ve bu yolla akla gelmedik tedavi masrafları yüklemektedir. Tiryakiler, doğan ve doğacak nesillere de parasal hesabı yapılamayacak sayısız zararlar vermektedirler.’’

/ BURSA

05.07.2007


 

Susuzluk felâket getirir

Tüketici Hakları Merkezi (TÜ-MER) Gıda Komitesi Başkanı veteriner hekim Muhammet Efe, susuzluğun geçici bir tabii felaketten ziyade kalıcı ve daha hasarlı bir toplumsal sorun olabileceğini bildirdi.

Efe, yaptığı yazılı açıklamada, hava sıcaklıklarının ölümcül seviyelere tırmandığı şu günlerde, susuzluk riskinin kapıya dayandığının görüldüğünü belirterek, hayat kaynağı olan suda kullanım alışkanlıklarından kaynaklanan israfın en büyük kayıp sebeplerinden olduğunu dile getirdi.

Susuzluk ve kuraklığa bağlı ekonomik kayıpların yanı sıra yine buna bağlı hijyen eksikliği sonucu oluşabilecek bulaşıcı salgın hastalıkları riskine de işaret eden Efe, konunun artık çok ciddileştiğini ve birçok yönüyle millî bir mesele halini aldığını vurguladı.

Hiç kimsenin ‘’Param var, istediğim kadar su kullanırım’’ deme hakkı veya lüksü olmadığını dile getiren Efe, birey ve toplum olarak suyu bilinçli ve tasarruflu kullanma mecburiyetinin artık daha da hayati önem taşıdığını kaydetti. Herkesi su tasarrufuna davet eden Efe, suyun aynı zamanda hayat anlamına geldiğini vurguladı.

/ İSTANBUL

05.07.2007


 

Asırlık göller kurudu

Kanada’nın kuzeyinde, Arktika tundrasındaki binlerce yıllık gölcüklerin 25 yıldan kısa bir süre içinde iklim değişikliği yüzünden kısmen kuruduğu, hatta bazılarının yok olduğu bildirildi.

Kanadalı araştırmacıların yaptığı bir araştırmada elde edilen verilerin, yukarı Arktika bölgesindeki tundrada bulunan ve bölgedeki birçok ortak hayat alanını oluşturan gölcüklerin ekosistemlerinin iklim değişikliği yüzünden kuruduğunu gösterdiği kaydedildi. Biyologların, 80’li yılların başından 2006’ya kadar, 80. paralel yakınlarındaki Ellesmere adasının doğu bölümündeki gölcüklerden veriler topladığı, bu araştırmanın, 6 bin yıllık gölcüklerde bu tarzda sistemli bir şekilde yapılan en uzun süreli bilgi toplama operasyonu olduğu belirtildi.

Araştırmacılar, Ağustos 2005’te aynı adadan Manhattan adası büyüklüğünde dev bir buz tabakasının koptuğunu kaydetti.

Hükümetler Arası İklim Uzmanları Grubu (GIEC) da Arktika’da sıcaklık ortalamasının son 100 yılda iki kat arttığını ve 2100 yılına kadar bu bölgedeki buzulların kalınlık ve yüz ölçümünün önemli oranda azalacağını bildirdi.

/ MONTREAL

05.07.2007


 

Çevre kirliliği "stres" sebebi

Büyük şehirlerin mimari yapısında hava koridorlarının bulunmaması, gürültü, ses, hava, görüntü ve çöp kirliliği gibi çevre sorunlarının, ‘’strese’’ sebep olduğu bildirildi.

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, yaptığı açıklamada, çevreyle ilgili sorunların insanlık üzerindeki etkilerinin son 20 yıldan beri anlaşılmaya başlandığını söyledi. Önce su ve hava kirlenmesi olarak görülen ve daha çok sanayi bölgelerinde rastlanan çevre sorunlarının, toksit atıklardan, ozon tabakasının incelmesine, tabiattaki biyolojik zenginliğin yok olmasına ve diğer bir deyişle bazı canlı türlerinin geri dönüşümü olmayacak şekilde yok olmasına sebep olduğunu belirten Prof. Dr. Ortaş, iklim değişiklikleri, deniz ve okyanusların kirlenmesinin de olumsuzluklar zincirinin diğer halkalarını oluşturduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Ortaş, medeniyet ve kültürel varlıkları tehdit eden kirliliğin, insanların da ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ifade ederek, ‘’Globalleşen çevre sorunları, tüm canlılarla beraber insanları da etkilemekte. Toprakların amaç dışı kullanımı da çevre sorunlarını teşkil eden başlıklar arasında yer almaktadır’’ dedi.

/ ADANA

05.07.2007


 

Karaya oturan kuru yük gemisi 10 gün sonra kurtarıldı

Çanakkale Boğazı’nda karaya oturan Suriye bandıralı ‘’Mustafa F’’ adlı yük gemisi, 10 günlük çalışmanın ardından karaya oturduğu sığ bölgeden kurtarıldı.

Alınan bilgiye göre, Akbaş önlerinde karaya oturan geminin, sığ bölgeden kurtarılabilmesi için Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne ait ‘’Gemi Kurtaran’’ kurtarma gemisi ile ‘’Söndüren 3’’, ‘’Söndüren 4’’ ve ‘’Kurtarma 1’’ adlı römorkörlerin çabası sonuç verdi. Römorkör yardımıyla sığ bölgeden çekilerek kurtarılan gemi, Karanlık Liman bölgesine demirletildi. Yetkililer, geminin gerekli işlemlerin tamamlanmasının ardından seyrine devam edeceğini kaydettiler.

Romanya’dan Kıbrıs Rum kesimine giden ve 5 bin 528 ton mısır taşıyan gemi, 10 gün önce rotasından çıkarak Akbaş önlerinde karaya oturmuştu.

/ ÇANAKKALE

05.07.2007


 

"Gülmece Treni" Akşehir'e gitti

Akşehir’de bu yıl 48’incisi düzenlenecek olan Uluslararası Nasreddin Hoca Şenliği’ne katılacak bir grup, ‘’Gülmece Treni’’ ile Haydarpaşa Garı’ndan yola çıktı.

Akşehir’de 5-10 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek olan Uluslararası 48. Nasreddin Hoca Şenliği’ne katılmak üzere, bu yıl Hoca’yı canlandıracak olan Kadir Çöpdemir, Nasreddin Hoca Kültür ve Turizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Salih Taner Serin, yönetmen Ezel Akay, oyuncu Levent Kazak, fotoğraf sanatçısı İsa Çelik ile bir grup, Akşehir’e gitmek üzere sabah saatlerinde Haydarpaşa Garı’na geldi.

‘’Gülmece Treni’’ne binmeden önce kurumuş Akşehir Gölü fotoğrafı önünde bir açıklama yapan Serin, Akşehir’e tüm Türkiye’yi beklediklerini belirterek, ‘’Biz bu trenin, kültür elçisi görevini üstlenmesini, hem de İstanbul’dan Anadolu’ya giderken mizah konuşulmasını istiyoruz’’ diye konuştu.

Kadir Çöpdemir, ‘’Tabiatı boza boza bu hale getirdiniz. Ben size gölü bu halde bırakmamıştım. Bu sene göle maya değil su çalacağız’’ şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

05.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004