Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

“Değerler Çağı” başladı

Atom çağı, uzay çağı, bilgi çağı derken, şimdi artık “Değerler Çağı” başlıyor. Sanayileşme ve şehirleşmeyle başlayan süreçte, iki dünya savaşı ve sonraki çalkantılar insanlığa “insanlığın değerini” anlattı. Bilginin global paylaşımı sebebiyle ortaya çıkan küreselleşmeye internet de katkı yaptı. Şimdi artık tek bir dünyaya doğru hızla yol almaktayız.

Çok değil, bundan 20-30 yıl öncesine kadar topluma önemliler hakimdi. Önemleri ise işgal ettikleri makam ve mevkiden geliyordu. Ya da mal mülk gani olanlar önemliydi. Saygı görürlerdi bunlar ama sunulan saygılar-sevgiler o kişinin sahip olduğu bu faktörlerden dolayı idi. Hatta bunlar içinde milletvekili olmak da önemliydi ve TBMM’de yer almak, toplumda bir fors kaynağı idi ki, bu da o kişiyi önemli kılmaya yetiyordu.

Önemliler bilgi çağıyla birlikte önemlerini önceleri yitirmediler. Kendilerini bilgiyle donatarak itibarlarını kurtarmaya çalıştılar. Ya da bilgili insanları makam ya da para gücüyle istihdam ederek önemlerini korumaya devam ettiler. Şimdilerde bütün bunlar geride kalmaya başladı bile. Çünkü artık “değerler çağı” başlıyor.

Önemliler yerlerini değerlilere bırakıyor. Kim bir insana ve bir topluma küçük-büyük fark etmeksizin bir değer katabiliyorsa o baş tacıdır artık. Kim aklını iyi kullanabiliyorsa, sağlıklı düşünebiliyorsa, insanların ortak paydalarına işaret ediyorsa, bencil değil paylaşımcıysa, himmeti nefsi değil milletiyse, doğruların hatırını kişilerin hatırından üstün tutuyorsa, fikirlerinde sebat edip istikametle savunabiliyorsa, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebiliyorsa, bütün bunları karşılık beklemeyi bir yana bırakın, horlansa da, itilip kakılsa da uygulayabiliyorsa, işte o insan değerler çağının insanı olmaya lâyıktır.

Zaman artık bilgi üretenlerin değil, değer üretenlerin zamanı. Değer verenler değer görecek. Değerliler önemlilerin önüne geçecek. Değer üretenler itibar görecek ve hatta maddî yönden de kârlı olacak.

Şu seçim arefesinde siz de gözlemlemiş olabilirsiniz. İnsanlar vekil adaylarından öncelikle ne istiyor bir bakar mısınız: Millete saygı ve sevgi, doğruluk, verdiği sözde durmak, milletin emanetine hiyanet etmemek, onurlu olmak… Listeyi siz de uzatabilirsiniz. Milletin öncelikleri bunlar. Diğer hizmet araçları zaten olacaktır. Ekonomidir, yatırımlardır, enflasyondur vs. bunlar çaresi olan şeylerdir. Ama değerlerin boşlukları dolmaz. Onlarsız olmaz. Özdemir Asaf’ın bir deyişini yazalım hemen: “Gerçek değer, gelmesi boşluk dolduran değil, gitmesi boşluk oluşturandır.”

Toplumun talepleri artık değerler yönündedir. Millete hizmet eden seçilmiş ya da atanmış herkesin bu konuya dikkat etmesi şarttır.

Biz de bir “Değer Üreticisi” olan Risâle-i Nur’dan aldığımız bir cümleyle son verelim satırlarımıza: Bediüzzaman Doğu Anadolu bölgesinde aşiretlere yeni ilân edilmiş olan meşrûtiyeti anlatıyor. Söz dolaşıp, halkın klasik bir talebine geliyor.

Soru: “En evvel rüesâmız (başımızdakiler) ıslâh olunmalı.”

Cevap: “Evet, reisleriniz malınızı ceplerine indirip hapsettikleri gibi, akıllarınızı da sizden almışlar veya dimağınızda hapsetmişler. Öyleyse, şimdi onların yanındaki akıllarınızla konuşacağım:

“Eyyühe’r-ruûs ve’r-ruesâ! Tekâsülî (Tembelliğe yol açan) olan tevekkülden sakınınız. İşi birbirinize havale etmeyiniz. Elinizdeki malımızla ve yanınızdaki aklımızla bize hizmet ediniz. Çünkü şu mesâkini istihdam ile ücretinizi almışsınız. İşte hizmet vaktidir.” (Münâzarât)

Haydi değer üretmeye!

B. Sait ÇİFTÇİ

11.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004