Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Ağar'dan MHP'ye: Koltuk mu tatlı geldi?

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’İp atıp tutmakla, terörle mücadele edilemeyeceğini ve devlet yönetilemeyeceğini’’ kaydederek, ‘’Eğer o gün kararlılığınız vardıysa hükümetten çekilseydiniz, elinizden tutan mı vardı?’’ dedi.

Ağar, partisinin Kırıkkkale Cumhuriyet Maydanı’nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Alandaki seçim otobüsünün üzerine eşi Emel Ağar’la çıkan Mehmet Ağar’ı alandakiler ‘’Başbakan Mehmet’’ diye karşıladı. Ağar da alandakileri ‘’Allah razı olsun’’ diye selâmdı.

Kırıkkale’nin önemli bir şehir olduğunu, devletin Kırıkkalelilere güvenerek savaş sanayisini burada kurup geliştirdiğini anlatan Ağar, iktidarın ise bu sanayiyi kaldırmaya karar verdiğini ifade etti. AKP Hükümeti’nin devleti yönetmeyi bilmediğini öne süren Ağar, ‘’Makine Kimya Endüstrisini hurdaya sattılar, TÜPRAŞ’ı elden çıkardılar. Milyonlar işsiz’’ diye konuştu.

Kırıkkale’ye değil komşu illere teşvik verildiğini ifade eden Ağar, ‘’Bunların başardığı tek iş, Kırıkkale’nin ekmek kapılarını kapatmak’’ dedi.

Ağar, İktidara gelmeleri halinde Kırıkkale’deki savaş sanayisini güçlendireceklerini ve teşvik kapsamına alacaklarını söyledi.

“SIKINTILARA GÖĞÜS GERDİK,

KURŞUNUN ÜSTÜNE GİTTİK’’

Geçmişte farklı bölgelerde, farklı alanlarda hizmetler verdiğini anlatan Ağar, şöyle devam etti:

‘’Kimi gün geldi kaymakam olduk halkın sıkıntılarıyla ilgilendik, kimi gün geldi ‘Türkiye’de terör var’ dediler Emniyet Genel Müdürlüğü yaptık, çıktık ülkenin şehrinde, dağında, bayırında, kırında milletle beraber sıkıntılara göğüs gerdik. Kurşunun üstüne gittik. Bugün birileri başka yere değil masaya vurarak, mikrofonlara daha çok bağırarak terörle mücadele edeceğini zannediyor. Geldi geçti, seçime bir hafta kalmış millete hayal satıyorsunuz. Eğer o gün böyle bir kararlılığınız vardıysa, hükümetten çekilseydiniz, elinizden tutan mı vardı? İp atıp tutmakla terörle mücadele edilmez, devlet yönetilmez. Sen o ipi zamanında elinden kaçırdın. Terörle mücadele oyuncak işi değil, terörle mücadele camilere, musalla taşlarına şehit cenazesi getirmemek işidir. Demokrat Parti iktidarında bu ülkenin içinden yetişen hiçbir genci, asla bu ülkenin polisine askerine silah çeker halde olmayacaktır.’’

“Ne başörtüsü, ne yürek örtüsü kaldı”

Hükümet’i başörtüsü sorununun çözümünde ‘’yüreksiz’’ olmakla suçlayan Ağar, ‘’Kızlarımızı sokaklara döktünüz, yürüttünüz. Şimdi baktınız iktidar olunca koltuk tatlı, sizde ne başörtüsü, ne yürek örtüsü kaldı’’ diye konuştu. ‘’Bir yerlerde kurs binası yıkıyorlar. Nerede? Kasımpaşa’da’’ diyen Ağar, iktidara gelmeleri halinde yıkılan Kur’an kursu binalarını yeniden yapacaklarını söyledi.

Ağar, Cumhuriyetin en büyük gücünün ‘’başörtülülerle, başörtüsüz çocukları aynı okullarda okutmayı başarması’’ olduğunu ifade ederek, ‘’çocuklar arasında kimseye ayrım yaptırmayacaklarını ve herkesin inandığı gibi yaşadığı bir Türkiye yaratacaklarını’’ belirtti.

Mehmet Ağar, DP’nin iktidara gelmesi halinde Türkiye’nin güçleneceğini, 5 milyon kişiye istihdam alanı sağlayacaklarını, eğitim ve sağlık alanlarında yeni projeler geliştireceklerini anlattı.

Ağar, konuşmasının ardından eşiyle alandakileri selamladı. Daha sonra Kırıkkale’nin milletvekili adayları tanıtıldı.

/ KIRIKKALE

15.07.2007


 

Sert ve çatışmacı bir üslûp

Kutuplaşma ve gerilimden beslenen AKP ve CHP ile, terör rantı peşinde koşan MHP’nin meydanlardaki sert üslûpları tepki topluyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kullanarak mağdur rolü oynayan AKP ile cumhuriyet değerlerini istismar ederek oy toplamaya çalışan CHP’nin atışmaları inandırıcı bulunmuyor. MHP’nin ise miting meydanlarındaki yağlı ilmik ve idam tartışmaları dışında akılda kalan bir proje ve önerisi yok.

Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Çetin Altun, seçim meydanlarında sadece ‘’polemik ve gerilim olduğunu’’ belirterek, ‘’Siyasiler meydanlarda birbirlerine atıp tutuyor. Asgari ücret, işsizlik, emekli, tarım ne olacak konuşan yok’’ dedi.

Altun, yaptığı açıklamada, seçim sürecine girilmesiyle birlikte konfederasyon olarak siyasi partilere çalışma hayatı ve sosyal politika konularındaki taleplerini içeren bir talep metni sunduklarını söyledi. Kimi taleplerinin partilerce seçim beyannamelerine alındığını dile getiren Altun, bütün bunların nasıl gerçekleştirileceğine, söz konusu sorunların nasıl çözüleceğine dair siyasilerden tatmin edici bir açıklama gelmediğini ifade etti.

‘’Meydanlarda sadece polemik ve gerilim var’’ diyen Altun, şöyle devam etti: ‘’Siyasiler meydanlarda birbirlerine atıp tutuyor. Oysa asgari ücret, işsizlik, emekliler, tarım ne olacak konuşan yok. İktidara aday ya da iktidara gelme iddiasındaki partilerin ne yapacaklarını, hangi soruna ne çözüm getireceklerini merak ediyoruz. Bu konulardaki fikirlerini 72 milyonla paylaşmalarını bekliyoruz. Biz sadece çalışanların değil, Türkiye’nin sorunlarına çözüm sunulmasını istiyoruz. Siyasiler işçilerin, emeklilerin, esnafın, memurun, işsizlerin sorunlarına çözümlerini sunmalılar ki yarın iktidara geldiklerinde bunları karşılaştırma fırsatımız olsun. Oysa uzun süre mazot ne kadar olacak, 1 YTL’nin altın da mı üstün de mi olacaktan başka şey konuşulmadı.’’

“Somut öneriler duymak istiyoruz”

Siyasilerin ‘’topluma çözüm sunma konusundaki eksikliklerini gidermeleri ve önerilerini kamuoyuyla paylaşmaları için’’ hala vakitleri olduğunu anlatan Altun, ‘’Biz kendilerine işsizlik sorunu, asgari ücret gibi konularda somut taleplerimizi ilettik. Şimdi kendilerinden somut çözüm önerilerini duymak istiyoruz. Siyasilerin yapacakları açıklamalar bu kesimlerin karar vermelerini de kolaylaştıracaktır’’ diye konuştu.

Türk-İş’in sadece çalışanları değil 72 milyonun çıkarlarını savunup sorunlarına çözüm aradığını dile getiren Altun, önceki seçimlerin aksine seçim öncesinde siyasi partilerin Türk-İş’i ziyaret etmediklerini söyledi. Altun, ‘’Önceki yıllarda gelip destek istemenin ötesinde, ‘Türkiye’yi yönetmeye talip bir kadronun içerisinde bulunmasını istediğiniz birisi var mı’ dile sorar katkı isterlerdi. Oysa bu dönemde Türk-İş’e gelip talepleriniz, çözüm önerileriniz,düşünceniz nedir diyen olmadı.’’

/ ANKARA

15.07.2007


 

Siyasî partilerin inancı olmaz

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, ‘’Bizim anlayışımızda siyasî partilerin inancı olmaz. Siyasî partiler din tebliğcisi de değildir’’ dedi.

AKP İstanbul 2. bölge milletvekili adaylarından Hayati Yazıcı, Burhan Kuzu, Ayşenur Bahçekapılı ve Muhammed Birdal, Eyüp’te Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Merkezi ile Ehl-i Beyt Akademisi ve Kültür Merkezinin inşaat halindeki 5 katlı binasını ziyaret etti.

AKP’li Hayati Yazıcı Ehli-Beyt Vakfının geçmişinin derinlerde olduğuna işaret ederek, insanlığa hizmet edecek bu eseri yapanlara teşekkür etti.

Parti olarak ilk günden itibaren etik kuralları oluşturmanın çabası içinde olduklarını vurgulayan Yazıcı, siyasi anlayışlarının çatışma, gerginlik ve ideolojik bağnazlık değil, rekabet, diyalog ve projecilik olduğunu kaydetti.

Yazıcı, ‘’Bizim anlayışımızda siyasi partilerin inancı olmaz. Siyasi partiler din tebliğcisi de değildir. Siyasî partinin programı olur. Dinin tebliği, felsefi düşüncenin açıklanması için bireyler ve sivil toplum kuruluşları var. Siyasi partiler, temel hak ve özgürlükleri savunur. Bireyin istediğini söyleyebilmesi, inancının gereğini yerine getirebilmesi siyasilerin işidir’’ diye konuştu.

/ İSTANBUL

15.07.2007


 

Şahin: Tüm sorunları hallettik diyemeyiz

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, ‘’Türkiye’nin tüm sorunlarını hallettik diyemeyiz. Ancak, Türkiye 2002 yılından daha ileri bir noktadadır’’ dedi

Şahin, Antalya’nın Finike ilçesine bağlı bir kahvehanede vatandaşlara yaptığı konuşmada, iktidarda bulundukları 4 yıl 9 aylık süreye önemli hizmetler sığdırdıklarını belirterek, bu süre içerisinde memleketin geriye değil, ileriye gittiğini söyledi. Sağlık alanında reform denilecek projelere imza attıklarını belirten Şahin, iktidara aday olanların AKP Hükümetinin gerçekleştirdiği projeleri vaat ettiklerini belirtti. ‘’Türkiye’nin tüm sorunlarını hallettik diyemeyiz. Ancak, Türkiye 2002’den daha ileri bir noktadadır’’ diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bize hiç kimse şunu diyemez, ‘Enflasyonu artırdılar. Türkiye’nin ekonomisini küçülttüler.’ Yarın daha iyi bir noktada olacağız. Sağlık alanında ciddi reformlar yapılmıştır. Bu ülkede annesinden doğan her çocuğun, 18 yaşına kadar sigortalı sayılacağı düzenlemeler yapılmıştır. CHP seçim beyannamesinde ‘Her vatandaş nüfus kâğıdı ile sağlık kurumlarına başvuracak’ diyor. Biz, bu uygulamayı yapıyoruz zaten.’’

/ FİNİKE

15.07.2007


 

Cumhurbaşkanı halktan olacak

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana milletvekili adayı Dengir Mir Mehmet Fırat, ‘’Seçilecek Cumhurbaşkanı halkın içinden olup, halk ile yaşayan, halkın sorunlarını bilen, aktif bir Cumhurbaşkanı olacak, öyle köşke geçip halkı belli zamanlarda gören bir Cumhurbaşkanı olmayacak’’ dedi.

Fırat, seçim çalışmalarını yürüttüğü Adana’da yaptığı yazılı açıklamada, AKP’nin tek başına tekrar iktidara gelerek büyük projelerine devam edeceğini ifade etti. Fırat, cumhurbaşkanlığı seçimine de değindiği açıklamasında, şunları kaydetti: ‘’Türkiye’nin kalkınmasına devam etmesi için AK kadroların iktidarına ihtiyacı var. Bakın istikrarı bozmak isteyen bazı çevreler her gün senaryo üretiyor. Bu ülkeyi kimse Cumhurbaşkanısız bırakamaz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın temsilcileri olan milletvekillerine seçtirmediler, şimdi de millete seçtirmek istemiyorlar. Gidip Baykal’a mı seçtirelim?

Bu millet hem Cumhurbaşkanını seçecek hem de sandıkta bunlara en iyi dersi verecektir. Seçilecek Cumhurbaşkanı halkın içinden olup, halk ile yaşayan, halkın sorunlarını bilen, yaşayan ve aktif bir Cumhurbaşkanı olacak. Öyle köşke geçip halkı belli zamanlarda gören bir Cumhurbaşkanı olmayacak. Aktif çalışan ve çalıştıran bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Hiç kimse halkı yok sayamaz, yok sayanlara halk en güzel tokadı vuracaktır. Hem de öyle bir tokat olacak ki yedi düvelden duyulacak.’’

/ ADANA

15.07.2007


 

ÖSS sonuçları internetten

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ÖSS yerleştirme sonuç belgelerinin adaylara bu sene gönderilmeyeceğini belirterek ‘’’Adaylar yerleştirme sonucunu ÖSYM’nin internet sitesinden öğrenebilecek’’ dedi.

ÖSS sonuçlarının açıklanmasının ardından, yerleştirme sonuçlarının öğrenilmesine ilişkin soruları cevaplayan Yarımağan, adaylara gönderilen sonuç belgesinin üzerinde sadece ‘’hiç bir yükseköğretim programına yerleşmediniz’’ ya da ‘’şu üniversitenin şu programına yerleştiniz’’ ifadelerinin yazdığını belirtti.

Yarımağan, şunları kaydetti: ‘’Bu seneden itibaren öss yerleştirme sonuç belgeleri adaylara gönderilmeyecek. Biz sonuç belgesini gönderene kadar üniversiteye kayıt zamanı sona eriyor ve gönderilen belge bir işe yaramıyordu. ” Adaylar bu sene sonuçları ÖSYM’nin internet sayfasından (www.osym.gov.tr) öğrenebilecekler.

/ ANKARA

15.07.2007


 

Dink’in avukatlarından Takipsizlik itirazı

Uğradığı silâhlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Hrant Dink’in ailesinin avukatları, Samsun Cumhuriyet Savcılığının zanlı O.S’nin görüntülerinin çekilmesine ilişkin 21 şüpheli hakkında verdiği “takipsizlik’’ kararına itiraz etti.

Avukatlar tarafından Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Nöbetçi Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesine verilen itiraz dilekçesinde, Samsun Cumhuriyet Savcılığının ‘’Suçluyu Kayırma’’, ‘’Görevi Kötüye Kullanma’’, ‘’Suçu ve Suçluyu Övmek’’, ‘’Ses ve Görüntülerin Kayda Alınması’’, ‘’Gizliliğin İhlali’’ suçlarına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda, ‘’Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair’’ karar verdiği belirtildi. Dilekçede, söz konusu 21 şüpheli hakkında verilen kararın kaldırılması talep edildi. Dink’in katil zanlısı O.S’nin Samsun’da jandarma ve emniyet görevlilerince yakalandığı hatırlatılan dilekçede, ‘’Bu yakalanmanın hemen sonrasında adli kolluk görevi üstlenen memurlarca katil zanlısı ‘milli bir kahraman’ gibi karşılanmış ve onunla birlikte hatıra fotoğrafı çekmek için birer yarış halinde sıra kapışmaya girişmişlerdir. Adli kolluk görevi yürüten polis ve jandarma görevlilerinin alenen işledikleri somut bu suç hali karşısında, normal işleyen bir hukuk devletinde bir savcının hemen kamu davası açması ve bu kişileri görevlerinden alması beklenirdi’’ denildi.

‘’Şüphelilerin bu umursamazlıklarının ve fütursuz suç işleme davranışlarının dayanak ve güvencesinin yargı olmaması gerektiği’’ savunulan dilekçede, haklarında takipsizlik kararı verilen 21 şüpheli hakkındaki bu kararın kaldırılarak, bütün şüphelilerle ilgili ‘’görevi kötüye kullanmak’’, ‘’suçluyu kayırma’’, ‘’ses ve görüntülerinin kayda alınması’’, ‘’suçu ve suçluyu övme’’ suçlarından kamu davası açılması istendi.

/ İSTANBUL

15.07.2007


 

Üçte iki şartı Kopenhag kriterlerine uygun değil

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, cumhurbaşkanı üçte iki oturumda bulunma mecburiyetinin, Kopenhag siyasi kriterlerine de uygun olmadığını söyledi.

TGRT Haber kanalında gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Babacan, Cumhurbaşkanı seçiminde Anayasa Mahkemesi kararının durumu oldukça zorlaştırdığını vurgulade. Babacan, ‘’CHP’nin uzlaşmadan kastı 'Biz bir aday gösterelim AK Parti onu seçsin'. Kendileri kimi istiyorsa onun seçilmesi. Azınlıkta bulunan bir partinin çoğunluğa dayatmalarda bulunması doğru bir yaklaşım değil. Üçte iki oturumda bulunma mecburiyeti, Kopenhag siyasi kriterlerine de uygun değil. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü hiçbir demokraside yoktur’’ diye konuştu.

Ekonominin bundan sonraki seyrinin en önemli belirleyicisinin ‘demokrasinin işlemesi, demokratik takvimlerin çalışması olduğunu’ vurgulayan Bakan Ali Babacan, şöyle devam etti:

‘’Biz zaten anayasa değişikliği yaptık. Referandumla oylanacak ve zaten ona göre cumhurbaşkanını halk seçecek. Biz bu referandum kararına şaşırdık. Çünkü bunu referanduma götürmek sadece, konuyu biraz ertelemek, yaşanan kriz ortamını, uzatmaları biraz uzatmak, ‘Halkın iradesini biraz daha öteleyebilir miyiz, acaba kendi kafamıza göre bir cumhurbaşkanını zorlayabilir miyiz’ gibi bir yaklaşım olarak görüyoruz. Ancak sayın cumhurbaşkanının kararına da saygı duymak zorundayız.’’

/ ANKARA

15.07.2007


 

Hizbullah PKK’ya çalıştı

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince, Hizbullah üyesi 11 sanıkla ilgili hazırlanan gerekçeli kararda, terör örgütü Hizbullah’ın her ne kadar terör örgütü PKK’nın bölgedeki eylemlerine karşı kurulmuş ve birçok örgüt sempatizanı ve militanını öldürmüşse de bu örgütün faaliyetlerinin en sonunda yine terör örgütü PKK’ya yaradığı belirtildi.

Diyarbakır’da 1992-1994 yılları arasında çoğunluğu terör örgütü PKK sempatizanı olduğu gerekçesiyle 23 kişinin öldürülmesi, 22 kişinin de yaralanması eylemlerini gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılanan ve 10’u müebbet hapis cezasına çarptırılan terör örgütü Hizbullah üyesi 11 sanıkla ilgili gerekçeli karar açıklandı.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan 507 sayfalık gerekçeli kararda, terör örgütü Hizbullah’ın her ne kadar terör örgütü PKK’nın bölgedeki eylemlerine karşı kurulmuş ve birçok örgüt sempatizanı ve militanını ördürmüşse de bu örgütün faaliyetlerinin en sonunda yine terör örgütü PKK’ya yaradığı belirtildi. Kararda, şöyle denildi: ‘’Terör örgütü Hizbullah, bu bölgedeki geleneksel ve devletle barışık dini yapıyı zedeleyerek kendine taban bulmak isterken, terör örgütü PKK’nın ideolojik taban kazanmasına hizmet etmiştir. Hizbullahi terminolojide cihat kavramı, belli bir güce erişildikten sonra, içinde bulunulan otoriteye karşı silahlı bir başkaldırı olarak değerlendirilmektedir. Bu, anlamı itibarı ile de terörizmin her çeşidinde olduğu gibi kendi görüşü doğrultusunda faaliyet gösterdiği alanda şiddet eylemlerinde bulunmaktır ki bu yönüyle kullandığı din olgusu haricinde klasik terör örgütlerinden farkı bulunmamaktadır.’’

/ DİYARBAKIR

15.07.2007


 

Alpogan, Londra'ya atandı

Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Büyükelçi Mehmet Yiğit Alpogan, Türkiye’nin Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı nezdinde büyükelçi olarak atandı.

Alpogan’ın Bakanlar Kurulu üyeleri tarafından imzalanan atama kararı Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. MGK Genel Sekreterliğine atanan ilk sivil genel sekreter olan Büyükelçi Alpogan, görevini 2004 yılının Ağustos ayından beri sürdürüyordu. Genel Sekreterliğe atanmasından önce Türkiye’nin Atina Büyükelçisi olan Alpogan, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs konularında etkili isimlerden biri olarak biliniyor.

/ ANKARA

15.07.2007


 

Hastalara randevu sistemi

Poliklinik işlemleri için devlet ve eğitim ve araştırma hastanelerine başvuracaklar, bu yıl içinde hayata geçirilmesi planlanan randevu sistemi ve çağrı merkezi sayesinde telefonla randevu alabilecek.

Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, projenin temel amacının Bakanlığa bağlı hastanelerde daha iyi bir kaynak planlaması ve dağıtımı yapılarak, sunulan hizmetin kalitesinin daha da yükselmesi ve vatandaş-hasta memnuniyetinin daha fazla artırılması olduğu bildirildi.

Sistemle ilgili hazırlıklara, Bakanlığına bağlı hastanelerde muayene olmak üzere sabah erken saatlerde sıra almak için kuyruklara giren vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi, zaman ve işgücü kayıplarının önlenmesi hedefleniyor.

/ ANKARA

15.07.2007


 

Yeni felâketler beklemeyelim

Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye Direktörü Dr. Sibel Sezer Eralp, iklim değişikliğine gereken önemin verilmesi ve tedbir alınması için yeni kuraklıkların ve afetlerin yaşanmasını beklemeye gerek olmadığını ifade ederek, ‘’Yeni meclisin öncelikli işi iklim değişikliği’’ dedi.

Dr. Eralp, yaptığı açıklamada, TBMM’nin 22. Döneminde kurulan araştırma komisyonunca hazırlanan Küresel Isınma Araştırma Raporunun, 22 Temmuz seçimleri sonucu belirlenecek 23. Dönemde onaylanmasını istedi.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin çağın en önemli çevre ve kalkınma sorunu olduğunu ifade eden Eralp, şunları kaydetti: “Her şeye rağmen sivil toplum, Türkiye’de ve dünyada daha sürdürülebilir bir yaşam için, yapıcı eleştiriler, somut öneriler, etkin bir izleme ağı ve sağlıklı işbirlikleri gibi araçları geliştirerek, oluşacak yeni Mecliste gerekli girişimlerde bulunmaya devam etmelidir.’’

Komisyon raporu Meclis raflarında bekliyor

Dr. Eralp, TBMM Küresel Isınma Araştırma Komisyonu Raporunda, daha az sera gazı salan bir ekonomiye geçiş, kalkınma politikalarıyla entegrasyon, İklim Değişikliği Politikaları Araştırma Enstitüsü’nün kurulması, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji, tüketim ve üretim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve Kyoto Protokolü konusunda Türkiye’nin bir an önce konumunu belirleyerek müzakerelere katılması konularını içerdiğini kaydetti. Eralp, Araştırma Komisyonu Raporunu, şu ana kadar Türkiye’de kamu adına Kyoto Protokolü konusunda dile getirilen ‘’en güçlü, iddialı, kapsamlı ve gerçekçi yaklaşım’’ olarak değerlendirdiklerini dile getirdi. Dr. Eralp, TBMM Araştırma Komisyonu’nda görev alan milletvekillerinden sadece 6’sının 22 Temmuz genel seçimlerinde aday olduğunu ve rapordaki önerilerin seçim bildirgelerinde ya hiç yer almadığını ya da kısıtlı oranda yer aldığını kaydetti. Eralp, rapora destek olan kesimlerin demokrasinin ilke ve kuralları çerçevesinde taleplerini dile getirmeleri ve kamuoyu baskısı oluşturmaları sonucunda, raporun 23. Dönemde kabul edilebileceğini savundu. (aa)

/ ANKARA

15.07.2007


 

Şelâleler kuruyor

Antalya’nın dünyaca ünlü Düden Şelâlesi’nin suyunun, kaynaklarının büyük bölümünün tarımsal alanlara aktarılması sebebiyle azalmaya başladığı bildirildi.

Antalya şehir merkezine 10 kilometre uzaklıkta bulunan, çevresindeki bitki örtüsü ve eşsiz güzelliğiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken Düden Şelâlesi’ndeki suyun, çöl sıcaklarından etkilendiği belirtildi. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz, yaptığı açıklamada, 22 kilometre uzaklıktaki Kırkgöz mevkindeki kaynağından çıkarak gelen şelâle suyunda, güzergahı üzerindeki tarımsal kullanımlar başta olmak üzere çeşitli alanlara aktarılması sebebiyle azalma meydana geldiğini söyledi. Gündüz, bunun sonucu şelâleden dökülen suyun da azaldığını ifade etti.

/ ANTALYA

15.07.2007


 

Karadeniz'de etkili yağış beklentisi

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde etkili ve sürekli yağış uyarısı yaptı.

Yapılan yazılı açıklamada, halen yurdun kuzey kesimlerinde görülen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların bugün (dün) öğle saatlerinden sonra ve bugün Rize başta olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesi ile Ordu ve Tokat çevrelerinde etkili ve sürekli olması beklendiğinden sel, su baskını, taşkın ve heyelan tehlikesine karşı ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmaları gerektiği belirtildi.

/ ANKARA

15.07.2007


 

Keçileri gözden çıkardılar

aklaşık 300 çadır ve 2500 kişilik nüfusları ile son konar göçer Yörüklerden Sarıkeçililer, ormanlara zarar verdiği gerekçesiyle sorunlar yaşadıkları 50 bine yakın kıl keçisi yerine kendilerine yeni geçim kaynağı sağlanmasını istiyor.

Sarıkeçililer Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Pervin Çoban Savran, yaptığı açıklamada, Oğuz boyundan gelen Sarıkeçililerin yaklaşık 900 yıldır Anadolu topraklarında konar göçer hayatla hayatlarını sürdürdüğünü söyledi.

Savran, şunları kaydetti: ’’Kıl keçisi besleyerek hayvancılık yapıyoruz. Bu keçiler kapalı alanda değil dağlık, tepelik alanlarda yaşar. Bu keçiler ormanlık alanlara zarar verdiği gerekçesiyle birçok bölgede Yörükler çadır kuracak yer bulamıyor.’’

/ KONYA

15.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004