Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Tarihî kışlanın kültür seferi

Beykoz’un Yalıköy Mahallesi’nde, yaklaşık 27 yıldır metruk halde bırakılan tarihî askerî kışla artık kongre ve kültür merkezi oluyor. 5 milyon YTL’ye mal olacak proje 2008 yılının Nisan ayında tamamlanacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, tarih8 askeri kışlanın restore edilerek kongre ve kültür merkezi olarak kullanılmak üzere Büyükşehir Belediyesi’ne tahsisi ile bu eserin yapımı ve kullanımı için Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a yetki verilmesini oybirliğiyle kabul etti.

Mülkiyeti Beykoz Belediyesi’ne ait yaklaşık 20 bin metrekarelik alana sahip tarihi askeri kışla, İstanbul 3 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan projeye göre restore edilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Projeler Müdürlüğü’nün projesini hazırladığı ve Yapı İşleri Müdürlüğü’nün restorasyonuna başladığı Tarihi Beykoz Kışlası ana işlevi ‘sanat ve halk eğitim merkezi’ olan bir kültür ve kongre merkezine dönüşüyor. Kültür merkezi içinde 3 adet 125 kişilik çok amaçlı salon, kütüphane, sergi ve atölyeler ile avluda 220 kişilik gösteri alanı bulunuyor. 5 milyon YTL’ye mal olacak proje 2008 yılının Nisan ayında tamamlanacak.

Kışlanın tarihçesi

Beykoz İlçesi’nin Yalıköy Mahallesi’nin ayrılmaz parçası olan tarihi kışlanın ön cephesinde bir kitabe, Osmanlı tuğrası, kemerli bir giriş kapısı ve kemerlerin oturduğu sütun başlıkları yer alıyor. III. Sultan Selim dönemine kadar hangi amaçla hizmet verdiği tam olarak bilinmeyen kışlanın III. Sultan Selim dönemi ile birlikte Kışla’nın bir sanayi bölgesine dönüşmesi planlandı. III. Sultan Selim bu doğrultuda askeri amaçlı bir çuha fabrikası ile kağıt fabrikasının kurulmasını emretmiş olsa da 1807 ayaklanması sonucunda tahttan indirilerek öldürülmesinin ardından bu proje akamate uğradı ve tahta çıkan II. Sultan Mahmud bu projeyi sürdürmedi. Bu sebeple başlanan inşaat yarım kaldı.

Kışla Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında yetimler yurdu (Dar’ül Etyam) olarak hizmet verdi, daha sonra askeriye tarafından kullanılmaya başlandı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Beykoz Çayırı’nda konuşlanan askeri birliklere karargah işlevi gören kışla, 1960’lı yılların ardından Askeri İnzibat Merkezi olarak tayin edildi. Kışla 27 yıldır da kaderine terk edilerek metruk halde bırakılmıştı.

26.07.2007


 

“Muhteşem Osmanlı Hanedanlığı” Japonya’da görücüye çıkıyor

Osmanlı döneminin paha biçilmez eserleri, ‘’Topkapı Sarayı’nın Hazineleri Muhteşem Osmanlı Hanedanlığı Sergisi’’ adı altında, Japonya’da 1 Ağustosta görücüye çıkıyor.

Osmanlı döneminin paha biçilmez eserleri, ‘’Topkapı Sarayı’nın Hazineleri-Muhteşem Osmanlı Hanedanlığı Sergisi’’ adı altında, Japonya’da 1 Ağustosta görücüye çıkıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin tarihi mirasını yurt dışında daha çok tanıtmak amacıyla, Japonya’daki Tokyo Metropolitan Sanat Müzesi’nde ‘’Topkapı Sarayı’nın Hazineleri-Muhteşem Osmanlı Hanedanlığı Sergisi’’ açacak.

Serginin organizasyon komitesinde, Japon tarafı adına Prens Takahito Mikasa, Türk tarafı adına da Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, fahri başkan olacak.

Topkapı Sarayı Müzesi’nden 111, Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nden 29 adet olmak üzere toplam 140 tarihi eserin izlenime sunulacağı sergide, kahve ibriği, çorba tası, sini, kase gibi mutfak kapları, hamam tası, leğen, güğüm gibi banyo malzemeleri ve zümrüt küpe, gerdanlık, halhal, kutu gibi süs eşyalarıyla Osmanlı hanedanının yaşantısı anlatılacak.

Serginin önemli eserleri arasında ise Hürrem Sultan Vakfiyesi, Sultan I. Mahmud’a ait Tuğralı Mülkname, Sultan IV. Mehmet’in Tuğralı Fermanı ve Sultan III. Selim’in Tuğralı Temliknamesi yer alacak.

Sergi, 24 Eylüle kadar Japonların ilgisine sunulacak.

Ayrıca ‘’Topkapı Sarayı’nın Hazineleri-Muhteşem Osmanlı Hanedanlığı Sergisi’’, 6 Ekim-2 Aralık tarihleri arasında Kyoto Müzesi’nde, 11 Aralık 2007-11 Şubat 2008 tarihleri arasında da Nagoya Şehir Müzesi’nde görücüye çıkacak.

26.07.2007


 

Gölbaşı’nda çocuklar Kur’ân’a koştu

“Cenâb-ı Hak’la konuşmak isteyen Kur’ân okusun” Hadisi Şerif’inden yola çıkan Ankara Gölbaşılı çocuklar Kur’ân-ı Kerimi öğrenme ve anlama programı yaptı.

Bir ay süren programda, hem Kur’ân okundu, hem de hayatın anlamını çözecek olan “Bu dünyaya niçin geldik?”, “Nereden geldik, nereye gidiyoruz?”, “Niçin yaşıyoruz” gibi soruların cevapları öğrenildi.

Bunlarla birlikte kâinatta yaratılan herşeyin bize dost ve kardeş olduğu, seyrine doyamadığımız güzel çiçeklerin, rengârenk kelebeklerin, cıvıl cıvıl öten kuşların, masmavi denizin, cennet gibi bahçelerden geçip gelen ırmakların, yıldızların, güneşin ve dünyamızda bulunan diğer bütün güzelliklerin bizler için var olduğu üzerinde duruldu.

Ayrıca sportif faaliyetler ve sosyal faaliyetler programa ayrı bir renk kattı.

Said BEYDOĞAN

26.07.2007


 

Özel sergilerin yurtdışı turu

Sabancı Vakfı Müzesi ve Gülbenkian Vakfı iş birliğiyle Lizbon’daki Gülbenkian Vakfı Müzesi’nde, 14 Haziranda, ‘’Çağrışımlar, Geçişler, Atmosferler: Sakıp Sabancı Müzesi’nden Resimler’’ sergisi açıldı.

Sabancı Vakfı Müzesi’nden 38 eserin teşhir edildiği sergi, 26 Ağustosa kadar devam edecek.

Koleksiyoner Prof. Dr. Ayan Gülgönen’e ait 17. ve 18. yüzyıl kilimleri koleksiyonundaki 25 eser de Slovenya Ljubljana Milli Müzesi’nde, 12 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında ‘’Türk Kilimleri’’ başlığıyla sergilendi.

26.07.2007


 

Çatalhöyük göçünü motifler aydınlatacak

Neolitik dönem yerleşim yeri olan Çatalhöyük’te devam eden kazılarda, daha önce mühür ve kap kaçaklarda rastlanan spiral motiflere, ilk kez duvarda rastlandı.

Dünyada insanoğlunun ilk toplu yerleşime geçtiği, koyun ve keçi gibi hayvanların evcilleştirilip, buğday tarımının yapılmaya başladığı Konya’nın Çumra ilçesindeki Neolitik çağ yerleşim yeri Çatalhöyük’te kazı çalışmaları sürüyor.

Çatalhöyük Kazı Projesi Asistanı Arkeolog Buna Aydınoğlugil, dünyadaki diğer Neolitik dönem yerleşim yerlerinden Çatalhöyük’ün en önemli farkının, duvar kabartmaları ve resimler gibi sanat eserlerine rastlanması olduğunu belirtti.

Polonya kazı ekibi arkeologlarından Dr. Arek Marciniak, motiflere çevredeki ve İç Anadolu Bölgesi’ndeki höyüklerde de bulunan mühürlerde ve taşınabilir kilden yapılma eşyada rastlandığının altını çizdi. Marciniak, ‘’Daha da önemlisi, bu işareti taşıyan eşyanın bulunduğu yerler incelenerek, burayı terk eden Çatalhöyük insanının binlerce yıl önceki göç yollarını tespit edebiliriz. Bu durum, insanoğlunun dünyadaki serüvenini ortaya çıkarmak adına önemli bir adım olabilir’’ diye konuştu.

26.07.2007


 

Dünyanın sekizinci harikasını arıyorlar

Balıkesir’in Erdek ilçesinde bulunan, ‘’Kyzikos Antik Kenti’’nde sürdürülen kazılarda, tarihte Avrupalı seyyahlar tarafından ‘’Dünyanın 8. harikası’’ olarak nitelendirilen, ‘’Hadrianus Tapınağı’’nın ortaya çıkarılması için çalışılıyor.

Antik kentte, 7 bin 500 metrekarelik alan üzerine kurulu, uzunluğu 20 metreyi aşan sütunlarıyla da benzerlerinin içinde en büyüğü olduğu söylenen tapınağın 105’e 85 santimetre boyutundaki mermer çatı kiremidinin, kazılarda şimdiye kadar bulunan en büyük boyuttaki kiremit olduğu bildirildi. Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nurettin Koçhan, yaptığı açıklamada, bilinen tarihi M.Ö 10. yüzyıla kadar uzanan antik kentin, 943 ve 1063 yıllarındaki iki büyük depremin de etkisiyle önemini kaybederek zamanla terk edildiğini söyledi.

/ BURSA

26.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004