Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Eğitim

Çocuğumun meslek seçiminde benim sorumluluğum nedir?

Çocuğunuz meslek seçerken anne-baba olarak yanıtlanması gereken birkaç soru var: Çocuğumun mesleğini kim belirleyecek? Çocuğumun mesleği nasıl sağlıklı olarak belirlenir? Çocuğumu nasıl gözlemlemeliyim -nasıl davranmalıyım? Çocuğumun geleceği ile ilgili beklentilerim neler ve bunlar gerçekleşebilir mi? Nasıl? Bu ve buna benzer sizin de kafanızda dolaşan birçok sorun vardır. Biz yetişkinlerin, gencin meslek seçiminde en önemli görevimiz çocuğumuzun “bir meslekî tercihi billurlaştırmasına” yardımcı olmaktır. 14 -18 yaş arasındaki öğrenciler, meslekî gelişimin araştırma evresinin deneme basamağındadırlar. Bu basamakta üstlenilmesi gereken meslekî gelişim görevi ‘‘bir meslekî tercihi billurlaştırmaktır.’’

Bireyin kendini tanıması, gizil güçlerinin farkında olması bir mesleği tercih edebilmek için yeterli değildir. Bireyin “meslekî olgunluk düzeyi”nin de yüksek olması gerekmektedir. Çocuğumuzun meslekî olgunluk düzeyinin gelişmesine katkıda bulunabileceğimiz nokta onun yeteneklerini ve ilgilerini ortaya koymasına fırsat vermek veya fırsat oluşturmak olduğu söylenebilir. Meselâ yaz tatilinde çalışmak isteyen çocuğumuzu yüreklendirmek; çalışması için imkân oluşturmak gibi. Burada önemli olan ilgiler ve yeteneklerin tek başına keşfi değil, keşfedilmiş ilgi ve yeteneklerin bir biçimde ifade edilmesidir. Çocuğun nerede başarılı ve mutlu, nerede başarısız ve tatmin edici olmadığını görmesi meslekî olgunluğu açısından önemlidir. Anne ve baba için önemli olanın, çocuğun toplumca “kariyeri” yüksek olduğu belirtilen bir meslekten çok; kendini gerçekleştirebileceği, mutlu ve başarılı olabileceği bir mesleği seçebilmesi olmalıdır. Meselâ sıradan ve işini sevmeyen bir “doktor” olmaktansa, aranan, işini yapan ve başarılı bir “öğretmen” olmak çok daha iyidir.

Mesleğin seçilmesi sorumluluğu çocuğumuza aittir. Biz üzerimize almamalıyız. Bir mesleğe yönlendirmeden söz ediliyorsa, iki yöntemden birisi tercih edilerek yapılıyordur. Yöneltme ya da yönelme. Yönlendirmenin bir biçimi olan yöneltme biz yetişkinlerin çocuk için neyin iyi olduğuna karar verip bir mesleğe yönlendirmemizdir. Kuşkusuz çok da iyi niyetle yapılan bir mesleğe yöneltme çocuğu dıştan kontrole alıştırdığından günümüzde önerilmemektedir. Yönelme ise meslek seçimi sorumluluğunu çocuğa bırakarak onun kendi geleceği için çaba harcamasını ve uygun alanı keşfetmesini öneren yaklaşımdır. Tabiî olarak, anne ve babalar, kendi bilgi ve deneyimlerini çocuklarının meslek seçiminde, onlara yardımcı olmak için kullanmak isteyeceklerdir. Anne ve babaların deneyimlerini mesleği belirlemede, yönlendirmede kullanmak yerine, çocuklarının önlerindeki engelleri, seçenekleri, ayrıntıları, bilgiye ulaşma yollarını göstermede kullanmaları, çocuklara daha çok yardımcı olacaktır. Bizler çocuğumuzun kendi geleceğinin sorumluluğunu üstlenip kendi hayat çizgilerini oluşturmalarına yardımcı olmalıyız. Çocuğumuzun zayıf olduğu yönleri yerine, güçlü olduğu yönlerini vurgulamaya çalışmalıyız. Durmadan eksiklerini çocuğun yüzüne vurmak onu geliştirmez. Onu geliştirecek şey aslında onda olan özelliklerdir. Etkili ana - babalar çocuklarının güçlü yönlerini fark edip bu durumu çocuklarına hissettirirler. Teşvik ve ödül birbirine karıştırılmamalıdır. Aldığı iyi bir nottan sonra çocuğumuza bir ödül vermek yerine “Bu benim çok hoşuma gitti. Bir gün bu gidişle hedefine ulaşabilirsin.” gibi onu motive edici konuşmak çok daha etkili olacaktır. Çünkü biz öyle bir noktaya ulaşmalıyız ki çocuğumuz biz istediğimiz için değil, kendisi istediği için ders çalışsın, üniversiteye hazırlansın ve meslek tercihi yapsın.

Örnek teşvik sözleri şunlardır: “Bu işi yapabileceğini biliyorum. Çaba gösterdikçe başarılı olduğunu görüyorum. Bu yaptıklarını takdir ediyorum. Kararına güveniyorum. Bu konuyu ayrıntılı düşündüğün belli oluyor. Eminim ki bu biçimde çalışmayı sürdürürsen başarılı olacaksın.”

Yukarıdaki teşvik sözlerine dikkat ederseniz ne akıl verme ne de ödül var. Sadece çabanın fark edilmesi, çocuğun yaptığı işe güven duyması ve takdir edilme var. Teşvik sözleri ile ulaşacağımız nokta, çocuğumuzun kendi geleceğine sahip çıkması, çaba ve gelişmelerinin fark edilmesi ve olumlu yönlerinin vurgulanmasıdır.

Kâmil KAYMAK

24.07.2007


Bu yıl üniversitelere 433 bin öğrenci alınacak

Bu yıl devlet üniversitelerine 364.436, vakıf üniversitelerine 37.310, KKTC üniversiteleri 12.542, yurtdışındaki üniversiteler 1.953 ve özel yetenek sınavıyla da 16.909 öğrenci alınacak. Barajı aşan öğrenci sayısı da arttı. Öğrencilerin 24 tercih yapma hakkı var. Tercihlerinizi yaparken o mesleği isteyip istemediğinizi kesin olarak belirleyin. Başarı sıranızı kılavuzdaki ek yerleştirmeli başarı sırasıyla karşılaştırın. Birinci bölümdeki (SAY–1, SÖZ–1, EA–1) puanlarınızın yüksek olması sizi yanıltmasın. Bu puan türlerinde yüksek puan alan öğrenci çok ama kontenjan daha azdır. İlk sıralardaki okullarda idealist davranarak gerçekten gitmek istediğiniz ama puanınızın yetmeyeceğini düşündüğünüz yerleri yazabilirsiniz. Son tercihlerinizde daha mütevazî olmanızı öneriyoruz. Adaylar başarı sıralarının yüzde 30’unun üzerine tercih yapabilirler. Meselâ, başarı sırası 22 bin olan bir öğrenci, 30 bine kadar yazarsa yerleşme ihtimali artar.

Tercihlerinizi yaparken tercih sıranızın büyük önemi vardır. Sırf popüler diye istemediğiniz bölümleri seçmeyin. Çünkü açıköğretim dışındaki okullara yerleştirildiğinizde gelecek yıl puanınız düşebilir. Ek puan verilen programları dikkatle araştırın ve alan dışı tercihlerinizde AOBP’nizin 0,8 yerine 0,3 katsayı ile çarpılacağını unutmayın. Tercih sürecinde bir rehberlik servisinden yardım almakta fayda vardır. Meselâ İstanbul’da öğrenciler için ücretsiz sınav tercih çadırları oluşturulmuştur. Aileler ve öğrenciler bu merkezlere giderek bilgi alabiliyor, öğrenciler yetenek ve isteklerine en uygun bölümleri tercih edebiliyorlar.

Üniversitelerin öğrencilere yönelik sosyal aktivitelerini, barınma ve ulaşım imkânlarını ve burs verip vermediklerini de dikkate alın. Bazı adaylar tercih formunu okumadan internet sitelerindeki tercih robotlarıyla tercih listesi oluşturmaya çalışmaktadır. Bunun doğru olmadığını özellikle vurgulamakta yarar vardır. Tercih kılavuzu sadece üniversitelerin şartlarını açıklamakla kalmaz, öğrencilerin aklına takılan pek çok soruya cevap verir. Kılavuzu mutlaka okuyun. Tercih listenize seçtiğiniz bölümlerin kodlarını yazarken dikkatli olun ve birkaç kez kontrol edin.

Vakıf üniversitelerinde öğrenim ücretleri 9 bin ila 29 bin YTL arasında değişiyor. Vakıf üniversitelerini tercih edecek öğrenciler öğrenim ücretlerini ödeme gücü olup olmadığını da göz önünde bulundurmalıdırlar. Kuzey Kıbrıs Üniversiteleri de merkezi yerleştirme öğrenci almaktadır. Öğrenciler Türkiye’deki üniversiteler yanında kılavuzda yer alan yabancı üniversiteleri de tercih edebilmektedir. KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, adadaki altı üniversite rektörüyle birlikte İstanbul’da basın toplantısı yaptı. Soyer, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin de KKTC’de kampus açacağını duyurdu. Öğrencilerin Kıbrıs’ı tercih etmeleri için her birine sağlık sigortası yapacaklarını da kaydetti. Kıbrıs üniversiteleri aynı zamanda öğrencilere burs da vaat ediyor.

Özel yetenekle öğrenci alacak üniversiteler bu yıl 16 bin 909 öğrenci alacak. Özel yetenekle öğrenci alan okulların kontenjanı yaklaşık bin kişi arttı. Başvurular Ağustosun ilk haftasında yapılacak ve sınavlar Eylül ayı içinde gerçekleştirilecek. Başvuru tarihlerinin öğrencilerce dikkatle izlenmesinde fayda vardır. Özel yetenek gerektiren programlara başvurular doğrudan yükseköğretim programının bağlı bulunduğu yükseköğretim kurumuna yapılmaktadır. Sınav ve değerlendirme işlemleri o yükseköğretim kurumu tarafından yürütülür. Özel yetenek sınavları ile öğrenci alan yükseköğretim programlarına başvurabilmek için 2007 ÖSS’ ye girmiş ve ÖSS puanlarının her hangi birinden en az 160,000 ve üzeri ÖSS puanı almış olmak gereklidir. Bu programlardan her birine, puan türünde sınırlandırma yapılmadan ve en az kaç puan almış olan adayların başvurabileceklerini, başvuru önerisinde sınavı yapan ilgili yükseköğretim programlarınca karar verilir. Bu karar basın yayın organlarıyla adaylara duyurulmaktadır.

Değerli gençler, sayfamız el verdiğince sizlere rehberlik etmeye çalıştık. Merak ettiğiniz konuları rehberlik yazılarını hazırlayan sayfa sorumlusuna elektronik mektupla iletebilirsiniz. Tercih döneminde bütün üniversite adaylarına başarılar diliyor ve sonuç ne olursa olsun, en değerli varlığımızın siz gençler olduğunuzu vurguluyoruz.

24.07.2007


Büyük işler başarmak, büyük düşünmekle mümkündür

Bireyler kendilerine özgü bir hayat tarzı üretirler; bunlardan dolayı kendi kişiliklerinden ve davranışlarından sorumludurlar. Onlar sadece tepki veren edilgen kişiler değil, üretici birer oyuncudur (Allfred Adler). Açıktır ki, yazgıların en güzeli, bir insanın sahip olabileceği en büyük hazine, tutkuyla yaptığı bir iş için ona para ödeniyor olmasıdır (A. Maslow). Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş başladığında asla bitmez... (Anonim). Bir şeyi içimden gelerek, herhangi bir açıklaması olmaksızın yaptığım zaman, doğru şeyi yaptığımdan emin olurum (H. Frederic Amiel). Bizi üzmesi gereken karşılaştığımız imkânsızlıklar değil, kaçırdığımız fırsatların geç farkına varmamız olmalıdır (Anonim). Gerçek bir mutluluk için gerekli şartı birçok insan yanlış bilir. Bu sır kendini hoş tutmak değil, değerli bir amaca bağlamaktır (Helen Keller). Bir insanı bulunduğu değil, göz diktiği mevki ile ölçmek gerekir (Tolstoy). İnsan büyük işler yapabilmek için üretken olduğu kadar da boş olmalıdır (Samuel Butler).

24.07.2007


İlköğretim başarı puanlarını EĞİTEK hesaplayacak

Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Nizami Aktürk, gelecek yıl yapılacak OKS’de ilköğretim başarı puanlarının okul müdürlerince sisteme girilmeyeceğini belirtti. Aktürk; ‘‘Bu sene 14 milyon öğrencinin kayıtlarını internete attık. Fakat bu sene hesaplarına yetiştiremedik… Gelecek sene ortalamaları biz hesaplayacağız. Asla böyle bir hata olmayacak. Karnede ne görülüyorsa otomatik olarak puan hesabında da aynı rakam görünecek’’ dedi. EĞİTEK Genel Müdürü, hata belirlenen okullarda inceleme başlatıldığını bildirdi. Aktürk, puanları düzeltilen adaylar arasında ilk 5 bine giren aday olmadığının tespit edildiğini de vurguladı.

24.07.2007


Karşılıksız sevmenin bedeli

Muhammed Ali anlatıyor: ‘‘Şampiyon olduğum zaman, eski kot pantolonumu üstüme geçirip, eski bir şapka takıp, sakal bırakarak, beni kimsenin tanımadığı bir kasabanın sokaklarında yürüyüşe çıkacağım ve beni, sadece ben olduğum için sevecek bir insan bulana kadar da yürüyeceğim. Bulduğumda, onu bir milyonluk arazime tepeden bakan, 250 bin dolarlık evime götürüp, Cadillac arabalarımı, havanın yağmurlu olduğu günlerde kullandığım kapalı havuzumu göstereceğim ve ona, ‘İşte bunların hepsi senin; çünkü beni, ben olduğum için seviyorsun’ diyeceğim.’’

24.07.2007


Mantığımızı kullanarak hayal kurmak

Tibet tapınaklarındaki öğrencilere şöyle bir soru sorulur: ‘‘Şişenin içine girmiş bir fil nasıl çıkar?’’ Mantık yürüten kişiler, bu sorun üzerinde dakikalarca düşünür ve birçok mantıksız cevap üretirler. Doğru cevap şöyledir: ‘Fil, şişenin içine nasıl girdiyse öyle çıkar. Yani, hayal gücü ile girdiğine göre, yine hayal gücü ile çıkar.’’

24.07.2007


Dershane seçerken nelere dikkat edilmeli?

Ara sınıflarda okuyan ve sınavlara hazırlanan öğrencileri yeni eğitim öğretim dönemi öncesinde dershane telâşı sardı. Hem aileler, hem de öğrenciler en yeni teknikleri uygulayan dershaneleri araştırıyor. Şunu unutmamalıyız ki, en iyi eğitim okulda verilir. Okulda dersleri dikkatle dinleyen ve derse aktif katılan öğrencilerin sınavlarda başarılı olmaması gibi bir durum söz konusu değildir. Okullar öğrenmeye yönelik eğitim verirler. Yani öğrencilerin anlatılan bilgileri bütün hayatları boyunca kullanmaları amaçlanır. Dershaneler ise uygulanan sınavlar için çocukları hazırlarlar. Öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgilerin eksik yönlerini tamamlayarak, soru çözme tekniklerini geliştirmeyi hedeflerler. Dershane hiçbir zaman bir can simidi olarak görülmemelidir. Okulda yeterli eğitimi alamamış öğrencilere, kısa süre içinde hem bu bilgileri hem de test tekniklerini öğretmek mümkün değildir. Öncelikle okuldaki çalışma düzenli bir başarı çizgisiyle sürdürülmeli, daha sonra öğrencinin durumuna dershaneye devam edip etmeyeceğine karar verilmelidir. Ülkemizde yaklaşık 1 milyon öğrenci dershaneye gitmekte dershanelere toplam 7 milyar YTL ödenmektedir.

625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Yasası’nın 30. maddesi özel dershanelerin televizyonda reklâm yapmasını yasaklamıştır. Dershanelerin öğrenci çekebilmek için uyguladığı farklı stratejiler mevcuttur. Sınavda dereceye giren öğrencilere, otomobil ve bilgisayar hediye edilmesi bugün en gözde olan reklâmlar. Bunun yanında dershanenin deneme sınavına katılan öğrencilere yönelik ücret indirimleri, eğitim bursları, ücretsiz kitaplar (şapka, kırtasiye malzemeleri, tişört, başarı belges,i vb) sunulmaktadır. Öğrenciler için bu ödüllerin gerçekten çok cazip olduğunu belirtmek gerekir. Bazı öğrenciler sınava kısa süre kala, programını bu ödülleri kazanmaya göre planlamaktadır.

Dershaneler açısından baktığımızda; dershane yetkililerinin en çok yakındıkları durumlardan biri, öğrencilerin dershaneye gitmeyi okuldan kaçış aracı olarak görmeleridir. Öğrenciler artık dershaneye gitmeden sınavı kazanamayacaklarını düşünmektedirler. Şunu unutmayalım ki sınava başvuran bütün öğrenciler dershaneye gitseler bile, bunların çok az bir bölümü bir programa yerleşebilir. Üniversitelerin öğretmenlik bölümünden mezun olan pek çok genç öğretmen dershanelerde çalışmakta, bu şekilde geçimini sağlamaktadır. Bu sebeple bütün dershaneleri günah keçisi yapmak yerine, öğrenci için kaliteli hizmet verebilecek dershanelerin nasıl belirlenmesi gerektiğine değinmek daha doğru olur.

Kayıt döneminde yapılan büyük indirimler, sonraki dönemlerde sınav ya da kaynak kitap ücreti olarak geri alınabilmektedir. Öğrencilere ne tür kaynaklar verildiğini ve bu kaynaklar için ek ücret istenip istenmediğini öğrenin. Dershanenin kendi eğitim kaynaklarını hazırlayıp hazırlamadığını, öğretmenlerin yeterli akademik deneyimi olup olmadığını araştırın. Öğrencilerin hızlı soru çözme yeteneği kazanması için pek çok kaynaktan yararlanması gerekir. Kitapların yanında dergi, yaprak test, rehberlik ekleri ve danışmanlık derslerinin de verilmesine önem gösterin. Dershanede bir sınıfın mevcudu ortalama 16 kişi olmalıdır. Bu sayının gittiğiniz dershanede kaç kişi olduğunu öğrenin. Çok kalabalık sınıflarda çocuğunuz kendini gösteremez ve derse katılamaz. Etütler ve özel dersler için ayrıca öğretmenler olup olmadığı da çok önemlidir. Çünkü öğretmenler aynı anda hem derslere hem de etütlere yetişemezler. Kalabalık sınıflarda da etüt için sıra almak gerekmekte ve öğrenciler pek çok noktayı anlayamadan yeni konulara geçmektedir.

Bütçenizi çok sarsacak dershanelere çocuğunuzu kayıt yaptırmayın. Sizin sıkıntı çektiğinizi gören çocuğunuz kendisini suçlu hissedebilir. Kendisi üzerinde baskı hissederek, bütün yılını başarısız olma korkusuyla geçirebilir. Dershane ücretleri, 2 bin ila 12 bin YTL arasında değişmektedir. Sırf popüler diye çocuğunuzu çok uzaktaki dershanelere göndermeyin. Dershane seçiminde çocuğunuzun de görüşünü alın. Sadece kendi düşüncenize göre çocuğunuzu dershaneye gönderirseniz, zamanla bu durum öğrenci için bir eziyet haline gelir. Öğrenci derslere girmemeye ve sınavlarda üstün körü cevaplar vermeye başlayabilir. Ebeveynler, çocuklarının başarılarını desteklemek için onların programlı çalışmalarını desteklemelidir. Başarı; sevgi, güven ve anlayışla güçlenir. Mutlu günler…

Mustafa OĞUZ

24.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004