Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

BusinessWeek: Türkiye’de birçok risk var

Türkiye’nin birçok “yatırım riski”ne maruz kalmayı sürdürdüğü öne sürüldü. ABD’li ekonomi ve finansman sitesi BusinessWeek’de yayınlanan bir analizde Türkiye’yi “en iyi performans gösteren yükselen piyasa” ilan ederken Türkiye’nin birçok “yatırım riski”ne maruz kalmayı sürdürdüğü belirtildi.

BusinessWeek, Türk ekonomisine ilişkin bir değerlendirme yayınlandı. Palash R. Ghosh imzalı analizde Türkiye’de ekonomik istikrarın borsayı çok olumlu etkilediği, AKP’nin seçim başarısının borsa endeksini en üst düzeyine çıkarttığı kaydedildi. Ancak Türkiye’nin, “yükselen piyasa statüsü ve uzun siyasi kargaşalar tarihi sebebiyle birçok yatırım riskine maruz kalmayı sürdürdüğü” öne sürülen analizde “Güçlü askerler, sağcı milliyetçiler, laik solcular, Kürt ayrılıkçıları ve siyasal İslâmcılar arasındaki Türkiye, sürekli sosyal ve siyasî krizler içerisinde gözüküyor” yorumu yapıldı.

Türkiye’de son siyasî gelişmelerin de değerlendirildiği analizde seçimde AKP’nin aldığı sonucun piyasalar için “iyi” olduğu kaydedildi. Analizde “2001 yılındaki finansal krizden sonra sağlanan ekonomik canlanmayı şaşırtıcı yapan da Türkiye’nin kronik siyasî istikrarsızlığı” denildi.

TÜRKİYE’DE RİSK PRİMİ VAR

Bu arada, Türkiye’nin “en iyi performans gösteren yükselen piyasa” ilân edildiği analizde Türkiye’de sağlanan “kinetik” büyümeye karşın menkul değerlerin ucuz olmayı sürdürdüğü kaydedildi. BusinessWeek’teki analizde Putman Investments portföy yöneticisi Daniel Grana’nın görüşlerine de yer verildi. Grana, “Türkiye, yükselen bir piyasa olmayı sürdürüyor. Bu nedenle risk primi var” dedi.

Grana “Siyaset hâlâ istikrarsız, ekonomik politikalar, Batı kadar kurumsallaşmış değil ve şirket yönetimi, iyileşmekle birlikte henüz çok iyi değil” şeklinde konuştu.

BREZİLYA’NIN BEŞ YIL GERİSİNDE

Buna karşın Grana, AKP’nin malî disiplin sürdürmesi ve yabancı yatırımcıları çekmeye devam etmesi halinde risk priminin azalacağını belirtirken de “Brezilya’da olanlar bunlar ve Türkiye, Brezilya’nın beş yıl kadar gerisindedir” görüşünü dile getirdi.

“Türk ekonomisi için en büyük riskin AKP’nin gelecekteki politikalarında bulunduğu”nu savunan Grana, “Eğer piyasa dostu önlemleri sürdürmezlerse Türkiye geriye gidecek” diye konuştu. Grana “Ayrıca yükselen ekonomilere yönelik küresel risk iştahı azalırsa dışsal gelişmelerden dolay zarar görecek” uyarısını yaptı.

ÖNEMLİ OLAN AB ÜYELİĞİ

DEĞİL EKONOMİK ENTEGRASYON

Bu arada, AB üyelik hedefinin piyasalar açısından taşıdığı önemi değerlendiren Julian Mayo, üyeliğin borsa perspektifinden “kritik” olduğunu düşünmediğini belirtirken “Önemli olan ekonomik entegrasyon. Örneğin Türkiye’nin AB ile ticaret anlaşmasıdır” görüşünü dile getirdi. Daniel Grana ise, Türkiye’nin AB’ye en az 10 yılda alınmayacağına inandığını belirtirken de “Türkiye, ekonomisini geliştirdikçe ve anlamlı demokratik reformlar yaptıkça AB onu kabul etmek zorunda kalacak. Bu gerçekleştiğinde Türkiye, hemen yararını görecek” diye konuştu.

/ NEW YORK

10.08.2007


 

CUMHURBAŞKANI KİM OLACAK?

TBMM Başkanlığı’na muhalefin de desteğini alan Köksal Toptan’ın seçilmesinin ardından sıra gözler Cumhurbaşkanlığı seçimine çevrildi. TBMM Danışma Kurulunda varılan anlaşmayla, Meclis başkanlığı seçimi dün tamamlandı. Genel Kurul, bugün toplanarak Başkanlık Divanını oluşturacak. Divanın oluşturulması ile Cumhurbaşkanı seçim süreci başlamış olacak.

Meclis Başkanı seçiminde ‘uzlaşmacı’ tavır sergileyen, muhalefetin olumlu karşıladığı Köksal Toptan’ı aday gösteren AKP, Çankaya Köşkü’ne çıkacak isim için işaret vermiyor. Türkiye’de protokol sıralamasında ikinci numarada bulunan ismi belirleyen iktidar partisi AKP’de sıra, Türkiye’de protokol sıralamasında bir numarada bulunan cumhurbaşkanı adayının belirlenmesine geldi. Ancak kulislerde, Türkiye’nin “ikinci adamı” için sağlanan uzlaşmanın, “birinci adam” seçimine dönük işaret olduğu konuşuluyor. TBMM Başkanı’nın eşinin başının açık olacağına dikkat çekiliyor ve Cumhurbaşkanı’nın eşinin başının açık olmayabileceği ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül olursa, bu kez bir seçim daha gerekecek, AKP içinde ‘ikinci adam’ seçilecek. Cumhurbaşkanı adaylığı için bugüne kadar partinin en güçlü iki ismi, Tayyip Erdoğan ve Gül’ün adı geçmişti.

Erdoğan’ın aday olmaması ‘fedakarlık’ olarak değerlendirilmiş, aday olan Gül’ün seçimi ise Anayasa Mahkemesi kararıyla sonuçsuz kalmıştı.

Erdoğan seçimden sonra verdiği mesajlarla Çankaya’ya çıkmayacağını ilan etti. Gül’ün durumu ise belli değil. AKP kurmayları arasında bile Gül’ün adaylığının sıkıntının sebep olacağı yönünde görüşleri var.

Şimdi Gül’ün aday olup olmayacağı beklenirken, AKP kulislerinde Gül aday olursa, gülde boşalacak partideki “ikinci adam” koltuğuna kimimin oturacağı, Gül aday olmazsa “Türkiye’nin birinci koltuğu”na kimin çıkacağı konuşuluyor.

ÜÇLÜ ZİRVE YİNE TOPLANDI

Erdoğan ve Gül ise, bu konuda net bir mesaj vermiyorlar. AKP’de Erdoğan ve Gül’den sonra en ‘güçlü’ isimlerinden olan eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ise, daha önce Gül’e verdiği açık destekle biliniyordu, ancak önceki günkü basın toplantısında ilginç mesajlar verdi.

Arınç, geçen dönem Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığının “parti kararı olduğu, parti kararının arkasında durmak gerektiği” yönündeki sözleri Gül’ün adaylığını destek biçiminde yorumlandı. Ancak, “Erdoğan’ı rahatlatmak, verilen her görevi kabul etmek” şeklindeki sözleri ise Gül’e “Adaylıktan çekil” mesajı olarak yorumlandı.

Erdoğan, Gül ve Arınç önceki akşam yine biraraya geldiler. Arınç bu görüşmeden erken ayrıldı, Erdoğan ve Gül’ün baş başa görüşmesi yaklaşık iki saat sürdü, toplantıdan sonra açıklama yapılmadı.

AKP GRUP BAŞKAN VEKİLLERİ SEÇİLDİ

AKP TBMM Grup toplantısında, grup başkanvekillikleri için seçim yapıldı. Alınan bilgiye göre, grup başkanvekilliklerine Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün ve Giresun Milletvekili Nurettin Canikli getirildi.

/ ANKARA

10.08.2007


 

Kuş Cenneti tarla oldu

Türkiye’nin büyük kesiminde etkili olan kuraklık, doğal hayatı da olumsuz yönde etkilemeye başladı. Kuraklıktan en fazla etkilenen yerlerden biri olan Kuş Cenneti de sularının çekilmesi sebebiyle artık tarla olarak kullanılmaya başlandı.

Ankara’ya 120 kilometre uzaklıkta bulunan Çayırhan beldesi ile Davutoğlan köyü sınırları içinde yer alan geniş bir araziye sahip Kuş Cenneti, sularının çekilmesiyle birlikte çevre köylüleri tarafından tarla olarak değerlendirilmeye başlandı.

Köylüler, traktörlerle sürdükleri arazide yaz süresince tarım yapacaklarını belirterek, bu bölgede tarım yapmamaları halinde verimli toprakların yaban otlarıyla kaplı hale geleceğini kaydettiler. Çayırhan Belde Belediye Başkanı Hüsamettin Yüksel de Nallıhan Kuş Cenneti’nde ilk kez suların bu kadar çekildiğini ve kuş sayısında önemli oranda azalma olduğunu tespit ettiklerini bildirdi. Ankara’ya 120 kilometre uzaklıktaki tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Nallıhan Kuş Cenneti, 168’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor.

/ NALLIHAN

10.08.2007


 

Yine mevsimlik işçi kazası

Şanlıurfa’dan Giresun’a gitmekte olan mevsimlik işçileri taşıyan kamyonet, Adıyaman-Gölbaşı yakınlarında devrildi.

Kazada 29 kişi yaralandı. Bu arada, Ödemiş'te, tarım işçilerini taşıyan minibüsün uçuruma yuvarlanması sonucu 23 kişinin yaralandığı bildirildi.

10.08.2007


 

Susuzluğa karşı deniz suyu

Türkiye nüfusunun hızla arttığını, buna karşılık Anadolu topraklarının da giderek çölleştiğini hatırlatan Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Çevre Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Savaş Ayberk, “Türkiye susuzluğa çare bulmak için mutlaka deniz suyunu arıtma teknolojilerine başlamalıdır” dedi.

Kuraklık ve susuzlukla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ayberk, insan eliyle orman alanlarının ve meraların daraltılıp, veriminin düşürüldüğüne, bitki örtüsünün aşırı yıpranması sonucu toprağın su tutma kapasitesinin azaldığına dikkat çekti. Susuzluğun önlenebilmesi için teknolojik yatırımların yapılmasının zorunlu olduğuna değinen Ayberk, “Türkiye susuzluğa çare bulmak için mutlaka deniz suyunu arıtma teknolojilerine başlamalıdır” şeklinde konuştu.

/ KOCAELİ

10.08.2007


 

Bizim Radyo, Mi’râc’da dolu dolu

Bizim Radyo, bugün, birbirinden güzel programlarıyla Mi’rac mucizesinin farklı boyutlarına değinecek.

İsmail Tezer, Tefekkür Zamanı’nda Mi’râc mucizesinin gerçekleşme seyrini ele alırken; Mehmet Kutlular, Oğuz umurca ve Ali Toker, birlikte icrâ edecekleri Bir Başka İklim’de, ‘Mi’râc’ın hakikati’ne değinecekler.

21.00’de başlayacak Mi’râc Özel Programının ilk bölümünde, Yusuf Sönmez “Mi’rac’ın bize söyledikleri ve Mi’rac’tan gönlümüze düşenler” başlığıyla konuyu ele alırken; ikinci bölümde Malik Atom ve Mehmet Yaşar, Mi’râc’ın hikmetlerini konuşacaklar. Gecenin nabzını ise, Sırlar Hazinesini hazırlayıp sunan Kubilay Aktaş, “Miracın evrenselliği” başlığıyla tutacak.

10.08.2007


 

Mi’rac Kandilinizi tebrik ederiz

Okuyucularımızın, milletimizin ve İslâm âleminin Mi’rac Kandilini tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan dileriz.

10.08.2007


 

Kuraklık isyankâr yapıyor

Sosyal Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Berksun, kuraklık ve susuzluğun insan ve toplum psikolojisini etkileyeceğini belirterek, ‘’Kuraklık ve susuzluk anksiyete ve kaygıya yol açar’’ dedi. Ankara’da yaşanan su sıkıntısıyla ilgili olarak değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Berksun, insan için iki şeyin önemli olduğunu, bunların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve bu temel ihtiyaçlarla birlikte günlük hayattaki alışkanlıklarını sürdürebilmeleri olduğunu ifade etti.

Su kesintilerinin ve insanın temel ihtiyaçlarından biri olan suyun gelecekte karşılanamayacak oluşunun insanlarda anksiyeteye ve ‘’gelecekte ne olacak kaygısı’’na yol açacağını anlatan Berksun, su kesintilerinin ve kuraklığın henüz tam anlamıyla anlaşılamadığını, yakın zamanda susuzluk ve kuraklığın çocuklar için gelecekte daha çok tehdit olacağını algılamaya başlayacaklarını ifade etti. Berksun, şöyle devam etti:

‘’Anksiyete çözülebilir sorunlar karşısında hissedildiğinde üstesinden gelinebilinir ama halledilemeyecek bir sorun ise anksiyetenin, kaygının yatışması mümkün olmayacaktır. Bu da insanların günlük hayatlarını bozacak. Kaygı çok derinleşirse, insanın günlük hayatını sürdürmesi çok zor olacaktır. İnsanın eve gittiğinde suyun olmadığını, yarın içecek suyunun olmayacağını düşünmesi ciddî problem.’’

Susuzluğun uzun sürmesi halinde gelişebilecek sıkıntılar hakkında yöneticileri de uyaran Berksun, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Bu tür kıtlık gibi durumlarda ortaya çıkan endişe ve kaygıyı yatıştırmanın en iyi yolu bilgilendirmekten geçiyor. Bu bilgilendirmenin gerçekçi bir zemine oturması gerekiyor. Uydurma bilgiler olmamalı. İnsanlara düzenli aralıklar ile bu bilgiler iletilmeli. Çözüm yollarına ilişkin de bilgi verilmeli. Endişe ve kaygılar yatışmazsa, insanlar yönetsel otoritelere karşı düşmanlık besleyeceklerdir. Zaman içinde toplumsal düzenin, hiyerarşinin bozulacağı kesin. İnsanların temel ihtiyaçları karşılanmadığında hiçbir siyasal düzen ayakta duramaz’’ dedi.

/ ANKARA

10.08.2007


 

‘e-Devlet’te ilk 10’dayız

ABD’deki Brown Üniversitesi’nin 198 ülkenin kamu kurumlarının internet hizmetlerini araştırdığı raporda Türkiye ilk 10’a girerek, Almanya, İsviçre, İtalya ve İspanya’yı geride bıraktı.

Brown Üniversitesi’nin bu yıl yedincisini yaptığı uluslar arası e-Devlet analizi raporu hazırlanırken 198 ülkenin, Haziran ve Temmuz aylarında bin 687 internet sitesi incelendi. Ardından hazırlanan raporda, geçen yılın birincisi Güney Kore bu yıl da ilk sırada yer alırken, Singapur ikinci, Tayvan üçüncü, ABD ise dördüncü sırada yer aldı. Geçen yıl 27. sırada yer alan Türkiye bu yıl 19 basamak atlayarak Avustralya ile 8. sırayı paylaştı. Raporda, pek çok ülkenin, internet üzerinden kamu hizmetlerinin erilmesi çalışmalarını geçen yıla göre artırdığı belirtilirken, bu yıl da Asya ülkelerinin uluslararası e-Devlet kullanımı konusunda diğerlerine göre daha etkin olmayı sürdürdüğü kaydedildi. Raporun ilk üç sırasına yerleşen Asya ülkelerini ise 5’inci sıradaki İngiltere, 6’ıncı sıradaki Kanada ve 7’nci sıradaki Portekiz izliyor.

Avustralya ve Türkiye’nin 8’inciliği paylaşması sebebiyle 9’uncu sırada herhangi bir ülkeye yer verilmedi.

/ ANKARA

10.08.2007


 

Atılan imzalar unutulmasın

Federal Almanya Parlamentosu Milletvekili Hakkı Keskin, CSU Genel Sekreteri Markus Söder’in Türkiye ile ilgili açıklamalarına cevap verdi. Keskin, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Federal Hükümet Almanya`nın çıkarlarına ve dış itibarına zarar veren CSU açıklamalarına artık son vermelidir” dedi.

ABHaber sitesinin haberine göre Türkiye ile tam üyelik görüşmeleri antlaşmalara uygun olarak kararlılıkla sürmesi gerektiğini vurgulayan Hakkı Keskin, şöyle devam etti:” CSU Genel Sekreteri Markus Söder, yaz dönemi haber boşluğunu CSU da gelenek halini alan Türkiye karşıtı populist açıklamalarıyla doldurmaya çalışıyor. Ona göre, Türkiye`nin Fransa devlet başkanı Sarkozy`nin de söylediği gibi AB`de yeri yoktur. Türkiye ile üyelik görüşmeleri derhal son bulmalıdır.”

Hakkı Keskin, Fransa Devlet Başkanı ve CSU’lu yetkililere aralarında Fransa ve Almanya’nın da bulunduğu 25 AB devlet ve hükümet başkanının Türkiye ile “ucu açık, ancak tam üyeliği hedef alan” antlaşmaya imza koyduklarını hatırlattı. Hakkı Keskin, AB`nin, karşılıklı güveni ve antlaşmalara bağlılığı içeren temel siyasî çizgisine tamamen zıt düşen, bilerek ve kasden yapılmakta olan bu tür açıklamalar artık son verilmesini istedi.

“Şansölye Merkel ya bu davranışların önüne geçmeyi istememekte, ya da Söder, Stoiber ve benzerlerine dur deme cesaretini açıkca ortaya koyamamaktadır” görüşünü dile getiren Keskin, “Bayan Merkel bir yandan ‘biz bizden önce Almanya`nın yaptığı antlaşmalara bağlıyız’ demekte, ancak diğer yandan kendi saflarındaki Türkiye karşıtı bu tür söylemlere tavırsız kalmaktadır” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’Yİ BIKTIRMAK İSTİYORLAR

Hakkı Keskin, CSU tarafından israrla sürdürülen Türkiye karşıtı bu politikanın, Türkiye’yi AB üyeliği konusunda bıktırmayı hedeflediğini belirterek şöyle devam etti: “ Böylece Türkiye`nin kendiliğinden üyelik çalışmalarından vazgeçmesini sağlamayı hedefliyorlar. Nitekim sonu gelmeyen bu açıklamalar, Türkiye`de AB üyeliğine taraftar olanların oranını yüzde 70 lerden yüzde 40 ların altına düşürmüştür. Anlaşılan bu politika, Türkiye’yi vazgeçirmek için orta ve uzun süreli bir strateji olarak izlenmektedir.

Şansöye bayan Merkel’i ve özellikle de koalisyon ortağı Sosyal Demokratları (SPD), Almanya`nın çıkarlarına zarar veren bu türden sorumsuz açıklamaları kararlı bir tavırla sona erdirmeye çağırıyorum.” Keskin, Almanya’nın uluslararası itibarı ve güvenilirliği bu ve benzeri iç politik hesaplara yönelik populist girişimlerle artık daha fazla zedelenmemesi gerektiğini vurgulayrak, “Şansölyenin tekrarladığı gibi, Almanya yaptığı antlaşmalara sadık kalarak Türkiye ile tam üyelik görüşmelerini samimi olarak sürdürmelidir” dedi.

YENİ ASYA / BERLİN

10.08.2007


 

Danıştay, çok dilli belediyeye geçit vermedi

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, Diyarbakır Sur Beldesi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ın itirazını kabul etmesi üzerine İçişleri Bakanlığı’nın başvurusunu yeniden görüşen Danıştay Nöbetçi Dairesi, Demirbaş’ın görevden düşürülmesine ve Sur Belediye Meclisi’nin feshine karar verdi.

Diyarbakır Sur Belediye Meclisi, belediye hizmetlerinde ‘’çok dilli belediyecilik’’ yönünde karar almış, Belediye Başkanı Demirbaş da bu kararı imzalayarak onaylamıştı. İçişleri Bakanlığının başvurusu üzerine Danıştay 8. Dairesi, Demirbaş’ı görevden düşürmüş, Sur Belediye Meclisi’nin feshine karar vermişti.

Meclis kararının siyasi içerik taşıdığını belirten Daire, belediye hizmetlerinde anayasa ve yasalarda belirlenen kuralların dışına çıkılamayacağına hükmetmiş, savunmanın da yasal süresi içinde yapılmadığına karar vermişti. Demirbaş ile Sur Belediye Meclisi Başkanvekili Bedri Turan, Danıştay 8. Dairesi’nin kararına itiraz etmişti.

Demirbaş ve Sur Belediye Meclisi’nin karara itiraz hakkı bulunuyor. Bu yolun kullanılması halinde itirazı Danıştay İdarî Dâvâ Daireleri Kurulu ele alacak. Kurulun vereceği karar kesin nitelik taşıyacak.

/ ANKARA

10.08.2007


 

DEİK, kongre üyelerine Türkiye'yi anlatacak

Dış Ekonomik İlişkiler Kuruluna (DEİK) bağlı, Türk-Amerikan İş Konseyinin, ABD Kongre üyelerinin danışmanlarından oluşan heyeti ağırlayacağı bildirildi.

DEİK’ten yapılan yazılı açıklamada, 10 Ağustos 2007’de DEİK ofisinde yapılacak tanışma ve Türkiye-ABD ilişkilerindeki güncel konularla ilgili fikir alış verişinde bulunma amaçlı brifing toplantısına, 5 ABD’li danışman ile iş konseyi üyelerinin katılacağı kaydedildi.

Açıklamada, tarım, savunma, bankacılık, finans ve sağlık gibi komitelerde çalışan danışmanlara verilecek brifing toplantısında, ikili ilişkilerde yaşanan sorunlarla ilgili sunumlar gerçekleştirileceği belirtildi. Verilen bilgiye göre, heyet, askerî danışman Stacie Oliver, danışmanlar başkanı Gregg Richard, kıdemli politika direktörü Kate Coler, politika direktörü Andrew King ve senato adlî komitesi kıdemli görevlisi Cindy Hayden’den oluşuyor.

/ İSTANBUL

10.08.2007


 

Kıbrıs’ta mekik diplomasisi

BM, ABD ve İngiltere gibi Kıbrıs sorununda “arabuluculuk” görevi üstlenen tarafların, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos’un, Eylül ayı başında görüşmelerini istedikleri belirtildi. Rum gazetesi Politis’in haberine göre, “arabulucular, bu isteklerine karşın görüşmenin sonuçlarından umutlu değiller”.

Gazete, Rum yönetimi lideri Papadopulos’un, seçim öncesi dönemde olması, rakiplerinin kendisini Kıbrıs sorununda adım atmamak ve Talat’la görüşmemekle suçlaması nedeniyle Cumhurbaşkanı Talat ile görüşmeyi istediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Talat’ın ise “Papadopulos’a seçim öncesi dönemde koz vermemek için bu görüşmenin olmasını istemediğini” iddia eden gazete, ancak Talat’ın bu yöndeki baskılara daha fazla direnemediğini savundu.

/ LEFKOŞA

10.08.2007


 

Palmas: Türkiye'yi dikkatli biçimde takip ediyoruz

Kıbrıs Rum yönetimi sözcüsü Vasilis Palmas, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama çalışmaları konusunda, “Kıbrıs Rum yönetiminin egemenlik haklarını çiğneyip çiğnemediğinin tespit edilmesi amacıyla Türkiye’nin hareketlerinin dikkatli biçimde takip edildiğini” söyledi.

Palmas, Rum “Fileleftheros” gazetesine verdiği demeçte, egemenlik haklarının çiğnendiğinin tespit edilmesi durumunda, uluslararası örgütlere başvuruda bulunmaktan çekinilmeyeceğini ifade etti. Kıbrıs Rum yönetiminin egemenlik haklarının ihlal edildiğini kanıtlayan herhangi bir hareketi şimdiye kadar tespit etmediklerini ifade eden Palmas, KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca’nın “Doğu Akdeniz’de gerilimin artabileceği” şeklindeki açıklamasının kendilerini bağlamadığını kaydetti.

/ LEFKOŞA

10.08.2007


 

Ticaret Tüzüğü’nün karşılığı Maraş değildir

KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, Rum liderliğinin, Maraş gibi kapsamlı müzakereler çerçevesinde ele alınması gereken bir konuyu, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün kabul edilmesiyle ilişkilendirmesinin kesinlikle kabul edilemez olduğuna dikkat çekti.

AB Haber sitesinin haberine göre Turgay Avcı yaptığı yazılı açıklamada, Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Markulli’nin Derinya’da düzenlenen bir etkinlikte, Maraş’la ilgili konuşmasını değerlendirdi. Bakan Avcı, Markulli’nin konuşmasının; çözümün üniter devlet yapısına dayanması hususundaki Rum Ulusal Konseyi kararının devam ettiğinin yansıması olduğunu ve Rum Yönetimi’nin; Kıbrıs konusunun hallini bu perspektifte ve “ozmosis” politikası çerçevesinde gördüğünü ve Kıbrıs’ın “Elenleştirilmesi” politikasına sıkı sıkıya bağlılığını bir kez daha teyit ettiğini belirtti. Avcı, Rum Tarafının tek yanlı Avrupa Birliği üyeliğini Kuzey Kıbrıs ve Anavatan Türkiye Cumhuriyeti aleyhine kullanmaktan çekinmeyeceği, Kıbrıs konusunu Avrupa Birliği zeminine çekme çalışmalarına devam edeceğinin anlaşıldığını belirtti.

YENİ ASYA / LEFKOŞA

10.08.2007


 

BASK'tan, toplu görüşme mektubu

Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK), toplu görüşmelere katılacak memur konfederasyonlarına birer mektup göndererek, masaya şartlı oturmalarını önerdi.

BASK, hükümetin, kazanılmış hakların teminat altında olduğunu ve kamu kesiminde çalışan işçilere verilen zammın bu yıl itibarıyla memur maaşlarına da yansıtılacağını taahhüt etmemesi durumunda, toplu görüşme masasının boykot edilmesi gerektiğini öne sürdü. Alınan bilgiye göre, BASK Genel Başkanı Resul Akay ve Genel Hukuk ve Toplu Görüşme Sekreteri Gürkan Avcı imzasıyla, 15 Ağustosta başlayacak toplu görüşmelerde hükümetle masaya oturacak olan Türkiye Kamu-Sen, KESK ve Memur-Sen’e birer mektup gönderildi.

/ ANKARA

10.08.2007


 

AKP Grup Başkan Vekilleri seçildi

AKP TBMM Grup toplantısında, grup başkanvekillikleri için seçim yapıldı. Alınan bilgiye göre, grup başkanvekilliklerine Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün ve Giresun Milletvekili Nurettin Canikli getirildi.

MECLİS BAŞKANLIK DİVANI OLUŞTURACAK

TBMM Başkanlık Divanının oluşturulması için Genel Kurulun bugün 15.00’te toplanması bekleniyor.

TBMM Başkanlık Divanının oluşturulması halinde, Cumhurbaşkanı seçim süreci de bugün başlamış olacak.

CHP’li Topuz, Başkanlık Divanında grupların bulunduracağı üyelerin sayısı ve sıfatlarıyla ilgili toplantının yeni Meclis Başkanının başkanlığında

yapılması gerektiğini ifade etti. Ali Topuz, bugün gruplar arasında mutabakat sağlanamaması halinde, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci salı gününden itibaren başlayacağını söyledi. Başkanlık Divanı’nın oluşmasından sonra, hükümetin 45 içinde kurulması, cumhurbaşkanının bir ay içinde seçilmesi gerekiyor. Erdoğan bu süreyi sonuna kadar kullanırsa, önce yeni cumhurbaşkanını seçip, yeni hükümeti de yeni cumhurbaşkanına sunabilir.

10.08.2007


 

Köksal Toptan için hangi lider ne dedi?

TBMM Başkan seçilen AKP Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, destek turları çerçevesinde DSP ve CHP’nin ardından Demokratik Toplum Partisi’ni (DTP) ve MHP’yi beraberindeki heyetle ziyaret etti.

Anamuhalefet partisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Köksal Toptan’ı öven sözler kullandı. Baykal, Toptan’ın, önerilmiş olmasının çok yerinde bir karar olduğunu belirterek ‘’Bu kararı, büyük memnuniyetle karşılıyorum ve bu kararı alanlara kutlamalarımı ifade ediyorum. Doğru yapmışlardır’’ dedi.

Baykal, şöyle konuştu: ’’Uzlaşma ve uyum anlayışına yardımcı olacak doğrultuda, parlamentoda kişiliğiyle, birikimiyle, deneyimiyle bugüne kadar izlediği tavırla, tarafsızlığı konusunda her çevreye güven veren saygın bir parlamenterdir.’’

TBMM Başkanı konusunda doğru bir tercih yapıldığını ve CHP’nin de doğru bir karar alarak buna cevap verdiğini ifade eden Baykal, TBMM Başkanı seçiminde izlenen uzlaşmaya yönelik tavrın, cumhurbaşkanı seçimi konusunda da sergilenmesi gerektiğini kaydetti.

Toptan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Mecliste bir araya geldi. Bahçeli’nin Meclisteki makamına gelen Toptan’ı, MHP grup başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır kapıda karşıladı. Toptan’ın Bahçeli ile yaptığı görüşmeye, MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı da katıldı.

Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşme 10 dakika sürdü. Görüşmenin ardından konuşan Toptan, ‘’Bahçeli ve arkadaşlarıyla çok olumlu bir görüşme yaptık’’ diye konuştu. Bahçeli ise her hangibi bir açıklama yapmadı.

SEZER:DENEYİMLİ BİR SİYASETÇİ

DSP Genel Başkan Zeki Sezer de Toptan’ın ziyaretinden memnuniyet duyduklarını belirtti. Sezer, şöyle devam etti:’’Sayın Toptan, deneyimli bir siyasetçi ve değerli bir devlet adamıdır, Sayın Başbakan’ın seçim gecesi parti balkonundan yaptığı konuşmadaki uzlaşı ve diyalog vurgusuna uygun davranabilecek deneyimli, değerli bir devlet adamı ve siyasetçidir. Kendisine başarılar diliyorum. Önümüzdeki dönemde TBMM’nin çok önemli işlerini uzlaşı ve diyalog içeresinde başaracağını inanıyorum. Başkanlık sürecinde de kendisine başarılar diliyorum.’’

TÜRK, ÖZGÜRLÜĞE VURGU YAPTI

DTP Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Köksal Toptan’a ‘’Sayın Başkan’’ olarak hitap etti. Türk, Toptan’a teşekkür ederek, Toptan’ın deneyimli, saygın bir siyasetçi, devlet adamı olduğunu ifade etti. Toptan’ın, TBMM Başkanlığı süresince diyaloğa ve uzlaşıya önem vereceğine inandığını dile getiren Türk, ‘’Demokratik bir Türkiye’nin oluşmasında önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Hak ve özgürlükler konusunda hassas davranacağına inanıyorum. Kendilerine başarılar diliyorum, kutluyorum.’’ dedi.

/ ANKARA

10.08.2007


 

Başesgioğlu Türk-İş'i ziyaret etti

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Türk-İş’e bağlı Hava-İş, TEKSİF, Türkiye Haber-İş, Türk Harb-İş ve Şeker-İş sendikalarının toplu iş sözleşme görüşmelerinde henüz anlaşmaya varılamaması dolayısıyla Türk-İş Yönetim Kurulunu ziyaret etti.

Türk-İş Genel Merkezi’nde yaklaşık yarım saat baş başa yapılan görüşmenin ardından Bakan Başesgioğlu ve Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç gazetecilere açıklama yaptı. Başesgioğlu, son günlerde, ekonominin önemli sektörlerindeki toplu iş sözleşmelerinde anlaşmaya varılamaması sebebiyle Türk-İş’i ziyaret ettiğini söyledi.

Hava-İş Sendikasının THY ve Teknik A.Ş’de, TEKSİF’in ise birçok tekstil iş yerinde grev kararı aldığını hatırlatan Başesgioğlu, Türk Harb-İş’in Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, İçişleri Bakanlığı, Türkiye Haber-İş’in Türk Telekom, Şeker-İş’in ise şeker fabrikalarında yürüttüğü toplu iş sözleşme görüşmelerinde şu ana kadar anlaşmaya varılamadığını anlattı.

/ ANKARA

10.08.2007


 

Engelli ayırımı kalksın

Engellilerle ilgili kuruluşların yeni hükümetten ortak beklentilerini dile getirdi. Ortak beklenti, ayırımcılığın ortadan kaldırılması oldu.

Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Zülfikar Akar, toplumda engellilerin en temel sorunlarının başında ayrımcılık geldiğini belirterek, hiçbir engellinin toplumdan ayrı görülmek istemediğini, aksine toplumla bütünleşmek istediklerini söyledi.

Akar, Türkiye de engellilik alanında hâlâ en önemli eksiğin toplumsal bilincin istenilen düzeye gelmemesi olduğunu belirtti. Bakıma muhtaç engellilerle ilgili düzenlemelerin sü’atle tamamlanması gerektiğini de belirten Akar, yeni dönemde ele alınması gereken bir başka konunun ise “bakım sigortası” olduğunu söyledi.

Sorunları hakkında bilgi veren Akar, engellilikle ilgili anne ve baba adayının gebelik öncesinden itibaren titizlikle incelenmesi gerektiğini de hatırlatarak, doğum sonrasında çocuğun hızlı ve yeterli bir sağlık kontrolünden geçirilmesinin, ‘muhtemel engelliliklerin erken tesbit edilmesi’ ve ‘gerekli tedbirlerin zamanında alınabilmesi’ açısından önem taşıdığını ifade etti.

Millî Eğitim Bakanlığının resmî rakamlarına göre, Türkiye’de eğitim çağında 1 milyon 100 bin engelli olduğunu belirten Toplumsal Duyarlılık ve Engelliler Entegrasyon Gönüllüleri (TODEG) Derneği Başkanı Mustafa Ateş de bunların sadece 132 bin 750’sinin eğitim alabildiğini söyledi. Ateş, devletin 0-6 yaş arası engelli çocuklar için ise hiçbir stratejisinin olmadığını iddia etti.

Özürlüler idaresi Başkanlığı’nda değişiklikler yapılması gerektiğini belirten Ateş, “Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın ismi değiştirilmeli. Çünkü bu isim erken dönemde hizmet alınımını engelliyor. Bir etiket yapıştırıyor. Engelli bireyler kesinlikle etiketlenmek istemiyor. Kör, topal gibi hiçbir etiketi sırtında taşımak istemiyor” dedi. Ateş, engellilerle ilgili bir diğer sorunun ise, engellilerden sorumlu kamu kuruluşları arasında koordinasyon sağlanmaması olduğunu söyledi.

/ ANKARA

10.08.2007


 

Kan bağışları yüzde 21 arttı

Türk Kızılayı’na yapılan kan bağışları 2007’nin ilk 7 ayında önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 21 arttı.

Kızılayın kan merkezlerinden gelen istatistiklere göre, 2007 yılının ilk 7 ayında 356 bin 713 ünite kan bağışlandı. Geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında; kan bağışı sayısında yüzde 21, kan üretiminde yüzde 24, hizmete sunulan ürünlerde ise yüzde 25’lik bir artış olduğu kaydedildi.

/ ANKARA

10.08.2007


 

Suriye’den Hatay için su talebi

Hatay’da yaşanan kuraklık sebebiyle bakanlık nezdinde yapılan yazışmalarla Suriye’nin, Afrin Çayı’na Reyhanlı’ya su bırakması istendi.

Dışişleri Bakanlığı Enerji Su ve Çevre İşleri Genel Müdürlüğü’nün “çok ivedi” kayıtlı, Bakan adına Ekonomik İşler Genel Müdürü Büyükelçi Celalettin Kart imzasıyla 31 Temmuz tarihli Hatay Valiliği’ne gönderilen yazıda, “Hatay’da yaşanan kuraklık sebebiyle Suriye tarafından Afrin Çayı’na su bırakılması konusunda” Şam Büyükelçiliği’ne ilgili hususların bildirildiği kaydedildi.

/ HATAY

10.08.2007


 

Ankaralılar suyu ilçelerden taşıyor

Ankara’nın tamamına üç gün süreyle su verilemeyeceğinin açıklanmasının ardından bir çok vatandaş çevre ilçe ve beldelerde bulunan çeşmelere yöneldi.

Su sıkıntısı çeken bazı vatandaşlar, araçlarına doldurdukları bidonlar ve pet şişelerle, başta Çubuk, Gölbaşı, Kazan ve Kızılcahamam olmak üzere Ankara’nın ilçelerine kadar gidiyor.

Çubuk Belediyesi’nin 2004 yılında yaptırdığı çeşmeler, susuzluk çeken Ankaralıların imdadına yetişti. Özellikle akşam saatlerinde otomobilleriyle Çubuk’a gelen çok sayıda vatandaş, beraberinde getirdiği bidon ve şişeleri doldurarak, bir kaç günlük su ihtiyacını karşılamaya çalıştı.

Ankara’nın Kazan ve Gölbaşı ilçelerine bağlı yerleşim birimlerindeki kuyu suyu bulunan yerleri tercih eden vatandaşlar da bölgede bahçe sulamasında kullanılan sulardan alıyor. Başşehir’e 75 kilometre uzaklıktaki Kızılcahamam’ı ise özellikle içme suyu ihtiyacını karşılamak isteyenler tercih ediyor.

Biriken su umut oldu

Günlerdir su sıkıntısı çeken başkentte, ıslah edilen İncesu Deresi’nden sızarak bir apartmanın altında biriken su da vatandaşların umudu oldu. Apartman sakinlerinden Cemal Özyürekli, biriken suyu bir kuyuda toplayarak vatandaşlara dağıttıklarını söyledi.

/ ANKARA

10.08.2007


 

Taksim’de dilenci operasyonu

Zabıta ekipleri Beyoğlu’nda, küçük yaştaki çocukları kullanarak dilencilik yapanlara operasyon düzenledi. Bazı dilencilerin belediye ekiplerine direndiği operasyonda, çocukların korkudan ağladıkları gözlendi.

Son günlerde Taksim Meydanı ve çevresinde dilencilerin artması üzerine Beyoğlu Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, akşam saatlerinde operasyon düzenlendi. Cumhuriyet Caddesi ve Sıraselviler Caddesi üzerinde gerçekleştirilen operasyonda, küçük yaştaki çocukları kullanarak dilencilik yapan şahıslardan bazıları, araçlara götürülürken ekiplere karşı direndi. Bazı şahıslar ise dilencilik yapmadıklarını iddia ederken, çocukların korktukları ve ağladıkları gözlendi.

/ İSTANBUL

10.08.2007


 

İstanbul’da elektrik kesintisi

Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), bakım ve onarım çalışmaları sebebiyle Silivri İşletme Müdürlüğü bölgesinde yarın 08.00-12.00 saatleri arasında Gümüşyaka sahil, 12 Ağustos Pazar günü ise aynı saatlerde Piri Mehmet Paşa Mahallesi, Piri Paşa ve Mumhane sokakları ile Yemenici Caddesi’nde elektrik kesintisi uygulanacağı bildirdi.

/ İSTANBUL

10.08.2007


 

Kur’ân talebeleri ilimlerini yarıştırdılar

İstanbul Müftülüğü tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen ‘’Yaz Kur’ân Kursları Bilgi Yarışması’’nda, İstanbul ilçelerindeki Kur’ân kursu öğrencileri dereceye girmek için yarıştı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zeytinburnu Spor Kompleksi’nde düzenlenen yarışma, Kur’ân-ı Kerim’i Yüzünden Okuma Yarışmasında birincilik kazanan Mesut Açıcı’nın okuduğu Kur’ân-ı Kerim ile başladı. Yarışmada, Zeynep Aşıgül, Melike Korkut ve Ebru Kurt’tan oluşan Bayrampaşa İlçesi ekibi birinciliği kazandı. Bakırköy İlçesi ekibi ikinci, Esenler İlçesi ekibi ise üçüncü oldu. Dereceye girenlere ise çeşitli ödüller dağıtıldı.

/ İSTANBUL

10.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri