Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Cunta, rahip direnişini bastıramadı

Myanmar’ın Yangon kentinde yasağa rağmen yine yüzlerce gösterici sokaklara döküldü. Tanıklar, şehrin orta kesimlerindeki Sule tapınağı yakınlarında toplanan göstericilerin, güvenlik güçleriyle karşı karşıya geldiğini bildirdi. Göstericileri dağıtmak isteyen kolluk kuvvetleri havaya uyarı ateşi açtı. Dünkü gösterilere polis müdahale etmiş, hükümet olaylarda 1 kişinin öldüğünü kabul etmişti. Gayrı resmi kaynaklar ise ölü sayısını 5 olarak vermişti.

BM’DEN HÜKÜMETE SÜKUNET ÇAĞRISI

BM Güvenlik Konseyi, Myanmar’da cunta karşıtı protesto yürüyüşlerinin şiddetle bastırılmasından endişe duyduğunu açıkladı ve bu ülkeye özel bir temsilci göndermesine izin verilmesini istedi. Konseyin, önceki gece kapalı kapılar ardından yapılan toplantısında, Myanmar için yazılı bir belge yayınlanmasına başta karşı çıkan Çin, daha sonra kısa bir açıklama yapılmasını kabul etti. Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi Jean-Maurice Ripert tarafından basına okunan metinde, “Güvenlik Konseyi üyeleri, karşı karşıya bulunulan durum hakkındaki endişelerini ifade etmekte ve özellikle Myanmar hükümetine sükunet çağrısında bulunmaktadır” denildi.

Bu arada, her gün onbinlerce kişinin katıldığı yürüyüşlere sahne olan Yangon’da, asker ve polislerin, kitlesel yürüyüşlere karşı kentin ana kavşaklarına dikenli tellerle barikat oluşturmaya hazırlandığı öne sürüldü.

Myanmar’da petrol fiyatlarındaki artış protestolara yol açmış, ardından Budist rahiplerin liderliğinde kitlesel yürüyüşler gündeme gelmişti.

İlk kez 30 Ağustos’ta sokağa çıkan rahiplere 5 Eylül’de göz yaşartıcı gazlar kullanılmış ve havaya uyarı ateşleri açılmış, özür dilenmemesi üzerine de rahipler daha geniş katılımlı yürüyüşlere başlamıştı.

Budist rahiplerin öncülüğündeki eyleme sivillerin de katılmasıyla, yüzbinlerce kişi Myanmar sokaklarını doldurmuştu. Akşamları sokağa çıkma yasağı ve 5 kişiden fazlasının bir araya gelmesini engelleyen toplantı ve gösteri yasağını yürürlüğe koyan hükümet, önceki gün bu yasağa aldırmadan yürüyüşe geçenleri engellemeye çalışmış, çıkan olaylarda resmi rakamlara göre 1 kişi ölmüştü. Myanmar’da, son günlerdeki gösteriler, 1988’de 3 bin kişinin ölümüne neden olan kitlesel eylemlerden sonraki en büyük protesto oldu. İngiltere’den bağımsızlığını 1948 yılında kazanan Myanmar, 45 yıldır askeri rejimle yönetiliyor.

RAHİPLER TUTUKLANDI

Myanmar’daki cunta yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin, Budist manastırlarına baskın düzenleyerek rahipleri tutukladığı bildirildi. Görgü şahitleri, güvenlik güçlerinin, Budist rahiplerin başlattığı ve Myanmar’ın 20 yıllık askeri yönetimi sırasında yaşanan en büyük protesto gösterilerini sona erdirmek amacıyla bugün başkent Yangon’daki Budist manastırlarına baskın düzenleyerek protesto gösterilerini yöneten 200 Budist rahibi tutukladıklarını belirttiler. Diğer kaynaklar, güvenlik güçlerinin Myanmar’ın kuzeydoğusundaki Budist manastırlarına da şafak sökmeden baskınlar düzenlediklerini kaydettiler.

/ YANGON

28.09.2007


 

Viyana belediyesinde iftar ve namaz

Viyana’nın Sosyal Demokrat Partili (SPÖ) belediye başkanı Michael Haeupl, şehideki Müslüman toplumunun ileri gelenlerine tarihi belediye sarayında iftar yemeği verdi.

Yemeğe katılan Müslümanlar’ın namaz saatini de dikkate alan Viyana Belediye Başkanı Haeupl, konukların iftar öncesi akşam namazı kılabilmeleri için halılarla döşenmiş özel bir salon ayırdı.

Haeupl, bu yıl beşincisini verdiği iftar yemeklerinin Viyana Belediyesi için bir gelenek durumuna geldiğini belirterek, bundan sonraki yıllarda da iftar yemekleri geleneğini sürdüreceklerini dile getirdi. Çoğunluğunu şehirdeki cami eksenli Türk dernek yöneticilerinin oluşturduğu Müslüman konuklarına hitabeden Michael Haeupl, aşırı sağcı Özgürlükçüler Partisi’nin (FPÖ) başlattığı İslam karşıtı kampanyayı eleştirerek, ‘’Biz, ülkemizdeki Müslümanlar ile yanyana değil barış içinde birlikte yaşamak istiyoruz. Cami, minare ve türban karşıtı kampanya düzenlemek ve tartışma başlatmak, hem düzeysiz hem de çok anlamsızdır. Hiçbir biçimde onaylamıyorum’’ dedi.

Kendisinin ‘’devletle din işlerinin birbirinden ayrılması gerektiğine inandığını’’ belirten Haeupl, ‘’Ama aynı zamanda ülkedeki tüm insanların dini vecibelerini özgürce yerine getirme haklarına da saygı duyduğunu’’ söyledi.

/ VİYANA

28.09.2007


 

Rice ile Lavrov tartıştı

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile Rusya Dışileri Bakanı Sergey Lavrov’un, İran’a yaptırımlar uygulanması konusunda birbirlerine sert sözler yönelterek tartıştığı bildirildi.

Lavrov ile ABD ve Avrupalı ülkelerin diplomatları, söz konusu tartışmanın, Almanya’nın, kısaca G-8 olarak bilinen, endüstrileşmiş ülkeler grubu dışişleri bakanları onuruna düzenlediği öğle yemeği sırasında yaşandığını belirttiler.

Adı gizli kalmak koşuluyla açıklamada bulunan bir başka katılımcı da Rice ile Lavrov’un tartışma sırasında birbirlerine karşı ‘’son derece heyecanlı’’ sözler sarf ettiklerini kaydetti.

Konuya ilişkin basına açıklamada bulunan Lavrov, Rice ile aralarında, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK)’nun, İran ile geçmiş faaliyetleri hakkında anlaşma sağladığı bir sırada yeni yaptırımlardan söz etmenin zamanlamasının doğru olup olmadığı konusunda sert tartışmalar yaşandığını söyledi. ABD’nin geçmişte yaptığı gibi UAEK’yi görmezden gelmek istediğini öne süren Lavrov, ‘’biz UAEK’nin uzmanlığına güvenmek istiyoruz’’ dedi.

/ NEW YORK

28.09.2007


 

Pakistan'da muhalifleri serbest bırakma kararı

Pakistan Yüksek Mahkemesi, Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in yeniden 5 yıllığına bu göreve seçilmesine karşı eylemler düzenleyen muhalefet üyelerinden gözaltına alınanların bırakılmasına karar verdi.

Pakistan Yüksek Mahkeme Başkanı İftihar Muhammed Çaudri, gözaltındaki muhalefet üyeleri ve liderlerinin hemen bırakılmasına ilişkin bir karar yayınladı.

Pazar gününden bu yana, sürgündeki eski Başbakan Navaz Şerif’in lideri olduğu Pakistan Müslüman Birliği’nin Genel Başkan Vekili Cavid Haşimi’nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişi gözaltında bulunuyor. Perşembe günü de Ravalpindi’de 85 kişi gözaltına alınmıştı. Pakistan Devlet Başkanı Müşerref, dün sabah 6 ekimde yapılacak başkanlık seçimi için aday olmuştu. Polis de muhaliflerin gösterilerini önlemek amacıyla başkentte olağanüstü güvenlik tedbirleri almıştı.

Yüksek Mahkeme Başkanı Çaudri, Müşerref tarafından mart ayında görevinden alınmış, bunun üzerine ülke genelinde avukatların başını çektiği geniş protesto eylemleri yapılmış ve Çaudri, Temmuz ayında görevine iade edilmişti.

/ İSLAMABAD

28.09.2007


 

Bağdat'ta yine bombalı saldırı

Irak’ın başkenti Bağdat’taki bombalı saldırılarda, ölü sayısının 32’ye çıktığı bildirildi.

Bağdat’ın Şiiler’in yaşadığı Bayaa’da bomba yüklü araçların 1’er dakika arayla infilak etmesi yüzünden yaralananların sayısının da 28 olduğu bildirildi. Gelen ilk haberde ölü sayısı 6 olarak verilmişti.

Bunun başkentte son haftalardaki en kanlı saldırı olduğu belirtiliyor.

/ BAĞDAT

28.09.2007


 

İsrail’den yine sivil katliâmı

Gazze Şeridi’nde akşam saatlerinde, iftara az bir süre kala yapılan İsrail saldırılarında ölenlerin sayısı 9’a çıktı.

İslam Ordusu, Gazze’de Zeytun mahallesinde bir araca düzenlenen füze saldırısında ölenlerin kendi üyeleri olduğunu doğruladı, ancak ölenler arasında İslam Ordusu liderlerinden ve örgütün sözcüsü Katib El Magdisi’nin bulunduğu iddialarını yalanladı. Filistinli görgü tanıkları, tankların yanısıra Apaçi helikopterlerinin de ateş açtığını belirtirken, ölenlerden 2’sinin silahlı olduğu, diğerlerinin aralarında bir de çocuk olmak üzere sivil vatandaşlar olduğu kaydedildi. Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun’da, tank ateşine hedef olan bir evde 5 kişinin hayatını kaybettiği belirlendi. Tank ateşinde 20 dolayında kişinin de yaralandığı ifade edildi. Ölü ve yaralılar, Gazze’deki Şifa Hastanesi’ne kaldırıldı. Filistinli görgü tanıklarına göre Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, 25 dolayındaki Israil tankı ve zırhlıları ile dört bir yandan çevrildi.

/ KUDÜS

28.09.2007


 

İsveç’te yasak yok

Türkiye’de yeni anayasa çerçevesinde başörtüsü tartışması devam ederken İsveç’teki siyasetçiler, yeni anayasanın özgürlüklerden yana değişmesi gerektiğine dikkat çekti. Siyasetçiler, Türkiye’deki üniversitelerde uygulanan başörtü yasağına da karşı çıktı.

Türklerin verdiği bir iftarına katılan İsveç Yeşiller Partisi’nin Eş Başkanı Peter Eriksson, Türkiye’deki tartışmalarla ilgili olara net konuştu. Başkan Eriksson, Türkiye’deki Anayasa’nın özgürlükler yönünde değişmesinden yana olduklarını, başörtüsü özgürlüğü noktasındaki yasakların bir an önce kalkarak Avrupa standartlarında bir demokrasinin işlenir hale gelmesini umduklarını belirtti. Eriksson, “Bu hem Türkiye, hem de AB için çok önemli” şeklinde sözlerini tamamladı.

İsveç Yeşiller/Çevre Partisi’nin eş başkanı Peter Eriksson ile aynı partide faaliyette bulunan ve mecliste yer alan Mehmet Kaplan da, başörtüsünün ülkemizin başını ağrıtan bir mesele olduğunu söylerken, “Böyle olması üzücüdür, çünkü geçmişine baktığımızda toplumumuz çok kültürlü bir toplum. Başı açık - kapalı insanlar yan yana yaşamışlar. Kimse birbirine baskı yapmadan yapabilmiş. Bunun bir dengesi olması gerekiyor” dedi.

İsveç’teki uygulama konusunda bir araştırmaya da değinen Kaplan, 30 kadar büyük firmanın başörtüsüyle çalışma konusunda görüşlerinin alındığını belirtti. Kaplan, “Bunların tamamı, başörtüsü hak ve özgürlükler kapsamı içerisindedir, dolayısıyla da herhangi bir yasaklama olamaz, diyorlar. Hatta Emniyet, kendi üniformaları içerisinde başörtüsüne de yer vermişler” diye konuştu.

/ STOCKHOLM

28.09.2007


 

ABD’den Türkiye’ye İran baskısı

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tom Casey, uluslararası toplumun İran’daki ekonomik faaliyetlerini genişletmesi için zamanın uygun olmadığını söyledi.

Düzenlediği günlük basın toplantısında Casey’ye, ABD Temsilciler Meclisi’nin, İran’ın enerji sektörüne yatırım yapan yabancı şirketlere yaptırımların ağırlaştırılmasını öngören yasa tasarısını kabul etmesinin Türkiye’ne ne tür bir mesaj gönderdiği soruldu. Casey, ‘’Her şeyden önce ABD’nin, İran’ın özellikle enerji sektörüne yatırım yapanlara karşı yaptırımı öngören kanunları uzun zamandır var. Bunlar, İran-Libya Yaptırımları Kanunu’nun altında yer alıyor. Ayrıca, zannedersem geçen yıl sonbaharda kabul edilen İran Yaptırımlar Kanunu var. Kongreden son olarak geçen tasarıdan Türkiye’nin ne mesaj alması gerektiğine gelince elbette bu tasarının Türkiye’yi veya herhangi bir başka ülkeyi tek başına hedef aldığını düşünmüyorum’’ dedi.

Casey sözlerine şöyle devam etti:

‘’Ancak bildiğiniz gibi ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, son dönemde Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirdiğinde açıkça belirttiği gibi şu sıra herhangi bir ülkenin İran’daki ekonomik faaliyetlerini genişletmesi için uygun bir zaman değil. Uluslararası toplumun, BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymaya İran’ı ikna etme yönünde tam desteğe ihtiyacı var ve biz elbette Türkiye’nin, bu çerçevede tam işbirliği yaptığını görmek isteriz’’ diye konuştu.

/ WASHINGTON

28.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri