Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Annapolis’te yeni süreç açıldı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud El Faysal, Annapolis konferansı öncesinde, ABD’nin Orta Doğu müzakerelerinin 1 yıl içinde tamamlanacağı sözünü verdiğini açıkladı. Eşşark El Avsat gazetesine demeç veren Prens Suud, Filistin-İsrail çatışması gibi temel konularda odaklanacağı için Annapolis’deki konferansa katılmaya karar verdiklerini söyledi.

Önemli bir etkenin de müzakereler için bir takvim belirlenmesi, böylece müzakerelerin sonsuz olmaması olduğunu belirten Prens Suud, konferansa ev sahipliği yapan Amerikan hükümetinin sürecin 1 yılı aşmayacağı konusunda söz verdiğini kaydetti. Suudi Dışişleri Bakanı, Annapolis’in, özellikle ana konuları ve çatışmanın kökenlerini ele almasıyla Orta Doğu’nun çatışma tarihinde bir dönüm noktası olacağını ifade etti.

ORTAK BELGE HÂLÂ YOK

Bu arada, İsrail ve Filistinli yetkililerin, ABD’nin başşehri Washington’da yaptıkları görüşmede, İsrail ile Filistin arasında yapılacak barış müzakerelerine temel oluşturması planlanan ortak belge konusunda anlaşmaya varamadıkları bildirildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nda, İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ve Filistin heyetinin başkanı Ahmed Kurey arasında yapılan görüşmeye, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da katıldı.

Ahmed Kurey, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ‘’Hala yapacak iş var. Çaba sarfedildi ancak şu ana dek anlaşmaya varamadık’’ dedi.

Livni ile görüşmesini ‘’iyi’’ olarak nitelendiren Kurey, buna karşın ‘’hala zorlukların bulunduğunun’’ altını çizdi. Görüşmelerin sürmesi gerektiğini belirten Kurey, görüşmelerin ne zaman sürdürüleceğini açıklamadı.

Ortak belgenin, yarın Washington yakınlarındaki Annapolis’de düzenlenecek Ortadoğu konferansından sonra başlatılması planlanan barış görüşmelerine temel oluşturması bekleniyor.

ANNAPOLİS’İN DEVAMI RUSYA’DA YAPILACAK

Bu arada, Rusya, Annapolis konferansının devamı niteliğinde, Orta Doğu barış çabalarına yoğunlaşacak kapsamlı bir konferans düzenlemeye hazırlanıyor.

Jerusalem Post gazetesinin, Rusya’nın Washington Büyükelçiliği yetkililerine dayanarak verdiği habere göre, konferansın ne zaman yapılacağı henüz bilinmiyor, ancak bir Rus yetkili, İsrail-Arap barışıyla ilgili bütün konuları kapsayacak konferans için Rusya’nın ev sahipliği yapma planı bulunduğunu söyledi. Buna ABD’nin de destek verdiğini kaydeden yetkili, “Sanıyorum olacak” dedi.

Aynı yetkili, Moskova’nın kapsamlı barış görüşmelerine 2 yıl önce de ev sahipliği yapma önerisinde bulunduğunu ifade ederek, şimdi ciddiyetle bu fikrin üzerinde durulacağını belirtti.

İsrail Başbakanı Ehud Olmert ise böyle bir planlı zirveden haberi olup olmadığı sorusu üzerine, henüz teyit edilmemiş yaklaşık 20 dolayında zirve düşüncesi bulunduğunu, bunun da onlardan biri olduğunu söyledi ve “Çoğunu canı sıkılan gazeteciler uyduruyor” diye espri yaptı.

/ DUBAİ

28.11.2007


 

Barış konuşulurken bile silâhlar susmuyor

ABD’nin Annapolis şehrinde İsrail-Filistin barışını sağlama iddiasıyla tertiplenen uluslararası konferans toplanırken, İsrail askerleri, Gazze Şeridinde iki Filistinliyi öldürdüler. Hamas yetkilileri, iki elemanlarının Gazze’nin kuzeyindeki Cebaliye mülteci kampı yakınlarında öldürüldüğünü bildirdiler. İsrail ordusundan bir sözcü ise sınır yakınına patlayıcı yerleştirmeye çalıştığını iddia ettiği iki Filistinlinin askerlerce vurulduğunu duyurdu.

Binlerce İsrailli konferansı protesto etti

Bu arada Kudüs’te binlerce kişi İsrail Başbakanı Olmert’i ve Annapolis Konferansını protesto etti. Ağlama Duvarında da Annapolis karşıtlarının düzenlediği toplu duaya 15 binden fazla kişi katıldı. Olmert için “diktatör” sloganlarının atıldığı gösterilerde Olmert, Mahmud Abbas ve Bush’u “topal ördekler’’ olarak niteleyen, Batı Şeria’da yerleşim yerleri inşasının süreceğini vurgulayan ve Kudüs’ün bölünmesine karşı çıkan konuşmalar yapıldı.

28.11.2007


 

Arapları denize dökelim

İsrail’in en sağdaki radikal kesimlerinin barındığı yerleşim birimlerindeki hahamların lideri, “ülkenin Araplardan temizlenmesi” çağrısında bulundu.

Yeşa Hahamlar Konseyi Başkanı Haham Dor Lior’un bu çağrısına sert tepki gösteren İsrail’deki Arap partisi Hadaş’in lideri olan milletvekili Muhammed Barake, Başsavcı Menahem Mazuz’u göreve çağırarak, hahamın sözleri nedeniyle soruşturma açmasını istedi. Barake, Arap vatandaşlarına kendi yurtlarında ırkçı tahriklerde bulunulduğunu belirtti. ABD’nin Annapolis şehrinde bugün düzenlenen Orta Doğu Konferansı öncesinde Kudüs’te “acilen” bir araya gelen, İsrail Halkı ve Toprakları İçin Hahamlar Derneği ve diğer kuruluşların toplantısında konuşan Lior, “Ülkeyi Araplardan temizlemeli ve nereden geldilerse oralara göndermeliyiz. Araplar İsrail topraklarında kaldığı sürece barış olmaz” diye konuştu.

“Arapları İsrail’den uzaklaştırmanın bir maliyeti olacaksa, bunu karşılayacaklarını” belirten Lior, “bunu yapmadan asla kendi topraklarında barışın keyfini yaşayamayacaklarını” iddia etti. Orta Doğu konferansının eleştirildiği toplantıda konuşan Ulusal Birlik partisi milletvekili Uri Ariel de, Başbakan Ehud Olmert’in Batı Şeria’yı Filistinlilere verilebileceği konusunda kamuoyunu ikna etmeyi amaçladığını söyledi.

Ariel, katılımcıları, “bakanların ve milletvekillerinin kararlarını değiştirmek amacıyla boş yere vakit kaybetmemeye” çağırdı ve “Bu iyilerle kötülerin mücadelesidir” diye konuştu. Hahamlardan Zalman Melamed, “İsrail topraklarının bir parçasının Yahudi olmayanlara verilmesine destek olmanın caiz olmadığını” söyledi ve bu yapılırsa Tevrat’a da karşı gelineceğini savundu. Toplantının sonunda, “hiçbir liderin İsrail topraklarını verme hakkının olmadığı” üzerinde görüş birliğine varılarak, “Hep birlikte, İsrail halkını hükümetin korkunç planlarından kurtaracağız” denildi. Aralarında Dov Lior’un da bulunduğu bir grup radikal haham, daha önce de ABD Başkanı George Bush’a hitaben bir açıklama yapmış ve Annapolis konferansının Amerika’nın felaketine neden olacağını belirterek, iptal etmesini istemişlerdi. Hahamlar, keskin ifadelerle dolu açıklamalarında, 2005 yılında Amerika’nın Gazze’den çekilmeye verdiği desteğin sonucu olarak Katrina felaketiyle karşılaştığını, ABD’de halihazırda meydana gelen yangınların da bir uyarı olduğunu savunmuşlardı.

/ KUDÜS

28.11.2007


 

Barışamamanın hikâyesi

Haziran 1967’deki Orta Doğu Savaşı’ndan bu yana, 40 yıldır birçok barış planı gündeme geldi ve barış görüşmeleri yapıldı. Bazı görüşmeler başarıya ulaştı, ancak İsrail ile Filistin arasındaki temel sorunu oluşturan konularda hiç bir sonuca varılamadı.

ABD bugün Washington yakınındaki Annapolis şehrinde, İsrail ve Filistin liderlerinin yanı sıra Türkiye dahil 40 kadar ülkenin temsilcisinin katılacağı uluslararası bir Orta Doğu konferansına ev sahipliği yapacak. Daha çok ‘’törensel’’ nitelik taşıması beklenen ve ‘’sınırlar, güvenlik, yerleşimciler, Kudüs’ün statüsü ve Filistinli mültecilerin durumu’’ gibi kilit konuların görüşülmeye başlanmasının öngörülmediği konferansla İsrail ile Filistin arasında doğrudan barış görüşmelerinin yeniden başlatılması hedefleniyor.

Haziran 1967’deki Orta Doğu Savaşı’ndan bu yana 40 yıldır birçok barış planı gündeme geldi ve barış görüşmeleri yapıldı. 40 yıldır gündeme gelen barış planları ve nasıl sonuçlandıklarına ilişkin genel tablo şöyle:

242 SAYILI BM GÜVENLİK

KONSEYİ KARARI (1967)

BM Güvenlik Konseyinden 22 Kasım 1967’de geçen 242 sayılı toprak karşılığı barışı öngören karar, sonraki barış planlarının çoğuna rehberlik eden ilkeyi şekillendirdi. Güvenlik Konseyi kararında, ‘’İsrail silâhlı güçlerinin son çatışmalarda işgal ettiği topraklardan çekilmesi’’ ve ‘’bölgedeki bütün ülkelerin egemenliğinin, toprak bütünlüğünün, siyasî bağımsızlığının tanınması ve buna saygı gösterilmesi, bu ülkelerin barış içinde, tehditler ya da şiddet olmadan tanınmış sınırları içinde güvenlikli yaşama hakkına saygıda bulunulması’’ çağrısı yer alıyor.

CAMP DAVID ANLAŞMALARI (1978-1979)

1967 savaşından sonra bazı barış planları gündeme geldi, ancak Mısır güçlerinin Süveyş Kanalı’nı geçtiği zaman Ekim 1973’teki savaştan sonraki sürece kadar hiçbir gelişme olmadı. Washington yakınlarındaki Camp David’deki görüşmeler, (5-17 Eylül 1978) 12 gün sürdü ve iki anlaşmaya ulaşılmasını sağladı. Anlaşma bozulmadan korundu ve İsrail’in konumunu güçlendirdi. Anlaşmadan üç yıl sonra Enver Sedat uğradığı suikastta öldü.

MADRİD KONFERANSI (1991)

İsrail ile ilk kez aynı masaya oturan Filistinliler için bu konferans, Oslo anlaşmalarına götürecek İsrail ile gizli görüşmelerin yolunu açtı.

SURİYE GÖRÜŞMELERİ

Madrid konferansından (1991) sonra İsrail ile Suriye arasında doğrudan görüşmeler başladı. Suriye’nin ana talebi İsrail’in 1967’de işgal ettiği Golan Tepeleri’nden çekilmesi oldu. 1995’deki görüşmelerde de taraflar taleplerinde ısrar etti.

OSLO ANLAŞMASI (1993)

Oslo görüşmeleri, bütün önceki görüşmelerin eksik unsurunu gidermeye çalıştı. Oslo, ilk kez FKÖ tarafından temsil edilen Filistin ile İsrail arasında doğrudan varılan bir anlaşma sağladı. Oslo görüşmelerinin önemli unsuru, İsrail ile FKÖ’nün birbirlerini karşılıklı tanımaları oldu. Oslo anlaşması kısmen uygulandı.

CAMP DAVID (2000)

Oslo anlaşmasının şartlarının uygulanmasının hızlandırılması için (1995’te Taba, 1998 Wye Nehri ve 1999’da Şarm el Şeyh’de) çeşitli girişimlerde bulunuldu. 2000’de de Clinton; (Oslo görüşmelerinde daha sonraki sürece bırakılan) sınırlar, Kudüs ve mülteciler dahil nihaî statüye ilişkin konuların ele alınması için arayışa girdi. Yapılan görüşmelerde bir anlaşma sağlanamadı. Ancak bu görüşme, öncekilerden daha ayrıntılı oldu. Camp David’in başarısızlığının ardından Filistin ayaklanması (intifada) yeniden başladı.

TABA 2001

Bill Clinton, görevden ayrılmak üzere olmasına rağmen Washington, Kahire ve ardından Taba’da görüşmelere öncülük etti. Görüşmeler sonrasındaki bir açıklamada, “bütün konularda anlaşmaya varmanın imkânsız olduğunun ispatlandığı” ifadesi kullanıldı.

SUUDİ BARIŞ PLANI (2002)

İkili görüşmelerin başarısızlığının, çatışmaların yeniden başlamasının ardından Arap Birliği’nin Mart 2002’de Beyrut’taki zirvesinde Suudî barış planı sunuldu. Bu plan, Riyad’da 2007’de yapılan bir başka Arap Birliği zirvesinde yeniden onaylandı.

YOL HARİTASI (2003)

ABD, Rusya, Avrupa Birliği (AB) ve BM’nin oluşturduğu Orta Doğu Dörtlüsü, ‘’yol haritası’’ adı verilen bir plan hazırladı. Bu planda, nihaî çözüme ilişkin ayrıntılar yer almadı ancak bir çözüme nasıl yaklaşılacağına ilişkin teklifler sunuldu. Yol haritası uygulanamadı.

SON DURUM

İsrail, Ariel Şaron hükümetinde Gazze’den tek taraflı çekilmeye ve Batı Şeri’da İsrail ile Filistinlileri ayırmak üzere duvar inşasına karar verdi. Ehud Olmert başkanlığındaki yeni İsrail hükümeti, Batı Şeria’nın bazı bölümlerinden daha çekilmeyi planladı. Filistin’de Hamas’ın Gazze’nin kontrolünü el Fetih’den ele geçirmesinden sonra Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki El Fetih ile Hamas arasında iktidar mücadelesi baş gösterdi.

28.11.2007


 

‘Ermenistan savaş kıvılcımını canlı tutuyor’

Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Savunma Bakanları Konseyi 53. toplantısı, Kazakistan’ın başşehri Astana’da yapıldı.

Birliğe üye Azerbaycan, Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, Moldova, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Ukrayna’nın savunma yetkililerinin katıldığı toplantıdan sonra açıklama yapan Kazakistan Savunma Bakanı Danial Ahmetov, bir ortak hava kuvvetleri sistemi geliştirme, ortak askeri tatbikatlar icra etme ve askerî işbirliğini daha da geliştirme gibi konuların görüşüldüğünü söyledi.

Ahmetov, BDT Savunma Bakanları Konseyi 54. toplantısının gelecek yıl Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te yapılacağını bildirdi.

Rusya Savunma Bakanı Anatoliy Serdyukov da Gürcistan-Abhazya arasında gerginliğin devam ettiği bölgede görev yapan BDT ortak barış gücü Komutanı Sergey Çaban’ın görev süresinin uzatıldığını bildirdi. Barış gücünün görevini başarılı şekilde yerine getirdiğini savunan Rus Bakan, ancak “Gürcistan’ın kendine özgü durumu” nedeniyle yine de birliğin komutası için yakın zamanda yeni aday bulmak zorunda olduklarını söyledi.

/ ALMATI

28.11.2007


 

Babacan: Barzani’yi tanımıyoruz

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Irak’ın kuzeyindeki bölgenin dün itibariyle PKK terör örgütüne karşı tutumunun samimiyeti konusunda Türkiye’nin güvenini artıracak herhangi bir eylemde bulunmadığını söyledi.

Babacan, ABD’nin başkenti Washington’a bir saat uzaklıktaki Annapolis Deniz Harp Okulu’nda başlayacak Orta Doğu zirvesi görüşmeleri için ABD’ye geldi. Washington’da Türk gazeteciler için basın toplantısı düzenleyen Babacan, zirve başta olmak üzere, Türkiye’nin dış politikasını ilgilendiren konularda soruları söyledi.

“ABD Başkanı George W. Bush’un 5 Kasım’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Beyaz Saray’daki görüşmesinde, Irak’ın kuzeyindeki bölgenin liderliğinin Ankara’ya dâvet edilmesi telkininde bulunduğunun” belirtilmesi üzerine, ‘’Hayır, yok. O kesinlikle yanlış. Öyle bir şey yok’’ diyen Babacan, AKP’nin Kızılcahamam’daki toplantısının ardından kendisine atfen yanlış bazı bilgilerin basına yansıdığına da işaret etti.

/ WASHINGTON

28.11.2007


 

Paris'te yine isyan: 77 polis yaralı

Fransa’nın başşehri Paris’in banliyölerinde, iki gencin ölümü üzerine başlayan olaylarda yaralanan polis sayısı 77’ye yükseldi. Polis yetkilileri, 77 kişinin yaralandığı olaylarda onlarca aracın ateşe verildiğini, molotofkokteylleri atıldığını belirtti.

İçişleri Bakanı Michele Alliot-Marie de, yaralılardan 6’sının durumunun ağır olduğunu söyledi. Yetkililer, daha önce başkentin kuzeyindeki Villiers-le-Bel ile komşu mahallelerde önceki gece çıkan ve dün gece yarısından sonra da devam eden olaylarda 64 polisin yaralandığını, 5’inin durumunun ağır olduğunu açıklamıştı. Olaylarda 63 araç ateşe verilmiş, 5 bina da kundaklanmıştı.

/ VILLIERS-LE-BEL

28.11.2007


 

Talat ve Denktaş başkanlık rejimini konuştu

KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, geçmişte başkanlık sistemini gündeme getirdiğinde, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve arkadaşlarının o zaman, ‘’Asla! Denktaş diktatör olacak’’ diye karşı çıktığını belirterek, ‘’Şimdi ben bunlardan korkmuyorum. Diktatör çıksalar da bir şey yapamazlar. Neden, çünkü artık ‘devletim’ diyen bir halkımız vardır’’ dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da, “ne kadar iyi bir devlet düzeni oluşturabilirsek, ne kadar başarılı çalışan bir mekanizma oluşturabilirsek, hem bugün hem yarın olası bir çözümde de bu bizim işimize gelecektir’’ dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Talat ve KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Denktaş, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nin (UKÜ) önceki gece organize ettiği, ‘’KKTC’de Rejim Tartışmaları: Başkanlık Sistemi mi, Parlamenter Sistem mi’’ konulu panelde konuştu. İzleyicilerin sorularını da cevaplayan Talat ve Denktaş’ın konuşması zaman zaman esprili bir havada geçti.

‘’Bizde şimdiki sistem en kötü sistemdir’’ diyen Denktaş, bugünkü sistemin yanlış olduğunu, başkanlık sisteminin her yönüyle tartışılması gerektiğini ifade etti.

‘’Başkanlık böyle küçük bir toplumda muhakkak daha etkili bir şeydir’’ diyen Denktaş, başkanlık sisteminde, uzmanların idaresinde, tarafsız bir ombudsmanın, tarafsız bir sayıştay ve tarafız bir yargının şart olduğunu, tarafsızlığın sözde değil özde olması gerektiğini kaydetti.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da, başkanlık sisteminde en belirgin özelliğin kuvvetler ayrılığı olduğuna işaret etti.

Halk tarafından seçilen bir başkanın meşrûiyetinin tartışılmayacağını kaydeden Talat, KKTC’de cumhurbaşkanını halkın seçtiğini ve meşrûiyetinin tartışılmadığını, ancak yetkilerinin kısıtlı olduğunu, anayasanın başı olmasının da sembolik olduğunu belirtti.

Kuvvetler ayrılığını ciddî şekilde sağlamak gerektiğini ifade eden Talat, bunu sağlamanın en bilinen yolunun da başkanlık sistemi olduğunu söyledi. Talat, başkanlık sisteminin enine boyuna tartışılması ve tartışmalara halkın da katılması gerektiğini ifade etti.

/ LEFKOŞA

28.11.2007


 

Nejad’ın suçladığı yetkili beraat etti

İran’da casuslukla suçlanan eski nükleer müzakere heyetinden Hüseyni Museviyan beraat etti.

Yargı erki sözcüsü Ali Rıza Cemşidi, Museviyan’ın yargılanmasının tamamlandığını ve hakkındaki “casusluk ve gizli belgeleri saklamak” suçlamalarıyla açılan davalardan beraat ettiğini bildirdi. Cemşidi, Museviyan hakkında “rejim aleyhine çalışmak” iddiasıyla başka bir dava daha bulunduğunu, bunun da durdurulduğunu söyledi. Cemşidi, savcının itirazı durumunda Museviyan’ın bu konuda “suçlu sayılabileceğini” kaydetti.

/ TAHRAN

28.11.2007


 

Erbil, sınır ötesi harekât beklemiyor

Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimi hükümetinin Divan Sözcüsü Fuat Hüseyin, Türkiye’den sınır ötesi operasyon beklemediklerini söyledi.

Fuat Hüseyin, kendi topraklarından Türkiye’ye yönelik saldırı amaçlı kullanılmasına müsaade etmelerinin de söz konusu olmadığını belirtti. Divan sözcüsü Fuat Hüseyin, Türkiye’nin PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyon ihtimalinin azaldığını söyleyerek “Şimdiki duruma göre öyle görünüyor ki operasyon olmayacak inşallah. Bu problem askerî operasyonla çözülmez. Kuzey Irak’tan barış ve diyalog sinyali çıkıyor. Şimdi Türkiye’de de gerek siyasiler gerekse medya bu sorunun operasyonla çözülmeyeceği yönünde görüş belirtiyor. Biz de bu işin barış ve diyalogla çözülmesini umuyoruz” şeklinde konuştu.

/ ERBİL

28.11.2007


 

Göçmenlerin çoğu kadın

Dünyadaki göçmenlerin yaklaşık yarısını kadınların oluşturduğu ve bu oranın arttığı bildirildi.

Dünya Bankası’nın yayımladığı raporda, 1960-2005 yılları arasında göçmenler arasındaki kadın oranının 3 puan artarak yüzde 49,6’ya ulaştığı belirtildi. Raporda, eski Sovyetler Birliği ülkelerinden göçeden kadın sayısının bu ülkeden göçeden erkek sayısından daha fazla olduğu, Avrupa, Okyanusya, Latin Amerika ve Karayip ülkelerinden göçeden kadın ve erkekler arasında aşağı yukarı eşitlik olduğu, ancak kadın göçmen oranının artmakta olduğu ifade edildi. Kuzey Amerika ülkelerinden göç edenlerde ise kadın-erkek sayısının eşit olduğu ve bu dengenin değişmediği kaydedildi. Raporda, buna karşın Afrika ve Asya ülkelerinden göç eden erkek göçmenlerin sayısının kadınlara oranla daha fazla olduğu bildirildi.

/ WASHINGTON

28.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri